Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                Pazar 16 Temmuz 2017 TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ  haber/yorum 13  Bir zamanlar Cumhuriyet’te  (Okay, Sevgili Yazıişleri Müdürüm)  Ozamanlar gazeteciliğin ruhu Cağaloğlu’nda atardı. Bizim binamız tarihi bir binanın yanında gecekondu gibi duran iki katlı bir binaydı. Üst katın  da yazarlar, alt katındaysa herkesin birbirini gördüğü ge  niş bir alan vardı, herkes oradaydı ve camla ayrılmış Ya  zıişleri bölümünde o zamanlar Okay Gönensin ve şimdi  her biri bir başka yerde işine devam eden ya da artık ele  ğini duvara asmış pek çok dost vardı ya da yitirdiğimiz  pek çok güzel insan çalışırdı. Binanın asıl sahipleri kedi  lerdi. Kediler masaların üstünde ya da ayaklarımızın di  binde uyuyup dururlardı. Bu kedilerden biri bir gün ağzın  da kocaman bir fare, İlhan Ağabey’in odasına girip, İlhan  Ağabey’in gözünün içine baka baka, karşısındaki koltuğa  oturup, fareyi de serbest bırakınca İlhan Abi, “Bu kadar  kedi sevgisi yeter, bir çare bulun” demek zorunda kalmış  tı. Meraklıları için söylemeliyim, kediler mülklerini asla bı  rakmadılar.  Zamanlar, 80 darbesi zamanlarıydı ve Cumhuriyet ga  zetesi her an bir komutanın emriyle yasaklanabilir ya da  manşetinden ötürü ağır bir zılgıt yiyebilirdi. Sorumlu Ya  zıişleri Müdürü olduğundan, Okay’ın gazete bağlanıp her  şey bittikten sonra, komutanlarla ilgili mesaisi başlardı.  Onun öfkesini nasıl bastırdığı, inek altında buzağı arayan  sorulara nasıl uygun yanıtlar verdiği benim için her zaman  bir sorudur. Hepimizi usul usul  darbecilerin döşediği cehennem  taşlarının üstünden zıplatarak  geçirdi. Sağ olsun.  O benim uzun zamanlar Yazı  işleri Müdürümdü ve boş durma  ma asla izin vermezdi. Sadece  Ben seni böyle bilirim.  benim değil bütün arkadaşların. Çünkü o kafasında her on beş  günde bir yeni bir projeyle gazeteye gelir ve pek de kim  senin fikrini sormadan hemen o projeyi hayata geçirecek  leri yanına çağırır “Başlayın” derdi. Cumhuriyet’in unutul  maz eklerinin fikir babasıydı ve ekler oluşup yayınlanma  ya başladığında o elinde kalem kâğıt tirajın ne kadar art  tığını günbegün takip ederdi. Ben o zamanlar tam sayfa  röportajlar ve dizi yazılar hazırlardım. Önerdiğim dizi yazı  lar için “Fazla açıklama yapma hemen başla” derdi. Onun  zamanında her zaman onur duyduğum pek çok röportaj  yaptım ama içlerinden biri göz bebeğimdir: “Güneydoğu  Uzak ve Yalnız” Daha sonraları kitaplaşan bu dizi yazı için  Okay’ın “Eh fena değil” demesini hiç unutmam. Hiçbir  şeyi açıkça beğenmezdi ama biz bilirdik, hoşnut olmuşsa  bıyık altından gülümserdi.  Biz o zamanlar oldukça saf, naif çocuklardık. Dostluk,  dayanışma ve etik bizim için tek yol göstericiydi. Okay’la  sık sık küserdik. Hiç unutmuyorum, yeni bir muhabirin bi  le kolaylıkla baş edebileceği bir olay için illa ki beni gön  dermek istemişti. “Neden ben” diye sorduğumda “Ben  senin yazmanı istiyorum, o kadar” deyip kesip atmıştı. Ta  bii ben gittim ama tam üç gün Okay’la küs kaldık. Öy  le ki, koridorda rastlaştığımızda o da kafasını çeviriyordu  ben de, sırt sırta geçiyorduk. Hâlâ çocuktuk ama döne  min en yaygın, en dirençli gazetesini ayakta tutmayı ba  şaran çocuklardık.  İran İslam Cumhuriyeti’nin 11. yıldönümü. Bana İran  devletinden resmi davetiye gelmiş. Uluslararası bir film  festivali var ve benim yazdığım, Ali Özgentürk’ün çekti  ği “AT” filminin senaryosu nedeniyle festivale çağrılıyo  rum. Okay’a bunu söylediğimde ilk defa aşırı bir sevinç  gösteriyor. Çünkü o zamanlar İran bilinmeyen kapalı bir  kutu. Hemen hazırlıklar başlıyor, Okay beni yanına çağı  rıp “Bak” diyor “yanına ağrı kesici bile almayacaksın. Ay  rıca bir çarşaf bul, bir de sokakta sigara içme.” Başım  la “olur” diyorum. O zamanlar öyle her yerde çarşaf satıl  mıyor, neyse ki Şehir Tiyatroları’ndan işi hallediyoruz. Ver  elini İran!  On beş gün sonra gazetede İran yazılarım başlıyor.  Ne gördümse onu anlatıyorum. Brecht oynanan tiyatro  lar, yüzlerce resim galerisi, her yerde kadınlar, en az on  beş kadın film yönetmeni. Bu arada kitapçılarda fetvay  la ölümü istenilen Salman Rüştü’nün kitapları. Bunla  rı gördüğümde nasıl şaşırmışsam aynen öyle yazıyorum  ve üçüncü gün hayatımın tek sansürünü yiyorum hem de  Okay’dan. Beni yanına çağırıp şöyle diyor: “Kızım sen ne  biçim yazıyorsun, taman senin abartmadığını ben biliyo  rum ama gazeteye telefon yağıyor ve soruyorlar ‘Işıl Öz  gentürk kaça satıldı?’ Anacığım üzülerek yazılarına son  veriyorum.” Ben itiraz ediyorum. “Işıl darbecilerden bile  bu kadar telefon almadım” diyor. “Sakla bunları sonra la  zım olur.” Ve ardından “Bu gazete fazla cinsiyetsiz, hadi  yepyeni bir diziye başlayalım, Cinsellik ve Türk halkı hak  kında olsun. Bunu anca sen yapabilirsin” diye ekliyor. Ah  Okay senin gibi insanı idare eden bir yönetici görmedim.  Okay, Assos çocukları da sana sevgilerini gönderiyor.  Ali, Gülçin, Can ve Dünya hâlâ Assos denizine dalıp çı  kıyorlar. Sadece sevmediğin yaşlılık bitti.  16 TEMMUZ 2017 SAYI: 33520  İmtiyaz Sahibi:  CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç  İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay  Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU  Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü  Bülent Özdoğan  Faruk Eren  Aykut Küçükkaya  Yayın Danışmanı Kadri Gürsel  Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal  Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel  l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş 	 l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak  Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50  İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20  0530 430 74 17  Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr  Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara.  l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya  Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr   Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68   eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr    Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul  Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir.  	 İstanbul	 Ankara	 İzmir	  İmsak	 03.44	 03.36	 04.08	  NAMAZ VAKİTLERİ  Güneş	 Öğle	 İkindi              Akşam	  05.39	 13.17	 17.13	 20.43	  05.26	 13.02	 16.56	 20.24	  05.53	 13.25	 17.16	  20.43	            Yatsı 22.28 22.05 22.20  Hıristiyanlık tarihinin en önemli tarikatlarından biri olan ve “Tapınağın Kılıçdarları” diye de anı  ğu bedduanın üzerinden geçen 700 yılda; özelinde Avrupa, genelinde Hıristiyan âleminde her şey değişti, çünkü adalet  lan Tapınak Şövalyeleri, 1128 yılında Fi  kavramı değişti.  listin’deki kutsal toprakları korumak için  Papa dahil, artık hiçbir siyasi, hatta sade  kurulmuş, bir din ordusuydu.  yurttaşlar bile beddua etmiyor kimseye…  Son derece fanatik ve örgütlü bu as  Çünkü beddua, beşeri adaletin olmadığı  keri güç; Katolik Avrupa’nın başta Kon  yerde ulvi adalete sığınan insanın çaresiz  tantinopolis, Anadolu ve Ortadoğu’da  liği; başka bir deyişle geri kalmışlığın ifa  Adalet bedduaya mı kaldı?çıktığı tüm Haçlı Seferleri’ne katıldı. Papalık tarafından “vergiden muaf” tutulan Tapınak Şövalyeleri tarikatı, fet  desidir. İslam âleminde hâlâ geçerli olması da zenginlikte ileri gitmişliğin, beşeri adalet  hettiği yöreleri yağmalayarak kısa zamanda büyük bir servet edindi. Ve kaderin cilvesine bakınız ki, Haçlı ordula  Büyük Üstadı, Fransız baş kılıçdarı, Jacques de Molay’inki oldu.  ve zihniyette geri kalmışlığı gidermediğiyle açıklanabilir. Yıl 2017. Türkiye’yi kemiren CIA güdümlü şantaj  rı toplayıp finanse etmekten yoksul düşen Avru  HHH  mafyası, devleti işgal ve ilga çetesi, darbeci terör,  pa krallıklarına faizle borç vererek başladığı tefeci  1304 Ekim ayından beri Paris’te hapsedilen  lik mesleğinde, bugünkü ‘modern’ bankacılığın ve Jacques de Molay, 18 Mart 1314’te, Notre Da  hatta cinayet örgütü FETÖ’nün baş imamı Fethullah Gülen, 2013’ten beri AKP iktidarına bed  ‘kredi’ uygulamasının temelini attı!  me Katedrali’nin önündeki meydana getirildi.  dua yağdırıyor. Önemli değil, çünkü yenik ve bed  HHH  Mahkumiyet kararı yüzüne okundu.  duaları, uğradığı hezimet karşısındaki çaresizliği  14. yüzyılın başında, Tapınak Şövalyeleri’ne en  Ertesi gün, Seine Nehri’nin ortasındaki iki ada ni gösteriyor.  borçlu ülke olan Fransa Kralı, “Yakışıklı Philippe”  dan Ile Saint Louis’nin küçük meydanında yakıla  HHH  diye anılan 4. Philippe, Tapınak Şövalyeleri’ni bi rak idam edildi.  Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan da  15 Temmuz  tirmeye ve örgütün servetine el koymaya karar  Jacques de Molay, alevler vücudunu sararken: Milli İrade Zaferinin Analizi Kitabı’nın tanıtım top  verdi. Tarikat, Fransa Krallığı baş savcısı tarafın  “Ey Papa Clemente! Ey Kral Philippe! Sizleri bir yı lantısında yaptığı konuşmada, “Ülkemizi böyle bir  dan hazırlanan “kumpas” iddianameyle, kutsal ha la kalmadan Tanrı’nın mahkemesine, hak ettiğiniz felaketin eşiğine getirenleri Rabbimin kahhar sı  çı müstehcen amaçlarla kullanmak, kediye tap  cezayı almaya çağırıyorum! On üçüncü soyunuza fatıyla kahretmesini niyaz ediyorum” bedduasıy  mak ve makattan cinsel ilişkiye girmek gibi o çağda cezası ölüm olan tüm “günahlarla” suçlandı. Yakışıklı Philippe’in baskısıyla Papa 4. Clemente, ki adının anlamı “bağışlayıcı” idi, 3 Nisan 1312 tarihinde bir Ad Providam yayımlayarak hedefteki tarikatı afaroz etti. Tarikat üyeleri, Fransa’nın kurduğu komploya  kadar lanetliyorum! Lanet olsun, lanet olsun!” diye haykırdı. Garip ama gerçektir, aynı yıl 20 Nisan’da Papa Clemente yemek yerken boğularak; 27 Kasım’da Kral Yakışıklı Philippe beyin kanamasından öldü. Fransa kralının üç oğlu vardı. Büyüğünden küçüğüne Molay’ın idamını izleyen 12 yıl içinde sıray  la FETÖ’cüleri lanetledi ki; işte bu oldukça vahim sayılır. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın bedduası, Türkiye’de beşeri adalete güvensizliğin, on binlercesi tutuklanan ve tutuklanmaya devam edilen kanlı darbe girişimcilerinin cezalandırılmaları için ulvi adalete ihtiyaç duyulduğunun itirafı gibi…  sarılan tüm borçlu devletler tarafından tek tek ya la tahta çıktılar ve hiçbiri erkek vâris bırakmadan,  Umarım F tipi baş imamın bedduası tutmaz,  kalanıp, işlemedikleri suçları itiraf edene kadar iş peş peşe öldüler. Fransa’daki Kapesyen hanedan Cumhurbaşkanı’nın bedduası tutar.  kence gördükten sonra yakılarak öldürüldüler.  lığı böylece sona erdi.  İkisi de tutmazsa, korkarım içimize Allah’ın suç  Sonuncu infaz, tabii ki Fransa’da ve tabii ki tari  HHH  luyu suçsuzdan ayırmakta zorlandığı ya da her iki  katın en önemli şahsiyeti, Tapınak Şövalyeleri’nin  Jacques de Molay’ın dört dörtlük tutturdu  tarafı da duymazdan geldiği fikri, doğabilir.  Özgür Mumcu’nun dün bıraktığı yerden devam:  DeTHrBnibeMeğMiy’naüenlikvbeearbiğldüwtıaştiwn.ç!aweh.mashiemt@etgtamn.aciol.mcom  “İktidarın aktif desteği  nin sahibi demektir. Bir  nin hukuki ve siyasi fatura  “müteahhit derneğinin  sı çıkartılmadan, kimse 15  himmetine muhtaç ol  Temmuz zihniyeti ile savaş  ması” ne demektir?  tığını iddia etmesin...”  Muhalefet neden  HHH  se bunu hiç merak et  Siyasi destek “Ne istedi  miyor!  ler de vermedik?” ise..  Meclis’in çevresi ay  Hukuki destek de “Ben  lardır o derneğin rekla  bu davanın (Ergenekon) savcısıyım”dır. Şerden hayır üretenElbette en can alıcı des tek “parasal”dı! cumhurbaşkanı...Beraber oldular. Beraber yol aldılar. Beraber yoldular...  mıyla dolu: “Milletin Meclisi’ni millet yapar!” Yani “Biz milletiz” demeye getiriyorlar. Bu nedense sa  Sonrası malum? Soygun filmlerinde kavga soyarken değil, hep paylaşılırken çıkar. Partinin en öndeki 3 adamından biriydi. Sadece Ankara’yı itiraf etti: “Parsel parsel satıldı!..” Istanbul ise zaten sata sata bitsin diye yemin edilmiş gibi. Yine de biter korku veya soygun sürdürülebilir olsun diye epeydir sahilleri doldurulup doldurulup ranta açılıyor! Sırada, asrın en çılgın soygun projesi, Kanalistanbul.. Yani:  Trakya kıtasını kuzeyden güneye  kazmak.  Çıkarılacak milyarlarca metreküp hafriyat sayesinde milyarlar vurmak.  Metrekare üzerinden yapılan soygunu hesaplamak daha kolayca.  Metreküp ile gerçekleştirilen soygunu ölçmek mümkün değil.  Hafriyatın nakliyesi sayesinde seçilmiş müteahhitler, milletin anasına mükerrer defa teveccüh gösterecekler.  Sıradaki yandaş müteahhit grupları avuç ovuşturup duruyor.  Kanalistanbul hafriyatı ile Marmara ve Karadeniz sahillerini doldurmak ve ortaya çıkacak milyonlarca metrekare araziyi satışa hazır hale getirmek.  Millete de tek söz düşecek: Allah topunuzun belasını versin! HHH FETÖ’ye sağlanan bir de imansız  izansız “ilahi destek” vardı:  “Gökten ne yağmış da yer kabul etmemiş!?”tir. Bu açıkça, Islamın “kul hakkı” ile birlikte en affedilmez günah saydığı “şirk” ve “Allah’a ortak koşma” idi! Kuranıkerim, herhangi bir şeye ve/ veya “herifi naşerif”e ilahi güç izafe etmeyi onlarca ayette lanetliyor. Bu söz inanç tarihimizin en münasebetsiz lafıydı. CIA ile Mossad’ın hatta Vatikan’ın başmüstahdemi olduğu iyice anlaşılan salya sümük bir vaizi arşı âlâya yükseltmek neden icap etmişti? Bu soru bir meydan konuşmasını hak etmiyor mu? Gökten ne yağmış.. Yer kabul etmemiş... Yukarıda Fethullah, aşağıda ben.. Ortada da sandık, pardon millet... Ister ezilsin, ister büzülsün, ister süzülsün... Hatta isterse ölsün! Nitekim istediler de. Havada uçuşan “ölüm güzellemeleri” ile bu hazin gerçek ortaya çıkmış durumda. Şehadet şerbetiyle cenneti garantileyen kahramanlarımızdan söz edilmesi, dinin siyasetin hizmetinde kullanılması demek. Hem demokrasi kazandı, hem de şehitlerimiz. Tövbe tövbe, bir başka “VinVin” yani! “Vin” deyince, yandaş müteahhitleri görmeden olmaz. Alçakça ve anlamsızca bombalanan Meclis’i onarma projesi “hibe” olarak Gayrimenkul Yatırımcıları  yın vekillerin temsiliyet onuruna hiç dokunmuyor! Herhalde vekâlet beton gibi sağlam ellerde diye rahatlar. HHH Gökten ölüm yağdırıldı. Ama çok şükür, asrın lideri ve ümmet önderinin, dileği  öngörüsü gerçekleşmedi. Halkımız gökten yağan  yağdırılan darbeyi kabul etmedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun peşine binleri  on binleri takıp yürümesi ve tarihin gördüğü en kalabalık meydan mitingini toplayabilmesi, kabul etmeyeceğinin de kanıtı. HHH Geçen yıl, henüz ortalık toz duman iken bu köşede çıkan yazının başlığı “Hayrı Görülesi Bir Darbe” idi. (17.07.2016) Elbette bu bir dilek değil, bir kaygı ve endişe idi. Ne yazık ki kaygı doğrulanıyor. Şaibeli referandumun kuyruğuna her gün bir yenisi takılan KHK’lerle sımsıkı bir parti iktidarı kuruluyor. Sayın Cumhurbaşkanı, partisine genel başkan olmakla yetinmedi. Valileri ve kaymakamları fiilen il ve ilçe başkanı haline getiriyor. Muhtarları ise manen ve zaten “Her biriniz birer cumhurbaşkanısınız!” diye bizzat ruhsatlandırmıştı! “Muhtar bile olamaz”ın intikamı acı oluyor. Gerçek paralel devlet şimdi kuruluyor.  259 gündür özgürlüğünden yoksun... IŞİD’LİLERİN İFADESİ: Katliamların ardından kutlama yaptık Hatay’da yakalanan terör örgütü IŞİD üyesi 5 canlı bomba, ifadelerinde örgüte nasıl katıldıkları, örgütün yapısı, aldıkları silahlı eğitimle kaldıkları bölgelere ilişkin itirafta bulundu. Habertürk’te yer alan ha  KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK  behicak@yahoo.com.tr  bere göre 2 yıl önce Kilis’ten geçerek IŞİD’e katıldığını ve örgüt içinde 1.5  yıl boyunca silahlı çatışmalara girdi  ğini ifade eden terör örgütü IŞİD üye  si Ümit A., Reina, Suruç, Ankara Garı  ve Diyarbakır saldırılarının emrinin,  canlı bomba eyleminde bulunacak  lardan oluşan ‘İstişhad Ketibesi’ adlı  yapının talimatıyla gerçekleştirildiği  ni kaydetti. Ümit A., ifadesinde şun  ları söyledi:  “Reina ve diğer eylemlerin ardın  dan İslam Devleti’nde şenlik ve kut  lamalar yapıldı. Özellikle sağlık ve  psikolojik sorunları olan gönüllü fe  dailer bu ketibede toplanır, eyleme  hazırlanırlar. Savaştığım bölgeler  de vücuduma şarapneller girdi, sağ  lık sorunları yaşayınca canlı bom  ba olmaya ve kendimi Allah yolunda  patlatmaya 3 ay önce karar verdim.  Türkiye’ye girdikten sonra bana ey  lem yapacağım yerin Rakka’dan bil  dirileceğini söylediler. HDP binaları  na saldırmak istediğimi söyledim an  ÇİZGİLİK KAMİL 	MASARACI  kamilmasaraci@gmail.com.tr  cak Ebu Turab bana ‘Biz sana birkaç seçenek sunacağız, sen onlardan biri  ne saldırırsın’ dedi. Polis bizi yakala  dığında kemeri patlatabilirdim. İslam  Devleti o kemeri başkasına vermemi  emrettiği için patlatmadım.”  SAYISAL LOTO 6711224142 6 BİLEN: 1 milyon 631 bin 61 TL (devir) 5 BİLEN: 5 bin 367’şer TL 4 BİLEN: 66’şar TL 3 BİLEN: 10’ar TL  C MY B   
            
    
