Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumartesi 23 Eylül 2017 6 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Öyle bir iktidar partimiz var ki yetkilileri sabah söylediklerinin tersini, bazen akşama bile kalmadan ikindide söyleyebiliyorlar. Öve öve ve “Reform” tanımıyla yaptıkları değişiklikleri işlerine gelmez duruma düşünce “Pardon” deme gereksinimi bile duymadan, hatta yerine yenisini koymadan uygulamadan kaldırıveriyorlar. Unutmadan ekleyeyim. Birbirlerini yalanlama ve çelişme konusunda yavaş da olsa uzmanlaşıyorlar. Bu durumun ilginç yönü de şu: Yurttaşların bir bölümünün, olup bitenden yandaş medya yüzünden ya haberi olmuyor ya da doğal karşılıyorlar. HHH Başta matematik olmak üzere kimi ders dallarındaki bilgiler, “günlük yaşamda kullanılmıyor” gerekçesiyle öğretim dışı bırakıldı. Peki, yerlerine günlük yaşamda kullanılanlar mı eklendi? Ne gezer! İktidarın, gelecekte uygulama hayalleri kurduğu sanılan bilgiler, birbiri ardınca öğretilmeye başlandı. Artık ders konuları arasında İslam hukukunun cezalandırma (ukutabat) ilkeleri de var. Örneğin hırsızın elinin kesilmesi... retlerine asi olup “Celâli” denilenler ve yol kesenlerle sınırlıdır. HHH Osmanlı’ya hayranlık besleyen ya da o döneme dönmek isteyenlerin, anlaşılıyor ki Osmanlı’nın daha 1840’ta dinsel cezalardan vazgeç meye başlayarak ceza yasaları çı kardıklarından haberleri bile yoktur. Osmanlı’ya Özenenler Hukuk devi ve Cumhuriyet yazarı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Hocamın kitabı (*) bu konuda ilginç bilgiler vermektedir. İlk din dışı ceza yasası 1840’ta, Bunları Bilmiyor mu? ikincisi de 1851’de çıkarılmıştı. 1840’taki yasa için Padişah Abdülmecit (18391861, ki aynı Tarihimizin en değerli kaynaklarından zamanda halifeydi), yasayı kendi biri de, kadıların verdikleri kararları ve el yazısıyla onayladığı belgede “İşbu merkezden gelen duyuruları, yazdıkları şer’iye sicilleri’dir. İktidarın övünç konularından biri de ceza kanunnamesi doğrusu pek güzel ve etraflı kaleme alınmış olduğundan tarafı şahanemizden dahi kabul ve tasdik bu belgelerin Türk Abecesi ile basılmış olunmuştur” ibaresine de yer vermiştir. olmasıdır. Bu övgüye karşın yasa eksik ve ye Ama okusanız hırsızın elinin kesildiği tersiz kaldığından kimi değişiklikler de ne, zina yapan kadının taşlandığına pek yetmemiş, 1851’de Kanunu Cedid rastlamazsınız. Yani genel bir uygulama (Yeni Yasa) adıyla bir ceza yasası daha söz konusu değildir. çıkarılmıştır. El ve ayakların çaprazlama kesilmesi, Bu yasanın en önemli özelliği ise ardından da asılmaları ise padişah haz Fransa Ceza Yasası’ndan çeviri yoluyla alınan bölümlerinin bulunmasıdır. İlk Yurttaşlar Yasası’nın (Medeni Ka nun) İsviçre’den alındığını söyleyerek eleştirenler nedense bu özelliği görmezden gelmeyi yeğlerler. HHH Din dışı yasalar bu iki yasa ile de sınırlı değil. Şunlar da var: Kanunnamei Ticaret (Ticaret Yasası) 1850 Kanunnamei Arazi 1858 Usulü Muhakematı Cezaiye Kanunu (CMK) 1894 Usulü Muhakematı Hukukiye Kanunu (HMK) 1895 İslam Hukuku’nun Muamelat bölümünü madde madde düzenleyen Mecelle’nin hazırlığına 1856’da başlanıp 1969’da yürürlüğe konulmasına bakarsak önceliğin din dışı yasalara verildiğini söylemek de yanlış olmaz sanırım. HHH Bir kez daha yineleyeyim. Osmanlı’ya özenenlerin getirmek istediği düzen, Osmanlı’yı yönetenlerin bile değiştirme arayışına girdiği düzendir. (*) Kanunlaştırma Hareketleri ve Tanzimat / İÜ Hukuk Fakültesi Doçenti Dr. Hıfzı Veldet / Maarif Vekâleti 1940 Topbaş istifa etti İSTİFAYA GÖTÜREN BİR YILLIK SÜREÇ HAZAL OCAK Kadir Topbaş’ı istifaya götüren süreçte yaşanan önemli gelişmeler şöyle: Hattat’ın tehdit mektubu: Hattat Holding’in İstanbul Maslak’ta milyar dolarlık “Diamond of İstanbul” projesi 2009 yılında İBB tarafından mühürlenmiş, Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat ruhsat alabilmek için İBB’ye 18 arsa bağışlamıştı. Bu arsalardan 3’ü Topbaş’ın evine yakın konumdaydı. Yapı ruhsatı gecikince Hattat, Ekim 2016’da İBB’ye mektup yazmış, bağışladığı arsaların ‘kendisine zorla aldırtıldığını’ anımsatarak İBB yetkililerini tazminat davalarıyla tehdit etmişti. Bu mektuptan yaklaşık 8 ay sonra Hattat ruhsatını aldı. Damattan 5 daire: İBB’den her türlü desteği alan Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın eski SSK arazisi üzerine yükselen Bakırköy’deki projesi KoruFlorya’da, “Topbaş ailesinin 5 dairesi” olduğu 7 Eylül 2016’da ortaya çıkmıştı. Damada FETÖ tutuklaması: Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı 8 Eylül 2016’da FETÖ’nün iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alındı ve tutuklandı. Kavurmacı’nın sağlık sorunları gerekçesiyle 3 Mayıs 2017’de tahliye edilmesi kamuoyunda büyük tepki çekti. Kavurmacı, savcılığın itirazı üzerine 17 Haziran’da tekrar tutuklandı. Metal yapı skandalı: Topbaş’ın damadı Kavurmacı’nın birlikte iş yaptığı Ömer Saçaklıoğlu’nun sahibi olduğu Metal Yapı AŞ’nin 2012 yılında 33 milyon liraya aldığı arazinin, satışın ardından afet toplanma alanından konut ve ticaret alanına çevrilmesi büyük tepki çekmişti. İBB Vatan Caddesi’ndeki 6 bin 400 metrekarelik araziyi 2016’da 370 milyon liraya satın almış ve şirket astronomik bir kâr elde etmişti. İBB’nin daha sonra bu araziye yakın konumdaki başka bir araziyi Ensar Vakfı’na tahsis etmesi dikkat çekmişti. İSPARK Yolsuzluğu: İBB iştiraki İSPARK’ta “otopark ücreti ödeyen yurttaşlara verilen fişlerin silinmesiyle” vurgun yapıldığı belirlenmişti. Şirket yolsuzluk yapıldığını doğrulamış, “21 otopark görevlisinin iş akdinin feshedildiğini” açıklamıştı. AKP’lilerden rest: Topbaş’ın, “bir kez daha görüşülmek üzere” Meclise iade ederek veto ettiği, 5 imar değişikliği dosyası ise önceki gün İBB Meclisi’ne gelmiş, meclis eski kararında direnmişti. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu. Topbaş’ın istifa kararında kullandığı ‘Her şeyi affederim adam yerine konulmamayı affedemem’ demesi dikkat çekti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dün istifa ettiğini açıkladı. Belediye binasında saat 18.30 sıralarında kameraların karşısına geçen Topbaş, “İstanbullulara tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Muhalefet buradan siyaset üretmek istiyor. Buna asla müsaade etmem. Ben bugün itibarıyla belediye başkanlık görevimden istifa ettim ama asla siyasi partimle bir bağ eksikliğim yok. Buradan muhalefete ekmek çıkmaz” dedi. Topbaş’ın imar dosyası krizi sonrası istifa edeceği öne sürülmüştü. Topbaş’ın veto ettiği imar dosyalarının AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla kabul edilmesinden sonra istifa kararında kullandığı “Her şeyi affederim adam yerine konulmamayı affedemem” demesi dikkat çekti. Topbaş, istifa ettiğini duyurduğu basın toplantısında özetle şöyle konuştu: “Partim ve sayın genel başkanım uygun gördüler ve 2004 yılında İBB Başkanlığı görevini bana tebliğ ettiler. Sayın genel başkanımın, partimin her kademesindeki görevlendirmesine özellikle teşekkür ediyorum. Bu salonda, bundan 20 gün 5 ay 13 yıl önce dönemin belediye başkanlığını yapan Ali Müfit Gürtuna’dan mührü devralıyordum. Bu emanet şehirde dur durak bilmeksizin çalıştım. Çocuklarımıza, ailemize, dostlarımıza vakit ayıramadık. İdealleriniz varsa bu böyledir. Çocuklarımızı hırsız gibi sevdik, evimize hırsız gibi gittik ama görevimizi asla aksatmamak üzere çalışmalarımızı ortaya koyduk. Hata yapmamaya özen gösterdik. Özellikle hata ile ihanetin birbirine karıştırılmaması gerekir. İhanet edenlere as la affetme duygusunu gösteremeyiz. Onurluyum ve gururluyum. 2014 te manupülasyona rağmen İstanbullu lar bize güvendi. Şu an belediyemizin bir lira borcu yok. Borçlu bir beledi ye bırakmıyorum. Kentten, tüm İstan bullulardan müsaade istiyorum. Baş kanım bizi nasıl bıraktın demesinler. Bu yaşıma kadar bu şehirde yaşamış birisiyim. Her zaman ağabeyliğe hazır ol duğumu söylüyo rum. Siyasette kır gınlık olmaz. Her zaman partimin ya nındayım, siyasetin içindeyim. Söylenti lere de fırsat vermek istemem.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet Kadir Topbaş ‘AKP suçüstü yakalandı’Basın toplantısına Cemal Canpolat, Ertuğrul Gülsever, milletvekilleri Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu ve meclis üyeleri katıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, İBB CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever, İstanbul Milletvekilleri Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu ve meclis üyeleri, önceki gün İBB Meclisi’nde daha önce Kadir Topbaş tarafından reddedilen 5 imar dosyasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Dosyaların kabul edilmesi için 156 oyun gerekli olduğunu, AKP grubunun ise 143 kişi ile karar aldığını belirten Canpolat, “Bu karar meclisten hile ile geçirilmiştir. AKP suçüstü yakalanmıştır. Yandaşlara imar rantından bu zamana kadar 500 milyar dolar aktarıldı. Bu ortaklar arasındaki rant kavgasının dışavurumudur” dedi. Şişhane’deki il başkanlığında düzenlenen toplantıda konuşan Cemal Canpolat, AKP’deki krizden kendi meclis üyelerinin telefonla aranması ile haberdar olduklarını anlattı. Canpolat, “AKP’li meclis üyeleri Topbaş’ın iradesi dışında meclis üyelerini arayarak meclis toplantısına davet ediyor” dedi. Canpolat, pazartesi günü 5 dosya ile birlikte meclisteki yetersiz kabulü yargıya taşıyacaklarını ve her hafta başı da bir yolsuzluk dosyasının açıklanacağını kaydetti. Ertuğrul Gülsever de 3.5 yıl sonunda AKP’nin Büyükşehir Meclis Grubu ile Belediye Başkanı arasında akıl almaz uzlaşmazlığın ortaya çıktığını ve bunun tüm meclis çalışmalarına yansıdığını söyledi. Barış Yarkadaş ise Topbaş’ın imara ilişkin kararları başkan vekillerinin imzaladığını 15 Temmuz sonrası Topbaş’ın damadının FETÖ ile ilişkisinin ortaya çıkması üzerine başkan vekillerinin kararları imzalamadığını söyledi. CHP İBB Meclis Üyesi Tarık Balyalı ise cemaatlere ve tarikatlara verilen arazilerin ve binaların değerinin 800 milyon lira olduğunu ilçe belediyeleri kattığınız zaman bunun milyarları bulduğunu söyledi. Hüseyin Sağ da 20142017 yılları arasında meclise 5 bin 444 imarla ilgili dosya geldiğini ve rant akışının imardan sağlandığını söyledi. l İSTANBUL AKP’de İstanbul için Yıldırım sesleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın istifa Topbaş da akşam saatlerinde istifasını açıkladı. sı ile birlikte bir süredir AKP kulis İmar değişikliği krizi sonra lerinde alttan alta konuşulan Baş sı Topbaş için “gitmesi için karar bakan Binali Yıldırım’ın 2019’da İs verildi, ancak zamanlama bekle tanbul için adaylığı daha yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Kadir Topbaş’ın dün istifa edece ERDEM GÜL niyor” anlamında “topal ördek” ifadeleri kullanılmıştı. Ancak siyasi kulisler Topbaş’ın neredeyse ği işaretini sabah saatlerinde Türkİş ziya 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana reti sonrası ilk kez Başbakan Binali Yıldı gidici olduğunu gösteriyordu. rım verdi. Yıldırım, Topbaş’ın öğleden son Damadı işadamı Ömer Faruk ra bir açıklama yapacağını belirtince, istifa Kavurmacı’nın FETÖ tutuklanması son dışında bir beklenti kalmamıştı. rasında 2019’da adaylığının imkânsız ol İktidar açısından işareti Binali Yıldı duğu görevden ayrılmasının da zamanla rım verse de aslında haber bir gün önce ma konusu olduğu sürekli konuşuluyordu. CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Ba Damadı Kavurmacı’nın tahliye edilip daha rış Yarkadaş’tan geldi. Barış Yarkadaş, sonra tutuklanması aşamasında da 2019 geçen hafta Topbaş tarafından veto edil vetosunun kesinleştiği belirtiliyordu. mesine karşın önceki gün katılmadığı Aynı süreç boyunca Topbaş’ın yerine toplantıda AKP’lilerce 5 imar değişikliği parti kulislerinde Başbakan Binali Yıldı nin geçirilmesinin sonucunun istifa ola rım adı alternatifsiz konuşulmaya başlan cağını duyurdu. Yarkadaş, Topbaş’ın ya dı. Özellikle MHP ile başbanlık sisteminde kın çevresine istifa edeceğini açıkladığı anlaşılarak referandumda bunun gerçek nı ancak ABD’de bulunan Cumhurbaşka leştirilmesi sonrası Yıldırım’ın İstanbul’a nı Erdoğan’ın “beklesin” dediğini kamuo gidişine ilişkin formüller daha da güç ka yuna iletti. Erdoğan dün Türkiye’ye ayak zandı. Yıldırım’ın siyasal değil daha çok ic basmasının ardından süreç hızlandı ve raatçı ve projesi nitelikleri ile İstanbul’da belediyeyi AKP’ye kazandıracağı konusunda yaygın bir görüş birliği oluştu. Topbaş istifası eder etmez de Yıldırım’ın adaylığı partinin farklı farklı kesimlerinde açıkiça ifade edilmeye başlandı. 16 Nisan korkusu Bugünden itibaren Topbaş’ın yerine kim getirilirse getirilsin AKP kulislerine göre çok büyük bir sürpriz olmazsa Binali Yıldırım 2019 Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde AKP’nin İstanbul Belediye Başkan adayı olacak. Binali Yıldırım’ın adaylığı 16 Nisan Başkanlık referandumundan AKP’nin ilk kez İstanbul’da yenik çıkması da güçlendiriyor. Yıldırım’ın kavgacı olmayan projeci kimliğinin diğer partilerden de oy alma konusunda avantaj olacağı görüşü seslendiriliyor. Yıldırım’ın adaylığı seçimlerin öne alınıp alınmayacağı konusunda da etkili olabilecek. Parti kulislerinde konu bu açıdan da konuşuluyor. Yerel seçimlerin öne çekilmesi için anayasa değişikliği zorunluluğu bulunuyor. Ancak 2019 Kasım ayındaki seçimler için böyle bir zorunluluk bulunmuyor. Bu nedenle Yıldırım’ın adaylığının Cumhurbaşkanlı ğı ve Meclis seçimlerinin erkene çekilmesi için bir neden olabileceği görüşleri konuşuluyor. Aynı şekilde referandumda AKP, Ankara’da da geri düşmüştü. Henüz net olmamakla birlikte daha alttan alta, 16 Nisan korkusu nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediyesi için de yeni aday isimleri konuşuluyor. 16 ayda iki en üst gitti Partide istifanın sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler de yapılıyor. Bu çerçevede Topbaş’ın istifası ile 16 ay önce 5 Mayıs 2016’da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun istifasının boyutları da ele alınıyor. İki istifa ile ilgili “16 ayda en üst düzeyde bir Başbakan gitti, bir de Türkiye’nin ve partinin en büyük ve en önemli ili olan İstanbul’un başkanı da gitti. Her ikisi de giderken neden istifa ettiklerini bile açıklamadılar” görüşleri dile getiriliyor. Muhalefet ise bu durumun uzun zamandır oluşan ve 16 Nisan’da hayata geçirilen tek adam yönetiminden kaynaklandığı, genel başkan dışında hiçbir makamın gücünün bulunmadığı değerlendirmeleri yapılıyor. l ANKARA Cesaret ve isyan şiirleri Bizim edebiyatımızda cesaret şiirleri denildiğinde aklıma en önce Şarkışlalı Âşık Serdari’nin “kısa çöp uzundan hakkın alacak” dizesinde ölümsüzleşen destan şiiri gelir… Sivas’ın Şarkışla ilçesinde 1834’te doğup 1918’de (kimi kaynaklara göre 1921 ya da 22’de) yaşamdan ayrılan Serdari, bu ünlü şiirinde 188687 yıllarındaki kuraklığı konu almış. Aşağıya giriş ve sonuç dörtlüklerini alacağım bu destan şiir, toplumsal adaletsizlik devam ettikçe bir cesaret ve isyan şiiri olarak gündemde kalmayı sürdürecektir… Nesini söyleyim canım efendim Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim Arzuhal eylesem deftere sığmaz Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim (…) Serdari halimiz böyle n’olacak Kısa çöp uzundan hakkın alacak Mamurlar yıkılıp viran olacak Akıbet dağılır ilimiz bizim Pir Sultan’ın, Veysel’in hemşerisi Serdari’nin kehaneti doğrulanmış, şairin seksen yılı aşkın ömrünün süreçlerinde parçalanıp dağılması süren Osmanlı Devleti, yine Serdari’nin tanık olduğu Balkan Savaşları ve İlk Dünya Savaşı’nın yıkımları sonucunda da tarih sahnesinden çekilmiştir.. hhh Bizim halk şiirimizin, dilimize, siyasal ve yazınsal tarihimize özgü nedenlerle, dünya halk şiirinin en yüce doruğunda bulunduğundan kuşkum yoktur. “Ferman Padişahın, dağlar bizimdir” (Dadaloğlu,1819. yy.) meydan okuyuşu, idam sehpasına giderken “Benden selam olsun ev külfetine/ Çıkıp ele karşı ağlamasınlar” (Pir Sultan Abdal 1516. yy.) gibi bir sesleniş, “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” (Köroğlu, 16. yy.) gibi özdeyişsel dizeler, Türkçe ve şiir yaşadığı sürece var olmayı ve etkilerini sürdürecektir… hhh Namık Kemal (18401888) benim her zaman en ön sıradaki şairlerim arasında olmuştur. Zalim avcıya hizmet etmekten köpekler zevk alır diyebilmek günümüzde de her babayiğidin harcı değildir… Ve çok zaman önce okuduğumdan bu yana hep ezberimdeki şu “rubai”ye bakın: Zalim olsa ne rütbe bîperva Yine bünyadı zulmü biz yıkarız Merkezi hâke atsalar da bizi Küreyi arzı patlatır çıkarız… (Zalim ne kadar pervasız olursa olsun/ Yine zulmün temelini biz yıkarız/ Yerin dibine de atsalar bizi/ Yerküresini patlatır çıkarız.) Böyle muhteşem dizelerin, bir insanın kaleminden çıkmış olduğuna insanın inanası gelmiyor… hhh Ve Tevfik Fikret… Çağdaş şiirimizde cesaret ve isyan şiirinin en büyük öncüsü ve bence her anlamda gelmiş geçmiş en büyüğü: İnsanlığı pâmâl eden (çiğneyen, ayak altına alan) alçaklığı yık ez Billah yaşamak yerde sürüklenmeye değmez hhh “O duvar, o duvarınız, vız gelir bize vız” diye haykıran Nâzım’dan, “Yürü üstüne üstüne/Tükür yüzüne celladın” çağrısının sahibi Ahmed Arif’e; “Kızılırmak”ın şairi Hasan Hüseyin’den “Bizim de dağlarımız vardır Che Guevara” dizesinin şairi Metin Demirtaş’a, “isyan” sözcüğünü günümüz şiirinde belki ilk kez ve defalarca kullanan Nihat Behram’a kadar, geçmişten bugünlere büyük bir cesaret ve isyan şiirleri ırmağı akıp gelir ve dünya şiir okyanusuna karışarak devam edecektir… Yazıyı iki alıntıyla tamamlayayım… İlki benden olsun: Sesime kulak ver gülüm Tutsaklığa yeğdir ölüm Nerde varsa böyle zulüm Çaresi isyan olmuştur. Ve Leton şiirinin büyük ustası Yan Raynis’ten (18651929) dilimize çevirdiğim, “Gücümün Kaynağı” başlıklı evrensel bir cesaret ve isyan şiiri: Umutsuzluk kaçar türkülerimden Ölüm orada yer bulmaz kendine Orada umut, direniş ve güç Ateş, inat ve öfke Nasıl başardın bunu, şu günlerde Acı kapı kapı dolaşmadayken? Gelecek düşüncesidir koruyan beni Emekçi halktır bana güç veren. 2 aday öne çıkıyor İBB Meclisi İstanbul Valisi’nin çağrısıyla top lanacak. Meclis üyeleri arasından, her parti kendi başkan adayını belirleyecek. Yapılacak oylamayla yeni başkan seçilecek. Topbaş’ın koltuğu için 2 güçlü aday var. Şu anda İBB Meclisi’nin Birinci Başkan Vekili olan Ahmet Selamet ve İkinci Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ. Kulislerde bu iki isimden birisinin 2019 Mart ayında yapılacak yerel seçimlere kadar İBB Başkanlığı’na vekâlet edeceği konuşuluyor. C MY B