05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 15 Ağustos 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Ötazmelbüunrisvleur‘syiotekdsuenluk’ Burslu girdikleri bölümlerde ücret politikası hayatın dışına itiyor Üniversite tercih sonuçlarının açıklanmasının adından üniversitede okumayan hak kazanan öğrencileri bu kez kayıt, yerleşme, burs gibi işlemlere başvurma heyecanı sardı. Devlet üniversitelerinde okumaya hak kazanan öğrencilerin yanı sıra, özel üniversitelerde tam burslu okuma imkânı yakalayan öğrencilerin bu üniversitelerde yaşadıkları ya da yaşabilecekleri sorunlar da hala sosyolojik bir sorun olarak duruyor. Biz de bu öğrencilerin bilinen ancak dile getirilmeyen durumlarına tanıklık ediyoruz, öğrencilerin kiminin durumu içler acısı, kimisi günlük minimum 15 lira olan yemekhaneyi kullanmamak için evinden yemek götürüyor, kimisi okula gitmek için 34 araç değiştiriyor. Öğrencilerin yaşadıkları sorunları kendilerinden dinledik. Türkiye’de 185 üniversite var ve bunlardan 65’i vakıf üniversitesi yani özel üniversite statüsünde. Özel üniversitelerde burslu olarak okumaya hak kazanan öğrencilere çeşitli düzeylerde burslar ve eğitimde bazı kolaylıklar (yurt, kitap) sağlanıyor. Ancak bu yine de yeterli değil. Çünkü hâlâ bu desteklere rağmen, ciddi yaşamsal sorunlarla boğuşmak zorundalar. Özel üniversitelerde tam burslu olan öğrenciler, beslenmeden sosyal ilişkilere bir çok yaşamsal sıkıntıyla okumaya çalışıyor. Tam burslu, rahat okuyordur dediğimiz öğrencilerin pek de okuyamadıklarını biliyor muydunuz? Yüksek yemek ücreti Devlet üniversitelerinde 1 TL’den başlayıp en fazla 3 TL olan yemek ücretleri, özel üniversitelerde 10 katını aşan ücrette sunulabiliyor. Bu durum tam burslu öğrencilerin beslenemediği ve derslere konsantre olamadığı şikâyetlerini de beraberinde getiriyor. Merkezden uzak üniversitelerde burslu okuyan öğrenciler, yüksek yemek ücretlerinden daha da çok etkileniyor. Üniversite içinde yüksek ücretten yiyemedikleri gibi dışarıda alternatif bir şey olmadığı için genellikle aç kalıyorlar. Özel üniversitelerde tam burslu okuyan öğrenciler; kurumlara, vakıf ve derneklere yaptıkları burs başvurularında kendilerine, “tam burslu olmanıza rağmen özel üniversitede okuduğunuz için burs veremeyiz” dediğini belirtiyorlar. Burs bulamayan öğrenciler, okul dışı zamanlarında mutlaka çalışmak zorunda kalıyor, bunun sonucunda da derslerinde verim düşüklüğü yaşabiliyor. ‘Evden getiriyoruz’ Maltepe Üniversitesi’nde tam burslu okuyan Mehmet Kızmaz, özel üniversitelerin para alacak nokta bulmak için bin takla attıklarını, her şeye bu derece parayla bakılmasının üniversitenin amacının içini boşaltığını belirtti. İnsanların fütursuzca para gösterisi yapmasının gözüne battığını ve buna güldüğünü belirtti. Bazen alternatif olarak 1015 arkadaşla evden getirdikleri yemekleri yediklerini söyleyen Kızmaz, bunun bir etkinliğe dönüşerek sıcak bir ortam oluştuyor olmasına rağmen her zaman yapamadıklarını belirtti. Nişantaşı Üniversitesi’nde tam burslu okuyan Zınar Ay, beslen ‘Eğitim evi mi, ticarethane mi’ Yemek ve yurt fiyatlarının çok yüksek olduğunu ve yurt ücretlerinin de peşin istendiğini normal bütçeye sahip bir ailenin bunu karşılayamadığını belirten Maltepe Üniversitesi’nde tam burslu okuyan Ceren Gazi’de devamında derslerde de hocalarının ‘şu kitaptan sorumlusunuz’ denildiğinde dersin manipüle edildiğini söyledi. Bir keresinde de kendisinin ‘Biz parayı veriyoruz, siz okuyorsunuz’ yaklaşımıyla karşılaştığını ve yemekteki suyun bile ücretli olduğu okulda yemek yemeğe mecbur bırakıldığını vurguladı. Okula ilk geldiği gün, yemek aldığında devlet üniversitelerinden az bir miktarda pahalı olacağını düşünürken, büyük bir şok yaşayarak 25 TL denildiğini söyleyen, aynı üniversitede tam burslu okuyan Öykü Uysal, “Öğrencinin okulda yemeğe 25TL verilir mi? Ayıptır.” deyince ‘Gidin patronumuza söyleyin’ cevabını aldığını söyledi. “Okulda kafeler aşırı pahalı, kantinler de aynı şekilde. Örneğin, Piko çikolata markette 49 krş okulda 1.50 TL, 50 krş olan 3ü 1 arada Nescafeler 2.5 TL, çay 1.5 TL asıl komik olan sıcak suyun 1 TL olması. İnsani değil, bu olayı hâlâ çözmüş değilim’ diyen Uysal, ‘Özel üniversitelerin eğitim evi mi, ticarethane mi olduğunu bilemediğini’ söyledi. Özyeğin Üniversitesi’den bu sene mezun olan ve Vakıf Üniversiteleri İletişim ve Dayanışma Ağı’dan (VİDA) Alican Doynak, “Eğitim sistemi, insanların mezun olduktan sonra hayallerini karşılamıyor. Burslarına göre kategorize etmek pek doğru değil. Vakıf üniversiteleri ilk açıldıkları yıllarda; Kitap, yemek ve yurt bursu gibi birçok burs veriyorken bir kaç yıl tam burslu öğrenciler üzerinden bir reklam yaptıktan sonra zamanla bursları azaltılıyor. YÖK, Vakıf Üniversitelerine başarıya dönük yüzde 10 tam burslu öğrenci alma kontejanını zorunlu kılıyor” diyor. Bu tam burslu öğrencilerin daha çok Anadolu’dan geldiğini vurguluyor. me konusunda çok sorun yaşadıklarını, tam burslu öğrencilere devlet üniversitelerinde uygulanan yemek ücretinin uygulanması gerektiğini belirtti. Ay, kampuslarının Maslak’a yeni taşındığını ve burada yemek fiyatının 3050 TL gibi olduğunu ve çevrede alternatif bir yerin olmadığını bunun yanında üniversite içinde de daha uygun yerlerin olmadığını bazen de aç kaldığını belirtti. Kitap ve fotokopi fiyatlarının yüksekliğini de vurgulayan Ay, dışarda 5 krş olan fotokopinin üniversitede 2550 krş olduğunu bunun belki ücretli öğrenciyi fazla etkilenmediğini ama tam burslu öğrencileri çok zorladığını söyledi. Ay, YÖK’ün özel üniversitelere zorunlu alınması için verdiği belli bir tam burslu kotasının olduğunu bunun altının doldurulması gerektiğini, YÖK’ün tam burslu öğrencilerin okuyabileceği ortam ve koşullar içinde devreye girmesi gerektiğini söyledi. Devlet üniversitelerinde yemek 2 TL olunca kıyamet koparken, bugün 10 TL olan yemek yarın 13 TL olsa, okuldaki herkesin sorgulamadan vereceğini, vakıf üniversitesi öğrencilerinin okullarının kamu alanı olduğunun farkına varması, bu gözle bakması gerektiğini vurguladı. Tam burslu okuyan öğrencilerden Funda Akyol, tam burslu ile ücretli okuyan öğrenciler arasında, yaşamdan beklenti, profiller ve yetişme koşulları farklı olunca uyum sağlamada problem yaşandığını bu nedenle ağırlıklı arkadaşlarının da tam burslu öğrenciler oluduğunu vurguluyor. Akyol, dışarda 34 TL olan bir tostun okulda 10 TL, 8 TL olan yemeğin13 TL olduğunu belirtti. Okuldan yemek yiyemedikleri için dolayı hemen hemen hepsi tam burslu olan arkadaş grubuyla okulda bir nevi protesto niteliğinde ara sıra komünal yemek yaptıklarını söyledi. ‘Başarı bursu verilmeli’ Ortalaması iyi olan tam burslu öğrencilere başarı bursu verilmesi gerektiğini söyleyen Akyol, Erasmus programında da tam burslu öğrencilere pozitif davranılması gerektiğini vurguladı. Aydın Üniversitesi’nden Bese Dermez ise, ‘özellikle kadın öğrenciler arasında kılık kıyafette bile ayrım olduğunu, eğitim görevlilerinin de tam burslu öğrenciler üzerinde ‘sen başarısız olamasın, nasıl bilemezsin’ baskısı yaptığını söyledi. Vakıf üniversitelerinde geliri kısıtlı, orta hali ailelerin, annebabasının emekli maaşıyla, kredi çekerek, kıt kanaat mecburi ücretli okumaya çalışan öğrencilerin de olduğu ve çok sorun yaşadığına değindi. Ayda ortalama 600 TL’nin yemek harcamasına gittiğini, tam burslu öğrencilerin bunu karşılayamadığını ama üniversitesinin bir kısım kitap bursu verdiğini belirtten Koç Üniversitesi’nde tam burslu okuyan Doğu Aracı ise, üniversitede toplumsal olaylarda tepki verenlerin ağırlıkla tam burslu öğrenciler olduğu, en son mezuniyette töreninde düşüncesini ‘Nuriye ve Semih’ pankartı açarak ifade ettikleri için 20’ye yakın öğrenciye soruşturma açılmasının ve burslarıyla tehdit edilmesinin de başlı başına bir sorun olduğunu belirtti. ‘Ticari olmamalı’ EğitimSen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Görkem Doğan, eğitim ve bu eğitimle çeşitli sosyal hizmetler satılıyor, bu savunduğumuz bir eğitim şekli değil. Üniversitenin hiçbir aşamasının ticari olmaması gerekir. Vakıf üniversiteleri kamusal olmalı’ dedi. ‘Tam burslu öğrencilerin bursumu kaybedebilirim’ korkusu yaşadığını belirtti. Vakıf üniversitelerinde okuyan öğrenciler son olarak, sağlıklı ve ucuza beslenme haklarının olduğunu belirterek ödedikleri masraflardan ve okulların ‘şirket’ mantığıyla yönetilmesinden yakındılar. Yüksek yemek ve yurt ücretlerine itiraz eden öğrenciler, ‘Müşteri değil öğrenciyiz’ diyor. l İstanbul/Cumhuriyet Bursluyuz diye kilo veriyoruz Özel üniversitelerde tam burslu öğrenci olma durumunu İstanbul’da vakıf üniversitelerinde okuyan bir grup öğrenciyle konuştuk. Maltepe Üniversitesi’nde tam burslu okuyan Mehmet Kızmaz, “Haftanın 45 günü derslerimiz sabah 9’da başlayıp akşam 17’ye kadar sürüyor. Böyle olunca öğle yemeğini kesinlikle yememiz gerekiyor, ama nerede? Yemekhanede ücret 10 TL, kantin deseniz yanından geçilmiyor. Üniversite çevresinde büfe, dürümcü vb. mekânlar da olmayınca doğal bir açlık grevi yapıyoruz. İnsanlar yıllarca diyet programlarına milyonlar harcıyor. Benim önerim diyet programlarına harcanan parayla özel üniversitede bir bölüme kayıt olsunlar, hiç uğraşmadan, kilo vermek istedikleri kadar üniversitede kalsınlar. Hem ders hem kilo verme” dedi. haber 13 İmam hatip dönüşümüne devam Valiliklerin imam hatip yetkisi yok, teklifi var OZAN ÇEPNİ Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) valiliklere imam hatip açma yetkisi veren yönetmeliğin iptaline karar verse de, bakanlık ‘valilik teklifi’ adı altında imam hatip dönüşümüne hız verdi. 4+4+4 sisteminin ardından yüzlerce ortaokulu imam hatiplere dönüştüren MEB, son bir ayda 32 ortaokulun daha imam hatibe dönüştürülmesine karar verdi. Keyfi imam hatip dönüşümlerini engellemek amacıyla Eğitimİş’in açtığı dava sonucu Danıştay valiliklerin okul açma yetkisini iptal etse de MEB, imam hatip dönüşümüne devam ediyor. “Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği”nde 24 Haziran’da değişikliğe giden bakanlık, 2017 2018 eğitim öğretim dönemi için yeni açılacak imam hatip ortaokullarına ilişkin yazıyı valiliklere gönderdi. MEB, valiliklerin teklifi doğrultusunda Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nün de onayıyla 32 imam hatip ortaokulunun daha açılmasına onay verdi. Bakanlık, imam hatip dönüşümünün gerekçesini ‘halkın yoğun ilgisi’ olarak açıkladı. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün bakanlık makamına yazdığı yazıda “Mevcut okullarımızın kapasitesi vatandaşlarımızın taleplerini karşılayamamaktadır” denilerek yeni imam hatipler gerekçelendirildi. Bakan adına Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, aynı gün ‘vatandaşların taleplerinin karşılanması’ için mevcut ortaokulların imam hatiplere dönüştürülmesine ‘olur’ verdi. 20172018 eğitimöğretim yılında valilik teklifi ile dönüştürülmesi öngörülen ortaokullarının çoğunlunluğunun Adıyaman, Bitlis, Diyarbakır ve Mardin’de yer alması da dikkat çekti. MEB, ayrıca yeni imam hatip ortaokullarına ‘talep olduğu takdirde’ ara sınıflara öğrenci kaydedilmesine de izin verdi. 2012’de değiştirilen kanun kapsamında 4+4+4 sistemi ile yeniden açılan imam hatip ortaokullarının sayısı 3 bine yaklaşırken, imam hatip ortaokulu öğrenci sayısı da 700 bin’e ulaştı. l ANKARA 14 YAŞINDA MEVSİMLİK İŞÇİ Meryem’in hayali doktor olmak Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden Manisa’ya çeşitli illerden gelen mevsimlik işçilerin çocukları da, aşırı sıcak havaya rağmen ailelerine destek olabilmek amacıyla onlarla birlikte çalışıyor. Şanlıurfa, Suruç ilçesinden Manisa Yunusemre ilçesi Üçpınar Mahallesi’ne ailesiyle birlikte domates toplamaya gelen 14 yaşındaki Mercan Şahin’in hayali ise İzmir’de Tıp Fakültesi okuyup doktor olmak. Baba Mehmet Şahin, 3’ü kız 5 çocuğunu okutmak için mevsimlik işçi olarak çalıştığını söyledi. Anadolu Lisesi’ni kazandı TEOG sınavından 430 puan alarak Şanlıurfa Karaköprü ilçesi Emine Göncü Anadolu Lisesi’ni kazanan Mercan, tarlada saat 06.30’da çalışmaya başlıyor, saat 18.00’e kadar sürüyor. l DHA CHP meclis araştırması istedi ‘ÖSYM’de büyük ciddiyetsizlik var’ CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, ÖSYM’nin yaptığı son hatanın TBMM tarafından araştırılmasını istedi. Meclis araştırma önergesi veren İrgil, “Bu kurumda büyük bir ciddiyetsizlik olduğu ortada. ÖSYM’nin bildiğimiz skandalların yanısıra bilmediğimiz pek çok hata yaptığına dair şüphe duymamak mümkün değil” tepkisini gösterdi. İrgil, ÖSYM’nin üniversite yerleştirme sonuçlarında yaptığı skandal hataya tepki göstererek Meclis gündemine taşıdı. Yönetimi istifaya çağıran İrgil, ÖSYM’de bilinenlerin dışında bilinmeyen başka hataların da olup olmadığının araştırılmasını istedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın son 15 yılda gerçekleşen 20 sınavla ilgili yürüttüğü soruşturmalar ile kamuoyuna yansıyan ÖSYM skandallarını anımsatan İrgil, “Topluma mağduriyet yaşatılmasının bir bedeli olmalıdır” ifadelerini kullandı. Öte yandan CHP’li İrgil, üniversite yerleştirme sonuçlarında yapılan değişikliğin basit bir bilgisayar hatası olarak nitelenmesinin de irdelenmesi gerektiğini belirterek, “Kuşku duymamak zor; bu bilgisayar 1500 çocuk için mi hata yaptı” diye sordu. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle