14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO FAİZ BORSA 3.5990 3.8910 11.63 90.606 3.1 kuruş 1.1 kuruş Sabit 296 puan 8 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Ihracat yolları tıkandı ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 972.50 1.32 lira 144.10 20 kuruş Çarşamba 22 Mart 2017 Avrupa ithalatı kısıp Ortadoğu’da da çatışmalar artınca Türkiye’nin çimento ihracatı son 8 yılda 16.5 milyon tondan 7.6 milyon tona düştü Türkiye çimento sektörü 2016’daki 77 milyon ton üretimle dünyada ilk beşte yer alıyor. Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Tufan Ünal, iki yıl önce birim fiyatı 42 dolar olan çimentonun şu anda fiyatının 28 dolara kadar düştüğünü söyledi. Ünal, düzenlediği basın toplantısında çimento sektöründe şu anda 17 bin kişinin çalıştığını, yeni yatırımların devreye alınmasıyla 2018 ortalarına kadar istihdamın yüzde 3 artırılacağını söyledi. Ünal sektörle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: Beton yol şart 4 Türkiye bir türlü beton yolları içine sindiremedi. Bugün Amerika’nın yüzde 90’ı beton yollardan oluşuyor. Beton yollar, asfalt yollara göre ilk yapım maliyeti açısından yüzde 35 daha ucuz ve uzun ömürlüdür. Asfalt yollara harcanan bakım onarım giderlerinden sağlanan kâr ile her sene bir Avrasya Tüneli açabiliriz. 4 Türk çimento sektörü 2016’da 77 milyon ton üretimle yaklaşık 2.8 milyar dolar ciro elde etti. İhracat geliri ise 500 milyon dolara ulaştı. Avrupa ihracatı ciddi anlamda düştü. Bölgemizdeki diğer ülkelerde de karışıklıklar ve savaşlar nedeniyle ihracat ülkeleri ciddi daraldı. Çimento sektörü yerli ham madde kullanımıyla cari açık yaratmıyor, aksine ihracatla açığı kapatmak için çalışıyor. Yeter ki huzur olsun 4 2023’e kadar kentsel dönüşüm kapsamında 7 milyon konutun yenilenmesi gündemde. Ancak bu istenilen hızda gitmiyor. 7 milyon kunut 140 milyon ton çimento tüketimi anlamına geliyor. Şu anda sektörün en büyük sorunu tüketimin istenilen düzeyde artmaması. 4 Türkiye’de ciddi altyapı eksikleri var. Bunun ivedilikle yapılması gerekiyor. Yabancı payı düştü 4 Yeter ki huzur olsun biz sektör olarak elimizden geleni yaparız. 4 Son 10 yılda, sektör ola (Soldan sağa) Mehmet Hacıkamiloğlu, Tufan Ünal ve ÇEİS Başkan Yardımcısı Cem Sak’ın verdiği bilgiye göre bu yıl sektör yüzde 3 büyüyecek. rak iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine yaklaşık 145 milyon TL yatırım yaptık. Sadece ÇEİS olarak son 10 yılda yaptığımız yatırım ise 6 milyon TL oldu. 10 yılda sektör olarak eğitime yaklaşık 31 milyon TL harcama yaptık. ÇEİS Yönetim Kurulu Üyesi de olan Mehmet Hacıkamiloğlu, Türkiye’de çimento sektöründe büyük rekabet olduğunu belirterek, sektörde yüzde 30’larda olan yabancı payının şu anda yüzde 20’lere indiğini ifade etti. l Ekonomi Servisi ‘Yatırımı durdurmaz’ Türkiye’nin en büyük çimento üreticisi Akçansa’nın ortağı Heidelberg Cement’in Türkiye’ye yatırım yapmayacaklarını geçen hafta duyurmasının ardından Akçansa Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu’ndan açıklama geldi. Hacıkamiloğlu, “Heidelberg Cement’le 20 yıldır ortaklığımız var. Ortağımızın yatırımları durdurmasına ihtimal vermiyorum” diye konuştu. Alman çimento devi Heidelberg Cement’in Üst Yöneticisi (CEO) Bernd Scheifele, geçen cuma günü yaptığı açıklamada Türkiye ile Almanya arasındaki gerilimin ardından Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlediklerini, iki ülkedeki seçimler nedeniyle artan gerilim yüzünden fırsatlar olmasına rağmen şu anda Türkiye’ye yatırım düşünmediklerini belirtmişti. Koç: Kültürel mirasyedilik var Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, kültürel mirasın toplumsal kalkınmaya destek olacak sonsuz bir zenginlik kaynağı olduğunu söyledi. Koç, kültürel mirasın korunması kadar kültür ve sanatın da toplumsal kalkınmada önemli bir yeri olduğuna dikkat çekerek, “Sanatın toplumsal gelişim ve barışa yapabileceği katkıya bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var” dedi. Koç Holding’in kurumsal dergisi Bizden Haberler’e konuşan Ömer Koç’un konuşması şöyle: 4 Kültürel mirasın korunması için atılan her adımı destekliyoruz. Gelecek nesiller için kültürel mirasın üzerine titrenmesi gerekiyor. 4 “Kültürel ve tarihi zenginliğin hakkını verebiliyor muyuz?” sorusunun cevabı hem evet, hem hayır. Pek çok sevindirici gelişmenin yanı sıra üzücü olan Ömer M. Koç lar da eksik olmuyor. Toplumsal farkındalık alanında hâlâ almamız gereken önemli bir yol var. Ekonomik gelişmeye, kalkınmaya yönelik arzumuz, maalesef zaman zaman toplumsal gelişimin kültürel boyutuna kör ve sağır kalıyor. İşte o zaman kültürel miras konusunda tam bir mirasyedi gibi umursamaz davranabiliyoruz. El ele çalışmalıyız 4 Bu alanda ilerlemek için kültürel mirasımızı sadece manevi bir değer değil aynı zamanda kalkınma arzumuza destek olacak devasa ve sonsuz bir zenginlik kaynağı olarak görmeye başlamalıyız. Onu da tıpkı diğer zenginliklerimiz, fabrikalarımız, tesislerimiz, evimiz, servetimiz gibi üstüne titreyerek korumalıyız. 4 Farklı görüşlerin çok seslilik içerisinde ifade bulabilmesinin, en önemli mecrası da sanat zaten. Sanat ve kültür yatırımlarını tüm ülkeye yaymak önceliğimiz olmalı. 4 Sanatsal üretim ve tüketim belirli kültür politikaları olmadan yaygınlaşmıyor. Bu politikaların oluşturulması ve uygulanmasında kamu özel sektör el ele çok daha yoğun çalışmamız gerekiyor. l Ekonomi Servisi Beyaz eşyada indirim uzayabilir Maliye Bakanı Naci Ağbal, beyaz eşya ve mobilyada vergi indirimlerinin süresinin 30 Nisan’da sona ereceğini hatırlatarak “İndirimin uzatılması konusunu değerlendireceğiz” dedi. Ağbal, “En son gelen rakamlar, geçen seneden bu seneye, şubatşubat dönemi beyaz eşyada satışlar yüzde 30’un üzerinde artmış. Aynı oranın mobilya sektöründe de olduğunu görüyorum. Bu iki sektör ekonomide dinamo sektör. Bu, pi yasada bir hareketlenme getirdi. Bunu dikkate alacağız” diye konuştu. Klima, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, termosifon, elektrikli süpürge ve bazı küçük ev aletlerinden alınan özel tüketim vergisini 30 Nisan’a kadar sıfırlanmıştı. Aynı kararla ahşap ve plastik mobilyalar, koltuklar ve büro mobilyalarına uygulanan KDV oranı da 30 Nisan’a kadar yüzde 8 olarak tespit edilmişti. l Ekonomi Servisi Rusya pazarını Azerbaycan ve komşu ülkelere kaptıran süs bitkileri ihracatçıları, şimdi de Hollanda ile yaşanan krizden endişe duyuyor. İhracatçılara göre siyasiler bugünlerde söylediklerine çok dikkat etmeli. ÇiçekçilerdeVSUİKRYRAAİBZSİİLİR Hollanda endişesi Bağdatlıoğlu, görüştükleri 30 Hollandalı firmanın, yaşanan siyasi kriz nedeniyle projelerden vazgeçmek üzere olduğunu söyledi. Rusya ile yaşanan uçak krizi nedeniyle 2016 hedefini tutturamayan çiçekçilik sektörü, Hollanda krizinin ardından 2017 hedefleri için endişeli. Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, Hollanda ile yaşanan kriz nedeniyle, 2023’e kadar toplam 500 milyon dolarlık ihracatı hedefleyen yatırımlar için görüştükleri 30 Hollandalı firmanın, projelerden vazgeçmek üzere olduğunu söyledi. DHA’ya konuşan Bağdatlıoğlu, siyasilerin bugünlerde söylediklerine çok dikkat etmesi gerektiğini vurgulayarak “19 Mayıs’ta 30 Hollandalı firma ile bir çalışmamız vardı. Bu çalışma ile burada ürünler yetiştirip 2 yıl içinde Hollanda’ya ihraç edilecekti. Dün aldığımız bir habere göre iptal etmek istiyorlar. ‘Türkiye’de acaba bizi istiyorlar mı’ diye bir korkuya kapıldılar. Biz hemen cevap verdik, bunun siyasi bir kriz olduğunu ve ticaretin devam etmesi gerektiğini söyledik” dedi. Bağdatlıoğlu, 2016’da yüzde 20’lik hedeflerinin Rusya krizi nedeniyle yüzde 5’lerde kaldığını söyledi. 10 milyon dolarlık ihracat hacminin Rusya krizi nedeniyle bu ülkede 50 bin dolarda kaldığını belirten Bağdatlıoğlu, “Rusya’da kaybettiğimiz pazarı Avrupa ülkelerinde kullandık. Şimdi de ‘kurtarıcı’ dediğimiz Hollanda’da ile kriz yaşıyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Klima ithalatına soruşturma İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu, Çin menşeli duvar tipi split klima ithalatına, süregelen korunma önleminin devam edip etmeyeceğinin kararlaştırılması için nihai gözden geçirme soruşturması (NGGS) açtı. Ekonomi Bakanlığı tebliğine göre, yerli üreticiler ArçelikLG ve Vestel, Çin menşeli duvar tipi split klima ithalatına 2006’dan bu yana sürdürülen yüzde 25 oranındaki dampinge karşı önlemin yürürlükten kalkması halinde dampingin ve zararın devam etmesinin muhtemel olduğuna ilişkin olarak bir NGGS açılmasını talep etti. İcradan yarı fiyatına satıldı Borçları nedeniyle icra yolu ile satışa çıkarılan Torba Mahallesi’ndeki Kervansaray Bodrum Oteli, tespit edilen değerinin yarı fiyatı olan 47 milyon 150 bin TL’ye satıldı. Kervansaray Yatırım Holding bir süreden beri yaşadığı mali sıkıntılar ile gündeme gelmişti. Bodrum’daki otel için 94 milyon TL bedel belirlenmişti. İhaleyi Mega Varlık Yönetim AŞ kazandı. Kervansaray Yatırım Holding’in ise 7 gün içinde ihalenin iptali için dava açma hakkı var. Güney Kore şirketleri garantisiz gelir miydi? Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım, G. Koreli şirketlerin Çanakkale köprüsü projesine yatırım yapmasını, ekonomiye güvenin yansıması diye niteledi. Bütçenin rekor açık verdiği, Merkez Bankası rezervlerinin ne yazık ki eridiği, bankalara talimat yağdırıldığı bir konjonktürde, bu tezi sorgulamak elzemdir. (Güney Kore merkezli iki şirket; Daelim ile SK Group) “Gerçek tam olarak böyle mi” sorusunun cevabı, bir başka soruda gizli. O soru da şu: Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) geniş anlamda ise Türk Hazinesi, günlük 45 bin trafik garantisi vermese, G. Kore şirketleri 10.5 milyar TL’lik bu yatırımın altına girer miydi? Bu soruya G. Kore şirketleri “Evet” yanıtını veriyorsa, bu köşede yayımlamaya hazırım. HHH Neden veremeyeceklerini açıklayalım: Yatırım bedeli böylesi yüksek bir ulaştırma projesini hayata geçirebilmek için, finans kesimine başvurma zorunluluğu var. Bankalar da haliyle bu ölçekteki projeye kredi kullandırmak için verecekleri paranın geri döneceğinden emin olmak istiyor. İşte bunu sağlayan biricik unsur, günlük trafik garantisi. Tıpkı diğer YapİşletDevret (YİD) projeleri gibi. 3. köprü, Osmangazi Köprüsü gibi. Bunlar ulaştırma projeleri. Değişik başlıklar altında garanti verilen şehir hastaneleri de farklı değil. “Milletin cebinden beş kuruş çıkmayacağı” yaygın yalanıyla sunulan şehir hastanelerinin de içeriden ya da dışarıdan finansman sağlayabilmesi, yüzde 70 doluluk garantisiyle olanaklı. (Türkçesi şu: Ey girişimci, yapacağın hastanedeki yatak sayısının yüzde 70’i kadar vatandaşım hastalanacak.) HHH YİD modeli, gerçekte bir AKP icadı değil. 23 yıllık geçmişi var. AKP hükümeti 2011’de yasanın uygulama esaslarını yeniden düzenledi. Kararname ile “talep garantisi” tanımı netleştirildi. Tanıma göre “Görevli şirketçe üretilen mal ve hizmetler için idare tarafından verilen garanti” denildi. Dünkü yazımda, sekiz ay önce açılan 3. köprüye verilen trafik garantisi yer aldı. Günlük 135 bin aracın geçtiği her gün ve her eksik araç sayısı için bu yılın nisan sonuna kadar İçtaşAstaldi’ye aradaki gelir kaybı ödenecek. Benzer garantiler, bütün YİD sözleşmelerinde olduğu gibi Çanakkale köprüsü uygulama sözleşmesinde yer alıyor. YİD sözleşmelerinde, uyuşmazlıkların çözüm yer ve yöntemi de önemli. Uyuşmazlıkta taraflar aralarında anlaşıp tahkime de gidebiliyor. Fakat bu “tahkim” meselesi de tartışmalı bir konu. Baktığımızda, ancak kamunun kazanması durumunda “açıklanabilir” nitelik kazandığını görüyoruz. Uzanlar ile Enerji Bakanlığı uyuşmazlığı bunun tipik örneği. HHH Buna karşılık, Marmaray projesindeki tahkim konusu ne oldu bilmiyoruz. Gizli çünkü. Projeyi üstlenen firmalardan Japon TAISEI, açılışın, dönemin başbakanı Erdoğan’ın isteğiyle bir yıl öne çekilmesi nedeniyle 200 milyon dolar alacağının doğduğunu açıklamış, nakit akışının sarsıldığı gerekçesiyle bu parayı talep etmişti. Yerel tahkim kararlarının uygulanmadığını iddia eden firmanın alacağının ne durumda olduğu bilinmiyor. 200 milyon doların akıbeti hakkında iki yıldır bir açıklama yok. Başa dönecek olursak çok sayıda finans kuruluşu, Çanakkale köprüsünün yatırımını finanse etmeyi kabul etmiş olabilir. Ancak bu müthiş güvende, otomobil başına 15 bin Avro artı KDV geçiş ücreti üzerinden günlük 45 bin trafik gibi “duygusal” bir gerekçenin payı gözden kaçmasın. KISA... KISA... l Rakıya yerli anason şartı getirildi. Alkollü içkilere ilişkin düzenlemede yapılan değişiklikle, rakıda bundan sonra sadece Türkiye’de yetişen anason tohumu kullanılabilecek, rakı etiketinde, şeker ve kaloriyle ilgili hiçbir beyan yer alamayacak. l Merkez Bankası, dolar cinsi tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara uyguladığı faiz oranını yüzde 0.75’ten yüzde 1’e yükseltti. Bu hamleyle dolar/TL’deki düşüş sürdü. Kur 3.60’ın altına indi. l Borsa İstanbul, dün gün içinde 28 Ocak 2015 tarihinden bu yana gördüğü en yüksek seviye olan 91 bin 497 puana çıktı. Bu rakam, 14 yılın zirvesi olarak kaydedildi. l Çalışma Bakanlığı, 120 Mart tarihleri arasında 357 bin 594 kişinin istihdam edildiğini açıkladı. 18 bin 331 kişi kamudaki görevine yeniden döndü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle