05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Mayıs 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Hayır’ın gücü çok korkuttu’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan referandumunda aslında ‘Hayır’ın kazandığını, bunu iktidarın da bildiğini söyledi ve “Çıkan ‘Hayır’ın gücün Referandumda ‘Hayır’ın kazandığını iktidarın da bildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Yüzde 51’in başarı olmadığını, artık kaybedeceklerini onlar da görüyor” dedi. den çok korktular. Kaybettikle rini ve artık kaybedecek lerini biliyor lar. Biz de bü tün gücümüz le ‘Hayır’cılar olarak ‘Evet’ oyu verenleri EGrüdlem ‘Hayır’a ikna etme sürecine girdik. Her şey yeni başlı yor” dedi. Kılıçdaroğlu, referandum ve sonrasına ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Artık çok güçlüyüz: Hu kuksuz, gayri meşru bir süre ci yaşadık. Bunu bütün dünya bi liyor. Bütün engellemelere kar şın yüzde 49’un altına düşüreme diler. Bu aynı zamanda şunu gös terir; yalnız değiliz, demokrasi yi savunan güçler yalnız değiller ve arkamızda çok ama çok güçlü bir halk desteği var. Bu halk desteğinin en temel özelliği demokra CHP lideri Kılıçdaroğlu, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir kampanya yürüttüklerini söyledi. si konusunda bilinçli bir kitle olması. Toplumsal yaşamı, toplumsal barışı savunması. Düşünce özgürlüğüne, medya özgürlüğüne önem vermesi, insan hakkı ihlallerine, işkenceye karşı duyarlı olması. Dünyanın ve Türkiye’nin uygar bir parçası olduğunu kabullenmesi ve savunması. Bu açıdan hiçbirimizin umutsuzluğa kapılma hakkı yok. ‘Evet’çileri ikna edeceğiz: Biz ‘evet’ oyu verenleri ikna etme sürecine girdik. Bu ‘Evet’in Türkiye için yarattığı riskleri önümüzdeki süreçte göreceğiz. ‘Evet’ oyu kullananları ikna etmeliyiz ve onlara anlatmalıyız. ‘Evet’in yanlışlığını ve Türkiye’ye getir temi inşa etmek zorundayız. Parti meselesinin ötesi ne geçtik: Kampanya sürecinin başarılı geçtiğini aklı selim sahibi, sağduyu sahibi görüyor. Söylüyor zaten. Bu başarının arkasında gerçekten de demokrasiye inanmış, demokrasiyi savunan bir anlayışın yattığını da hepimizin bilmesi gerekiyor. Olayı bir parti meselesinin ötesinde bir memleket meselesi olarak gördük ve o bağlamda anayasa değişikliğini ele alıp geniş kitlelere aktardık. Pek çok insan normal seçimlerde oy verdiği partinin dışında, onların söylemlerinin dışında bizim söylemlerimize itibar ede Farklı bir Türkiye gerçeği ile karşılaştıklarını görecekler. Aynı düşünceyi savunan insanların bir arada olduğu atmosferde konuşmak çok kolay. Alkışlamak da çok kolay. Ama o dar grubun ortaya koyduğu tablo bir Türkiye tablosu değil. Siyaset, Türkiye tablosu dikkate alınarak ve o tabloyu çağdaş uygarlığa yönlendirerek yapılır. Siyasetin temel felsefesinde bunun olması lazım. Biz böyle bir yöntem izledik ve izlemeye de devam edeceğiz. Korktular: YSK’nin tam kanunsuzluk haline, şaibelere rağmen rağmen yükseltebildikleri ‘Evet’ çıtası yüzde 51. O ne diği riskleri anlatmalıyız. Dolayısıyla, ‘Hayır’ oyu kullanan bü ‘Kurultayı toplayacağız’tün vatandaşların, ‘Evet’ oyu kullananları ikna etme süreci Siyasi partiler başlamıştır. Demokrasiyi birlik yasasına göre, bu yıl içinde te savunmalıyız. kurultayla ilgili çalışmalarımızı yapmak Kutuplaşmayı aştık: Bir zorundayız. Yapacağız da zaten bunu. Siyasi kutuplaşma atmosferi yaratmak Partiler Yasası’nın öngördüğü bir süreç ve bu istediler. Başta Cumhurbaşkanı, süreçte de kurultayımız yapacağız. Bu süreçte CHP, Başbakan, Devlet Bahçeli toplumu ayrıştırmak ve bölmek, kendi tabanlarının ‘Hayır’ demesini engellemek için olağanüstü bir çaba harcadılar. Bunun tek yolu olarak da kutuplaşmayı gördüler. Biz bu tuzağa düşmedik. Böyle bir bütün kadrolarıyla da çok iyi bir sınav verdi. İl örgütleri, ilçe örgütleri, milletvekilleri herkes iyi bir sınav verdi. Hepimiz çalıştık. Toplumu kucaklayan bir dil kullanmaya özen gösterdik ve 16 Nisan’dan sonra da aynı tutumumuz devam ediyor. Toplumun her kesimini kucaklamaya, her kesimine demokrasinin erdemlerini anlatmaya devam ediyoruz. Bizim demokrasi geleneğimizde, özgürce eleştirme, öneri getirme, tuzak hazırlanmıştı ve biz bu demokratik yöntemlerle seçim, bunlar bizim CHP’nin tuzağa düşmedik. Biz inandı geleneğinde olan temel unsurlar. Kurultayımızı da aynı ğımız değerleri anlattık her se çerçevede yapacağız. Genel başkan adayları çıkabilir, PM ferinde. Toplumu kutuplaşma adayları çıkabilir. Önce il, ilçe başkanları seçimleri var sürecinin içine sokanlara ve sokmak isteyenlere, gayet açık ve net bir biçimde onların arzu ettikleri televizyonlarda ‘Buyurun tartışalım’ dedik. Gelmeye cesaret edemediler. Bu da aslında bizim hak ve bunlar da demokratik yöntemlerle yapılacaktır. Dolayısıyla parlamentoda demokratik kuralları nasıl işletiyorsak, en küçük ilçeden başlayarak aynı şekilde kuralları işleteceğiz. lılığımızı gösteren en somut veri rek ‘Ha denle lerden birisi. Kutuplaşmada dev yır’ oyunu ‘Evet’i savu leti kullandılar. Devletin valisi kullandılar. Bu as nan liderler çıkan ni, kaymakamını, araçlarını bü lında yeni bir süreç. Bu sürecin sonuçtan memnun değiller. tün imkânlarını kullandılar. Bu özelliği demokrasi paydası için Harcanan paralar, yapılan tehdit na rağmen sandığa gidip ‘Hayır’ de HDP’lilerin de, ülkücülerin de, ler, kullanılan devlet imkânları ile oyu verenler, bu kutuplaşmanın milliyetçilerin de, sosyal demok geldikleri nokta bu. Dayandıkları bir tarafı olmadılar. Buna özen ratların da, mütedeyyinlerin de, YSK kararıyla geldikleri nokta bu. gösterildi. Son derece dikkatli, liberallerin de buluştuğu bir pay Yüzde 51’in bir başarı olmadığını son derece bilinçli sandığa gidil da oldu. Bütün bu taraflar şu ger onlar da görüyorlar. Önümüzdeki di ve oy kullanıldı. çeği gördüler; demokrasi hepimiz süreçte bu çizginin devamı halin kendilerine bakmıyorlar, kendilerini sorgulamıyorlar. ‘Biz nerelerde hangi yanlışları yapıyoruz’ demiyorlar. 150’nin üzerinde gazeteci hapiste olacak ve siz Türkiye’de demokrasi var diyeceksiniz. Buna kimseyi inandıramazsınız. On binlerce kişiyi kamudaki görevinden attınız. Bilim insanlarını üniversitelerden kovdunuz. Sonra diyeceksiniz ki ‘Bizim ülkemizde demokrasi var.’ Hangi demokrasi? Demokrasinin ‘d’si dahi yok. 15 yıldır yönetenlerin ayıbı: Türkiye’nin yeniden denetim süreci kapsamına alınması 15 yıldır Türkiye’yi yönetenlerin en büyük ayıbıdır. Daha düne kadar kurucusu olduğu AKPM’de Türkiye’nin demokratik standartlarının tartışılması ve denetime alınması, suçlanacak bir süreci değil, yönetenler açısından sorgulanacak bir süreci başlatması gerekir. ‘Biz neden AKPM’nin de netim süreci içine girdik, neden’ demeleri, kendilerine sormaları lazım. AİHM’ye gideceğiz: Tam kanunsuzluk nedeniyle AİHM’ye gideceğiz. Takvimi belirlemeye çalışıyoruz. AYM iki kararıyla YSK kararlarına bakmıyor. O nedenle doğrudan AİHM’ye gideceğiz. AKP avukatlarının hÂkim olması: Yargıda AKP avukatlarının hâkim atanması, yargının siyasallaşmasını sağlayan en temel kararlardan birisi. Bu YSK’nin tam kanunsuzluk mantığının yargının bütün alanlarında kurumsallaşması anlamına geliyor. Yargının siyasallaşması, liyakat sisteminin gözardı edilerek, bir siyasi partiye, cemaate yakınlık ölçü alınırsa bu ülkede adalet en büyük yarayı almış olur. Devleti çökertirsiniz. YSK kararı bunun en temel göstergesidir. Şimdi il ilçe yöneticilerinin, partili avukatların hâkim olarak olarak atanması bunun ikinci ayağıdır ve kurumsallaştırma ayağıdır. ‘Hayır’cıları ziyaret edeceğim: ‘Hayır’ diyen siyasi partiler var, meslek örgütleri var, sivil toplum kuruluşları var. Bunların hepsiyle görüşmelerimiz devam edecek. Ben de ziyaret edeceğim. Biz demokrasi kavgamızı, mücadelemizi sürdüreceğiz. Aslında süreç yeni başlıyor. Demokrasi mücadelemizi sürdürme sü için geçerli bir kuraldır. Bu paydanın oluşumuna en büyük katkıyı verdiğimiz için çok mutluyum. Dar grupçuluk: Kampanyayı sonuç alacağımıza inanarak yürüttüm. Sonuç da aldık. YSK’nin kararı esas alındığında yüzde 49’luk bir oy oranının yenilgi olduğunu, kampanyanın başarılı olmadığını söyleyen kesim de ‘Hayır’dan korktular ve kaybedeceklerini biliyorlar. Demokrasinin ‘d’si yok: Önce diyorlardı ki, OHAL çok kısa sürecek. Hatta 3 ay bile sürmeyecek deniyordu. Fakat KHK’lerin cazibesine kapıldılar. Parlamento yok, AYM yok, yargı yok. Her istediklerini yapabiliyorlar. Anayasanın, yasaların yürürlükte ol Atatürk’ü karşılamayan hâkim: Böyle bir dönem Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç olmadı. Şu çok önemlidir, Atatürk Kuşadası’na gidiyor ve hâkim karşılamaya gelmiyor. Söylüyorlar Atatürk’e ‘Hâkim sizi karşılamaya gelmedi’ diye. ‘O zaman hep birlikte ona kahve içmeye gidelim’ diyor. Bu o döne reci yeni başlıyor. Asıl şimdi baş ler de var. Siyasetten ve Türki madığı ve sadece bir iradenin söy min hâkimi, şimdi ise cüppelerin lıyor mücadelemiz. Ana hedefi ye gerçeklerinden kopuk yorum lemlerinin yürürlükte olduğu bir de ilikli düğme olan hâkimler. Si miz güçlü ve demokratik bir par lar ne Türkiye’ye ne de CHP’ye süreci yaşıyoruz. Hukuksuzluk ve yasi irade önünde iki büklüm olan lamenter sistemi Türkiye’de in bir yarar getirdi. O yorumları ya kanunsuzluk dönemi. Bütün hak hâkimin onuru yoktur. Onurlu du şa etmek. İl başkanlarımıza ve ör panlar bir gitsinler, Yozgat’a, arama kanalları kapalı. Ve dönüp ran hakimin cüppesinde ilik yok gütlerimize de gereken talimatlar , Diyarbakır’a, bir Samsun’a, AKPM’ye kızıyorlar, ‘niçin dene tur, düğme yoktur ve kimsenin verildi. Güçlü bir parlamenter sis Trabzon’a, Erzincan’a gitsinler. tim sürecine aldınız’ diye. Dönüp önünde de eğilmez. l ANKARA haber 5 Hindistan ziyareti ve İslamcılar Önce, ‘İşçinin emekçinin bayramı’ 1 Mayıs, kutlu olsun! Hiç kuşkunuz olmasın, ‘gün gelir, zorbalar def haline getiren saldırıları cezasız bırakıyor, dahası BJP’li siyasetçiler bu saldırıları önlemek, cezalandırmak yerine, anlayış kalmaz gider’, yeter ki zorbalı la karşılanması gereken tepkiler ğa karşı durma kararlılığımız hiç olarak tanımlayıp, Müslümanla bitmesin! Bugün, izninizle ve Cumhurbaşkanı’nın Hindis ra Hindu kültürüne saygı duymak zorunda olduklarını hatırlatıyor. Son linç olayı geçen nisan ayı tan ziyareti vesilesi ile, biraz Hindistan’ın ‘zorba’sından söz başında Rajasthan’da yaşandı. Pehlu Khan adında, 55 yaşın etmek istiyorum. Hindistan’ın 2014’te seçilen başkanı Naredra Modi; tüm dünyada yükselen da bir çiftçi inek ticareti yapmakla suçlanarak saldırıya uğradı, feci şekilde dövülerek öldürüldü, yeni otoriter siyaset dalgasının en dahası tüm bu olay canlı biçimdikkat çeken örneklerinden biri. de sosyal medyada paylaşıldı Modi’nin liderliğini yaptığı Hindu ve Hindu milliyetçileri tarafından milliyetçisi partisi Bharatia Janata destek buldu. Modi ve partisiParty’nin (BJP) geçmişi çok ama nin en son icraatı, aşırı görüşleri çok karanlık, Mahatma Gandi’yi ile son derece tartışmalı bir isim suikastla öldüren hareketin deva olan ve aynı zamanda din adamı. Nitekim, geçenlerde, iktidar mı kimlikli Yogi Adityanath’ın partisi BJP’ye mensup bir siyasetçi, Gandi’yi öldüren suikastçıyı milli kahraman ilan etti. BJP’nin, koyu dini, milliyetçi, otoriter, baskıcı siyaset anlayışının doğal bir Hindistan’ın en büyük eyaleti Uttar Pradesh’in başına gelmesi. Adityanath’ın ‘babam’ dediği militan din adamı/siyasetçi Avaidyanath, 1992’de yine bir grup açılımı da, tabii Müslüman düşmanı olması. Zira, partinin Hindu milliyetçisi ideolojisi, büyük saldırgan tarafından yıkılan 16. yüzyıl Babür Camisi arazisi üzerine bir Hindu tapınağı inşa edil bir Müslüman nüfusa sahip (bizim ülkemizin nüfusunun iki ka mesi çabasının öncülerinden. Bu tür çarpıcı örnekler uzayıp gidi tından fazla) Hindistan’ı bir Hindu yor ama daha fazla başınızı ağrıt ülkesi olarak tanımlıyor ve Müs mayayım, Hindistan’da iktidarda lümanların Hindistan’da ancak olan siyasetin çerçevesi işte bu. Hindu kültürüne saygılı bir şekilde ve ikinci sınıf vatandaş olarak yaşaması gerektiğini düşünüyor. İslam dünyasının lideri olduğu iddia edilen Cumhurbaşkanı, Hindistan gezisinde, muhata JNP’nin gözünde, Hindistan’da yaşayan Müslümanlar öncelik bı Modi’ye bunlardan dolayı hesap soracak mı, çok merak edi le Hindistan’ın parçalanması ve yorum. Bir süredir sokak çocuğu Pakistan’ın kurulması için İngilizler ile işbirliği yapan ve halen ağzı ile İslamcılık didişmesi yapan İslamcılar bu işlere ne diye Pakistan’ın uzantısı olan beşinci cek diye ise merak bile etmiyo koldan başka bir şey değil. rum. İslam medeniyetini canlan Modi, 2002’de genel valisi ol dırma iddiasındaki en tafralıları duğu Gujarat’da yaşanan ve en nın, bir konferansta bir bakan ile az bin Müslümanın yaşamını yi biraz tersleşti diye, nasıl neda tirdiği katliamı örtbas etmekle suçlanan tartışmalı bir siyasetçi iken, yükselen Hindu milliyetçili met getirip af dilediğini daha yeni okuduk. İslam dünyası adına neredeyse savaş çağrısı yapan ga ğinin temsilcisi olarak 2014’te ik zetesi ise, Hindistan gezisi habetidara geldi. Seçim propaganda rini geziye katılacak CEO ve yası son derece ırkçı ve Müslüman tırımların memnuniyeti çerçeve karşıtı idi, nitekim iktidarda oldu sinde verdi. Kısaca, diyorum ki, ğu sürece, Müslümanlara yönelik boşuna çene yormasınlar İslam saldırı ve linçler büyük infial ya cılığın ne olduğunu görüyor, anlı ratmaya devam etti, ediyor. BJP, yoruz, fazla söze hacet yok. İşin Müslümanları inek eti satmak, orası belli de, bu ülkenin gelece bulundurmak gerekçeleri ile he ği meçhul, asıl sorun o. MAHKEME İNCELEME YAPABİLİR AİHM başvurusunda umutlandıran karar Referandumu AİHM’ye taşımaya hazırlanan CHP’li hukukçular, AİHM’nin referanduma yönelik inceleme yapabileceğini işaret eden bir karara ulaştı. CNN Türk’ün haberine göre; CHP’nin hukukçu kurmayları itiraz dilekçesi için AİHM kararlarına yönelik tarama gerçekleştirdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bugüne kadar referandumlara yönelik bir karar almamış olmasına karşın, yapılan taramada ulaşılan AİHM’nin “McleanBirleşik Krallık” ile “ColeBirleşik Krallık” kararları ana muhalefeti umutlandırdı. AİHM, 11 Haziran 2013 tarihinde, Joseph Mclean ve Kevin Cole isimli iki hükümlünün, aralarında Mayıs 2011 referandumu da olmak üzere bir dizi seçime katılma haklarının elin den alındığına yönelik başvurusu üzerine aldığı kararda, “mevcut davada, mahkemenin referandumlarla ilgili yerleşik kararını değiştirmesini gerektirecek bir kanı bulunmamaktadır” ifadesine yer verdi. CHP’li hukukçular, bu ifadeyi “yeni bir durum” olduğu takdirde, mahkemenin referandumlara yönelik de inceleme yapabileceği biçiminde yorumladı. Referandumda mühürsüz oy pusulası kararı başta olmak üzere bir dizi usulsüzlük iddiasının “yeni bir durum” yaratacağını vurgulayan CHP, yetişmesi durumunda hafta sonuna kadar 16 Nisan referandumunu AİHM’ye taşıyacak; serbest seçim hakkının ihlal edildiğini belirterecek. l Haber Merkezi KILIÇDAROĞLU BAYKAL’LA GÖRÜŞTÜ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal dün parti genel merkezinde bir araya geldi. Basına duyrulmayan görüşmede, referandum değerlendirmesi yapıldı. Görüşmenin asıl gündem maddesi ise AKPM’nin Türkiye’yi siyasi denetim altına alma kararı oldu. CHP’li 4 AKPM üyesinden biri olan Baykal’ın Strasbourg’da yaşananlara ilişkin Kılıçdaroğlu’na detaylı bilgi verdiği öğrenildi. Türkiye’nin Avrupa’da bundan sonra karşılaşacağı sorunlara ilişkin de değerlendirmede bulunulan görüşmede, CHP’nin neler yapması gerektiği konuşuldu. l İKLİM ÖNGEL / ANKARA ‘Halkın iradesine kumpas kuruldu’ CHP’de önceki gün düzenlenen il başkanları toplantısının ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde “Vatandaşımızın en az yarısı ‘Hayır’ dedi. YSK kararı, seçim güvenliğine yönelik bir darbe, halkın iradesine yönelik bir kumpas girişimidir. Referandumu ‘Mühürsüz Referandum’ kılan bu kumpas, halkın iradesini ortadan kaldıramaz” ifadeleri kullanıldı. Bildirgede, YSK’nin kararları ile görevini ihlal ettiği, hukuku ayaklar altına aldığı ifade edilirken, “Görevi kanunlara uymak ve yasaları uygulamak olan kurum adeta bir çete gibi davranarak kanunun açık emirlerine aykırı hareket etmiş, hukuku yok etmiştir” denildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle