18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 4 Ocak 2018 12 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Hem ekonomik hem siyasiİRAN sokak OLAYLARININ İÇ DİNAMİKLERİ Eski Tahran büyükelçileri, 28 Aralık’ta başlayan ve tüm İran’a yayılan sokak hareketlerini Cumhuriyet’e yazdı Osman Korutürk (E.Büyükelçi) Selim Karaosmanoğlu (E.Büyükelçi) İran’da 28 Aralık 2017’de birbirinden oldukça uzak ve değişik demografik toplum yapılarına sahip iki kent olan Meşhed ve Kermanşah’da eşzamanlı olarak, görünüşte kendiliğinden başlayan sokak hareketleri internet ve sosyal medyanın da katkısıyla genişleyerek Tahran başta olmak üzere tüm ülkeye yayılmıştır. Olayların görünürdeki asıl sebebi ekonomik kaynaklı olup, dayanılmaz hayat pahalılığı ile çift rakamlı enflasyonun halkın satın alma gücünü asgariye indirerek gündelik hayatı ağır biçimde etkilemiş olmasıdır. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik güçlüklerde uzunca bir süredir İran’a karşı uygulanan ve ABD’de görülmekte olan Sarraf davasının da konusunu oluşturan dış yaptırımların rolü göz ardı edilmemelidir. Bunun yanı sıra, İran’ın ulusal bütçesinden ve kayıt dışı kaynaklarından olağanüstü pay alan Vakıflar (Bunyadlar) da, sokaklara dökülen ekonomik sıkıntı içindeki halkta tepki uyandırmaktadır. Bunyadlar, görünürde dinselsosyal nitelikli vakıflar olmakla beraber, bunların önde gelenlerinin ağırlıklı işlevi gerçekte İran’ın Irak, Suriye, Yemen gibi sınır ötesi askeri faaliyetlerinin finansmanına ve ayrıca Lübnan’daki Hizbullah gibi yurtdışı siyasi hareketlere fon aktarmaktır. Vakıf niteliğinin sağladığı statü sayesinde hiçbir denetime tabi olmayan Bunyadlarda öteden beri halkın kesesinden büyük bir serbestlikle harcama yapıldığı ve bu harcamalar sırasında yetkililerin yolsuzluklar yoluyla Bunyadlardan nemalandıkları da halk arasında yaygın şekilde konuşulmaktadır. Sokağın arka planı Bu ekonomik tablonun ve buna bağlı gözüken sokak hareketlerinin arka planında, Ahmedinejad zamanından günümüze uzanan siyasi çekişme ile Dini Rehber Hamaney’in başını çektiği muhafazakâr cephe ve Cumhurbaşkanı Ruhani’nin temsil ettiği “Liberal” olarak adlandırılan siyasi hareketin iktidarda söz sahibi olma mücadelesinin bulunduğu da dikkatten kaçırılmamalıdır. İran, anayasaya göre İslam devriminin koruyucusu olan dini rehber bu konumu sonucunda devletin zirvesinde yer almakta; aynı zamanda Aye tullah Humeyni’nin halefi olarak da kabul gördüğü için, gerek anayasal gerek manevi anlamda ülkenin bütün kurumları üzerinde tartışılmaz bir nüfuza sahip bulunmaktadır. Hal böyle olmakla beraber, genellikle sanılanın aksine, İran devlet yapısı etkin bir kuvvetler ayrılığı üzerine bina edilmiştir. Parlamentonun gücünün özel bir ağırlığa sahip olması nedeniyle, kendine özgü bir “parlamen Selim Karaosmanoğlu ter sistem” olarak da adlandırılması yanlış olmayacak bu yapıda, seçimle işbaşına gelen parlamento bütçenin yapılması ve denetlenmesinden sorumlu olduğu gibi, Cumhurbaşkanı tarafından seçilen bakanları da azletme yetkisine sahiptir. Keza, yargı da İran devlet sisteminde göreceli bağımsız bir kuvvet olarak yer almaktadır. Yargının bu çerçevede yolsuzluk iddiaları nedeniyle eski Cumhurbaşkanı Rafsancani’nin oğlu ile kızından, yine eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın bacanağına kadar birçok nüfuzlu kimseyi tutuklayıp yargıladığı; ambargoyu delme bahanesiyle İran devletini dolandıran ve yetkililere rüşvet veren Babek Zencani ile ondan rüşvet alan yetkilileri mahkum ettiği hatırlanacaktır. 3 odaklı çekişme Tekrar, güncel sokak hareketleri bağlamında, yukarıda sözünü ettiğimiz iktidar mücadelesine dönecek olursak, bugün İran’da üç odaklı bir siyasi iç çekişme ile Osman Korutürk karşı karşıya bulunulduğunu söylemek mümkün görülmektedir. Nitekim sokak hareketlerinin, yazının başında işaret edildiği üzere, birbirinden çok farklı Meşhed ve Kermanşah’da başlamış olması bir tesadüf olmasa gerektir. Meşhed’de, İran’ın en önde gelen Bunyad’ı “AstanI Kudsi Rezervi” bulunmakta ve bu vakfın başında olan Meşhed Külliyesinin Cuma İmamı Seyyid Ahmed İlmulhüda’nın damadı olan İbrahim Reisi, son seçimlerde muhafazakârların adayı olarak Cumhurbaşkanı Ruhani’ye karşı seçimi kaybetmişti. Sözü edilen önem Cumhurbaşkanı Ruhani, olayların başlangıcında “İranlılar hükümeti protesto etmekte özgürdür” şeklinde olumlu bir yaklaşım göstermişti. li Bunyad bağlamında öteden beri yolsuzluk söylentilerinin yaygın olduğu Meşhed’de, son ekonomik sıkıntıları fırsat bilen bir muhafazakâr tahrikinin de söz konusu olabileceği ve bu karışımın Meşhed’de halkın sokağa dökülmesine sebep olabileceği bir tahmin olarak öne sürülebilir. Deprem tepkisi Kermanşah’a gelince, son depremde kalitesiz ve eksik malzeme nedeniyle yıkıldığı saptanan, Ahmedinejad zamanından kalma toplu konutlardan dolayı esasen tepkili olan halk, ekonomik sorunlar ve aşırı zamların da tesiriyle sokağa dökülmüştür. Cumhurbaşkanı Ruhani’nin olayların başlangıcında “İranlılar hükümeti protesto etmekte özgürdür” şeklinde olumlu bir yaklaşım göstermesi de bir ölçüde, Rehber Hameney ile de arası açık olan Ahmedinejad’a karşı bir siyasi tutum olarak görülebilir. Esasen “liberallerin” desteklediği, yönetsel şeffaflık taraftarı Cumhurbaşkanı Ruhani, geçen yıl, İran’da ilk kez olarak ulusal bütçeden Bunyadlara transfer edilen meblağları rakamsal olarak açıklamış, bu hem dinsel vakıfların başındaki Mollaları kızdırmış, hem de bu rakamların milyar dolarlara varan tutarları halkta öfke uyandırmıştır. Görüleceği üzere, İran’daki olayların çıkma nedeni dışarıdan tahrik edilmiş olmaktan ziyade ülkenin iç ekonomik ve siyasi dinamiklerinin bir sonucu gibi gözükmektedir. İSTİKRARSIZ BİR İRAN NE GETİRİR? ABD Başkanı Trump’ın, “İran halkının nihayet vahşi ve yoz İran rejimine karşı harekete geçti” şeklindeki aşırı beyanları bir temenni olmaktan öteye gidemeyeceği gibi, ulusal konularda son derece duyarlı olan İran kamuoyunu da dış baskıya karşı birleştirme sonucu doğurabilecektir. Dış politika konusundaki görüş ve yaklaşımları bugüne kadar sığ kalmış gözüken Trump olmasa dahi, ABD yönetimindeki strateji bilen, deneyimli yetkililerin; keza bunların diğer ülkelerdeki benzerlerinin; İran’ın istikrarsızlaşması halinde bunun, Afganistan’dan Körfeze ve Doğu Akdeniz’e kadar uzanan geniş bir alanda büyük çalkantılara yol açacağını; yansımalarının küresel istikrarı dahi etkileyebileceğini görmelidirler. İran’da bugün cereyan eden gelişmeler rejimi değiştirmeye yönelik eylemler olarak algılanmamalıdır. Rejimin bunlara etkisi de, olayları yatıştırma konusunda takınacağı tutumla doğrudan bağlantılı olacaktır. Eğer İran hükümeti 2009 olaylarında yaptığı hatayı tekrarlamayıp, sivil “Besiç” Kuvvetlerini halkın üstüne sürmez ve konuyu kolluk kuvvetleriyle denetim altına almaya yönelirse, olayların yatıştırılması daha az sancılı olabilecektir. Çavuşoğlu ABD ve İsrail’i suçladı Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Cumhuriyet’i davet etmediği toplantıda, İran’daki sokak olayları için “Bu sürece destek veren iki kişi var. Birisi Netanyahu, diğeri Trump” dedi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İran’daki olaylara ilişkin, “Bu sürece destek veren iki kişi var. Birisi Netanyahu, diğeri Trump. Başka ülkelerden bu gösterilere destek veren açıklamalar görmedim” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara Devlet Konukevi’nde gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Yapılan açıklamalara göre gösterilere destek veren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump’ın destek veren liderler olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Başka ülkelerden bu gösterilere destek veren açıklamalar görmedim. İran’ın iç işleridir ama İran’ın istikrarı komşuları için önemlidir. Dışarıdan bu tür müdahalelere karşıyız. Rejimi seversiniz sevmezsiniz ama yönetimler seçimle iş başına gelir. Seçimlerden sonra demokratik olup olmadığı konusunda itirazlar gelmiyor. Bir yönetim değişecekse bir sonraki seçimde İran halkı değiştirebilir” şeklinde konuştu. Çifte standart Çavuoğlu, İran’ı eleştiren ülkelerin de samimi olması, çifte standarttan uzak olması gerektiğinin altını çizerek şunları kaydetti: “Kendine hizmet eden ya da kendi çıkarlarına uygun olan, buna benzer hiç seçimin olmadığı ülkeler gayet iyi güzel oluyor, onlara övgüler var. İran’la geçinemiyoruz, İran bize karşı, dolayısıyla bu rejim kötü. Bu çifte standarttır. Mısır’da bir darbe oldu. Darbecilere herkes destek verdi. Başka ülkelerde onlara övgüler var. İran’a eleştiriler var. Bu tür müdahaleler İran rejiminin de işlerini kolaylaştırır. Kimler İran’ı karıştırmak istiyor, bu da ortada. Ruhani’nin açıklamalarını da olumlu buluyoruz. Barışçıl gösteri hakkının olduğunu ve kanunların çiğnenmemesi gerektiğini söylüyor. Şiddetten, provokasyondan kaçınılması gerektiğini söylüyor.” Çavuşoğlu, “Zarif ile olayların ikinci gününde temasımız oldu. Telefonlar sürek li kesildi. Mesajlaştık, daha sonra telefonla görüştük. Zarif’in Mevlüt Çavuşoğlu söylediklerine göre durum o kadar da kötü değil. Türkiye’deki Gezi olaylarıyla benzetiliyor” diye konuştu. Deliller çıkmalı İran’dan gelen açıklamaların önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “İran yönetimi, ‘Biz, barışçıl gösterilere itibar etmiyoruz, varsa sorun çözeriz. Sabırlı davranıyoruz. Devletin demir yumruğunu da göstermiyoruz’ diyorlar. İl ginç bir durum. Arkasında başka güçler olduğu söyleniyor. Ama deliller net şekilde ortaya çıkmadan bir şey söylemek zor. Yönlendirme mi var, iyi değerlendirmek lazım” diye konuştu. YENİ BANKACILIK AÇILIMI Erdoğan ialenlRaşuthıani SİNAN TARTANOĞLU New York mahkemesinin İran ile yapılan ticaret nedeniyle Türkiye ile ilgili vereceği karar beklenirken, Türk ve İran cumhurbaşkanları olası yaptırımlara meydan okumaya karar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, bankacılıkta işbirliğini daha da geliştirme kararı aldı. İki cumhurbaşkanının dün sabah saatlerinde yaptığı görüşmenin ardından Türkiye Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, İran’da devam eden gösterilerin ele alındığı belirtilerek, Erdoğan’ın, “Türkiye olarak İran’ın toplumsal huzur ve istikrarının korunmasına önem verdiği”nin vurgulandığı aktarıldı. Erdoğan’ın “halkın barışçıl gösteri hakkını kullanırken kanunların çiğnenmemesi” gerektiğini söyleyen Ruhani’ye bu yaklaşımın “isabetli” olduğunu belirtti. İran detay verdi İran Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada ise iki liderin telefon görüşmesine dair ilginç detaylar yer aldı. Buna göre Ruha ni, iki ülke arasındaki siyasi, güvenlik ve eko nomik alandaki artan işbirliğinden memnuni yetini vurgulayarak, bankacılık işbirliğinin FO REX ve ulusal para bi rimleri kullanılarak arttırılmasının önemli olduğunu söyledi. Erdoğan ise Ankara’nın BOZDAĞ’DAN İRAN olayları AÇIKLAMASI İran ile karşılıklı çıkar alanlarının tamamında ilişkileri geliştirmeye kararlı olduğu karşılığını verdi. İran Cumhurbaşkanlığı’nın İngilizce açıklamasına göre; Erdoğan, “Bankacılık alanında işbirliğinin derinleştirilmesi ve ulusal para biriminin ekonomik ilişkilerdeki kullanımının arttırılması bu ilişkilerin daha da büyümesini sağlayacaktır” dedi. İki liderin bankacılık alanında işbirliğine ilişkin sözlerinin temeli İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri’nin ekim ayındaki Ankara ziyaretinde atılmıştı. Ziyarette, merkez bankalarının ulusal para bi Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ ise Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada “İran’da meydana gelecek, getirilecek kriz, kaos ve çatışmaların İran, İranlılar ve bölgeye zarar vereceği aşikârdır. İran’da huzur, sükun, barış ve istikrarın korunması için iktidarın ve halkın; kışkırtma ve provokasyonlara; kurulan ve kurulacak tuzaklara karşı dikkatli, basiretli ve sağduyulu hareket etmesinin gerekliliğini ve önemini bir kez daha vurgula rimi ile ticaret yapıl makta fayda gö masını sağlayacak ça rüyoruz. Türkiye, lışmaları yapması için dış müdahaleler anlaşma imzalanmış le veya şiddet kul tı. Erdoğan’ın, Batı ve lanarak zorla ya da İsrail medyasının Tür anayasa ve yasa kiye dahil bazı ülkeler ların çizdiği meş de karışıklık çıkarma ru yol dışında baş sına yönelik sözlerine de işaret eden Ruhani, İran polisinin göstericilere karşı tavrına da değindi. Ruhani, “İran İslam Cumhuriyeti’nde ka bir yöntemle iktidara gelmeye de iktidarı değiştirmeye de karşıdır” ifadelerini kullandı. insanlar, kanunlar çer çevesinde eleştirilerini ifade etmekte, pro testo gösterilerinde özgürdürler. Şüphe yok ki insanların güvenliği ve barışı bizim için çok önemlidir. Bu nedenle şiddet ve yasadışı hare ketlere karşı sessiz kalmayacağız” dedi. Suriye için işbirliği Ruhani, İran’ın Türkiye ile bağlarını derinleştirmek konusunda kararlı olduğunu da belirtirken iki ülkenin Soçi ve Astana’da kurduğu işbirliğinin önemine dikkat çekti ve bunun bölgede tam bir güvenlik ve istikrar sağlanana kadar sürmesini istedi. Erdoğan da Soçi ve Astana zirvelerinin önemine işaret ederek iki ülkenin bölgede istikrarı ve güvenliği pekiştirmek için birlikte çalışmaya devam edeceğini söyledi. l ANKARA IŞİD üyesi kadın adli kontrolle serbest Suriye’ye geçip terör örgütü IŞİD’e katılarak, örgüt adına faaliyetlerde bulunan Z.K. isimli kadın, iki çocuğuyla birlikte Kilis’te güvenlik güçlerine teslim oldu. Ailesinin yaşadığı Bingöl’e götürülüp mahkemeye çıkarılan kadın, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Z.K. isimli kadın, bir süre önce 2 çocuğuyla birlikte Türkiye’den Suriye’ye geçerek terör örgütü IŞİD’e katıldı. Güvenlik güçlerinin terör örgütü IŞİD üyeliğinden aradığı ve örgüt adına Suriye’de faaliyetlerde bulunduğu belirlenen kadın, 2 çocuğuyla birlikte Suriye sınırındaki Kilis’teki bulunan Öncüpınar Sınır Kapısı’na gelerek güvenlik güçlerine teslim oldu. Kadın ve çocukları, ailesinin yaşadığı ve savcılık tarafından arandığı Bingöl’e gönderildi. Bingöl’de mahkemeye çıkarılan kadın, adli kontrol şartıyla salıverildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle