05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 4 Mayıs 2017 6 Barışa dönülsün haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Uluslararası Kriz Grubu, hazırladığı Güneydoğu raporunda çözüm yolunun barıştan geçtiğini belirtti. Raporda “Bölge halkı devlete kırgın ama PKK’yi de suçluyor” denildi TSK’den ABD’li komutana yanıt ABD’nin Avrupa güçlerinin başında görevli Orgeneral Curtis Scaparrotti’nin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la görüşüp Suriye ve Irak’taki hava operasyonlarıyla ilgili endişelerini ilettiğinin açıklanmasının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nden açıklama geldi. TSK açıklamasında “Hava harekâtından önce ilgili ülkelerin sivil ve asker temsilcileriyle daha önce mutabık kalınan kurallar çerçevesinde irtibat kurularak bilgilendirmeler yapılmıştır” denildi. l DHA ‘Canlı bomba’ yakalandı Kayseri’de çalıştığı inşaata yapılan operasyonla yakalanan terör örgütü PKK üyesi “Harun Piran” kod adlı Mustafa Birim’in canlı bomba olduğu ve keşif amacıyla Kobani’den Türkiye’ye giriş yaptığı belirlendi. Şehir hastanesi inşaatı şantiyesinde kaldığı konteynere yapılan baskınla yakalanan PKK’li terörist Mustafa Birim’in uyuyan hücreye bağlı olduğu, keşif ve milis örgütlenmesi faaliyetlerinde bulunduğu belirtildi. l DHA İngiltere’den terör riski uyarısı İnternet sitesindeki seyahat uyarıları kısmını güncelleyen İngiltere Dışişleri Bakanlığı Türkiye’de yeni saldırıların olası olduğunu ifade etti. Bakanlığın uyarısında, Türkiye’nin saldırıları önlemekte başarılı adımlar attığı belirtilse de, saldırı riskinin hâlâ yüksek olduğu ifade edildi. Uyarıda, hava ulaşımına dönük saldırı riskinin oldukça yüksek olduğu, güvenlik sorunlarının devam ettiği ve OHAL’in yürürlükte olduğu bilgisi verildi. l Haber Merkezi Dünyanın önde gelen düşünce kuruluşlarından Uluslararası Kriz Grubu (ICG), Türkiye’de PKK ile yaşanan çatışmalarla ilgili saha çalışması, yüz yüze görüşme ve açık kaynak araştırmasına dayanan raporunu açıkladı. “Türkiye’deki PKK Çatışmasını Yönetmek: Nusaybin Örneği” başlıklı raporda, ilçe nüfusunun dörtte birinin evini kaybettiği belirtilirken, burası PKK çatışmasının en yoğun yaşandığı yerlerden biri olarak tanımlandı. Güneydoğu’da yaşayanların şiddet olaylarının neden tırmandığıyla ilgi EN AZ 2748 KİŞİ ÖLDÜ Raporda “Yirmi bir ayda en az 2.748 kişi öldü, yaklaşık 100.000 kişi evini kaybetti ve 400.000 kadar kişi geçici olarak yerinden edildi. Hayatını kaybedenlerin 921’i güvenlik görevlisi. Çatışmalarda ayrıca en az 1.215 PKK’i de öldü. En az 393 sivil çatışmalarda hayatını kaybetti. Yaşları 16 ile 35 arasında değişen en az 219 kişinin de herhangi bir örgüt bağlantısı olup olmadığı tespit edilemedi” denildi. li çelişkili açıklamalara maruz kaldığının vurgulandığı raporda “Hükümet yanlıları geriye dönük olarak barış süreci sırasında (20131015) Güneydoğu’da PKK’nin örgütlenebilmiş olmasını Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) adı nı verdikleri ve 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sorumlu tuttukları oluşumla bağlantılı kadrolara atfediyor. Buna karşılık bazı Kürt hareketi temsilcileri Ankara’da milliyetçi politikaları destekleyen unsurların ve bizzat Mardin’in Nusaybin ilçesinde çekilen bu fotoğraflar kentte ve evlerde yaşanan geniş çaplı yıkımı gözler önüne seriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yasal Kürt siyasi hareketine yönelik baskıları ve yargılamaları meşrulaştırmak için şiddeti özellikle tırmandırdığını öne sürüyor. Bölge halkı devlete kırgın ama PKK’yi de hendek ve barikatlarla özerk mahalleler kurmak gibi gerçekçi olmayan bir amaca ulaşmak için Türkiye’deki toplumsal tabanını feda etmeyi göze almış olmakla suçluyor” denildi. ICG’ye göre, çatışmanın yeniden alevlenmesini önlemenin yolu devletin toplumun güvenini kazanması ve hak talepleri konusunda adım atmasından geçiyor. Raporda, Temmuz 2015’te şiddetin yeniden tırmandığı ve şehir merkezlerinde yoğun olarak yaşanan çatışmalar ile PKK’nin el yapımı bombalarla gerçekleştirdiği saldırılarla dolu bir dönemin ardından Haziran 2016’da çatışmaların kırsal alana taşındığı vurgulandı. Kalıcı çözüm şart Baharın gelmesiyle birlikte çatışmaların yeniden artması olasılığının yüksek olduğunun vurgulandığı raporda “Ankara ve PKK’nin uzantılarının karşı karşıya geldiği Suriye savaşı tehlikeyi daha da büyütüyor. Kalıcı çözüm için Türkiye ile PKK arasında görüşmelerin yeniden başlaması elzem” değerlendirmesi yapıldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Çatışmada 1 asker yaralandı 10 Ekim DAVASI: ÖNLEMLER ALINMADI Elazığ’ın Arıcak ve Palu ilçeleri arsında bulunan Görese dağlarında operasyonlarını sürdüren güvenlik güçlerine, önceki akşam saatlerinde terör örgütü PKK üyesi bir grup tarafından ateş açıldı. Açılan ilk ateşte, 1 uzman çavuş yaralandı. Yaralı uzman çavuş, helikopterle bölgeden alınarak, Diyarbakır’a götürüldü. Kısa süreli çatışmanın ardından terör örgütü PKK üyeleri karanlıktan da faydalanarak kaçtı. Bölgeye takviye bir likler sevk edildi. Çukurca’da da 2 PKK üyesi öldürüldü. Habur Sınır Kapası’nda da 2 PKK’li teslim oldu. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Hisardağı üs bölgesine terör örgütü PKK tarafından sızma girişiminde bulunulup taciz ateşi yapılınca TSK, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait savaş uçaklarıyla dün 11:3011:50 saatleri arasında bir hava harekâtı düzenlendi. Hava harekâtında 6 hedefin vurularak imha edildiği belirtildi. l DHA 10Ekim Ankara katliamına ilişkin 36 sanığın yargılandığı davada, mitingin tertip üyeleri miting öncesi güvenliğin sağlanması için valilik ve emniyet ile toplantılar düzenlediklerini aktararak “Miting günü, toplantılarda konuşulan önlemlerin alınmadığını gördük” dedi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 100 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim katliamına ilişkin duruşmada Tertip Komitesi Başkanı Hasan Toprak, alınan izin ardından emniyet yetkilileriyle yapılan toplantıda mitinge katılacak kişi sayısının sorulduğu bildirerek, “100 bin kişi beklediğimizi ifade ettim. ‘Bu kadar kişi gelmez’ dediklerinde de, ‘Sizin işiniz güvenliği sağlamak, beklentimiz bu kadar ama 10 bin de gelir 30 bin de’ dedim. Bana Selahattin Demirtaş ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılıp katılmayacağını sordular. Olay günü normalde tertip komitesi ve emniyet görevlileri alanı gezer ama yanımda kimse yoktu” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Cemaat medyası yandaşa gitti Samanyolu TV, Kanaltürk TV, Burç FM, Kanaltürk Radyo, Radyo Mehtap ve Radyo Cihan hükümete yakın Turkuvaz Medya Grubu’na satıldı. Diğerleri satış için sırada SİNAN TARTANOĞLU OHAL KHK’leri ile kapatılan cemaate ait 86 radyo ve televizyon kanalına ait her türlü hak, lisans ve vericileri ilansız, ihalesiz yandaş medya gruplarına satılmaya başlandı. İlk olarak Samanyolu TV, Kanaltürk TV, Burç FM, Kanaltürk Radyo, Radyo Mehtap ve Radyo Cihan hükümete yakın Turkuvaz Medya Grubu’na satıldı. Geri kalan televizyon ve radyoların satış işlemlerinin de aynı yöntemle devam ettiği, hükümete yakın diğer grupla rın TMSF’de satış için sırada olduğu öğrenildi. Önce kaçak kullanım OHAL KHK’leri ile cemaate ait olduğu gerekçesiyle kapatılan şirketlerin idaresi, değerlendirilmesi ve elden çıkarılması için her türlü tedbiri almaya, usul ve esasları belirleme yetkisi Maliye Bakanlığı’na verildi. Cemaate ait radyo ve televizyon kanallarının frekansları RTÜK tarafından geçici olarak TRT’ye devredildi. Yayıncı şirketler de Maliye Bakanlığı tarafından kapatıldı. Bu süreçte hükümete yakın yayın kuruluşları radyo ve televizyon kanallarının frekanslarını RTÜK’ten izin almadan yandaş yayın organları tarafından kullanmaya başladı. “Kaçak kullanım”ın RTÜK tarafından tespit edildiği ancak üzerine gidilmediği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, yaklaşık 1 ay önce Maliye Bakanlığı daha önce kapattığı yayıncı şirketleri yeniden ihya etme kararı aldı, yani şirketleri yeniden açtı. Bakanlık her türlü değerlendirme ve satış işlemi için de TMSF’yi yetkilendirdi. TMSF de bir aylık süre içinde, cemaatin 86 radyo ve televizyon frekansı ile yayın şirketlerini hiçbir ihale ilanına çıkmadan, gizli bir şekilde satmaya başladı. İlk satış Turkuvaz’a TMSF, frekans ve verici satışına da Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri Anonim Şirketi, Dünya Radyo Yayıncılık Anonim Şirketi ile Irmak Radyo ve Televizyon Hizmetleri Anonim Şirketi’ne ait Samanyolu TV, Kanaltürk TV ile Radyo Mehtap, Radyo Cihan, Burç FM, Kanaltürk Radyo’nun hak ve lisansları ile vericilerinin tamamını sattı. Bu kapsamda Samanyolu TV ve Burç FM Turkuvaz Medya Yayın Hizmetleri; Kanaltürk TV ve Kanaltürk Radyo Turkuvaz Yeni Asır Televizyon Prodüksüyon, Radyo Mehtap Turkuvaz İzmir Televizyon Prodüksiyon ve Radyoculuk; Radyo Cihan ise Turkuvaz Aktif Televizyon Prodüksiyon şirketlerine satıldı. Bu radyo ve televizyonlara ait tüm vericiler de Turkuvaz Aktif Prodüksiyon A.Ş.’ye satıldı. l ANKARA Damada 15 yıl hapis istemi Türkiye İş adamları ve Sanayiciler Federasyonu (TUSKON) ve üye şirketlerine yönelik “FETÖ/PDY” soruşturması tamamlandı ve Fetullah Gülen ve 35’i tutuklu 85 işadamı hakkında iddianame hazırlandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın da yer aldığı işadamlarının “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7.5 yıldan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. İddianamedeki FETÖ’cülerin büyü olduğu için Halk Ekmek’ten ekmek almadıkları ve fişlenecekleri korkusuyla Türk Hava Yolları’nı kullanmadıkları belirtildi. l Haber Merkezi Demirci için müebbet istemi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, komedyen Atalay Demirci hakkında yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame tamamlanarak mahkemeye gönderildi. İddianamede Demirci’nin “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” ve “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamalarından bir kez ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. İddianamede Demirci’nin Hakan Şükür ve basketbolcu Enes Kanter’le mesajları yer aldı. l İHA Firari eski müdür vurularak yakalandı Çankaya’da sabah saatlerinde KHK ile ihraç edilen eski 2. sınıf emniyet müdürü Arif Aygün bir işlem yapmak için notere gitti. Görevliler Aygün hakkında yakalama kararı olduğunu tespit etti ve durumu polise bildirdi. İşlem için bekleyen Aygün, polisi karşısında görünce kaçmaya başladı. Dur ihtarına uymayan Aygün, uyarıların ardından bacağından vurularak etkisiz hale getirildi. Aygün, olay yerine gelen ambulans ile polis gözetiminde hastaneye götürüldü. l DHA Malezya’da iki Türk gözaltına alındı Malezya’daki Türk okulu Time International School’un müdürü Turgay Karaman ile esnaf İhsan Aslan, ulusal güvenliği tehdit ettikleri şüphesiyle gözaltına alındı. Malezya Kraliyet Polisi Şefi Halid Ebu Bakar, iki Türk’ün ceza kanununun “terör faaliyetleri” ile ilgili maddesine istinaden salı günü gözaltına alındıklarını belirtti. Açıklama Karaman’ın bir otoparkta plakasız bir araca beş kişi tarafından zorla bindirilmesi görüntülerinin sosyal medyada yayılması ve bir arkadaşının da “kaybolduğu” yönünde polise şikâyette bulunmasının ardından geldi. Yunanistan’da temyiz mahkemesi, Türkiye’den kaçan 3 darbeci askerin daha iadesini reddetti. CHP’de erken bayram hesapları, yeniden: Yüzde 49 nedir? Herkes izliyor Baykal’ı... Umutla öne fırladı. CHP’den de, Kılıçdaroğlu başkan adayı olacak kulis bilgileri dağılıyor çevreye. Şüphesiz, siyasetin doğasında var, bir umut gördüğünüzde en yetkili makamı ele geçirmeye çalışırsınız. Bunları kınamak için yazmıyorum. Doğal karşılıyorum, ama tehlikeli görüyorum, çünkü iktidara Başkanlık Sistemini uygulama şansını teslim etme olasılığı çok olan bir girişim. İyi düşünülmemiş, kişi ve partiyi ön plana çıkartan, ama ülkeyi arka plana atan... Ülkenin yarısının ne için Hayır dediğinin analizi yapılmamış bir erken sevinç ve siyasi girişim. Bir fırsatçılık mı, yoksa ya tutarsa girişimi mi... Bilemedim. Şimdi saptamalar yapalım: 1) Yüzde 49’un içinde CHP oyu yüzde 25... Bir o kadar CHP’ye oy vermeyen kitle var! MHP’lisi, HDP’lisi, sosyalisti, partisizi, sadece Reisliğe Hayır’cısı ile... Ve şüphesiz AKP’ye oy vermiş ama tek adam anayasasına Hayır oyu vermiş en az yüzde 3’lük diyebileceğimiz bir başka kitle daha. Hayırcıların yarısı, CHP’ye oy vermedi! Sistem değişikliğine Hayır dedi. Hayır için şüphesiz en başta CHP liderliği ve parti iyi çalıştı. Vitrinde o vardı. Şüphesiz Hayır’a iknada katkısı büyük oldu. Ama geri kalan yüzde 24’lük kesim de karınca gibi çalıştı tabanda ve alın terleriyle bir sonuca ulaştılar. Ortak bir sinerji oluştu. Şöyle mi düşünülüyor: Şimdi, tüm Hayır’ları biz kendi başkanlığımızda toplarız, gidip RTE’ye verecek değiller ya, mecburen onların karşısındaki en büyük güce verecekler... Dolayısıyla biz bu seçimi koparırız... Reis de kazdığı çukura düşer... İhsanoğlu olayı Bu anlayış, daha önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de var. Orada da bu kez MHPCHP sinerjisi vardı, ama çalışmadı. Kılıçdaroğlu o kampanyada büyük gaf yaptı ve İhsanoğlu’na tıpış tıpış gidip vereceksiniz, dedi. Sonuç yüzde olarak, 38.44 oldu. RTE 51.79 ve Demirtaş 9.76 RTE’nin bu oyu, şaibe konusunu bir kenara bırakacak olursak, Referandumdaki oyuyla hemen hemen örtüşüyor. MHP desteğine rağmen! Önemli bir düşüş var! Bu tür “mecburen vereceksin...” hesapları tutmaz. Seçmenin öyle bir mecburiyet içinde olmadığı hayatın pratiğinde görüldü. Hayır’ın doğası neydi? 2) İlginç bir durum var. Hayır oyları, bu tek adamlık anayasa değişikliğini istemiyoruz, şiddetle reddediyoruz, demekti. O halde gelecekte başkanlık seçimlerinde bir bütünlüklü Hayır, Referandum’da ortaya çıkan bu iradeye sahip çıkmakla sağlanır... Yani bu sistemi ortadan kaldıracak ve yerine Demokrat Türkiye için gerekli yeni bir anayasa değişikliğini gündeme getirecek bir siyasal program temelinde, yüzde 50’nin üzerinde Hayır’cı oyla seçim kazanılabilir. Bu amaçla bir başkanlık seçimi düşünülmeli. Yani, Başkanlık Sistemi’ni reddetmek ve hemen ortadan kaldırmak ve bir demokratik anayasayı referanduma sunmak için Başkanlık kazanılmalı. Bu bir ulusal görevdir Bir millet iradesi olarak gerçekleşebilir. Gerçekleşirse, bırakın Türkiye tarihini, dünya çapında bir olay ortaya çıkar. Salı günkü, bu konuyu işleyen temel yazımda belirttiğim gibi, bir demokrat adam ve yardımcılarıyla açıklanacak ekip diyecek ki, söz veriyoruz, demokratik bir sisteme geçecek ve hemen arkasından yapılacak genel seçimlerle yerimizi seçilecek partilere bırakacağız. Bu söz de, millet karşısında ülkece yapılacak bir yemin töreniyle ilan edilecek. Bu ekibin bileşimi, AKP’den de ikircikli oyları alacak nitelikte olmalı. Eğer bu başarılabilirse, Türkiye Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet ilanından sonra, gerçekten demokrasiye geçişin kapısından içeri girebilir. Bu sisteme evet mi diyorlar? 3) CHP’deki çıkışlara ve tartışmaya bakıyorum. Manzara şu: Başkanlık rejimi geçti, karşı çıktık ama başaramadık, artık yapacak bir şey yok. Şimdi bu sistemi ele geçirip biz kullanalım... Üstelik bu sistemi reddeden yüzde 50’yi, bu söyleme ikna edip oylarını alabileceklerini düşünüyorlar. Bana birileri yanıldığımı söylesin! Henüz 2.5 yıl var. Daha Türkiye’de neler, ne numaralar göreceğiz. Ama fikir olarak sağlam yere basmayacak bir siyasal düşüncenin, gidebilecek bir yeri olacağını hayal edemiyorum. Kim bilir, belki düş gücüm zayıftır. Hesabınızı sağlama tutar, denkleminizi doğru kurarsanız, 2019 seçimlerini, hiçbir tartışmaya yol açmayacak bir çoğunluk oyuyla kazanırsınız. Ben bunu görüyorum... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle