05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Salı 25 Temmuz 2017 Çin’den Hindistan’a sert uyarı Çin, Hindistan’a Himalaya bölgesindeki askerlerini geri çekmesi yönünde sert bir uyarıda bulunarak sınırlarını ve egemenliğini “ne pahasına olursa olsun” koruyacağını belirtti. Çin Savunma Bakanlığı Sözcüsü dün “karşılıklı olarak tanımlanmış ulusal sınırların aşılması uluslararası hukukun ihlalidir” dedi, “fantezilere kapılıp şansınızı zorlamayın” diye de ekledi. Himalayalar’ın Doklam Platosu’nda Çin ordusunun bir yol inşasına girişmesi üzerine, Hint birlikleri Doklam’a girmişti. Hindistan, bölge üzerinde kendisinin hak iddiasında bulunmadığını ama yakın müttefiki Bhutan’ın çıkarlarını korumak için müdahil olduğunu öne sürüyor. Bhutan kime ait olduğu konusunda ihtilaf bulunan Doklam’daki yol inşasının iki ülke arasındaki anlaşmaların ihlali olduğunu öne sürerken Çin ise “kendi toprağımızda ne yapacağımız bizi ilgilendirir” tutumunda. EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ [email protected] 13 Kazanan adalet oldu Polonya’da iktidar partisinin Yüksek Mahkeme’yi dizayn etme girişimine günlerdir süren protestoların ardından Cumhurbaşkanı’ndan veto geldi Polonya’da iktidardaki sağcı, AB karşıtı Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) gücü kendi elinde toplama hevesiyle getirmeye çalıştığı tartışmalı yargı reformu Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’dan döndü. Duda dün başkent Varşova’da televizyondan yaptığı açıklamada muhafazakâr iktidarın siyasetin yargı üzerindeki etkisini artırmayı amaçlayan üç yargı reformu yasa tasarısından ikisini veto edeceğini duyurdu. Bağımsız yargı vurgusu Duda, yasa tasarılarının adalet duygusunu güçlendirmeyeceğinin altını çizerken adalet bakanının Yüksek Mahkeme’nin işleyişine karışmaması gerektiğini vurguladı. Yargı bağımsızlığını tehdit ettiği ve güçler ayrılığı ilkesine aykırı olması nedeniyle ülkenin çeşitli kentlerinde binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen büyük protesto gösterileri ile karşılanan yasa tasarıları, Yüksek Mahkeme ve Ulusal Yargı Konseyi üyeliklerinin düzenlenmesini öngörüyordu. İki hafta önce parlamentodan geçen ilk tasarı milletvekillerine Ulusal Yargı Konseyi’nin 25 üyesinden 15’ini seçme hakkı tanıyordu. Cumartesi günü parlamentodan geçen ikinci tasarı ise milletvekillerine ve adalet bakanına, Yüksek Mahkeme üyelerini yargı çevrelerine danışmadan atama yetkisi veriyordu. Duda yerel mahkemelerin işlevlerini yeniden organize etmeyi planlayan 3. yasa tasarısını ise imzalayacağını açıkladı. Muhalefet veto kararını doğru yönde atılmış bir adım olarak nitelendirirken halkın baskısının işe yaradığına dikkat çekildi. Yasanın yürürlüğe girebil mesi için Cumhurbaşkanı Andrzej Duda tarafından imzalanması gerekiyordu. Duda şaşırttı... Aslında meclisin her iki kanadından da geçen yasa tasarılarının PiS’e yakın bir isim olarak bilinen Duda tarafından veto edilmesi şaşkınlıkla karşılandı. Polonya Başbakan Yardımcısı Mateusz Morawiecki, Duda’nın vetosu nedeniyle “şaşırdığı ve hayal kırıklığına uğradığı” açıklamasında bulundu. Veto kararı Duda’yı yakın müttefiki PiS’in lideri, ülkenin de facto lideri Jaroslaw Kaczynski ile karşı karşıya getirmiş ol WALESA’DAN EYLEMLERE DESTEK Dayanışma Sendikası’nın eski lideri ve eski Polonya Cumhurbaşkanı Lech Walesa da göstericilere destek veren isimler arasındaydı. Varşova’da başkanlık sarayı önünde günlerdir olduğu gibi önceki gün de toplanan protestocular Duda’yı tartışmalı yasa değişikliklerini veto etmeye çağırmıştı. du. Kaczynski beklenmeyen vetonun ardından bir sonraki adımı görüşmek üzere düzenlenen parti toplantısına giderken soruları yanıtsız bıraktı. AB izlemede Tasarılar, AB çevrelerini de rahatsız etmiş, birlik yetkilileri tasarıyı, yargı bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle kınamıştı. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Brüksel’in hukuk devleti aleyhine atılan adımlara karşı Polonya’yı birlikteki oy haklarından yoksun bırakabileceği uyarısında bulunmuştu. Buna karşılık PiS yetkilileri, “hukukun elit kesimlere hitap ettiğini, reforma ihtiyaç olduğunu” öne sürmüştü. Almanya gelişmelerin dikkatlice izlendiğini belirtirken Avrupa Komisyonu Sözcüsü Margaritis Schinas, yakından izlenen Polonya’daki yeni durumu analiz etmek için daha fazla zamana ihtiyaçları olduğunu kaydetti. Nusra yanı başımızda... Musul’da 3 yıl önce kaçırılan 39 Hint vatandaşının yakınları yardım çağrısı yapıyor. IŞİD’in kaçırdığı Hintli işçiler... IŞİD’in Musul’da yaklaşık 3 yıl önce kaçırdığı 39 Hintli işçiden hâlâ iz yok. IŞİD, 10 Haziran 2014’te Musul’a saldırdığında kentte yaşayan yabancılar rehin alınmıştı. Bunlardan 49’u Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu çalışanı, 32’si Türk şoför, 39’u da Hintli işçiydi. Bir süre sonra IŞİD Türk rehinelerin tümünü serbest bıraktı ancak Hintli işçilerin akıbeti halen bilinmiyor. Çabalar sonuçsuz kaldı Sri Lanka’nın Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Fahri Konsolosu Ahmed Celal, Hintli işçilerle ilgili şunları söyledi: “Hindistan hükümeti kurtarılmaları için çabaladı. Serbest kalmaları için milyon dolarlar ödemeye hazırdı ama çabaları sonuç vermedi. Hindistan’ın elindeki bilgilere göre Badoş hapisanesindeki çatışmalar bitene kadar da güvendeydiler ama Badoş’un alınmasından sonra başka yere götürülmüşler.” Rudaw’ın haberine göre iki ay önce bölgeyi ziyaret eden Hindistan Başbakan Yardımcısı, Badoş yakınlarındaki Wanke kasabasında peşmerge yetkilileriyle durumu görüştü. Bölgeden kaynaklar, örgütün özellikle Şengal’den kaçırılan Ezidiler için büyük bir hapishaneye dönüştürdüğü Badoş’un Iraklı güçlerin eline geçmesinden önce IŞİD’lilerin, burada tuttukları yaklaşık 600 kişiyi kurşuna dizdiğini ancak Hintli rehineleri öldürmediğini savundu. Suriye’nin Türkiye sınırındaki İdlib’de cihatçı gruplar çatışırken önce ki gün bölgede Kaide kolu örgütün hâkimiyet sağladığı duyuruldu Kaide’nin Suriye kolu Nusra’nın, İdlib vilayetinde Ahrar uş Şam’ı çıkarmak suretiyle tam hâkimiyet sağladığı belirtildi. Hem Türkiye sınırındaki hem de Esad’ın kalesi Lazkiye’ye atlama tahtası niteliğindeki İdlib, Suriye hükümetiyle silahlı grupların vardığı anlaşmalar sonucu başka bölgelerden çıkarılan cihatçıların gönderildiği vilayet olarak da tanınıyor. Yine Kaide’yle bağlantılı, ama “ılımlı” olduğu gerekçesiyle Ankara ile Katar tarafından desteklenen Ahrar, Nusra’nın ilerlemesi karşısında Türkiye sınırındaki Babül Hava ve Hırbet el Coz kapılarından çekildi. Dün konvoylarla İdlib’in en güneyindeki bir avuç kasabaya kaçan Ahrar militanları, 3 yıl kontrol ettikleri Babül Hava’daki geçişlerden büyük para kazanmıştı. ‘Türk güçlerine karşı’ Nusra liderliğindeki, Heyet Tahrir Şam isimli şemsiye oluşumdan bazı militanlar, dün Reuters’e, sınırı kontrol ederek Türk güçlerinin veya rakip silahlı grupların İdlib’e girişini engellemeyi amaçladıklarını söyledi. Bab kapısının kontrolünü yerel halk idaresine bırakacaklarına dair muğlak bir iddiada da bulundu. İdlib’de Nusra’nın tam kontro lüne dair haberler gelmesinden birkaç saat sonra ise Ahrar “intikam” saldırısı düzenledi. Bombalı saldırı Nusra toplantısını vuran bombalı araçlı saldırıda Press TV’ye göre biri çocuk 11, Telesur ve RT’ye göre 50’yi aşkın kişi öldü. Eski müttefikler Nusra ile Ahrar arasında 2 milyon nüfuslu İdlib’in hâkimiyeti için geçen hafta süren çatışmalarda da en az 92 kişi ölmüştü. Ahrar’dan Nusra saflarına geçişlerin ve 30 köyün savaşmadan teslim olmasının ardından cuma günü varılan ateşkes uyarınca Ahrar çekildi. Türkiye’nin İdlib sınırında Kaide yapılanması tek güç haline geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise geçen ay İdlib’e Türk ve Rus askeri konuşlanabileceğini açıklamıştı. İdlib, Şam yönetimiyle silahlı grupların tahliye anlaşmalarıyla cihatçıların gönderildiği vilayet olarak da tanınıyor. SDG’ye yine silah YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), önceki gece ABD’nin 190 TIR dolusu zırhlı araç ve ağır silah yardımının ulaştığını duyurdu. Bir SDG yetkilisi, “10 gündür her gün silah ve araç gönderen ABD’nin bölgemizde 8 askeri, 2 hava üssü var” dedi. Rusya’dan gözlemci konuşlanması Rusya, İran ve Türkiye’nin garantörlüğündeki Astana sürecinde mutabık kalınan çatışmasızlık bölgeleri kapsamında ilk kez Rus askeri polisi konuşlanmaya başladı. Rusya Savunma Bakanlığı yetkilisi Sergey Rudskoy, Suriye’nin başkenti Şam’ın eteklerindeki Doğu Guta’da iki kontrol ve dört gözlem noktası ve güneyde, Golan’ın İsrail işgali altındaki bölgesinin yakınında, iki kontrol ve 10 gözlem noktası kurup bura lara askeri polis konuşlandırdıklarını açıkladı. Rudskoy, diğer çatışmasızlık bölgelerinden Humus’ta sınırların belirlendiğini, ama İdlib’le ilgili çatışmasızlık planı yapılsa da henüz üzerinde anlaşmaya varılmadığını belirtti. Irak sınırında karakol Ayrıca SuriyeIrak sınırının 150 km.’lik bölümüne 4 sınır karakolu ve 22 kontrol noktası kurulduğu duyuruldu. Irak sınırına yakın, petrolgaz yataklarına sahip Deyr ez Zor vilayetinin hâkimiyetini IŞİD’den alma savaşı da kızışıyor. Suriye ve Rus güçleri, roket saldırılarıyla Deyr ez Zor’un güneyindeki IŞİD’in büyük komuta merkezini yerle yeksan etmelerinin ardından kentin çevresine ağır bombardıman düzenledi. Hizbullah da Lübnan sınırındaki Arsel yamaçlarında Şabet enNahle Tepesi ve Heyl Vadisi’ni alıp Nusra’yı hezimet noktasına getirdi. Krizde İsrail ile Ürdün gerilimi İsrail’in Mescidi 1994’te barış anlaşması Aksa’nın girişine me imzalayan iki ülke arasın tal dedektörü koyma uy daki en büyük krizlerden gulamasının ardından biri. Ayrıca Tel Aviv’de Küdüs 11 gündür şid bir İsrailli Arap muhteme det olaylarına sahne olur len Yahudi sanılarak en ken Ürdün’le gerilim tır sesinden bıçaklandı. Sal manıyor. Amman’da İs dırgan yakalandı. rail Büyükelçiliği’ne bitişik binada İsrailli bir ko Trump devrede rumanın kendisine arka 14 Temmuz’da Mesci dan tornavidayla saldırdı di Aksa yakınında iki İs ğını söylediği 17 yaşında railli güvenlik yetkilisi, bir Ürdünlüyü ateş açıp 21 Temmuz’da bir Yahu öldürmesi sırasında saldı di yerleşiminde 3 İsrail rıyla ilgisi olma yan bir Ürdün lünün de ölmesi krizi büyüttü. Ürdünlü yetki liler İsrail elçili ği bölgesini kor dona alıp koru manın sorgulan mak üzere ken dilerine teslim edilmesini iste Filistinli protestoculara İsrail güçdi. Ancak İsrail leri dün de müdahalede bulundu. korumanın dip lomatik dokunulmazlı li öldürüldü. Protestolarda ğı olduğu gerekçesiyle ta çıkan çatışmalar 5 Filis lebi reddetti. Buna karşı tinlinin canını aldı. ABD lık Ürdün’ün korumanın Başkanı Donald Trump, ülkeden çıkışına izin ver İsrail’e danışmanı Jason mediği iddia edildi. Bu, Greenblatt’ı gönderdi. Damat Kushner savunmada Rusya’nın ABD seçimlerine müdahil olduğu iddialarıyla ilgili dün Senato İstihbarat Komitesi’ne ifade veren ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner (36), öncesinde 11 sayfalık bir açıklama yayımladı. ‘Suriye’yi konuştuk’ Kushner açıklamasında, kampanya sırasında temas kurduğu dört Rusla ilişkisinin detaylarını anlatarak “Ne kendisinin ne de seçim kampanyasında görevli hiç kimsenin, hiçbir yabancı hükümetle gizli anlaşma yap madığını, yanlış kişilerle bağlantı kurmadığını” savundu. Kushner, Rusya’nın Washington Büyükelçi si Sergey Kislyak’la Suriye meselesini ve ilişkileri geliştirmeyi konuştuklarını söyledi, aralarında gizli bir hat kurdukları iddiasını reddetti. Rusya Devlet Başkanı Putin’e yakın Rus banker Sergey Gorkov’la görüşmesini önemsiz olarak nitelendiren Kushner, Kremlin’e yakın Rus avukat Veselnitskaya ile görüşmesini de geçen haftalarda gündeme gelene kadar tamamen unuttuğunu, buluşmada önemli bir şey konuşulmadığını iddia etti. Kendisinin bir Rus hacker olduğunu ileri süren ve Trump’ın vergi detaylarını yayımlamama karşılığında para isteyen “Guccifer400” isimli kullanıcıdan gelen epostanın da Ruslarla olan son teması olduğunu, ona da herhangi bir ödeme yapılmadığını söyleyen Kushner, bugün de Temsilciler Meclisi’nde ifade verecek. Afganistan’da Taliban dehşeti Afganistan’ın başkenti Kâbil’de dün Maden Bakanlığı çalışanlarını taşıyan bir otobüse bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Şiilerin yoğun olarak yaşadığı mahallede düzenlenen saldırıda en az 26 kişi yaşamını yitirdi, 40’tan fazla kişi yaralandı. Saldırıyı Taliban üstlendi. Öte yandan Afganistan’ın Gur kentinde bir hastaneye önceki gün düzenlenen saldırıda da 35 sivilin öldüğü açıklandı. Afganistan Devlet Başkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada “Taliban hastaneye girerek hep si sivil 35 kişiyi öldürdü” dedi. Ölenlerin kimlikleriyle ilgili bilgi vermeyen Murtazavi, saldırının “insanlığa karşı korkunç bir suç” olduğunu söyledi. Taliban, hastane saldırısını üstlenmediğini duyurdu ve Ancak bölgedeki çatışmalarda hastanenin bazı bölümlerinin zarar gördüğünü öne sürdü. sPaalkdiısrtdaın’da da Taliban saldırıları, Pakistan’da da can aldı. Lahor’da meydana gelen patlamada çoğu polis en az 25 kişi yaşamını yitirdi. Taliban saldırıyı üstlendi. Gur’daki saldırıda 35 kişi yaşamını yitirirken kurban yakınları acı haberle gözyaşlarına boğuldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle