05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 3 Nisan 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Tek adamın yurttaşa faturası ağır olduCRHÖPNÇİTKEGİKYETINİLİINNİ CHP’li Faik Öztrak’ın hazırladığı rapora göre demokratik parlamenter rejimin bekleme odasına alındığı son iki yılda tek adam rejiminin faturası yurttaşa çıkarıldı Fiili tek adam yönetiminde geçen 2 yılı aşkın süre 4 Milli gelir 1946 ile 2014 arasında her yıl ortalama 13.6 milyar dolar de ülkede büyüme ya artarken, fiili tek adam vaşladı, vatandaşın ge yönetiminde geçen son liri eridi, borçlar tavan yaptı. Bu dönemde işsizlik ve enflasyon ye İKLİM ÖNGEL iki yılda milli gelir toplamda 78 milyar dolar, yılda 39 milyar dolar ge niden çift haneye çıktı. riledi. Böylece 2014’te 12 bin CHP Tekirdağ Milletvekili Fa 112 dolar olan kişi başı gelir, ik Öztrak’ın hazırladığı “Tek 2016’da 10 bin 807 dolara düş Adam Rejimi, Küçültür Mille tü. Fiili tek adam yönetimi her tin Ekmeğini” başlıklı rapor bir vatandaşın cebinden 1305 la, 2014’ten beri süren fiili tek doları çekip aldı. adam yönetiminin ülkeye ve vatandaşlara faturası ağır oldu. İşsizlik arttı CHP’li Öztrak, demokratik 4 İşsizlik beşe katlandı. Fi parlamenter rejimin bekleme ili tek adam yönetiminden ön odasına alındığı iki yılı aş ceki 31 yılda işbaşına 17 hükü kın sürede ülke ekonomisin met geldi. Bu dönemde ortala de yaşanan gelişmeleri şöyle ma yüzde 9.3 olan işsizlik, fii özetledi: li tek adam yönetimin çift hane 4 Vatandaş cebinden vurul ye çıktı. İşsiz sayısı 2014 Ağus du. Türkiye’nin çok partili ya tos’undan 2016 sonuna kadar şama geçtiği 1946 ile 2014 ara ki dönemde 763 bin kişi arta sında geçen dönemde parla rak 3.7 milyonu aştı. Fiili tek menter sistemde işbaşına gelen adam yönetiminden önceki 31 47. hükümetle ekonominin or yılda işsiz talama büyüme hızı yüzde 5.2 sayısı yıl oldu. 2015 ve 2016’da ise eko lık orta nominin ortalama büyüme hızı, lama 50 yapılan makyaja rağmen, yüzde bin kişi 4.5’e düştü. artarken, Büyümenin yolu reformlardan geçiyor CHP İşveren Sendikaları ve Meslek Birliklerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, 16 Nisan’da gerçekleşecek referandumla ilgili iş dünyası meslek örgütleri, sanayi ve ticaret odaları ile esnaf ve sanatkâr odalarına mektup gönderdi. Budak, CHP’nin hazırladığı “Neden Hayır”, “15 Yılın Faturası”, “Madde Madde Anayasa Değişikliği” ve “AKP’nin Sivil Topluma Müdahaleleri Suskun Türkiye” başlıklı çalışmaları da mektupla birlikle ilgililere iletti. Mektubunda Türkiye’nin birikimlerinin ağır risk altında olduğunu vurgulayan Budak, “Ekonomik Özgürlük Endeksi’nde 2014’te 64’üncü olan Türkiye, 2016’da 90’ıncı, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 2014’te 59. iken 2016’da 99’unculuğa gerilemiştir. Bu gerilemenin fiili başkanlık dönemi olarak tanımlanan süreçte yaşanması dikkatlerde tutulmalı” dedi. Budak mektubunda, Türkiye için ekonomik büyümenin yolunun evrensel demokrasi ve hukuk değerleri içinde aklın ve bilimin rehberliğinde her alanda yapılacak yapısal reformlardan geçtiğini söyledi. fiili tek adamlık döneminde işsiz ordusuna her yıl katılanların sayısı neredeyse beşe katlanarak 239 bine çıktı. 4 Çift haneli enflasyon. Tek adam yönetimi çift haneli işsizliğin yanında çift haneli enflasyon da getirdi. Nohut, mercimek, zeytinyağı, yumurta gibi gıdalardaki fiyat artışı vatandaşın cebini yaktı. Sofraya konan her 1 kilogram etin 316 gramı fiili tek adamlık hevesine kaptırıldı. 4 Akaryakıt fiyatlarındaki artış nedeniyle vatandaşlar, otomobillerinin deposunu doldurmak için iki yıl önceye göre yüzde 23 daha fazla para ödedi. 4 Dış borcun milli gelir içindeki payı fiili tek adam yönetiminde 4 puandan fazla artarak yüzde 47.2’ye çıktı. 4 Şirketler zararda. Şirket lerin net döviz borcu tek adam yönetiminde 22 milyar dolar artarak 200 milyar doları aştı. 4 Fiili tek adam yönetiminde dolar kurundaki olağanüstü artış, şirketlere büyük fatura çıkardı. Başkanlık tartışmalarının gündeme getirildiği 11 Ekim 2016’da 3.06 TL olan dolar kuru Mart 2017 sonunda 3.64 TL’ye çıktı. l ANKARA Türkiye iflasın eşiğinde Hükümet, 14 milyon çalışanı ilgilendiren kıdem tazminatı konusunda istediğine ulaşmak için her türlü söyleme başvuruyor. Alman Der Spiegel dergisi bu haftaki kapak konularından birini ‘Türkiye’nin ekonomik çöküşü’ iddiasına ayırdı. AKP’ye destek veren yatırım bankacısının “(Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan başka bir âlemde yaşıyor artık, durumun vahametinin farkında değiller” sözleri de haberde dikkat çekti. Dergi bir Türk uzmanın ‘Türkiye iflasın eşiğinde’ saptamasını da öne çıkardı. Karamsar bir tablo çizen etkili dergi, darbe gerekçesiyle girişilen ‘temizlik harekâtının’ ekonomiyi de ağır biçimde sarstığını örnekler vererek yazdı. Yaptırım ve baskıların artık ülke ekonomisini elinde tutan elitleri de hedef aldığını savunan Der Spiegel’in Türkiye muhabiri Maximilian Popp’a göre, Erdoğan döneminde, bir ara yılda yüzde 9’luk bir büyüme göstermeyi başaran ekonomi, son aylarda dramatik bir çözülme içine girdi. TL eridi Dergi, geçen yılın üçüncü çeyreğinde Türk ekonomisinin yüzde 1.8’lik bir gerileme yaşadığını belirtirken, dolar karşısında tarihsel bir düşüş gösteren Türk Lirası’ndaki olumsuzlukları işsizlik ve enflasyondaki artışın desteklediğini kaydetti. Dergiye göre, Kapalı Çarşı ve Kayseri gibi bir dönem ekonomik parlaklığa örnek gösterilen bölgelerde artık hayaletler dolaşıyor. Kapalı Çarşı’daki 2000 dükkânın 600’ünün kapandığı, dolayısıyla turizmin nasıl büyük bir çöküş içinde olduğu da, dergide ayrıntılı olarak işlendi. Haberde, özellikle kitlesel tutuklamaların ve el konulan şirketlerin ekonomik çöküşte çok etkili olduğunun altı çizildi. l Ekonomi Servisi Kıdem fonu işçiyi güvencesiz bırakacak Kıdem tazminatı fonu için hükümet ‘İşverenin kasası güvence olamaz’ derken, sendikalara göre fon toplu işten çıkarmaları yaygınlaştıracak Çalışma ve Sosyal Güven dikkatini çekti. Müezzinoğlu’nun lik Bakanı Mehmet açıklamalarının refe Müezzinoğlu’nun randumdan evet çık 16 Nisan referandu ması durumunda kı mundan sonra kı dem tazminatı fonu dem tazminatının fo nun gündeme gele na devrinin tamamlanmak üzere ele alınacağı açıklamaları dikkatleri bir kez OBülcyaüyktaş ceğine ve kıdem tazminatının tırpanlanacağını açıkça ortaya koyduğunu belir daha kıdem tazmi tilen açıklamada, kı natına çevirdi. Geçen hafta en dem tazminatı isteniyorsa, büyük işçi konfederasyonu ta başkanlığa hayır denmesi ge rafından ‘kıdem fonuna şart rektiği belirtilidi. lı onay’ verilebileceği açıklamaları işçi cephesinde sıkın Hani lehine idi tı yarattı. Fon olmadan da “iş DİSK’in uyarıları şöyle: çilerin yüzde 80’i tazminat 4 Fonun işçilerin lehine alamıyor” argümanının bo olacağı iddia ediliyor. Neden şa çıkarılabileceğini savunan çalışanların lehine olacağını DİSK, bunun için ILO sözleş söylediğiniz fonu referandum melerinin uygulanmasının dan önce kurmadınız? Fon, yeterli olduğunu vurguladı. kıdem tazminatının yarısını Diğer yandan kıdem tazmina gasp edecek. tının fona devrinin toplu iş 4 Kıdem tazminatının fona ten atmaları gündeme getire devri işten çıkarmaları kolay bileceği uyarısı yapıldı. İşten laştıracak. Hükümet program çıkardığı işçilerin yerine de 8 larında sık sık işgücü piyasa ay geçtikten sonra kiralık işçi sının esnekleşmesi için kıdem çalıştırabilecek. tazminatının fona devri gerek Kıdem tazminatının fona tiği ifade ediliyor. devredilerek tırpanlanması ve 4 Fon kıdem tazminatını yok edilmesi girişimlerine da 1015 güne düşürecek. İşçi le ir Devrimci İşçi Sendikaları hine diye sunulan fonun ger Konfederasyonu (DİSK) Yöne çek amacı kıdem tazminatını tim Kurulu bir açıklama yapa düşürüyor. rak kamuoyunun bir kez daha 4 Fon, kıdem tazminatının son ücretle bağını koparır ve düşmesine yol açar. İşçiler kıdem tazminatını son ücretleri üzerinden ve 30 gün olarak alıyor. Dolayısıyla çalışma hayatında aldıkları zamlar kıdem tazminatına yansı. 4 Kıdem tazminatı işverenin bireysel borcu ve sorumluluğu, bu yüzden kamu kaynaklarından ve işsizlik sigortasından kurulacak fona kaynak ve pirim kesintisi aktarılmamalı. İşverenin borcu halkın sırtına yıkılmamalı. 4 Kıdem tazminatı dahil işçi alacakları devlet alacakları dahil tüm alacaklardan öncelikli sıraya alınmalı. İşverenin kasası Hükümet, 14 milyon çalışanı ilgilendiren kıdem konusunda istediğini ulaşmak için her türlü söyleme başvuruyor. Bakan Müezzinoğlu son açıklamasında konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Çalışanın alınterinin güvencede olmasını isteriz. Ama yüzde 80 mağduriyet var. Bu olmamalı. İşverenin kasasında bir güvence olmaz. Ay sonunda çalışanın hakkı işveren tarafından fona yatırılmalı. İşverenin kasasında biriken bir hak işçinin güvencesi olmuyor.” İşten çıkarma kolaylaşacak Kıdem tazminatı fonuna ilişkin tartışmaların, her kıdem yılı için ödenecek miktarın 30 günlük ücret tutarını aşağı çekilmesi gibi noktalara odaklandığını hatırlatan Yard. Doç. Dr. Fikret Sazak, oysa tazminatın fon tarafından ödenmesinin iş güvencesi açısından can alıcı bir sorun yarattığını belirtti. “Çünkü, kıdem tazminatı, özellikle toplu işten çıkarmalarda işverenler üzerindeki caydırıcı bir etkiye sahipti. Oysa artık bunu fon ödeyecek. Hele bir de 20.05.2016’da Resmi Gazetede yayımlanan 6715 sayılı Kanunla beraber, 4857 sayılı İş Kanunu’yla hayata geçen kiralık işçilik yasasıyla toplu işten çıkarmaların önü açılacak.” Kıdem tazminatı fonu kurulur ve işçilerin kıdem tazminatları işveren yerine fondan ödenirse, kıdem yükünden kurtulan işveren özellikle durgunluk ve pazar daralması dönemlerinde toplu işten çıkarmalar çok daha rahat bir şekilde yapacak. ekonomi 9 ‘Evet’ ve ‘uygarlıklar çatışması’ Ülkelerin, parlamenter yollardan totaliter rejimlere dönüşme olasılıkları üzerine tartışmalar, Batı’da sağ popülizmin yükselmesi, Türkiye’de AKP rejiminin evrimi, şimdi de Referandum üzerinden yoğunlaştı. Tartışmalarda Almanya’da Nazilerin iktidara yükselme süreci önemli bir örnek oluşturuyor. Bu örnekte, süreç ve söylem boyutları özellikle ilginç. Süreç... Nazi rejiminin kurulmasında, Reichstags binasının yakılması, bunun ardından, çıkarılan Yetkilendirme Kararnamesi belirleyici bir rol oynadı. Hitler bu yetkilendirme kararnamesine dayanarak OHAL ilan etti, kararnamelerle yönetmeye başladı. Sivil haklar askıya alındı, muhalefet medyası susturuldu, muhalifler tutuklanmaya başlandı. Hitler’in kanun hükmünde kararnameleriyle, Nazi üyesi ya da sempatizanı olmayanlar, Yahudiler devlet bürokrasisinden, okullardan, üniversiteden, sanat kurumlarından, yargıdan temizlendiler. Hitler, projesini muhafazakâr Merkez Sağ partinin parlamento üyelerinden, sindirerek, kimi tavizler vererek aldığı destekle ilerletti. Devlet Başkanı Hindenburg ölünce, yerine kimse atanmadı, Hitler (Führer: Reis/Lider), devletin, hükümetin, yürütmenin zirvesini şahsında birleştirdi. Artık Hitler, devleti bizzat yönetiyor, üst düzey bürokratları, yargının başındakileri, hükümetin üyelerini doğrudan atıyordu. Nihayet milletin geleceğini güvence altına almak için muhalefet partileri de yasaklandı... Söylem NAZİ hareketi yükselirken söylemini, milletin tarihsel liderlik misyonunu, ülkenin genişleme, büyüme arzusunu, milletin iradesini zayıflatarak engelleyen “öteki”den (iç ve dış düşmanlardan) kurtulma gereği, bir yeniden doğuş hamlesi üzerine kurdu. Millet tehlike altındaydı, çok uyanık olması gerekiyordu. İtalyan faşizmi de söyleminde sürekli savaştan söz ediyordu. Yukardaki süreç tamamlanırken, Yahudi soykırımının yanı sıra, komünistler, sosyalistler, LGBT bireyler, akıl hastaları, bedensel engelliler hedef alınıyordu. Bugün, AKP liderliğinde siyasal İslam kendini tüm Müslümanların lideri olarak görüyor. Ancak, bu liderlik misyonunu gerçekleştirecek millet iradesini, içerde “Hayır”cılar (laikler, Kürtler, Aleviler) zayıflatıyor. Dışardaysa, Batı uygarlığı (Hıristiyan uygarlık) çöküyor. “İnsanlığın yaşadığı sosyal bunalımlara çare olabilecek en güçlü potansiyel, din olarak İslam, tarihi tecrübe olarak da Müslümanlarda var” (tüm dış politika zaferleri de bunu kanıtlıyor). Batı, bu uygarlığı birleştirecek, ona liderlik sunabilecek bir “Yeni Osmanlı” Türkiyesi’nden çok korkuyor. Uygarlıklar çatışması Tüm Hıristiyan dünyası, bu liderlik misyonunun gerçekleşmesini, ülkenin büyümesini, genişlemesini önlemek için birleşiyor; Türkiye’ye karşı “Haçlı savaşları benzeri yeni bir saldırı furyası başlatıyor”. Peki, “onlar kıyamet savaşına hazırlanırken bekleyecek miyiz?” Tabii ki hayır, nükleer silahlar edinmek de dahil, hazırlanacağız, “savunma kalkanlarımızı güçlendiririz ve yolumuza devam ederiz. Haçlı seferleri döneminde yaptığımız gibi”... “Öyleyse Türkiye’ye destek vermek, hele bu küresel saldırı ortamında ona arka çıkmak Atlantik’ten Pasifik kıyılarına kadar bütün coğrafyanın boynunun borcudur.” Kime karşı: Batı uygarlığına... Ya Çin, Müslüman düşmanı bir rejimle yönetilen Hindistan? Günümüzde tüm uygarlıkların aslında sermaye ilişkisi ve değerleri tarafından teslim alınmış olması? Önemli değil. Realite ile bağlarımız bir kez koptu ya, artık, “Böyle devam ederse hiçbir Avrupalı güvenle, huzurla sokağa adım atamaz”; kapıları açarız, göçmenleri göndeririz. “16 Nisan’dan sonra çok şaşıracaklar” filan. İşte böyle, eğer “Evet” diyecekseniz, yalnızca Hıristiyan dünyasını değil, halkın yarısını hedef alacak bir uygarlık çatışmasına da hazır olmalısınız! TÜSİAD 46 yaşında 2Nisan 1971 yılında kurulan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 46 yaşında. TÜSİAD’dan yapılan yazılı açıklamada derneğin protokolünde TÜSİAD’ın misyonu şöyle belirtildi: “Anayasamızın öngördüğü karma ekonomi prensiplerine ve Atatürk ilkelerine uygun olarak, sanayi ve hizmet alanlarında çalışan meslek ve işadamlarının bilgi, tecrübe ve faaliyetlerini ahenkleştirerek değerlendirmek suretiyle, Türkiye’nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına ve Batı uygarlık seviyesine çıkarılmasına yardımcı olmak amacıyla kurulan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin devamlılığını sağlamak ve görevlerini yürütmek üzere lüzumlu mali yardımları, mutabık kalınacak esaslar dahilinde, müştereken yapacağımızı taahhüt ederiz.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle