20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Basın özgürlüğü için protesto Gürcistan’da Anayasa Mahkemesi’nin ülkenin en büyük bağımsız TV kanalı Rustavi 2’nin eski sahibine verilmesi kararı tepkilere yol açtı. Muhalifler tarafından medyayı susturma adımı olarak nitelendirilen karar üzerine kanala destek için izleyiciler, muhalif politikacılar ile çalışanların da aralarında bulunduğu yüzlerce kişi mahkeme binası önünde protesto gösterisi düzenledi. Kanalın kontrolü için mücadele 2015 yılından beri sürüyor. İki yıl önce alt mahkeme kanalı eski sahiplerinden Kibar Khalvaşi’ye çoğunluk hissesinin geri verilmesi talimatını vermişti. Khalvaşi, iktidardaki Gürcistan Rüyası partisine yakınlığıyla biliniyor. Khalvaşi, hisselerini eski Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili döneminde kaybetmişti. Cumartesi 4 Mart 2017 [email protected] TASARIM: EMİNE BİLGET Fillon’a Fransa’da gelecek nisan ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için geri sayım sürer ki bürosuna yönelik de arama yapılan, hakkındaki iddiaları reddeden Fillon, favori adaylar arasında gös lik desteğini geri çekeceği haberleri dikkat çekti. Cumhuriyetçiler içinde de aday adaylık mücadele baskı ken merkez sağın adayı Cumhuriyetçiler Partisi’nden François Fillon, hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla sarsılıyor. Soruşturma kapsamın terildiği yarıştan çekilmeyeceğini duyurmuştu. Son kamuoyu anketlerinin birçoğu da aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin adayı Marine Le Pen’e sinde Fillon’a karşı yenilen eski başbakanlardan Alain Juppe’nin adı yeniden yüksek sesle dile getiriliyor. Fillon’un adaylıktan vazgeçmesi ha artıyor da Fillon’un Paris’teki evinde dün arama yapıldığı haberi gündeme düştü. Bu sırada Fransa’nın güneyindeki şarap bağlarını ziyaret eden karşı Fillon’un birinci turda geride kalmasına karşın ikinci turda galip gelen taraf olacağına işaret ediyordu. Ancak iddiaların ardı arkasının linde merkez sağın Juppe etrafında birleşebileceği savunuluyor Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçim süreci adayların karıştığı yol Fillon ise seçim kampanyasına de kesilmemesi Fillon’a yönelik deste suzluk iddiaları, skandallarla gölge vam edeceğini duyurdu. Ancak çok ği etkilemiş durumda. lenmiş durumda. Aşırı sağcı Ulu Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin merkez sağ geçmeden de Fillon’un yardımcısının istifa haberi kulislere yansıdı. Fillon, eşi ve çocuklarına haksız kazanç sağladığı, eşini parlamen Sözcüsü istifa etti Paris’teki evinin soruşturma kapsamında arandığı haberinin ardın sal Parti’nin adayı Le Pen hakkında da Avrupa Parlamentosu (AP) ödenekleri konusunda yolsuzluk soruşturması sürüyor. Ayrıca Le Pen’in adayı hakkında yolsuzluk soruşturması derinleşirken evinde de arama yapıldı toda, çocuklarını senatoda çalışır gösterip, maaşa bağladığı iddiaları nedeniyle bir süredir savcılığın hedefinde. Daha önce parlamentoda dan Fillon’un kampanya sözcüsü Thierry Solere’den istifa açıklaması geldi. Ardından da yine merkez sağdan UDI partisinin Fillon’a yöne 2015’te Twitter’dan IŞİD vahşetini gösteren fotoğraflar paylaştığı gerekçesiyle dokunulmazlığı da önceki gün AP’de kaldırılmıştı. Göçmenlere Damadın ismi deyardımayasak Fransa’nın Calais kentinde göçmenlerin kötü koşullar içinde yaşaması nedeniyle tepki çeken ve geçen yıl ekim ayında boşaltılan Calais göçmen kampının yeniden oluşmasını engellemek için alınan önlemler tartışma yarattı. Calais Belediye Başkanı Natacha Bouchart, kampın dağıtılmasından sonra kente dönen göçmenlere yemek dağıtımına ve seyyar duş kabinlerinin kurulmasına yasak getirdi. Kararda, yemek ve yıkanma gibi konularda desteğin, “Vahşi Orman” olarak da adlandırılan kampın yeniden oluşması için teşvik anlamına geleceği savunulurken merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisi’nden olan Bouchart, “İnsani anlamda söylemek zor olsa da gıda yardımı ve duş gibi konularda yardımlara karşı olduğu” ifadesini kullandı. Eylemlerine son verilmesi istenen yardım dernekleri artan polis nüfusu nedeniyle gizlice yemek dağıtmak zorunda kaldıklarını belirterek yasağa uymayacaklarını açıkladı. Bir günde bin kişi Bu arada İtalyan sahil güvenlik ekipleri, önceki gün yasadışı yollarla Libya’dan yola çıkarak Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan bine yakın göçmenin kurtarıldığını açıkladı. Calais Kampı geçen ekim ayında protestolar eşliğinde kapatılmıştı. Yine mezarlığa saldırdılar ABD çapında Yahudi merkezlerine ve okullarına yüzlerce bombalı saldırı tehdidi gelirken St Louis ve Philadelphia’nın ardından Rochester kentinde de bir Yahudi mezarlığı saldırıya uğradı, onlarca mezar taşı yıkıldı. Diğer yandan FBI, Missouri eyaletinde Yahudi merkezlerine yönelik tehditlerin 8’inden sorumlu olduğu şüphesiyle bir kişiyi yakaladı. Zanlı 31 yaşındaki Juan Thompson’ın eski kız arkadaşı adına bomba tehditlerinde bulunup onu zor durumda bırakmaya çalıştığı ileri sürüldü. Ancak ABD Kongresi üyeleri, Trump yönetimine antisemitizmle mücadele için geniş çaplı strateji belirleme çağrısı yaptı. AP vekilinden kadınlara hakaret Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda kadın ve erkekler arasındaki ücret eşitsizliğine ilişkin oturumda, 74 yaşındaki Polonyalı üye Janusz KorwinMikke tepki çeken konuşması damgasını vurdu. KorwinMikke, “Elbette ki kadınlar erkeklerden daha az kazanmalı. Çünkü onlar, daha zayıf, daha küçük, daha az zeki” dedi. AP Başkanı Antonio Tajani cinsiyetçi açıklamalar nedeniyle KorwinMikke hakkında disiplin soruşturması başlattı. BBC’ye konuşan Tajani’nin basın ofisinden bir yetkili bu davranışın cezasının para cezası ile geçici yasaklama arasında değişebileceğini söyledi. KorwinMikke, 2015 yılının Ekim ayında Nazi selamı verdiği için 10 gün yasaklama kararı almıştı. elçi skandalında ABD’de Adalet Bakanı Sessions’ın ardından Trump’ın danışmanı Kushner’in de Rus elçiyle görüştüğü ortaya çıktı ABD, Rusya Büyükelçisi Sergey Kislyak ile geçen yıl iki kez görüştüğü öne sürülen Adalet Bakanı Jeff Sessions’ın sonunun yine Kislyak ile yaptırımları görüştüğünün ortaya çıkması sonucu istifa etmek zo runda kalan Ulusal Güvenlik Danış manı Michael Flynn’e benzeyip benze meyeceğini tartışıyor. New Yorker’ın Michael Flynn’ın geçen aralık ayında Rus elçi ile New York’ta bir araya gel diği, toplantıya katılanlar arasında ise Trump’ın damadı, aynı zamanda Be yaz Saray’daki başdanışmanı Jared Kushner’in olduğu haberi ise ortalığı daha da karıştırdı. Beyaz Saray sözcüsü Hope Hicks, New York Times (NYT) muhabirinin soru su üzerine Kushner’in görüşmeye ka tıldığını doğruladı. NYT, görüşmenin, Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale iddialarının ve Rusya’ya yaptırımların konuşulduğu günlere denk geldiğini yazdı. Hicks, Trump Towers’ta gerçekleştirilen görüşmenin 20 dakika kadar sürdüğünü, Kushner’in bir daha elçi ile bir araya gelmediğini savundu. Washington’da önceki gün Adalet Bakanlığı önünde Sessions’ın istifası talebiyle gösteriler düzenlendi. Savunma harcamalarını artırma vaadiyle dikkat çeken Trump ise Virginia’da eski Başkan Gerald R. Ford’un adını taşıyan yeni uçak gemisinde askerlerle bir araya geldi. Sessions’tan geri adım ni” açıkladı. Hakkında soruşturma açıl USA Today ise geçen temmuz ayında ması ve istifa etmesi yönündeki baskı ki Cumhuriyetçi Parti’nin bir kongresi lar giderek artan Sessions, Senato’da ya ne Kislyak’ın da katıldığı, bu lan söylemediğini belirterek ver rada Trump’ın seçim kampan diği yanıtların “dürüst ve doğru” yasında görev yapan ulusal gü olduğunda ısrarcıydı. Kislyak ile venlik ekibinden iki danışma Senatör sıfatıyla görüştüğünü, nın Rus elçi ile kısa süre görüş büyükelçi ile Trump kampanya tüğü iddiasını aktardı. sı ile ilgili konuşmadığını savu Bu arada Kislyak ile görüş nan Sessions, Ukrayna’daki sa melerine ilişkin Senato’da vaş ve terörizm konularının gün ki onay sürecinde yalan söy deme geldiğini söyledi. lemekle de suçlanan Sessions düzenlediği basın toplantısın Rus elçi Kislyak Diğer yandan Sessions, Senato onay süreci sırasında “bir Rus da “Var olan ya da ABD Başkanlığı kam yetkili ile birkaç kez görüştüğünü” söy panyasına ilişkin gelecekte açılacak lemesi gerektiğini kabul etti. “Rus ajan muhtemel soruşturmalardan çekildiği lar ya da arabulucularla Trump kampan yası hakkında asla bir görüşmem olmadı” ifadelerini kullandı. Trump: Haberim yoktu ABD Başkanı Trump, Adalet Bakanı’nı savunurken “gerçeklikle bağlantılarını kaybettiklerini” ileri sürdüğü Demokratları “cadı avı” başlatmakla suçladı. Sessions’ın dürüst bir adam olduğunu söylese de onunla Kislyak arasındaki herhangi bir görüşmeden haberi olmadığını da itiraf etti. Moskova ‘cadı avı’ dedi Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Sessions ile ilgili iddiaları Trump gibi “bir cadı avına” benzetti. KİM’DEN OKUL ZİYARETİ Üvey kardeşinin Malezya’da uğradığı suikasttan kimi çevrelerce sorumlu tutulan Kuzey Kore’nin lideri Kim Jongun dün başkent Pyongyang’da bir okulu ziyaret etti. Görüntüleri Kuzey Kore’nin resmi ajansı KCNA paylaşırken Kim’in keyifli hali dikkat çekti. Seul’e Pekin misillemesi ABD’nin Güney Kore’ye füze savunma sistemi konuşlandırma adımı Çin’i kızdırdı. Pekin, sözlü olarak turizm şirketlerine Güney Kore’ye tur satışını yasaklama talimatı verdi. Çinlilerin yıllık 8 milyar dolara varan vergiden muaf harcamayla Güney Kore turizminin en büyük müşterileri olmasından ötürü turizm sektörü sarsılırken kozmetik şirketleri, havayolu şirketleri, Hyundai başta olmak üzere otomobil üreticileri, tur operatörlerinin hisselerinde de büyük düşüş yaşandı. Çin, THAAD olarak bilinen Yük sek İrtifa Son Aşama Alan Savunma Sistemi’nin Kore Yarımadası’na yerleştirilmesi halinde bölgedeki askeri stratejik dengenin bozulacağı gerekçesiyle uzun süredir Seul’e uyarılarda bulunuyordu. Güney Kore ise Kuzey Kore kaynaklı balistik füzelere karşı kullanılacağını savunduğu THAAD’ı konuşlandırmak için en büyük holdinglerden Lotte’den takas yöntemiyle arazi devralmıştı. NATO ile Moskova iletişimde Ukrayna kriziyle ilişkileri donduran NATO ile Rusya arasında yaklaşık 3 yıldan sonra dün ilk üst düzey askeri görüşmenin gerçekleştiği duyuruldu. NATO Askeri Komitesi Başkanı Petr Pavel ile Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov’un telefon görüşmesi gerçekleştirdikleri bildirildi. Pavel’in Gerasimov’u aradığı, iki yetkilinin olası askeri işbirliğinin yanı sıra çatışmalardan kaçınmaya yönelik konuları ele aldığı kaydedildi. Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Bu NATO’nun Rusya ile ilişkilerini durdurma kararının ardından askeri hatta düzenlenen ilk üst düzey temastır” ifadesi kullanıldı. Görüşmede Geramisov’un NATO’nun Rusya sınırlarında askeri faaliyetlerini artırmasına yönelik kaygılarını da ilettiği aktarıldı. Öte yandan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de ittifakın Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi için açık olduğunu söyledi. Stoltenberg, NATO’nun yeni bir soğuk savaş istemediğini kaydetti. [email protected] 13 Özpetek’in İstanbul’u Ferzan Özpetek’in “İstanbul Kırmızısı” ile hafta başında “yabancı film Oscar”ı alan Farhadi’nin “Satıcı”sını, kısa arayla gördüm. Farhadi, Özpetek gibi, öyküsünü çarpık kentleşmeyle kabuk değiştiren bir toplum üzerine kurmuş... Tiyatro oyuncusu bir çift, kötü inşaat nedeniyle yıkılmakta olan evlerinden apar topar taşınmak zorunda kalıyor. Duvarlarında dev çatlaklar oluşan ev, baskı ve çeşitli çelişkilerle dikişleri atan topluma bir gönderme olarak kullanılıyor. Taşındıkları yeni evde kadın, sonra kocası yokken içeri giren bir yabancının cinsel saldırısına uğruyor, travma yaşıyor ama polise gitmiyor. Polisin çünkü öncelikle kendisini, tamamen “kadın” sıfatıyla suçlayacağını biliyor. Bu usta iki örtülü gönderme dışında, İran’daki molla rejimine açık eleştiri yok Farhadi’nin filminde. Film aslında sonuna dek çiftin, birbirlerine yabancılaşmalarıyla sonuçlanan iç yolculuklarına odaklanıyor. Ama bu iki çok incelikli referans bile Tahranlı karıkocanın hayatını karabasan gibi kuşatan kadın düşmanı rejimin bunaltıcı baskısı hakkında fikir vermeye yetiyor ve yapıtı, elzem olan gerçekçi ortama oturtmaya elverişli çerçeveyi sağlıyor. ‘eKsagraençillımğaişyolculuk’ Ferzan Özpetek’in “İstanbul Kırmızısı”nda bu çerçeve hiç yok. Filmin İtalya’da vizyona girdiği gün, örneğin Repubblica’da çıkan 3 sayfalık bir yazı sade bizim gazetemize yapılan baskılar ve Silivri zindanında yatan gazeteciler üzerineydi. Aynı gün “Guardian” da Timothy Garton Ash imzalı bir yazı Türkiye’nin ne menem bir insan hakları cehennemine dönüştüğünü tanımlıyor, “Türkiye’ye seyahat etmek bugün karanlığa doğru yol almak gibi!” diyordu. Hal böyle olunca, Türkiye’de çekilen ve adında “İstanbul” damgası taşıyan bir filmde insanlar, uluslararası çapta ün kazanan bu “karanlığa yolculuğun” şu/ bu şekilde parçasını/ dolaylı, dolaysız yansımasını bulmak istiyorlar. Filmin, Türkiye’nin bugünkü gerçekliğine tekabül etmesi adına bunu bekliyorlar. İstanbul Kırmızısı’nda dünya çapında kaygı yaratan o yolculuktan iz bulunmuyor. Özpetek bu tür itirazları “Efendim polis ve kelepçeleri anlatmak aslında çok kolaydır. Ben siyasi bir film değil, (otobiyografik öğeler taşıyan) kişisel bir film yaptım ” diyerek yanıtlıyor: “Hem filmin çekimi zaten 15 Temmuz’dan önce tamamlanmıştı!” Oysa mesele, siyasi sinema yapıp yapmamak meselesi değil. Filmin, bugünün İstanbul’u ve Türkiye’si ile daha gerçekçi bağ kurması ve yapıtın bir şekilde ayaklarının yere basması meselesi. Özpetek de sözgelimi Farhadi gibi bir iki dolaylı göndermeyle bu sahicilik bağını kurmuş olsaydı, İstanbul Kırmızısı olağanüstü bir film olabilirdi. Bu bağ eksik olduğundan, film bu haliyle İzlanda veya San Fransisco da geçebiliyormuş duygusu yaratıyor. Woody Allen’dan başarılı Oysa ki aktörler mükemmel. Çekimler şahane. “Başrolde” sergilenen İstanbul, muhteşem. Hani Woody Allen’ın son yıllarda yaptığı Roma, Paris, Barselona gibi bazı “sıra dışı kent filmleri” var ya… Özpetek’in İstanbul Kırmızısı, İstanbul’un tanıtımı açısından o filmlerin tümüne fark atar. Martılar, Boğaz, odaların içinden geçen gemiler, yalılar, dar sokaklar, eski İstanbul evleri, ezan seslerinin yankılandığı gökdelenler... Hepsi tamam. Özpetek, çarpık kentleşmeye arkada biteviye duyulan inşaat kepçelerinin sesiyle yer vermiş. Siyasi biricik atıf, “Cumartesi Anneleri” ile sınırlı. Ama o da aslında siyasi bir atıf değil. Özpetek çünkü, “Cumartesi Anneleri”ni yalnızca “kayıplar” bağlamında perdeye taşıyor. İstanbul Kırmızısı özde baştan sona “kayıp” duygusu üzerine kurulu. Kaybolan anıların, dostların, dostlukların, aşkların ve yönetmenin kısa süre önce yitirdiği annesi ile İstanbul’un kaybının bıraktığı çok derin boşluk ve boşlukların öyküsü bu film. “İstanbul sadece anılarda kaldı” diyor Meryl Streep denli güçlü ve etkili bir oyunculuk sergileyen Çiğdem Onat. Filmin son sahnelerinden birinde, taşınılan ve artık terk edilen yalının tüm mobilyalarının beyaz çarşaflarla kaplanarak, hayaletlere dönüştürülmesi rastlantı değil. Doğduğumuz, büyüdüğümüz, tanıdığımız İstanbul da bundan böyle bir hayalet bizim için. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle