18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 4 Ocak 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Değişim geriye götürdüEğitim sisteminde 2017 yılı boyunca 7 kritik konuda değişiklik yapıldı haber 11 2017 yılında da eğitim alanında bugünü de geleceği de derinden etkileyen önemli değişiklikler yaşandı. Ulusla rarası değerlendirmeler, fen ve matematik te 12 yıl önceki sonuçların bi le altına gerilediğimizi göster di. Türkiye’deki mülteci nü fusu Arnavut nüfusuna eşit lenirken, okul çağındaki 850 FİGEN ATALAY bin Suriyeli çocuğun nasıl eğitileceği sorunu hâlâ çözülemedi. Engellilere ders kitap larında bile yer verilmedi. Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) ‘’Eğitimde 2017’de Neler Değişti’’ başlıklı çalışmasına göre, geçen yıl eğitim alanında yaşanan değişiklikler şöyle: 1. PROGRAMLAR GÜNCELLENDİ: Öğretim programlarındaki değişiklikler arasında en çok tartışma yaratan konulardan biri “Evrim Teorisi”nin çıkarılması oldu. Konu, bazı çevrelerde “laik ve bilimsel eğitime darbe” olarak nitelendirilerek yargıya taşındı. Bununla birlikte, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi taslak öğretim programı, Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından paylaşıldı. 2. TEOG KALDIRILDI: MEB, 201718 öğretim yılının başlamasından kısa bir süre sonra, 19 Eylül 2017’de, üç yıldır uygulanan TEOG’un (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi) kaldırıldığını açıkladı. Gerekçesi, öğrencilerin üzerinde yarattığı sınav stresi olarak gösterildi. 3. ÜNİVERSİTEYE YENİ SİSTEM: 2017’nin kritik değişikliklerinden biri de üniversiteye giriş sisteminde yaşandı. 7 yıldır uygulanan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile Lisans Yerleştirme (LYS) kaldırıldı. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) getirildi. YKS kamuoyundaki pek çok tartışma ve önerilerle bir ay içinde 5 kez güncellendi. 4. OKUL ÖNCESİ ZORUNLU: MEB 2019’da, 54 ay ve üstü çocuklar için okul öncesi eğitimi zorunlu hale getirmeyi planladığını açıkladı. Pilot uygulama, 201718 öğretim yılında 22 ilde başladı. 5. YABANCI DİL AĞIRLIKLI: MEB, yabancı dil eğitimindeki sıkıntıları aşmak ve öğrencilerin daha iyi yabancı dil öğrenebilmesini sağlamak için 5. sınıf müfredatını yeniden düzenledi. Buna göre, 5. sınıfın yabancı dil hazırlık sınıfı olmasına karar verildi. Uygulama, Türkiye genelinde seçilen 620 okulda pilot olarak hayata geçti. Yaklaşık 110 bin öğrenci bu yıl 5. sınıfı hazırlık sınıfı olarak okuyor. 6. ÖĞRETMENE PERFORMANS: 2017’de yapılan değişikliklerden biri de öğretmenler için performans değerlendirme sistemi getirilmesi oldu. Bakanlık, eğitimdeki kaliteyi artırmak ve öğretmenlerin ihtiyacını belirlemek için uygulamayı getirdiğini açıkladı. Pilot uygulamanın ardından tüm Türkiye’de uygulanacak sistem, bazı çevrelerde eleştirilmeye devam ediyor. Bu sistemin, öğretmenin itibarını zedeleyeceği, çalışma barışını etkileyeceği ve tehdide dönüşeceği belirtiliyor. 7. REHBERE NÖBET GELDİ: Yönetmeliğe göre, rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmenlerine nöbet tutma, sınavlarda görev alma şartı getirildi. Ayrıca, rehber öğretmenlerin görevlerine, eğitimlerini hastanede veya evde yapan öğrencileri ziyaret de eklendi. ADIM ADIM GERİLEME n PISA’DA 2003’ÜN GERİSİNE DÜŞTÜK: Üç yılda bir yapılan PISA Testi’nin sonuçları 2017’de eğitimde en çok gündem olan konulardan biriydi. Türkiye’nin fen, matematik ve okuma becerilerinde 2003’ten bu yana yükselişte olan puanları 2015’te düşerek, 12 yıl önceki sonuçların bile altına geriledi. n KİTAPLARDA ENGELLİ YOK: ERG, Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Merkezi (SEÇBİR) ve Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) işbirliğiyle hazırlanan “Ders Kitaplarında Engellilik Araştırması”nın sonuçları, yıllardır ders kitaplarında görünmez olan engelliler açısından sınırlı iyileşmeye işaret ediyor. Araştırmada, farklı seviye ve branştan 37 kitap incelendi. Araştırmanın sonuçları arasında, ders kitaplarında engellilere yeterince yer verilmediği, kitaplardaki metinlerde, okuma parçalarında, görsellerde yer verilen kişilerin yalnızca yüzde 3’ünün engelli olduğu gibi sonuçlar yer alıyor. n MÜLTECİ EĞİTİMİ: 2017’nin gündemindeki konulardan biri de mülteci öğrenciler oldu. Türkiye’de okul çağında yaklaşık 850 bin Suriyeli çocuk yaşıyor. Bu çocukların Türkiye toplumuna barışçıl şekilde entegre olabilmesi için nitelikli eğitime erişimin artması ve kapsayıcı eğitimin benimsenmesi kritik önem taşıyor. n TÜRKİYE’NİN HALİ: UNESCO’nun her yıl hazırladığı “Küresel Eğitim İzleme Raporu”, Türkiye’de öğrencilerin yüzde 30’unun matematik becerisinden yoksun olduğuna, engellilerin okul terkinde Türkiye’nin Avrupa’da birinci sırada olduğuna ve öğretmen özerkliğinin 2006’dan 2015’e dek giderek azaldığına işaret ediyor. ‘İmam hatip nesli’ hamisini andı Cumhuriyet’in ilk yıllarında kapatılan imam hatip okullarını yeniden açan, din dersini ilkokul müfredatına sokan ve Köy Enstitüleri’ni kapatan eski Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri, Ankara’da adının verildiği imam hatip lisesinde Kuran tilaveti, ilahilerle anıldı. Törene Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da katıldı. Bakan Yılmaz, Türkiye genelinde 1478 imam hatip lisesi olduğunu ve bu okullarda 523 bin öğrencinin öğretime devam ettiğini söyledi. Öğrencilere seslenen Çavuşoğlu ise “Bu millet, hak uğruna sağına ve soluna bakmadan ‘ben varım’ diyen şuurlu bir imam hatip gençliğinden çok şey bekliyor. İslamın değerlerini benimsemiş gençliğimiz, Tevfik İleri’nin, Adnan Menderes’in, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın emeklerinin zayi olmayacağının göstergesidir” diye konuştu. bakŞanolrıktaiscteezmayişı1RMTTİÜLCVKYE8’OZT’EAENNTL SİNAN TARTANOĞLU Diyanet’in 9 yaşındaki kızların gebe kalabileceği yorumunun ya adına Genel Müdür Vekili İslam Emiroğlu’nun 18 Aralık’ta RTÜK’e yazdığı yazıda, “Bakanlığımızca çocukların korunması, haklarının ve ertelemenin ardından dün yapıldı. Üst Kurul TV8’in bildirdiği son aylık reklam gelirinin yüzde 2’si oranında idari para cezasına çarptırılması ardından bir kız çocuk skandalına esenliklerinin güvence altına alınma na oy çokluğu ile karar verildi. Kesi da Aile Bakanlığı imza attı. RTÜK’te sı, ihmal ve istismardan korunmala len cezanın yaklaşık 1 milyon TL tu AKP’li üyelerin “millet tahrik oluyor” rı amacıyla çalışmalar yürütülmekte tarında olduğu öğrenildi. sözleri ile cezalandırılmasını savunduğu küçük kızların şortlu dans gös dir. Çocukları etkileyen tüm yasa ve politikalarda, idari ve yargısal karar Hadise’ye ‘sıfır tolerans’ terisi için esas şikâyetin Aile ve Sos larda ve hizmet sunumunda, çocu RTÜK dün ayrıca, şarkıcı yal Politikalar Bakanlığı’ndan geldiği ğun yüksek yararı ilkesi göz önünde Hadise’nin ‘Sıfır Tolerans’ şarkısı ortaya çıktı. bulundurulmaktadır” denildi. nın klibi nedeniyle 4 müzik kanalı TV8’de yayımlanan “Yetenek Sizsiniz” programında, yaşları 7 ile 11 ‘Ahlaki gelişime zararlı’ nının cezalandırılmasını da görüştü. Kanalların cezalandırılmasının isten arasında değişen küçük kız çocuk Yazıda, “TV8’de, Yetenek Sizsiniz diği raporda, “Hadise üstünde sutyen larının şort giyerek yaptıkları dans programında ‘Queens of the Dance’ veya bikini üstü görünümündeki bir gösterisi nedeniyle hazırlanan RTÜK grubunun sergilediği gösteride, ço kıyafetle bir jakuziye girmekte, üs uzman raporunda, “Çocukluğun saf cukların yaş ve gelişim düzeyine uy tü çıplak vaziyetteki erkek oyuncu lık ve masumiyetine tezat görüntüler gun olmayan kıyafetlerle dans ettik nun Hadise’ye ve Hadise’nin de rol içinde sahnede arzı endam eden kız leri görülmektedir. Söz konusu yayın arkadaşına olan dokunuşları ekra lar, yaşlarına uygun olmayan kıyafet çocukların fiziksel, zihinsel, psikolo na gelmektedir. Erkek oyuncunun ve makyajlarla dans gösterilerini ta jik veya ahlaki gelişimine zarar vere Hadise’nin, Hadise’nin de rol arkada mamlamışlar, söz konusu yarışmada bilecek içerikte olup, çocukların ih şının vücudunun kimi yerlerini öp yayın yoluyla istismar edilmişlerdir” mal ve istismardan korunması ama me, koklama görüntüleri ile ikilinin denilmişti. Üst kurul toplantısında cıyla gerekli cezai yaptırımın uygu aynı yatakta yer aldığı samimi gö AKP’li üyelerin TV8’in cezalandırıl lanması hususunda gereğini bilgile rüntülere yer verilmektedir” gibi ay masını “Millet tahrik oluyor” sözleri rinize arz ederim” ifadeleri kullanıl rıntılı anlatımlar yer aldı. Raporda, ile savunduğu ortaya çıkmıştı. dı. RTÜK’ün cezalandırma talebini klip için “toplumsal yaşam alanı için RTÜK’te yaşanan skandalın ta içeren uzman raporunun da bakan de sergilenemeyecek görüntüler” de limatını Aile ve Sosyal Politika lıktan gelen yazı ile aynı gün hazır nildi. Klibi yayımlayan 4 müzik ka lar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Ge landığı öğrenildi. TV8’in Bakanlığın nalı dünkü toplantıda ayrı ayrı, rek nel Müdürlüğü’nün verdiği ortaya da talebi doğrultusunda cezalandı lam gelirlerinin yüzde ikisi oranında çıktı. Bakan Fatma Betül Sayan Ka rılmasına ilişkin oylama, iki haftalık para cezasına çarptırıldı. l ANKARA Bakanlık niye suskun? Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde 9 yaşındaki kız çocuklarının gebe kalabileceğine ilişkin bilgiler bulunduğunun ortaya çıkması büyük tepki çekti. Konuyu TBMM gündemine taşıyan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması için Meclis Başkanlığı’na yazılı soru önergesi sundu. Tanrıkulu, Yıldırım’a “Bu açıklamadan sonra işlenecek suçlar bakımından Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konumu, TCK’nin 39/2a maddesinde tarif edilen ‘suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek’ olacağından, AKP Hükümeti disiplin hükümleri bakımından soruşturma başlatacak mıdır. Diyanet’in kızların 9 yaşında gebe kalabileceklerini, erkeklerin de 12 yaşına girdiklerinde baba olabileceklerini bildirmesi ile ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hangi gerekçelerle açıklama yapmamaktadır” sorusunu yöneltti. “Ameller niyetlere göredir” hadisini örnek gösteren CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan ise “Diyanet İşleri Bakanı’na, insanların iyi veya kötü niyetlerine bırakılmayacak kadar ciddi ve toplumsal hayata etki İnternet sitesinde ‘9 yaşındaki kızlar gebe kalabilir’ diyen Diyanet İşleri Başkanlığı’na tepki yağarken CHP, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın skandala sessiz kalmasını eleştirdi. nin onayıyla nikâh dairesi ne değil okula gitmelidir. Ço cuklarımızın anne babasının güvenli kollarından koparı larak sürekli devam edecek olan bir tecavüze mahkum bırakılması kabul edile mez. Çocuklarımızı sapık lardan ve bu fetvayı veren anlayıştan korumalıyız. Biz bu anlayışın karşısın dayız ve direneceğiz. Ço cuklarımızı bu sapkın zih Sezgin Tanrukulu Gülay Yedekci Şenal Sarıhan niyete teslim etmeyeceğiz” eden bir makamı işgal ettiğini anımsatarak, işlerini “kendisinin ya da başkalarının niyetleri ile değil evrensel hukuk ilkeleri” ile yapmaları gerektiğinin altını çiziyoruz” açıklamasını yaptı. CHP İstanbul Milletvekili Yrd. Doç. Dr. Gülay Yedekci ise “Çocukların evlenmesinde ebeveyn onayı skandal bir uygulamadır. Çocuk, velisi açıklamasını yaptı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın daha önce de tartışma yaratan birçok açıklamaya imza attığını vurgulayan Adana Barosu Başkanı Veli Küçük ise “Resmi ağızlardan yapılan bu tür açıklamalar insanları bu suçu işlemeye teşvik niteliğindedir” diye konuştu. Küçük, Diyanet İşleri Başkanı’nı istifaya davet etti. l Haber Merkezi Vasatın iktidarında ayakta kalma sanatı İran’da yaşananlarla ilgili yapılan zırva, saçma yorumlar, her satırından cehalet akan yazılara bakıyorum. Televizyonlarda çıkan siyaset yorumcularına, sahte siyaset belgesellerine, amatör beyin yıkama çabalarına bakıyorum. Sonra Diyanet’in 9 yaş fetvasıyla ilgili savunmaya geçenlere ya da gıkını bile çıkartamayanların zavallılığına... “Haber sitesi” denilen yerlerin kargacık burgacık haline, gazetelerin acıklı mizanpajına, 2017 yılında insanlık bambaşka kaygılarla boğuşurken bizim her gün maruz kaldığımız seviyesizliğe... Yahu biz nasıl yaşayacağız bunca saçmalığın ortasında? Tamam baskıya, zulme alışırız, direnir ya da ona göre gardımızı alırız. Ama biz bu vasatlıkla, bu cehaletle nasıl yaşayacağız? İşte bu, içinden geçtiğimiz dönemle ilgili demokrat, aydın ya da iyi kötü mürekkep yalamış tüm vatandaşlar için en büyük sorunlardan biri... Vasatla yaşamak zorunda kalmak, tam bir lanet. Ama bir de işin içine cehalet girince, demokratik sabır bile yetmiyor. Oysa ben yıllar yılı annebabalarımızın kuşağındaki aydınların muhafazakâr camiayı hakir görmesine, merkezin sağda siyaset yapmak isteyen herkese aşağılayıcı etiketler yapıştırmasına sinir olurdum. Bu tepeden bakan tavrın, sol ve laik kesimin toplumun geniş katmanlarına nüfuz edememesinin temel nedeni olduğunu düşünürdüm. Gel gör ki 15 yıllık muhafazakâr iktidar tecrübesinden sonra, kimsede milli irade romantizmi yapacak derman kalmadı. O kadar kötü bir yönetim tecrübesi ve o kadar net bir ahlaki çöküş var ki karşımızda, bunu kabul eden toplum kesimlerine sempati duymak mümkün değil. Türkiye’nin mevcut kutuplaşmasında bir taraf kötülükleri, diğer taraf da değişim arzusunu savunuyor. Bu da bizleri, artık alenen ve hiç utanmadan kötülüğü savunan kesimden tamamen koparıyor. Ruhen, maddeten ve beşeri olarak hiçbir ilişkimiz olmasın istiyoruz, baskıyı savunan, zulmü görmezden gelen ya da en basitinden 11 yaşındaki kız çocuklarını evlendirmek isteyen ya da buna göz yuman insanlarla. Peki ne yapacağız? Hasbelkader aynı ülkedeyiz. Gidip başka bir vatan kuracak halimiz yok. Tası tarağı toplayıp başka bir yerlere taşınmak da istemiyoruz. Birlikte yaşamaya mahkumuz ama bu insanlarla, bırakın siyaseti, aynı değerlere bile inanmıyoruz. Üstelik, yaşadığımız ülkede, iktidarın uygulamalarına yönelik haklı ve geniş bir isyan olsa da, aynı İran’da ya da Mısır’da olduğu gibi kurulu düzen bu haykırışı duymamaya, özgürlükler konusunda kimselere nefes aldırmamaya kararlı. Şiddet tekelini elinde tutan devlet, toplumun değişim isteyen kesimini düşman görüyor. Ne yapacağız? Görmezden geleceğiz. Onları görmemeyi, duymamayı kendimize öğreteceğiz. Kendi köylerimizi, kasabalarımızı, komünlerimizi kuracağız. Kendi gazetelerimizi okuyacağız. Mahallelerimize çekileceğiz ve orada özgür, modern ve eşitlikçi yaşamlar kuracağız. Kadınlarla erkeklerin aynı mekânları ve hayatı paylaştığı, aynı işlerde çalıştığı, masayı birlikte kurduğu, birlikte topladığı, dans ettiği, güldüğü dünyalar kuracağız. Onlardan gelen saçmalıklara karşı vurdumduymaz olacağız. Kanallarını seyretmeyeceğiz, sokaklarında yürümeyeceğiz. Sataştıklarında cevap bile vermeyeceğiz. Kendi alanımızı koruyacağız. Bizim gibi düşünen, çağdaş değerlere ve demokrasiye inanan insanlarla birlikte yaşayacağız, aynı sofralarda yemek yiyeceğiz, diğerlerinin sesini duymamak için müziği sonuna kadar açacağız. Çocuklarımızı onların zehirli dillerinden, zehirli beyinlerinden uzak tutacağız. Her gece uyutmadan onlara ileride daha iyi bir ülkede yaşayacaklarını hatırlatacağız. Kendimizi, ailemizi, ruhumuzu şerden ve cehaletten koruyacağız. Çoğunlukken ürkek bir azınlık gibi yaşayacak, ayakta kalabilmek için onların kötülüklerini görmeden, sokaklarına girmeden, sözlerini duymadan ilerleyeceğiz. Bu “öğretilmiş körlüktür” diyebilirsiniz. Olabilir. Ama şimdilik, böyle yaşayacağız... Engelli öğrenciye öğretmen dayağı Burdur’un Bucak ilçesinde İsmail Şerife Sarı Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’nde koruma altında bulunan 5. sınıf öğrencisi 11 yaşındaki T.K. adlı erkek çocuk, özel sınıfta eğitim gördüğü Barbaros Ortaokulu’nda öğretmeni İ.B. tarafından şiddete maruz kaldı. 27 Aralık günü yaşanan olayın ardından Burdur Valiliği, öğretmen İ.B. ile okulun müdürü A.Ö. ve müdür yardımcısı F.İ.’nin görevden uzaklaştırıldığını duyurdu. Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı, öğretmen İ.B’nin gözaltına alındığını açıkladı. T.K’nin ise Bucak İsmail Şerife Sarı Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’nde devlet korumasında olduğu ve burada kaldığı kaydedildi. Mahkemeye çıkarılan öğretmen İ.B. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle