07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Suriye askeri öldürene ömür boyu hapis Avusturya’da bir sığınmacı hakkında Suriye’nin Humus kentinde 20 yaralı Suriye askerini öldürdüğü suçlamasıyla ömür boyu hapis cezası verildi. Avusturya medyasında zanlının Filistin kökenli olduğu ve Humus’ta muhalif gruplar safında savaştığı savunuldu. Bugüne kadar IŞİD’lilere ceza verildiğine dikkat çekilerek kararın bir ilk olduğu yorumları yapıldı. Cuma 12 Mayıs 2017 [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK Rakka yolu hızlandı Yürüyüş’ün aday hazırlığı Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Yürüyüş, temmuzdaki parlamento seçimleri için 428 adayını açıkladı. Tabandan seçilen adayların yaş ortalaması 40, yüzde 50’si kadın ve yüzde 52’si ilk kez politikaya atılıyor. 13 Washington’ın YPG’yi Ankara’nın açık muhalefetine karşın ağır silahlandırma adımının yankıları sürerken önceki gün YPG’nin ana bileşeni Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) IŞİD’in kalesi Rakka’ya yönelik operasyonda stratejik önemi olan Tabka’da tümüyle kontrolü ele geçirdiği haberi gündeme yansıdı. ABD Başkanı Donald Trump’ın IŞİD özel temsilcisi Brett McGurk, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Tabka Barajı ve şehir merkezinin IŞİD’den kurtarıldığını” duyurdu. Tabka’nın alındığı haberlerinin ardından bölgede kimi gruplar sevinç gösterileri yaptı. Yaklaşık iki aydır ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin hava bombardımanı desteğiyle IŞİD’e yönelik operasyonların sürdüğü bölge, Rakka’nın 55 km. uzaklığında olmasıyla IŞİD’e yönelik nihai operasyonda kilit önemde görülüyor. Kimi haberlerde SDG ve ABD destekli diğer güçlerin Rakka’ya doğru ilerlediği de savunuldu. Öte yandan muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Tabka şehir merkezine sivillerin girişine IŞİD’in olası bombalı tuzakları nedeniyle güvenlik gerekçesiyle izin verilmediğini belirtti. Tabka Barajı’nda da olabilecek sızıntı, yıkılma tehlikesine karşın teknik ekiplerin çalışma yapacağı duyuruldu. ‘Ankara misilleme yapabilir’ Öte yandan ABD’nin Suriye’de sahada Türkiye’nin muhalefetine karşın YPG ile ittifaklığından vazgeçmeyişi, gelecek hafta Beyaz Saray’da gerçekleşecek ErdoganTrump görüşmesi öncesin Suriye’de IŞİD’in kalesine yönelik nihai operasyon için kilit önemdeki Tabka’da SDG, kontrolü tümüyle ele geçirdi Mınbiç’ten Tabka’ya SDG’ye ek güçlerin geldiği, bunların Rakka operasyonu için hazırlandığı belirtiliyor. ‘istihbarat paylaşımı artırılacak’ ABD’den YPG’yi ağır silahlandırma kararının ardından Ankara’nın tepkisini dindirme yönünde “Türkiye’nin güvenliğine desteğimiz sürecektir” şeklindeki açıklamalar sürerken dün de gündeme PKK’ye yönelik istihbarat paylaşımının artırılması kararının verildiği iddiası düştü. Amerikan Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, ABD Türkiye’nin PKK’ye kar şı yürüttüğü mücadelede, iki ülke arasındaki istihbarat paylaşımının artırılmasına karar verdi. ABD’li askeri kaynaklar bunun ABD tarafından temin edilen insansız hava araçları ve diğer askeri malzemelerin ikiye katlanması anlamına geleceğini savundu. Haberde, Ankara’da ABD ve Türkiye’nin PKK’ye karşı oluşturduğu istihbarat merkezinin güçlendirileceği iddia edildi. de Kürtleri ağır silahlarla donatma kararı AnkaraWashington hattında tansiyonu daha da yükseltmiş durumda. Dış basında konu yankı bulurken ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi James Jeff rey, ABD’nin kararını “Türkiye açısından ihanet” diye nitelendirdi. Jeffrey, Türkiye’nin misilleme olarak bölgedeki ABD politikalarına desteğini azaltabileceğini ve İncirlik Üssü’nü hava operasyon larında kullandırmayabileceğini söyledi. New York Times gazetesi “Erdoğan, Trump yönetimiyle olan ilk büyük politik kavgasını kaybetti. Dik başlı liderin yeni hamlesi merak ediliyor” derken kimi gözlemci Ankara’nın hamlesinin Kuzey Irak’ta Sincar’a kara harekâtı yapılması olabileceğini öne sürdü. Britanya’da yayımlanan Times ise Trump’ın YPG adımının “Türkiye’yi küçük düşürdüğünü” yazdı. Independent, Erdoğan’ın Trump’la görüşmesinde kararı tersine çevirmeye çalışacağını ancak bunun mümkün görünmediğini belirtti. Economist dergisinin internet sitesinde yer alan haberde ise iki ülke ilişkilerinin yeni bir krizle karşı karşıya olduğu yorumu yapıldı. PKK için “YPG’nin ana kuruluşu” ifadesi kullanılan haberde, TSK’nin Irak’ta Sincar’ın yanı sıra Suriye’de de hava harekâtından sonra Rusya ile ABD’nin, Irak’ın tepkilerine atfta bulunuldu. Sınıra Rus bayrağı çektiler ABD askerlerinin YPG güçleriyle görüntülerinin ardından dün de Suriye sınırında PYD kontrolündeki bölgeye YPG ve Rus bayrağının dikildiği görüldü. DHA’nın haberine göre, Suriye’nin Halep kentine bağlı Afrin ilçesinde sınıra sıfır noktada PYD kontrolündeki bölgeye hem YPG hem de Rus bayrağı dikildi. Sınır hattında güvenlik önlemleri alınırken PYD kontrolündeki sınır bölgelerine duvar örüldüğü gözlendi. FBI geri adım atmadı Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiği iddialarına ilişkin soruşturmayı yürüten ana ayaklardan Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) Başkanı James Comey’in Başkan Donald Trump tarafından önceki gün görevden alınması depremi sürüyor. Comey’in yerine FBI başkanlığına vekâleten atanan Andrew McCabe, Senato İstihbarat Komitesi üyelerinin sorularını yanıtladı. McCabe, FBI’ın Trump’ın kazanmasıyla sonuçlanan seçimlere ilişkin Rusya bağlantısı iddiasını soruşturmayı sürdüreceğini vurguladı. Ayrıca Trump yönetiminin, Comey’e FBI ekibinin de güvenini yitirdiği yönündeki iddiasını reddetti. Comey’e ekibinin güveninin tam olduğunu savundu. Kimi Demokrat Partili isim de “Birçok kişi için, başkanın Comey’i görevden alma kararının bu soruşturmayla bağlantılı olduğu sonucunu gözardı etmek oldukça güç” ifadelerini kullandı. FARC’a siyaset yolu açıldı Kolombiya Parlamentosu, FARC’la yapılan barış anlaşması çerçevesinde, grubun yasal bir parti olarak siyaset sahnesine çıkmasına olanak sağlayan tasarıyı kabul etti. Yasayla FARC, yapılacak ilk seçimlerde aldığı oy ne olursa olsun parlamentonun her iki kanadında da en az 5’er sandalyeye sahip olacak. FARC’ın yasallaşması hükümetle örgüt arasında geçen kasım ayında imzalanan ve 1964’ten beri süren iç savaşı bitiren anlaşmanın önemli maddelerinden birini oluşturuyor. Takvime göre FARC, ağustos ayı sonuna kadar yasal partisini kuracak. Eylemlerde yine kan döküldü Venezüella’da Devlet Başkanı Maduro’nun seçim kararı alması talebiyle nisan ayı başından beri sokaklarda olan sağcı muhalefetle güvenlik güçleri arasında önceki gün de çatışmalar yaşandı. Çıkan olaylarda biri Caracas’ta, diğeri Merida kentinde olmak üzere iki gösterici daha yaşamını yitirirken olayların başından beri ölenlerin sayısı 39’a yükseldi. İgnesçaintlvıkersmuçeudnilaeraffa Arjantin’de Anayasa Mahkemesi’nin diktatörlük döneminde, işkence gibi insanlık suçları işleyen mahkumların cezalarını yarı yarıya düşüren kararı yüz binlerin katıldığı dev bir gösteriyle pro testo edildi. Gösterilerde 19761983 diktatörlük döneminde çocukları “kaybedilen” ve her hafta bir araya gelerek kayıplarını anan Plaza da Mayo annelerinin simgesi olan beyaz başörtüleri taşındı. Başkent Bu enos Aires’te önceki günkü eyleme 500 bine yakın kişinin katıldığı duyuruldu. Tepkilerin ardından dün toplanan Arjantin Parlamentosu, insanlık suçlarında ceza indirimlerini engelleyen bir karar çıkardı. Bildirge sızdı, İşçi Partisi karıştı Britanya’da 8 Haziran’da yapılacak erken genel seçim öncesinde kampanya hazırlıkları yoğunlaşırken ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin “Azınlık değil çoğunluk için” başlıklı seçim bildirgesinin taslağı basına sızdı. Ülke basınında manşetlere çıkan taslak bildirgede; posta, demiryolları ve enerji sektörünün yeniden kamulaştırılması ve büyük şirketlere ek kurum vergileri getirilmesi gibi sol vurgular öne çıkıyor. Yayımlanmadan önce 80 kadar parti yöneticisinin onayını alması gereken bildirgenin sızması uzunca zamandır iç çalkantılarla boğuşan partide tartışma konusu oldu. Genel Başkan Jeremy Corbyn yanlıları sızmayla ilgili sağ kanadı suçlarken sağ kanattan ise “seçimi kaybettiklerinde ‘bizi sabote ettiniz ondan kaybettik’ diyebilmek için kendileri sızdırdı” suçlaması geldi. Gazeteci yaralandı Öte yandan Corbyn’in aracı, sızıntı skandalının ele alınacağı parti toplantısına giderken BBC muhabirinin ayağının üzerinden geçti. Muhabir, ambu lansla hastaneye kaldırıldı. Chomsky’den destek Corbyn’e destek ise ABD solundan geldi. Bir konferans için Britanya’ya giden ünlü düşünür Noam Chomsky, “Britanya yurttaşı olsam oyumu Corbyn’e verirdim. Şovmen değil, sessiz ve ciddi biri. Sanırım günümüz seçmeni böyle kişileri sevmiyor” dedi. Chomsky, ABD’deki Cumhuriyetçi Parti’den de “dünya tarihindeki en tehlikeli organizasyon” diye söz etti. Corbyn seçim kampanyası çerçevesinde önceki gün York’taydı. Moon: Çin’le de uzlaştık Göreve hızlı başlayan, önceki gün yemin eder etmez ABD Başkanı Donald Trump’la telefonla konuşup Kuzey Kore sorunu üzerine anlaştığını ilan eden Güney Kore’nin yeni cumhurbaşkanı Moon JaeIn dün de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’le görüştü. Şi ile 40 dakika süren telefon konuşmalarında Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılmasının iki ülkenin “ortak hedefi” olduğu konusunda anlaştıklarını bildirdi. Ardından da Moon, Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile de 25 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi, işbirliğini artırmak ve yakın zamanda bir araya gelmek üzere sözleşti. CIA’dan Pyongyang birimi Güney Kore krize alternatif bir çözüm bulmak için diplomatik çabaları yoğunlaştırırken Kuzey Kore lideri Kim Jongun’dan yine sert açıklamalar geldi. Kim, devlet gazetesine verdiği demeçte, ABD Başkanı Trump’ı, Kuzeydoğu Asya dahil tüm dünyayı kontrol edebilmek için III. Dünya Savaşı riski yaratmakla suçladı ve “Hava saldırısı olursa Suriye ya da Libya gibi yapmayız, sert karşılık veririz” dedi. Kim’in açıklamalarıyla eşzamanlı olarak, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) “Kuzey Kore tehdidinin ele alınması için bünyesinde Kore Görev Merkezi” kuracağını bildirdi. Comeygate ABD’de nevi şahsına münhasır Donald Trump’ın başkanlığı kurumsal yapıda büyük sarsıntılar yaratıyor. Beklendik bile olsa, siyasi elitler arasındaki ‘derin kapışmanın’ görüngülerine bakıp şaşırmamak elde değil. Misal normalde başkan yemin edince ortalık durulurken bu kez rakip cenah ‘pes etmiyor’. Trump ise medya ile tutuştuğu savaş eşliğinde Amerikan kurumsal geleneklerini hiçe saymakta. Doğrusu Washington’daki siyasi dolapları anlatan namlı dizi ‘House of Cards’ı izleyenlerin tahayyül edebileceği türden bir ‘drama’ yaşanıyor. ABD’nin iç ve dış siyasetin çarkları, yönetim trendleri ve ittifaklar sistemini belirleyerek tüm dünyayı etkilediğinden, el mahkum izliyoruz. HHH Kapışmanın son tezahürü FBI Başkanı James Comey’nin Trump’ın ‘ani kararıyla’ kovulması oldu. Ortalık ayağa kalktı. Artık ‘Comeygate’ olarak anılan vaka, tartışmalı iki dava ile alakalı. l İlki, başkanlık seçiminin Demokrat adayı Hillary Clinton’ın eposta skandalı. Clinton, dışişleri bakanıyken göreviyle ilgili yazışmalarını evindeki server ve kişisel eposta hesabından yaparak ulusal güvenlik kodlarını ihlal etmişti. l İkincisi ise Rusya’nın ABD başkanlık seçimine müdahalesiyle ilgili iddialar. Yetersiz kanıtlarla bezeli istihbarat raporları dahi tartışmaları dindirmemişti. Trump, danışmanı Michael Flynn’i Rus elçisiyle telefon görüşmesi ve içeriğini bildirmediği için azletmek zorunda kalmıştı. Vaktiyle Bush döneminde yasadışı dinlemelere onay vermediği için amiri Adalet Bakanı John Ashcroft’un hasta yatağından kaldırıldığı vakayla ‘efsaneleşmiş’ Comey, bu iki dava etrafındaki bilek güreşine kurban gitti. HHH Comey, eposta soruşturmasını, Clinton dikkatsiz davranıp ulusal güvenliği zedelemiş olsa da davaya gerek olmadığını söyleyip kapatıvermişti. “Makul hiçbir savcının böyle bir davayı ele almayacağı sonucuna ulaştık” diye hüküm de kesmişti. Sonra başka bilgisayardan çıkan epostalar yüzünden ekimde seçimden önce yeni soruşturma duyursa da onu da kapatmıştı. Clinton bu yüzden onu kendisine seçim kaybettirmekle suçladı. Şimdi Trump yönetimi, Comey’nin Clinton’ın eposta skandalıyla ilgili soruşturmada yetki gaspı yaptığı için kovulduğunu söylüyor. Dava açıp açmamak polisin değil savcılığın işi olduğundan hakları var. Ama zamanlama şüphe çekici. Trump yemin ettikten sonra Comey’i kovsaydı tamam, ama niye bu kadar bekledi? HHH Yanıt karşıt tarafın tezinde gizli. Rusyagate’in ucu neresinden çekseniz bir türlü Trump’a şahsen uzanmazken, ekibinden yürüyorlar. Flynn’in Rusya’dan para aldığı söylentisi dilden düşmezken Türkiye’den aldığı lobicilik paralarını tartışan yok. Zira dertleri Rusya. Lakin Rusya ile ilgili iddiaların odağındaki iki işadamı ve gizemli bir Rus hacker hikâyesi fos çıktı. Şimdi Comey’nin kanıt yetersizliğine karşın yeni soruşturma başlatmanın eşiğindeyken kovulduğunu belirtiyorlar. İddiaya bakılırsa büyük jüri Flynn’in çalışma arkadaşlarına mahkeme celbi gönderdi. Trump’a kovma kararını aldıran da bu oldu. HHH Kongre oturumları, söylentiler, vakayı Nixon’ın Watergate skandalında özel savcıyı kovmasıyla kıyaslamalar aldı başını gitti. Normalde Amerikan sisteminde bir başkanın kendisini bir şekilde hedef alan bir soruşturma varken FBI başkanını kovması yenilir yutulur iş değil. Adamı ‘adaleti yanıltmaktan’ ‘azle’ götürürler. Lakin Trump burnundan kıl aldırmıyor. Belki Cumhuriyetçilerin karşıt safa geçip ‘görevi kötüye kullanma’ savıyla özel soruşturma/savcı atanmasına geçit vermeyeceklerine güveniyordur. Hatta aksine Clinton’ı demir parmaklıklar arkasına attırma yeminini bile hayata geçirirse şaşırmayacağım. Comey’i kovar kovmaz nanik yaparcasına Beyaz Saray’da Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’la yetinmeyip Flynn ile telefon görüşmesinin odağındaki Rus büyükelçi Sergey Kislyak’ı ağırlayıp poz verdi. Amerikan basınını da içeriye aldırmadan... Amerikalılar için yenilir yutulur gibi değil! Bu tutumu Trump’ı nereye götürecek, göreceğiz. Fakat yaşananların baş müsebbibinin siyasi hırslarıyla sistemin sınırlarını zorlayıp zeytinyağı gibi yüzeyde kalan Clinton olduğu aşikâr. Clinton’ın salt dünyaya değil, Amerika’ya da maliyeti büyük. ‘Boş ol’ incelemede Hindistan’da Müslüman toplumda İslam hukukuna işaretle üç kez “boş ol” denilerek erkeğin eşinden ayrılmasına ilişkin tartışma ve şikâyetlerin artması üzerine konu yargıya taşındı. Yüksek Mahkeme, uygulamanın İslam hukukundaki yerini inceleme kararı verdi. Bazı sivil toplum örgütleri, “ayrımcı” olarak niteledikleri uygulamayla ilgili olarak, ülke yasalarının ve Kuran’ın erkeklere böyle bir hak vermediğini savunuyor. İslami kuruluşlar ise bunun İslamiyette yeri olduğunu söylüyor. Yüksek Mahkeme’de inceleme ve şikâyetler konusunda farklı dinlere mensup yargıçların katıldığı bir heyet oluşturuldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle