05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Perşembe 17 Ağustos 2017 Duterte’den yargısız infaz rekoruna övgü Filipinler lideri Rodrigo Duterte’nin 2016’da seçilmesiyle başlayan uyuşturucuyla savaşta binlerce kişi yargısız infaza kurban giderken önceki gün Bulacan bölgesinde düzenlenen uyuşturucu operasyonunda 32 kişi öldürüldü. Polisin bir günde insan öldürme rekorunu kırmasını öven Duterte “daha da fazla öldürsünler” dedi. [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘İtalyan öğrenciyi Mısır güçleri öldürdü’ New York Times, Mısır’da 2016’da işkenceyle öldürülen İtalyan öğrenci Giulio Regeni’nin, Mısırlı güvenlik güçlerince öldürüldüğüne dair ABD’nin elinde kanıtlar bulunduğunu yazdı. Obama döneminden yetkililer “en üst seviyedeki Mısırlı yetkililerin olayı bildiğinden” haberdar olduklarını söyledi. 7 Trump ırkçılara kalkan [email protected] Charlottesville’de ırkçı şiddeti değil solcuları suçlayan Trump, ‘Washington ve Jefferson’ın da köleleri vardı, heykellerini kaldıracak mısınız’ diye sordu ABD’nin Virginia eyaletinin Charlottesville kentinde Ku Klux Klan gibi ırkçı, aşırı sağcı örgütlerin gövde gösterisini protesto eden solcu grupların üzerine araç sürülmesi ve bir kişinin ölmesinin artçı sarsıntıları büyüyor. İlkin “her iki tarafın şiddetinden” söz eden, tepkiler üzerine ırkçılığı kınamak durumunda kalan Başkan Donald Trump, önceki günkü basın toplantısında ırkçıları koruyan açıklamalar yapınca başta kendi partisinin önde gelenleri olmak üzere tüm kesimlerin şimşeklerini üzerine çekti. Toplum, ırkçılığı kınamakta sözbirliği ederek adeta Trump’ı tecrit etti. ‘İçinde iyi insanlar var’ Tatilini kesip protestolar arasında New York’taki Trump Tower’a giden ABD Başkanı, basın toplantısında gazetecilerin Charlotesville’le ilgili ısrarlı sorularına sinirlenip “Ben olayları sizden çok çok daha yakından takip ettim. Taraflardan biri kötüydü, ama diğer taraf da son derece şiddet yüklüydü, son derece saldırgandı” dedi. Cumhuriyetçi Senatör John McCain’in “olayların sorumlusu kendilerine altsağ (alternatif sağ) diyenlerdir” açıklaması hatırlatılınca daha da öfkelenen Trump, bu kez “altsol” diye bir tanımlama ortaya attı: “Altsağ ne demek, tanımlayın, hadi bana tanımlayın. Peki, ya altsol, orada yasadışı toplanan altsolun hiç suçu yok mu?” Gazetecilerin “NeoNazilerle aynı kefeye koyuyor musunuz” sorusu üzerine “Bu insanların çoğu NeoNazi ya da beyaz ırkın üstünlüğünü savunanlar değil. (Konfederasyon Ordusu Komutanı) Robert E. Lee’nin heykelinin kaldırılmasını protesto edenler” savunmasını yapan Trump, ABD’nin kurucu başkanlarına atıfla ırkçı geçmişini anarak şunları söyledi: “Tarihi değiştiriyorsunuz. Kültürü değiştiriyorsunuz. Sırada ne var? Köle sahibi olduğu için George Washington’ın heykelini de mi kaldıracaksınız? Sonra sıra Thomas Jefferson’a mı gelecek? Bu iş nerede duracak?” KKK teşekkür etti Basını suçlamaya devam eden Trump, “O grupta NeoNazi ya da be yaz milliyetçisi olmayan bir sürü insan vardı. Tamam mı? Ama basın onlara tümüyle haksız davrandı. Bildiğinizden şüpheliyim ama onların yasal izni vardı. Diğer grupta da iyi insanlar vardı, ama aynı zamanda si Charlottesville, öldürülen solcu aktivist Heather Heyer’in yasını tutuyor. Minneapolis’te Trump’ın “Nazi kuklası” yakıldı. yah giyimleri, kaskları ve sopalarıyla sorun çıkaran çok çok kötü insanlar da vardı. Bunlar izinsiz toplandı” dedi. Irkçıları kınamak için neden beklediği yönündeki soruya “Gerçekleri tam olarak öğrenmek için zamana ihtiyacım vardı” yanıtını verdi. Charlottesville’i ziyaret edip etmeyeceği sorusunu “Benim orada şaraphanem var” diye yanıtladı. Hamaney iğneledi Trump’a tek destek Ku Klux Klan’ın (KKK) eski lideri David Duke’tan geldi: “Charlottesville hakkında gerçekleri anlatarak ve solcu teröristleri kınayarak gösterdiğiniz dürüstlük ve cesaret için size teşekkür ederim.” Trump’ın hedef aldığı ülkelerin başında gelen İran’da ise dini lider Ayetullah Ali Hamaney şu tweeti attı: “ABD’nin herhangi bir gücü varsa, başka ülkelerin işlerine karışacağına önce kendini düzgün yönetsin, beyaz ırkın üstünlüğünü savunanlarla başa çıksın.” Cumhuriyetçiler bile isyan etti ABD’nin 41’inci ve 43’üncü başkan ları olan Cumhuriyetçi babaoğul Bush’lar, Trump’ı doğrudan anmadan sert dille eleştirdi. Trump’ın kölecilikle birlikte andığı Jefferson’ın “Bağımsızlık Bildirisi’ni kaleme alarak herkesin eşit yaratıldığını vurguladığını” hatırlatan iki eski başkan, “Amerika ırkçı bağnazlığı, anti Semitizmi ve nefretin tüm şekillerini daima reddetmek zorundadır” dedi. Cumhuriyetçi Senatör John McCain, “Irkçılarla onlara karşı duran Amerikalılar arasında ahlaki bir eşitlik kurulamaz” tepkisini gösterdi. Trump’a rakip olup kaybeden Jeb Bush “Şu an ahlaki netlik gerekiyor, belirsizlik değil. Başkanı, Charlottesville’de yaşananların suçunu paylaştırmaya değil, ülkeyi birleştirmeye çağırıyorum. Beyaz Saray’ın ırkçılık ve nefreti görmezden gelmeyeceği konusunda şüpheye mahal bırakmamalı” dedi. Eski Cumhuriyetçi başkan adaylarından Mitt Romney bile “Bir taraf ırkçı, bağnaz, Nazi. Diğer taraf ırkçılığa ve bağnazlığa karşı. Bunlar ahlaki olarak farklı evrenler” tepkisini gösterdi. NBA yıldızı LeBron James’in “Amerika’da nefret her zaman vardı, evet bunu biliyoruz, ama Trump bunu yeniden moda haline getirdi” diye tweetlemesi de yankı yarattı. TEPKİLERE KIZDI Danışmanlık kurullarına son ABD Başkanı Donald Trump’ın ırkçıları desteklemesine tepki olarak kendisine danışmanlık yapan kurullardan Sanayi Konseyi’nden 11 CEO’nun istifasını, Strateji ve Politika Forumu üyelerinin topluca çekilme kararı takip etti. Kararı öğrenen Trump, kurullara son verme misillemesinde bulundu. Trump “Sanayi Konseyi ile Strateji ve Politika Forumu’ndaki iş insanlarının üzerinRichardson de baskı kurmak yerine ikisine de son veriyorum. Hepinize teşekkürler” diye tweetledi. Korutvavkettakvoırmkuotyadnuları ABD ordusunun siyasetin dışında kalma geleneğine karşın kuvvet komutanları da ortak tepki gösterdi. İlk teweeti Donanma Komutanı John Richardson attı: “Charlottesville’deki olaylar kabul edilemez, hoşgörü gösterilmemeli. ABD donanması hoşgörüsüzlüğe ve nefrete daima karşıdır.” Ardından Deniz Piyadeleri Komutanı Robert Neller, Kara Kuvvetleri Komutanı Mark Milley, Hava Kuvvetleri Komutanı Dave Goldfein, “ırkçılığa karşı olduklarına” dair mesajlar paylaştı. BU KEZ ÖVDÜ ‘Kim’den çok akıllıca karar’ Kölecilik heykellerine Twitter’da beğeni rekoru karşı seferberlik hali İç Savaş’taki köleciırkçı tarafı temsil eden Konfederasyon’la ilgili heykeller, ABD’yi karıştıran geçmişin hayaletleri haline geldi. Charlottesville’deki ırkçı gösteriler kent yönetiminin Konfederasyon Komutanı Robert E. Lee’nin heykelini kaldırma kararı gerekçesiyle yapılmıştı. Önceki gün Durham kentinde bir grup, mahkeme binası önündeki Konfederasyon Askeri heykelini yıkıp yerde tekmeledi. Gruptan olduğu belirtilen 22 yaşındaki Takiyah Thompson gözaltına alındı. Gözaltı sayısının artacağı açıklandı. 709 heykel var Thompson gazetecilere eylemi “Beyazların üstünlüğünü savunanların heykellerini yıllar önce kaldırabilecekken bunu yapmakta başarısız olan siyasetçileri beklemekten yorulduk. O yüzden harekete geçtik” diye savunmuştu. Baltimore kentinde ise Belediye Meclisi’nin karar vermesinin ardından dört Konfederasyon heykeli bir gecede kaldırıldı. Ardından Los Angeles’daki Hollywood Forever Mezarlığı’ndan bir Konfederasyon heykelinin, New York’ta bir kilise önünden bir Konfederasyon büstünün kaldırıldığı haberi geldi. Irkçı damarın hâlâ güçlü olduğu Solcu eylemciler, Konfederasyon heykellerini yıkıyor. güney eyaletlerinin bazılarında bile yetkililer, heykellerin kaldırılması çalışmalarına hız vereceklerini söyledi. ABD genelinde halen 709 Konfederasyon heykeli bulunuyor. ABD’nin Charlottesville kentindeki ırkçı saldırıya, Trump’tan destek veren yönde açıklamalar gelirken, selefi Barack Obama Güney Afrika’nın ırkçı rejimi yenmiş özgürlük lideri Nelson Mandela’nın bir sözüyle yanıt verdi. Obama Twitter’da farklı etnik kökenden gelen çocuklarla birlikte çektirdiği fotoğrafın eşliğinde şu mesajı paylaştı: “Hiç kimse, başka bir insanın ten rengi, geçmişi ya da dini yüzünden ondan nefret ederek doğmaz. İnsanların nefreti öğrenmesi gerekir. Ve eğer, onlara nefret öğretiliyorsa, sevgi de öğretilebilir. Çünkü sevgi, insan kalbine, aksine kıyasla çok daha doğal gelir.” 1.4 milyon kez retweet edilen bu mesaj, 3.6 milyondan fazla beğeni alarak rekor kırdı. Obama’nın 93.3 milyon Twitter takipçisi var. Öncesinde Twitter’in en çok beğeni alan mesajı ABD’li şarkıcı Ariana Grande’ye aitti. Grande’nin mayıstaki Manchester saldırısı sonrası paylaştığı mesaj, 2.7 milyon beğeni almıştı. Yarım asırlık savaş bitti Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pasifik’teki ABD toprağı olan Guam Adası’nı füzeyle vurmayı erteleme kararının ardından ABD Başkanı Donald Trump’ın övgülerine mazhar oldu. Da ha önce Kuzey Kore’yi “görülmemiş ateş ve öfke salmakla” tehdit etmiş olan Trump, dün resmi Twitter hesabından “Kuzey Kore’nin Kim Jong Un’u çok akıllıca ve iyi bir karar verdi. Bunun alternatifi Kim Jong Un hem yıkıcı hem de kabul edilemez olurdu” mesajını paylaştı. Öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da “Kim’le diyaloga hazır olduklarını” belirtmişti. Kolombiya’da hükümet ile Devrimci Silah lı Güçleri (FARC) arasın da varılan barış anlaşma sı uyarınca FARC’ın silah sızlanmasını tamamlaması üzerine Devlet Başkanı Ju an Manuel Santos 52 yıllık iç savaşın sona erdiğini du yurdu. FARC’ın 1 Mart’tan beri süren silahsızlanmada önceki gün silah ve patlayı cı madde dolu son iki kon teyneri BM’ye teslim etme sinin ardından Santos, “Sa vaşın son nefesini duyduk. Santos, son silah konteynırlarını yolcu etti. Silah teslimiyle birlikte sa vaş gerçekten de bitti ve hal ladı” dedi. Kolombiya basınına göre kımızın hayatında yeni aşama baş toplam 8 bin 112 silah ve 1 milyon 300 bin mermi toplandı. Yeni isim Artık siyasete geçecek FARC’ın iderlerinden Iván Márquez, örgütün siyasi partiye dönüşeceğini ve “Kolombiya Devrimci Alternatif Gücü” (Fuerza Alternativa Revolucionaria de Colombia) adını alacağını açıkladı. Böylece FARC kısaltması değişmemiş olacak. “Geçmişimizle bağlarımızı koparmak istemiyoruz ve devrimci bir güç olmaya devam edeceğiz” diyen Marquez, kısa sürede kuruluş kongresi düzenleyeceklerini belirtti. İstanbul’un ışıkları sönerken...az başındaki bir Tarkan konserinin ardından Harbiye Hilton’a Yuğradığımda fark ettim. Lobi tamamen boştu. Işıklar da mı loşlaşmıştı yoksa bana mı öyle geldi bilmiyorum. Ama aşağıda bir düğünden biraz erken çıkan müşteriler olmasa, otelin tümüyle terk edilmiş olduğunu düşünecektim. Lobiye bitişik çay salonunda türbanlı hanımların çoğunlukta olduğu birkaç yerli ve Arap aile dışında ufukta tek Batılı turist görülmüyordu. Boğaz manzaralı terasa çıktığımda, buranın da boş olduğunu gördüm. Sonra aşağıda “Dragon”un yanındaki açık bara indim. Bu bölümde de sırf Türklerden oluşan birkaç masa dışında yabancıya rastlamadım. İstanbul’un bu en merkezi, en eski ve köklü beş yıldızlı otellerinden birindeki manzara, tam “bir olağanüstü hal ülkesindeki” duruma karşılık geliyordu. Hani Amerikan filmlerinde hep görürüz. Şehirde sözgelimi bir çatışma/devrim yaşanmaktadır ya da olağanüstü kriz hali vardır. Krizi belgelemek için kente doluşan gözüpek gazeteciler, başka zamanların en kalabalık ve tanınmış otellerine indiklerinde, birden bir “boşluk” tablosu, kasvet durumuyla karşılaşırlar. Kentle ilk temaslarında hayatın soluğunun kesildiğini derhal fark ederler... “Hilton Oteli”nde o gece benim aldığım izlenim de böyle, akut bir turizm krizinin ötesinde, bir “yaşamın solup sönmesi” haliydi. O nedenle İtalya’dan “La Stampa” gazetesinde önceki gün çıkan “İstanbul’un ışıkları sönüyor: Turistler terör saldırılarından ve polis baskısından kaçıyor” başlıklı yazı çok ilgimi çekti. Yeni Türkiye kartalları Türkiye’de uzun yıllar muhabirlik yapan ünlü gazeteci Marta Ottaviani’nin imzasını taşıyan yazı, İstanbul sokaklarının bundan böyle özel harekât timlerince eğitilen silahlı “gece kartalları” tarafından denetleneceğini, bunun İstanbul’un başına gelen en son talihsizlik olduğunu anlatarak konuya giriyor. “Gezi tipi ayaklanmaları önlemek amacıyla” İstanbul’da başlatılan uygulamanın yakında tüm “Yeni Türkiye’ye” yayılacağını irdeleyen yazı, tarih boyu çeşitli kültür ve dinlerin buluşma yeri olan İstanbul’un bu meyanda gitgide “tek tipleştiğine” dikkat çekiyor. Yazı; gece yaşamının bir zamanlar kalbi olan AsmalımescitSofyalı sokak arasındaki bölgenin tamamen ıssızlaştığını, Reina’nın, yılbaşı katliamı sonrasında kapandığını, Kuruçeşme’de Suada’nın da yıkılarak bir moloz yığınına dönüştüğünü anlatıyor. Yaz geceleri konserlerle şenlenen Rumeli Hisarı’nda bir cami açıldığından dem vuran “La Stampa”, sırf Erdoğan istiyor diye yapılan Çamlıca Camii’nin hızla yükseldiğini ve Türkiye’nin tek tipleşen “yeni ruhunun” simgesi olduğunu söylüyor. “Batılı turistleri” İstanbul’un süratle başkalaşmakta olan bu yeni ruhun kaçırdığına parmak basan “La Stampa”, ayrıca Forbes’in “kadınlar için Türkiye’nin dünyanın en tehlikeli 10 yerinden biri” olduğu tanımına da yer veriyor. Forbes dergisinin “kadın düşmanı ülkeler” listesine paralel biçimde ülkede şortlu kadınların uğradıkları saldırılara dikkat çeken ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cinsiyet eşitliği karşıtı söylemlerine yer veren İtalyan gazetesi; bunların hepsinin negatif algıyı besleyen öğeler olduğunu belirtiyor. ‘Güçten düşmüş İstanbul’ Çizme’nin iş dünyasında etkili olan gazetesi izlenimlerini şöyle sürdürüyor: “Demokratikleşme umudu ve ekonomik büyüme yıllarını tanımlayan coşku ve enerji artık uzak bir anı. Kent tüm gücünü yitirmiş gibi... Hızla mutasyona uğrayan şehirde (gerçeğe göz kapatan) insanlar hâlâ her şey yolunda demeye devam ediyor ve inatla fazla bir şeyin değişmediğini iddia ediyor. Boğaz (suları) üzerinden başka, artık kafa çekecek yer kalmamış gibi. Gece vakti sonra bir yel esiyor ve karanlığın içinde sulara yansıyan ışıklar, eski mutlu zamanlardaki gibi her şeyin sürüp gittiği izlenimi yaratıyor.” Batı medyasındaki bu “yeni Türkiye çehresi”ni anlatan yazılar çıkarken, Almanları vay efendim “Buraya gelmeyin!” diyerek kışkırttı diye Kılıçdaroğlu şimdi topa tutuluyor. Kılıçdaroğlu gerçi böyle bir şey söylememiş ya... Ama dışardan çekilen fotoğraf bu olduktan sonra, tüm siyasi liderler tek tek sıraya girip; “Türkiye çok güvenli, çok keyifli, çok eğlenceli; kim olursanız olun gelin!” diye demeç üzerine demeç verse ne olur ki? Herkes kör, âlem sersem mi? Maliki: Anayasal referandum kabul Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKB) 25 Eylül’de düzenleyeceği bağımsızlık referandumuyla ilgili Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nuri Maliki’nin anayasa çerçevesinde yapılacak bir referandumu kabul edeceklerini söylediği iddia edildi. Rudaw’a göre Bağdat’ı ziyaret eden IKBY müzakere heyetiyle görüşmesinin ardından konuşan eski başbakan Maliki “Kürt kardeşlerin başvurduğu referandum ve diğer konuların anayasal bir çerçeveye ihtiyacı var. Eğer anayasal bir çerçeve sağlanırsa atacakları adım kabul görür. Anayasaya aykırı adım atılırsa hem kendileri hem de Irak için soruna yol açabilir” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle