20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 22 Mart 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 11 ‘Bu toprakların zalimi bitmiyor’ HDP ve DBP’nin organize ettiği Van Kalesi yakınındaki Nevruz kutlamasına yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Kutlamada konuşan HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Bu toprakların zalimi bitmiyor. Ama bu zulme itiraz edenleri de bitmiyor. Bugünün zaliminin, dünün zalimlerinden bir fark yoktur. Tarihin çöplüğüne gidecekler. 16 Nisan’da bunların cevabını vereceksiniz. Öyle bir şamar vuracaksınız ki şamarın sesi fizandan duyulacak. Savaş acı bir şeydir. Israrla siz savaş dedikçe biz barış diyeceğiz” dedi. Yüksekova’da gazlı müdahale Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde Nevruz kutlamaları Yeni Mahallede Şehir Stadyumu’nda yapıldı. Geniş güvenlik önlemlerini alındığı kutlamalarda, alana bayrak, pankart, afiş ve flama alınmasına izin verilmedi. Kutlamalar sürerken, kalabalıktan bir kişinin Abdullah Öcalan lehine slogan atmak istemesi üzerine polis bu kişiyi gözaltına almak istedi. Grubun tepkisi üzerine polis gözyaşartıcı gaz kullanarak kalabalığı dağıttı. Birçok kişi gözaltına alınırken stadyumda toplananlar da müdahale üzerine alandan ayrıldı. Cizre’den barış çağrısı Şırnak’ın Cizre ilçesinde Nevruz kutlamalarında binlerce kişi yöresel kıyafetlerle Nevruz alanını doldurdu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslenen HDP Milletvekili Pervin Buldan, “Sizler barış süreci ve müzakereyi buzdolabına koyduğunuz zaman, Cizre’de anneler çocuklarını toprağa gömebilmek için cenazelerini buzdolabına beklettiler. Şimdi buradan Ankara’ya çağrı yapıyoruz, barış ve müzakere sürecine bu ülkenin, bu coğrafyanın ne kadar ihtiyacı olduğunu hep birlikte gördük” dedi. Kızıltepe de ‘hayır’ dedi Mardin’in Kızıltepe ilçesinde katılımcılar referandum için hazırlanan “Na/Hayır” yazılı flamalar taşıdı, sık sık “Oyumuz hayır” sloganı attı. HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, “Baskılarına rağmen boyun eğmedik. Hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz” dedi. Sancar, konuşmasını tamamladıktan sonra kalabalık içerisinde bulunan bir grup, terör örgütü PKK ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar atmaya başladı. Polis, gruba basınçlı su ve gaz bombasıyla müdahale etti. Bingöl’de 8 kişi gözaltına alındı Bingöl’de HDP ve DBP İl Başkanlığı’nın merkez Saray Mahallesi Sağlık Caddesi üzerinde organize ettiği Nevruz etkinliğine HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ve Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy katıldı. Nevruz ateşinin yakılmasının ardından kutlamalar çekilen halaylarla son buldu. 8 kişi terör örgütü PKK lehine slogan attıkları gerekçesiyle gözaltına alındı. Milli Eğitim isim listesi talep etti Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü kentteki tüm okullara gönderdiği yazıda, dün göreve gelmeyen tüm personelin isimlerinin bildirilmesini istedi. Yazıda, “21/03/2017 tarihinde izinli/ izinsiz olarak göreve gelmeyen öğretmen ve personel isim listeleri ile öğrenci sayılarının İVEDİ olarak müdürlüğümüz hukuk hizmetleri şubesine bildirilmesi, ayrıca okulunuzda eğitim gören öğrencilerin ders esnasında izinsiz olarak okuldan ayrılmamaları için nöbetçi öğretmen sayısının artırılarak gerekli hassasiyetin gösterilmesi hususunda; gereğini rica ederim” denildi. Boyun eğmeyiz diz çökmeyiz Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarına ‘hayır’ damgası Miting alanını dolduran binlerce kişi Kürtçe Na (Hayır) yazılı pankart ve flamalar taşıdı. Diyarbakır’da HDP, DBP, DTK ve TJA tarafından “Mutlaka kazanacağız” mir, HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan, sloganıyla düzenlenen Nevruz EMEP Genel Başkan Selma Gür kutlamasında büyük coşku var kan, KESK Eş Genel Başkanı La dı. HDP’nin tutuklu Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş MAHMUT ORAL mi Özgen, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, HDP millet ve Figen Yüksekdağ, cezaevin vekilleri Dilek Öcalan, Sibel Yiği den gönderdikleri mesajda “Zulmün talp, İmam Taşçıer ve Altan Tan, CHP ve zalimin karşısında da boyun eğme Diyarbakır İl Başkan Yardımcıları Meh yecek, diz çökmeyeceğiz. Halkımızın met Şerif Doğru ve Erdem Ünal, CHP İl onurunu her yerde koruyacak ve mut Disiplin Kurulu Başkanı Selim Fidan laka kazanacağız” dedi. cı, sokaya çıkma yasaklarındaki operas Diyarbakır’daki Nevruz kutlama yonlarda Cizre, Sur, Nusaybin’de yaşa ları yine çok renkli görüntülere sah mını yitirenlerin aileleri, Roboskili aile ne oldu. Sabah erken saatlerden itiba ler, tutuklu vekil ve belediye eşbaşkan ren binlerce kişi Bağlar ilçesindeki Nev larının aileleri, protokoldeki yerini aldı. ruz Parkı’na akın etti. Her yıl Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Nevruz kut ‘Elbette hayır diyeceğiz’ lamaları için yurttaşları ücretsiz olarak Nevruz kutlamalarında, tutuklu HDP taşırken belediyeye kayyım atanma eş genel başkanları Selahattin Demir sının ardından yurttaşlar bu yıl kendi taş ve Figen Yüksekdağ’ın cezaevinden imkânlarıyla kutlamalara geldi. Miting gönderdiği mesajlar okundu. Mesajda alanı ve çevresinde geniş güvenlik ön şu ifadelere yer verildi: “Çözüme, de lemleri alındı. Zaman zaman giriş nok mokrasiye ve barışa vesile olması dile talarında polisle Nevruz alanına gelen ğiyle hepinizin Nevruz bayramını kut ler arasında gerilim yaşandı. Katılı mcı luyoruz. En koyu karanlıkları bile ay ların sadece üzerinde Referandum için dınlatan Nevruz ateşi, bu yıl da baskı hazırlanan ve Kürtçe “Na” (Hayır) yazı lara ve yasaklara rağmen coşkuyla ya lan pankart, flama ve bayraklar ile parti nıyor. Sayın Öcalan’ın tarihi barış çağ bayraklarını sokmasına izin verildi. Po rısıyla görkemli bir şölene dönen 2013 lisler tertip komitesi tarafından hazırla Nevruzu’ndan bugüne, maalesef ki si nan akreditasyon kartlarının üzerinde yaset kurumu halklarımıza barışı ar ki Demirci Kawa ve zafer işareti bulu mağan edemedi. Egemen siyasi kimli nan bölümleri mahkeme kararı olduğu ğin savaş ısrarı bunun temel nedeni ol gerekçesiyle beyaz etiketle kapattı. sa da, bizler kendimizi halkımıza karşı Demirtaş protokolde borçlu ve mahcup hissediyoruz. Zindanda rehin tutulan binlerce Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Se HDP’li yoldaşımız adına sizlere bir kez lahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demir daha şunu açık yüreklilikle ifade et taş, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş mek isteriz ki, demokratik siyasetle öz başkanlığı görevinden alınarak tutukla gürlük arayışından asla vazgeçmeden nan ve 3 Şubat’ta serbest bırakılan Ah barış mücadelemizi sürdüreceğiz. Zul met Türk, HDP Sözcüsü Osman Bayde mün ve zalimin karşısında da boyun eğmeyecek, diz çökmeyeceğiz. Halkımızın onurunu her yerde koruyacak ve mutlaka kazanacağız.” Demirtaş ve Yüksekdağ’ın mesajının okunmasından sonra alandaki nevruz ateşi tertip komitesi ve milletvekilleri tarafından yakıldı. Ateşin yakılmasından sonra terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yeğeni HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan, avukatları ve ailesinin mesajını okudu. Dilek Öcalan, “İmralı’da 1999 yılından bu yana tecrit yaşanıyor. 6 yıldır avukat girmemiş, ailesi 1 defa görüştü. Son görüşmede Öcalan, ‘devlet isterse 6 ayda sorunu çözeriz’ çağrısını yaptı. İmralı tecridin dağılması özgürlük anlamına gelecektir” dedi. Ahmet Türk ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu görkemli Nevruz’dan sonra 16 Nisan’da bir referandum var. Herkes ‘Kürtler ne diyecek?’ diye soruyor. Bu referandumun Kürtler için başka bir anlamı var. Başkanlarımız bugün zindanda, buna biz ‘Evet’ mi diyeceğiz, elbette ‘Hayır’ diyeceğiz. 84 belediyemize kayyım atandı ‘Evet’ mi diyeceğiz, tabii ki ‘Hayır’ diyeceğiz.” Bu alana iyi bakın HDP Sözcüsü ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir ise “Başkanlarımız bugün cezaevinde ama hiç kuşkunuz olmasın, onlar zulme ve savaşa karşı boyun eğmedikleri için hep onurla anılacaklar. Ama onları tutuklayanlar AKP, MHP’nin yegâne sıfatları var, onlar zindancıbaşıdır. Onlara özgürlük alanında ‘Hayır’ diyoruz. Baskıyla zorla, zulümle sonuç alacağına inanlar, bu alana çok iyi baksınlar. Ey hükümet, ey devlet halkı bu yol, yol değildir. Gelin bu yoldan vazgeçin” dedi. CANLI BOMBA ŞÜPHESİYLE VURULDU Diyarbakır’daki kutlamalar sırasında elinde bıçak ve sırt çantasıyla alana girmek istediği belirtilen bir kişi, polis tarafından vurularak öldürüldü. Konuyla ilgili Diyarbakır Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, sırt çantası ile alana girmek isteyen kişinin güvenlik görevlilerine kendisini aratmadığı “Çantamda bomba var hepinizi öldüreceğim” diyerek güvenlik güçlerine bıçakla saldırdığı, etkinliğin yapılacağı alana doğru koşarken, uyarılara rağmen elindeki bıçağı atmadığı, “canlı bomba” şüphesiyle güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu vurularak yaralandığı, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalalere karşın yaşamını yitirdiği belirtildi. Dodan; ideolojik bir hüsran Öncelikle belirtmem gerekir. Bu yazı doğrudan Dodan’ın şahsına bir yüklenme yazısı değildir. Onun var olma şartlarının dayattığı kabullenişe bir yüklenme yazısıdır. Dodan’ın o yarışmada birinci olmasını Kürt sorununun çözümü için bir adım atılmış gibi algılayanlara, popüler bir televizyon yarışmasında siyaset değil sanat kazandı sananlara yazılmıştır. ‘Dodan’ın arkadaşları’ onun popüler arenadaki zaferiyle birlikte ilk günlerde ortaya çıkan durumun ideolojik eleştirilerine karşı cevap vermişlerdi; Dodan’a ve onun konumuna toz konmasın istiyorlardı. Ama ortalık böyle toz dumanken bu mümkün mü? Meseleyi zor koşullarda var olmaya çalışan çok yetenekli bir Kürt sanatçının kendi hayatını kurtarması olarak görüp onaylamaya insani bir bakış açısıyla ve iyimser bir inatla yaklaştığımız sürece; ideolojik olarak büyük bir iflasın altına da imza atıyoruz demektir. Başarı için her şey mubahtır ahlakı, kapitalist bir ahlaktır. Kapitalizmin her türlü tuzağına yapıcı bir kılıf kolaylıkla uydurabiliriz. Kapitalizmin dili öyle tatlıdır ki; sizi meşrebinize uydurduğu gösterişli değerlerle kandırıp deliğinizden kolayca çıkarır. Ama o dil aynı zamanda da zehirlidir, çıktığınız deliğe bir daha aynı kişi olarak dönemezsiniz; fena zehirlenirsiniz. Olayı sadece Dodan’ın kişisel başarı hikâyesi olarak okumak; Kürt halkının kendi dilinde kahramanı olan bu büyük ses, “Türk” halkının huzurunda onaylanırken, “Kazanan kim kaybeden kim” diye sormaktan kaçınmak; sistemin tuzağına düşmek anlamına gelir. Eğer bu ülkede sıradan günler yaşanıyor olsaydı, o yarışma sıradan bir yarışma, Dodan da sıradan bir yarışmacı olabilirdi. Oysa şu günlerde ne ülke sıradan, ne o yarışma, ne de Dodan. Dodan’ın kişisel başarısının şartları, devamlı ötelenen ve kendisine alan bulmakta zorlanan bir ideolojinin barışçıl kanadını bir kez daha fena kırdı. Sistem ‘başarı’ karşılığında ona ve dolayısıyla hepimize bir bedel ödetmenin peşinde. Onun kimliğine ve diline ait büyük bir değere getirilen sessiz sansürü ilk günden son güne kadar sineye çekmek zorunda kalmamız kayıtlara bir başarı olarak değil ancak bir yenilgi olarak geçebilir. Dodan o bedeli ödemeseydi; sisteme isyan etseydi; kendi dar alanından dışarı çıkmayı, tüm ülkeye sesini duyurmayı hedeflemeseydi... Yeteneğine rağmen hayatını sadece kendi halkının kahramanı olarak geçirecek ve hiçbir zaman bu denli parlama fırsatı bulamayacaktı. Ama tarih de bu ülkenin bugünü hakkında ona dair daha sert ve güzel bir cümle yazacaktı. Küstah ve şimdilik ‘galip’ iktidar ona madalyayı ancak politik tutarsızlıklar ve haksızlıklarla suiistimal edilen bir kültürün mutlak yenilgisinin üzerine tüneme şartıyla taktı. Bugüne dek kendini en sert biçimde silahlı mücadeleyle var eden Kürt politikasının bundan sonra varlığını dil ve kültür üzerinden güçlendirmesi ve haklılığını pekiştirmesi gerekirken; O politikanın elindeki en barışçıl silah olan dile iktidarın idealize ettiği bir suskunlukla bir kez daha kasten milyonların huzurunda el konuldu. Bir Kürt şarkıcı Kürtlüğünden ve hatta Aleviliğinden hiç bahsetmemek şartıyla popüler bir yarışmayı sesinin ve yorumunun hakkıyla kazandı. Ve biz bunu içtenlikle onayladık. Aslında Dodan o ses yarışmasını kazanmadı, o yarışmaya yenildi. Ve o ses yarışmasının temsil ettiği sistem hokkabazlığı, Dodan’ı hileli bir şekilde kendine kazandı. Bu aynı zamanda şu demek: Sisteme zaten zar zor direnen küçük ama dirençli bir irade Dodan’ın şahsi hikâyesi üzerinden sert bir darbe daha aldı. ‘Dodan’ın arkadaşları’ onu eleştirenlere daha iyi bir çözüm önerisi soruyorlardı ya; vardı aslında, biraz düşünseler onlar da hatırlayacaklar: Alayına isyan, alayına isyan, alayına isyan. Ekranlarda kazanan, tamam bugün için Dodan; Ama bu kazanç, isyan adına kişisel olarak küçük ama ideolojik olarak büyük bir hüsran. l ERDOĞAN’IN DANIŞMANI SARAL Demirtaş’a 9 bin TL tazminat ödeyecek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Oktay Saral, 19 Ağustos 2016’da HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Almanya’ya yaptığı bir ziyarette Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir ile çektirdiği fotoğrafı, yazdığı yazıyla birlikte Twitter hesabından paylaştı. Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak, Saral hakkında tazminat davası açtı. Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dün görülen ilk duruşmada mahkeme Saral’ın Demirtaş’a yasal faiziyle birlikte 9 bin lira tazminat ödemesine hükmetti. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle