29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Perşembe 28 Eylül 2017 Türkiye’de ilk Hip Hop festivali Türkiye’nin ilk Uluslararası Hip Hop Kültürü buluşması Free Flow Festival, 30 Eylül’de İstanbul’da gerçekleşecek. Festivalde Hip Hop müzi ğinin önde gelen Türk ve Amerikalı isimleri sahne alacak. Küçükçiftlik Park’ta düzenlenecek etkinlikte yer alacak sanatçılar şöyle: Big EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Daddy Kane, MC Lyte, Ghostface Killah, Malik Yusef, Killah Priest, Ege Çubukçu, Sayedar, Önder Şahin, Tahribadı İsyan ve Ethnique Punch. [email protected] MC Lyte 15 Behramoğlu’na akademi onur üyeliği verildi Şair ve gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu’na, Romen şair Mihai Eminescu’nun adını taşıyan uluslararası akademiye onur üyeliği verildi. Uluslararası Mihai Eminescu Şiir Festivali açılış töreninde Romen şairin adını taşıyan uluslararası akademiye iki onur üyeliklerinden biri Ataol Behramoğlu’na, ikinci üyelik ise Romen soprano Mariana Nicolasco’ya sunuldu. Akademi başkanı, şair, akademisyen Prof. Dr. Ion Diaconescu’nun tanıtım konuşması sonrasında üyelik plaketi ve madalyasını almak üzere sahneye gelen Ataol Behramoğlu, Romanya’dan ve başka ülkelerden elliye yakın şairin bulunduğu salonda yaptığı konuşmada bu onurun kendisine aynı zamanda iki ülke arasında bir edebiyat ve kültür elçisi olma sorumluluğunu da yüklediğini ve bundan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi. Nicolas Jaar, Zorlu’da Elektronik müzik temsilcilerinden Şilili Nicolas Jaar, 3 Ekim’de sahne üstü ve ayakta konseptiyle Zorlu PSM’de konser verecek. Jaar, 2015 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazanan Fransız suç draması Dheepan’ın müziklerini besteledi. Geçen sene ise ikinci solo albümü “Sirens” ile Şili’nin politik tarihinden aldığı ilhamla şarkılarını yapan prodüktör, bu albümle Pitchfork, Consequence of Sound ve Rough Trade’in 2016’nın “En İyi Albümler” listesine girdi. Neşet Ertaş türküleriyle anıldı “Bozkırın Tezenesi” Neşet Ertaş, ölümünün beşinci yıldönümünde Maltepe’de anıldı. Maltepe Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı, Anadolu Ozanlar Derneği’nce (ANDER) düzenlenen anma programı, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sunuculuğunu Öznur Tektaş’ın üstlendiği programda, ünlü ozanın hayatından kesitlere yer verildi. Açılış konuşmasını yapan Dünya Kırşehirliler Derneği Başkanı gazeteciyazar Ünal Kaya, Neşet Ertaş’ın bir ilim adamı olduğunu belirterek, “Ertaş, ayrılık dedi yârinden, vatanından uzak kaldı. Yoksulluk dedi, ‘Ben varlığı görmedim ki, yokluktan şikâyet edeyim’ dedi. Ölüm dedi, aramızdan çekip gitti. Giderken de, ‘Ben bir gün ölürsem öldü demeyin. Bu dünyadan bir garip yoruldu gitti deyin’ dedi. Devlet sanatçılığı ödülü verildi ama almadı. ‘Ben diğer sanatçılardan ayrımcılık olacak bir ödülü alamam. Ben halkımın sanatçısıyım. Bu ödülü alırsam ayrımcılık olur’ dedi” diye konuştu. Daha sonra sahneye çıkan Orta Anadolu bölgesinin halk müziği ustaları Haşimi Aslıhak, Mustafa Tatlıtürk, Gülsüm Kahraman, Gazi Özdemir, Mustafa Sayılır, Selahattin Dündar, Yakup Temelli, Neşet Ertaş’ın unutulmaz türkülerini seslendirdi. 50 yıl süren yolculuk Ressam Gülseren Südor, doğa ve insan dengesi üzerine kurduğu ‘Geçmiş ve Şimdi, Ama Hepsi Aynı’ adlı resim sergisiyle 7 Ekim’de Galeri Diani’de sevenleriyle buluşacak ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Ressam Gülseren Südor, hiç durmadan sürekli üreten bir sanatçı. 50 yıldır resim yapan ve her seferinde ilk günkü heyecanını yaşayan Südor bu aralar açılacak olan yeni sergisinin mutluluğunu yaşıyor. Güler yüzlü, tatlı dilli sanatçıyla atölyesinde buluştuk. Sanatçı, doğa ve insan dengesi üzerine kurduğu “Geçmiş ve Şimdi, Ama Hepsi Aynı” adlı resim sergisiyle 7 Ekim’de Galeri Diani’de sevenleriyle buluşacak. ‘Öyle bir şey yapmalıyım Gülseren Südor ve Roma... Sanat yaşamı elli yıla varan Gülseren Südor, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinden mezun olduktan sonra 4 yıl boyunca İtalya’nın Roma kentinde yaşamış. Başta İtalya ve Avusturya olmak üzere yurtdışında 9 kişisel, yurtiçinde ise 61 kişisel sergi açmış, yurtdışı dahil olmak üzere 20’den fazla fuar, bienal ve trienale katılmış sayısız karma sergide yer almış ve temel tasarım kitabına imza atmış. Sanatçının yapıtları yurtiçi ve yurtdışında birçok koleksiyonda yer almakla birlikte müzelerde sergileniyor. ki’ düşüncesiyle yola çıkan Südor, sergisinin çalışmalarına bir yıl önce başlamış. Sanatçı, “Ben bugüne ka dar ne yaptım, bugün ne yapabilirim diye eskileri bir inceleyeyim, araştı rayım istedim. Sergiye katılan resim ler eski resimlerimin yeni bir versi yonu. Yani çoğu renksiz gravürleri min tekrar gözden geçirilmesi onun için serginin adını ‘Geçmiş ve Şimdi, Ama Hepsi Aynı’ koydum” diyor. Sanatçı, bu kişisel sergisinde 1980’lerden sonra insan, doğa den ge ve dengesizliğini, kendi kullandığı teknikleri ve bakış açısını ye Ressam Gülseren Südor ile atölyesinde buluştuk. niden sorguluyor. Biz izleyicilere, doğa ve toplum ile aramızdaki bağı da sorgulatıyor. Südor, “Ben dünya olaylarını, doğayı insan faktörünü irdeleyen bir ressamım, öyle oturumam. Ömrüm boyunca toplum içinde yaşayan bir kimlik olarak çağımızı yansıtmalıyım dedim; ne yaşadık, ne yaşıyoruz, dünyada, ülkemde, ailemde hatta çevremde... Tüm bunları her zaman irdeledim. Bir dönem mübadeleye, bir dönem ise ülke olaylarına kancamı taktım. Siyasi, ekonomik, sosyal ne varsa, bu kez de tüm bunların sentezini yaptım bu sergide” diyor. 1980’den bu yana yaptığı çalışmaların yeni sergisinde, değişik versiyonlarını yapan sanatçının yapıtlarının hepsinin bir hikâyesi var. Südor, “1980’den bir örnek; bir sanatçı olarak diğer sanat dallarından çok etkileniyorum. Fellini’nin “Saty ricon” filminin çekimleri sırasında biz İtalya’da Roma’da yaşıyorduk. Fellini, bir gece film çekiyordu ve o filmin bir karesinde bizi de almıştı. Hatta kızım Telga bir buçuk yaşındaydı. Piazza Navona büyük heykellerin olduğu meydanda filmin çekim aşamalarını da görmüş ve çok etkilenmiştim. Sonra filmi seyrettim. Hermafrodit bölümler vardı filmde. Bende bundan yola çıkarak bir dö nem Hermafrodit kimlikler yapmıştım” diyor. Sergide farklı boyutlarda neredeyse sanatçıyla özdeşleşmiş çini mürekkebi tarama tekniği yapıtlarını, yine özgün baskı üzerine karışık teknik kullanarak ürettiklerini ve bunların yanı sıra yağlıboya ve desenlerini görmek de mümkün olacak. Ser gi, 28 Ekim’e kadar görülebilir. 27. kez ‘Şehrin Caz Hali’ Akbank Caz Festivali ‘Şehrin Caz Hali’ sloganıyla 27. kez İstanbul’u notalarla bezemeye hazırlanıyor Bu yıl 27. yaşını kutlayan Akbank Caz Festivali 3 19 Kasım tarihlerinde şehri cazın farklı renkleriyle kucaklayacak. Festival’in bu seneki yıldız isimleri arasında; modern cazın baş bestecipiyanistlerinden Abdullah Ibrahim, Güney Afrika’nın ilk siyahi bebop caz grubu The Jazz Epistles ruhunu yeniden dirilten Ekaya ve Güney Afrika’nın başka bir caz ikonu olan trompetçi Hugh Masekela’dan oluşan Abdullah Ibrahim & Ekaya and Hugh Masekela, cazın dünyadaki büyükelçilerinden Vanessa Rubin, şarkıları bugüne dek dijital platformlarda 2.5 milyondan fazla dinlenen Ala.Ni, kendi kuşağının iz bırakmış caz gitaristlerinden Wolfgang Muthspiel, İngiliz yapımcı ve müzisyen Bonobo, enstrümantalist ve besteci kimliğiyle cazın geleceğini şekillendirecek 25 genç isim arasında gösterilen Marius Neset, Kübalı caz piyanisti ve bestecisi AlfreVanessa Rubin do Rodríguez, Amerikalı davulcu ve yapımcı Mark Guilliana ve Acid Jazz’ın önemli isimlerinden Red Baraat yer alıyor. Yenilikçi projeler bölümünde Kenan Doğulu ve Sattas’ı ağırlayacak olan Festival, aralarında Emin Fındıkoğlu, İlhan Erşahin, Baki Duyarlar, Çağıl Kaya, Çağrı Sertel ve Şenay Lambaoğlu’nun da bulunduğu pek çok Türk cazcının yanı sıra Evrencan Gündüz ve Hakan Başar gibi yeni nesil yetenekleri de müzik tutkunlarıyla buluşturacak. Akbank’ın kültür sanat alanında gerçekleştirdiği en önemli projelerden biri olan Akbank Caz Festivali’ni 27 yıldır müzikseverlerle buluşturmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyleyen Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, “İstanbul gibi farklı renk ve sesleri uyum içinde barındıran, zengin bir şehre caz müziği çok yakışı yor. Bu yıl ayrıca gençlerimize cazı daha da sevdirmek amacıyla hem İstanbul’da hem de ülkemizin diğer şehirlerinde festival kapsamında bir çok etkinlik düzenleyeceğiz. Ekonomik gelişmeye katkıda bulunurken, yıllardır kararlılıkla sürdürdüğümüz kültürsanat projeleriyle sanatı geniş kitlelere ulaştırmaya devam edeceğiz” dedi. Kampüste caz, lisede caz Trompetçi Hugh Masekela’dan oluşan Abdullah Ibrahim & Ekaya and Hugh Masekela da festivalde konser verecek. Akbank Caz Festivali’nin caz müziğini ve enstrümanlarını da artık bir festival klasiği haline gelen ha da yakından tanıma fırsatı sunan “Kampüste Caz” konser leri Liselerde Caz Atölyeleri, bu yıl 8 Ka bu yıl da devam ediyor. sım, 9 Kasım, 16 Kasım Festivalin en önem ve 17 Kasım tarihlerin li etkinliklerinden biri de sekiz ayrı lisede olan Kampüste Caz, 20 ücretsiz olarak ger Kasım – 1 Aralık ta çekleştirilecek. rihleri arasında Muğ 27. Akbank Caz la, İzmir, Eskişehir, Festivali konserlerin Bolu, Adana, Mersin, biletlerini Mobilet’ten Kayseri ve Ankara’da alabilir, Festival hak vokal, şarkı sözü ya kında detaylı bilgi için zarı ve şair Jehan www.akbanksanat.com Barbur ile cazın ve www.akbankcaz. coşkusunu ve he com adreslerinin yanı yecanını üniversiteli gençlerle buluşturacak. Festivalin bir diğer önemli etkinliği olan, gençlere Ala.Ni, festival kapsamında sevenleriyle buluşacak. sıra instagram.com/ AkbankSanat, facebook.com/AkbankSanat, twitter.com/AkbankSanat adreslerini takip edebilirsiniz. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle