07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 3 Ağustos 2017 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 3 Sivas’ta kuş gribi şüphesi Sivas’ın Serpincik Köyü kent dışından alınan bir kazın telef olması sonucu karantinaya alındı. Bin kanatlı hayvan kuş gribi şüphesiyle itlaf edildi. l DHA 340/2 0 0 360/2 5 0 330/2 2 0 350/2 2 0 330/1 9 0 380/1 7 0 340/1 8 0 320/1 8 0 380/2 3 0 370/2 2 0 340/2 1 0 330/2 5 0 280/1 9 0 320/2 5 0 210/1 4 0 270/1 9 0 250/1 6 0 350/1 8 0 230/1 5 0 310/2 1 0 310/2 0 0 280/2 3 0 TARİHTE BUGÜN 2004: Ünlü hukukçu, Ordinaryus Prof. Dr. Sulhi Dönmezer 86 yaşında öldü. 1948: 1948 Londra Olimpiyat Oyunları’nda Türk Serbest Milli Güreş Takımı birinci oldu. 30 saniyede battı Cinayete ömür boyu hapis istemi Bursa’nın Gürsu ilçesinde bir tekstil fabrikasında işçi olarak çalışan Mehmet Adıyaman (19), eşi Deniz Güneş Adıyaman’ı (18) barışmak için çağırdığı parkta öldürdü. Çıkartıldığı mahkemece tutuklanan Mehmet Adıyaman hakkındaki savcılık soruşturması tamamlandı. Adıyaman’ın, 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada “eşini kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi istendi. l BURSA/DHA Geride 1.5 aylık bebekleri kaldı Ağrı’nın Patnos ilçesinde inşaat işçisi Faruk Narin (25), eşi 21 yaşındaki Nadime Narin’i öldürdükten sonra intihar etti. Faruk Narin iddiaya göre tartıştığı eşi Nadime Narin’i mutfaktan aldığı bıçakla çeşitli yerlerinden yaralayarak öldürdükten sonra aynı bıçağı kendi kalbine sapladı. Çığlıkları duyan komşularının ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Faruk ve Nadime Narin’i kanlar içinde bulan ekipler, çiftin yaşamlarını yitirdiğini tespit etti. Çiftin, olaydan bir süre önce 1.5 aylık bebeklerini komşuya bıraktıkları ortaya çıktı. Faruk ve Nadime Narin’in cansız bedenleri, yapılan incelemenin ardından otopsi için Trabzon Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. l AĞRI/DHA CHP’li Şeker şiddeti sordu CHP İstanbul milletvekili Dr. Ali Şeker, sağlıkta şiddeti TBMM gündemine taşıdı. Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin hemen hemen her hafta basında yer bulduğunu anımsatan Şeker, saldırılarda sağlık çalışanlarının darp edildiğini, yaralandığını ve hayatını kaybettiğini söyledi. Şeker “AKP İktidarının sağlıkta dönüşüm adı altında dayattığı sağlık kurumlarını ticarethaneye çeviren performansa dayalı hizmet politikası, düşük ücret, düzensiz ve uzun çalışma saatleri, çalışanlara sunulan yetersiz sosyal imkânlar ve yetkililer tarafından sürekli dile getirilmesine rağmen çözülemeyen personel yetersizliği problemi sağlık hizmetinin kalitesini düşürmektedir” dedi. Şeker, Başbakan Binali Yıldırım’a verdiği soru önergesinde “2002’den bu yana sağlık alanında sözlü ve fiziki olarak şiddete uğramış sağlık çalışanlarının sayısı nedir” diye sordu. l İSTANBUL/ Cumhuriyet 3 kişi öldüMARFTAMECKAİNRAEİSSI’TE Muğla’nın Marmaris ilçesinde Bozburun Limanı’ndan hareket ettikten 10 dakika sonra yaklaşık 200 metre açıkta içerisinde 11 kişi bulunan “Anemone” isimli tekne aniden su alarak battı. 8 kişi çevredeki diğer teknelerde bulunanların yardımıyla kurtalırken, batan teknenin altında kalan 3 kişi yaşamını yitirdi. Marmaris’e 50 kilometre mesafedeki Bozburun Mahallesi’nin Adaboğazı mevkisinde, içinde 11 kişinin bulunan 20 metre uzunluğundaki motoryat tabir edilen tekne, denizde battı. Görgü tanıklarının ifadesine göre 30 saniye gibi kısa bir sürede batan teknenin kaptan Mustafa Donka, gemici Yücel Bektaş (28), Z.A. (10), Ayhan Ağdemir (50), Dilek Çayırlıoğlu (51), G. D. (12), B. D (7) ve İsmail Turgut (50) çevredeki diğer teknelerde bulunanların yardımıyla sudan çıkartıldı. Sudan çıkartıldığında yaşamsal fonksiyonlarının durmuş olduğu belirlenen 7 yaşındaki B. D., sağlık ekiplerinin ambulansta yaptığı müdahale ile hayata döndürüldü. Sahil güvenlik, jandarma ve Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi kayıp 3 kişiyi bulmak için çalışma başlattı. Batan tekne 30 metre derinlikte bulunurken, içeride sıkışırak yaşamını yitiren tekne sahibi Ali Doğan Çayırlıoğlu (55), Mert Ali Ağdemir (15) ve Safia Aytaç Ağdemir’in (40) cesetleri dalgıçlar tarafından çıkarıldı. Kurtarılan 8 kişiden B. D. ve İsmail Turgut hastanede tedaviye alınırken, diğer 6’sının durumlarının ise iyi olduğu kaydedildi. Batan tekneden sağ kurtarılan kaptan Mustafa Sulara gömülen tekneden çıkarılan bir çocuk güçlükle hayata döndürüldü Bozburun Jandarma Karakol Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, hareketinden 10 dakika sonra Bozburun’un Kızılkum mevkiinde kıç kısmından su alması sonucu batan motoryatta mürettebat ile birlikte toplam 11 kişinin bulunduğu bildirildi. Donka gözaltına alındı. Bu arada teknenin arkasındaki kapa ğın açık unutulması nedeniyle su aldığı ileri sürüldü. Motoryatın hızla limandan ayrıldığı, durumu farkeden kıyıdakilerin tehlikeyi görüp, uyarmak için bağırmalarına rağmen seslerini duyuramadıkları iddia edildi. Motoryatın sürat yapması nedeniyle önünün havaya kalktığı, bu sırada arka taraftaki kapağın açık olması yüzünden su alıp, bir anda battığı öne sürüldü. l DHA ZİNCİRLEME FACİA: BİR AİLE YOK OLDU Kocaeli’nin Gebze ilçesinde, TEM Otoyolu Muallimköy mevkiinde sürücüsünün kontrolünden çıkan TIR, karşı şeride geçerek 1 minibüs ve 2 otomobille çarpıştı. Can pazarının yaşandığı zincirleme trafik kazasında aynı aileden 6 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Saat 19.45 sıralarında, Ankara istikametine giden 33 F 4537 plakalı TIR, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu karşı şeride geçerek Almanya plakalı minibüse, ardından da 34 MGY 4537 plakalı otomobile ve İsveç plakalı otomobile çarptı. Kaza nedeniyle hem İstanbul, hem de Ankara istikameti ulaşıma kapandı. Kaza nedeniyle çok sayıda 112 Acil ve itfaiye ekipleri olay yerine sevk edildi. Kazada minibüste bulunan Adnan, Fatma, Melisa, Müslüm, Yakup ve Yusuf Erdoğan yaşamlarını kaybederken, 3 kişi ise yaralandı. l DHA Bilirkişi: Ankara asbest soludu Maltepe Havagazı Fabrikası’ndaki 350 ton asbestli malzeme bulunan elektrik santralının yıkımına ilişkin Ankara Tabip Odası ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açtığı davada bilirkişi raporu tamamlandı. Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin atadığı bilirkişilerce halkın sağlığı tehdit edilerek yıkım gerçekleştirildiği ve alanda asbest olduğu doğrulandı. Alanın acilen karantinaya alınması gerektiğini belirten meslek odaları, halkın sağlığını tehdit eden Melih Gökçek’in görevden alınmasını talep etti. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan 25 Şubat’taki yıkımdan 10 gün önce asbestli malzeme içeren Maltepe Havagazı Fabrikası’nın çok önemli bir tehdit olduğunu ifade ettiklerini anımsattı. l ANKARA / Cumhuriyet SUR İÇİN İMZA KAMPANYASI Kadıköy’de sessiz eylem yapan Sur’un Yıkımına Hayır Platformu üyeleri Sur’daki yıkımların durdurulması için imza kampanyası başlattı. Kadıköy Süreyya Operası önünde toplanan grup, ellerindeki dövizler ve resimlerle sessizce Kalkedon Meydanı’na yürüdü. Burada İstanbul Kent Savunması ve Sur’un Yıkımına Hayır Platformu adına açıklama yapan Deniz Özgür “Suriçi’nde yaşayanlarla dayanışmak, bölgedeki kültürel varlıklara, tescilli yapılara sahip çıkmak için İstanbul’dan Sur’a sesleniyoruz” dedi. Özgür, imza toplama faaliyetlerinin haftada 2 gün Kadıköy’de 2 gün Beyoğlu’nda olmak üzere toplam dört gün boyunca süreceğini belirtti. l İSTANBUL Sahipsiz cep telefonu uçağı geri döndürdü Türk Hava Yolları’nın İstanbulWashington seferini yapan yolcu uçağı, sahipsiz bir cep telefonu nedeniyle Romanya Hava Sahası üzerinden Atatürk Havalimanı’na geri döndü. Edinilen bilgiye göre, THY’nin Airbus A333 tipi uçağı 277 yolcusuyla Washington seferini yapmak üzere saat 15.12’de Atatürk Havalimanı’ndan havalandı. Kalkıştan yarım saat sonra uçak içerisinde sahipsiz bir cep telefonu bulundu. Bunun üzerine pilot, Romanya Hava Sahası üzerinden geri döndü. 17.30’da Atatürk Havalimanı’na iniş yapan uçakta yapılan kontrolde herhangi bir olumsuzluğa rastlanmazken, yolcular aynı uçakla Washington’a gönderildi. l DHA ‘FETÖ’ye yarayan iklim Otoriter popülist yönetimlerin millet kavramına bakışı bir hayli sorunlu. Kendinden olanı öz, hakiki millet sayıp geriye kalanı milletin dışında gören bir anlayış bu. Sadece memleketimizde değil, bu tarz yönetimlerin görüldüğü her yerde rastlanan bir özellik. İktidarı kaybetmemek için asla elden bırakılmaması ve milletten saydıkları dağılmasın diye toplumsal kutuplaşmanın sürekli körüklenmesi gerekiyor. “Büyük gerileme” adı da verilen popülist sağ iktidarların yükselişi aynı zamanda dünyanın birçok yerinde benzer söylemlerin de yükselişi. Yepyeni bir vaziyetle karşı karşıya değiliz. 1930’ların dünyasında da sanayii devriminden sonra kültür savaşları yaşayan Batı devletlerinde de benzer bir yekdiğerini milletten saymama halini gözlemlemek mümkün. Özgürlükçü ve çoğulcu demokrasi fikri bu bir devleti içten içe çürütüp yıkan sadece kendinden olanı millet görme anlayışının panzehiri. Batı’da İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan özgürlükçü ve çoğulcu demokrasilerin gücünü aldığı sosyal demokrat politikaların sağa evrilmesiyle içine girilen ekonomik kriz ve gelişen yeni teknolojilerin yol açtığı üretim ilişkilerindeki büyük altüst oluş başka bir tartışmanın konusu. Bugün cemaatin “FETÖ”leşmesi, devlete sızarak bir darbe girişiminde bulunacak kadar gözünü karartmasına giden süreç de bu sakat “millet” anlayışının eseri. Siyasal iktidar, milletten saymadığı hatta milletin iradesinin önünde bir engel olarak değerlendirdiği, millete yabancı unsurlar diye gördüğü toplum kesimleri ve onların bürokrasideki varlığıyla mücadele ederken “cemaat” ile işbirliği yapmıştır. Bu işbirliğinin sebebi, toplumun yarısı dışlanırken “cemaat”in siyasal iktidar tarafından milletin bir parçası diye kabul edilmesi. Bunun en veciz ifadesini zamanında “cemaat”in faaliyetleri ile ilgili uyarıldığında “Hayır, arkadaşlarımız bizim gibi düşünüyorlar, aynı kıbleye bakıyoruz...” diyerek sayın cumhurbaşkanı vermiştir. 1725 Aralık’tan sonra Erdoğan’ın o dönemki başdanışmanı ve uzun seneler metin yazarı Hüseyin Besli’nin Habertürk gazetesine verdiği bir röportaj da “cemaat”le ilgili hayal kırıklığının asıl sebebini gösteriyor: “Mütedeyyin, İslamcı, muhafazakâr... Bakın ta Osmanlı’dan beri uğraştığımız bir karşı taraf olmuştur. Hep ötekidir, dışarıdadır, kendimizden olmayandır. Ama ilk kez kendi dilimizi kullanan, kendimiz gibi yaşayan, aynı mahallede oturan, aynı camiyi paylaşan insanlar söz konusu.” Eski bir Fransız atasözü “birbirine benzeyenler bir araya gelir” der. Toplumsal ilişkilerde bu gayet normaldir. Ancak bu bir araya geliş, toplumun bir kesimini millete yabancı saymaktan kaynaklanınca, o kesimin uyarıları da dikkate alınmaz. Sonucu gördük. Bugün MEB, Ensar Vakfı’na emanet. Tarikatlar işe alımlarda ön planda. Onlar da sayın Erdoğan’ın deyimiyle “aynı kıbleye bakanlar”. Milletin tamamını millet olarak kabul eden, kapsayıcı bir ekonomik ve siyasi düzen kurulmazsa, iş aynı kıbleye bakanların güç için birbirini yemesiyle sonuçlanır. Dün “FETÖ”yle, yarın “aynı kıbleye bakan” başka bir güç odağıyla. Kabul, “FETÖ” atipik bir yapılanma. Ancak bu yapılanmayı var etmese de palazlandırıp darbeye girişecek güce ulaştıran milleti sadece kendine destek verenlerden ibaret zanneden anlayıştır. “FETÖ” bir sebep değil bir sonuç. Bu sonucu doğuran siyasi iklim ise maalesef değişmiş değil. GÜMÜsLÜK ARıON BEACH +90 (252) 388 63 33 +90 (532) 374 63 73 www.arionbeachgumusluk.com C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle