04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 19 Nisan 2017 2 EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: SERPİL ÜNAY Her 3 kadından 2’si dönem dönem meme ağrısı çekiyor Memedeki kistler ağrıya yol açabilir sağlık haber TAHLİYE KARARINA İTİRAZ ETTİLER Meme ağrısı olan kadınların en büyük korkusu kanser olma ihtimalidir. Çok korkulan meme ağrılarının kanser dışında da pek çok nedeni olabileceğini belirten Genel Cerra hi Uzmanı Prof. Dr. Adem Dervi şoğlu, “Meme ağrısı ile kanser arasında direkt bir ilişki yok tur. Yalnızca meme kanseri olan hasta ların az bir kısmın SİBEL BAHÇETEPE da diğer şikâyetler ile birlikte ağrı ola bilir” dedi. Kadınlar, meme ile ilgili heki me en sık meme ağrısı şikâyeti ile başvuruyor. Medical Park Bahçe lievler Hastanesi’nden Dervişoğlu, bu ağrıların ancak yüzde 1520’si nin tedaviye ihtiyaç olduğunu söyledi. Bir kısmında ağrı olur Meme ağrısı olan kadınların en büyük korkusu, bu ağrının nedeninin kanserden kaynaklanıyor olma ihtimali olduğuna anımsatan Dervişoğlu, “Meme ağrısı ile kanser arasında direkt bir ilişki yoktur. Yalnızca meme kanseri olan hastaların az bir kısmında diğer şikâyetler ile birlikte ağrı olabilir” dedi. Memede ağrının gerçek sebebinin genelde tam olarak bilinmediğini kaydeden Dervişoğlu, kişinin hormonal durumu ile ağrı Prof. Dervişoğlu, meme ağrısı ile kanser arasında direkt ilişki olmadığını söyledi. nın ilişkisinin bulunduğunu, bu yüzden ağrı menapoz, gebelik veya adet sonrasında kaybolduğunu anlattı. Dervişoğlu, şöyle devam etti: “Ayrıca hormon tedavisi veya doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda da ağrı bu nedenle görülebilmektedir. Fibrokistik hastalık, meme ağrılarının en sık görülen nedenidir. Memede belli büyüklüklere ulaşan kistler, ağrı şikâyetine neden olabilir. Memede apse veya enfeksiyon gelişen hastalarda da ağrı önemli bir klinik bulgudur. Beraberinde kızarıklık, ısı artışı ve şişme gibi bulgular da vardır. Hastada ağrının karakteri sorgulanmalıdır. Adet dönmeleri ile ilişkisi, ne kadar sürdüğü, ilaçla mı yoksa kendiliğinden mi geçtiği, günlük veya iş hayatında sıkıntı oluşturup oluşturmadığı öğrenilmelidir. Fiziksel muayene sonrasında 40 yaş altı kadınlarda meme ultrasonu, 40 yaş üzerinde mamografi ve meme ultrasonu yapılır. Öncelikle meme ağrısının bilinen bir etkeni mevcutsa, o nedene yönelik tedavi yapılmalıdır. ” Üç gruba ayrılan ağrılar Meme ağrılarını adet dönemi ile ilişkili ağrılar, adet dönemi ile ilişkili olmayan ağrılar ve meme dışı göğüs duvarı ile ilişkili olanlar olarak üç gruba ayrıldığını anlatan Prof. Dervişoğlu, şu bilgileri verdi: 4 Adet dönemi ağrıSI: Memede adet öncesi, ödem ve hacim artması ile gerginlik ve ağrı hissedilir. Adet döneminin başlaması ile birlikte bu ağrılar kaybolur. Ağrıların yaklaşık Prof. Dervişoğlu yüzde7080’i bu şekildedir. 3040 yaşlarında sık görülür. 4 Adet dönemi ile ilişkili olmayan ağrı: Ağrı, memenin belirli bir bölgesinde hissedilir ve genellikle 4050’li yaşlarda görülür. Ağrı bazen kolda, omuz veya koltuk altında da hissedilir. 4 Göğüs duvarı ağrısı: Kas iskelet sisteminden köken alan bu ağrı, çoğu zaman tek taraflı ve o alana bası uygulamasıyla artan bir ağrıdır. ‘Çocuklarımız ölmesin’ Eczacılar, kadın sağlığıkonusunda referans olacak Türk Eczacıları Birliği (TEB) ve Bayer, eczacıların kadın sağlığı hakkında referans noktası olmasını hedefliyor. Proje ile eczacılar uzaktan eğitimle bilgilerini tazeleyecekler. Üreme sağlığı alanındaki yeni gelişmelerden an be an haberdar olacaklar. TEB Başkanı Erdoğan Çolak, yaptıkları bir araştırmaya göre, eczaneye girenlerin yüzde 50’den fazlasının kadın olduğunu ve kadınların genelde üreme sağlığı, ergenlik dönemi, yeni doğan ve bebek beslenmesi, doğum kontrol yöntemleri, gebelikte ilaç kullanımı, gebelikte beslenme gibi konularda eczacılardan danışmanlık almayı tercih ettiğini söyledi. Çolak “Eczacılara vereceğimiz eğitimlerle 25 binden fazla eczacının kadınüreme sağlığı konusunda bilgi düzeniyini arttırmayı hedefliyoruz” değerlendirmesini yaptı. ‘Sen bul, diyabet kolaylaşsın’ Diyabet farkındalığı için üniversite öğrencilerine yönelik “Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın” adlı proje yarışması başladı. Türkiye Diyabet Vakfı ile Sanofi’nin birlikte yürüttüğü ve 4. yılına giren projeyle, bugüne dek toplam 35 üniversiteden 127 bin 500 öğrenciye ulaşıldı, diyabet farkındalığı yüzde 7 arttı. Projeye başvurmak isteyen üniversite öğrencilerine, kendi alanında deneyimli jüri üyeleri tarafından “Diyabet nedir?”, “Hasta gözünden yaşam”, “Proje yönetimi, sunum teknikleri” konusunda proje websitesi üzerinden eğitimler verilecek. ‘Ürün’, ‘Servis’ ve ‘Kurumsal Sosyal Sorumluluk’ kategorisinde değerlendirilecek projede, birincilere 10 bin TL verilecek. SMA hastası 8 aylık Selim bebeğin hayatı ABD’den gelecek ilaca bağlı. Sağlık Bakanlığı’na seslenen aile “İlaçlar gelsin, çocuklar ölmesin” dedi. Nadir görülen kas hastalığı Spinal Muskuler Atrofi (SMA) pençesinde ölüm kalım mücadelesi veren 8 aylık Selim Çakmak’ın sağlık durumu her geçen gün ağırlaşıyor. Selim bebeğin hayatı ABD’den gelecek ilaca bağlı. İlacın getirilebilmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan onay bekleniyor. Mersin’de oturan Meltem ve Abdullah Çakmak çiftinin 3 çocuğundan en küçüğü olan Selim, 8 ay önce dünyaya geldi. İlk günlerde çevresine tepki veren Selim, 70 günlük olduğunda motor hareketleri sıfıra inince ailesi onu doktora götürdü. Tetkik ve tahlilleri yapılan küçük çocuğun SMA hastalığı ortaya çıktı. Nadir görülen bir hastalıkla karşı karşıya kalan aile, yaşadıkları şokun ardından bebeklerini tedavi ettirmeye başladı. 6 aydır evde tedavi edilen, annesinin özel mama ve şırınga yardımı ile beslediği Selim’in hastalığının iyileşmesi için ABD’de üretilen ve bir dozu 125 bin dolar olan ilaca ulaşması gerekiyor. ‘Bu ilaç tek çaremiz’ Küçük Selim’in babası Abdullah Çakmak, aile olarak hastalık karşısında çaresiz kaldıklarını belirterek, “Selim, şu anda 8 aylık. Hastaneye götürdük, tahliller yapıldığında maalesef SMA hastası olduğu ortaya çıktı. Hastalığının ilacı çok pahalı, tedavisi ise çok zor. İlaç yurtdışından üretiliyor. İlaçtan 3 tane lazım. Bunu da karşılayacak durumda değiliz. Ancak bu ilaç devlet kanalıyla gelecek ve tedavi yapılacak. Yavrumuz gözümüzün önünde eriyor. Yurtdışında ilacı kullanan kişiler var. Bu ilacı alıp tedavi olabilen çocuklar var. Bu da bizi sevindiriyor” dedi. Bir firmada asgari ücretle çalışan baba Çakmak, ilacın kullanımı için Sağlık Bakanlığı’nın onaylaması şartı olduğunu da ifade ederek şunları söyledi: “Sağlık Bakanlığı ilacı daha onaylamadı. Bakanlık onaylayıp, SGK ödeme kapsamına alacak ki SMA’lı aileler tedaviye başlasın. Hastalıkla mücadele eden Selim bebeğin durumu ağırlaşıyor. Yoksa başka türlü ilaca ulaşmak mümkün değil. Bu konuda Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Sağlık Bakanımızdan bu ilacın getirilmesi konusunda hassasiyet bekliyoruz. Çünkü bu çocuklar bu ilaca muhtaçlar. İlaç gelmezse çocuklarımız yaşamıyor. Çocuklarımız ölmesin, ilaçlarımız gelsin. İmkânsızlık içinde de çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarı ile son bir ayda 20 çocuk hastalık nedeni ile hayatını kaybetti. Bu çocuklar hayatın tadına varmadan gözlerini yumuyorlar.” l MERSİN/DHA Dayanılmaz sancının nedeni: Böbrek taşı Uzman Doç. Dr. Necmettin Penbegül, böbrek taşının genellikle dayanılmaz ağrılarla kendini gösteren önemli bir sağlık problemi olduğunu söyledi. Hastalığın en yaygın görülen belirtinin ağrı olduğunu belirten Penbegül, “Ağrı kimi zaman çok hafif olabilirken, kimi zaman hastaneye yatmayı gerektirecek kadar şiddetli olabilir. Genellikle 2060 dakika sürer. Ağrı kaburgaların altında sırt bölgesinde veya karnın alt bölgesinde olur, kasığa doğru ilerleyebilir. Bu ağrı esnasında bulantıkusma, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, sızı ve bunlara sürekli idrar yapma hissi eşlik edebilir. Bunlar taşın hareket ettiğinin veya düşüyor olduğunun bir göstergesi de olabilir” dedi. Hazır gıdalar obezite nedeni Diyetisyen Esma Aybattı, hazır gıda tüketiminin obeziteyi beraberinde getirdiğini vurguladı. Aybattı, “Bu besinlerin sürekli tüketimi sinir ve sindirim sistemine zarar verip, kanser riskini arttırmaktadır. Kan şekeri ve kan yağları yüksekliği, mide bulantısı, yüksek tansiyona sebep olur. Bu besinlerin uzun süre korunması için kullanılan katkı maddeleri sağlığımızı olumsuz etkiler” diye konuştu. Mağdurlar Jet Fadıl’ın peşinde Hakkında 2 bin 442 yıl hapis cezası istenirken, 21 gün önce, yattığı 1 yıl 3 aylık süre dikkate alınarak tahliye edilen “Jet Fadıl” lakaplı Fadıl Akgündüz’ün serbest bırakılmasına itiraz edildi. 27 mağdur adına Fadıl Akgündüz ve yeğeni Mehmet Salih Obut’un tahliye kararına itiraz eden Avukat Dr. Acun Papakçı, “yargılamanın adil ve tarafsız olarak yürütülebilmesi için en azından karartılması mümkün olan deliller toplanıncaya kadar tahliye kararının kaldırılmasını, sanıkların tutukluluğunun devamını” talep etti. Mağdurların talebini İstanbul. 2. Ağır Ceza Mahkemesi önümüzdeki günlerde karara bağlayacak. 6 maddelik itiraz İstanbul Bayrampaşa’da Caprice Gold ve Caprice Maldivler gayrimenkul projelerinde devre mülk satışı yaptığı kişilerden para topladığı halde projeleri tamamlamadığı gerekçesiyle yargılanan Akgündüz’ü tahliye eden mahkeme heyeti “delillerin büyük ölçüde toplanmış olmasını ve karartılma ihtimalinin bulunmamasını” gerekçe göstermişti. Cumhuriyet savcısı ise duruşmada “tüm delillerin yeterince toplanmamış olmasını” gerekçe göstererek tutukluluğun devamını talep etmişti. Mağdurlar adına tahliye kararına itiraz eden Papakçı başvurusunda 6 önemli noktaya dikkat çekti: Suçun katalog suçlardan 1olması... Mağdur edilen binlerce 2kişinin bulunması ve bu güne kadar küçük bir kısmının (yüzlerce müşteki) şikâyetçi olmasına rağmen bu dosyada sanıkların 2443’er yıl ile yargılanıyor olmaları karşısında 1 yıl 3 aylık tutukluluk süresinin dikkate alınmayacak kadar 3kısa olması... Dosyaya sunulan bilirkişi raporlarından suçun somut olarak tespit edildiği, ancak fiillerin, suçun kapsamının tespit edilebilmesi için gerekli delillerin toplanılamadığının 4sabit olması... Ana davada müştekilerin sadece bir kısmının din lenilmiş ol ması, birle şen dosyalarda ise sanıkların ifadeleri alına AKüyçküuktkaya mamış ve müştekiler ile tanıkların din 5lenilmemiş olması. Ana davada delillerin toplanılmadığının bilirkişi raporu ile sabit olması ve mah kemenizin de bu karara katıl ması, birleşen dosyalarda ise 6daha delil toplanmamış olması. Fadıl Akgündüz’ün üzerinde malvarlığı bulun madığı, tüm fiilleri aile fertleri ve onlar üzerine kurulan ken di ifadesi ile aile şirketleri üze rinden yürüttüğü ve delilleri karartma ihtimalinin son dere ce yüksek olduğu. Papakçı’nın başvurusunu ilk önce İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirdi. İti razı yerinde görmeyen mah keme heyeti 12 Ni san 2017’de dos yayı karar ver mesi için İstan bul 2. Ağır Ce za Mahkemesi’ne gönderdi. İtira zın önü müzdeki günler de kara ra bağ lanması bekleni yor. Fadıl Akgündüz DİDİM’DEKİ MAHKEME: O ŞİRKETİ ARAŞTIRIN Fadıl Akgündüz’le ilgili önemli bir gelişme de Didim’de yaşandı. Didim 2. Asliye Hukuk Mahkemesi başka bir dava kapsamında Caprice Otel’in sahibi konumundaki Aytepe Turizm’le ilgili Didim Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden bilgi talep etti. 13 Haziran’daki duruşmaya kadar istenilen bilgiler şöyle: 4 Şirketin faal olup olmadığı. 4 İşlerine başka bir isimle devam edip etmediği. 4 Tasfiye edilip edilmediği. 4 Şirketin terkin edilip edilmediği. GREENPEACE’İN TAVUK DAVASI Erişimin engellenmesi talebi reddedildi Greenpeace’in tavuk sektöründeki şirketleri sağlıklı üretim için harekete geçmeye çağıran “Yutmayız” kampanyasına karşı açılan davanın ikinci duruşması dün görüldü. Haksız rekabet iddiasıyla Keskinoğlu’nun açtığı davanın duruşmasında Keskinoğlu, internet sitesine erişimin engellenmesini talep etti. Mahkeme talebi reddetti. Dava Keskinoğlu’nun beyanda bulunmak için süre talep etmesi üzerine 20 Haziran’a ertelendi. Duruşma sonrası Greenpeace Tarım ve Gıda Kampanya Sorumlusu Tarık Nejat Dinç, yaptığı açıklamada “Greenpeace’i susturabileceğini düşünen Keskinoğlu, bu da va ile esas kamuoyu nezdinde mahkum oldu. Kamuoyunun tek beklentisi şeffaflık iken Keskinoğlu, dava açarak sansür yolunu seçti ki bu da şüphelerin haksız olmadığını ortaya koydu. ‘Yutmayız’ kampanyasını destekleyenlerin yalnızca Keskinoğlu’ndan değil tüm tavukçuluk endüstrisinden tek bir talepleri var; çevreyi ve insan sağlığını riske atan üretim uygulamalarının dönüşmesi. Bu sebeple Keskinoğlu’na yönelttiğimiz soruları şimdi tüm endüstriye yöneltiyor ve kamuoyunun beklentileri doğrultusunda kendilerini dönüştürmelerini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle