22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 1 Nisan 2017 eğitim Bakamasan da doğur!2 EDİTÖR:FİGENATALAYTASARIM:ŞÜKRANİŞCAN Ekonomik yoksunluk nedeniyle 2010’da 35 bin 298 olan korunmaya muhtaç çocuk sayısı 2016’da 137 bin 415’e ulaştı. Tecavüz sonucu hamile kalan kadınların kürtajına dahi izin vermeyen iktidar, muhtaç çocuk sayısını yedi yılda yüzde 289 artırdı Önce üç çocuk şiarıyla meydanlarda haykıran iktidar sözcüleri, daha sonra sayıyı artırarak kadınla rın doğurmasını arzuladıkları sayıyı dör de çıkardı ancak veriler, iktidarın doğum yardımı alan kadın sayısını da yardıma muhtaç çocuk sayısını da büyük bir hızla ar tırdığını ortaya koydu. Aile ve Sosyal Politika lar Bakanlığı (ASPB) verileri, yardıma muh taç çocuk sayısının yüzde 289, doğum yar OBülcyaüyktaş dımlarının başladığı 2014 yılından 2016 sonuna kadar doğum yardımı alan kadın sa yısının da yüzde 78 arttığını gösterdi. Daha fazla çocuk doğurmayı teşvik et mek için verilen doğum yardımı sayısın da ve çocuklarıma verecek ekmeğim yok diyerek devlet korumasına başvuran sa yısında büyük patlama yaşandı. Doğum yardımı katlandı Doğumu teşvik eden hükümet, bir önceki yıl 15 Mayıs’ta doğum yardımı uygulaması başlattı. Buna göre, Türk vatandaşlarına, canlı doğan birinci çocuğu için 300 TL, ikinci çocuğu için 400 TL, üçüncü ve sonraki çocukları içinse 600 TL tutarında doğum yardımı yapılıyor. Bir yandan daha fazla çocuk doğurmayı teşvik etmek için verilen doğum yardımı sayısında ve aktarılan kaynakta büyük artış yaşanırken bir yandan da binlerce aile çocuklarının en temel ihtiyaçlarını karşılayamamakta yani karnını doyuramadığı, üzerini giydiremediği, altını değiştiremediği için devletten çocuklarının koruma altına alınarak bakılmasını talep ettiği görüldü. Yüzde 289 Çocuklar için verilen yardımlar iki şekilde uygulanıyor. Yardım alan çocukların önemli bir bölümünü korunmaya muhtaç durumda olup, korunma kararı alınmadan aile yanında desteklenen çocuklar oluşturuyor. Söz konusu çocukların sayısı iki yılda 73 binden 112 bine yaklaşmış durumda. Ancak çocuk yardımlarının başladığı 2010 yılından itibaren yaşanan çocuklardaki muhtaçlık oranı ne yazık ki yürekleri dağlayacak boyutta. Zira, 2010 yılında yine ASPB’nin yıllık faaliyet raporlarına göre, muhtaç çocuk sayısı 35 bin 298 iken, ailesinin bakamadığı muhtaç çocuk sayısı 2011 yılında 41 bin 778’e, 2012 yılında da 49 bin 461’e çıktı. Sonraki yıllarda da hızlı bir tırmanış gösteren muhtaç çocuk sayısı son yıllarda daha büyük bir ivme gösterdi. 2013 yılında 62 bini aşan muhtaç çocuk sayısı 2014’te de 80 bini aştı. Geçici yardım da arttı Koruma kararı alınan çocuk sayısında düşüş görülürken diğer nedenlerle geçici yardım alan çocuk sayısında da ciddi bir artış yaşandı. Söz konusu çocukların sayısı 2014’te 3 bin iken, geçen yıl bu sayı 23 bini aştı. Verileri değerlendiren Dr. Ergün Demir, son yıllardaki bu artışın en önemli nedenleri arasında işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin bulunduğunu belirterek yoksulluğun gizlenemeyen bir gerçek olarak ortada durduğunu ve acı gerçeğin hükümetin halka pazarladığı refah değil, çocukları için koruma kurumlarına başvuru yapan annelerin gözyaşlarında gizli olduğunu söyledi. YGS’ye geç kaldı intihar etti Çanakkale’nin Biga ilçesinde, 12 Mart pazar günü yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) bir dakikalık gecikme nedeniyle alınmayınca bunalıma giren 18 yaşındaki Büşranur Kalaycı, intihar etti. Olay dün akşam saatlerinde Biga ilçesinin Kavaklık Mahallesi’nde oturan Kalaycı ailesinin evinde meydana geldi. YGS’ye giremediği için bir süredir bunalımda olduğu belirtilen Biga Atatürk Anadolu Lisesi 4’üncü sı nıf öğrencisi Büşranur Kalaycı, iple kendini tavana astı. Kız kardeşi Gülnur, akşam eve geldiğinde Büşranur’un odasında tavana asılı cansız bedeniyle karşılaştı. Savcının olay yerinde incelemesinin ardından Büşranur Kalaycı’nın kesin ölüm nedeninin saptanması için cesedi otopsi için Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu’na gönderildi. Savcılıkta ifadeleri alınan Kalaycı ailesinin fertleri, Büşranur’un YGS’ye 1 dakika geç kaldığı gerekçesiyle giremediği için bunalımda olduğunu, 28 Mart’ta sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından psikolojisinin iyice bozulduğu için intihar ettiğini düşündüklerini söyledikleri öğrenildi. l DHA Çin’de eğitim fırsatı Huawei, üniversitelilere Çin’de eğitim fırsatı sunuyor. “Geleceğin Tohumları 2017” kurumsal sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde 7 üniversiteden seçilecek 15 öğrenciyi Çin’e davet eden Huawei, 29 Temmuz13 Ağustos tarihleri arasında Pekin ve Shenzhen’de kültürel ve teknolojik bir gezi düzenleyecek. Çin’e seyahat edecek öğrencilerin Pekin ve Shenzhen’de Çin kültürünü ve teknolojik gelişmeleri öğrenme imkânı el§de edeceklerini söyleyen Huawei Türkiye Pazarlama İletişimi Direktörü Mine Zaim Özcan, Huawei bu sosyal sorumluluk projesi sayesinde ögrencilerizin hem Çin’i yakından tanıma hem de Huawei’nin Shenzhen’deki merkezinde bilişim teknolojilerinin uçtan uca ürün gamını yerinde görme deneyimine sahip olacaklarını belirtti. En mutlusu çocuklar MEB’in el yazısını kaldırma kararı eğitimcileri ikiye böldü. Veliler ve öğrenciler ise karardan çok memnun DENİZ ÜLKÜTEKİN Velilerin ve öğrencilerin uzun süredir eleştirisine sebep olan zorunlu eğik bitişik yazı uygulaması Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kaldırıldı. Uygulama ortaokul 1. sınıftan itibaren seçmeli olacak. MEB’in bu kararı eğitim caimasında tartışmalara sebep oldu. Kimi eğitimciler kararı doğru bulurken bazıları tamamen kaldırılmasının yanlış olduğunu ve el yazısının kademeli olarak uygulanması gerektiği yönünde görüş bildirdi. EL yazısının faydalarını savunan eğitimciler, bitişik yazının çocukları hem hızlı yazmaya hem de beyin bağlantılarını geliştirmeye yönelttiğini savundu. Kaş yaparken göz çıktı Mehmet Balık / Eğitimİş Genel Başkanı “12 yıldır uygulanan bu yöntemde okula başlama yaşının düşmesinin de etkisiyle öğrenciler harfleri bitişik eğik yazı formuna göre yazmakta zorlanmıştır. El yazısı ile çocuklar güzel yazı yazmaktan uzaklaşmıştır. El ve parmak kasları tam gelişim göstermediği için okunaklı yazı yazma olanakları kalmayan çocukların özgüvenleri de zedelenmektedir. İlkokula yeni başlayan bir çocuk için temel endişemiz yazısının güzelliği değil, yazı yazmayı ve okulu sevmesi olmalıdır. Çok güzel yazısı olan ama yazmaktan nefret eden çocuklar yetiştirmenin bir anlamı yoktur. El yazısına geçerken akademisyenlerin önerilerini dikkate almadan, uygulamanın altyapısını oluşturmadan “ben yaptım oldu” mantığıyla hareket eden MEB bu işi de eline yüzüne bulaştırmıştır. Şimdi ise bu kadar karmaşaya ve başarısızlığa neden olan el yazısı uygulamasından yine hiç m2gü0fi0rrme4d’itşaettia Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren eğitim müfredatına giren bitişik eğik el yazısı, ilk dönem Cumhuriyet kuşağında görülen oldukça karakteristik bir yazı stili olarak öne çıkıyordu. İlerleyen yıllarda yapılan değişikliklerle, öğrencilerin birinci sınıfta ayrık harflerle yazı yazması, ikinci ve üçüncü sınıfta kademeli olarak eğik ve bitişik yazıya geçmesi uygulaması benimsendi. 1997 yılında Bakanlık tarafından öğretmenlere, birinci sınıftan itibaren el yazısı öğretmeleri tavsiye edilmesi kararlaştırılmış, ama 2004’e kadar bu konuda ilerleme sağlanamamıştı. 2004’te Türkçe Öğretim Programı içinde yeniden değerlendirilen bitişik eğik el yazısının müfredata eklenmesi kararı alındı. Ancak o tarihten bu yana çok sayıda veli ve öğrenci el yazısının zorluğundan hep yakındı. bir ön hazırlık ve çalışma yapılmadan vazgeçileceği açıklanmıştır. İyi hazırlanmış bir plan, program ve uygulama ile el yazısı uygulamasından vazgeçilmeli, ayrıca okuma yazma eğitiminde 2005 öncesinde olduğu gibi tümden gelim yöntemine dönülmelidir. MEB kaş yaparken göz çıkaran bu tür uygulama lardan bir an önce vazgeçmelidir.’’ Soelmçmaseılyi anlış Sakin Öner / Eski Vefa Lisesi Müdürü “Kararı doğru buluyorum, ama tamamen seçmeli olması yanlış. Eski sistemde olduğu gibi öğrenciler önce dik ve ayrık yazıda büyük küçük harf ayrımını öğrenmeli, sonra kademeli olarak el yazısına geçmeli. Bu uygulama pedagojik açıdan yanlıştı. El yazısı, daha hızlı yazmayı, özellikle not çıkarırken, notu tamemen almayı kolaylaştıran bir yazı türü. Zaman bakımından çok avantajı var. Bu yüzden mutlaka öğrenciler el yazısını öğrenmeli.’’ Karar doğru Prof. Dr. Mustafa Özcan / MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı “El yazısı uygula ması zaten yanlıştı. Çocukların kas gelişimine aykırı bir durum vardı. İlla el yazısı yazacaksınız diye çocuklara dayatmak pedagojik açıdan da yanlış. Bu yüzden Bakanlığın kararını doğru buluyorum. Ancak el yazısı yerine kullanılacak dik harflerin de dayatma halini almaması gerekir. Özellikle erken yaşlarda biraz esnek olunmalı. Önemli olan çocuğun doğru yazmayı öğrenmesi. Harfin dik ya da eğik olması ikinci planda. Bu yüzden 1. ve 5. sınıf arasında okuyan çocukların bireysel farkları dikkate alınmalı. Ortaokul ve lisede ise seçmeli olarak öğretilmesini ise doğru buluyorum. Öğrenci doğru yazmayı öğrendikten sonra estetik anlamda yazısını geliştirmek isterse bunu öğrenebilmeli.’’ Bu işler Ipad’le olmaz Prof. Dr. Halil Ülker / Atılım Üniversitesi Eğitim Fakültesi “El yazısının kaldırılmasıyla ilgili bilimsel bir dayanak yok. El yazısı mümkün olduğu kadar öğrenciyi işin içine sokan bir yöntemdi. Özellikle yakın harflerin birbiriyle ilişkisini algılamanın beyinde yarattığı etki ve parmaktaki adele gruplarının gelişmesi gibi ciddi yararları vardı. Şimdi koyacaklar çocuğun önüne bir laptop, hazır cümlelerle yazacak. Konsantre olmak, farkındalık, empati kurma, emek verme, bir işi bitirme sevinci gibi değerler eğitim sisteminden kalkıyor. El yazısı çocuğun beyin bağlantılarını daha iyi kullanmasını sağlar. Ipad’le bu işler olmuyor. Artık çocuklar sınav deyince testten başka bir şey bilmiyorlar. Üçüncü sınıftan sonra yazı yazmamışlar. Kas gelişimi diyorlar. Çocuğun kas gelişimi el yazısı kadar tamamlanmadıysa, o zaman çanta da taşıyamaz. Veliler olağanüstü korumacı, çocuklarını dünyanın merkezine koyuyorlar.’’ STEM kızları bu yaz Pekin’e gidiyor Aziz Sancar Aziz Sancar önderliğinde başlatılan projeyle kız öğrenciler farklı ülkelerden yaşıtlarıyla buluşacak Nobel ödüllü bilim insanı ler edindikleri deneyimleri izleyi sat bulacaklar” dedi. Prof. Dr. Aziz Sancar önder cilerle paylaştı. Kız öğrencilerin eğitime aktif Ankara, Trabzon, Kars, Hatay, Gaziantep, İzmir ve İstanbul’dan se liğinde geçen yıl başlatılan Girls Aziz Sancar’ın kızı Rose Lorrai katılımlarının önünü açmak ve bi çilecek 70 öğrenci TUBİTAK STEM in STEM (GIS) Projesi’nde bu yıl ne Peifer ise toplantıya vidyo ara lim, teknoloji, mühendislik ve ma Yaz Okulu’na, 14 öğrenci Pekin yer alacak kız öğrenciler basınla cılığıyla bir mesaj gönderdi. Lorra tematik alanlarında farkındalık STEM Yaz Okulu’na katılma hakkı bir araya geldi. ine Peifer mesajında, “Bu proje be edinmesini amaçlayan proje ile elde edecek. Seçilecek öğrenciler, İTÜ Ayazağa Kampusu Süley ni heyecanlandırıyor. Bu sayede Türkiye’nin yedi farklı şehrinden illerde yapılacak etkiliklere katıla man Demirel Kültür Merkezi’nde kız öğrenciler iş hayatına atılırken kız öğrenciler farklı ülkelerden ya cak 700 Türk, 200 Suriyeli kız öğ yapılan toplantıda geçen yıl STEM daha güvenli olacaklar ve kültürel şıtlarıyla buluşuyor. renci arasından belirlenecek. Kamplarında yer alan kız öğrenci açıdan kendilerini geliştirecek fır Bu yıl GIS Projesi kapsamında l Eğitim Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle