04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 4 Ağustos 2017 14 haber/yorum EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN [email protected] Barışı konuşana bak! ‘Hukuk’ mu ‘Guguk’ mu? R.T. Erdoğan, geçen ayın son haftasında kendisini yıllarca el üstünde tutan Batı’lı dostlarına (!) seslendi. “Almanya ya da Amerika’da yapılınca suç sayılan ‘eylem’, Türkiye’de yapılınca niye hakhukuk oluyor?” sorusunun hemen ardından da bıyık altından bir “gülümsemeyle” “Sizdeki ‘hukuk’ da bizdeki ‘guguk’ mu?” diye sordu. (25.7.2017) Anlaşılan Erdoğan, bu “HukukGuguk” ikilisini seviyor; çünkü geçen yıl da, yine bu dostlarına, “Sizinki hukuk da bizimki guguk mu?” diyerek aynı soruyu yöneltmişti, üstelik dört dörtlük bir “ciddiyetle” (6.11.2016). Bu “gülümseme” ve “ciddiyet” ayrımına değinmeden önce, “guguk” söylemine şöyle bir baksak diyorum, değerli dostlar! “1940”lı yıllarda özellikle ellili yıllarda, İstanbul Üniversitesi’nde türlü fakültelerdeki öğrenciler, yılda bir kez yayınlanan birer “dergi” çıkarırlardı; bunların içinde en tanınmış olanı, “Hukuk Fakültesi”nin “Guguk” adlı dergisiydi. Bu adın seçilmesinin nedeni, “hukuk” ve “guguk” sözleri arasındaki ses uyumu olmasıyla birlikte, Guguk’ta yalnız hocalara takılmalar, karikatürler yer almaz, “hukuk”un “guguklaştırılması” da örnekler verilerek eleştirilirdi. Sanırım ellili yıllara ait bir Guguk’ta, tarihçi “Ahmet Rasim”den yapılmış bir alıntı vardı: “Halet Efendi Olayı!” Bu tarihsel olaya daha önce de değinmiştim; izninizle yine kısaca anımsayalım: 1800’lerin ilk yıllarında, İstanbul’da hükümete karşı eleştiriler uluorta söylenmeye, üstelik çoğalmaya başlayınca, önlemek için bir çözüm bulup bunu da Padişah’ın onayına sunmak üzere “Meclisi Vükela” (bir bakıma Bakanlar Kurulu) toplanır. Toplantıda bulunan, dönemin ünlülerinden (danışmanlarından) Halet Efendi: “Şimdi Okçular Başı’ndaki berberin başı kesilsin, bunlara örnek olur korkarlar!” deyince, içlerinden biri: “Aman ha! O benim berberim!” diye itiraz eder. Bunun üzerine Halet Efendi “Eh! O zaman, öte yandaki berberin boynu vurulsun!” der... Kuşkusuz bu alıntıyla öğrenciler, böyle bir “adalet” anlayışının da, tüm güçlerin “tek kişide” toplanmasıyla oluşan “hukuk”un da, nasıl “guguk”a dönüştürüldüğünü göstermek istemişlerdi. Demek ki, hukuksuzluğun, yönetimin “pervasızca hukuku çiğnemesi”nin anlatımıydı, ortaya konuşuydu, kısacası göstergesiydi “GUGUK”!.. Böylece geleceğin hukukçusu olacak gençlerin armağanı olan “guguk”, “guguklaşma” hep bu anlamda, “olumsuz” anlamda kullanıldı yıllarca... Ve şimdi, Batı’nın, ülkemizdeki durumu, yaşananları, imza atıp kabul ettiğimiz “Evrensel İnsan Hakları”nın çoğunun hiçe sayılmasını, basın özgürlüğünün göz göre göre çiğnenmesini, “dikta” rejiminin temelini oluşturan tüm erklerin bir kişinin avucuna almasını, söylemeleri, eleştirileri yeter de artar Türkiye’nin ne halde olduğunu ortaya koymakta... Dolaysiyle onların bu eleştirilerine “yanıt” vermek için de, Erdoğan’ın ülkemizde uyguladıkları “hukuk”u, “guguk”a benzeterek yapması, unutulmayacak, üstelik acı bir gülümsemeyle anılacak; sanırım tarihsel bağlamda da... Ayrıca Erdoğan’ın, ülkemizdeki hukuku Batı’ya karşı korur duruma geçerken yaptığı bu “guguk” benzetmesi “gaf”ının hamurunda, Anayasamızın değiştirilemez olan ikinci maddesindeki, “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğumuzu belirten bu saptamayı hep, “laik” demeden yapan bir bakıma “çağdaşlaşma karşıtı” görüşünün de bulunduğunu hiç ama hiç unutmamalı... Kuşkusuz, “Erdoğan’ın, Türkiye’de göz göre göre yaşanan “hukuksuzluk” durumunu yadsıması için, “adaletsizliği, hukuksuzluğu” anlatan bir “simge” olarak kabul görmüş “guguk”u kullanmasının, şaşkınlığını da hiç unutmamalı... Ne dersiniz, değerli dostlar? 4 AĞUSTOS 2017 SAYI: 33539 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.12 04.02 04.32 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.56 13.17 17.09 05.43 13.02 16.52 06.09 13.25 17.12 Akşam 20.26 20.08 20.27 Yatsı 22.01 21.41 21.57 Türkiye tarihinin en büyük akademisyen tasfiyesini gerçekleştiren Ankara Üniversitesi, “Savaşta ve Barışta Kadın” temalı uluslararası bir sempozyum düzenleyecek! Ankara Üniversitesi’nden Tasfiye Edilen Kadın Akademisyenler Sadece barış talep ettikleri için çok sayıda akademisyeni KHK ihraç listelerine koyarak ya da emekliliğe zorlayarak Türkiye tarihindeki en büyük akademisyen tasfiyesini gerçekleştiren Ankara Üniversitesi, 2018 yılı Mart ayında “Savaşta ve Barışta Kadın” temalı uluslararası bir sempozyum düzenleyeceğini duyurdu! Ankara Üniversitesi Kadın Platformu Koordinatörlüğü tarafından düzenlendiği anlaşılan konferansın danışma kurulu listesinde Ankara Üniversitesi’nden pek çok kadın akademisyenin ismi yer alıyor. AÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden (KASAUM) bazı meslektaşlarımız, isimlerine danışma kurulunda yer verilmesinin tamamen bilgileri dışında olduğunu ve bu konuda kendilerinden hiçbir şekilde onay alınmadığını kamuoyuyla derhal paylaştılar. İbiş’in marifetleri Söz konusu tasfiye sayıca ağırlıklı olarak toplumsal cinsiyet, kadın çalışmaları, göç ve mültecilik konularında çalışan kadın akademisyenleri hedef almasının yanı sıra başta KASAUM ve Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı olmak üzere birçok akademik birimi işleyemez hale getirdi. Üstelik Ankara Üniversitesi’nde Erkan İbiş yönetimiyle birlikte kadın çalışmaları alanına dönük baskıcı politikalar, lisansüstü programların kontenjanlarını düşürmek, LGBTİ örgütleriyle yapılan ortak etkinlikleri engellemek gibi birçok uygulamayla bu tasfiyeden bile önce başlamıştı. Bu uygulamaların Ankara Üniversitesi’nin tarihine bir utanç sayfası olarak eklendiği böyle bir dönemde, uluslararası bir konferans aracılığıyla yurtdışından saygın kişi ve kurumların desteğini de alarak yaşanan haksız, hukuk Barış İçin Akademisyenler bildirisi imzacısı ve büyük çoğunluğu kadın olan çok sayıda akademisyeni haksız ve hukuksuz bir biçimde tasfiye etmiş bir üniversitenin rektörünün onursal başkanı olduğu bir konferansı hiçbir şekilde kabul edilir bulmuyoruz! Cebeci Kampusu’ndaki protestolar sırasında hocaların cüppeleri polis postallarının altında ezildi. suz akademik kıyımın üzeri örtülmeye çalışılıyor. Bundan da öte, Ankara Üniversitesi yönetiminin kendisine, “Savaşta ve Barışta Kadın” gibi bir teması olan bu organizasyon aracılığıyla meşruiyet ve itibar sağlamak istediği anlaşılıyor. Buna kayıtsız kalamayız. Kabul etmiyoruz Barış İçin Akademisyenler bildirisi imzacısı ve büyük çoğunluğu kadın olan çok sayıda akademisyeni haksız ve hukuksuz bir biçimde tasfiye etmiş bir üniversitenin rektörünün onursal başkanı olduğu bir konferansı hiçbir şekilde kabul edilir bulmuyoruz! Bu konferansın uluslararası katılımcılarını üniversitemizdeki hukuksuz, biatçı ve zalim akademik tasfiyenin yol açtığı yıkım konusun da bilgilendireceğimizi ve bu etkinliğe neden katılmamaları gerektiği konusundaki düşüncelerimizi kendileriyle en açık biçimde paylaşacağımızı duyuruyoruz! Ankara Üniversitesi’ndeki barıştan ve kadınlardan yana bütün birim ve kişileri de barış isteğini en ağır biçimde ve hukuk dışı yollarla cezalandırmakta, kadın çalışmaları alanındaki akademik çalışmaları sekteye uğratmakta bir an bile tereddüt etmeyen bu çağdışı anlayışın sahibi yönetimin düzenlediği konferansa katkıda bulunmayı reddetmeye, bu etkinliğe katılmamaya ve etkinliği kınamaya davet ediyoruz. Söz konusu konferans organizasyonuyla ilgili gelişmeleri bundan sonra yakından takip edeceğimizi ve gereken her aşamada tepkimizi ortaya koyacağımızı da bildiririz. Dink davasında 4 tahliye Dink cinayetine ilişkin davada dönemin Samsun jandarma görevlileri Birol Ustaoğlu, Atilla Güçlüoğlu, Murat Bayrak ve Yüksel Avan tahliye edildi CANAN COŞKUN İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde azmettirici, tetikçi, kamu görevlileri, İstanbul, Trabzon ve Samsun jandarma ve emniyet görevlilerinin yargılandığı davanın dünkü duruşmasında, dönemin Samsun jandarma ve emniyet görevlilerinin savunmalarının tamamlanmasının ardından avukatlarının beyanları alındı. Duruşma savcısı Mehmet Yeşilkaya, beyanların ardından Samsun Jandarma görevlileri Birol Ustaoğlu, Atilla Güçlüoğlu, Murat Bayrak ve Yüksel Avan’ın tahliye edilmesini talep etti. Ardından tutuklu sanıkların tümü tahliye taleplerini yineledi. Tahliye talebinde bulunanlardan Fox TV Haber Müdürü Ercan Gün, Samast’ın görüntülerine ilişkin haberinin yaptığı yüzlerce haberden biri olduğunu belirtti. Gün, davaya konu görüntülerin A Haber kanalında yayımlandıktan sonra savcılığın bu görüntünün dosyada olmadığını belirttiğini ifade ederek, “Bu görüntünün kaybolduğu 10 yıldır biliniyor. İddia makamımın bilmemesi mümkün değildir. Ekrem Dumanlı veya herhangi bir insan bana bu görüntüyü getirse yine yayımlarım. Usame bin Ladin tarafından gelse yine yayımlarım. FETÖ çekip yollasa ben yine yayımlarım” dedi. Gün, iyi bir gazeteci olduğu için yargılandığını savunarak, “İddianamede avukat Halil İbrahim Koca ile yoğun irtibatım olduğu söyleniyor. O da duruşmalara giren bir avukattı. Aynı zamanda Rıza Sarraf’ın da avukatı. O haberi yaptıktan sonra bir daha bu dosyaya bakmadım. Ben bir gün boyunca Hülya Avşar’ın görüntüsünün peşinde koştuğumu hatırlıyorum. Mesleğime dönmek istiyorum. 10 yıl önce çalıştığım gazetenin yöneticileri hâlâ görevde. MİT’in özel kalem müdürü Zaman gazetesinde çalışmış” diye konuştu. ‘Beyanları çelişkili’ Talepleri değerlendiren heyet, savcı Yeşilkaya’nın tahliyesini talep ettiği 4 jandarma görevlisinin tahliyesine karar verdi. Heyet, tahliye gerekçelerinde, sanıkların hakkındaki suçun değişme ihtimali, Samast’ın bu sanıklarla ilgili beyanlarının çelişkili olması ve bunun haricinde delil bulunmamasını gösterdi. Sanıkların Samsun TEM şubedeki Samast’ın görüntüsünü talimatla çekmiş olduklarını ifade ederek, haklarında objektif delil olmaması, savunmalarındaki tutarlılığı ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından soruşturmalardan geçtiklerini ve halen görevde olmalarını gösterdi. Heyet, aynı zamanda bu kişilerin kurumlarından gelen yazılarda FETÖ ile iltisaklı olmadıklarının belirtildiğini kaydetti. Duruşma ise 2356 Ekim’e ertelendi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] DİSK, işten çıkarılan işçiler için yürüdü DİSK, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından işten çıkartılan işçilere destek vermek amacıyla yürüyüş yaptı. Açıklamada, çıkartılanlar işe iade edilene kadar mücadeleye devam edileceği belirtildi. Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayan yürüyüşte gruptakiler “İş, ekmek, adalet yoksa barış da yok”, “Direne direne kazanacağız”, “İşçiler işlerine geri dönsün” sloganları attı. DİSK Genelİş 2 Nolu Şube Başkanı Arif Yıldız, 50’ye yakın arkadaşlarının işten çıkarıldığını belirterek “İşten çıkarmalar anayasa ve kanunlara aykırı bir biçimde gerçekleştiriliyor. İşçilerin hakkını araması suç değildir. ‘Hak, hukuk, adalet’ diyoruz” dedi. l İZMİR/DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle