20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 4 Mart 2017 haber Kurşunla tacizEDİTÖR:SERKANOZAN 11 Şişli’deki merkez binamızın önünden geçen bir taksiden iki el ateş edildi. Polis kaçan saldırganı silahıyla birlikte yakaladı Gazetemizin Şişli’deki merkez binasının önünden taksiyle geçen bir kişi, iki el ateş etti. Kurşunlardan biri binanın karşısındaki mezarlığın duvarına isabet etti. Emniyet akşam saatlerinde kaçan saldırganın yakalandığını açıkladı. Gazetemizin Şişli’deki merkez binasının önünde dün saat 06.48’de silah sesleri yükseldi. Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülere göre gazetemizin bulunduğu Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak’tan taksiyle geçen bir kişi iki el ateş ediyor. Kurşunlar gazetenin karşısındaki mezarlığın duvarına isabet ediyor. Boş kovan bulundu Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, taksinin sağ ön koltuğunda oturan kişinin camdan kolunu çıkararak ateş açtığı görülüyor. Saldırgan aynı taksiyle kayıplara karışırken olay yeri inceleme ekipleri gazetemiz önünde inceleme yaptı. Gazetemizin karşısında mezarlığın duvarında 9 mm’lik bir adet boş kovan ve mermi çekirdeği bulundu. Olayın hemen ardından Şişli İlçe Emniyet Müdürü Murat Turhan da gazetemize gelerek alınan tedbirleri yerinde inceledi. Gazetemiz Haber Koordinötürü Aykut Küçükkaya’ya yaşanan olay hakkında bilgi veren Turhan, ‘Güvenlik kamera görüntülerinin inceleneceğini ve kayıplara karışan kişinin yakalanacağını’ söyledi. Olayın ardından gazete binasına gelen basın mensuplarına bir açıklama yapan Küçükkaya, “Şişli İlçe Emniyet Müdürümüzle görüştük. Emniyet müdürümüzün tespiti, adi bir olay olduğu yönünde. Fakat onlar incelemelerini sürdürüyor. Hassas bir dönemden geçiyoruz. Emniyet birimlerinin olayı bir an önce aydınlatmasını istiyoruz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Murat Sabuncu’dan mesaj: Doğruları yazmaya devam edeceğiz Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, silahlı saldırının ardından, cezaevinden ziyaretçileri aracılığıyla gönderdiği mesajda, “Kurşunlar, hapisler bizi yıldıramaz. Doğruları yazmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. EMniyet’ten ilk açıklama: sarhoşmuş Zanlının yakalanmasının ardından Emniyet’ten yapılan ilk açıklamada, olayı gerçekleştiren Ö.K’nin silahıyla birlikte yakalandığı, şüphelinin sorgusunda “aşırı alkolün etkisinde olduğunu, hedef gözetmeden havaya ateş ettiğini, bir kişi ya da kuruma karşı saldırı niyetinin olmadığını” söylediği belirtildi. CHP’LİLERDEN GAZETEMİZE DESTEK Amaç etkin gazeteciliğin CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak ve önüne geçmek CHP milletvekilleri Barış Yarkadaş olayın ardından gazetemize des tek ziyaretinde bulundu. Toprak ve ateş ettikten sonra, kamera kayıt yecek, Cumhuriyet teslim olmaya Yarkadaş, gazetemiz Yazıişleri Mü larından öğrendiğimize göre sakin cak. Bunun bilinmesi gerekir” di dürü Bülent Özdoğan ve Haber Ko ce uzaklaşıyorlar. Belli ki, Cum ye konuştu. ordinatörümüz Aykut Küçükkaya huriyet gazetesine bir gözdağı ve CHP milletvekili Mahmut Tanal ile görüşerek gazetemiz çalışanla rilmek ve son dönemde artan et da gazetemiz yöneticilerini araya rına geçmiş olsun dileklerini iletti. kin gazetecilik faaliyetlerinin önü rak geçmiş olsun dileklerini ilet Gazete binası önünde bir açıkla ne geçmek, Cumhuriyet gazetesi ti. Tanal, sosyal medya hesabın ma yapan Yarkadaş, nin sesini kısmak istiyor dan yaptığı açıklama Cumhuriyet’e yöne lar. Türkiye’de gazeteci da, “Cumhuriyet ga lik baskıların bir tür lere yönelik baskılar her zetesine saldıranlar lü bitmek bilmediği geçen gün artarken, bun cesaretini, yazarları ni belirterek “Cum dan kuşkusuz en büyük nı ve avukatlarını ce huriyet gazetesinin payı, muhalif olanlar alı zaevine atan zihni 11 yazarıyöneticisi yor. Cumhuriyet gazetesi yetten buluyor. Ka ve bir muhabiri ay de bu muhalif gazetelerin ranlıktan beslenen lardan bu yana, ce başında geliyor. Her tür ler aydınlığı istemez zaevinde iddianamesiz bir şekilde tutulu Erdoğan Toprak lü baskıya, engellemeye, zorluğa, yasaklara, mah Barış Yarkadaş ler, sevmezler! Karanlığın sis perdesini yor. Sabah saatlerin keme kararlarına rağmen, gazete aralayarak açan halkı bilgilendiren de gazetenin olduğu sokağın için cilik yapmakta ısrar eden bu gaze Cumhuriyet’in yanındayız. Basın de havaya iki el ateş edildiğini ve 9 tenin arkasında olduğumuzu ve bu özgürlüğüne sıkılan kurşun, yine mm’lik mermiler kullanıldığını öğ gazetenin düşünce, ifade özgürlü Cumhuriyet’i hedef aldı. Basın öz rendik. Saldırgan ya da saldırgan ğünü her koşulda savunacağımızı, gürlüğüne yapılan saldırıların so lar, büyük bir rahatlıkla gazetenin o saldırıyı yapanlar da mutlaka bil na erdiği bir Türkiye için HAYIR” olduğu sokağa giriyorlar. Havaya melidir. Cumhuriyet boyun eğme ifadelerini kullandı. l İSTANBUL ‘SALDIRININ Sorumlusu hedef gösterenler’ Meslek örgütleri gazetemize yönelik silahlı tehdide tepki göstererek kınadı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç’i ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. Cumhuriyet’e yönelik son dönemde artan baskılara değinen Durmuş, “Gerek Cumhuriyet gazetesinin yapmış olduğu habercilik, gerekse muhalif tavrı birilerini rahatsız ediyor. Cumhuriyet gazetesi bizim örgütlü olduğumuz ve her zaman arkasında durduğumuz bir kurum. Siyasi iktidar bu işin faillerini bir an önce bularak ortaya çıkarmalı ve bu durum karanlıkta bırakılmamalı” dedi. Erinç de ziyarete teşekkür ederek, habercilik konusunda taviz verilmeyeceğinin altını çiz di. DİSK Basınİş Sendikası da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla saldırıyı kınadı. Sendika, “Saldırının sorumlusu Cumhuriyet’i hedef gösterenlerdir. Cumhuriyet emekçileri yalnız değildir” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Karargâh’ haberine terör soruşturması Hürriyet gazetesinin “Karargâh rahatsız” manşeti nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma, “terör” suçları kapsamında kaldığı gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Hürriyet gazetesinde 25 Şubat 2017 tarihinde yayımlanan “Karargâh rahatsız” haberiyle ilgili İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Hakan Sağlam’ın suç duyurusu üzerine soruşturma başlatmıştı. Bakırköy Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Ertuğrul Sarıyar, yetkisizlik kararıyla soruşturma evrakını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. OHAL kapsamında terör soruşturmalarının merkezi, il adliyeleri olarak belirlenmişti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Erdal Aktuğ Orhan Bursalı Orhan Bursalı’ya ÇEK’ten eğitim ödülü Türkiye’nin ilk eğitim kooperatifi olan Bursa Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin (ÇEK) laik, demokratik eğitimin korunması ve gelişimi için çaba harcayan kişi ve kurumlara verdiği eğitim ödüllerinin 11’incisi sahiplerini buldu. Gazetemiz yazarı Orhan Bursalı ve Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Şimşek ile eğitim gönüllüsü Halil Güleç ve Öğretmen Nihan Toptan ödüllerini dün aldı. Törende Bursalı’nın ödülünü CHP Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Grup Sözcüsü Erdal Aktuğ verdi. ÇEK Başkanı Buğra Küçükkayalar, Atatürk ilke ve devrimlerinin yol göstericiliğinde çağdaş, laik ve demokratik eğitim için yurtseverlerin bir araya gelerek 1995’te ÇEK’i kurduğunu, eğitim ödüllerinin Türk Devrim Yasaları’nın yıldönümü olan 3 Mart’ta verilmesinin gelenekselleştirildiğini anımsattı. l BURSA / Cumhuriyet GuardIan yazarı Prof. TImothy Garton Ash, Cumhuriyet’e yazdı: Erdoğan baskıyı artırırken Türkiye’de insan hakları için ayağa kalkmalıyız Britanyalı ünlü tarihçi ve yazar, Oxford Üniversitesi’nin Avrupa Çalışmaları profesörü Timothy Garton Ash, The Guardian’da yayımlanan yazısını dayanışma amacıyla gazetemizle paylaştı. Bu gazete Türkiye’de basılıyor olsaydı yazarın adı ve fotoğrafının altında büyük puntolarla ‘124 gündür özgürlüğünden yoksun’ yazar ve altı tümüyle boş kalırdı. İşte ülkenin en önemli hayatta kalan muhalif gazetesi Cumhuriyet, hapisteki yazarlarının köşelerini düzenli olarak böyle yayınlıyor ve hapisteki günlerin çetelesi tek tek artıyor. Aynı zamanda Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Yönetim Kurulu üyesi olan önde gelen köşe yazarı Kadri Gürsel’den geçende “Hepinize Silivri Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu 9 No’lu Cezaevi B Blok 25 No’lu koğuştan selam ve sevgiler” diye başlayan ve bizi duygulandıran bir mektup geldi. Karanlığa yolculuk Bugün Türkiye’ye yolculuk etmek karanlığa yolculuk gibi: On binlerce memur ve binlerce akademisyen görevden alındı, dünyadaki tüm diğer ülkelerden daha fazla gazeteci hapse atıldı ve tüyler ürperten bir korku sisi hüküm sürüyor. Türkiye’nin en ünlü gazetecilerinden Hasan Cemal’le konuştum. PKK ile ilgili araştırmacı haberi gerekçesiyle “terör örgütü propagandası yapmaktan” 15 ay tecilli hapis cezasının ardından bu hafta “cumhurbaşkanına hakaretten” 11 ay hapse daha mahkum edildi. Türkiye’deki cezaevi koşullarını bana soğukkanlılıkla anlattı. Almanya’nın Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel tutuklandı. 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki Fethullah Gülen hareketinin örgütlenmesini ortaya çıkaran gazeteciler artık FETÖ’cülükten hapiste. Gürsel bizi duygulandıran mektubunda “Gariptir hakkımızda hiçbir suç delili olmadığı için suçluyuz” diyordu. Kafka şimdi hayatta olacaktı ki... NÖeğryeanpcmilearlısyoızr?du: Boğaziçi Üniversitesi’nde ifade özgürlüğüyle ilgili ders vereceğim salonun önünde öğrenciler dağıttıkları şekerlere “BÜ’de ifade özgürlüğü aylardır tehdit altında! Sessiz kalma!” yazıları iliştirmişti. Bana “Ne yapmalıyız” diye sordular. Keşke iyi bir yanıtım olsaydı. Aslında benim de iki acil sorum var. 16 Nisan anayasa değişikliği referandumu yaklaşırken Türkiye’de halihazırdaki siyasi sistemin en doğru tanımı nedir? İstanbul’da aldığım yanıtlar “mutlak otoriterlikten seçimli otoriterliğe” dek değişiyordu. Düzenli seçimlerle otoriter yönetimi temelden meşrulaştıran ikinci tip, Putin Rusya’sı ve biraz daha yumuşak tonda Orban’ın Macaristan’ında da var. Hep 5. kol derler Bu yeni nesil otoriterlerin repertuvarına çoktandır aşinayız. Oligarklar ve holdingler aracılığıyla sahibi oldukları medyayı kontrol edersin. (Geçende Doğan Grubu’na ait Hürriyet gazetesi, Nobel Edebiyat Ödüllü Orhan Pamuk’un röportajını referandumda hayır oyu vereceğini söylediği için yayımlamadı.) Her yere çekmeye müsait yasal düzenlemeler ağıyla herkese dava açabilirsin. (Halihazırda Türkiye’de hem OHAL KHK’leri hem de eski kötü yasalar yürürlükte.) Sindirilmiş yargı üzerinde siyasi kontrolü garantiye alırsın. Kendi milliyetçi anlatını televizyon ve sosyal medya üzerinden pompalarken bağımsız medya ve yerel STK’leri yabancı kaynak larca finanse edilen Beşinci Kol olmakla suçlarsın. Ve daha bunun gibi... Alibveruraplale, rBatı, Anayasa değişikliği teklifi Erdoğan’a muazzam yetkiler vereceği gibi 2029’a dek cumhurbaşkanı kalmasını sağlayacak. İkinci olarak öğrenciler gibi ben de kendime ‘Ne yapmalıyız’ diye soruyorum. Ama ben ‘biz’ diyerek, Avrupa’yı, Batı’yı ve her yerdeki liberal zihniyetteki insanları kastediyorum. Referandum sonucu çantada keklik değil. Anketler çoğunluğun az farkla evet dediğini gösteriyor, yani ‘çekingen Brexitçiler’, çekingen Trumpçılar’ gibi ‘çekingen hayırcılar’ olabilir. Dolayısıyla hem uluslararası hem de yerel seçim gözlemcilerinin büyük sayıda bulunması yaşamsal önemde. Ya Avrupa ve Amerika’dan daha fazla kaldıraç güç nerede? Türk dostlarım bu yüzyılın başında Türkiye’nin güya ‘yumuşak İslamcı’ hükümetiyle AB’ye katılabileceğine inanılan ve AB’nin de Türkiye’yi almakta ciddi gözüktüğü o altın çağı acı dolu nostaljiyle hatırlıyor. Hepsi tümden gitti, bitti. Almanya Başbakanı Angela Merkel genel seçimler öncesi sığınmacı akışının yeniden başlamaması için Erdoğan’a bağımlı hissediyor, Fransa kendi seçim derdinde, Brexit derdindeki Britanya Başbakanı Theresa May, Trump’tan Erdoğan’a ve Hindistan lideri Modi’ye dek satıcı gibi dolaşırken özgürlüklerle ilgili tek kelime bile etmiyor. Trump’ın yürüyen antitezi olduğu değerler adına sesini yükselteceğini ummak için deli olmak gerek. üDnüinvyearsniıtnetleürmi Öteki Türkiye’ye yardım etmek için bir şey yapacaksak bunu kendi kendimize yapmak zorundayız. AB, ABD ve diğer hükümetler olur da baskı yapsa bile bu Türkiye siyasetinin yönünü değiştireceğe benzemiyor. Ama bazen daha az hırs bürümüş, daha alt düzey müdahaleler işe yarar. Moral bozucu olsa da Sovyetler Birliği’ndeki muhalifler için yapageldiğimiz şeylere geri dönmek zorundayız, geldiğimiz nokta bu. Öyleyse dünyadaki üniversiteler tanıdıkları akademisyenler ve kurumlar adına müdahale etmeli. Akademiler akademilere, düşünce kuruluşları düşünce kuruluşlarına, tiyatrolar tiyatrolara ortaklık ve destek sunmalı. İstanbul’da duyduğum en moral bozucu şeylerden biri, ülkeyi giderek daha az sayıda yabancı akademisyen, yazar, gazeteci ve sanatçının ziyaret ediyor oluşuydu. Meslektaşlarımız kendini dünyayla bağlantısı kesilmiş hissediyor. Elimizden her geldiğinde gitmeliyiz, dinlemeliyiz, haber yapmalıyız ve yüksek sesle konuşmalıyız. İnsan hakları örgütleri ezilen birey ve gruplar için seslerini çok daha fazla yükseltmeli. Bu dayanışma eylemlerinin bazılarını Twitter’da #FreeTurkeyJournalists etiketinden ve freeturkeyjournalists.com adresinden takip etmek mümkün. Tek tek gazete ve dergiler de Türkiye’deki köşeye sıkışmış muadillerine uluslararası spot ışığı tutarak destek olabilir. Hükümetlerimizin büyük adımlar atmadığı yerde bizim küçük adımlar atmamız her zamankinden daha önemli. Erdoğan vidaları sıkıştırırken şimdi yurttaşlar arası dayanışma zamanıdır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle