02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 1 Temmuz 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 13 Koşar adım geriyeSAĞLIK VE EĞİTİM ALANINDAKİ DÜZENLEMELER ENDİŞE YARATIYOR Saray büyüyor Beştepe’nin yanından geçenler görüyor. Saray’ın bahçesinde uzun uzun vinçler çalışıyor, koca koca kamyonlar hafriyat taşıyor. Hummalı bir inşaat süreci hiç durmadan, dinlenmeden sürüyor. 1150 odalı saraya sığılamamış, sarayın hemen yanına kondurulan 250 odalı konut da yetmemiş. Hobi salonu, sinema salonu, çamaşırhane, fitness yeri, şok duş, coupple masaj alanı, sauna, fin hamamı, mescit, abdesthane de yeterli görülmemiş. Yeni yeni binalar, dünya hükümdarlara kalırmış gibi yükseliyor. Alfabe Bilgiye ve birikime dayalı yazılarını “telgrafhane.org” sitesinden izlediğimiz Taylan Özbay, İlhan Selçuk’u andığı yazısında, onun “Atatürkçülüğün Alfabesi” adlı kitabından alıntı yapmış. Diyor ki Selçuk: “En karanlık dönemde en ileri atılımların inancını yitirmeyen adamdır Atatürk; işgal altındaki Türkiye’de bağımsız Cumhuriyeti düşünebilen ve amaçlayan kişidir.” Bu söz, etrafımızda tanık olduğumuz karamsarlığa, kuşatılmışlığa, yozlaşmaya, ilkesizliğe karşı bir yeniden diriliş reçetesidir. Yasa değil, bohça Meclis’ten AKP oylarıyla bir “torba” daha geçirildi. Torbanın adına bakarsanız, “sanayinin gelişmesi ve üretimin desteklenmesi” için yasa çıkarılıyor. İçini okursanız, yok yok: Hafta Tatili Yasası kaldırılıyor. TRT’nin bandrol bedelleri belirleniyor. İş sağlığı ve güvenliği düzenlemeleri getiriliyor. Akademisyenlerin kadroları saptanıyor. Özelleştirmelerde kamuyu zarara uğratan memurlar cezadan kurtarılıyor. Üniversiteye dönen milletvekillerinin maaşları düzenleniyor. En önemlisi de, Ulaştırma Bakanlığı’nın görev ve yetkileri değiştirilerek AKP’nin uçuk “Kanal İstanbul” tasarımına olanak veriliyor. Yasa değil, deli kızın bohçası... Çetele 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı değersizleştirenler 15 Temmuz’da “Demokrasi ve Milli Birlik Günü”ne hazırlanıyorlar. AKP’lilerin 15 Temmuz’un resmi tatil ilan edilmesine ilişkin verdikleri yasa önerisinin gerekçesi şöyle: “Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinden askeri üniforma giymiş bir grup FETÖ mensubu cuntacı terörist tarafından 15 Temmuz 2016’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ ni, demokrasiyi ve milli iradeyi hedef alan haince bir darbe girişiminde bulunulmuş, buna karşı başta Ankara ve İstanbul olmak üzere ülkemizin her yerinde milletimiz canı pahasına darbeci güçlerle mücadele etmiş ve bu melun kalkışmayı önlemiştir. İradelerini Fethullahçı terör örgütünün başına teslim eden şer çetesi mensuplarının teşebbüsleri, milletin ortak, mücadeleci iradesi ve tüm kurumlarıyla devletin kararlılığı karşısında başarısız olmuştur.” Aynı AKP’nin şu anda Adalet Bakanı olan Bekir Bozdağ, 24 Mart 2011’de TBMM kürsüsünden bakın ne demiş: “Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir, değerli bir insandır, bilge bir insandır: Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şeyi de devletin denetimi, gözetimi altında açık. Herhangi bir mahkumiyet kararı olmayan birini çete diye itham ederseniz, ona karşı da büyük bir haksızlık yaparsınız.” Bu durumda FETÖ, AKP’nin kıymetli çetesi olmuş oluyor. 1 TEMMUZ 2017 SAYI: 33505 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.28 03.21 03.54 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.29 13.15 17.13 05.17 12.59 16.55 05.44 13.22 17.13 Akşam 20.48 20.29 20.47 Yatsı 22.38 22.15 22.29 Tıpta gericilik katlandı Eğitimde Atatürk yok ŞEYMA PAŞAYİĞİT Ankara Tabip Odası’nın (ATO) 2007 2017 yıllarını kapsayan “Sağlıkta muhafazakârlaşma Dinselleşme Güncesi” başlıklı çalışması, sağlıkta son 10 yılda yaşananların bilançosunu çıkardı. AKP iktidarı tarafından yürürlüğe konan ‘Sağlık’ta Dönüşüm Projesi’ ile birlikte performansa dayalı ücretlendirme, sağlığın ve hekim heyetinin metalaşması ve hekime yönelik şiddet kavramları kamuoyu gündemine girdi. Bilimsel niteliği tıp otoritelerince kabul görmeyen yöntemler hem eğitim müfredatına girdi hem de sağlık hizmetlerinde uygulamaya konuldu. ATO’nun, çalışmasında “Sağlıkta Muhafazakârlaşma Kronolojisi” başlığı altında sağlıkta gericiliğin son 10 yılına ilişkin şu değerlendirmeler yer aldı: Tıbbi İslamizasyon pratikleri: Sağlıkta dinselleşme ve İslamizasyon pratiklerinin tümünü bir ideolojik müdahalenin, soy gerici bir cüretkârlığın ürünü olarak değerlendirmek yanıltıcı olabilir. AKP düalizmi ve fırsatçılık istisnasız el ele ve ardışık ilerlemektedir. Yeni doğan bir bebeğin evlilik dışı bir ilişkiden dünyaya gelip gelmediğinin ve dininin sorgulandığı Yenidoğan Kayıt Formu örneğindeki gibi gerici ve piyasanın kucağına bırakılan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının atağı izlenebiliyor. Piyasa uyumlu tıbbi İslamizasyon pratikleri ise neredeyse istisnasız biçimde sağlık turizmine entegre edilebiliyor. Yaşlılara bakmak için 3 çocuk: 4 yıl önce kürtaj tartışmaları ile başlayan süreçte gericilik dozu katlanarak arttı. Ailelerin en az üç çocuk sahibi olmaları yönündeki telkinler, Türkiye toplumunun henüz yaşlı değilse de yaşlanmakta olan bir toplum olduğu ön kabulüne dayansa da nüfusun yaşlanması kronik hastalık yükünün toplumsal maliyetinin de artması demek. Gericiliğin kadın bedeni üzerinde tahakküm kurma girişimleri kürtaj karşıtlığında birleşti. En az 3 çocuk ısrarında epey oyalandıktan sonra ne kadın emeğinden ne de doğurganlığından vazgeç(e)mediği bir ara formüle demir attı. Kadının eksik/evde ve esnek istihdamı biçiminde özetlenebilecek ara formülle çocuk bakımı ilköğretim yaşına gelen kadar anneye zimmetleniyor. Beş çocuklu kadına erken emeklilik de bu projenin ayrılmaz parçası haline geldi. Diyanet’le işbirliği: Sosyal hizmetler alanında da dinselleşme arttı. AKP döneminde hastanelerde din psikologları istihdam edildi ve ‘dini terapi’ sağlık hizmetleri sınıfından sayıldı. Bu uygulamanın yasal bir kılıfı büründürülmesi ise Diyanet İşleri Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile gerçekleşti. Protokol ile evlerde ‘manevi bakım hizmeti’ verilmesi öngörülürken, bu kapsamda ‘Manevi Bakım Hizmetleri Çalıştayı’ düzenlendi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan başka bir protokolle de sığınma evlerine ‘vaize’ atamalarının önü açıldı. Helal süt bankası: Helal gıdadan sonra halk, helal süt, helal ilaç ve helal kemik iliği kavramlarıyla tanıştı. Toplumsal yaşamın dinsel referanslara göre belirlenmesinde akıl sınırlarını zorlayan bir başka tartışma yine bu kavram setinden alevlendi. Dini inancı olmayan kadınların sütünün de inançsız olacağından hareketle helal süt bankası kurma önerisi ve domuz jelatinin ilaç üretiminde kullanılmamasına dayandırılan helal ilaç uygulaması bu kapsamda yer aldı. Tıpta tarihsel gericilik: Modern tıbbın karşısında bilimsel kanıta dayalı olmayan yöntemlerin yine modern tıbbın alternatifi gibi sunulabilmesinde ve eğitimli orta sınıflarda alıcı bulabilmesinde genel anlamda aklın gerilemesinin ve yeni tarihsel gericilik döneminin payı var. Başka türlü kupa terapisi, hacamat, karyopraktik, maggot, müzikoterapi gibi etkinliği kanıta dayalı bilimsel araştırmalarla ortaya konulmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına aklı başında bir insanın bel bağ lamasının olanağı yoktur. Gericiliğin bağışıklık oranına etkisi: Aşı karşıtlığı da toplumların sağlığını tehdit eden son ve güncel örnek oldu. Aşı karşıtlığına kestirmeden ‘genel gerici’ denebilir. Bilimsel olarak çürütülen bir makale ile bir aile, zorunlu olan kızamık aşısının otizme yol açtığı gerekçesi ile Sağlık Bakanlığı’na dava açtı. Yerel mahkemenin bakanlık lehine verdiği kararın aile tarafından temyize götürülmesinin ardından Anayasa Mahkemesi aileyi haklı buldu. AYM kararı ile Medeni Kanun’da, Çocuk Koruma Kanunu’nda ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde geçen ‘çocuğun yüksek yararı’ ilkesi, çocukların sağlığının korunması ve geliştirilmesi yükümlülüğü yok sayıldı. Bağışıklıkta tasarrufun ebeveynin tercihine bırakılması çocuğu anne babanın bir nevi özel mülkü gibi gören çarpıklığın ürünü. Ancak bulaşıcı hastalıkların boy göstermemesi adına toplumsal bağışıklık oranının yüzde 86’nın altına düşmemesi gerekmektedir. OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yeni müfredata son halini verse de açıklayamıyor. Bakan İsmet Yılmaz yeni eğitim programlarının bayramdan sonra açıklanacağını söylese de öğretmenlerin bilgisine sunulan müfredatın son halinde Atatürkçülük dersinde yine skandal bir değişikliğe gidildiği ortaya çıktı. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersindeki dönüşüme ilişkin yoğun tepkiler alan MEB, müfredatın nihai halinde Atatürkçülüğü daha da daralttı. Merakla beklenen Din kültürü ve Ahlak Bilgisi programının “geç kalındığı” gerekçesiyle bir yıl da sürdürülmesine karar verildi. Ocak ayında açıklanan taslak halindeki eğitim programlarına Talim Terbiye Kurulu’nun son halinin vermesine karşın önce 16 Nisan anayasa değişikliği referandumu, sonra AKP Olağanüstü Kongresi ve şimdi de kabine değişikliği söylentileri ile müfredatın açıklanması sürekli erteleniyor. Bayram sonrasında açıklanacağı söylenen müfredatı yeni döneme yetiştirebilmek için MEB, programları öğretmenlere anlatmak amacıyla koordinatör öğretmenlerin belirlenmesi için harekete geçti. Öğretmenlere aktarılan sunumlarda ise yeni değişikliklere ilişkin skandal detaylar yer aldı. Bakanlığın 8. sınıf öğrencilerine yönelik Atatürkçülük dersinin taslak programında yer alan kazanımları ve Atatürk İlkeleri’nin ağırlığının binlerce itiraza karşın daha da azaltıldığı ortaya çıktı. bAittamtüiyrokrkes kes MEB, “Atatürkçülük” ünitesinin kaldırılarak “Çağdaş Türkiye Yolunda Adımlar” ünitesiyle birleştirildiği 8. sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersini kazanımlarını 80’den önce taslakta 47’e, gelen tepkileri umursamayarak da 45’e düşürdü. Müfredattan Atatürk ilkeleri ile ilgili pek çok başlığı çıkartarak üniteleri birleştiren MEB, şimdi de “Atatürkçülük ve Çağdaşlaşan Türkiye” ünitesinin ağırlığını taslaktaki yüzde 30’dan yüzde 19.5’a düşürüldü. ‘Ilımlı’ Din Kültürü seneye kaldı MEB’in merakla beklenen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin müfredatı ise yaşanan gecikmelerden kaynaklı seneye kaldı. AİHM kararına göre yeniden düzenlendiği belirtilen, “muhafazakar kesimi rahatsız edebilir” değerlendirmesi ile 16 Nisan referandumunun sonrasına bırakılan, Alevilik ve diğer dinlere daha geniş yer verilen ders programının MEB tarafından “görüş ve önerilere açılması için geç kalındığı” gerekçesiyle ertelenerek, bir yıl daha mevcut program ile devam edilmesine karar verildi. Eski programa göre iki ünitenin toplam kazanım sayısı 42, ders kapsamındaki oranı yüzde 50’ye yakın ve ünitelerin toplam işlenme saati 34’dü. Gerekçe; yoğunluk Öğretmen bilgilendirmesinde, Atatürk’e ilişkin bölümlerin daraltılması ise “Uygulanmakta olan öğretim programının haftalık 2 ders saati için fazla yoğun” denilerek savunuldu. Bakanlık, Atatürk ilkelerinin ayrı bir ünitede soyut biçimde yer almasının öğrencilerin anlamasını zorlaştırdığına dair sahadan geri dönüşler aldıklarını belirterek dersteki değişikleri “program akademik bilgi bakımından yoğun” diyerek öğretmenlere açıklandı. Rabia müfredatta Son dönemde en çok tartışılan konulardan “Rabia”, AKP tüzüğünün ardından “İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi” dersinin müfredatının son halinde de kendisine yer buldu. Öğretmenlere yapılan bilgilendirmede ilkokul 4. sınıfta okutulan “İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi” programı kapsamında, öğretmenlere derslerde “Birlikte yaşama kültürünün vatan, millet, bayrak ve devlet birliği ile gerçekleşeceğinin” vurgulanması talimatı verildi. l ANKARA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 8 PKK’li yakalandı Gaziantep’te polis ve MİT’in düzenlediği ortak operasyonda sansasyonel eylem hazırlığında olan terör örgütü PKK üyesi 2’si Suriye uyruklu 8 terörist yakalandı. Teröristlerin gösterdiği yerlerde 146 kilo patlayıcı ele geçiren polis, ayrıca terör örgütünün finansmanında kullanılan 4 milyon 862 bin lira değerinde altın ve para ele geçirdi. Yapılan yazılı açıklamada, sansasyonel nitelikte bombalı eylem hazırlığında olan teröristler ile terör örgütüne finans sağlayanlara yönelik operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin, sorgulamasının ardından adli makamlara sevk edildiği kaydedildi.l DHA ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] SEVGİLİ NAZIM KEMAL DİNİZ Bizlere her zaman gurur duyduğumuz bir soyadı bıraktığın için, Bizlere “haram lokma” yedirmediğin için, Bizlere alçakgönüllü ve dürüst olmanın erdemlerini öğrettiğin için, Bizleri kendi ayakları üzerinde duracak kadar donanımlı kıldığın için, Bizlere “çağdaş ve aydınlık yüzlü bir vali” profili çizdiğin için, Bizlere asla torpil yapmayarak bileğimize güvenmeyi aşıladığın için, Bizlere “çocuklar dedeniz var ya!...” diye anlattığımız bir efsane yarattığın için, Bizlere “adam gibi bir adam” tanıma ve birlikte yaşama fırsatı verdiğin için; ÖLÜMÜNÜN 30. YILINDA SANA YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDERİZ... Günsel, Ahmet Rıza ve A. Gülden DİNİZ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle