03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 10 Mayıs 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Karanlık zihinler Atatürk’e yönelik hakaretler son dönemde giderek artarken Yeni Şafak yazarı Mustafa Armağan’ın televizyon programındaki açıklamaları büyük tepki çekti Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik hakaret ciddi boyutlara ulaştı. Bazı siyasetçiler, kamu görevlileri, öğretmenler, yandaş medya mensupları, hatta evlilik programı katılımcıları dahil Atatürk’e dil uzatabiliyor. Atatürk’e hakaretin en uç örneği ise Yeni Şafak yazarı Mustafa Armağan’ın sunduğu, “M.Kemal’in gönül dünyası” konulu TV programı oldu. Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan, CHP Milletvekili Barış Yarkadaş ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Atatürk’e hakarete tepki göstererek, yetkilileri göreve çağırdı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da “Atatürk’e hakaret” soruşturması başlatmıştı. Dursun Atılgan, yaptığı açıklamada, ‘Atatürk Karşıtı Parti iktidarının’ Atatürk düşmanlığına sığınarak, kişisel çıkar peşinde olan kimliksizkişiliksiz kimselerin utanmazca, terbiyesizce iftira, karalama ve küçük düşürme söylem ve eylemlerini sürdürdüklerini ifade etti. Atatürk düşmanlarının TRT ekranlarına dahi çıktıklarını vurgulayarak, “Dedikodu yapanları ve varsayımlarla konuşanları, tarihçi olarak TV ekranlarına çıkaranlar, cehalet içinde değillerse, kesinlikle ihanet içindeler. Türkiye’de Atatürk düşmanlığına dayanan siyaset asla başarılı olamaz, olamamıştır, olamayacaktır” dedi. Liste kabarık Atılgan, Atatürk’e hakaret eylemlerinden bazılarını da şöyle sıraladı: l TRT’de, 5 Mart 2015’te Mustafa Armağan adındaki “çakma tarihçi”, “Kurtuluş Savaşı tek kurşun atmadan kazanılabilirdi” demişti. Bu iddia, “teslim olunsaydı tek kurşun atılmazdı” demektir... l 3 Ocak 2016’da, TRTTÜRK TV kanalında “Nasıl Oldu Ne Oldu” adlı bir programda Atatürk düşmanlarından Yavuz Bahadıroğlu kan donduran şu sözleri söyledi: “En büyük yatırım Cumhuriyet dediler. Ama içi boş. Saddam’ın da cumhuriyeti vardı Sovyetler Birliği’nin de cumhuriyeti vardı.” l Ömer Tuğrul İnançer denen Atatürk düşmanı ise “10 Kasımlarda saat dokuzu beş geçe kenefe gidin” diyecek kadar saygısızlık, utanmazlık ve terbiyesizlik yapmıştı. l Son olarak, 7 Mayıs 2017’de ise, TVNet adlı bir kanalda, tescilli Atatürk düşmanlarından Mustafa Armağan’ın moderasyonunu yaptığı “Derin Tarih” adlı bir Derin İftira programında, yine tescilli Atatürk düşmanlarından Yavuz Bahadıroğlu ile Süleyman Yeşilyurt yer alıyorlardı. Süleyman Yeşilyurt, Atatürk’ün manevî kızlarından Afet İnan hakkında “Afet İnan, Atatürk’ün nikâhsız first lady’siydi” diyebilmiştir. Derin Tarih Dergisi’ne boykot çağrısı Derin Tarih Dergisi’nin mayıs sayısında Atatürk’e yönelik “Çakma Napolyon” hakaretine tepki yağıyor. Dergide Latife Hanım tarafından kaleme alındığı iddia edilen bir mektupta Atatürk için “Kemal Paşa çakma Napolyon’dur” ifadelerini kullandığı yazıldı. Yurttaşlar, derginin satışının durdurulmasını, aksi takdirde derginin satıldığı ve reklam veren tüm markaları boykot edeceklerini belirterek boykot kampanya başlattı. Kılıçdaroğlu: Hain hafif kalır CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, televizyon ekran larından Atatürk’e hakaret edenle re “yapılan haksız uygulamayı, çir kefliği içime sindiremiyorum. Hain sözcüğü hafif bunlar için. İnsan de ğiller” dedi. Partisinin grup toplan tısında konuşan CHP lideri Kılıçda roğlu, “Tarihe not düşen kişi ve zamanlar vardır. Biri de Gazi Mustafa Bahadıroğlu Yeşilyurt Armağan Kemal Atatürk’tür. Düşmanları bile kefliği içine sindiremediğini belirten Kılıç onu Nobel’e aday gösterdi. Düşmanları bi daroğlu, “Derin Tarih diye başladıkları ama le Atatürk’e saygıyla eğildi” dedi. Atatürk’e derinliği kafaların derinliğinden kaynakla bazı televizyon kanallarında yapılan çir nan, onursuz insanların çıkıp Atatürk’ü ve annesini karalamalarını içime sindiremiyorum. Bunu yapanlara asla ve asla insandır demeyeceğim, bunlar insan değildir. Nasıl olur da siz, bir ulusal kahramanı kötülemek için, en iğrenç iftiralarla itibarsızlaştırmak için, çaba harcarsınız. Hain sözcüğü hafif bunlar için. İnsan değiller. Onur ve şeref yoksunu insanlara insan denmez. Oturmuşar Atatürk’ün annesini, Afet İnan’ı kötülüyorlar. Ne söylenebilir, Allah’a havale etmelinin dışında, nasıl yaratık bunlar” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Üniversiteye giremedi Atatürk’e hakaret eden Mustafa Armağan, İstanbul Üniversitesi tarafından düzenlenen İSTANBULFEST etkinliğinde yapacağı konuşma öncesinde Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeleri tarafından protesto edildi. Tepkiler üzerine üniversitede yapılması planlanan söyleşi ip tal edilirken TGB Genel Başkan Yardımcısı Cem Dikmen, “Umuyoruz ki, Türk adaletinin hakimleri ve savcıları ona gereken cezaları verecektir. Vermediği takdirde Türk gençliği olarak Mustafa Armağan ne üniversitelerde, ne de başka bir yerde hiçbir zaman karşımıza çıkamayacaktır”dedi. Atatürk’e sessiz Erdoğan’a şahin Cumhurbaşkanlığı ve hükümet, Atatürk’e ve manevi kızı Afet İnan’a edilen hakaret karşısında sessiz kalırken; Türkiye’de Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıkladığı Mart 2016 verilerine göre 1845 kişi yargılanıyor. Temmuz 2016’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şikâyetçi olmaktan vazgeçtiği 4 bin hakaret davası, kamu davası niteliği ile sürüyor. Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde hakaret suçundan sadece 26 dava açıldı. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yedi yıllık görev sürecinde hakaret suçundan 1359 dava izni talep edildi; 545’i kabul edildi ancak hiçbir tutuklama olmadı. Ancak Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından geçen ilk 7 ayda 236 dava izni talep edildi, 105’ine izin verildi, 8 kişi tutuklandı. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde 28 kişi Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla mahkum oldu, bu kişiler toplamda 21 yıl 6 ay 19 gün hapisle cezalandırıldı. Prof. Dr. Yaman Akdeniz ve Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak’ın raporunda ise 2015 yılında 1953 kişi hakkında hakaretten kovuşturma yapıldı. Sadece 2015 yılında 238 kişi cumhurbaşkanına hakaretten ceza alırken, 151 kişi hakkında verilen cezanın açıklanması geri bırakıldı. Sadece 120 davada beraat kararı verildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 2 Mart 2016 Meclis’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 aylık Cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine hakaret dolayısıyla açılan davaların bilançosunu verdi. Buna göre 2016 Mart’ına kadar 1845 kişiye hakaret suçlamasıyla dava açıldı. Erdoğan, 15 Temmuz’un ardından 4 bin davada şikâyetçi konumundan çekildi. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu ile ilgili bu davalar “kamu davası” niteliği ile devam ediyor. Ayrıca Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a hakaret ettiği gerekçesiyle iki kişi geçen aylarda tutuklanmıştı. l ANKARA / Cumhuriyet Atatürk’e hakarete gözaltı kararı TVNET’te yayımlanan “Derin Tarih” isimli programda Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili sarf ettiği sözler nedeniyle Süleyman Yeşilyurt’a Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “Atatürk’ün hatırasına hakaret etme” suçundan soruşturma başlatıldı. Öte yandan savcılıkça Hasan Akar’ın Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım hakkında sosyal medyada paylaşılan bir videoda söylediği sözler sebebiyle yine aynı suç kapsamında ayrı bir soruşturma daha açıldı. Yeşilyurt ve Akar hakkında gözaltı kararı verildi. Yarkadaş RTÜK’e şikâyet etti CHP’li Barış Yarkadaş konuyu RTÜK’e de taşıdı. Yarkadaş’ın şikâyeti üzerine Üst Kurul’da yayının, RTÜK Yasası’nın “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz” ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle kanalın cezalandırılması istenecek. Yarkadaş, “Hiç kimse meydanı boş sanıp Atatürk’e hakaret ve iftira atmaya yeltenmesin” dedi. Bahadıroğlu’nun programı iptal Bir televizyon kanalında katıldığı programda Atatürk’e hakaret etmesiyle gündeme gelen yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun dün akşam Darıca Belediyesi’nin Adnan Menderes Kültür Merkezi’nde düzenleyeceği “Tarih Sohbetleri” konulu programda konuşacak olması tepkilere yol açtı. Darıca Belediyesi tepkiler üzerine programı iptal etti. ‘Hasta değil direnişçiyiz’ Açlık grevinin 61. gününde fenalaşan OHAL mağduru Gülmen tıbbi müdahaleyi reddediyor OHAL ile birlikte çıkan KHK’lerle işten atılan ve İnsan Hakları Anıtı önünde “İşimizi Geri İstiyoruz” diyerek 182 gündür direnen akademisyen Nuriye Gülmen açlık grevinin 61. gününde fenalaştı. Gülmen ile birlikte direnen Öğretmen Semih Özakça’nın baş ağrısı, mide yanması halsizlik, çabuk yorulma, nabız ve tansiyon düşüklüğü şikâyetleri varken akademisyen Nuriye Gülmen, kas ağrısı, midede yanma, yürümede zorluk, halsizlik, nabız ve tansiyon düşüklüğü sıkıntıları çekiyor. Açlık grevinin 61. gününde fenalaşan Nuriye Gülmen, tıbbi müdahaleyi kabul etmedi. Destek ve dayanışmayla iyi hissettiğini açıklayan Gülmen, “Direniş sürüyor, haklarımızı kazanana kadar da devam edecek. Destek ve dayanışma için çok teşekkür ederiz. Bundan sonra da haklarımızı hep beraber kazanacağız. Herkesi Yüksel Caddesi’ne İnsan Hakları Anıtı önüne bekliyoruz. Sizleri çok seviyoruz sizin de bizleri çok sevdiğinizi biliyoruz” dedi. Semih Özakça da “Za Fenalaşan Nuriye Gülmen, açlık grevine devam ediyor. Gülmen, “Direniş sürüyor” dedi. man ilerledikçe kritik bir sürece bunun bir kritik aşaması da vehametini gösterecektir ancak bu hepimizin direnişi” açıklaması yaparak direnişi sürdürdükleri Yüksel Caddesi’ne çağrı yaptı. l ANKARA / Cumhuriyet 2 çocuğun ölümüne neden olan panzer sürücüsü tutuklandı Şırnak’ın Silopi ilçesinde 4 Mayıs gecesi polis panzerinin Yıldırım ailesine ait eve çarparak, evde uyuyan 7 yaşındaki Muhammed ile 6 yaşındaki Furkan Yıldırım kardeşlerin ölümüne neden olmasıyla ilgili Silopi Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada aracı kullanan polis memuru tutuklandı. Şırnak Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Patlak, tarafından yapılan açıklamada zırhlı polis aracını kullanan sürücünün alkollü olduğuna dair iddiaların doğru olmadığı, olayın Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından incelendiği belirtildi. Başsavcılık açıklamasında şöyle denildi: “Kazaya karışan kolluk personeline üfleme yoluyla yapılan test ve alınan kan numunesinde yapılan tahlil sonu cunda görevlinin olay sırasında alkollü olmadığının tespit edildiği, kazanın ilçe merkezinde meydana gelmesinden dolayı Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğünce yürütüldüğü, 172. Zırhlı Tugay Komutanlığında görevli teknik araç teknisyeni bir personelin bilirkişi olarak görevlendirilerek kazaya karışan araç üzerinde bilirkişi incelemesinin yaptırıldığı, Ayrıca gerçek dışı haberlerde belirtildiği şekilde soruşturmayı yürüten Nöbetçi Cumhuriyet Savcısınca soruşturmanın akıbeti hakkında herhangi bir kişi veya avukata kazaya karışan kolluk personelinin alkollü olduğuna dair herhangi bir bilginin verilmediği gibi bu yönde bir yorumda da bulunulmamıştır.” l ŞIRNAK / DHA haber 11 Farkındalık umutsuzluk değildir Çocuklarınıza sarılarak ve “Daha ölmedik” diye avunarak sahip çıktığınız hayatınız, artık kabul edin, sizin değil. İyimserliğin bir değer taşıdığı o konforlu günler çok geride kaldı; Gerçekler sert, yaşananlar tehlikeli. Ama hâlâ bunun farkında olmamak en tehlikelisi. Ülkenin en zor günlerinde iktidara girişeceğine birbirine girişen muhalefet... Siyasetle terör arasında sıkışıp kalmış bir siyasi hareket... Şaibeli referandum sonuçlarıyla taçlandırılmış bir hukuksuzluk... O hukuksuzluğu zafer gibi boynuna asmış bir iktidar... Hâkimi tutuklayan hâkimi de tutuklayan hâkimin tutuklandığı bir adalet... En üsttekinden en alttakine, kimsenin kimseye güvenmediği bir devlet. Her yanından hırpalanmış bir cumhuriyet. Elinizde bunlar var. Elinizdekilere iyi bakın. Sonra bir de çocuğunuza bakın. Onu hangi ülkeye büyüttüğünüzü artık anlayın. Arabalar otoyolda hâlâ ilerleyebiliyor ve izlediğiniz dizi hâlâ televizyonda gösteriliyor diye hayat eskisinden farklı değilmiş gibi avutmayın kendinizi. Sevdiğiniz peyniri almak; istediğiniz vakit sokağa çıkmak; yaz için tatil planları yapmak aldatmasın sizi. Bir sorun bakalım, bakkalınızın geçen temmuz askerde er olan, terhisine bir hafta kala darbe gecesi hapse atılan ve daha ne kadar içeride kalacağı belirsiz olan oğlundan haber var mı? Hangi avukatı tuttular? Avukata kaç lira verdiler? O parayı nereden buldular? Geceleri nasıl uyuyor, sabahları nasıl uyanıyorlar? Açlık grevi yapanlara bakın. Neden o akademisyenler 63 gündür yemek yemiyorlar? Ekmek, hak, hukuk, adalet derken neden bahsediyorlar? Kendi bedenlerine zarar vererek neden sizi harekete geçirmeye çalışıyorlar. Düşünün, onların kim olduğunu, neden böyle bir eylem yaptığını düşünün. İşsiz kalmanın ne anlama geldiğini hatırlayın. Neleri kaybeder işsiz kalan insanlar? Peki ya “kanun hükmünde kararname”yle işinden atılanlar? Öyle acıyarak bakmayın görüntülerine ya da kızarak çevirmeyin gazete sayfalarını. Bu olaydaki sorumluluğunuzu düşünün; onlara karşı yükümlülüğünüzü düşünün. Son referandumda kaç arkadaşınız, kaç tanıdığınız oy kullanmadı? Neden kullanmadı? Bahanesi, gerekçesi neydi? Ona bakın. Yüzde 49 ile yüzde 51 arasında oynayan bir oranla yetinmenin ya da yerinmenin rehavetini üzerinizden artık atın. Sorun, “Neden yüzde seksen sahip çıkmadı sisteme?” Oy verdiğiniz partilere bakın. Ne yapıyorlar? Neyin adını nasıl koyuyorlar? Yine hangi yanlışı köpürterek zaten daralan muhalefet alanını hengâmelerle dolduruyorlar. ... Az önce çok uzaklarda eve dalan bir panzerin altında ezilen iki çocuğu insanlar toprağa bıraktı. Az önce başkentin göbeğinde açlık grevi yapanlardan biri fenalaştı. Az önce bir siyasi, kürsülerde ortaya yine idam diye bir laf attı. Dünya dönüyor ve ülke batıyor. Farkına varın. Farkına varın. Farkına varın. Farkındalık umutsuzluk değil tersine tek umuttur; İkisini birbirine karıştırmayın. Barış isteyen doktorlar hâkim karşısına çıktı İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu’nun, “örgüt propagandası” iddiasıyla görevden alınması talebiyle açılan dava, İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde başladı. Duruşmada, barış talebinin yargılanamayacağını belirten doktorlar davanın reddini istedi. Mahkeme davayı erteledi. İTO Başkanı Selçuk Erez, 4 Eylül 2016’daki Barış Mitingi’ne davet için yaptıkları açıklamada “Kürt sorunu barış ve müzakere yoluyla çözülmeli” demişti. Bu konuşmanın ardından Sağlık Bakanlığı, İTO Yönetim Kurulu’nun görevden alınması için dava açmıştı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Ali Uluşahin’e, Erdoğan’a hakaretten dava açıldı Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin’e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla dava açıldı. Uluşahin, “Hakkımda kaç soruşturma kaç dava açıldığını ben dahi bilmiyorum, takip edemiyorum. ‘Çoban’ ifadesini hakaret saymak çobanlık mesleğine hakarettir. Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat ‘Çobanlık deyip hafife almayın. Çobanlığın felsefesini anlamayan, psikolojisini anlamayan insan yönetemez. Ben de bir çobanım’ beyanatı vermişti. Ayrıca diktatörlük ile diktatör ifadeleri arasındaki farkı mahkeme ayıracaktır” diye konuştu. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle