02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Suudi Kralı’ndan G20’ye deve çıkarması Alman basını, gelecek hafta Hamburg’un ev sahipliği yapacağı G20 Zirvesi’ne maiyetini 6 Boeing uçağıyla taşıyacak Suudi Kralı Salman’ın develerini de beraberinde getireceğini öne sürdü. Bir oteli tamamen ve toplamda 400 oda kiralayan Salman, ‘rahatı’ için tahtını da taşıyacak. Simon Veil Kadın haklarına adanmış bir ömür Fransız siyasetinin önemli isimlerinden Simon Veil 89 yaşında hayata veda etti. Nazi kamplarından sağ kurtulan Veil, sağlık bakanlığı görevinde bulunmuş, Avrupa Parlamentosu’nun ilk kadın başkanı olarak tarihe geçmişti. Kadın hakları mücadelesinin sembol ismi Veil, ülkeye kürtaj hakkını getirmesiyle tanınıyordu. Cumartesi 1 Temmuz 2017 Rakka [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ sonrası Ankara [email protected] 7 IŞİD’in kalesi Rakka’ya yönelik operasyonu ilerleten, YPG’nin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) ziyaret eden ABD’nin IŞİD’le Savaş Koalisyonu’ndaki Temsilcisi Brett McGurk’ün dünkü durağı Ankara’ydı. Görüşmelerde Rakka’nın kurtarılması sonrası nasıl yönetileceği, Ankara’nın terör örgütü gördüğü YPG’ye ABD’nin verdiği silah dahil her türlü desteğin akıbeti ve PYD/YPG’nin kontrolündeki üç kantondan Afrin’e yönelik Ankara’nın operasyon hazırlıkları gündemin başlıca maddeleriydi. Erdoğan, Trump ve Putin’le görüştü Genelkur may askeri yet kililerinin ya nı sıra Dışişle ri Müsteşar Yar dımcısı Sedat Önal’la bir ara ya gelen ABD McGurk önceki gün Suriye’de Tabka’ya gitmişti. Başkanı Donald Trump’ın Temsilcisi’nin öncelikle Ankara’nın görüşlerini dinlemeye geldiği belirtildi. Bu sıralarda Cum hurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önce Trump, ardından Rusya Devlet Başka nı Vladimir Putin’le telefonda görüş tü. Erdoğan’ın Trump’la 40 dakika lık görüşmesi Katar krizinin çözümü ne, Putin’le görüşmesi ise Suriye ve Astana sürecine yoğunlaştı. Beyaz Sa ray “Katar ve Arap komşularının, te rör finansmanı ve radikalliği engelle mesi lazım. Trump, tüm müttefiklerin terörle mücadelede paylarını artırması gerektiğini söyledi” açıklamasını yap BM Genel Sekreteri Guterres, Akıncı ve Anastasiadis ile görüştü. Guterres’ten cesaret çağrısı İsviçre’nin Crans Montana kentinde başlayan Kıbrıs Konferansı’nın dün 3. gününde katılımcılar arasında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de vardı. Siyasi kulislere Türkiye dahil garantör ülkelerin de katıldığı toplantıda taraflar arasında görüş ayrılıklarının giderilemediği iddiaları yansırken Guterres, gazetecilere yaptığı açıklamada, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum lider Nikos Anastasiadis’e adaya barış getirilmesi için “tarihi fırsatı” yakalamaları çağrısında bulundu. “Kararlılık ve politik irade sayesinde bir anlaşmaya varılacağına inandığını” söyledi. AFP’ye konuşan müzakerelere yakın bir kaynak Guterres’in iki tarafın liderlerinden zirvede “cesur ve büyük adımlar” atmalarını isteyeceğini kaydetti. Guterres, beşli toplantının ardından Akıncı ve Anastasiadis ile çalışma yemeğinde bir araya geldi. Bu arada Kıbrıs gazetesi internet sitesinde Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas’ın garantörler dahil beşli görüşmelerin yapıldığı alana gelişinde bir grup gazeteciye, “Türk tarafının şantaj yaptığını” söylediği iddiasını aktardı. Kıbrıs Postası’nın Politis gazetesine dayandırdığı haberinde ise Panama bandıralı “West Capella” isimli sondaj gemisinin, Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği “Münhasır Ekonomik Bölgesi”nde doğalgaz yatakları aramak için İspanya’nın Tenerife kentinden yola çıktığı savunuldu. Paris’te camiye saldırı girişimi Avrupa başkentleri IŞİD saldırılarıyla diken üstündeyken Londra’dan sonra Paris’te de cami çıkışındaki kalabalığa yönelik bir saldırı gerçekleştirildi. 43 yaşında bir kişi önceki akşam Paris’in güneydoğusundaki bir caminin çıkışındaki kalabalığın üstüne 4x4 aracını sürmeye çalıştı. Olay, cami önüne koruma amaçlı yerleştirilen bariyerler sayesinde kimse zarar görmeden atlatıldı. Paris yerel gazetesi Le Parisien, Ermeni kökenli saldırganın alkol ya da uyuşturucu etkisinde olmadığını ve saldırıyı İslamcı terör saldırılarının intikamını almak için düzenlediğini kaydetti. SDG’nin Rakka operasyonları sürüp Afrin’de tansiyon yükselirken ABD’nin IŞİD’le mücadele temsilcisi McGurk dün Türkiye’ye geldi Irak’ta yetkililer önceki gün Musul’da IŞİD’e karşı zafer ilan ederken bölgede insani kriz de sürüyor. BM, binlerce sivilin bölgede sıkışıp kaldığına dikkat çekiyor. tı. Cumhurbaşkanlığı da “Erdoğan’ın PKK, FETÖ, IŞİD dahil terörün her türüne karşı çıkmanın önemine dikkat çektiğini” duyurdu. Ayrıca Erdoğan ile Putin gelecek haftaki G20 Zirvesi’nde görüşme yapmayı kararlaştırdı. ‘Yönetim Araplarda olsun’ Öte yandan çarşamba ve perşembe Ayn İsa ve Tabka’ya gidip SDG’nin idareyi ele alması için kurduğu Rakka Halk Meclisi ile görüşen McGurk’ün SDG ile Tabka havaalanının ABD hava üssüne dönüştürülmesi için anlaşma imzaladığı iddia edilmişti. Bunun, Ankara kadar Şam ve Moskova’yı da rahatsız eden bir haber olduğu belirtildi. Ankara’da Rakka’da “güvenlik ve yönetim” konusunda aşiret liderleriyle yaptığı temaslar hakkında bilgi veren McGurk’e, Türk yetkililer, yönetimin, YPG’de değil, bölgenin asıl unsuru Arapların elinde olması gerektiği görüşünü iletti. McGurk, “NATO müttefikimiz Türkiye ile IŞİD’in yenilgiye uğratılması ve bir daha bölgeye dönememesine yönelik istişareden memnuniyet” açıkladı. 2014’ten beri görevdeki McGurk için geçen ay Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Kesinlikle PKK ve YPG’yi net şekilde destekliyor. Gitmesinde fayda vardır” demişti. ABD Savunma Bakanı James Mattis ise YPG’ye silah desteğinin Rakka’nın kurtarılmasının ardından devam edeceğini duyurmuştu. Rakka’da güneyden dahil IŞİD’i bütünüyle kuşatma altına alan SDG, dün en büyük mahalle Sina’da kontrolü yitirip çekilmek zorunda kaldı. Yasakta akraba karmaşası ABD Başkanı Donald Trump’ın Yüksek Mahkeme tarafından kısmen yürürlüğe girmesi onaylanan, nüfusunun çoğunluğu Müslüman 6 ülke (İran, Libya, Somali, Sudan, Suriye, Yemen) vatandaşlarını etkileyecek olan vize yasağı önceki akşam uygulanmaya başlandı. Mahkemenin kararına göre, ABD’ye gelmek isteyenlerin burada bir ebeveyn, eş, evlat, akraba, damat ya da gelini olması gerekiyor. ABD Dışişleri son anda yaptığı bir değişiklikle “akrabalık bağı” kategorisine nişanlılığı da ekledi. Üvey kardeşler, yarı üvey kardeşler “akrabalık bağı” içinde yer alırken listede yeğenler, kuzenler, kayınbiraderler, görümceler yer almıyor. Vize yasağı yine protesto gösterilerine sahne olurken avukatlar ve insan hakları aktivistleri çeşitli havaalanlarında yolculara yardımcı olmak için çalışmalarını başlattı. Tartışmalı sarin raporu Suriye’nin Nusra kontrolündeki İd lib vilayetinin Han Şeyhun kasabasında 4 Nisan’da meydana gelen kimyasal nedenli ölümler hakkında tartışmalı bir açıklama geldi. Suriye’nin kimyasal silahlarının imha edilmesi sürecindeki rolüyle Nobel Barış Ödülü almış Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ), Han Şeyhun’da en az 87 can kaybına, yasaklı sinir gazı sarinin yol açtığını duyururken kimin kullandığını dile getirmedi. BM’ye bağlı KSYÖ, keşif heyetinin “Çok sayıda kişi sarin ya da benzeri bir maddeye maruz kaldı” sonucuna vardığını açıkladı. Ancak keşif heyeti, Han Şeyhun’a hiç gitmeyip sadece Türkiye’deki adli tıbbın gelen yaralı, ölülerden topladığı numuneleri almıştı. Türkiye, 5 Nisan’da BM’yi “klor gazı kullanıldığına” dair bilgilendirmiş, ama 6 Nisan’da “sarin gazı kullanıldığını” iddia eden ilk ülke olmuştu. Ardından Suriye lideri Esad’ı sivillere sarin saldırısıyla suçlayıp stratejik bir askeri üssünü vuran ABD Başkanı Trump, bu haftayı da Şam’ı yeni kimyasal saldırı hazırlığında olmakla suçlayarak geçirdi. Rusya da ABD’nin saldırısına karşılık vereceği uyarısı yaptı. KSYÖ’nün raporunu ABD’nin BM Temsilcisi “Esad’ın halkına karşı kimyasal silah kullandığını zaten biliyoruz”, Fransa Dışişleri “sarin kullanıldığına şüphe yok”, Britanya Dışişleri “Arkasında Esad’ın olduğuna şüphe yok” diye karşıladı. Rus Dışişleri ise “Çok şüpheli, zira veriler olay yerinden değil, muhaliflerden ve destekçilerinden alındı. Raporun taraflı olması, üzerinde siyasi bir emirin olduğunu düşündürüyor” uyarısı yaptı. Geçen hafta ABD’li araştırmacı gazeteci Seymour Hersh, Şam hükümetinin sarin saldırısı düzenlemediği, sadece Nusra’nın klor depoladığı bir binayı vurduğuna dair istihbarat raporlarını Trump’ın kaale almadığına dair belgeler yayımlamıştı. Halep’te IŞİD bitti Bu arada Suriye ordusu “Halep’in tamamını IŞİD’den kurtardık. Hem kenti hem de vilayeti. Vilayette artık IŞİD yok” açıklaması yaptı. İsrail savaş uçakları ise bir hafta içinde dördüncü kez Golan Tepeleri’nde Suriye mevzilerini vururken iki Suriye askerinin öldüğü öne sürüldü. Eşcinsel evliliğe vize çıktı Almanya Federal Parlamentosu’nda dün gerçekleşen oyla nuştu: “Benim için anayasadaki evli makla kalmaz, daha çok toplumsal lik, bir erkek ve bir kadın arasında birliktelik ve huzur getirir.” mayla eşcinsel evlilik yasallaştı. Tasarı yıllardır Almanya Başbakanı ki evliliktir. Bugün bu yüzden hayır oyu kullandım. Umarım bu karar, Seçim siyaseti Angela Merkel’in kesin ‘Hayır’ı ne yalnızca farklı fikirlere saygıyı artır Merkel, yasanın görüşülmesi deniyle parlamento gündemi ne yeşil ışık yakarak, 24 Ey ne gelememişti. Hafta başında lül’deki genel seçimden son tasarının görüşülmesine ye ra Sosyal Demokratlarla koa şil ışık yakan Merkel, mecliste lisyon hükümeti kurmasının grup kararı almayacaklarını, önündeki engeli de kaldırmış milletvekillerinin kendilerinin oldu. Sosyal Demokrat Parti karar vereceğini söylemişti. (SPD), bu yasayı koalisyonun Tasarı 226 “hayır”a karşı bir önşartı olarak görüyordu. 393 “evet” oyuyla yasallaştı. Almanya’da eşcinsel çiftler Sosyal Demokrat, Yeşil ve Sol 2001’den bu tarafa birliktelik Parti milletvekillerinin yanı sı lerini resmi olarak kaydettire ra 75 Hıristiyan Demokrat ve biliyor ancak resmi olarak ev kil de tasarıya “Evet” oyu ver lenemiyordu. Yasayla birlik di. “Hayır” oyu veren Merkel, te Almanya eşcinsel evliliklere oylamanın ardından şöyle ko Kararın ardından Berlin’de kutlamalar düzenlendi. onay veren 23’ncü ülke oldu. Avrupa Konseyi’ne Rusya vetosu Rusya, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ndeki (AKPM) delegelerinin hakları kayıtsız koşulsuz geri verilene kadar Konsey’e ödeme yapmayacağını açıkladı. 2017 yılı için 33 milyon Avro (yaklaşık 132 milyon TL) ödeme yapması gereken Rusya bu miktarın üçte ikisini yıl içinde ödemişti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland’i dün telefonla arayarak delegelerin hakları tümüyle geri verilene kadar başka ödeme yapmama kararını bildirdi. 2014’te Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinin ardından AKPM, Rus delegelerin oy haklarını ellerinden almıştı. Rusya, o tarihten bu yana bu kararın geri alınması çağrısında bulunuyordu. İnsan haklarını, hukukun üstünlüğünü, çoğulcu demokrasi ilkelerini korumayı amaçlayan 47 üyeli Konsey, AİHM’nin de bağlı olduğu kurum. Bize önce ‘insaf yürüyüşü’ lazım “Dün gece Atatürk’ü rüyamda gördüm; inan’ın ‘Kemal Bey’den şikâyetçiyim’ dedi. ‘Kurduğum partiyi ne hallere düşürdü’ diye de ekledi. Hayırdır inş.” Burhan Kuzu’nun Twitter hesabından paylaştığı son not dokunmadan aktarıyorum bu. Koskoca anayasa profesörü anamuhaletin Adalet Yürüyüşü’yle böyle dalgasını geçiyor. “Ekşi Sözlük”te geçende okuduğum ve beğendiğim bir yorum vardı: “Her şey bu ülkede şaka gibi. Ama komik değil!” Kuzu’nun tweet’i de böyle: Şaka gibi… ama komik değil. İnsanlar 4045 derece sıcakta yürüyor ve 16. günün sonunda tırnaklarını kaybediyorlar. Ayakları, topukları su topluyor. 70’ini, 80’ini geçen belli bir kesim duyarlı insan yollara düşüyor. Kimi ciddi sağlık tehdidi yaşıyor. Yolda fenalaşanlar, kalp spazmı, kalp krizi geçirenler ve yaşamını yitirenler oluyor. Burhan Kuzu sözde hâlâ laf sokmakla ve matrak geçmekle meşgul. Kuzu gibi…“hukukçu” olan bir iktidar milletvekilinin bu alabildiğine dramatik koşullarda yükselen dramatik çığlığa kulak vermesi için acaba daha nelerin olması lazım? İnsanlar üzerlerine benzin döküp kendilerini mi yakmalı? ‘Empati’ olmayınca Hülya Koçyiğit hanfendi… Sözde bu ülkenin sanatçısı. Enis Berberoğlu’na atıfla “(Yürüyenlerin) Sadece kendi canlarını yakan bir vakanın üzerine yürümeleri beni heycanlandırmıyor” diyor, diyebiliyor. 70’ine merdiven dayayan Kılıçdaroğlu’nun son çare olarak başvurduğu bu yürüyüşün tekrar tekrar “bir Enis Berberoğlu yürüyüşü olmadığını” açıklamasına, Berberoğlu’nun bir “son damla” olduğunu söyleyegelmesine ve de Berberoğlu ötesinde konunun toplumu kucaklayan bir “hak, hukuk ve adalet arayışı” olduğunu ısrarla belirtmesine, gözler önünde eriyen Nuriye GülmenSemih Özakça’yı mesela, sahiplenmek olduğunu gerizekâlıların anlayabileceği gibi tane tane anlatmasına ve de herkes için adalet aradıklarını beş vakit tekrarlamasına rağmen; “Yeşilçam’ın en kıdemli yıldızı” nasılsa sade kendi duymak istediklerini duyuyor ve sanatçıların en büyük hazinesi olan “empati”yi reddediyor. Yandaşlar eylemi bir yandan ti’ye alıp küçümsemeye çalışırken bir yandan “milli değil, yerli değil, FETÖ’cü, bölücü, şu, bu” diyerek ağır ithamlarla damgalıyorlar. Barış Yarkadaş’ın dün “Cumhuriyet” net ve aydınlatıcı biçimde özetlediği gibi iktidar, “yürüyüş” ve de “kamuoyundaki adalet algısı”na dair çift katmanlı anket yaptırıyor. Sözü edilen anketler açık biçimde “Adalet Yürüyüşü”nü destekliyor. Geniş genel kamuoyu “yürüyüşe” olumlu baktığı gibi, adalet duygusunun Türkiye’de ağır biçimde yaralanmış olduğunu not ettiğini de ortaya koyuyor. İktidar bu yaşamsal bulguları not etmek, ciddiye almak ve hızla makas değiştirmek yerine yürüyüşü hâlâ son Burhan Kuzu örneğinde gördüğümüz gibi her yöntemi devreye sokarak itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Yürüyüşçülerin önüne kamyonla tezek boşaltma cüretini kendilerinde bulanlar, bu terbiyesizliğin ardındaki dayanağı yukarlardan aldıkları bu “itibarsızlaştırma mesajı” üzerine kurguluyorlar. Kalpler mühürlü, gözler kör Hukukçusundan sanatçısına… sonuçta mesele Türkiye’de geniş kesimlerin “kalplerini mühürleyen” ve gözlerini kör, kulaklarını sağır eden bir “insafsızlıkta” düğümleniyor. Adalet Yürüyüşü, aynı havayı soluduğumuz insanların ne oranda pervasızca “insafsız” olabileceğini ortaya koydu aynı zamanda. Konu bir “hukuk devleti” ve salt “yargının bağımsızlığı problemi” olmaktan önce bir “insaf meselesi”. “İnsaf”ın yandaşlığı ya da muhalifliği olmaz. İnsaf, doğrudan izandan, kalpten, duygudaşlıktan gelir. Bunların olmadığı yerde 4 yüz değil, “Adalet Yürüyüşü” için 4 bin kilometre yol kat etseniz neye yarar? “Adalet Yürüyüşü”nden önce bizim toplumca bir “insaf yürüyüşüne” ihtiyacımız var. NY Times’ta grev ABD basınının amiral gemisi diye nitelenen New York Times (NYT) gazetesinde yönetimin tasarruf kapsamında hem yazım yanlışlarını hem de olgusal yanlışları düzelten redaksiyon servisini kaldırma kararı alması, çalışanlarının protestosuyla karşılaştı. Önceki gün öğleden sonra gazete binasından çıkan yüzlerce çalışan geçici iş bırakma eylemi yaptı. Gazeteciler binanın etrafında “Biz olmasak burası New Yrok Times olur”, “Redaktörler bizim k.çımızı kurtarıyor” pankartlarıyla yürüdü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle