05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Mayıs 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ekonomi 9 OHI.AşçL I.gböalgyersianmdıeMİALYLEAOMNNELLKAAÇRRİDCAA 1 Mayıs; hak gaspları, taşeronlaştırma, zorunlu BES, sendikasızlaştırma, iş cinayetleri, KHK ile ihraçlar ve yasaklara inat, tüm yurtta kutlanacak Türkiye’de bu yıl 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bay 2 2008 yılında sendikaların ve emekçilerin bü ramı OHAL gölgesinde tün itirazlarına rağmen kutlanacak. yeni ‘Sosyal Sigortalar AKP dönemi, işçi sınıfının kayıplar yılı oldu. Özellikle darbe giri ŞEHRİBAN KIRAÇ ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’yla emekli lik yaşı 65’e kadar çıka şiminden sonra uygulamaya ko rıldı. Emekli olmak için doldu nulan Olağanüstü Hal (OHAL) rulması gereken prim gün sa ile emekçilerin hak gaspları ve yısı artırıldı. 2016 Ağustos’ta çalışma yaşamındaki zorluk çıkan zorunlu BES’le beraber, lar had safhaya çıktı. Güvence cebimizden çıkacak paralarla siz çalışma yaygınlaşırken ta sermayeye kaynak sağlanma şeron çalışma yüzde 400 civa sı hedeflendi ve uzun vadede rında arttı. Çalışma hayatı ade sosyal güvenliğin özelleştiril ta taşeron cehennemine çevril mesinin yolu açıldı. di. Kıdem tazminatına da göz koyan hükümet zorunlu BES’le İşçinin parası patrona beraber, emekçinin cebinden çıkan paralarla sermayeye kay 3 İşçiler, aldıkları ücretlerden kesilen para nak sağlayacak. larla oluşan işsizlik fo Ekonomide çarklar dur nunda biriken paranın ancak ma noktasına gelirken, yaban küçük bir kısmını geri alabil cı sermaye Türkiye ile ilgili ya di. 2002’den beri işçilere fon tırım planlarını askıya alır dan sadece 14 milyar lira öde ken işsizler ordusu da her ge nirken, bu yılın 9 Şubat ta çen gün büyüyor. Son verile rihli Kanun Hükmünde re göre şu anda 7.1 milyon ki Kararnamesi’nde (KHK) şilik işsizler ordusu bulunuyor. işverenlere bir çırpıda Kadınlar iş hayatının dışına iti ödenen miktar 13 mil liyor. Türkiye’de çalışma ça yar lira. İşsiz kalındığında ğındaki her üç kadından sade kullanılsın diye ücretler ce biri çalışma yaşamının için den kesilen paralar, pat de. Avrupa’da kadın istihdamı ronlara ‘teşvik’ adı altında nın yüzde 40’ın altında oldu peşkeş çekildi. ğu tek ülke Türkiye. Kadın istihdamında Avrupa’da sonun Grevlere yasak cu olan Türkiye, sadece Suriye, Irak, Yemen, Pakistan, Mo 4 İŞKUR köle tacirliği merkezine dönüştürül ritanya gibi ülkeleri geride bı dü. Sadece Özel İstih rakıyor. AKP iktidarı dönemin dam Bürolarına kuruluş izni de hayatını kaybeden işçi sa veren merkez haline getiril yısı toplamda 19 bine dayandı. mekle kalmadı, bizzat İŞKUR AKP’nin 15 yıllık iktidarı, işçi eliyle de işçi kiralama başla sınıfının kayıplar yılı oldu. İş tıldı. Adına “Toplum Yararına te o kayıplardan bazıları: Çalışma Programı” dendi. Her Taşeron cehennemi yıl kiralanan işçi sayısı 200 bine ulaştı. 1 Yüzlerce kamu kurumu satıldı. Kamu ve özel 5 15 yılda 11 büyük grev yasaklandı. sektör yabancıların eli Bu yılın başın ne geçti. Yüz binlerce iş da; 20 Ocak’ta çi işini kaybetti. AKP’li yıllar Birleşik Metalİş’in da güvencesiz ve esnek çalış EMİS’le yaşanan toplu ma yaygınlaştı. 2013 Mart ayın iş sözleşmesi uyuşmazlığı da İş Kanunu’nun iş güvencesi sebebiyle 2 bin 200 işçiyle kapsamını 10 işçiden 30 işçiye greve çıkması, Bakanlar Ku çıkardı. Taşeron çalışma yüzde rulu tarafından ‘milli güven 400 arttı, çalışma hayatı taşe lik’ gerekçesiyle yasaklandı. ron cehennemine çevrildi. 2016 OHAL’den sonra KHK ile grev Mayıs ayında, taşeron çalışma yasağının kapsamı genişletil yı bile mumla aratacak kira di. Anayasa Mahkemesi’nin lık işçilik yasası Meclis’ten geç daha önce grev yasağı kara ti. Taşeron sistemini bütün ku rını iptal ettiği bankacılık ve rumlara yaydılar. Taşeron işçi şehir içi ulaşım da grev yasa sayısı 4 milyonu aştı. ğı kapsamına dahil edildi. Kıdem tazminatına gasp AKP’nin referandumdan Evet çıkmasından sonra ilk hedefi emekçilerin kıdem tazminatı oldu. Kıdem tazminatının fona devri işçi çıkarmayı kolaylaştıracak, esnekliği artıracak. Fon kurulması durumunda kıdem tazminatının işçinin son ücretiyle bağı kopacak ve alacağı kıdem tazminatı miktarı düşecek. Sendikalara göre kıdem tazminatı işverenin birey sel borcu, bu yüzden kamu kaynaklarından ve işsizlik sigortasından kurulacak fona kaynak ve prim kesintisi aktarılmasına karşılar. İşverenlerin borcu halkın sırtına yıkılmamalı. Fon kurulması durumunda kıdem tazminatının 30 günden 10 15 güne düşmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Emekçilere göre kıdem tazminatı doğrudan bir işveren yükümlülüğü olarak kalmalı. Fona devir gündemden çıkarılmalı. 30 gün korunmalı Kıdem tazminatı 30 gün olarak korunmalı ve kıdem tazminatı hak etme koşulları kolaylaştı rılmalı. Örneğin belirli bir kıdem yılı sonrasında istifa halinde de kıdem tazminatı ödenmeli. İşverenin iflas etmesi durumunda kıdem tazminatı alacağı, devlet alacakları ve bankaların ipotekli alacakları da dahil olmak üzere birinci sıraya yükseltilmeli. Kıdem tazminatı dahil tüm işçi alacaklarına güvence getirilmeli. İşverenin ödeme aczine düşmesi durumunda kıdem taz minatı dahil tüm işçi alacaklarının, güvence altına alınmasını öngören 173 sayılı ILO sözleşmesi onaylanmalı. Türkiye’de kıdem tazminatı 1971 yılında uygulamaya konulurken, kıdem tazminatı dünyada 152 ülkede zorunlu, 18 ülkede ise yarı zo runlu olarak uygulanıyor. SADECE 1.5 milyon emekçi sendikalı İşsizler ordusu büyüyor Ocak 2017 verilerine göre bir yılda 700 bin kişi işsizler ordusuna katıldı. Geniş tanımlı (gerçek) işsiz sayısı 7 milyon 106 bine çıktı. Bu tablo Türkiye tarihinde işsizlik açısından yeni bir rekor anlamına geliyor. Resmi işsiz sayısı 4 milyona yaklaştı. Resmi işsizlik oranı yüzde 13, gerçek işsizlik oranı yüzde 21.4’e çıktı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sendikalaşma istatistikleri ile ilgili 29 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğine göre, toplam işçi sayısı 12 milyon 700 bin, sendikalı işçi sayısı ise 1 milyon 547 bin oldu. Resmi sendikalaşma oranı ise yüzde 12.18 olarak açıklandı. Böylece Ocak 2013’te 1 milyon 2 bin olan sendikalı işçi sayısı dört yılda yaklaşık 545 bin artmış oldu. Artış oranı yüzde 54’e karşılık geliyor. Sendikalı işçi sayısı 1 milyon 546 bin olarak görünmesine karşın toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı 1 milyon civarında bulunuyor. Sendika üyesi olan yarım milyondan fazla sendikalı işçi toplu sözleşme kapsamında yer almıyor. Sendikalı her üç işçiden birinin toplu sözleşmesi bulunmuyor. Bu sendikal barajlar ve sendikalaşmadaki hormonlu büyümeden kaynaklanıyor. Kadınlarda daha az Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’nün (DİSKAR) Temmuz 2016 verilerine göre 9.1 milyon erkek işçinin 1.2 milyonunun sendikalıyken erkek işçilerde sendikalaşma oranı yüzde 13’ün üzerinde bulunuyor. 3.3 milyon kadın işçinin ise 254 bininin sendikalıyken kadınların sendikalaşma oranı ise yüzde 7.6’la da bulunuyor. ‘Her günü 1 Mayıs yapacağız’ Bursa’da konuşan Türkİş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, “2017 MESS Sözleşmesi kıdeme dayalı olacak. Bu ilke, bizim kırmızı çizgimizdir. Bu kadar net, bu kadar açık. 2017 sözleşmesi öyle bir söz Pevrul Kavlak leşme olacak ki, tarih yazacak, çığır açacak. Zafer kolay kazanılmaz. Onun için direnmeye devam” dedi. Kavlak, “1 Mayıs bizim bayramımız. Biz, sadece 1 Mayıs’ı değil, her günü 1 Mayıs yapmak, her günü bayram gibi yaşamak için alanlarda olacağız. Hep birlikte eşitlik, kardeşlik ve özgürlük türküleri söyleyeceğiz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi TÜSİAD’dan özgürlük vurgusu TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak “1 Mayıs’ın coşku, öz gürlük ve güven içinde geçmesini dileriz” dedi. Bilecik, yaptığı açıklamada, emeğin istisnasız karşılık bulması ve kapsa yıcı sosyal haklarla teminat altında olmasının çağdaş bir demokrasi ve müreffeh bir toplum anlayışının temel koşulları olduğuna dikkat çekti. Bilecik, açıklamasında, toplumun tüm çalışan kesimleriyle güçlü diyaloğun, kişisel ve mesleki gelişimi destekleyen iş koşullarının, çalışan sağlığı ve iş güvenliğinin temelini oluşturduğu çağdaş çalışma anlayışının, huzurlu ve özgür bir toplumun en önemli ölçütü olduğunu vurguladı. l Ekonomi Servisi Erol Bilecik 1 Mayıs İlk kez 1 Mayıs’a bu kadar boğucu bir havada giriyoruz. Bu, devlet şiddeti altında ezilmekten farklı bir durum. Siyasal İslamın parçası olmayan kesimin, toplumun neredeyse yarısının içinde yaşadığı seküler demokratik, kültürel siyasi ekosistem yok ediliyor. Bu kesimin, ya siyasal İslamın iradesine boyun eğmesi (psikolojik ve ahlaki olarak intihar etmesi) ya da fiziki olarak yok olması bekleniyor. YeniFaşizmin inşası... Eğitim sistemi değişti, okullar üniversiteler “temizlendi”, devlet bürokrasisi, güvenlik örgütlerinin personeli, savcılar, hâkimler siyasal İslam yanlısı personelin eline geçti. Hapishaneler, siyasal İslama muhalif yazarlar, sanatçılar, genel anlamda muhalif entelijansiya ile doldu. En son 7 bin personel ile bekçilik sisteminin canlandırılması, Siyasal İslamın toplumun kılcal damarlarına kadar nüfuz etmeye, vatandaşları çarşıda, mahallede, kapısının önünde bile izlemeyebastırmaya kararlı olduğunu gösteriyor. Ekonomiksiyasi gelişmeler, AKP’de temsil edilen siyasal İslamın entelijansiyasının (egemen sınıfının), bir üretim aracı olarak dini bilgiyi kullanarak, toplumsal artık değere ulaşma durumundan, asalak bir tabaka olmaktan kurtularak, sıradan bir kapitalist sınıfa dönüşme çabalarında yeni bir aşamaya girdiğini, yerli ve uluslararası büyük sermaye ile bütünleşmeye, kendi içinde, ayrışmaya ayıklanmaya başladığını düşündürüyor. Artık karşımızda, devletin tüm gücünü elinde toplayan otoriter bir lider, bu liderin iradesi altında, toplumun en ücra köşelerinde bile, okulları, üniversiteleri, hastaneleri, hapishaneleri, mahkemeleri, hatta seçim sandıklarını, medya organlarını kontrol ve manipüle edebilen, mahalle hayatına doğrudan müdahaleye hazırlanan bir partiörgütühareket (camileri vakıfları artık saymıyorum) var. Kendi dünya görüşü, ahlak anlayışı dışında kalan her sesi susturmaya kararlı bu partihareketin yerli ve uluslararası malisermaye ile bütünleşmeye başlamasıyla birlikte, kapitalizmin bugünkü aşamasına uygun, Aydın Engin’in deyişiyle “içerde idam dışarda savaş” ruhunda bir yeni tip faşist devlet yapısının şekillenmesi tamamlanıyor. Ve muhalefet Son referanduma kadar muhalefet alanı, liderliğinin tüm istikrarsızlıklarına ve hatalarına karşın CHP’yi de içeriyordu. Artık o kadar emin değilim; artık bu liderliği ile CHP’nin, bu YeniFaşizme “hayır” diyen yüzde ellinin enerjisini tüketen (işbirlikçi) bir makineye dönüştüğünü düşünüyorum. “İlk kez 1 Mayıs’a bu kadar boğucu bir havada giriyoruz” derken tam da bunu kast ediyordum. Askeri diktatörlükler döneminde bile, CHP için böyle bir tanımlama yapmak olanaklı değildi. CHP, bazen ulusalcıhalkçı, bazen reformcu sosyal demokrat refleksleriyle, bu diktatörlüklere, tırmanan faşizme karşı muhalefetin parlamenter, ender de olsa sokağa çıkabilen, hatta sola kendi içinde yaşam alanı tanıyabilen bir kanadıydı. Artık böyle bir CHP yok. HDP liderliğinin, CHP’nin katkılarıyla etkisizleştirilmesiyle, Yeni Faşizmin bir diğer özelliği olarak varlığını korunmaya devam eden parlamenter alan artık muhalefete fiilen kapatılmıştır. Şimdi muhalefeti yeniden inşa etmek gerekiyor, hem de en olumsuz koşullarda, parlamenter sistem görüntüsünü koruyan, açık ve gittikçe yayılan bir diktatörlük, totaliter bir rejim altında. Artık solsosyalistdemokratik muhalefetin farklı parçaları arasındaki, geleceğe ilişkin toplum projeleri arasındaki siyasi farklılıklar anlamını, bugün için, yitirmiştir. Artık yalnızca faşizme direnecek, faşizmi geriletecek organları üretmek, hareketi inşa etmek için güç birliği hedefi var. Yaşasın 1 Mayıs, kahrolsun faşizm, şovenizm, dinci gericilik ve emperyalizm! Çalışma şartları iyileştirilmeli Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu Genel Başkanı Sayın Erkan Güral, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle yayınladığı kutlama mesajında “İşçinin şartlarının iyileştirilmesi ve insani değerlere uygun çalışma koşullarının yaratılması,ülkenin geleceği ve ekonomik bağımsızlığı adına en önemli konuların başında geliyor” dedi. Güral, “Biz iş insanları, işçinin ve işgücü kalitesinin küresel rekabet içindeki yerimizi tayin eden en temel unsurlardan biri olduğunu biliyor, insan kaynakları politikalarımızı bu çerçevede belirleyerek, Türk işçisini dünya standartlarının ötesinde çalışma koşullarına kavuşturmak adına mücadele veriyoruz” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle