29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 3 Haziran 2017 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Kahraman açıklayamadı Artık gerçeği kabul zamanı Bugün saat 14’te Ankara’da İMGE Yayınevi’nde, Ümit Aslanbay ile birlikte, “Bir Eski Cumhuriyet İçin”in imza gününde buluşacağız. Aslında, bir nehir söyleşi olan kitap gibi başlığı da bir zamanlar Cumhuriyet’te birlikte çalıştığım arkadaşıma ait. Sağmalcılar günlerimi de anlattığım kitapta, büyük ifşaatlar, tarihe ışık tutacak, çok önemli anıları boşuna aramayın! Bulamazsınız. Sıradan bir gazetecinin sıradan açıklamalarının ötesinde, Ümit Aslanbay’ın kaleme aldığı Sunuş bölümü, kitabın en ilginç parçası, hem bütün anıların özetini veriyor, hem de önemli bir toplumsal tartışmaya noktayı koyuyor. Ümit Aslanbay’a kulak verelim: “Bu anıları diğerlerinden ayıran şans 1980’lerden itibaren kademeli olarak önce sivil toplumcu liberal sol, ardından diğer liberaller ve en sonunda tüm muhafazakâr kesimlerin ortak ve resmi yaklaşımı haline gelen İdris Küçükömer şemasının, çöküşüne tanık olmasında. Anımsatmak gerekir ki, Doğan Avcıoğlu İdris Küçükömer modelleri arasındaki kavga, Ortodoks Marksizm hariç, 27 Mayıs’tan günümüze uzanan tüm siyasal düşünce savaşlarını besleyen kaynaktır. İlhan Selçuk da, Uğur Mumcu da, Oktay Akbal da, İdris Küçükömer şemasının yanlışlığına yürekten inandılar, yıllarca bu yönde yazdılar, konuştular. HHH Cumhuriyet bu çizgiye oturduğunda en parlak yıllarını yaşadı, en yüksek satış rakamlarına ulaştı. Sonrası onlar için zor yıllardır. Küçükömer şeması sanki doğrulanıyordu. Cumhuriyet yayın çizgisi ve yazar kompozisyonu açısından bu süreçten en olumsuz etkilenen gazete olmuştur. Ancak, 15 Temmuz 2016 tarihi söz konusu şemanın bu ülke gerçekliği tarafından doğrulanmadığının kesin kanıtı olarak ortaya çıktı. İttihatçı Kemalist jakobenizmin ‘askeri müdahale’ yoluyla yukarıdan aşağıya dayattığı toplum mühendisliğinin, siyasal yaşamdaki antidemokratik alanı sürekli genişlettiği, buna karşılık cemaat ve tarikatları da içeren her türden sivil toplum zemininin ‘askeri müdahalelere’ karşı konumlanarak, aşağıdan yukarıya doğru oluşturduğu demokratik alanı sürekli geliştireceği kanısı Türkiye’nin ‘Siyasal Düşünceler Tarihi Müzesi’ndeki yerini çoktan aldı bile.” Evet, Ümit Aslanbay, daha sonra 27 Mayıs ve onun kuşağına yer verdiği sunuş yazısında AKP iktidarının, Türkiye’yi vardırdığı noktada, uzun zaman kimilerini peşinden sürüklemiş olan İdris Küçükömer modelinin iflasının artık tartışma götürmez olduğunun altını çiziyor. Aslanbay’ın katıldığım bu saptamasına AKP’nin 15. yılını doldurmasına az kalmış iktidarının bize kanıtlamış olduğu bir hususu daha ekleyebiliriz: Cumhuriyetçi ve laik değerlerden yoksun olan ve geçici iktidarı süresince de ona yabancı kalmayı hep sürdürdüğünden, klasik demokrasilerin merkez sağından değişik bir yapıya sahip olan Türk merkez sağı ancak dinciliğin koridoru işlevini görmüş bulunmaktadır. Ve ne yazıktır ki, bu yolda güdük ve en sonunda güdülmüş olduğu sabit merkez sağ tek başına yürümemiş, İdris Hoca’dan etkilenmiş “liberal sol” ile kol kola ilerlemiştir. Geçenlerde benim de katılmamı, imayı aşan bir ifade ile eleştirmekten çekinmediği bir imza kampanyası vesilesiyle, İstanbul Barosu Başkanı, değerli savunman eski TİP’li aziz dostum Av. Turgut Kazan, “liberal sol”un bugün vasıl olunan sonuçtaki önemli payını vurgularken, “eğer onların ‘yetmez ama evet’çi katkıları olmasaydı, 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği gerçekleşemeyecekti” diyordu. Katıldığım bu görüşün ne kadar yaşamsal bir noktaya parmak bastığını belirtmek için, “Reis Yönetimi”ne giden yoldaki en önemli aşamanın 12 Eylül 2010 referandumu olduğunu da anımsatmak isterim. Belki de baskının, biat edenler dışında, ayrım yapmadan herkesi ezdiği şu sıralarda, yukarıdaki tartışmaların zamanının geçmiş olduğu söylenebilir. Ama gerçekten öyle olması için, yaşananların bize gösterdiği gerçeklerin artık açıklıkla kabulü mutlaka yerine getirilmesi gereken bir önşart değil midir? Türkiye’ye seri numarası güvencesi ABD liderliğindeki IŞİD ile mücadele koalisyonunun Sözcüsü Albay Ryan Dillon, ABD’nin Suriye’de PYD’nin silahlı kanadı YPG’ye verilecek olan silahların kaydının veri tabanında tutulacağını ve bu ayrıntıların Türkiye ile paylaşılacağını açıkladı. Dillon, “Ne tür (silahlar) verdiğimiz konusunda Türkiye’ye şeffaf davranıyoruz... SDG’ye verdiğimiz silahların tamamının hesabını tutuyoruz” dedi. YPG’ye gönderilecek silahlar arasında ağır makineli tüfekler, zırhlı araçlar ve buldozerler de yer alıyor. TBMM Başkanı’nın milletvekillerine dağıttığı ‘40 Hadis’ kitabıyla ilgili sorulara, ‘itinayla hazırlandığı’ dışında yanıt verilmedi TBMM Başkanı İsmail Kahraman, nisan ayının sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yayımlanan ‘40 Hadis’ adındaki kitabı, üzerine “TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın en iyi dilekleriyle” yazılı kart eklenerek tüm milletvekillerine dağıttı. Bunun üzerine bazı milletvekilleri TBMM Başkanı Kahraman’a söz konusu kitabı neden dağıttığına ilişkin soru önergeleri sunmuştu. Pek çok milletvekilinin verdiği soru önergelerinde “40 Hadis adlı ki tabın tane fiyatı nedir? Toplamda ne kadar mal edilmiştir? Kırk Hadis isimli kitabın bütçesi nereden karşılanmıştır? Dini ifadelerin yer aldığı kitabın milletvekillerine gönderilmesiyle ne amaçlanmıştır?” ve “Dini ifadelerin yer aldığı kitabın TBMM bünyesinde dağıtılması laiklik prensibine aykırılık teşkil etmemekte midir?” sorularını yöneltmişti. TBMM Başkanlığı adına TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın’ın imzasıyla söz konusu soru önergele rine ortak bir yanıt verildi. TBMM Başkanlığı’nın yanıtında Diyanet İşleri Başkanı tarafından bizzat uzun ve titiz bir çalışması sonucu hadislerin seçildiği belirtildi. Yanıtta, “Seçilen hadisler, değerli hattat Hüseyin Kutlu’nun atölyesinde yazılarak, her biri ayrı bir müzehhip tarafından itinayla hazırlanmıştır” denildi. Yanıtta, kitabın maliyeti ve hangi bütçeden karşılandığı konuları ise yanıtsız bırakıldı. l ANKARA /Cumhuriyet İsmail Kahraman Hakarette Erdoğan tarifesi ‘çok pahalı’ Ulu Önder Atatürk’e hakaret edenler kısa sürede salıverilirken Erdoğan’a hakarete ise ceza yağıyor ka‘Trüşrıskıçnedakaoyrgtaısyıa’ Açrıkapmçaadı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen Uluslararası Hilyei Şerif Yarışması ödül töreni ve Uluslararası Hüsni Hat ve Hilyei Şerif Sempozyumu’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarışmada ödül alan sanatçıları kutlayarak, “Peygamber Efendimizin güzel cismini, davranışını, ahlakını anlatan hilyeler medeniyet coğrafyamızın en nadide eserleridir. Peygamber Efendimize olan muhabbetimizi, sevgimizi, aşkımızı hilyeler aracılı ğıyla ifade ediyoruz” dedi. Erdoğan, hilyelerin sadece yazılmakla kalınmadığını söyleyerek, “Müslümanların hem kendi aralarındaki çatışmalar hem de dış güçlerin saldırılarıyla zulme uğradığı, acı çektiği bir dönemde Peygamber Efendimize olan özlemimiz çok daha anlam kazanıyor. Müslümanlar olarak maruz kaldığımız tüm sıkıntıların ona ve tebliğcisi olduğu dine yeteri kadar sahip çıkamamış olmamızdan kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. Müslümanlar olarak yaşadığımız zilletten kurtuluşumuz, dinimiz İslam ile aramızda olan rabıtayı güçlendirmemizden geçiyor. Bizim görevimiz sürekli onun yolundan gitmek ve sürekli onu tekrarlamak” diye konuştu. Sanat dallarını geliştirmek mecburiyetinde olduklarını kaydeden Erdoğan, “Sanat dallarını ihya etmek ve geliştirmek mecburiyetindeyiz. Son yıllarda ülkemizde hat, hilye, tezhip gibi aynı amaca hizmet eden sanatlara ilginin artmış olmasından memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Destici ve Yıldırım’ın ‘Evet’ buluşması CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun anayasa değişikliği referandumunda ‘hayır bloğu’nda yer alan parti genel başkanları ve eski TBMM Başkanvekili Meral Akşener ile bir araya gelmesinden sonra, dün, Başbakan Binali Yıldırım da ‘evet bloğu’nda yer alan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile görüştü. Görüşmede, Destici, Başbakan Yıldırım’a uyum yasaları çalışmasına ilişkin barajın kaldırılma sı, önseçimle adayların belirlenmesi, her partinin kendi amblemiyle katılacağı seçim ittifaklarının yapılabilmesi konularında önerilerini iletti. Destici, ayrıca Başbakan’dan bedelli askerlikten elde edilen gelirin SMA hastalarına verilmesini de talep etti. Başbakanlık Konutu’ndaki görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Destici, Başbakan Yıldırım’a, Yüksekova ve Cizre’nin il olmasını desteklediğini ancak Hakkâri ve Şırnak’ın da il olarak kalmasını istediğini söylediğini belirtti. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Destici, bedelli konusunda bir soruya, “Ben o konuda iyimser olduğunu gördüm. SMA hastalarına verilmesi konusunda” yanıtını vermesi de dikkat çekti. BBP’nin Başbakan’la yapılan görüşmeden “seçim barajının düşürüleceği ancak kalkmayacağı” yönünde bir izlenim edindiği ifade edildi. Koruma dayağına silah satışı karşılığı New York Times gazetesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Mayıs’taki Washington ziyareti sırasında korumalarının protestoculara saldırmasının ardından Kongre’nin pek çok üyesinin olaydan ‘derin endişe’ duyduğunu, ‘tatmin edici’ çözüm sunulana kadar, 16 Mayıs’taki olaya karışmış herhangi bir Türk kurumuna yapılacak satışların askıya alınmasını istediklerini duyurdu. Silahların, Erdoğan’ı koruyan servis tarafından kullanılması amaçlanıyordu. Almanya ‘Şah yasası’nı kaldırdı Almanya’da devlet büyüklerine hakaret durumunda, soruşturma için savcılığın hükümetten onay almasını gerektiren yasa kaldırıldı. Federal Parlamento Türkiye’yle ‘şiir krizi’ne yol açan ve imparatorluk zamanından kalma yasanın 1 Ocak 2018’den geçerli olmak üzere kaldırılmasını dün gece oybirliği ile kabul etti. ‘Şah yasası’ olarak da bilinen yasa, yabancı devlet adamlarına hakareti düzenliyor ve üç yıla kadar bir cezayı öngörüyordu. İncirlik’ten nakil için ABD’ye başvurdu Almanya’nın, Türkiye ile yaşadığı İncirlik gerilimi konusunda ABD ile temaslarda bulunduğu, İncirlik’ten olası çekilme durumunda Alman birliğinin yeni üslerine nakledilmesi için lojistik destek istediği ve ABD’nin bu konuda söz verdiği öğrenildi . DW Türkçe’de yer alan habere göre, Türkiye ile İncirlik konusunda uzlaşma ihtimalini zayıf gören Alman hükümeti, Tornado keşif uçakları ile yakıt ikmal uçağını Ürdün’de konuşlandırma seçeneği üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Derin Tarih adlı programda yaptığı açıklamaların ardından ‘Atatürk’e hakaret’ ve ‘Halkı kin ve düşmanlı ğa tahrik’ suçundan yargılanan Süleyman Yeşilyurt’un 20 gün sonra tahliye edilme si tepkilere neden oldu. Cum hurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla yargı lanan kişiler hem daha uzun süre tutuklu kalıyor, hem de hapis cezalarına mahkum edi SEYHAN AVŞAR liyorlar. Erdoğan’a hakarete ilişkin bazı davalar şöyle: 1 Hayır videosu cezası İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Ali Gül, referandum öncesi ‘Hayır’ videosu çekti ve tutuklandı. 16 Mayıs’ta tahliye edilen Gül’e verilen 2 yıllık hapis cezasının hükmünün açıklanması geri bırakıldı. 2 Gazeteci tutuklandı Gazeteci Hüsnü Mahalli ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret ve ‘kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret’ iddiasıyla 15 Aralık 2016’da tutuklandı. Mahalli için 2 yıl 4 aydan 7 yıl 3 aya kadar hapis cezası istendi. MS hastası Mahalli’nin sağlık durumu da iyi değildi. Mahalli, 20 Ocak’ta tahliye edildi. Davası sürüyor. 3 Öğrenciye 4 yıl 8 ay Bursa’nın Mudanya ilçesinde oturan Gizem Yerik, Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisiydi. Geçen yıl şubat ayında sosyal paylaşım sitesi üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği ve terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla fakültede polis tarafından gözaltına alındı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Yerik, 70 gün cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. 4 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası verilen Yerik, 2 Mayıs’ta tekrar cezaevine konuldu. 4 Reklama çıkartma 2014 yılında Komünist Parti üyesi öğrenciler Emre Türker, İlkay Çelen ve Berkay Turgut, Erdoğan’ın, fotoğraflarının bulunduğu reklamlara, ‘Faşist Tayyip’, ‘Hırsız Tayyip’ çıkartması yapıştırdıkları için yargılanmışlardı. Mahkeme ‘Faşist Tayyip’ yazısını düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirirken, ‘Hırsız Tayyip’ yazısını ise suç sayarak öğrencilere Cumhurbaşkanı’na hakaretten 1 yıl 15 gün hapis cezası vermişti. 5 Eleştirmek yasak Sol Haber Portalı Genel Yayın Yönetmeni Özgür Şen ve Boyun Eğme dergisi Yazı İşleri Müdürü Volkan Algan, Erdoğan’ı eleştiren yazıları nedeniyle geçen haftalarda İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla 1 yıl 2 ay hapis cezasına çaptırıldı. 6 ‘Günümüzün Hitleri’ HDP 25. Dönem İstanbul Milletvekili Turgut Öker hakkında, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Hatay’da yaptığı konuşması sırasında Erdoğan için, “Günümüzün Hitleri” dediği gerekçesiyle dava açılmıştı. Hatay 3. Asliye Ceza Mahkemesi Öker’i 1 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum etti. Öker, geçen yıl Maraş Katliamı’nın 37. yılında yaptığı konuşması nedeniylede Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği iddiası ile yargılanmış, 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Son olarak HDP Eski Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’a, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ettiği gerekçesiyle 1 yıl 2 ay hapis cezası verilmişti. Gazeteci, belgeselci Kazım Kızıl da yine aynı iddiayla yaklaşık iki aydır tutuklu. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle