28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 18 Eylül 2017 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 11 Tutuklanan ‘hukuk devleti’dir Bugün 18 Eylül. Ankara, Sincan’da HDP’nin seçilmiş milletvekili ve eş genel başkanı Figen Yüksekdağ bir kez daha mahkeme karşısına çıkıyor. Figen Yüksekdağ halen tutuklu. Yargılanacağı iddianame ise son dönemin nice iddianamesini gölgede bırakacak bir “tuhaflık”ta... Milletvekili olan, yani anayasal dokunulmazlık taşıyan, buna rağmen alavere dalavere dokunulmazlığı kaldırılıp tutuklanan Yüksekdağ’ın iddianamesi bir “torba iddianame”. Hemen “Torba iddianame de neymiş? Olmaz öyle şey” demeyin. AKP Türkiyesi’nde oluyor öyle “şey”. HDP eş genel başkanının Diyarbakır, Ankara, Şanlıurfa, Mersin, Ağrı ve Van’da yaptığı çeşitli konuşmalarda savcı suç unsuru bulmuş. Savcı bu, ararsa neler bulmaz ki? Ancak Meclis kürsüsünde dile getirilenlerin kamuoyu önünde yeniden dillendirilmesinin suç oluşturmayacağına ilişkin dokunulmazlığın temel kuralı savcı(lar)ın umurunda olmamış. Düzenlenen 8 (yazıyla sekiz) ayrı fezleke bir torbaya doldurulmuş, Yargıtay kararı ile Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüne konmuş. Bugün davanın ikinci duruşması yapılacak. Eğer bunca yıllık deneyimlerim beni yanıltmıyorsa duruşma sonunda Figen Yüksekdağı’ın ve “hukuk devleti”nin tutukluluk halinin devamına karar verilecek... Son cümlede bir mantık hatası, araya yanlışlıkla sıkışmış birkaç sözcük olduğunu filan düşündünüz mü? Hayır, bir yanlışlık yok. Figen Yüksekdağ’la birlikte “hukuk devleti”nin de tutukluluğu devam edecek. Hani anayasada yer alan “hukuk devleti”nin... “Eyyy gazeteci, hiç hukuk devleti tutuklanır mı” filan mı dediniz? Demeyin. Bundan âlâ kanıt mı olur? Tutuklanmış işte... HHH Bugün 18 Eylül. İstanbul’da Zaman gazetesi yazarları 13 ay 22 gün sonra ilk kez yargıç karşısına çıkacaklar. Kalabalık bir “sanık” listesi var. Çoğunu tanımıyorum. Kimilerini yazılarından tanıyorum ama bir yerlerde karşılaşmışlığım bile yok. Kimilerini ise tanıyorum. Tanıdığım meslektaşları yazayım: Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç, Lale Sarıibrahimoğlu (Kemal), Nuriye Akman (Ural), Orhan Kemal Cengiz, İhsan Dağı... Uzuuuun iddianameyi uzun uzun okudum. Şöyle bir cümleye gelince “Artık okumaktan vazgeçsem mi acep” diye düşündüm. Sonra dişimi sıktım ve devam ettim. O cümle şöyle: “...Görünürde suç unsuruna rastlanılmayan yazılarında dahi basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarak devlet yetkililerinin ve kurumlarının haklarını ihlal niteliğinde ifadeler kullandıkları ya da ön hazırlık niteliğinde yazılar yazdıkları...” Vay be!... 2017 Türkiyesi’nde AKP yargısı “Görünürde suç unsuruna ratstlanmayan yazılar”ı iddianameye koymuş, bu meslektaşlar hakkında üç kez müebbet ve 15 yıl hapis istiyor. Oflaya puflaya da olsa iddianameyi bitirdikten sonra bir de Şahin Alpay’ın bana ulaştırılan savunma taslağını okumaya başladım. Ey okur, Cemaat’ın amiral gemisi Zaman gazetesinde yazan bu meslektaşların görüşlerine katılmayabiliriz. Hiç katılmayabiliriz. Nefret bile edenlerimiz vardır. Ama onların sadece yazıları yüzünden üç kez müebbet, 15 yıl hapis cezası istemiyle 14 aydır Silivri mapusdamında tutulmaları haklı ve hukuka ve vicdana ve adalete uygun bulunabilir mi? Siyasette şiddet kullanımının en üst mertebesi demek olan bir darbe’ye katıldıkları, çanak tuttukları, desteklediklerine ilişkin tek satır göstermeden, “Görünürde suç unsuruna rastlanmayan yazılar” diye başlayan bir cümle kurulabilir mi? Bu sorunun cevabını, bugün mahkeme karşısında yazılarından örnekler vererek kendilerini savunmaya çalışan meslektaşlarım değil, böyle bir iddianameye dayanarak hüküm kesmek zorunda olan ağır ceza mahkemesi verecek. Bakalım ne cevap verecek? İstanbul’da ulaşım ücretsiz 20172018 eğitimöğretim yılının başladığı bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı karar uyarınca ilk gün toplu taşıma araçları ücretsiz olacak. İETT, İstanbul Otobüs AŞ, özel halk otobüsleri, metrobüs, tünel, Şehir Hatları vapurları ile Metro İstanbul’a ait metro, hafif metro, tramvay ve füniküler araçları, 06.0013.00 saatlerinde İstanbullulara ücretsiz hizmet verecek. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ise öğrencileri her türlü tehdide karşı korumak amacıyla okul yönetimleriyle birlikte çalışacak Mobil Okul Timleri (MOT) kurdu. Yeni eğitim öğretim yılı öncesinde ders kitaplarında yoğunlaşan dini öĞeler ve imgeler, laikliği ve bilimselliği zedeliyor GELECEĞIMIZI KARARTIYORLAR Şiddetin hâlâ ‘’terbiye biçimi’’ olarak görüldüğü, istismarın engellenemediği, 5 yılda 250 çocuğun iş cinayetlerinde öldüğü, 2 bin 500 çocuğun ıslah evinde olduğu, 600 çocuğun cezaevlerinde anneleriyle yaşadığı ülkemizde okullar bugün açılıyor. Veliler kayıt yaptırma, bağış pazarlığı, okula hazırlık masrafı koşuşturması içinde. Çocuklar yeni öğretmen, müfredat ve okul heyecanı yaşıyor. Eğitimciler ise sürgüne, soruşturmaya uğrama, açığa alınma ve ihraç edilme endişeleriyle başlıyor yeni öğretim yılına. 20172018 öğretim yılı, meslekten atılan ve sürgün edilen öğretmenler, 15 Temmuz’lu, Darwin’siz, Atatürk ile ilgili kazanımları daraltılmış müfredatla başlıyor. Bazı ders kitaplarındaki “türbanlı anne’’, mahallenin merkezindeki cami’’ gibi görsellerin, laikliği ve bilimselliği zedelediği eleştirileri yapılıyor. Biyoloji bir yerde Evrim Teorisi demek ama Türkiye’deki öğrenciler 9. sınıfa kadar konuyu “ortaöğretim seviyesi üstünde uygun olduğu gerekçesiyle’’ öğrenemeyecek. 9. sınıfa gelindiğinde ise Darwin ile biyoloji ders kitabının 28. sayfasında , “araştırma kutusu’’ içinde karşılaşacak olan öğrenciler, öğretmenin Evrim Teorisi’ne karşı olması durumunda belki de konuyu ödev olarak bile alamayacak. Eğitimci Alaattin Dinçer’in çalışması, eğitimin durumunu gözler önüne seriyor. l Okullaşmama oranları hâlâ yüksek: Çağ nüfusunun eğitime erişiminin önündeki engeller çok çeşitli. En önemlileri kız çocukların okula gönderilmesine yönelik ailelerdeki direnç, parasız olması gereken eğitimin okulöncesi eğitimde paralı olması. l Elek altı sınıflar: Okullarda kayıtta bütün yasaklamalara rağmen okul idarelerinin velilerden ayni ya da nakdi para talebi devam ediyor. Özellikle “ünlenmiş” okul veya öğretmenlerin sınıflarına öğrenci kaydının oldukça yüksek meblağlara ulaşan bir bedeli var. Okula bağış yapamayan velilerin çocukları için “elek altı sınıflar” diye tabir edilen sınıflar oluşturuluyor. Bu çarpık durum düzeltilmelidir. l Kaynak kitaplar, kıyafetler: Okullarda kıyafet zorunluluğu kalktı. Şimdi her okulun kendi nevi şahsına münhasır bir kıyafet zorunluluğu var. Veliler okulun belirlediği kıyafetleri anlaşma yapılan mağaza ya da mağazalardan almakla yükümlü. Kaynak kitaplar da okullar tarafından belirleniyor, veliler anlaşmalı kırtasiyelerden alıyor. l Servisler güven vermiyor: Servis ve taşımalı eğitim sistemi konusunda yönetmelik ve diğer mevzuatlarda yeterli düzenleme bulunmasına rağmen hem yönetmeliğin tam olarak uygulanmaması hem de yeterli denetim yapılmaması sonucu ölümlü kazalar oluyor, şoförlerin niteliği tartışılıyor. l Açık öğretime talep: 1.3 milyon öğrencinin aktif olarak katıldığı açık öğretim programları, verdiği yıllık mezunlar itibarı ile işlevi olmayan içi boş bir depoya dönüşme potansiyeli taşıyan bir hal aldı. Ayrıca okul terkleri ve sınıf tekrarı da açık öğretimi besliyor. l Zorunlu din eğitimi: Din eğitiminin zorunlu olması, çocuklarına bu eğitimi aldırmak istemeyenleri zorluyor. AİHM ve ulusal yargı kararlarına rağmen içerikte şekilsel değişiklikleri ile yola devam edilmek isteniyor. Zorunlu olmaktan çıkarılması bir yana öğretimden eğitime dönüştürülen bu dersle birlikte anayasanın 24.Maddesinde yer alan düzenlemenin zaman zaman ihlale uğratıldığına tanık olunuyor. l Yeni müfredat bilimi ve laikliği aşındırıyor: Müfredat içeriğine dair yapılan eleştiriler üç temel gerekçeye dayanıyor. Birincisi ders kazanımlarında kullanılan öğeler, imgeler ile ders kitaplarına konulan resimler ve bu resimlerde kullanılan figürlerin çocukların bilinçaltına çağrışım yapan görünümleri ile müfredata ideolojik bir muhteviyat kazandırılması. İkincisi bilimsel öğeleri, olguları ve olayları ikinci plana iten, inançsal tekilliği ön plana alan kültürel öğeleri değerler eğitimi adı altında öğretim programlarına boca eden yaklaşım. Üçüncüsü Atatürkçülüğün geçmiş müfredatlar da yer alan ağırlığının azaltılması hatta yer yer tamamen kaldırılması. l Yoğunlaşan dini öğeler: Yukarıda yer alan eleştirileri doğrulayan pek çok örnek ders kitaplarında mevcut. Örneğin birinci sınıfların hayat bilgisi, beşinci sınıfların Türkçe, yedinci sınıfların sosyal bilgiler, dokuzuncu sınıfların tarih ve biyoloji, imam hatiplerin meslek dersleri kitaplarında bu tür örneklere daha çok rastlanıyor. l Pilot okullara ilgi: Yabancı dil ağırlıklı pilot uygulama yapılan okulların çevresindeki evlerin kirası 23 kat arttı. Veliler, bu okullara kayıt yaptırabilmek için evlerini taşıyor. Figen Atalay AKP iktidarı eğitimi felakete sürükledi CHP’DEN EĞİTİMİN YAPBOZ TAHTASINA DÖNMESİNE TEPKİ Yeni eğitim ve öğretim yılı bugün “TEOG” tartışma sıyla başlıyor. Cumhurbaşka nı Tayyip Erdoğan’ın “TEOG’un kaldırılmasına” yönelik açıkla malarının ardından Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalara başlarken CHP’den de “yapboz tahtasına” dönen sistem için tepki geldi. 20172018 eğitim öğretim yı lının başlaması nedeniyle yazı lı bir açıklama yapan CHP Ge nel Başkan Yardımcısı Seyit To run, “eğitimde fırsat eşitliğinin çocukların elinden alındığına” vurgu yaptı. İktidarın her eği tim öğretim yılı başında “en kıymetli varlıkların çocuklarımız TORUN BUDAK olduğunu söylediğini ancak 15 olmadığını, çağdaş ve bilimsellikten yıldır Türkiye’nin eğitim sistemin uzak bu müfredatla kaliteli ve nite de ulusal eğitim politikasının siya likli eğitimden tamamen uzaklaşıl si iradenin beklenti ve hedeflerine dığını belirtti. göre belirlendiğini” dile getiren Torun, “Türkiye’de hâlâ çocuk işçileri Yerlerde sürünüyor miz var. Çocuk gelinlerimiz var. Zi PISA verilerine göre “eğitim siste hinsel engelli, otistik çocuklarımız minin yerlerde süründüğünü” vur evlerine mahkum edilmiş. Şehirleri gulayan Torun, “Türkiye artık, mate mizdeki eğitim imkânları kasabala matik, fen bilimleri ve edebiyat alan ra sunulamamış, köylerimize ise hiç larında nitelikli insan yetiştiremi uğramamış” diyen Torun, fakirin ar yor. Artık parmakla gösterdiğimiz tık zenginin elindeki eğitim olanak üniversitelerimiz, dünyadaki başa larını hayal bile edemediği acı bir rılı ilk 500 üniversitesi arasında bi gerçekle karşı karşıya olunduğunu, le yer alamıyor. Bilim adamı yetişti karma eğitimin kaldırılmasının tar remiyor. AKP ile eğitimde geldiğimiz tışmaya açıldığı bir ortamda fırsat nokta felaketten ibarettir” dedi. To eşitliğinden bahsetmenin mümkün run, MEB’in son müfredat değişikli ğiyle laik eğitimi hedef aldığına da dikkat çekti. Sıfırcılar patladı CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak da eğitim alanında hem nicelik hem de nitelik yönünden ciddi sıkıntılar yaşandığını, müfredatta yapılan değişikliklerin eğitimde nitelik sorunun daha da derinleştireceğini belirterek, “AKP Genel Başkanı’nın çerçevesini çizdiği ‘kültürel iktidar’ için eğitim müfredatından akıl ve bilim dışlanmıştır. Akıl ve bilimden koparılan eğitimle Türkiye iyi ve huzurlu bir geleceğe yürüyemez” görüşünü dile getirdi. Budak, şunları kaydetti: “Milli olması gereken eğitim sistemi ne yazık ki, AKP’nin 15 yıllık iktidarı döneminde yapboz tahtasına döndürülmüş ve ciddi bir nitelik kaybı ortaya çıkmıştır. Sürekli olarak eğitim sisteminde bir ileri iki geri adım atılıyor. Bir yandan MEB, TEOG’da açık uçlu soru hazırlığı yaparken AKP Genel Başkanı ‘TEOG kaldırılmalı’ dedi. Eğitim böyle mi yönetilir? Sonuç, PISA gibi uluslararası sınavlarda son sıralara düşen bir Türkiye’dir, sıfırcı öğrenci sayısındaki patlamadır. Sonuç, huzursuz bir eğitim ortamı ve mutsuz, gelecekten umutsuz nesildir. İşsiz üniversite mezunlarıdır.” l ANKARA / Cumhuriyet Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Uygar dünyadan uzaklaşıyoruz Kemal Kocabaş Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kocabaş, bu yıl İlahiyat fakülteleri kontenjanlarının tamamen dolduğunu, birinci ve ikinci öğretimlere yaklaşık 25 bin öğrencinin yerleştiğini hatırlatarak “Ülkedeki tüm fizik bölümlerine ise 725 öğrenci yerleşti’’ dedi. İmam hatip lise ve ortaokullarında okuyan öğrenci sayısı ayrımcı devlet ve burs desteği ve tarikat ve cemaatlerin çalışmasıyla yaklaşık 1.5 milyonu bulduğunu, tüm okulları imam hatip liselerine dönüştürmeye yönelik, diğer okulları dışlayan eğitim politikalarının ülkede barış ve adalet ürete meyeceğini belirten Kocabaş, şunları söyledi: “Tüm bu eğitim politikaları gösteriyor ki Türkiye çok hızlı bir şekilde uygar dünyadan, akıl ve bilimden uzaklaşıyor. Türkiye yeni çağın araçlarıyla ortaçağa evriliyor. Bunlar nasıl yapılıyor? Tüm okul yönetimlerine ilahiyat yada imam hatip çıkışlı yöneticiler atayarak. Anaokullarına kadar, pedagojinin evrensel ilkeleri yok sayılarak konulan din dersleriyle, müfredatın değiştirilmesiyle ve parti devletinin tüm araçlarıyla. Böyle bir eğitim sisteminden özgür insanın, hayata akıl penceresinden bakan özgür bireylerin yetişmeyeceği çok açık.’’ Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde çok sayıda değişiklik yaptı YİNE TARTIŞMALI DEĞİŞİKLİKLER Açık imam hatip lisesinden, Anadolu lisesine Öğretmen toplantılarından da Atatürkçülük geçişin önü açıldı. Okuldan atılan öğrenciler esası kaldırıldı. Yazılı dönemi bitti; isteyen öğ ise açık imam hatipe kaydolabilecek. retmen sınavları sözlü yapabilecek. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde tartışmalı değişikliklere imza attı. Yönetmelik kapsamında artık okulların nakil ve geçiş şartlarını taşıması halinde isteyen öğrenci OZAN ler için açık öğretim imam hatip li ÇEPNİ sesinden, Anadolu liselerine geçiş yapabilecek. Devamsızlık nedeniyle başarısız sayılan ve öğrenim hakkı bulunmayan öğrencilerin okulla ilişikleri kesilerek; açık öğretim lisesi, mesleki açık öğretim lisesi ya da açıköğretim Anadolu imam hatip lisesine gönderilecek. Müfredattan Atatürkçülük konularının bir bir çıkarılmasının ardından yeni yönetmelikte de benzer bir düzenlemeye gidildi. Artık Öğretmenler Kurulu’nda yapılan iş, işlem ve değerlendirmelerden “Atatürkçülükle ilgili konuların derslerde işlenişine ilişkin hususlar” çıkarıldı. Yerine “değerler eğitimi çalışmalarına yer verilmesi” maddesinin eklen mesi de dikkat çekti. Zümre Öğretmenler Kurulu toplantılarının gündeminden de “Öğretim programlarında yer alması gereken Atatürkçülükle ilgili konular üzerinde durularak çalışmaların buna göre planlanması” maddesi de çıkarıldı. 5 geç kalma 1 gün Liselerde geç gelme sadece birinci ders saati ile sınırlı tutulacak. Ancak öğrencilerin 5 defa derse geç kalmaları durumunda bunlar birleşerek yarım gün devamsızlık olarak öğrencinin sistemine işlenecek. Devamsızlık yapan öğrenciler, ders öğretmeni tarafından yoklama fişine işlenecek. Ancak devamsızlığı eokul sistemine işleme görevi artık müdür yardımcısında olacak. Bakanlık okullardaki yazılı sınav zorunluluğunu da kaldırdı. Değişiklik kapsamında artık haftalık ders saati sayısına bakılmaksızın her dersten en az iki yazılı sınav yapılması zorunlu olmayacak. İsteyen öğretmen, sınavlarını sözlü olarak da gerçekleştirebilecek. Sorumluluk sınavları, ikinci dönemin son haftasında da yapılacak. Disipline düzen Liselerde disiplin uygulamaları da düzenlendi. Disiplin cezalarından “kınama” alan öğrencilere ödül ve disiplin kurulunca toplum hizmeti çalışmalarından biri de verilebilecek. Ancak bu durum eokul sistemine işlenmeyecek. Okul personelinin taşınır veya taşınmaz malına zarar vermek veya malını tahrip etmek, “okuldan 15 gün arasında kısa süreli uzaklaştırma cezasını gerektiren fiil ve davranışlar” arasına eklendi. Ayrıca kesici, delici, yaralayıcı vb aletlerle kendine zarar vermek de, “okul değiştirme cezasını gerektiren fiil ve davranışlar” arasında sayıldı. Ayrıca öğrenciler aynı cezayı gerektiren bir başka disiplin suçu da işlese bir derece ağır cezaya muhatap olacak. Okuldan kısa süreli uzaklaştırma cezası alan öğrenciler için bu süre artık özürsüz devamsızlık sayılacak. l ANKARA KURTULUŞ ARI “Laik, Bilimsel, Kamusal, Parasız ve Anadilde Eğitim” talebiyle Kartal’da düzenlenen mitinge Türkiye’nin dört bir yanında binlerce kişi katıldı. Teslim olmayacağız Binlerce yurttaş laik eğitim için Kartal’da bir araya geldi Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) ve Eğitim Sen öncülüğünde İstanbul Kartal’da düzenlenen mitingle yurt taşlar, “Laik, Bilimsel, Kamusal, Parasız ve Anadilde Eğitim” taleplerini haykırdılar. Mitingde, “AKP faşizmine, karanlığına teslim olmayacağız. Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakma mücadelesi verdik, vermeye KAYHAN AYHAN devam edeceğiz” denildi. “Eğitim sistemindeki asimi lasyona ve gericiliğe karşı ge leceğimize sahip çıkıyoruz” sloganıyla dün Kartal Meydanı’nda saat 13.00’te düzenle nen miting için Kartal Kaymakamlığı önün de bir araya gelen gruplar “Geleceğimize sa hip çıkıyoruz. Eşit, parasız, bilimsel, ana dilde eğitim”, “Düşünen, sorgulayan, hakkı nı arayan nesiller için bilimsel ve laik eği tim şart”, “Gelecek kinle değil, bilimle kuru lur”, “Tekçi, cinsiyetçi, gerici eğitime hayır” döviz ve pankartları açıp, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Karanlığa teslim olmayaca ğız”, “Irkçı, gerici eğitime hayır”, “AKP hal ka hesap verecek”, “Hak, hukuk, adalet” slo ganları atarak mitingin yapılacağı alana yü rüdü. Mitinge CHP ve HDP milletvekilleri ile Haziran Hareketi ve TKP’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda siyasi parti, Alevi ku rum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşu destek verdi. DİSK Başkanı Kani Beko, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy’un da katıldığı mitingde güvenlik güçlerinin yoğun güvenlik önlemi aldığı, alana yakın noktalarda keskin nişan cıların da çatılarda nöbet tuttuğu görüldü. Miting alanında kürsüye Ankara’da cenazesine saldırı düzenlenen ve Tunceli’de toprağa verilen HDP’li Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un fotoğrafı yerleştirildi ve “Hatun Tuğluk hepimizin annesi” denildi. Nuriye ve Semih unutulmadı Tertip komitesinin selamlaması ve ardından gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Bizler laik özgürlük diye sokaklarda, meydanlardaydık. Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakma mücadelesi verdik, vermeye devam edeceğiz” dedi. Bu mücadelenin bedelini ödediklerini kaydeden Aydoğan, ödemeye devam ettiklerini vurguladı. Aydoğan, “Bunun bedelini ihraç edilen, tutuklanan, açığa alınan, bayram öncesi sürgün edilen arkadaşlarımız ödüyor. Bunun bedelini eğitim hakkı elinden alınan ödüyor. Bunun bedelini 193 gündür işimize, ekmeğimize, geleceğimize sahip çıkıyoruz diyen Nuriye ve Semih ödüyor” diye konuştu. ‘Ferman Yezidi’nse...’ ABF Genel Başkanı Muhittin Yıldız ise “Devletlerin inançtan, ibadetten, dinlerden elini çekmesi gerekiyor. Devlet okulları her daim her inanca, her topluma eşit, açık bilim ve ilim yuvaları olmalıdır” dedi. “Ferman Yezidi’nse meydanlar Hüseyin”in şiarıyla yola çıktıklarını kaydeden Yıldız, bugün de saat 12.30’da Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapacaklarını kaydetti. ABF ve Eğitim Sen adına ise ortak açıklamayı tiyatro sanatçısı Orhan Alkaya yaptı. Alkaya konuşmasında Alevilerin ve eğitimcilerin taleplerini özetle şöyle sıraladı; “AKP’nin ‘yeni’ dediği eğitim programının iptal edilmesini, demokratik katılım ve bilimsel yöntemle laik, demokratik bilimsel, parasız ve anadilde eğitimi hak olarak kabul eden bir eğitim programı istiyoruz. Diyanet işleri Başkanlığı’nın kaldırılarak devletin inançları yönettiği değil, hizmet ettği, eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğünün esas alındığı bir düzenleme istiyoruz. Biz Aleviler cemevlerimizi Hakkın ve hakikatin mekanı olarak biliyoruz. İnanç grupları için eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü için mücadele ediyoruz.” Konuşmaların ardından 3 dakikalık sessizlik eyleminin yapıldığı miting, Erdal Erzincan, Tolga Sağ, Cengiz Özkan, Kutsal Evcimen, Pınar Aydınlar gibi sanatçıların verdiği konserle son buldu. l ERDOĞAN’IN TEOG ISRARI SÜRÜYOR Çocuklarımızı kurtaracağız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TEOG’un kaldırılması ile ilgili “Uygulamaya girmesi konusunda bir mani yok. Hemen bu adımın atılması mümkün, sayın Başbakan’la mütabakatımız da oluştu” dedi. “Milli Eğitim Bakanlığı kontrolünde kendi sınavlarını yapar” diyen Erdoğan, “Çocuklarımız bu TEOG denilen, hakikaten ciddi manada sıkan, sıkıştıran ve paraların aktığı, akıtıldığı bu süreçlerden inşallah çocuklarımızı kurtarmış oluruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de gerçekleşecek olan Birleşmiş Milletler 72. Genel Kurulu’na katılmak üzere dün Atatürk Havalimanı’nda New York’a hareket etti. Havalimanında açıklama yaptıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, TEOG sınavının kaldırılmasına yönelik soru üzerine “Dün (önceki gün) sayın Başbakan ile bu konuyu etraflıca görüştük. Uygulamaya girmesi konusunda herhangi bir mani yok. Bu çok basit. Sayın Başbakanımız ve bakan arkadaşlarımızla birlikte hemen bu adımın atılması mümkün. Temenni ediyorum ki hemen, süratle bunu ülke gündeminden çıkarmak, düşürmek, bütün aileleri, yavrularımızı rahatlatacaktır. Bizim bir defa bu konuyu gündemimizden çıkarır ken, çocuklarımızın daha okul derslerine yönelmelerini önünü açmamız ve yarışı okullarında yapmasını sağlamamız çok daha isabetli olacaktır. Bütün mesele okullarda orta kısımlarını bitirdikten sonra, liseye geçerken tercihlerinde ne yapacakları konusu, okullarda atılacak adımlardır” değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, şöyle devam etti: “Bundan sonra gidecekleri liselere yönelik, girecekleri liselerde yapılacak hazırlıklarla atılacak adımlardır. Bu liseler özellikle MEB’in kontrolü altında yapılacak imtihanlarla, bir fen lisesine mi gidecek veya düz liseden Anadolu lisesine mi gidecek, buralarda bu liseler kendi imtihanlarını kendileri yapar ve bu sorular MEB tarafından hazırlanır. Okullarda imtihanlar da yapılırken MEB’in bizzat kontrolü altında, müfettişleriyle veya farklı bir şekilde bu kontrol yapılır. Böylece bu imtihanlar da yapılarak, bu okullara kaç kişi lazımsa bunların içerisinde en başarılı olanlar hangisi ise onlar da seçer alır. Böylece çocuklarımız bu TEOG denilen, hakikaten ciddi manada sıkan, sıkıştıran ve paraların aktığı, akıtıldığı bu süreçlerden inşallah çocuklarımızı kurtarmış oluruz.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet ERDOĞAN’DAN ÖĞRETİM YILI MESAJI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20172018 eğitimöğretim yılının başlaması nedeniyle bir mesaj yayımladı. Erdoğan “Milletimizden gelen taleplere ve ülkemizin önceliklerine göre eğitim reformlarımızı sürdüreceğiz” dedi. Erdoğan mesajında özetle şu ifadeleri kullandı: “Eğitim konusunu adalet, emniyet, sağlıkla beraber ana öncelliklerimizden biri yaptık. Bütçede aslan payını daima eğitime vererek, çocuklarımızın ücretsiz, kaliteli ve modern bir eğitime sahip olması için önemli reformlar gerçekleştirdik. Müfredat güncellemelerinden öğretmen atamalarına kadar hemen her alanda daha önce hayal dahi edilemeyen adımları attık. İnşallah önümüzdeki dönemde de günün ihtiyaçlarına, milletimizden gelen taleplere ve ül kemizin önceliklerine göre eğitim reformlarımızı sürdüreceğiz.” l CHP’Lİ YARKADAŞ’TAN ÇARPICI İDDİA Torunu sınava girdi, onun için kaldırıyor CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın torununun TEOG’a girdiği, bu yüzden sınavı kaldırmak istediği” iddiasında bulundu. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş “Tek adam, milyonlarca kişinin kaderiyle nasıl oynadığını, TEOG’a ilişkin açıklamasıyla ortaya koydu” dedi. “Plan, program olmadan, çocukların, dolayısıyla Türkiye’nin kaderine zar atıldığına” vurgu yapan Yarkadaş, Erdoğan’ın ABD gezisi öncesi sınavlara yönelik yaptığı açıklamanın da “yeni kaosun işareti” olduğunu belirtti. AKP’nin eğitim politikasının olmadığına da dikkat çeken Yarkadaş, “Tek politikaları var; o da müfredattan Atatürk’ü silmek... Bunu başarabilmek için her türlü ihanete hazırlar” ifadesini kullandı. Yarkadaş, yandaş medyanın TEOG’un kaldırılmasını “eğitimde devrim” diye nitelendirdiğine de işaret etti. “Midelerinden AKP Genel Merkezi’ne bağlanan beslemeler, TEOG sistemine geçildiğinde de ‘devrim’ başlığını atmıştı. Bu nasıl bir ruh halidir, bunlarda bir gram bile utanma duygusu yok mu; merak ediyo rum” diyen Yarkadaş, AKP’nin sanki bu sistemi kendileri yapmamış gibi bir de şikâyet ettiğini vurguladı. AKP’nin öğrencileri ‘deneme tahtasına çevirdiğini’ de belirten Yarkadaş, “Finlandiya, Atatürk’ün ülkemiz için uyguladığı eğitim sistemini kopya ediyor. Finlandiya bu sistemle çağ atlıyor. AKP ise Atatürk’ün yerleştirdiği eğitim sistemini ortadan kaldırıyor. Şimdi ise ne yapacaklarını bilemez bir hale geliyorlar” dedi. AKP’nin iflası “Erdoğan’ın torununun da TEOG’a girdiğini” söyleyen Yarkadaş, “AKP Genel Başkanı, sistemi torununun yaşadığı sıkıntıları görünce değiştirmek istemiş olabilir. Çünkü çocuklar insanüstü bir çabayla bu sınava hazırlanıyor” diye konuştu. AKP’nin eğitim sistemini yıllarca “FETÖ’ye teslim ettiğini” de dile getiren Yarkadaş, “Dindar ve kindar nesil yetiştirmenin geldiği nokta budur. Çökmüş bir sistem, yarış girdabına sokulmuş çocuklar, etüt merkezleri ve özel öğretmenlere ödenen milyonlar... Bu AKP’nin eğitimdeki iflasıdır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle