19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ Antalya’ya 1.1 milyon Rus geldi Turizmde geçen yıl tarihinin en kötü dönemini geçiren Antalya’nın 2017 rakamları 2015 yılına yaklaştı. Antalya Havalimanı verilerine göre, 30 Haziran tarihi itibarıy la Antalya’ya gelen turist sayısı 2.8 milyona ulaştı. Antalya’ya 2016’nın ilk 6 ayında gelen 25 bin olan Rus turist sayısı, bu yıl 1.1 milyona yükseldi. Geçen yıl haziran ayında 7 bin 618 Rus turistin geldiği kente bu yılın aynı ayında 584 bin Rus turist geldi. 8 EDİTÖR: NECDET ÇALIŞKAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Pazar 2 Temmuz 2017 Çamlıca Kulesi kimleri zengin edecek? Çamlıca’da her bakımdan iddialı bir TV/radyo kulesi yükseliyor. “Her bakımdan” diye vurguluyorum. Zira yüksekliği, teknolojisi, donatıldığı yetkileri ve onun aracılığıyla dağıtılacak parasal kaynaklar bakımından, esaslı bir “iktidar aygıtı” daha yakında AKP rejiminin “alet çantası”na eklenecek. O sebeple bugünkü köşeyi, farklı konulara değil yalnızca Çamlıca Kulesi’ne ayırıyorum. Yeni iktidar aygıtının “ağırlığı”nı, farklı yönleriyle anlatmak için. HHH Kulenin 221 metrelik beton kısmı tamamlandı. Üzerine parçalar halinde çelik anten ekleniyor. Beton aksamın çevresi, Osmanlı’ya atfen lale motifiyle giydirilecek. Bittiğinde, kulenin toplam yüksekliği 369 m’ye ulaşacak. Bu yükseklikle de Eyfel’i geçeceği gururla takdim ediliyor. Çamlıca Kulesi tamamlanınca 80 FM radyosu buradan yayın yapacak. “Görüntü kirliliği” yaratan irili ufaklı antenler kaldırılacak. HHH Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, iki hafta önce kule inşaatında inceleme yaptı. Gazetecilere ayrıntılı teknik bilgiler verdi. İnşaat haziranda bitirilecekti. Yetişmedi. Bakan Arslan gecikme nedenini, “Yapının çok özel olduğunu, kullanılan malzemelerin özel seçildiğini, bu çalışmaların ciddi zaman almasıyla” açıkladı. Şöyle dedi: Yurtdışından siparişler “80 FM radyo yayını burada yapılacağı için, vericilerin konulması gerekiyordu. Onunla ilgili süreçleri başlattık. Yurtdışından siparişlerimizi yaptık, onların imal edilmesi, gelmesi, yerleştirilmesi işlemi tamamlandı. Vericiler ve combiner’lar da geldi. (...) 10 günlük test süreçleri bittiğinde de 80 radyoya burada yayın yapabilecekleri vericileri kurmuş olacağız. Bunu RTÜK ile birlikte yürütüyoruz.” Ulaştırma Bakanı, yurtdışına sipariş edilen verici ve combiner’lar konusunda kritik bir bilgi de sunuyor: “Çıkan maliyete bakanlık olarak PTT’nin kurduğu bir şirket aracılığı ile destek olduklarını, uygun şartlarda ve zamana yayarak radyocuların ödemelerini yaparak yayınları yapabilir hale geleceklerini” açıklıyor. Geçen sene yaptığı ziyarette, kulenin 170 milyon TL’ye mal olacağını bildiren Bakan Arslan, bu kez maliyet konusunda bir rakam vermemiş. Dolayısıyla 170 milyon TL’nin geçeri olup olmadığından emin değiliz. Burj El Arab konforu Bakan Arslan’ın Ulaştırma Bakanlığı olarak destek verdiklerini belirttiği şirketse, Kule Verici Tesisleri İşletim ve Teknolojileri AŞ. Hani geçen hafta, olağanüstü yönetim kurulu kararıyla, kendi kendilerine imtiyazlar tayin eden bürokrat yöneticilerini duyurduğumuz şirket. Hatırlatalım: Genel müdür, genel müdür yardımcısı maaşlarına ek olarak 5 bin TL ücret, 1. sınıf uçuş, beş yıldız ve “üzeri” konaklama.Yani misal, anten konulu bir Dubai seyehati çıkarsa, PTT ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratları bu tanıma uyan 7 yıldızlı Burj El Arab’da kalma hakkını kayda geçirmişler, gazetede de yayımlatmışlar. Bu ayrıcalıkların nedenlerini, yani kamu hukuku açısından hangi özverili hizmetler vererek bu imtiyazlara layık görüldüklerini geçen hafta sordumsa da yanıt alamadım. (Tıpkı Ulaştırma Bakanlığı alanına giren Hazine garantili köprü/otoyol garantileri konusundaki sayısız soruma yanıt gelmediği gibi.) Sicil kayıtları, tamamı değilse de bazı sorulara kayda değer yanıtlar verir. Kule gibi yüksek ‘amaç/konu’ listesi Referandumdan dört gün sonra kurulan kule şirketi 50 milyon TL sermayeli. Yarısını Türkiye Varlık Fonu (TVF) kapsamındaki PTT vermiş, diğer yarısını EPT Ticaret ve Sanal Mağazacılık AŞ (Bu şirketin ortağı Hakan Çevikoğlu). Şirketin “amaç ve konu”ları upuzun bir liste. O kadar ki, alfabenin harfleri neredeyse yetmeyecekmiş. V’ye kadar listelenen amaçlarda; anten sistemleri, kule tesis kurmak, karasal ortamdan lisans veya geçici yayın izni sahibi medya hizmet sağlayıcılara ait radyo ve TV ve isteğe bağlı yayın hizmetleri ile katma değerli hizmetlerin iletimini sağlamak, anten sistemleri ve verici tesisleri, yayın nakline yarayan yayın teçhizatını satın almak, kiralamak, karasal analog ve sayısal TV hizmeti, telsiz radyolink. Dahası var: Restoran, otopark işletmek, gayrimenkul alıp kira lamak, sosyal mekânlar, AVM’ler kurmak. Bu “konular”ın ise milyarlarca liralık ciroların akacağı gelir yaratan kaynakların dağıtılması, pay edilmesi anlamına geldiğinden şüphesi olan? Hem de uzun yıllar boyunca. Peki kim eliyle? Yöneticileri PTT ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratları olan özel hukuka tabi bir şirket. Biraz daha açalım: Yüzde 50 ortağı PTT olan bir şirket düşünün: Bir yandan, tereddütsüz kamu hizmeti olan karasal ve dijital TV yayıncılığı radyo yayıncılığına dair sahiplikleri, hakları belirleyecek; öte yandan, falanca restoran işletmesini A şirketine, fişmanca otoparkı da filancanın baldızına verme hakkını elinde tutacak... Bu büyük kararlara da PTT ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratlarından oluşan yönetim imza atacak. Bana çok ilginç geldi. Hani Sayıştay denetimi? Çamlıca Kulesi’nden çıkacak yeni zenginleşme alanlarının dağıtımında, beş kişilik bürokrat heyetinin tek tayin edici olması beklenemez. Kararların ardında “siyasi irade” bulunması tabiidir. Peki kendisi de TVF kapsamında bulunan PTT’nin kurduğu bu şirketin yaptığı harcamalar, aldığı kararlar, dağıttığı kaynakları kim denetleyecek? Özel hukuka tabi bir AŞ olan Kule Verici Şirketi, Sayıştay denetimine tabi mi? Eğer tabi ise son yönetim kurulu kararında yayımlanan Shen Elektronik’ten satın alındığı belirtilen “FM verici ve soğutucu sistemlerin temini, montajı ve devreye alınması sözleşmesi”nin bedeli nedir? Bu satın almada Shen Elektronik şirketini kim, neden belirledi? Şirket, bahse konu teknolojik sistemler konusunda yetkin mi? İş bitir me belgeleri var mı? Şirkete ne kadar ödeme yapıl dı? Geçen yıl açıklanan 170 milyon TL’nin ne kadarlık kısmı bu sistemlerin maliyetini oluşturuyor? Bakan Arslan’ın söz ettiği “yurtdışı siparişler” bu şirket tarafından mı tedarik edildi? Çamlıca’ya Paris’teki Eyfel’i geçecek yükseklikte bir TV/radyo verici kulesi kuruyorsanız, kamusal bir iş yapıyorsunuz demektir. Kamusal bir iş yapıyorsanız, hizmetleri özel hukuka tabi şirket eliyle sunsanız da işlemler hesap vermeye açık olmalıdır. Zira, şirket eliyle dağıtılacak ve dar bir gruba servet aktaracak bu kaynakların başlangıç finansmanı kamu kaynaklarıdır. PTT’nin koyduğu sermayeyi kastediyorum. Vergilerimizi yani. MOLA ZAMANI Değerli Cumhuriyet okurları, Yazılarıma bir hafta süreyle ara vereceğim. Yeniden buluşmak üzere şimdilik esen kalın. ‘Fatura işçiye kesiliyor’ Buğdayda çiftçiyi zor günler bekliyor Tarım ürünlerinde yüzde 130’larda olan gümrük vergilerinin yüzde 2540 aralığına indirilmesi, Türkiye’nin buğday üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini karşılayan Trakya üreticisini üzdü. Gelecek yıl buğday ekiminde büyük düşüş görüleceğini dile getiren çiftçiler uygulamaya tepki gösterirken, Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan, “Buğday fiyatlarında 7080 kuruş düşüş oldu. Bu fiyatlar, geçen senenin altında. Bizi çok zor günler Ebekliyor” dedi. dirne Ziraat Odası Meclis Başkanı Erdal Akgün, “Üretimin yüksek olduğu bugünlerde alınan kararla üreticinin kalbine bir bıçak gibi geldi. Bu yanlış karardan bir an önce dönülmeli” diye konuştu. Edirne’nin Değirmenyeri Köyü Muhtarı Sami Bozkoç ise “3 gün önce buğdayı 1 liradan satıyorduk, bugün 85 kuruştan. Buna mazot desteği versen ne olur vermesen ne olur” dedi. l DHA ‘Çırakların sigortaları emekliliğe sayılsın’ Çıraklık eğitimi alan stajyer öğrencilerin sorunlarına çözüm getirilmesini isteyen Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Çırakların ve stajyerlerin sigortaları eğitim aldıkları süre ile beraber başlamalı. Çalıştıkları süre emeklilik dönemine saydırılabilmeli. Bunun yanı sıra çıraklara kısa dönem askerlik avantajı sağlanmalı” dedi. Çırak ve stajyerlere eğitim sürelerinde ve iş hayatına atılmalarında kolaylıklar sağlanması gerektiğini dile getiren Palandöken, “İş tecrübesi kazanmak için eğitim gören çırak ve stajyer öğrencilerimizin en önemli sorunlarından birisi sigortalılık başlangıç tarihleridir. Çıraklık eğitimi aldıkları ve stajyer konumda tecrübe kazandıkları süreler de önemli bir iş gücüdür. Bu kapsamda çalıştıkları sürenin emekliliklerine de saydırılması gerekiyor. Sigortalılık tarihleri çıraklık eğitimi aldıkları süre itibari ile başlamalı. Bu konuda yaşanan mağduriyetlere yönelik çalışma yapılmalı” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi şoförleri isyan etti: Faturalar adımıza kesiliyor. Aracın lastiği değişse biz ödüyoruz. 40 arkadaşımız da işten çıkarıldı GAMZE BAL Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan TÜMTİS’e (Tüm Taşıma İşçileri Sendikası) üye işçileri sendikasızlaştırma girişimi devam ediyor. Belediye yönetimine yakın Hakİş’e bağlı Öz Taşıma İş Sendikası’na zorla üye yaptırılmaya çalışıldıklarını ifade eden Gaziantep Ulaşım A.Ş. (Gaziulaş) şoförleri, şimdi de oluşturulan kaza fonuyla resmi faturaların kendi isimlerine kesildiğini ifade etti. Araçların yalnızca kaza zararlarının değil, bakım ve onarım masraflarının da kendilerine ödetildiğini belirten işçiler, “Fon aracılığıyla her birimizden kesilen ücret 100 liraydı. Şimdi aracın lastiği bile değişse fatura bizim adımıza kesiliyor” dedi. Baskı ve tehditle sendikalarını değiştirmeye zorlandıklarını ifade eden işçiler, “Sendikacılık ve muhasebeciliği bir arada yapıyorlar. Sendika hak getirmek için gelir, gasp etmek için değil. Var olan ka Yeni sözleşmeyle kazanımlarının geri alındığını belirten işçiler, “İtiraz edenler işinden oluyor” dedi. zanımlarımızı talan ettiler” diye konuştu. Herhangi bir şikâyet için müdürün yanına bile çıkamadıklarını anlatan işçiler, kendilerinden habersiz olarak imzalanan sözleşme ile kaybettikleri tüm kazanımlarını geri istiyor. TÜMTİS Genel Örgütlenme Sekreteri Muharrem Yıldırım’a göre, yaşananlar 2016’da belediyenin değişik şirketlerinde çalışan Hakİş’e bağlı Hizmetİş üyesi işçilerin, Gaziulaş bünyesine geçirilmesiyle başladı. Bu yolla Gaziulaş’taki işçi sayısı nın 3’e katlandığını kaydeden Yıldırım, “Hileli yollarla çoğunluğu sağlayıp, toplu iş sözleşmesi imzaladılar. İşçilerin haberi bile yoktu. 7 dönemdir sağlayabildiğimiz tüm işçi kazanımları kayboldu” dedi. Zam yerine işten oldular İşçiler ise, “3 yıldır zam yapmadılar. Biz zam beklerken bize danışılmadan imzalanan sözleşme çıktı karşımıza...” diye tepki gösterdiler. “Yeni sözleşme bize sorulmadı ama bedeli bize ödetiliyor. Araç masrafları ve tüm kazalardan biz sorumlu tutuluyoruz” diyen işçiler, yeni sözleşme ile kendilerine ödetilen bedellerden birinin de esnek çalışma uygulaması olduğunu dile getirdi. Toplu iş sözleşmesi ile elde edilen kazanımlarının birer birer ellerinden alındığını, kıdem tazminatlarının ve fazla mesai ücretlerini düşürüldüğünü belirten işçiler, bu uygulamalara şu ana kadar itiraz edenlerden 40’ından fazlasının işten çıkarıldığını söyledi. Ette yerli isyanı: Avrupa ile mücadele edemeyiz Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın et fiyatlarını düşürmek için karkas et ithalinde gümrük vergisi oranını yüzde 40’a düşürmesi, yerli üreticileri isyan ettirdi. Kararı değerlendiren Doğu Anado lu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Birliği Başkanı Nazmi Ilıcalı, “Türk üreticisi elbette etkile necek. Çünkü Türk çiftçisi bu ithalatla pazarını kaybedecek. Yıllardır girdi fiyatları ile mücadele ediyoruz. Avrupa çiftçisine verilen destek ve teşvikler bize verilmiyor. Avrupa’da kullanılan mazot fiyatı bizden çok düşük. Bizim Avrupa çiftçisi ile mücadele edecek gücümüz yok” dedi. Ilıcalı, “Bakan, ‘ben vatandaşıma ucuz et yedireceğim’ diyor. Güzel, yedirir, hakkıdır bakanın. Ya binlerce küçük yetiştirici ne yapacak? Çiftçinin desteği olmayınca borç yanına kalacak. Yoksa ‘ben koruyacağım’ demekle çiftçinin korunacağına inanmıyorum” diye tepki gösterdi. l DHA Sütte fiyat tepkisi: Bu maliyetimizi ancak karşılar Ulusal Süt Konseyi (USK), 1 Ağustos 201728 Şubat 2018 tarihlerinde çiğ süt referans fiyatının litre başına 1.3 lira olmasını kararlaştırırken, sektör temsilcileri bu fiyatta mutabık kaldı, üreticiler ise ancak maliyetlerini kurtarabildiklerini belirterek desteklerin artırılmasını istedi. Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Salih Okumuş, “Fiyat yeterli değil. Üreticiler olarak maliyeti hesaplarken emeğimizi katmıyoruz. Süt sanayisiyle aynı gemideyiz fakat şu anda emeğimi zi aldığımız bir pozisyonda değiliz, sadece maliyetlerimizi karşılayacak bir fiyat oluşumu gerçekleşti” dedi. Öte yandan ülke genelini etkisi altına alan aşırı sıcaklar, inekleri strese sokunca süt verimi düştü. Edirne ve Süloğlu Süt Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Suiçmez, sıcak havalar nedeniyle strese giren ineklerin süt veriminde yüzde 20 oranında düşüş yaşandığını söyledi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle