03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Juncker: Karım, pardon Merkel Avrupa Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker’in dünkü basın toplantısı eğlenceli anlara sahne oldu. Açık unuttuğu telefonunun çalması üzerine “Özür dilerim, karım arıyor” diyen Juncker, daha sonra “Hayır, (Almanya Başbakanı Angela) Merkel’miş” diye düzeltince gülüşmeler yükseldi. Saakaşvili Saakaşvili Ukrayna’dan da kovuldu Eski Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili, kendi ülkesinden atıldıktan sonra bir dönem Odessa Valiliği de yaptığı Ukrayna’da da vatandaşlıktan çıkarıldı. ABD’de yaşayan Saakaşvili, sığınmacı olmayı reddederek Ukrayna’ya geri dönmek için mücadele edeceğini söyledi. Cuma 28 Temmuz 2017 [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK 7 Aksa’ya kaotik dönüş Kudüs’teki Müslüman din adamları, İsrail’in tüm kısıtlamaları kaldırdığı açıklamasını kabul etti. Binlerce Müslümanın Aksa’ya akın etmesiyle İsrail polisiyle çatışma çıktı İsrail’in Kudüs’teki Mescidi Aksa’ya getirdiği kısıtlamalardan çark etmesi üzerine din adamlarının icazet vermesinin ardından Filistinli Müslümanlar iki haftalık boykot ve protestoyu kesip Aksa’ya geri döndü. Ancak binlerce kişinin Aksa’ya akın etmesiyle kaotik sahneler yaşandı. İsrail polisinin müdahalesinin çatışmaya dönmesiyle de Aksa’nın içinde ve çevresinde yaklaşık 100 Filistinli yaralandı. İsrail, 14 Temmuz’da iki polisin Aksa yakınlarında öldürülmesi üzerine, önce camiyi tamamen kapatmış, açtığında da girişe metal dedektörleri ve kameralar yerleştirmişti. Buna karşı namazlarını dışarıda kılan ve protesto düzenleyen Filistinlilerle 3’ü Yahudi yerleşimci 5’i Filistinli 8 kişi ölmüştü. ‘Topluca gidin’ Ürdün, Suudi Arabistan, Türkiye ve ABD’nin bugünkü cuma namazı öncesi çözüm bulması için baskı yaptığı Binyamin Netanyahu hükümeti, dedektörlerin kaldırılmasının ardından, dün de 14 Temmuz’da uygulamaya başladığı tüm yeni güvenlik yöntemlerinin devre dışı bırakıldığını açıkla dı. Ardından basın toplantısı düzenleyen Kudüs müftüsü, başkadısı, İslam Vakfı Yüksek Konseyi Başkanı, Yüksek İslam Heyeti Başkanı ve Aksa Hatibi’nden oluşan Kudüslü âlimler heyeti de boykotu bitirme kararını açıkladı. “Teknik rapor, İsrail’in Aksa dışına yerleştirdiği tüm engellerin kaldırıldığını gösterdi” diyen grup, “Kudüs ve Filistin’den Aksa’ya ulaşma im Kudüs’te Filistinliler, Aksa’ya geri dönüş kararını kutladı. Ardından İsrail güçlerinin müdahalesinde 100 Filistinli yaralandı. kanı olanların topluca Aksa’ya girmeleri çağrısı yapıyoruz. Müslümanları, her zaman ve cuma günleri Aksa’ya akın etmeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı. Hamas: Savaş bitmedi! Aksa’ya dönme kararını destekleyen Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas da “İnşallah ibadetler Aksa içinde yapılacak” dedi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, boykotun sonlandırılmasını olumlu karşıladıklarını açıkladı. Gazze’yi yöneten Hamas ise “Aksa için verilen savaş henüz bitmiş değil” dedi. Netanyahu da protestolar sırasında 3 yerleşimciyi öldüren 19 yaşındaki Filistinli için ölüm cezası isteyerek gerilimi yine tırmandırdı. İsrail Al Jazeera’ya kapıyı gösterdi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Aksa krizindeki yayınları gerekçesiyle Katar merkezli Al Jazeera kanalının Kudüs bürosunun kapatılmasını istedi. Al Jazeera’yı Aksa’da “şiddeti teşvikle” suçlayan Netanyahu, daha önce defalarca güvenlik makamlarına Katar kanalının Kudüs bürosunun kapatılması çağrısı yaptığını hatırlatıp gerekirse İsrail’deki tüm faaliyetlerine son veren bir yasa tasarısı hazırlayacağını belirtti. Bugüne dek Al Jazeera, Katar’ın “Arap Baharı”ndaki maşası olmakla suçlanmıştı. Son Katar krizinin ardından Suudi Arabistan ve Ürdün Al Jazeera bürolarını kapatmıştı. Dahlan ile Hamas işbirliğini ilerletti Vg‘reeannğeezblüegetrlyleaov’ked’a Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ı devirmeye çalışan baş rakibi Muhammed Dahlan, Hamas’ın yönettiği Gazze’deki Yasama Kurulu toplantısına katıldı. Abbas’la ters düştükten sonra 2011’de Fetih Hareketi’nden atılan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde sürgünde yaşayan Dahlan’ın Hamas ile yakınlaşması, 11 yıl aradan sonra meclis toplantısına video bağlantısı yoluyla katılmasıyla doruk noktasına ulaştı. Dahlan’ın müttefiki yedi vekil de bizzat toplantıda hazır bulundu. Dahlan, Gazze için Hamas’la karşılıklı anlayıştan söz etti. Irak birliğine toplu infaz suçlaması Musul’da kayıpları enkazda ararken kepçe ve iş makineleri kullanılıyor. İnsan Hakları İzleme (HRW) örgütü Irak ordusunun ABD güçleri tarafından eğitilen bir bölüğünü toplu infazla suçladı. Musul’da Irak güçlerinden bazı birimlerin gözaltına aldıkları kişileri döverken ya da infaz ederken görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından HRW Irak ordusunun ABD tarafından eğitilen 16. bölüğünün eski kentte bir dizi esiri infaz ettiğine dair iddialar olduğunu duyurdu. 2 uluslararası gözlemcinin 16. bölüğün 4 kişiyi öldürdüğüne dair tanıklığını aktaran örgüt, bir erkek çocuğu dahil daha çok sayıda kişinin infazına dair elinde kanıt olduğunu öne sürdü. Venezüella’da Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun çağrısıyla yeni anayasayı yazacak Kurucu Meclis için 30 Temmuz’da düzenlenecek seçime doğru gerilim tırmanıyor. Sağcı muhalefetin seçimi engellemek için ilan ettiği 48 saatlik genel grev çağrısı işçilerden pek destek görmezken sokaklar yine savaş alanına dön Güvenlik güçlerinin üzerine ateşe verdikleri el arabalarını süren muhalifler bazuka da kullanıyor. dü. Muhalefet, grevin ilk gününde işçilerin yüzde 92’sinin greve katıldığını öne sürse de buna dair bir kanıt ortaya koyamadı. Uluslararası haber ajansları, kritik sektörlerde greve katılımın düşük olduğunu ve hizmetlerin aksamadığını bildirdi. Maduro yanlısı kanallar, gün boyu işbaşında olan işçileri gösteren yayınlar yaptı. Protestolara yasak Muhalif gruplar ise başkent Caracas’ta yolları barikatlarla kapatarak trafik akışını kesmeye çalıştı. Ülke genelinde çıkan çatışmalarda Merida eyaletinde 23 ve 30 yaşlarında iki erkek, Caracas’ın bir varoşunda 16 yaşında bir genç öldü. Maduro’nun istifası talebiyle nisandan beri düzenlenen Ordu, Trump’ın trans birey yasağına soğuk ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter üzerinden trans bireylerin artık ordunun hiçbir kademesinde görev alamayacağını açıklamasına hemen hemen tüm kesimler büyük tepki gösterdi. Demokratlar, Hollywood, LGBTİ aktivistleri hatta Cumhuriyetçiler yasak kararına karşı çıktı. Ardından ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, trans bireylerin orduda görev almasına yönelik Pentagon politikasında değişiklik olmadığını, Başkan’dan imzalı emir gelene ve bakan yeni yönetmelik hazırlayana dek de olmayacağını açıkladı. Dunford “ABD ordusu tüm personeline saygıyla davranacaktır” dedi. Trump’ın seçim kampanyası sırasında LGBTİ bireylerin haklarını savunacağı vaadinde bulunduğu tweet’i de gündemde. Cinsiyet değiştiren eski Olimpik atlet Caitlyn Jenner “ABD ordusunda bizim için savaşan 15 bin vatansever trans var. Onlar için mücadele etme sö züne ne oldu” diye tweetledi. 700 bin gizli belgeyi WikiLeaks’e sızdırdıktan sonra geçen yıl Obama’nın affıyla serbest kalan ve cezaevindeyken cinsiyetini değiştiren eski ordu istihbarat analisti Chelsea Manning de “En büyük, en sert ve en zengin ordu birkaç trans için ağlıyor ama F35’leri fonluyor” dedi. Trump geçen yılki seçim kampanyasında LGBTİ aktivistleriyle dayanışmıştı. protestolarda ölenlerin sayısı Reuters’e göre 106’yı buldu. Lara eyaletinde ortaya çıkarılan sağcı muhaliflere ait bir cephanelikte 200 litre benzin, 900 molotof kokteyli, 11 el yapımı patlayıcı bulundu. Ardından İçişleri Bakanı Nestor Reverol, seçimi sekteye uğratan yürüyüş, gösteri ve benzeri etkinliklere yasak getirildiğini, katılanlara 510 yıl hapis cezası verileceğini duyurdu. ABD yaptırımına tepki ABD yönetiminin kurucu meclis seçimlerinin düzenlenmesi veya protestoların şiddetle bastırılmasındaki rolü gerekçesiyle 13 üst düzey yetkiliye yaptırım kararı almasına Maduro sert tepki gösterdi. Solcu lider, ABD’nin yaptırım kararını “yasadışı, küstah ve eşi benzeri görülmemiş” diye niteledi. ESAD KARŞITINA ABD DESTEĞİ YOK ABD, Suriye’de ilk kez, desteklediği silahlı gruplardan biriyle IŞİD’le değil de Esad güçleriyle savaştığı gerekçesiyle ilişkisini kesti. IŞİD’le savaş koalisyonunun sözcüsü Albay Ryan Dillon, Dillon, Şüheda el Karyeteyn (Şuhuk) isimli grupla ilişkilerini kesmelerini “IŞİD’le savaş dışında kalan, rejimle mücadeleye yönelik faaliyetlerde bulunulmasıyla” açıkladı. Bu sebepten Şuhuk, Suriye’nin güneyindeki ortak üsten de kovuldu. Dillon “Amacımız sadece IŞİD’e karşı zafer kazanmak. Ortaklarımızdan bu misyona bağlı kalmalarını talep ettik . Farklı hedeflere odaklanmak istiyorlarsa, kendilerine destek veremeyeceğimizi söyledik” dedi. Şuhuk’a verdikleri silahları geri toplamaya çalıştıklarını da belirtti. Rusya 49 yıl daha Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus güçlerinin Suriye’deki Hmeymim Hava Üssü’nü 49 yıl daha kullanmasına yönelik yasayı imzaladı. Şam ile Moskova sözkonusu anlaşmaya 18 Ocak 2017’de varmıştı. Rusya, üssü 49 yıl daha kullanabilecek. Taraflardan biri itiraz etmezse anlaşma, 25 yılda bir otomatik olarak uzayacak. Anlaşmada Rus personele suç işlemesi halinde dokunulmazlık, ayrıcalık getiren hukuki destek mekanizmaları da var. Ahmet’in ‘sabrı’ Geçen yazıyı Almanya için ‘ektiklerini biçiyorlar’ diye bitirdik. Bu yazıya ‘Eyyy umutlarını elin Batılısına bağlayanlar..’ diye başlamalı. Yeni değil, epeydir âdetten. Ne zaman insanlar faşizmleriyle cepheden yüzleşseler, kendi mücadelelerinden çok ‘demokrat Batı’dan’ medet ummak moda. Neoliberal sistem yeryüzünde sermaye için sınırları kaldırmış, üstüne siyasetten arındırılmış olduğu öne sürülen bir ‘uluslararası hukuk oturtmuş’ ki, sormayın! Haliyle bu ‘yamultulmuş evrensellik’ fikri ‘biri bizi kurtaracak’ hissiyatını tetikliyor. Şöyle tuhaf tezahürlerle: “ABD’deki o savcı var ya, şimdi bir çarpacak, suratları yamulacak”… “AİHM üst hukuk yolu, haklarından gelir”… “Berlin’in sabrı taştı, günlerini görecekler”… Görmezler efendim, görmezler. Eksik kalsın, bu şekliyle! İşin aslı Batılılar, yaptıkları yatırımın; yani Aydınlanma geleneği üzerine eğrisidoğrusuyla bina edilmiş Cumhuriyet Türkiyesi’ni, işlerine gelmeyen değerleriyle gömecek olan siyasal İslamcılık’tan ‘liberalizm devşirme’ girişiminin karşılığını almakta. Bütün bu krizler ‘bu şekli ve görümünüyle’ çıkarlarını korumakta zorlanmalarından. HHH Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel açıkça söyledi: “Türkiye’ye çok sabır gösterdik.” Neye ‘çok sabır’ göstermişler, orası karışık. Bütün mesele kendi vatandaşlarının da bulunduğu hak savunucularının tutuklanması mı? Yoksa sonrasında Türkiye’nin aralarında namlı BASF de dahil namlı Alman şirketlerini terörle ilişkilendirecek şekilde mayısta Interpol’e bildirmiş olması mı? Bu sorunun yanıtını dün Alman şirketlerinin yöneticilerinin Başbakan Yıldırım tarafından ağırlanmasında aramalı! Yıldırım boş yere, “Zarar görmemeniz çok önemli. Çok açık söylüyorum, biz sizi Alman şirketi olarak görmüyoruz, bu ülkenin şirketi görüyoruz” demedi. Öncesinde Ankara’dan “Biz hiçbir ülkenin Türkiye’deki yatırımlarıyla ters bir ilişkiye girmedik”, “OHAL terör örgütlerine yöneliktir, şirketlere değil” sesi boşuna yükselmedi. Elbette Gabriel, “Bu tehdit devam ettiği sürece Türkiye’deki Alman yatırımlarının devamını garanti edemeyiz” derken samimi. Zaten dipfrizdeki müzakereleri askıya alma, turist yollamama ve Türkiye’nin çıkarlarına zaten uymayan Gümrük Birliği’ni güncellememe tehdidinde de öyle. AB, 7 Haziran’ı gömen 1 Kasım tekrar seçimi öncesi İlerleme Raporu’nu erteleyerek gördüğü hizmette de samimiydi. Juncker’in ağzından “prens gibi ağırlama” sözleri döküldüğünde de. Merkel, sığınmacı krizinde her ay soluğu Türkiye’de aldığında da… HHH Mesele Türkiye’ye ‘biçilen demokrasinin’ Alman şirketlerinin ne kadar hayrına tesis edileceğinde. Ankara’dakilerin “Bize ihtiyaçları var” fikri bundan. “Grevleri iptal ediyoruz ya işte” denilmesi de, S400’lere ‘mürekkepsiz imza’ atıverilmesi de. Batı’nın Türkiye ile ilişkisindeki sistemik ikiyüzlülüğünü iyi biliyorlar. On yıllardır sol hareketlere karşı Ortadoğu’da İslamcıları, Güney Amerika ve Doğu Avrupa’da aşırı sağı destekleyen salt ABD değil. Misal Soğuk Savaş’ta Batı Almanya kimlere, niye kucak açmış, kimlere kök söktürmüştür? HHH Ankara kendi vatandaşına ‘kuralsız’, Batılılara ‘kurallarıyla’ oynuyor. İçeri pazarlanan ‘milliciliğin’ fosluğunu herkes biliyor. Yazarımız Ali Sirmen’in isabetli son analizi durumun özeti: “Asıl sorun zaman içine Tayyip Bey’in ne yapacağı belli olmaz, denetlenemez bir kişi olmasındadır, demokrasi karşıtı olmasında değil.. Emperyalizm ile her uyumsuzluk, illa antiemperyalist bir politika savunuculuğu anlamına gelmez. ‘Ilımlı İslam’ (ılımlı yazılır, uyumlu okunur) modelinin bizatihi kendisi bir emperyalist pojedir. Liderinin BOP eşbaşkanlığına gönüllü adaylığını koyduğu bir kuruluşa antiemperyalist emeller yüklemek büyük aymazlıktır.” HHH Asıl ‘sabrın sınırını’ başka diyarlarda değil, Cumhuriyet gazetesiyle ilgili ‘parkecipidecitamirci turizmci’ operasyonu davasında, aylarca süren esaretten sonra dimdik durup hakikatleri haykıran meslektaşımız Ahmet Şık’ta aramalı. Hukuk ve insanlık dersi veren gazete yöneticilerimizde… Yahut işlerine iade için onurlu direnişleri yüzünden hapse tıkılan Nuriye ile Semih’te. İran’dan Simurg yanıtı İran, yörüngeye uydu yerleştirebilecek Simurg adlı bir roketi başarıyla denediklerini duyurdu. Deneme, ABD Temsilciler Meclisi’nin İran’ın balistik füze programı gerekçesiyle yaptırım kararının hemen ardından geldi. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, yaptırım kararı hakkında,“Düşman ahdini çiğnerse biz de çiğneriz” demişti. İran devlet televizyonu “İmam Humeyni Uzay İstasyonu Simurg uzay aracını başarıyla deneyerek resmen açıldı. Simurg 250 kilo ağırlığındaki bir uyduyu 500 kilometrelik yörüngeye yerleştirebiliyor” dedi. Rokette kullanılan teknoloji Kıtalar Arası Balistik Füze (ICBM) teknolojisiyle benzer özellikleri taşıdığı için İran’ın ABD’yle ilişkilerinin daha da gerilmesi bekleniyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle