26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 28 Eylül 2017 2 Tarihi bile belli değil! haber TASARIM: İLKNUR FİLİZ YGS’ye 5 ay kala değiştirileceği açıklanan üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler bunalımda. Uzmanlar uyarıyor: Sınavın takvimi ve biçimi derhal netleştirilmeli Figen atalay Üniversite Giriş Sınavı’na (YGS) beş ay kala sistem değişikliğine gidilmesi, bu yıl sınava girecek adayların hem morallerini çok bozdu hem de çalışma isteklerini kaybetmelerine neden oldu. Bilgiyi kullanmaktan çok ezbere dayalı soruların ön plana çıkacağından kaygı duyan adaylar, sınav takviminin bir an önce açıklanarak, belirsizliğin sona ermesini istiyor. ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Başkanı Gülsün Kaya, üniversite sınavlarına girecek gençlerin, yıllardır hazırlandıklarına dikkat çekerek, “Bu çocuklar bu işe yıllardır kafa yoruyor ve değişiklik şimdi açıklanıyor. Sınavın tarihi belli değil, biçimi belli değil. Bir ay içinde açıklansa nasıl uyum sağlayacak?” dedi. Sistem değişikliğine gidilmeden nasıl bir araştırma yapıldığını merak ettiğini vurgulayan Kaya, şöyle devam etti: “Eski sistemin ne gibi sakıncaları ortaya çıktı da paldır küldür değişme kararı alındı? Daha önce uygulanan sisteme benzer bir uygulamanın getirileceği konuşuluyor. Onun ne gibi sakıncası vardı da değişti? Bunlar, kamuoyunun dikkatini bunlara çekip gündem yaratmak gibi görünüyor. Ancak bu durumun gençlere ve ailelere çok büyük etkisi oluyor. Gelecekleri söz konusu.” İmam hatipler için mi? Amacın eğitim sistemini düzeltmek olmadığını kaydeden Gülsün Kaya, şu eleştirilerde bulundu: “Bunlar aynı projenin çeşitli ayakla rı. Üniversiteleri de bir biçime sokma ya çalışıyor gibiler. Dindar nesil na sıl yetiştiririz, hesapları. Sorular na sıl olacak? Müfredatı soracağım diyor. Darwin’i sormayacak ama ‘Muame lat ve Ukubat’ sorula cak. Sınavlarda, dü şünme, bilgileri kul lanma becerisi ölçülü yordu, soruların bir kısmı da bilgi oluyor Gülsün Kaya du. Esas amaç bu müfredatın ders kitapla rının ezberlenmesi. Gençler bunla rı bilsin. Gençler, 7. yüzyılda ortaya çıkmış bir dinin belki o günün geçer li kurallarını öğrenmek zorunda bu sı nav için. Üniversiteye girmek için 12. sınıfların din kültürü ve ahlak bilgi si kitabını ezberlemek zorundalar. Bu kadar çok imam hatip açtılar ve ba şarısız oldu bu okullar. Bu müfredata göre sorularla imam hatipler başarılı gibi görünecek.” ‘Cevap bekleyen çok sOru var’ İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı öğretim görevlisi Songül Yasemin Özgün: “2010 yılından itibaren uygulanan iki aşamalı ve altı sınavlı YGSLYS sisteminde değişiklikler yapılıyor. İki aşamada gerçekleştirilen bu sınavlar öğrencinin 4 ay aralıklı olarak sınavı düşünmesine neden olmaktaydı. Şimdi ise yapılacak olan sınavda öğrenciler bir hafta sonunda ara vermeden sınava girecek. Uygulanması planlanan bu sistemin öğrencilere avantajları dezavantaj ları neler olacak? Öğrencilerin motivasyonu düşecek mi? Öğrencilerin başarıları nasıl etkilenecek gibi sorular gündeme geliyor. Bu yeni değişiklik ile birlikte puan türlerinin azalması büyük anlamda öğrencilere tercih yaparken kolaylık sağlayacak. Puan türleri; sözel, sayısal, eşit ağırlık ve dil alanına bölüneceği için öğrenciler daha geniş yelpazede lisans programlarını tercih edebilecek. Önceki uygulamada öğrenciler YGS barajını geçemediklerinde LYS’ye girememekteydi, bu da öğrencilerin arada ki 4 ay içerisinde pes etmelerine ve çalışma motivasyonlarının düşmesine neden oluyordu. Uygulanması planlanan bu yeni sistemde öğrenciler bir süreç olarak sınava hazırlanacak ve motivasyonları olumlu anlamda etkilenecek. Öğrencilerin özellikle dikkat etmesi gereken nokta ‘Yine mi sınav değişiyor?’ gibi sorulara takılmadan kendi çalışma tempolarında devam etmeleri ve Türkçematematik derslerine de ağırlık vererek bu sistemin olumlu yanlarından mümkün olduğunca yararlanarak motivasyonlarını yüksek tutmaları.” Hangi derse çalışacaklar? Fen Bilimleri Eğitim Kurumları Rehberlik de bir sıralama sınavı olacak buna hazırlanın’ diyoruz. YGS Koordinatörü Cihan Yeşilyurt, odaklı çalışanlar çok bozuldu. “Öğrencilerin moralleri En doğrusu bu yıl YGS ve ve motivasyonları düştü. LYS uygulanmalı, değişiklik Değişikliğin onlara denk gelmesi seneye bırakılmalıydı ya nedeniyle çok öfkeliler. Bu öfkeyi, hırsı çalışmaya kanalize da en geç haziran ayında Cihan Yeşilyurt açıklanmalıydı. etsinler. Biz öğretmenler olarak onlara Bu değişikliğin tek avantajlı yanı ‘çalışmaya devam edin, konuya hâkim marttan sonra kopmalar oluyor, bu olmak önemli. konuya hâkimsen her önlenmiş olacak. Marttan sonrakı tür soruyu yaparsın, sistem değişse sınavda kopmalar oluyor, bu önlenmiş olacak. Sınav takvimi açıklanmalı, kimse bir şey bilmiyor. Belirsizlik kaygıyı artırıyor. Sistem açıklandıktan sonra varsa bir farklı durum ona göre bilgilendirme yapılır. Tıp isteyenler için Biyoloji çok önemliydi, sosyal de yapmaları gerekiyordu. Şimdi yeni sistemde matematik ve Türkçe çok önemli olacak, sosyale çalışmaları gerekmeyecek, Türkçe ve matematiğe daha çok çalışın diyeceğiz.” MEB’DEN YENİ AÇIKLAMA: Merkezi sınav yapmayacağız Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, TEOG sisteminin yerine getirilecek model önerilerine son şeklini verdiklerini ve Bakanlar Kurulu ile Cumhurbaşkanı’na sunum yapmaya hazır olduklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatının ardından 2 gün sonra kaldırılan TEOG sisteminin yerine, 5 gün içinde hazırladıkları modelleri değerlendiren Tekin, “2013’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde, ‘Ortaokullardan liseye geçişte sınavsız bir modele yavaş yavaş evrilmemiz gerekiyor. Bununla ilgili tedbirlerinizi alın’ talimatını verdi. O tarihte liseye geçişte sınavı ortadan kaldıran bir algıyla bugün TEOG diye tartışılan modeli ürettik. Aslında TEOG denilen sistem, çocuklarımızı ortaokul ortalamalarına göre liseye yerleştirme modeliydi. Fakat kamuoyunda önceki alışkanlıkların da etkisiyle bu bir merkezi sınav edasına büründü. Fakat biz bu esnada zaten ortaokullardan liselere, sınavsız geçişle ilgili değişik modeller üretmiştik. Şu anda da elimizde bu modellere ilişkin alternatifler var” dedi. Yetenek ve ilgilerine göre Tekin, adrese dayalı yerleştirme modeline ilişkin ise “Kamuoyunda tartışılan, fikir beyan edilen her türlü modelin içinde yer aldığı bir alternatif. Ana felsefesi, liseye geçişte herhangi bir merkezi sınavın olmadığı, çocukların daha çok yeteneklerine, ilgilerine göre liselere yerleştirildiği bir model” değerlendirmesinde bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet Sınav belirsiz Değiştirilecek olan üniversiteye giriş sınavı yaklaşsa da ÖSYM ‘başsız’ sınavıyapmakla yükümlü olan ÖSYM, bir başkanı olmadığı için harekete geçemiyor OZAN ÇEPNİ Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), YGSLYS ayrımının kaldırılacağı, tek hafta sonunda çoklu oturum ile yeni üniversite giriş sınavı yapılacağını açıklasa da, aylar öncesinden hazırlanmaya başlanması gereken sorular, kitapçıklar ve sınavın uygulanma esasları için ÖSYM’ye herhangi bir talimatın da ulaşmadığı öğrenildi. Kapıyı tam kapatmamıştı Geçen eğitim dönemindeki LYS ile YGS’de yaşanan krizlerin ardından istifa etmek zorunda kalan Prof. Dr. Ömer Demir’in, istifasının 1 aydır kabul edilmediği de gelen bilgiler arasında. İstifa kararını açıklarken “İstifamı ilgili makamların takdirine sundum, sonucunu bekleyeceğim” diyerek kendisi için açık kapı bırakan Demir’in, istifanın ardından izne ayrılmayışı ve Başkanlık koltuğunda göreve devam etmesi de kurum içerisinde tartışılmaya başlandı. Demir’in yeni üniversite sisteminde aktör olarak yer almayışı da görevine devam edemeyeceği yönünde yorumlara neden oldu. Erdoğan’dan veto YÖK, Demir’in yerine vekâleten de olsa bir atama yapmazken, yeni başkan için hazırlanan aday listesinin ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından veto edil Sorular nasıl hazırlanıyor? ÖSYM, sınavlar için sorulacak soruların her birinin sayısının 10 katı kadar sorudan, “şifreli soru havuzu” oluşturuyor. Havuzdaki sorulara “kriptolu cihazlarla” ulaşılabilirken, sınav temel olarak akademisyenlerden oluşan bir kurulun testin içeriğini belirlemesiyle başlıyor. Belirlenen içerikler ile soru yazımı ve yazılan bu soruların denetlenmesinin ardından da işlem tamamlanıyor. Bu kapsamda her soru en az 3 farklı akade misyen tarafından denetleniyor. Denetimi geçen sorular soru havuzuna aktarılıyor. Sınavda çıkacak sorular matbaa aşamasında seçilirken, matbaaya gönderilen soru bankası ilgili sınavda çıkacak soru sayısının yaklaşık 10 katı kadar soru içerecek şekilde hazırlanıyor. Basılı ortamda yapılan sınavlarda soru kitapçıkları kapalı dönemde basılıyor. Kapalı dönem ise, ilgili sınavın bitmesiyle birlikte sona eriyor. diği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, ÖSYM Başkanlığı için öne çıkan isimlerden Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Erdoğan’ın onayından geçemeyince YÖK alternatif arayışına başladı. ÖSYM’de ise yaşanan başkan krizi yeni mode Prof. Dr. Ömer Demir’ lin bu yıl uygulanabilmesini de zora soktu. Edinilen bilgiye göre, yeni üniversite sınav modeli için YÖK ile ÖSYM arasında henüz bir toplantı bile yapılmadı. Hazırlıkların başlayamamış olmasının bir nedeni de yeni sınav modelinin tamamlanmaması. Bu noktada ÖSYM başkanlığı görevi de en kritik noktada bulunuyor. YÖK’ün yeni sistemi bu yıla yetiştirmesi için ya istifası masada olan başkan ile bir an önce göreve devam kararı alması ve yeni modeli tartışmaya başlama sı ya da atama yapacak ise en geç ekim ayı ortasına kadar yeni başkanın göreve başlaması gerektiğinin de altı çizili yor. l ANKARA Şerif Mardin’in Said Nursi kitabına eleştiri Şerif Mardin’in ölümü üzerine yazdığım bu yedinci yazı. Mardin, hataları ve sevaplarıyla, katkıları ve yanlışlarıyla, benim çok yakın çalıştığım, kendisinden çok şey öğrendiğim, yetişmeme katkıları olmuş önemli bir bilimciydi. Ölümü üzerine kulaktan dolma bilgilerle yapılan değerlendirmelerden rahatsız oldum; kendisi hakkında bazı anılarımı ve değerlendirmelerimi yazdım... Bu arada yine büyük bir üzüntüyle gördüm ki, toptancı, keskinlik iddiasında olan yaklaşım, Şerif Bey üzerine yazdıklarımdan dolayı beni de hemen yargıladı, kendi kafalarında mahkum etti. Doğrusu bunlar beni pek de etkilemiyor... Sadece, önem verdiğim, bu nedenle de desteklediğim bazı yazarçizer arkadaşlarımın toptancı yargılarla aynı basitlikleri paylaşmaları kendileri için üzülmeme yol açıyor. HHH Şerif Mardin’in, Said Nursi kitabı, ne yazık ki, yanlış bir yargı, yanlış bir varsayım üzerine dayalı: Saltanatın ve Hilafetin kaldırılması ile tekke ve zaviyelerin kapatılmasının, devlet ile vatandaş arasında, din vasıtasıyla kurulan sıcak (Toplumbilimin “Birincil ilişki” dediği, nitelikteki aile içi ilişkilerdeki bağlara benzeyen) bağları yok ettiği ve bunun bireyleri toplum içinde “haritasız”, “kılavuzsuz”, “yol göstericisiz” bıraktığı varsayımı kitabın ana ekseni. Burada üç yanlışı bir arada görüyoruz: 1) Cumhuriyet, halifeliği ve saltanatı kaldırarak, tekke ve zaviyeleri kapatarak devletin din üzerinden vatandaşla kurduğu bağları yok etmemiştir. Tam tersine, Diyanet İşleri Başkanlığı, İmam Hatip Okulları ve benzeri yeni kuruluşlarla toplumun din üzerinden sahip olduğu değerlerin devlet tarafından sahiplenildiğini göstermiştir. 2) Dini değerler, özellikle çağdaş toplumlarda bireylerin sahip oldukları değerlerin tümü değildir; bireyin sahip olduğu tutum ve davranışların tümünü belirleyen haritalar ve bireylerini birbirine bağlayan tek değerler sistemi değildir. Nitekim Cumhuriyet, bir yandan bu dini değerlere sahip çıkarken, öte yandan yeni değerler sistemi olarak, milliyetçilik, vatanperverlik, özgürlük, adalet, kardeşlik, dayanışma, yurtseverlik, çağdaşlık, insan hakları, uygarlık, kalkınma gibi başka kavramları da topluma kazandırmıştır. CHP’nin altı oku, bu yeni değerlerin kısa ve yetersiz bir özeti olarak görülebilir. 3) Mardin’in sözünü ettiği devlet ile vatandaş arasındaki sıcak ilişkiler, toplumbilimde, “Birincil ilişkiİkincil ilişkiProfesyonel ilişki” diye sınıflanan ilişkiler bağlamında “Birincil ilişki” türü ilişkidir ve Devlet/vatandaş ilişkisi açısından artık önemli değildir. Çünkü çağdaş toplumlarda Devlet/vatandaş ilişkilerinin kurulmasında, değerlendirilmesinde, bürokratik ilişkileri belirleyen “İkincil ilişkiler” önem kazanır... Aile içi duygusal ilişkileri vurgulayan “Birincil ilişkiler” (liderlere dayalı bazı oy verme davranışlarının açıklanması dışında) fazla bir anlam taşımaz. Mardin Endüstriyel/Kentsel değerlere göre kurulmuş olan ve işletilmek istenen Cumhuriyet’in vatandaşla ilişkilerini, HalifeSultan yönetiminin egemen olduğu Din/Tarım toplumu bağlamında değerlendirmeye kalkmış ve bu nedenle yanılmıştır. HHH Mardin’in Said Nursi kitabı, Toplumbilimin en eski konularından biri olan “Dini değerler sisteminin toplumsal belirleyiciliğinin” Turner’in “Kök paradigmalar” adıyla yeni bir terminoloji ile ifade edilmesinin Sadi Nursi üzerinden Türkiye’ye uygulanmasından başka bir şey değildir: Kısaca, Din/Tarım toplumundaki tek belirleyici olan dini değerlerin Kentsel/Endüstriyel topluma dayalı Cumhuriyet döneminde zayıflamasına karşı Said Nursi öğretisi üzerinden bir “dini değerler savunması” mahiyetindedir ve bu niteliğiyle elbette anakronik, yani çağ gerisidir. HHH Sadi Nursi’nin öğretisi, Nurculuğun Kuran ile, İslamiyet ile olan ilişkisi, çağdaş olup olmadığı, Mardin’in buna yüklediği anlamlar, günümüzdeki cemaat ve tarikatlar ile Nurculuk ilişkileri üzerindeki tartışmalara hiç girmiyorum... Sadece Mardin’in kitabının neden yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. ‘Daha önce denendi’ Üniversiteye girişi sisteminin değiştirilecek olmasına tepki gösteren Eğitimİş, “2010’da tek basamaklı olan ÖSS kaldırılmış 1999’dan önce uygulanan sistem gibi yeniden iki aşamalı sınava geçilmişti. O dönemde YGS ve LYS, ‘yükseköğretime daha nitelikli öğrenci akışı sağlanacak’ şeklinde övülürken, bugün bu değişikliğin neden yapıldığı konusunda tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır” açıklaması yaptı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle