Katalog

Salı 25 Temmuz 2017 14 yorum / haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Develer, hörgüçler ve TürkAlman krizi Dinciliği (ve inancı) deve idrarına kadar düşüren bir yobazlar güruhunun ortalıkta dolaştığı, medyada tartışabildiği bir ortamda, iç politikanın ve dış politikanın “akılcı ve ülke çıkarlarına göre yürütülmesi” beklenebilir mi? Gelelim TürkAlman ilişkilerine: Türkiye ile Almanya arasında 1960’lı yıllardan beri gelişmiş ve iki ülkenin de yararlandığı karşılıklı sosyal ve ekonomik bağlar vardır. Örtülü bir fiili ortaklık düzeyindedir. 4 milyon insanımız Almanya’nın iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel bir parçası olmuştur. Almanya, Türkiye açısından “onun bize olduğundan çok çok daha gerekli durumdadır”. Necip Şahin gibi Türk sivil toplum örgütlerinin liderleri bu ortamı hazırlamışlardır. 1990 sonrası bölgedeki dengeler, Türkiye’nin Batı yanında Rusya ve Asya ile ilişkilerini geliştirmesini daha önemli hale getirdi. Almanya da Rusya ile bir anlamda, “örtülü stratejik ortak” konumundadır. ABD’nin yeni Ortadoğu ve Pasifik projelerine karşı, Rusya ile yakın olmak zorundadır. Tabii doğalgaz gereksinimi de var. Ve Ankara’nın BOP’ta parçalanmamak için, Almanya’ya benzer “denge politikalarına” şiddetle ihtiyacı bulunuyor. “Ergenekon, Balyoz ve 15 Temmuz FETÖ operasyonları” bunun yolunu kesmek içindi. Ankara, AKP iktidarı ile özellikle son altı yılda yaptığı büyük hatalar ve dini odaklı uygulamalarla hem bölge ülkeleri hem de ABD ve Avrupa ile kavgalı ve “yalnız” duruma düşmüştür. Elimizdeki olağanüstü olanakları “Meclis dışı ve din odaklı” iç politikalarla tüketmiş durumdayız. Ve şimdi de Almanya ile “şahsi, partisel ve tribün odaklı” uygulamalarla ulusal çıkarlarımızı yok etme noktasına geldik. Ankara’nın sorunu Almanya krizinde sorun, Ankara’nın önceliklerdeki hatalardan kaynaklanıyor. Öncelikler ne olmalı: Türkiye’nin ulusal iktisadi çıkarları öne çıkarılmalı. Almanya ile “karşılıklı çıkarlara dayalı”, 1960’lı yıllardan beri gelişerek “doğal bir entegrasyona dönüşen ilişkiler” daha da geliştirilmeli. Almanya’da çalışanlarımızın siyasal ve sosyal hakları ile iyileştirmeler konuşulmalı. Bütün bunlar, “karşılıklı çıkarların birlikte geliştirilebileceği” hususlardır. 1970’li yıllardan 2000’li yıllara kadar bu konularda çok sayıda saha araştırması yapan ve yayımlayan, Türkiye ve Almanya’da en az 40 dolayında konferans veren ve Almanya’daki üniversitelerle birlikte seminerler düzenleyen bir akademisyen olarak işin içinde çok yoğun bir biçimde bulundum. Bugün Ankara’daki siyasilerin, bütün olumlu ilişkileri adeta sabote edercesine, “sırf vitrine ve Ortadoğululaşmaya” oynayarak mutfağı feda etmelerini anlamak çok zor, tabii Türkiye’nin ulusal çıkarlarını düşündüğümüz zaman. Ama dincilik ve tribünü esas alarak oynanan oyun, TürkiyeAlmanya ilişkilerini, “Suriye’leşmeye” götürür. Ekranlarda, gazetelerde, internette “deve sidiğine kadar düşürülen” inanç ve toplumsal ilişkiler ortamında akılcı ve sağduyulu politika ve uygulamalar yürütmek imkânsızdır. Kuvvetler ayrılığı yoksa, Meclis yoksa, yani demokrasi yoksa “develerin öne çıkması ve konuşulması” çok doğaldır. Bu akıllı ve sadık hayvanlar bile toplumu aptallaştırmanın bir aracı gibi kullanılıyor. Ve insanlar bu develerin üzerine oturtulup eyerlerinden çekiliyorlar, tek hörgüçlü olsa bile.. HHH Beşiktaş’ın Çarşı’sı!.. GS’den mezun ama çok sıkı Beşiktaşlı iki kişiden biri olan Prof. Mümtaz Soysal Hocamız Beşiktaş’ta oturuyor. Aranızdan bir temsilci seçin, kendisini ziyaret edin, bu yaşında çok mutlu olacaktır. 25 tEMMUZ 2017 SAYI: 33529 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.57 03.48 04.19 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.46 13.18 17.12 05.34 13.02 16.55 06.00 13.25 17.15 Akşam 20.36 20.18 20.36 Yatsı 22.16 21.55 22.10 Pazar günü Ahmet Tan’ın “Tekerrür ayı temmuz…” yazısı, bana 31 Ocak 11 Nisan tarihli yukarıdaki başlıklı yazı dizimi anımsattı! Dün 24 Temmuz 1923 Lozan Anlaşması’nın imzalanmasının 94. yıldönümüydü. Bu uluslararası antlaşmaya giden yolu, 15 Mayıs 1919’da, İzmir’i işgal ettikten sonra, Ankara’ya dayanan Yunan ordusunun Başbakanı Elefterios Venizelos açmıştı! Venizelos’un Mustafa Kemal Atatürk’ü “Nobel Barış Ödülü’ne” aday gösterdiği, 12 Ocak 1934 tarihli Fransızca mektubunu Yunan arşivlerinde bulmuş ve Ata’nın 100. doğum gününde Türk kamuoyuna açıklamıştım. Mektup özetle şöyleydi: “(…) Bir milletin hayatında bu kadar kısa bir süre içinde böylesine köklü bir değişme nadir vuku bulmuştur. Teokratik bir rejim içinde yaşayan, din ile hukuk kavramlarının birbirine karıştığı çökme yolundaki bir imparatorluğun yerini güç ve hayat dolu modern ve milli bir devlet almıştır. Büyük devrimci M. Kemal Paşa’nın başlattığı hızla, mutlakiyetçi sultanlar rejimi yıkılmış ve gerçekten laik bir devlet kurulmuştur. Millet tümüyle çağdaş uygarlıkların önünde yer almak için şevk ile ilerleme yolunda bir atılım yapmıştır. Barışı takviye hareketi yeni ve seçkin Türk devletine bugünkü görüntüsünü veren tüm iç reform hareketleriyle birlikte yürümüştür. Türkiye yabancı unsurlarla meskun vilâyetlerini terk etmek hususunda tereddüt etmemiş ve antlaşmalarda belirtildiği üzere kendi milli sınırları ile samimi şekilde iktifa ederek Yakındoğu’da barışın gerçek bir savunucusu olmuştur. Kanlı mücadeleler nedeni ile uzun yıllar Türkiye ile düşman durumunda kalan biz Yunanlılar, Osmanlı İmparatorluğu’nun yerini alan bu ülkede vuku bulan bu köklü değişikliğin etkilerini duyan ilk kimseler olduk. Anadolu faciasının hemen akabinde kendini yenileyen Türkiye’ye bir anlaşma fırsatı görerek elimizi uzattık. O, bu uzanan eli samimiyetle kabul etti. Ciddi Hiç acımadan!” 21 Temmuz’da darbecilere karşı düğmeye ÖzAgecanr basıldı. 200 kişi idam edildi. Bunlar arasında Baş Mareşal Ervin von Vitzleben, 19 general, 26 üst düzey komutan, iki büyükelçi, yedi diplomat, bir Özgebakan, üç müsteşar, emniyet müdürleri ve valiler vardı. Öteki darbeciler hakkında “vatana ihanetten” davalar açıldı, bazıları intihar etti. Ordu ve diğer Kavşak kurumlarda, darbe gerekçesiyle büyük bir temizlik hareketi yapıldı. 7 bin kişi tutuklandı, 5 Nazizm… Kemalizm… bin kişi de infaz edildi… HHH Almanya’daki suikast darbe olayının bir Rabiaizm… benzeri 15 Temmuz 2016’da Türkiye’de yaşandı. FETÖ’cü darbeden “Rabiaizm” güçlü çıktı. Adını açıklamayacağım bir profesör dostumdan anlaşmazlıklarla ayrılmış olan milletlerle samimi aldığım iletiyi sizlerle paylaşmak istiyorum: bir barış örneği veren bu yakınlaşmadan sadece, “Açın artık şu başparmağınızı da rahatlayın! iki ülke için olduğu kadar Yakındoğu barışı için de AKP yetkilileri her fırsatta başparmaklarını yararlı sonuçlar doğmuştur. (…)” avuç içlerine saklayarak, 4 parmaklarını açıp HHH 20 Temmuz 1944’te Almanya’da Adolf Hitler’e karşı yapılan başarısız suikast darbe girişimini ‘Rabia’ işaretini yapıyorlar. 4 parmağın neleri simgelediğini artık ezberledik; Tek Vatan, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Devlet’i de anımsayalım. simgeliyor. O gece Hitler radyodan yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Çok küçük bir klik; Sakladıkları başparmak, eminim ki ‘Tek Adam’ın hırsla, bilinçsizce, aynı zamanda simgesi. Artık o parmağı akılsızca bir komployla, beni saklamaya da pek gerek yok. öldürmeye ve fiili olarak Alman Bence, avuç içine kıvırdığınız ordusunun yönetimine el parmağınızı açıp 5. simgenizle koymaya çalışmıştır.” yeniden saymalısınız: Sonrasında Hitler bir Tek Vatan, Tek Millet, Tek toplantıda şöyle konuşmuştu: Bayrak, Tek Devlet, Tek Adam… “… Askeri mahkemelere Sonra da ‘Rabia’ işaretini gerek yok. Onları halk de değiştirin; 5 parmağınızı da mahkemesinde yargılayacağız. açıp, kolunuzu yukarıya yana Uzun uzun konuşmalarına kaldırarak, ‘Heil Hitler’ İşaretini izin vermeyeceğiz. Mahkeme yapın (Tabii hemen; “Bu kararları şimşek gibi verecek işaretin Nazilerle hiçbir ilgisi ve kararlar iki saat sonra yok…” demeyi ihmal etmeyin. uygulanacak. Asmak suretiyle… İngiliz tarihçi Carr’ın tanısı Biz size inanırız!)” KİT’te başkana kıyak! Ücretleri düzenleyen tebliğ, yönetim kurulu başkanlarına ‘iki kat ücret’ öngörüyor Hükümetin, Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nde (KİT) ücretleri düzenle yen tebliği, “KİT çalışanlarına sı fır, yönetim kurulu başkanları na 69 bin 720 lira zam” tartışma sı başlattı. Tebliğ ile KİT yönetim kurulu başkanlarına ‘iki kat üc ret’ öngörüldü. Buna karşın KİT personeline ‘sıfır’ zam verildiği ne dikkat çeken Türkiye Kamu Sen, “KİT çalışanla rının sıfır zamla ye tineceklerine ancak KİT’lerin yönetim kurulu başkanları nın toplam 69 bin 720 lira zam alacak MUSTAFA ÇAKIR larına” dikkat çekti. Memur Sen’denMemur Sen, hazırladığı 3 alternatifli toplusözleşme önerisini Devlet Personel Başkanlığı’na sundu. 21 Temmuz’da yayımlanan 2 ayrı tebliğde KİT’lerde çalışan kamu görevlilerine yönelik Yüksek Planlama Kurulu kararları yer aldı. Tam isimleri, “KİT’ler, Türkiye Kalkınma Bankası AŞ, İller Bankası AŞ’de ve PTT AŞ’de 2016 ve 3 alternatifli öneri 2017 Yıllarında Uygulanacak Ücretlerin Tespitine İlişkin Tebliğ” ile “KİT’lerde Uygulanacak Ücretlerin Tespitine İlişkin Tebliğ” yeni bir tartışma başlattı. İlk tebliğ ile, KİT’lerde yönetim kuru Toplusözleşmede imza yetkisini elinde bulunduran Memur lu başkanlarına ‘iki kat ücret’ öngörüldü. Sen, ‘Helal gıda’ ve ‘Hac izni’ içeren taleplerini DPB’ye sundu 1Ağustos’ta başlayacak toplusözleşme görüşmelerinde sendikalar tarafında imza yetkisini elinde bulunduran MemurSen, 3 alternatifli zam teklifi hazırladı. MemurSen ayrıca, kamu görevlilerine “hac izni” verilmesini, yemekhanelere “helal gıda sertifikası” şartı getirilmesini de istedi. Toplusözleşme ikramiyesinin yetkili sendika üyelerine bir kat artırımlı uygulanmasını talep eden MemurSen’in önerisi kabul edilirse 11 hizmet kolunun tamamında kendi sendikaları yetkili olduğu için diğer sendika üyeleri 102 lira, MemurSen üyeleri ise 204 lira alacak. MemurSen, en fazla üyeye sahip konfederasyon olduğu için toplusözleşme görüşmelerinde “yetkili konfederasyon” konumunda bulunuyor. Ayrıca MemurSen’e bağlı sendikalar da 11 hizmet kolunun tamamında yetkili. Bu nedenle MemurSen, görüşmelerde sendika tarafına heyet başkanlığı yapıyor. Ayrıca sendikalar tarafında imza yetkisini de elinde bulunduruyor. MemurSen taleplerini dün Devlet Personel Başkanlığı’na (DPB) sundu. Öncesinde Özveren Sokak’tan DPB önüne yürüyüş düzenleyen MemurSen’in talepleri şöyle: l Kümülatif olarak maaşlara en düşüğü yıllık yüzde 16.60, iki yıllık yüzde 38.52 oranında zam yapılmasını içeren 3 alternatifli teklif sunuldu. Buna göre, 1. Alternatif: 2018 için yüzde 10+6 zam, 2019 için yüzde 10+8 zam. 2. Alternatif: 2018 yılı için taban aylığa 75 lira zam. Yüzde 7+7 zam. 2019 yılı için taban aylığa 75 lira zam. Yüzde 7+7 zam. 3. Alternatif: Ek ödeme oranlarına 15 puan ilave zam. Yüzde 6+6 zam. 2019 yılı için yüzde 10+8 zam. l Enflasyon farkı 6 aylık dönem sonunda değil, gerçekleştiği aydan itibaren yansıtılsın. l Kamu görevlilerine büyüme oranının yüzde 50’si oranında refah payı verilsin. l Gelir vergisi oranındaki artışa dayalı maaş kaybı telafi edilsin. l Kıdem aylığı gösterge rakamı 5 kat artırılarak 20’den 100’e çıkarılsın. Yan ödeme katsayısı ve gösterge rakamları yüzde 50 artırımlı uygulansın. l Toplu sözleşme ikramiyesi 77 liradan 102 liraya yükseltilsin. MemurSen, ikramiyenin yetkili sendikaların üyelerine bir kat artırımlı (204 lira) ödenmesini istedi. Eğer öneri kabul edilirse, 11 hizmet kolunun tamamında MemurSen’e bağlı sendikalar yetkili olduğu için, MemurSen üyeleri 204 lira, diğer sendika üyeleri ise 102 lira ikramiye alacak. l Eş yardımı 219 liradan 410 liraya, çocuk yardımı 102 liraya yükseltilsin. l Kamu görevlilerine ilave doğum yardımı verilsin. Ölüm yardımı ödeneğinde artış yapılsın. l Kreş yardımı ödeneği yaşama geçirilsin. 426 lira olarak ödensin. l Kamu görevlilerine 4 bin 878 lira evlenme yardımı ödeneği verilsin. Bütün merkez teşkilatlarında servis hizmeti sunulsun. Eğer servis yoksa ücretsiz toplu taşıma kartı ve rilsin ya da ulaşım ücreti ödensin. l Yemekhanelerde ve kamuya yemek hizmeti alımlarında “helal gıda sertifikası” şartı uygulansın. Yemek ücretlerinde artış yapılsın. l Kamu görevlilerine 2018 için 200 TL, 2019 için 300 TL giyecek yardımı yapılsın. l Kamu görevlilerine Ramazan ve Kurban bayramlarında dini bayram ikramiyesi olarak bin 915 TL ödensin. Sosyal yardımlar aylıksız izin döneminde de ödensin. l Kılık kıyafete ilişkin sınırlamalar sona erdirilsin. Fazla çalışma ücretlerindeki mevcut tutar yüzde 100 artırılsın. l Bütün kamu görevlilerinin ek ödemeleri 5 puan, bazı kamu görevlilerinin ek ödemeleri ilave 512 puan artırılsın. ‘Hac izni’ şartı l Kamu görevlilerinin emekli maaşlarında en düşük 475 lira ve emekli ikramiyelerinde en düşük 19 bin lira artış yapılsın. l Kamu görevlilerinin öğrenim durumları itibarıyla yükselebilecekleri derecelere yükselmesine engel olan yasal ve idari sınırlamalar kaldırılsın. l Harcırah Yasası kapsamında ödenen gündelik ve arazi tazminatı tutarları yükseltilsin. l Sözleşmeli ve geçici personel statüsündeki kamu görevlileri memur kadrosuna geçirilsin ve kadrolu istihdam edilsin. l Kamu görevlilerine görev süreleri boyunca bir defalık “hac izni” verilsin. l ANKARA ‘2 yılımız yok sayıldı’ Bu karar tepki çekti. Tebliğleri inceleyen Türkiye KamuSen, 2015 yılı toplu sözleşme görüşmelerinde kararlaştırılan ve 1 Ocak 2016 tarihinde yürürlüğe girmesi gereken ücret gruplarının 5’ten 3’e düşürülmesi uygulamasının tebliğ ile 1 Ocak 2018’e bırakıldığına dikkat çekti. Türkiye KamuSen, yayımlanan bu iki YPK kararı uyarınca KİT çalışanlarının ‘sıfır’ zamla yetineceklerini ancak KİT’lerin yönetim kurulu üyelerinin 1 Ocak 2016’dan itibaren aylık 176 TL, toplamda ise ağustos ayı itibarı ile 3 bin 520 TL geçmişe dönük toplu zam alacaklarına dikkat çekti. Türkiye KamuSen, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yönetim kurulu başkanları ise 1 Ocak 2016’dan 2017 Ağustos ayına kadar geçen 20 aylık süre için geçmişe dönük olarak toplamda 58 bin 100 TL zam alacak. KİT çalışanları zam alabilmek için 2018 yılının ocak ayını beklerken geçecek 4 aylık sürede yönetim kurulu başkanlarına aylık 2 bin 905 TL zam ödenmeye devam edecek ve 2018 Ocak ayına kadar, bunların alacağı ücret zammı toplamda 69 bin 720 TL’ye ulaşacak. Türkiye KamuSen olarak KİT çalışanlarının 2 yılını çalan, onlara sıfır zammı reva görürken yönetim kurulu başkanlarına tam 69 bin 720 TL zam yapan bu adaletsiz kararı kınıyor ve kabul etmiyoruz.” l ANKARA Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Gülistan ÇELENK C MY B