18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 31 Ocak 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET ‘Yaşamı savunmak hepimizin görevi’ haber 5 Bilgen TTB bildirisini okuyan Kılıçdaroğlu, ‘Savaş tahribat yapan bir sağlık sorunudur. Yanlış mı’ diye sorarak TTB operasyonuna tepki gösterdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) operasyonuna tepki gösterdi. TTB’nin “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” başlıklı açıklamasını okuyan Kılıçdaroğlu, “‘Savaş doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir sağlık sorunudur’ Yanlış mı? Doğru. Hangi savaş doğada ve insanda tahribat yapmadı? Savaş, toplusal yaşamı tehdit eder, insan eliyle yaratılır. İnsan olmasa savaş olmaz zaten. ‘Savaşa hayır, barış hemen şimdi’ demişler. Sen misin bunu diyen, alın, sabahın köründe basın tutuklayın” dedi. Bu gözaltıların dünyanın dikkatini Türkiye’ye çevirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, hükümete de “Bu tür davranışlar toplumun tümünün desteklediği Afrin operasyonuna gölge düşürür. Bu, Türkiye’nin itibarını zedeliyor” dedi. Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup konuşmasından satırbaşları şöyle: l Neden alınıyorsunuz? Endişe ve yılgınlık, bir kara bulut gibi toplumun üzerine konmak istiyor. Bu sabah, TTB Merkez Konseyi’ne polis operasyon yapmış. Gözaltına alacaksanız yazı yazarsınız, kaçacak insanlar değil, hepsi doktor, üniversitede hoca. Kanunu var yasal bir kuruluş. Sabahın köründe baskın ve gözaltı. Neymiş, bir bildiri yayımlamışlar. Sanırsınız ki bildiri zehir zembelek, iktidarı en ağır şekilde eleştiren bir şey. Yok öyle bir şey. Hangi savaş doğada ve insanda tahribat yapmadı. Savaş, toplumsal yaşamı tehdit eder, insan eliyle yaratılır. İnsan olmasa savaş olmaz zaten. Buyrun Suriye’ye bakın. “30 milyar harcadık” dediler. 3 milyar dolar bile harcamadılar. Suriyeli çocukların sokaklarda nasıl dilendiklerini biliyoruz. Bu dramı yaratan savaş değil mi? Suriye’deki iç savaş, kavga, terör değil mi? Buna dikkat çekiyorlar. Neden alınıyorsunuz? Doktor, hastanın kimliğine, siyasi görüşüne bakmaz, hastaysa tedavi eder. Yaşamı savunmak hepimizin görevi, doğru. Aklı başında hangi insan güzelliği, birliği bütünlüğü savunmaz. Bunlar da bunu söylüyor. Adil düzenden, eşitçilikten, özgürlükten ve barışcıl dünya yaratmaktan kim rahatsız olur? “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” demişler. Sen misin bunu diyen, alın sabahın köründe basın tutuklayın. l Tahammül edemiyorlar: Bu tür davranışlar sizin yaptığınız ve toplumun tümünün desteklediği Afrin operasyonuna gölge düşürür. Şunu beslersiniz, “Bir yerde bir hata yapıyoruz bunu kimse görmesin” diye. Ortada bir hata yok. Neden bunu yapıyorsunuz? İnsanlar düşüncelerini ifade edebilir. Katılır veya katılmazsınız, hapse atmak, evini basmak demokraside olmaz. Bütün dünyanın ilgisi bu noktaya çekildi. Asker bile dağda terör örgütü mensubunu yaralı yakaladığında alıyor, ekmek, su veriyor, helikopter tahsis ediyor ve hastaneye götürüyor. Bu ordunun saygınlığı açısından, bu insan sağlığına verilen değer için çok önemlidir. Siz toplumun düşüncesini açıklamasına tahammül edemiyorsunuz. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, parti grubunda yaptığı konuşmada, TTB’ye yönelik operasyonu sert sözlerle eleştirdi. ‘Kendini yakan gencecik çocuk haber bile olmadı!’ l Sıtkı kardeşim unutma: TBMM önünde gencecik bir çocuk kendini yaktı. Haber bile olmadı, korktular. Ben dillendirdim, kıyamet koptu. En ağır eleştirileri aldım. Ama artık o kişinin Meclis’in önünde kendini yaktığını herkes biliyor. Sıtkı Aydın. Sıtkı kardeşim seni ilk dile getiren kişi bu kardeşindir. CHP. Bizim sözümüz lafla değil işledir. Biz ezilenlerin, emeğiyle geçinenlerin, bu ülkede huzur isteyenlerin yanındayız. l Sindiremiyorum: Enis Berberoğlu hapiste. Neden? Cumhuriyet’te bir haber, davalar açıldı. Enis Bey de mahkemeye gitti tutuklandı, ömür boyu hapse mahkum edildi. İyi halden 25 yıl verildi. Bir gerçe ğin altını çizmek isterim, olayın başlangıcı Can Dündar’ın “Tutuklandık” kitabından kaynaklanıyor. Kitapta “MİT TIR’ları haberini flaş disk içinde 27 Mayıs günü solcu bir milletvekili tarafından bana getirildi” diyor. Flaşdiski kendisine getiren milletvekilinin adını vermiyor. Berberoğlu o tarihte vekil değil. Buna rağmen Berberoğlu verdi diye mahkemeye çağrılıyor. Devlet sırrını ifşa etti diye. HTS kayıtlarına bakılıyor. Kayıtlar, Dündar ayrı Berberoğlu ayrı yerde diyor. Ortada bir devlet sırrı var mı? MİT TIR’ları yakalandığında savcı, görevliler yargılanıyorlar sırrı açıkladınız diye. İfşanın ifşası olur mu? Bu, Türkiye’nin itibarını zedeliyor. Umarım hükümet tüm bunlardan ders çıkarır. l Şehit kanıyla oy ahlaksızlık: Türkiye, stratejik bir bölgede. Burada Türkiye’nin tüm bölgeye örnek olacak demokratik adımları atması, bölgeye örnek olması bizim dünyada saygınlık kazanmamız için önemli. Hiçbir ülke sınırında terör örgütlerinin yuvalanmasını istemez. İnsan haklarına, demokrasiye evet ama teröre hep birlikte hayır demek zorundayız. Bu insanlığın temel görevidir. Bu bağlamda Afrin operasyonuna desteğimiz tam. Ama onun ÖSO ile paralel adlandırılması bizde rahatsızlık yaratıyor. Bunu neredeyse ÖSO’nun kahramanlığına bağlayacaklar. Ya bizim ordumuz, erlerimiz, şehitlerimiz?.. Neredeyse onlar ikinci sınıf. Ordunun kahramanlığını, haysiyetini ve onurunu korumak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının en temel görevidir. Mehmetçik kanıyla oy devşirmeye çalışmak da büyük bir ahlaksızlıktır. l Erdoğan’a Suriye mektubu: 26 Ocak 2011, Suriye’de ayaklanmalar başladı. 29 Nisan 2011, kaçanlar Türkiye’ye gel di. 31 Mayıs 2011, Esad’a karşıt gruplar Antalya’da toplandı. Hükümet destek verdi. IŞİD, El Nusra gibi radikal gruplar bu süreçte oluşmaya başladı ve bunlara TIR’larla silah gönderildi. Biz, ‘Sakın silah göndermeyin, Suriye’nin içişlerine bulaşmayın, Türkiye’yi Ortadoğu bataklığna sürüklemeyin’ dedik. Bunlar iktidar tarafından kabul görmedi. Suriye karıştığı zaman Rusya ve ABD ana aktör değildi. Türkiye’de toplantılar yapılıyordu. 24 Ağustos 2012’de dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’a mektup gönderdim. Ama onlar bizi eleştirdiler ve MİT TIR’larıyla silah göndermeye devam ettiler. l Seni aldatmıyorum: Uyarımızdan 2 yıl sonra Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış olan İsmail Hakkı Pekin, silahların bir kısmının PKK’nin eline geçtiğini söylüyor. MGK’de görüşülen rapora göre Kobani’ye gönderilen ağır silahlar PKK’nin eline geçti. Biz uyarımızı yaptık 2 yıl önce dinlemediler. l IŞİD ‘yaramaz çocuktu’: Suriye konusunda en tutarlı politikaları kim üretti? Komşuda yangın var, siz benzin bidonuyla gi diyorsunuz. Su ile yangını söndürmeye gideceksiniz. 11 Şubat 2013 Cilvegözü’nde 13 vatandaşımız, Reyhanlı’da 52 vatandaşımız yaşamını yitirdi. IŞİD bile diyemediler. Çünkü o dönem “yaramaz çocuklar” diyorlardı. l PYD’yi meşrulaştırdın: Ortadoğu bataklığını Türkiye’nin mekânı haline getirdiler. Terör örgütlerine her türlü desteği verdiler. Şimdi PYD’yi düşman ilan ediyorlar. PKK’nin uzantısı diyorlar, doğru. Peki, kardeşim PYD’yi meşrulaştıran kim? Salih Müslim’i Ankara’ya defalarca çağrıp altına kırmızı halılar serip “Buyur hoşgeldin” diyen kim? Sen terör örgütü kabul etmedin. Bir sabah kalktık, Esad nasıl düşman olmuşsa o da düşman olmuş. Düne kadar beraberdiniz. Uyardık, yapma eyleme iş açar Türkiye’nin başına dedik. Ama yine birileri seni kandırdı, tuzağa düştün. Sana bir şey olmadı. Olan bu ülkenin gariban çocuklarına oldu. l Böyle toslarsın: Musul Konsolosluğumuz basıldı, 49 vatandaşımız kaçarıldı. Biri de bizim Ardahan vekilimiz Öztürk Yılmaz. Bölgeyi en iyi bilen kişidir. Her türlü hakaret yapılıyor. ‘Benim memurumdu’ diyor. Bir dakika beyfendi, kim sizin memurunuz? Devletin memurunu kendi memurun diye kabul edersen gelir böyle toslarsın. l Erdoğan’ın kölesi kalem oynatamaz: Bir başka çarpıklık. Dedim ki ‘CHP iktidarında Suriye’ye barış getireceğiz, Suriyeli kardeşlerime ‘baba ocağına geri dön, huzur geldi’ diyeceğiz’ dedim. Ne ırkçılığımız kaldı ne başka şey. “Sen Suryelilere nasıl geri dön dersin!” Evini, okulunu, yolunu yapacağız. Babaocağına geri dön diyorum. Aradan zaman geçti beyfendi büyük hızla döndü, konuşuyor; “Afrin’de huzur ve güven tesis edildiğinde yüz binlerce Suriyeli yurtlarında hayatlarını sürdürme imkânına kavuşacak”. O kalemşörlere söylüyorum, bir şey söylüyor musunuz? Erdoğan’ın kölesi durumunda olanlar kalem oynatamaz. l ANKARA / Cumhuriyet Furkan Vakfı’na operasyon: 21 gözaltı Operasyonda 364 bin TL para ele geçirildi. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında polis ekipleri, Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’na yönelik Adana merkezli Elazığ ve Niğde’de dün sabah şafak vakti operasyon yaptı. Adana’nın merkez Seyhan ilçesindeki vakıf merkez binasında yapılan aramada, kaynağı belli olmayan 364 bin lira para ele geçirildiği, polislerin görüntü kaydı yaparak paraları saydığı bildirildi. Gözaltına alınan vakfın kurucu başkan Alpaslan Kuytul ile vakıf yöneticileri ve “hocalar” olarak nitelenen kişilerin de aralarında bulunduğu 21 kişi, Emniyet’e getirildi. Şüphelilerin, “Afrin’deki Zeytin Dalı harekâtı’na yönelik olumsuz paylaşımlar yaptıkları, terörü övücü propaganda faaliyetleri yürüttükleri ve suç örgütü kurdukları” ileri sürüldü. Adana Valiliği’nce, Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’na yönelik düzenlenen operasyon sonrası, kentte yapılacak protesto gösterilerinin yasaklandığı duyuruldu. l ADANA / Cumhuriyet ‘OHAL’in yanında şimdi de savaş hali’ HDP’li Bilgen, ‘‘İktidar biz ne söylersek ona inanın, din adına ne söylersek, insan hakları adına ne söylersek ona inanın diyor” dedi HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, siyasetçilerin savaş çığırtkanlığı yaparak kendi asli görevlerinden kaçtığına işaret ederek, “Orduların görevi savaşmaktır, siyasetçinin, gazetecinin, doktorların görevi ise barışın yolunu bulmak ve savaşı bitirmek için çaba sarf etmektir. Siyasetçilerle askerlerin görevi birbirine karışırsa o ülkede siyaset adına söylenecek bir şey kalmaz” diye konuştu. Bilgen, Türkiye’de bir süredir askerlerden daha fazla savaş isteyen siyasetçi profili olduğunu kaydetti. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, partisinin grup toplantısında “Savaşta önce hakikat ölür” sözüne atıf yaparak “İktidar biz ne söylersek ona inanın, din adına ne söylersek, insan hakları adına ne söylersek ona inanın diyor” diye konuştu. Karşılarında 1991 yılında Irak’taki savaşa hayır toplantılarına katılan Refah Partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olmadığının farkında olduklarını belirten Bilgen, “Köprünün altından çok sular geçti” dedi. TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasına atıf yapan Bilgen, “Bazıları doktorlardan ölü sevici olmasını istiyor. Aynı şekilde 170 akademisyen ve aydın da linç ediliyor” diye konuştu. Muhalif İslami kesimlere yönelik de baskılar yapılmaya başlandığını söyleyen Bilgen, HDP’ye yönelik bas kıların da sürdüğüne işaret etti. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in bir haftadır gözaltında tutulduğunu belirten Bilgen, “Pendik’te galeyana gelip ilçe binamızı yakanlar yeterince delil olmadığı için serbest bırakılıyor” diye konuştu. Afrin harekatı olmasaydı 2017 yılında 13 bin makam aracının alınmasının ve benzinin 6 TL’ye çıkmasının gündeme geleceğini söyleyen Bilgen, “Ancak bugün tek gündemimiz savaş” diye konuştu. “Her şeye rağmen barışı savunmaya devam edeceğiz” diyen Bilgen, Erdoğan’ın ‘Hataları olabilir ama yanlış yapmadılar’ diye, bir iktidar partisi vekilinin “milli kuvvetler” diye tarif ettiği ÖSO’nun içinde pek çok grup olduğunu ifade etti. Bilgen, “Bu gruplar özgürlük savaşı veriyorlarsa bu savaşı hangi devlete karşı veriyorlar bunun açıklanması lazım” diye konuştu. Türkiye’nin olağanüstü halin yanında artık savaş haliyle de yönetildiğini söyleyen Bilgen, bu durumun artık ülkenin başka türlü yönetilmesinin imkânı kalmadığının itirafı olduğunu kaydetti. Bilgen, “Barışın olmadığı yerde güvenlik ve güven ortamı da olmaz. Çünkü hayatı korku dizayn eder. Hangi engelleme olursa olsun, haksızlık karşısında direnmeyi tercih edeceğiz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet HDP’de kadın eşbaşkan Pervin Buldan olacak MAHMUT LICALI ederken, yakın çevresine HDP’nin 3. olağan kongresine sayılı ve bazı milletvekillerine önümüzdeki hafta TBMM Başkanvekilliği’nden is günler kala eş genel baş tifa edeceğini duyurdu. kanların kim ola Buldan’ın eş baş cağı konusunda kan olmasıyla bir kısmen netlik ka likte HDP’de er zandı. Edinilen bil kek eş genel baş giye göre HDP’de kan konusunda ko hem kadın hareke nuşulan pek çok ti hem de bileşen isim parti içinde ler kadın eş genel ki dengeler nede başkanın TBMM niyle elenmiş oldu. Başkanvekili ve Buldan Buldan’ın eş baş HDP İstanbul Mil kan olmasıyla bir letvekili Pervin Buldan ol likte, erkek eş genel baş ması yönünde görüş bil kanın Ayhan Bilgen olaca dirildi. Buldan kendisine ğı görüşü ağırlık kazandı. iletilen bu görüşü kabul l ANKARA Kemalbay’dan TTB operasyonuna tepki: Bu memleket bizim Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından düzenlenen, “Demokratik, ekolojik yerel yönetimler kadın konferansı” HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, milletvekili Sibel Yiğitalp ve çok sayıda partilinin katılımıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda başladı. Açılış konuşmasını yapan Kemalbay, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasına tepki gösteren Kemalbay, “Bugün yine bir operasyonla gözlerimizi açtık. Türk Tabipleri Birliği, ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ dediği için baskıya maruz kaldı ve yönetici leri gözaltına alındı. AKP iktidarının artık kötülük üretmekte ne kadar büyük bir yaratıcılığa sahip olduğunun bir göstergesidir. Fakat hiç kimse geri bir adım atmıyor. Çünkü bu memleket bizimdir. Demokrasi güçlerinin bu topluma vereceği çok şey var. Fakat Erdoğan’ın bu topluma vereceği tabut ve ölümlerden başka hiçbir şeyi yoktur” diye konuştu. Afrin operasyonuna değinen Kemalbay, “Teröre karşı bir savaş ile karşı karşıya değiliz. AKPErdoğan iktidarı halklara karşı savaş yürütüyor. Çünkü Afrin’de halklar var. Pek çok kimliksel kesimler var” dedi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle