04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Cuma 21 Nisan 2017 ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’a özel orta metraj film Yeni filmi “Arif V 216”nın çekimlerine ya Şey Çok Güzel Olacak” filminde Mazhar Alan kında başlayacak olan Cem Yılmaz, gelecek son ve Cem Yılmaz iki kardeşi canlandırıyor senenin “Her Şey Çok Güzel Olacak” filmi du. Yılmaz’ın Mazhar Alanson ile başrollerini nin 20. yılı olması nedeniyle 40 dakikalık or paylaştığı ilk sinema deneyimi olan filmin se ta metraj bir film çekeceğini duyurdu. “Her naryosunu Cem Yılmaz yazmıştı. Cem Yılmaz EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 15 RESSAM YÜKSEL ARSLAN, 84 YAŞINDA PARİS’TE VEFAT ETTİ Renkler küskün Yüksel Arslan Türk resminin duayen isimlerinden Yüksel Arslan, dün sabah saatlerinde Paris’te organ yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede, 84 yaşında yaşamını yitirdi Kendi geliştirdiği teknikle çeşitli doğal malzemeleri kullanarak ürettiği ve “Arture” adını verdiği resimlerle, özellikle de Karl Marx’ın “Kapital” eserinin etkisiyle çizdiği aynı adlı serisiyle bilinen duayen ressam Yüksel Arslan (84), organ yetmezliği sebebiyle bir süredir tedavi gördüğü Paris’teki bir hastanede yaşamını yitirdi. 1933 yılında İstanbul’da doğan Yüksel Arslan’ın babası ve annesi fabrikada işçiydi. Dört kardeştiler. Arslan, ortaokula giderken yaz tatillerinde gazete sattı, fabrikada çalıştı. İstanbul Lisesi’nde okurken cep harçlığını çıkarmak için, yaz aylarında bir yandan manavlık yapıyor, diğer yandan resim çalışmalarını sürdürüyordu. Bu çalışmalarını öylesine ciddiye aldı ki, ilk yapıtlarını, resim hocasının da desteğiyle, okulun koridorunda sergiledi ve yaşamının en önemli kararını verdi: “Ressam olacaktı!” Tüplerden çıkan boyalar onun için öylesine yapay, “doğakarşıtı”ydı ki birkaç ay içinde bir düzine tuvalini yırtıp attı ve Güzel Sanatlar Akademisi yerine İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Enstitüsü’nde okumaya karar verdi (1953). Garip bir düşünceden kaynaklanıyordu bu yönelim: Daha önce gidilmiş yollardan gidilmeden de resim yapılabilir, ressam olunabilirdi. O yıllarda yapay boyaları değil doğal olanı tercih etti, Arslan. Resimlerini çiçekleri, yaprakları, otları, taş, tuğla, kömür, sabun, kav parçacıklarını kâğıt üzerine sürterek yaptı. 20 kadar resimden oluşan ilk sergisini Adalet Cimcoz’un İstanbul’daki Maya Galerisi’nde sıradışı bir isimle açtı: “İlişki, Davranış, Sı Yüksel Arslan’ın kentsel dönüşümü ve Karl Marx’ı resmettiği eserleri. kıntılara Övgü”. Bir gazetenin “Eyüplü manav Maya’da sergi açtı” başlıklı haberle duyurduğu sergi, sanat çevresinde ilgi gördü. Kapital’i resimlemek Ferit Edgü ile “Phallisme” adını verdikleri cinselliği, yabanıllığı, doğallığı öne çıkaran, entelektüel söylencelere karşı bir akım tasarladılar. Edgü’nün Türkiye’den aniden ayrılmasıyla bu düşünceyi sürdürmek Arslan’a kaldı. Adını buradan alan 1958 tarihli “Pahallisme” sergisindeki bu erotik, otobiyografik resimler ortalığı birbiri ne katacaktı (1958 1961). Arslan 1966 1969 yılları arasında büyük boyutta ‘Arture’lara yöneldi. Paris, Galerie Jacques Desbieres’de 30 Arture’luk bir sergi açtı. Ankara sergisinde Cumhuriyet savcılığı 10 yapıtına el koydu. Suçu “genel adaba aykırı eserler üretmek”, yani pornografiydi... 4 Temmuz 1969 günü, Marx’ın “Kutsal Aile” kitabını okurken yeni bir karar aldı Arslan; Kapital’i resimlemek! Kapital dizisi sanatçının girişimleriyle Tony Philippart (Moloine Yayınevi) tarafından yayımlandı. Sergisi ise kitaptan dört yıl sonra gerçekleşti (196975). Arslan 1981 yılında İlhan Koman’la birlikte Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü’nü aldı. 1982’de ise, Fransa’da verilen Humour Noir Grandville kara mizah ödülünü aldı. 198486 yılları arasında, kendi hayatından hareketle “Autoarture” serisini çizdi. 1986’da “Etkiler” dizisi Fransa’da kitap olarak yayımlandı. 1986’da, Aleksandr İvanoviç Oparin’in “Yaşamın Kökeni” isimli eserinden hareketle “İnsan” dizisine başladı ve 2000’e kadar bu diziye ait arture’ler üretti. Bu resimler üç cilt olarak 1990, 1995 ve 1999 yıllarında yayımlandı. Fransa sergisi yolda 2000’den itibaren, “Etkiler” dizisinin devamı niteliğindeki “Yeni Etkiler” dizisine başlayan Arslan, Türkiye’de ve yurtdışında birçok kişisel ve karma sergiler açtı. Yaşamını ve çalışmalarını 1961 yılından beri Paris’te sürdüren sanatçı, 2009 yılında İstanbul’daki santralistanbul’da açılan retrospektif sergisiyle Türkiye’ye gelip dostlarına ve sanat izleyicisine yeniden “merhaba” demişti. Son yıllarda üzerinde çalıştığı “Journal” dizisini ise geçen sene aynı isimle kitaplaştırmıştı. Arslan, 2012 ve 2013 yıllarında Zürih, Viyana ve Dusseldorf’ta açılan sergilerine bu haziran ayında Fransa’daki Lille Modern Sanat Müzesi’nde açılacak sergisiyle devam edecek... Sanatçının cenaze töreniyle ilgili bilgiler henüz açıklanmadı. Festival bitti Amazonia’da Indianaamabuhafta 10’u aşkın film Jones’vari bir epik...gösterimde 20. yüzyıl başında, dünyamızın uygarlığın uğramadığı, hiç bilinmeyen, en esrarengiz köşelerinden, Güney Amerika’da daha haritası bile çıkarılmamış, ilkel ve yamyam, vahşi yerli kabilelerin yaşadığı, kauçuk ağaçlarıyla dolu yağmur ormanlarından geçilmeyen, sınırları belirsiz BolivyaBrezilya arasındaki Amazon bölgesindeki (Amazonia) kimi arkeolojik buluntuları keşfederek oradaki efsanevi bir antik kenti aramayı kafasına takmış İngiliz kâşif Percy Fawcett’in gizemli, merak uyandırıcı ve dramatik bir macera romanından farksız, gerçek yaşamından uyarlanmış, aksiyonuserüveni bol, tarihsel bir biyografik epikdram “The Lost City of ZKayıp Şehir Z”. İngiliz yönetmen James Gray’in, gazeteci yazar David Grann’ın Fawcett’in sıradışı hayatını Amazon’a giderek birebir aktardığı kitabından yola çıkıp senaryosunu yazdığı, İran asıllı usta kameraman Darius Khondji’nin nefis kadrajlarıyla görüntülediği, Amazonia’nın taş devrini aratmayan, dayanılmaz zor koşullarında çekilmiş bu İngiliz yapımı, aksiyonserüven kırması ‘Biopic’, koltuğuna kurulmuş seyirciyi 140 da ‘Kayıp Şehir Z’ filminde efsanevi bir antik kenti aramayı kafasına takan İngiliz kâşifin maceraları yer alıyor. kikalığına, vahşi, balta girmemiş ormanlarla kaplı, zorlu bir Amazonia seyahatine çıkaran, bilinmeyeni aramakkeşfetmek temasıyla sarıp sarmalanmış, Indiana Jones’vari, sürükleyici bir seyirlik. Ölümcül tehlike Attığını vuran, sıkı bir asker oluşunun yanı sıra aynı zamanda mutlu bir koca ve aile babası olan Binbaşı Percy Fawcett’in (Benedict Cumberbatch’in yerine son anda bu başrolü üstlenmiş Charlie Hunnam, filmin yapımcılarından Brad Pitt’e benzerliği ve performansıyla göz dolduruyor), 1906’da İngiltere Kraliyet Coğrafya Cemiyeti tarafından çağrılıp meçhullerle, ölümcül tehlikelerle dolu, Amazonia’daki bir keşif gezisine ko muta etmekle görevlendirilmesiyle başlıyor “Kayıp Şehir Z”. Sefih babasının ayağa düşürdüğü aile şerefini, itibarını yeniden kazanmak için görevi kabul edip her derde deva yardımcısı Henry Costin (Robert Pattinson) ve küçük ekibiyle birlikte Amazon’lara yollanıyor Percy, nehrin kaynağını, eski kentin yerini bilen Kızılderili rehberinin (Pedro Coello) kılavuzluğunda. Yörede siyah altın da denen, nerdeyse petrolle eşdeğer kauçuk ticaretiyle gözlerini kâr etme hırsı bürümüş, sömürgeci Batılı beyazlardan hazzetmeyen ve dış dünyayla hiç bir bağlantıları olmayan yerlilerce oklanarak nehirde öldürülmekten kurtulan Percy, yörede rehberinin sözünü ettiği, El Dorado efsanesi benzeri, es ki bir uygarlık ve kent olduğuna inanıyor, kayalara kazınmış, irili ufaklı heykeller, freskler görüp yerlere saçılmış çanakçömlek parçalarına rastlayınca. Sürükleyici... İngiltere’ye dönüp keşfetme aşkıyla karısıyla (Siena Miller) çocuklarını yine ihmal ederek yeniden Amazonia seyahatine çıkıyor bu kez kâşif olmak isteyen ama sorunlu, bencil, şişman bir zenginle (Angus Macfadyen) beraber. Ülkesine döndüğündeyse bu kez mecburen katıldığı 1. Dünya Savaşı’nda cephede zehirli gazdan etkilenip kör olma badiresini atlatarak yarbaylığa terfi eden, 2 oğlan 1 kız babası Percy, ona epeydir bozuk çalan büyük oğlu Jack’le (Tom Hol land) birlikte bir kez daha tropik Amazonia’ya doğru yola koyuluyor kayıp Z kentini aramaya ama yamyam yerlilerce yakalanıyorlar ve bir daha hiç haber alınamıyor babaoğuldan.. Ölüm tarihi 1954’e kadar umutla kocasıyla oğlunun döneceğini umutla bekleyen Nina rolündeki Siena Miller’le becerikli yaveri canlandıran Robert Pattinson’un da sivrildiği, yılların Franco Nero’sunun da kısacık bir rolde boy gösterdiği zengin oyuncu kadrosundan vahşi Amazon’u ve cangılı olanca renkliliğiyle perdeye taşıyan şahane görselliğine ve düz bir çizgide gelişen beylik anlatımına kadar ilgisiz kalınamayan, dekorukostümüyle taşıdığı tipik bir dönem filmi niteliğinin yanı sıra, sürükleyici ve göz alıcı bir epik kotarmanın da üstesinden gelmiş sonuçta, yönetmensenarist James Gray. “Kayıp Kent Z”nin yanı sıra Macar yönetmen Ildiko Enyedi’nin son Berlinale’nin Altın Ayı’sını kazanmış “Beden ve Ruh”u, Martin Scorsese’nin “Sessizlik”i, 8 yıllık bir aradan sonra yeniden kamera başı yapmış yönetmen Kazım Öz’ün, Dersimli babaannenin şarkısının peşinden aile kökenlerinin araştırıldığı “Zer”i ve Mehmet S. Ünver’in 90’lara damga vurmuş Kerim Çaplı’yla Yavuz Çetin gibi 2 büyük rock müzisyenimize ve Blue Blues Band grubuna kamera tuttuğu “Blue” belgeseli gibi görülesi, ilginç filmlerin de içinde olduğu, 10’u aşkın yeni film gösterime giriyor bu hafta. Haydar Ergülen’le şiir atölyesi Toy İstanbul, farklı alanlardan usta isimlerin atölyeleriyle baharı karşılıyor. Haydar Ergülen, Yekta Kopan, Bağış Erten ve İnan Özdemir üç farklı atölyeyle katılımcılarla buluşacak. “Bağış Erten ve İnan Özdemir ile Karşılaştırmalı Spor Yazarlığı Atölyesi” 25 Nisan’da başlıyor. Yedi hafta sürecek atölyenin amacı spor yazarlığının dili üzerine düşünmek, yeni imkânları ve ekolleri keşfetmek. 1 Mayıs’ta başlayacak “Haydar Ergülen’le Şiir Yazma Atölyesi” katılımcılarını ilk haftasından itibaren sadece şiir üzerine düşünmeye değil, şiir yazmaya da teşvik edecek. Bir öykünün yazılış sürecini merak edenler, 6 Mayıs’ta “Yekta Kopan’la Bir Öykünün İzinde” başlıklı atölyede buluşacak. Dört saat sürecek ustalık sınıfında bir öykü fikrinin oluşumundan karakterlerin şekillenmesine, öykü simgeleri ve atmosferleri başta olmak üzere yazma sürecinin tüm dinamikleri konuşulacak. Ayrıntılı bilgi için: www.toyistanbul.com Tuğrul Tanyol Nilüfer’in konuğu 1980 kuşağı şiirimizin öncülerinden şair ve akademisyen Tuğrul Tanyol, 25 Nisan Salı akşamı 19.00’da Bursa Nilüfer’deki Şiir Kütüphanesi’nde düzenlenecek ‘Şairin Şiir Evreni’ söyleşisine katılacak. Söyleşide şair Cenk Gündoğdu’nun sorularını cevaplayacak Tanyol son olarak, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Gelecek Günlerin Şarabı” adlı şiir kitabıyla hem Metin Altıok Şiir Ödülü hem de Attilâ İlhan Şiir Ödülü’ne değer görülmüştü. Arkeoloji, müzecilik ve restorasyon fuarı Türkiye’de restorasyon, arkeoloji ve müzecilik teknolojilerini aynı çatı altında buluşturan fuar “Heritage İstanbul”, 2729 Nisan tarihleri arasında Hilton İstanbul Convention & Exhibition Center’da gerçekleştirilecek. Fuar üç gün boyunca düzenlenecek eşzamanlı konferanslarda ulusal ve uluslararası uzmanları, kurum temsilcilerini ve uzman akademisyenleri ağırlayacak. TG Expo tarafından organize edilen ve bu yıl 73 firmanın katıldığı fuarın ana başlıkları arasında, “Kültürel Miras” eğitimiyönetimi, envanterde yeni yöntemler, sergileme ve teşhirde yeni araçlar, arkeoloji, restorasyon ve müzecilik teknolojileri bulunuyor. Ayrıntılı bilgi için: www.expoheritage.com C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle