02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 28 Temmuz 2017 14 haber EDİTÖR: TAMER KAYAŞ TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Tek dikili ağacım kızım!’ Gazetemiz “Cumhuriyet”in, “12’si tutuklu”, toplam “19” çalışanının yargılanacağı, Çağlayan’daki “Adalet Sarayı”nda başlayan duruşmanın, ilk oturumunda (24 Temmuz) kimlik tespiti sırasında, mal varlığına ilişkin soruya yazarımız “Ahmet Şık”ın verdiği yanıt oluşturdu bu yazının başlığını. Ne var ki değerli dostlar, bu yanıtın temelini oluşturan “insan sevgisi”nin, dolaysiyle “insan”ın bu yargılama sırasında pek de yer almadığına, “9 aydır” tutuklu “Kadri Gürsel”in savunmasını yaparken açıkça tanık olduk. Tutuklular hafta bir aileleriyle görüşebiliyorlardı; Kadri Gürsel’in söylemiyle, “168 saatte, ancak bir saat!” İnsandan soyutlanmış bu tutumun bir örneğine de duruşma salonunda tanık olduk; K. Gürsel’in oğlu küçük Erdem, babasına sarılmak için tutukluların olduğu yere geldi; ne ki “Jandarma Komutanı” buna izin vermedi... Birdenbire “Balyoz Davası”nın bir duruşmasındayız sandım; çünkü, bir gün, bu davanın duruşmasında verilen arada, “34” yaşlarındaki bir kız çocuğu, sanıklar arasında gördüğü dedesine, annesinin elinden kurtulup, nöbet duruşundaki jandarma erinin ayakları arasındaki açıklıktan geçip ulaşmıştı; komutan da, duruşma başlayıncaya dek, torununun dedesinin yanında kalmasına göz yummuştu... Demek artık böyle bir tutum söz konusu değil; adeta insansal bir “kokuya” bile yer yok gibi... Ne ki, “beterin beteri var” demiş atalarımız; bu vurgulamanın ne denli yerinde olduğunu, “başını kaldırıp, gökyüzüne bile bakamadılar, çünkü tel örgü çekilmişti!” diyerek, insandan soyutlanmış bir yargılama sürecine girildiğini bir kez daha ortaya koyuyordu, Avukat Abbas Yalçın’ın sesi... Öte yanda, duruşmayı izlemek isteyen basına bile zorluk çıkarılıyordu. Bizim “Simgesel Eylem Grubu”nun, yıllarca süren Ergenekon, Balyoz gibi “Kumpas Davaları”nı izlerken, bu tür engelleri aşma deneyimimiz olduğundan, gerekeni yapacaktık. Nitekim grubumuzun bu gibi konulara “çözüm” üreten üyesi Saniye Yurdakul, yine duruşmaya katılmamı sağladı. Av. Aydeniz Alisbah’ın yol göstericiliğiyle; duruşma başladığında salondaydım. Bilindiği gibi duruşma, gazetemizin “yayın danışmanı ve yazarı” Kadri Gürsel’in savunmasıyla başladı; ilk suçlama, yönetimde, “birinci dereceden imza sahibi olmak ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurul Başkanı olmak!”tı. Oysa Kadri Gürsel için bu “iki durum” da hiçbir zaman “söz konusu değildi”... Peki, bir savcı böyle bir suçlamayı nasıl yapar ki? Üstelik, Akın Atalay ve Önder Çelik’e de aynısı yapılmış; Vakfın Başkanı Orhan Erinç olduğundan haklı olarak K. Gürsel: “Bunlara göre, Cumhuriyet Vakfı’nın dört eşbaşkanı var!” dedi... Peki, şimdi nasıl değerlendirilebilir bu durum? En kolayından maskaralık dense bile yeterli olur mu? Ayrıca, uluslararası bir boyuta uzanmış, böyle bir “ünlü dava” için, bu denli küçük bir salonun “uygun” görülmesine ne dense denilsin, boşuna, duymazlar; böyle bir davayı “yaratanların”, duruşmayı izlemeye gelecekleri düşünmesi ne ölçüde söz konusu olabilirdi ki? Ve değerli dostlar, bu tutumun, duruşmanın ikinci gününde (25 Temmuz) gazetemizin ombudsmanı Güray Öz’e, üye yargıçtan, “Sağ elinizi titrerken gördüm. Kronik bir rahatsızlığınız var mı? Duruşmada izah etmek ister misiniz?” biçimindeki bir “öneri” ile sürdürülmesini, insan yalnızca kışkırtıcılık olarak kabullenemiyor... Nasıl bir öneri bu değerli dostlar? “17. yy”ın “Engizisyon Mahkemesi”nde yargılanan “Galile”ye, bu davalarda temel kural olan ve “ayrım” yapılmadan sürdürülen “diz çöktürülerek” suçunu kabul etmesi uygulanmamış; ünlü bilginin “yaşlı” oluşu dikkate alınarak, yani “insansal bir tutum” izlenerek... Tarih böyle yazıyor... Kuşkusuz yazmayı da sürdürecek!.. 28 TEMMUZ 2017 SAYI: 33532 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.01 03.52 04.23 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.49 13.18 17.11 05.36 13.02 16.54 06.03 13.25 17.14 Akşam 20.33 20.15 20.34 Yatsı 22.12 21.51 22.06 Yıllar önce okuduğum o kitap Terentius, Cicero veya Seneca’nın mıydı? Anımsamıyorum. Fakat Çağlayan Adliye Sarayı’ndaki özensizce senaryolaştırılmış Cumhuriyet duruşmalarını izlerken, birden o kitaptan bir tanımlama belleğimde canlanıverdi: Comoedia Jure… Hukuk Komedyası… FETÖ’cü kebapçılar, pideciler, parkeciler, her gün gazetelerde ilanlarını, televizyonlarda reklamlarını izlediğimiz turizmciler… “İltisaklar”, “irtibatlar”, daha “bilmem neler”, vesaireler… 10 yıllar, 15 yıllar, 20 yıllar, 25 yıllar… İddia edilen suç FETÖ destekçiliği! Yuh yani… Koca koca adamlar… Yüce Türk adaletinin mümtaz temsilcileri, FETÖ sanığı, Gülen koruyucusu savcılar… Önlerinde bu “tarafsız”, “bağımsız” cumhuri ‘Comoedia Jure’ yet savcılarının yazdığı pidecili, kebapçılı, parkecili “çöp” iddianameler, ellerinde de bakire tanrıça Themis’in adalet terazisi, yakaları yaldızlı cüppeleriyle “bağımsız”, “tarafsız” yargıçlar… Hükmü onlar verecekler. Gazetemizden, Cumhuriyet’ten terörist örgüt çıkarmak ha! Yok ya!.. Değerli okurlar, kendimi tanıdığım kadarıyla bu yazının sonu kötü bitecek. Gidiş o gidiş çünkü… Lütfen izin verin yazıyı burada sonlandırayım. Yoksa “tarafsız”, “bağımsız” savcılarımızın başına bir iş de ben çıkaracağım. Türkiye’de normalleşmenin başladığını görmek istediklerini söyleyen İngiltere Büyükelçisi Türkçeyi öğrendiğim buRichard Moore, Cumhuriyet davasının da adil kanıtlara dayalı olması gerektiğini vurguladı gazeteyi destekliyorum DUYGU GÜVENÇ İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda Almanya’nın endişelerini paylaştıklarını, bunun Türkiye’ye zarar verdiğini belirtirken, tutuklu yargılamanın ‘çok fazla ve kapsamlı’ kullanıldığına işaret etti. Türkçeyi 30 yıl önce Cumhuriyet okuyarak öğrendiğini ve davayı takip ettiğini söyleyen Büyükelçi, “Bu davada adli sürecin adil kanıtlarını görebileceğimizi ve eğer suçlandıkları konularda masum oldukları gösterilirse insanların hızla serbest bırakılacaklarını umuyorum” dedi. İşte Büyükelçinin sorularımıza verdiği yanıtlar: TürkiyeAlmanya krizinin AB sürecine etkileri neler? İngiltere bu krizi nasıl görüyor? İkili konulara diğerleri müdahil olmamalı ama insan hakları, ifade özgürlüğü gibi alanlardaki bazı endişeler, sadece Almanya’nın görüşü değil. Mesela Uluslararası Af Örgütü konusunda Almanlar, endişelerini açıkça söyledi. Buna katılıyoruz. Türkiye ve Almanya’nın yapıcı, dengeli ve mantıklı ilişkide olması çok önemli ve biz de Avrupa için kilit önemdeki bu ilişkinin eskisi gibi iyi olması için ne yapılabilirsek destekleriz. Af Örgütü’nün Türkiye’ye karşı harekete geçin çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de son bir yıldaki gidişat ve özellikle de ifade özgürlüğü konusundaki endişelerimizi ifade etmekte çok açık olduk. Bunu Türk dostlarımıza aktarırken de dürüst olduk. Çünkü işaret ettiğimiz bazı konuların Türkiye’ye zarar verdiğini düşünüyoruz. Bizim görmek istediğimiz son şey de Türkiye’nin bunlardan zarar görmesi. Eminiz ki Gülen Hareketi bu darbe girişiminde rol oynadı. Türk hükümetinin darbede doğrudan yer alanları tu OZAN ÇEPNİ Söyleşinin tamamı cumhuriyet.com.tr’de tuklama ve cezalandırma hakkı var. Eğer insanlar devlet kurumlarına, bunları dönüştürmek için sızıyorsa, kurumları devirmekten suçlanıyorlarsa, onları kovuşturma hakkı var. Bunlar bize tamamen meşru geliyor. Problem, bunun çok genişlemiş olması. ‘Terörizm tanımı çok geniş’ Çavuşoğlu’nun söylediği gibi ‘demokratik muhalefetle terörü destekleyenler arasında ayırım yapmazsak başarısız oluruz’. Ama bize öyle geliyor ki; bu konulara bakan savcılar, terörizmin tanımı konusunda çok geniş davranıyorlar ve biz de bu ağı çok geniş tutma isteğinin, terörist olmayan insanları da içine almasından endişe ediyoruz. Şu an birçok milletvekili, çok sayıda gazeteci son örneklerle de birçok insan hakları savunucusu hapiste. En son Af Örgütü de bunlara eklendi. Masum olan, terörizmle bağlantılı olmayanların da yakalanması endişe yaratıyor; zarar veriyor. Darbe girişiminin farkındayız fakat, normalleşme sürecinin başladığını da görmek istiyoruz. Böylece AB’de ilerlemeyi konuşabiliriz; özellikle de yatırımcılar olağanüstü halin sona erdiğini görmek istiyor. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK OHAL’in ne zaman kaldırılmasını bekliyorsunuz? Konu OHAL değil; bizim endişe duyduğumuz konular; ifade özgürlüğü, yargı süreci ve diğerleri. Açıkçası, OHAL sona erse, normalleşme için çok güçlü bir sinyal olur ve yardımcı olur ama karar Türkiye’nin. Normalleşmeye geri dönüş, yatırım iklimini geliştirir. Sizce Cumhuriyet davasından çıkacak sonuçlar Türkiye’yi hukukun üstünlüğü konusunda güçlendirecek mi? Avukat ya da hâkim değilim; kararlarını tahmin edemem. İki şey söylememe izin verin. Birincisi; darbe girişiminin sonrasındaki zor koşullarda; ifade özgürlüğü ve diğer bazı özgürlüklerin bir şekilde zorlanmakta olduğu yönünde artan endişelerimiz var ve Türkiye’deki demokratik tartışma ve ifade özgürlüğü ortamına geri dönüldüğünü görmek istiyoruz. ‘Davayı izliyoruz’ Cumhuriyet davasına bakacak olursak; Cumhuriyet davasını elbette takip ediyoruz, bu davada adli sürecin adil kanıtlarını görebileceğimizi ve eğer suçlandıkları konularda masum oldukları gösterilir se insanların hızla serbest bırakılacaklarını umuyorum. Daha kapsamlı bir konu var; tutuklu yargılama; gerektiğini düşündüğümüzden çok daha fazla ve kapsamlı bir şekilde kullanılıyor. Bir gazete olarak Cumhuriyet, 30 yıl önce benim Türkçeyi öğrendiğim gazetelerden biri. Hep en zor Türkçeye sahipti. O günlerde, farklı bir dil kullanırdı. Ama her zaman büyük ve önemli bir gazeteydi. İsminin de gösterdiği gibi Cumhuriyet’in başından itibaren var olan ve Cumhuriyet ile özdeşleşen bir gazete. Siz de biliyorsunuz; yıllarca özgürlükler için direnmiş gazeteler ve gazetecilikte yüksek profesyonel standartlar önemlidir ve ben Cumhuriyet’i bir kurum olarak destekliyorum. Darbeyle ilgili yanıtlanmamış sorular yok mu sizce? Bence 15 Temmuz’da ne olduğuyla ilgili hâlâ gündeme gelmemiş çok soru ve ayrıntı var. Darbeye doğrudan katılan kişilerin duruşmalarıyla, detayları alacağımızı umuyorum. O gece ne olduğuyla ilgili her şeyi bilmediğimizi söylemek adil olacaktır. Ama olanların çoğunu biliyoruz ve bununla ilgili bir şüphemiz yok; 250 kişi cesurca Türk demokrasisini savunarak hayatını kaybetti. Hâlâ bazı bireyleri darbeyle ilişkilendirmede zorluklar var. Elbette hepimiz, Gülenci savcılar tarafından yürütülen ki çoğu şimdi tutuklandı, Ergenekon ve Balyoz duruşmalarında neler olduğunu gördük; bu en korkunç adli hataydı. Türkiye’nin iadesini isteyip de İngiltere’nin gönderdiği bir Gülenci var mı? Şu ana kadar Gülenci diye Türkiye’ye gönderilen olmadı. İngiliz mahkemelerini tatmin edecek kanıtlar üzerinde çalışmak gerek. Bir kişinin, diğerine bir gazete manşetinde Gülenci demesi İngiltere mahkemelerini tatmin etmez. Gerçekçi olmalıyız. l ANKARA [email protected] Pervari’de operasyon 1 asker ve 1 korucu yaralı Siirt’in Pervari ilçesinde devam eden “Şehit Piyade Albay Gökhan Peker 01” operasyonunda önceki gece PKK’li teröristler taciz ateşi açtı. Açılan ilk ateşke 1 uzman çavuş ile 1 güvenlik korucusu yaralanırken teröristlere anında karşılık verildi. Bölgede çıkan çatışma üzerine Siirt’teki 3. Komando Tugay Komutanlığı’ndan kalkan helikopterlerle takviye kuvvetleri sevk edildi.Yaralı uzman çavuş ve korucu Siirt Devlet Hastanesi acil servisine kaldırıldı. l DHA BAŞSAĞLIĞI Gazetemiz çalışanlarından Yusuf Emre İper’in eşi Sema İper’in sevgili annesi ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] EMİNE BUYRUCU vefat etmiştir. Merhumeye Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle