02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 1 Temmuz 2017 4 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK AYM’den OHAL’e onay Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tutuklamalara Bu silahlar mutlaka patlar Hafta içinde, Resmi Gazete’de yayımlanan Özel Güvenlik Kurumları Yönetmeliği’ndeki değişiklik haberinin fazla ilgi yaratmamasına çok şaşırdım. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin yeni düzenlemesine göre, şimdiye kadar ilişkin verdiği ilk kararda, tüm yargılamaları etkileyecek bir gerekçe yazdı Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL tutuklamalarıyla ilgili ilke kararında, bütün yargılamaları etkileyecek gerekçelere imza attı. Darbecilerce işgal edilen TÜRKSAT yerleşkesine yayınları kesmek amacıyla gittikleri iddiasıyla tu tuklanan 4 kişinin bireysel başvurusunu reddeden Yüksek Mahkeme, OHAL verileri Kararda yer verilen Adalet Bakanlığı verilerine göre 13 Haziran 2017 itibarıyla hakkında FETÖ soruşturması yürütülen kişi sayısının 161 bin 785 olduğu belirtildi. 50 bin 436 kişinin tutuklu olduğu, bunlardan 2’si Anayasa Mahkemesi üyesi, 104’ü Yargıtay üyesi, 4’ü Danıştay üyesi, ral/amiral), 8 bin 849’u polis, 24’ü vali, 73’ü vali yardımcısı ve 115’inin kaymakam olduğu, yakalama emri çıkarılan 7 bin 605 kişiden 26’sının Yargıtay üyesi, 6’sının Danıştay üyesi, 218’inin hakim, savcı, 147’sinin asker, 386’sının polis, 3’ünün vali yardımcısı ve 9’unun kaymakam olduğu, 709 tukluluk süresinin yaklaşık 11 ay olduğu belirtilen kararda, tutukluluklarına ilişkin ret kararlarında belirtilen kaçma şüphesi, delillerin karartılması ihtimali, suça ilişkin yaptırımın ağırlığı, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalması gerekçelerinin tutukluluk süresi itibarıyla ilgili, yeterli ve makul olduğu sonucuna varıldığı kaydedildi. Duruşmasız tutukluluk Genelkurmay’ın yetkisinde olan özel güvenlik güçlerinin uzun namlulu silah edinme izni, artık vali yardımcısının başkanlığında, il emniyet müdürü, jandarma komutanlığı, ticaret odası, sanayi odası temsilcilerinden oluşan heyetin önermesi ve valinin de onayı ile verilecektir. Özel güvenlik kuruluşlarını hafife almayın! Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Em. General Adnan Tanrıverdi’nin yönetimindeki (bu sütunda sözü edilen, Çiğdem Toker’in de kendi köşesinde birkaç kez, daha ayrıntılı bir şekilde anlattığı) SADAT ile ilgili bilgiler ve soru işaretleri dikkati çekmeyecek gibi değildi. O da nedense, ka gerekçeli kararında, FE TÖ/PDY’nin bir terör ör gütü olduğu, ByLock’un ALİCAN ULUDAĞ örgütün haberleşme programı olduğunu vurguladı. Başvurucuların tutuklanmalarının meşru bir amacı ol duğu, tutuklanma gerekçelerinin key fi olmadığı, 11 aydır tutuklu kalmala rının makul olduğu ifade edilen karar da, Cumhurbaşkanı başkanlığında Ba kanlar Kurulu’nca ilan edilen OHAL’in, anayasa, AİHM ve Avrupa Konseyi ka rarlarına uygun olduğu belirtildi. Anayasa Mahkemesi’nin 82 sayfa lık kararında, TÜRKSAT işgal davası nın sanıklarından mühendis Aydın Ya 3’ü HSYK üyesi, 2 bin 492’si hakim, savcı, 7 bin 143’ü asker (169’u genela Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılamayacağına dair bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla bu başvuruları mahkemenin inceleme yetkisinin bulunduğu belirtildi. Türkiye’de olağanüstü durumu oluşturan temel olayın 15 Temmuz darbe teşebbüsü olduğu, 250 kişinin hayatını kaybettiği ve çok sayıda kişinin yaralandığı belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi: “Egemenliğin sahibi olan millet ve demokratik anayasal düzenin tüm unsurları, darbe teşebbüsünü kararlı bir direnişle kısa sürede engellememiş olsalardı ya kişi hakkındaki gözaltı sürecinin devam ettiği belirtildi. sı, devlet otoritesinin hatta devletin tamamen ortadan kalkması riskinin yakın, ciddi ve açık bir tehdit olarak ortaya çıkmasına neden olacaktı.” Başvurucuların OHAL ilanından üç gün sonra tutuklandığı, tutuklanmalarına dayanak suçlamaların OHAL ilanını gerekli kılan olaylarla doğrudan ilgili olduğu belirtilen kararda, “Başvurucuların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik tutuklama suretiyle yapılan müdahalenin anayasa ve kanunun öngördüğü anlamda meşru bir amacının bulunduğu anlaşılmaktadır” denildi. Başvurucuların tutukluluk durumlarının 8 ay boyunca duruşmasız olarak incelenmesinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ile bağdaşmadığı belirtilen kararda, buna karşılık tutuklu binlerce kişinin tutukluluk incelemesi için adliyeye getirilmesinin ciddi bir güvenlik sıkıntısı yaratacağı, bu nedenle söz konusu sınırlamanın “durumun gerektirdiği ölçüde” bir tedbir olduğu ve olağanüstü hal döneminde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen anayasa 15. maddeye uygun olduğu savunuldu. 2 bin ihraç FETÖ’den değil muoyunda hak ettiği ilgiyi görmedi. vuz ve diğerlerinin yaptığı hak ihlalli bir grup zorbanın mutlak egemenliği Kararda, başvuruculardan Burhan Kararda, KHK’lerle alınan tedbirler Oysa “özel güvenlik” her geçen gün büyüyen, hakkında bir sürü soru işaretleri olan devasa bir sektör. nin reddedildiği anlatıldı. OHAL süresince alınacak tedbirlerin, devletin takdir hakkı kapsamında olduğuna yöne ni kabul edecekler ve onun hiçbir demokratik denetimine tabi olmayan iradesine boyun eğecekler ya da direnme Güneş ve Aydın Yavuz’un ByLock kullanıcısı olduğu, bu tespitin suçun işlendiğine dair “kuvvetli belirti” olarak ka le aralarında yüksek mahkeme üyelerinin de bulunduğu 4 binin üzerinde yargı mensubu ile yaklaşık 98 bin 500 ka HHH Şu anda devletin uzun namlulu silahlar dahil, güçlü teçhizata sahip 261 bin polisi var. Özel güvenlik sektöründe ise, Emni lik AİHM, Avrupa Konseyi ve Venedik Komisyonu kararlarına yer verilen kararda, OHAL sürecinde temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasıy ye devam edeceklerdi. Birinci ihtimal bir milletin demokratik açıdan ölümü anlamına gelecekti. İkinci ihtimal olan çatışmaların uzaması ve yaygınlaşma bul edildiği, bu durumun anılan programın özellikleri itibarıyla temelsiz ve keyfi bir tutum olarak değerlendirilemeyeceği belirtildi. Başvurucuların tu mu görevlisinin meslekten ihraç edildiği belirtildi. Kararda, kamu görevinden çıkarılan 1.400 kişinin tekrar mesleğe geri alındığı da kaydedildi. yet Müdürlüğü’nün istatistikleri güncel lenmediğinden şu anda kaç kişinin çalıştığı, kaç şirketin faal olduğu tam olarak bilinmiyor. Ama, 2014 yılı verilerine göre, Türkiye’de 1508’i polis, 3’ü jandarma bölgesinde olmak üzere, bir milyonun üstünde eleman istihdam eden 1551 özel güvenlik şirketi mevcuttu, 67.094 işyeri özel güvenlik izni almıştı. Oran’dan Soylu’ya suç duyurusu 2014 itibarıyla özel güvenlik sertifikası almış kişi sayısı 1.075.580, özel güvenlik görevlisi kimliği verilenler 678 idi. Şu anda 500.000 kişinin de özel güvenlik görevlisi olmak üzere sıra beklediği biliniyor. 2015’te Savcı Mehmet Kiraz’ın ölümünde bunların ihmalleri görülmesi üzerine özel güvenlik güçleri için Tayyip Erdoğan “Bunlar tarihe karışmalı” dediyse de 2016’da hükümet bunların yetkilerini arttırmak üzere TBMM’ye bir yasa önerisi veriyor, ama bu teklif yasalaşmıyor. 15 Temmuz sonrasında bunlar FETÖ bağlantısı kuşkusuyla kapatılıyor, ama daha sonra yayımlanan bir KHK ile özel güvenlik kuruluşlarının yetkileri artırılıyordu. Şu anda bunların sayılarının ve faaliyet alanlarının 2014’e göre arttığı düşünülmekte. Özel güvenlik kuruluşları havaalanla Gül babasının mezarını ziyaret etti Kazakistan ve Türkmenistan gezilerinin ardından önceki gün Aşkabat’tan memleketi Kayseri’ye gelen Abdullah Gül, geçen hafta annesi Şükran Özhaseki’yi kaybeden Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye taziye ziyaretinde bulundu. Gül, geceyi merkez Melikgazi ilçesi Kergah mevkiindeki ailesine ait bağevinde geçirdi. Abdullah Gül, daha sonra kardeşi Macit Gül ve dünürleri eski milletvekili Şaban Bayrak ile birlikte babası Ahmet Hamdi Gül’ü mezarının bulunduğu Asri Mezarlığa gitti. Abdullah Gül, burada babasının mezarının karşısındaki bir ağacın altında oturun Yasini Şerif okudu ve dua etti. Profesör Baskın Oran, Twitter’da kendisine ağır hakaretler yönelten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında hem tazminat davası açtı, hem cezalandırılması için suç duyurusunda bulundu. Baskın Oran T24, Artı Gerçek haber sitelerinde ve AGOS gazetesinde yayımlanan “Kürtler üzerine bazı trajikomik deneyler” başlıklı ve tümüyle somut ve belgeli olaylara dayanan yazısı ile ilgili olarak resmi Twitter hesabında “Kendisini ilim adamı diye pazarlamış yazısının her kelimesini alçakça kurgulamış bir uşak Baskın Oran hakkında suç duyurusunda bulunuyorum” diye tweet atan Süleyman Soylu’nun hakaretiyle ilgili 10 bin TL. tazminat istemiyle Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde rı, üniversiteler, hastaneler ve şimdi sıkı durun! Milli Savunma Bakanlığı dahil, kamuda da hizmet veriyor. Şu ana kadar bunlara bütçeden aktarıldığı bilinen miktar 5.5 milyar lira. İşte özel güvenlik şirketlerinin uzun namlulu silaha sahip olmaları izni böyle bir ortamda Genelkurmay’dan alınıp valilere veriliyor. HHH Şimdiye kadar Genelkurmay’ın yetkisinde olan uzun namlulu silahlarla donanmak izninin TSK’den alınarak, fiili konumu iktidar partisinin ildeki bir numaralı temsilciliği olan valilere bırakılması aklıma edebiyatta “Çehov’un tüfeği” diye adlandırılan kuralı getirdi. Gelmiş geçmiş en büyük tiyatro yazarlarından Anton Çehov’un şöyle ünlü bir sözü vardır: Bir oyunda perde açıldığında eğer duvarda bir tüfek asılıysa, o ‘Adalet Yürüyüşü’ manevrası Akşener cephesi, ‘Adalet Yürüyüşü’ etkisinin muhalefet cephesindeki sonuçlarını görmekten yana tavır izlerken Oğan ise yeni oluşumda yer almayacağını açıkladı SELDA GÜNEYSU 19Haziran 2016’da gerçekleştirilen olağanüstü tüzük kurultayı sonrasında mahkemeden de istediği sonucu alamayan muhalifler, yeni bir oluşum başlatmak için iki önemli adım bekliyor. Akşener cephesi için bu iki adımdan birini CHP’nin başlattığı “Adalet Yürüyüşü” oluşturuyor. Akşener cephesi, “Adalet Yürüyüşü”nün yarattığı et dava açtı. Oran, tazminat davasının yanı sı ra Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun attığı tek cümlelik tweet’te, TCK’de tanımlanan “hakaret”, “İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme”, “Suç işlemeye tahrik” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarını işlediğini belirterek cezalandırılması istemiyle suç duyurusunda bulundu. Dava konusu olan tweet’indeki “Baskın Oran hakkında suç duyurusunda bulunuyorum” açıklamasından daha çabuk davranan Baskın Oran adına avukat Oya Aydın’ın açtığı tazminat davası ve Soylu’nun cezalandırılmasını istediği ceza davası dilekçelerinde, İçişleri Bakanı’nın hedef aldığı Baskın Oran’ın yazısında “Ulusal son perde inmeden önce mutlaka pat kinin muhalefet cephesindeki sonuçları basında yer alan, her biri gerçek bir lamalıdır. Evet, duvara asılan tüfek oraya süs olarak konmaz, o patlamak için vardır ve mutlaka bir gün bir yerde birilerine karşı patlayacaktır. Yazında da yaşamda da ana kural budur. Yazında da yaşamda da tüfeğin bir gün patlayacağı kesindir de ne zaman, nerede, kime karşı patlayacağı oyunun ya da yaşamın kendi akışına göre değişir. Bunu bilince insan elde olmadan soğuk terler döküyor ve düşünüyor, edinme izni Genelkurmay’dan alınıp valiliklere verilen bu silahlar da bir gün patlayacaktır, bu kesin, ama acaba bu nerede, ne zaman, kimin emriyle, kime ya da kimlere karşı olacaktır? nı görmekten yana tavır izlerken, Sinan Oğan ise yeni bir oluşumda yer almayacağını açıkladı. Akşener’in siyasete yeni bir partiyle devam edeceğinin dillendirilmesinin ardından Ümit Özdağ, Sinan Oğan ve Koray Aydın da izleyeceği yeni stratejileri hesaplamalara başladı. Akşener cephesinin, yeni oluşum için uygun zamanlamayı beklediği belirtilirken, Akşener, zamanlama için iki önemli kriteri belirledi. Bunlardan ilki CHP’nin başlattığı “Adalet Yürüyüşü.” Akşener’in, yürüyüşe katılmasa da, desteklediği biliniyor. Akşener’in yürüyüşe katılmamasının en büyük çekincesini ise iktidar kanadından gelen “CHP ile HDP kol kola algısı” oluşturuyor. Akşener’in adım larını belirleyecek ikinci bir konu ise AKP’nin seçim sisteminde yapacağı değişiklikler olarak görülüyor. Oluşturulacak yeni partinin siyasi dengeleri nasıl değiştireceği değerlendirmeleri yapılırken, AKP’nin de bu yeni tabloya göre kendi partisinin seçimlerde alacağı oyla en fazla avantajı sağlayabileceği sistemi aramaya başlayacağı hesaplanıyor. Akşener cephesinde bu durum, 2019’daki seçimlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçilebilmesinin “her geçen gün zora girdiği” değerlendiriliyor. Yapılan yanlış uygulamaların “AKP’nin yüzde 51’i bulabilme şansını azalttığı” yorumları yapılıyor. Akşener’in başında yer alacağı yeni oluşumun kaderi de ilk olarak bu iki sürece bağlı olacak. Oğan’ın hedefi hâlâ MHP Genel başkan adaylığını koyduktan sonra partisinden yeniden ihraç edilen ve bir kez daha partiye geri dönüş davası açan Sinan Oğan ise “kurulacak yeni partide yer almayacağını” açıkladı. Oğan, “Öncelikle MHP içinde mücadelenin zorlanması gerektiğini düşünüyoruz” görüşünü dile getirdi. MHP’li muhaliflerin parti kurma çalışmalarının sürdüğünü açıklayan Özdağ da planlamalarla ilgili olarak “Belli istişareler yoğun bir şekilde sürüyor ve sürmeye devam edecek” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA haberden alıntılanarak alt alta kronolojik biçimde Kürt yurttaşlarda kimliğine ilişkin kırgınlık ve öfke yaratabilecek bu nedenle de toplumsal barışın kurulmasını güçleştirecek hak ihlallerine dikkat çekilmiştir. Bir tek cümle değer yargısına bile yer verilmeyen haberlerin bir araya getirilmesi şeklindeki bir yazıya karşılık bir bakanınbu biçimde hakaret etmesi, suç duyurusunda bulunuyorum diyerek açıkça hedef göstermesi, değil gelişmiş demokratik düzende, asgari bir demokratik hukuk devletinde dahi kabul edilemez” deniyor. Avukat Oya Aydın’ın dilekçelerinde akademisyen Baskın Oran’ın demokrasi ve insan hakları savunucusu ola rak yer aldığı ulusal ve uluslararası et Sivas katliamınıN 24. yılı Çorum katliamının 37. yılı kinlikler sıralanıyor ve hakaretin bir İçişleri Bakanı’ndan geldiğine dikkat Sönmeyen ateş Sivas Protesto için çağrı çekilerek “Şüphelinin İçişleri Bakanı olduğu, bu nedenle son derece güçlü bir konumda bulunduğu, sözlerinin hem güvenlik teşkilatı, Sivas katliamının 24. yıldönümünde Bursa’da anma etkinlikleri düzenlenecek. Pir Sultan Abdal Derneği Bursa Şubesi, Bursa Alevi Bektaşi Dernekleri Platformu ve Bursa Demokrasi Güçleri tarafından “Sönmeyen Ateş Sivas” adlı etkinlikler kapsamında 2 Temmuz Pazar günü saat 15.00’te Setbaşı Mahfel önünde toplanan katılımcılar, Atatürk Anıtı’na kadar yürüyecek. Burada Sivas katlia mında yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunulmasının ardından basın açıklaması yapılacak. Ardından Kent Müzesi önünde şiirler ve deyişler okunacak. Etkinlik komitesi tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Alevi Kültür Dernekleri Bursa Şube Başkanı Hüseyin Kalkan, Sivas katliamının üzerinden 24 yıl geçtiği ancak acıların hakikat ve adalet arayışlarının hâlâ devam ettiğini söyledi. Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen Çorum katliamının 37. yıldönümünde 3 Temmuz Pazartesi günü Çorum’da anma etkinlikleri düzenlenecek. Çorum Emek ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenecek etkinliklere Hacı Bektaşi Veli Anadolu Vakfı, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Bektaşi Federasyonu ile Köy dernekleri destek verecek. “Çorum olaylarının 37. yılında adalet istiyoruz” adı verilen anma etkinliği öncesi sivil toplum kuruluşları Özdoğanlar Kavşağı’nda basın açıklaması yaptı. Katliam mağduru ve tanığı olan aynı zamanda katliam mağdurlarının avukatlığını da yapan Sadık Eral, “37 yıl önce bu topraklarda yaşanan o acıyı, acıdan kaynaklanan ve uygulanan şiddeti protesto edeceğiz. Bizler şiddetin ve terörün her türlüsüne karşıyız. Tam demokratik, bağımsız bir ülke ve düzen istiyoruz. Çorum’a, Türkiye’ye ve bütün dünyaya adalet istiyoruz” dedi. l SEYFETTİN METE hem Ak Partili gençler, paramiliter gruplar ve de adli teşkilat üzerindeki etkisi” vurgulanıyor ve Baskın Oran’ın açıkça hedef gösterildiği, can güvenliğinin tehlikeye atıldığı savunuluyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle