20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 20 Mart 2017 10 Bakırköy’de nevruz önlemi haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET Ubuntu Başlığın anlamını bulup çıkarmaya boşverin, hikâyeyi okuyun. Afrika’nın derinliklerinde çalışan bir antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önermiş. Bir yarış. Ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülü o meyveleri yemek olacak. Onlara, “Haydi, şimdi koşmaya başlayın! Birinci olan ödülü alacak!” demiş. O an bütün çocuklar el ele tutuşup ağaca doğru koşmaya başlamışlar. Ağacın altına birlikte varmışlar ve hep birlikte meyveleri yemeye başlamışlar. Beyaz adam şaşırmış; neden böyle yaptıklarını sormuş. Biz ubuntu yaptık, demiş çocuklar. Yarışsaydık, yarışı kazanan tek kişi olacaktı. Ötekiler mutsuzken yarışı kazanan bir kişi ödül meyveyi yiyebilir mi? Oysa ubuntu yaptık, hepimiz yedik. Sonra da hâlâ şaşkın antropoloğa ubuntu’nun anlamını açıklamışlar... Ben, biz olduğumuz zaman ‘ben’im... HHH Biliyorum bu öykücük elektronik ortamda çok dolaştı. Kimileriniz çoktan okumuş da olabilir. Olsun... Günübirlik ve çok düşük, hatta “çukur” yüksekliğinde sürüp giden siyasetten biraz kafamızı kaldırmak, insanı insan yapan temel değerleri, insanlığın binlerce yıllık arayışlarını anımsamak hepimize iyi gelse gerek. Kara Afrika’nın derinliklerinden, hani Holywood filmlerinde “vahşiler” diye adlandırılan karaderili çocukların bile bilincine yerleşmiş bir bilgelik aktardım. Oysa bizler “Ancak biz olabilince ben” olmak yerine “Altta kalanın canı çıksın” ya da “Her koyun kendi bacağından asılır” bencilliğini yaşıyoruz. Kendi adıma ne kadar uzun süredir bu haksız, bu ahlaksız, bu adaletsiz düzenin nasıl aşılabileceği üstüne dostlarımla tartışmadığımı, yeni bir kitap okuyup kafamdaki sorulara cevap bulmaya çalışmadığımı, günübirlik siyasetin boğuntusu içinde debelenip durduğumu düşündüm ve içim acıdı... Duvarın yıkıldığı, bir “sosyalizm kuruculuğu” girişiminin başarısızlığının inkâr kabul etmez bir somutlukta suratımızda şakladığı o 1989 sonbaharında, Berlin’de, yaşlı, yorgun bir Alman komünistinin, Helmut K’nin kederli, kırık bir sesle söylediklerini hatırlıyorum: Yenildik Engin, benim demekten bizim diyebileceğimiz bir bilinç sıçramasına ulaşamadığımız için yenildik. Üretim ilişkilerini değiştirince her şey hallolur sandık. Oysa öncelikle değişmesi gereken bizdik... Yine denenecek. Belki yine yeniliriz. Olsun sonra yine denenecek. İnsanlık bir gün “ben”den “biz”e sıçrayacak ve asıl o zaman “Ben” olacak... Helmut K., 1989’da yaşlıydı. 21. yüzyılı göremeden öldü. Yeni bir sosyalizm kuruculuğu denemesinin tanığı olamadı. Yaşasaydı ona “ubuntu” öyküsünü Almancaya çevirir yollardım. Ubuntu onun da içinde çiçekler açtırırdı. Kızıl çiçekler... Tezcan’dan Soylu’ya yanıt: ‘Suç ortaklığı locasından ahkam kesmeyin’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Deniz Baykal’a yönelik “Yüreğin yetiyorsa İçişleri Bakanlığı’na bir gel, Kemal Kılıçdaroğlu’yla sana kaset kumpasını kim kurdu bir gösterelim” ifadelerine yanıt verdi. Tezcan, “Türkiye’yi kumpas davalarıyla tanıştıran bir iktidarın mensupları, müsebbibi oldukları işlerden ekmek çıkarma peşindeler. Suç ortaklığı locasından ahkam kesmek yerine işinizi yapın” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Bürosu Işık’tan BND Başkanı’na ‘Darbenin arkasında Alman istihbaratı mı var’ Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Almanya’nın dış istihbarat birimi BND’nin Başkanı Bruno Kahl’in “darbe girişiminin arkasında Fethullah Gülen’in bulunduğuna dair kanıt göremediklerine” ilişkin sözlerine “Bu darbenin arkasında acaba Alman istihbaratı mı var’ sorusunun sorulmasına sebep olur” karşılığını verdi. Işık, Kanal 7’nin sorularını yanıtladı. Kahl’in, “darbe girişiminin arkasında Fethullah Gülen’in bulunduğuna dair kanıt göremediklerine” yönelik ifadelerinin yer aldığı haberlerin anımsatılması üzerine Işık, “Göremedik değil de ‘Görmek istemedik’ diye söylemesi daha uygun olurdu” dedi. l Haber Merkezi l DHA Metro kapatıldı Bakırköy’de yapılmak istenen Nevruz kutlamalarına izin çıkmaması üzerine polis, dün bölgede yoğun güvenlik önlemi aldı. Çevikkuvvet ekipleri ve TOMA’lar, halk pazarının çevresine konuşlandırıldı. Bu arada, D100 Karayolu yan yolda da polis ekiplerinin güvenlik önlemi aldığı görüldü. Öte yandan, güvenlik önlemleri kap samında Bakırköy Metro İstasyonu da kapatıldı. Metroyu kullanmak için gelen bazı vatandaşlar, metronun kapalı olduğunu görünce isyan etti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Nevruz halkın bayramı Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde HDP, DBP, DTK ve çeşitli sivil toplum kuruluşları nevruz kutlamalarının yapılacağı Nevruz Parkı’nı ziyaret etti. Aralarında HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, Parti Sözcüsü Osman Baydemir, HDP milletvekilleri Feleknas Uca, İmam Taşçı er, Ziya Pir, Sibel Yiğitalp, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in bulunduğu heyet, nevruz kutlamalarının yapıldığı alanda hazırlıklarla ilgili incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından açıklama yapan Baydemir, bu yılki nevruz kutlamalarının barış, özgürlük ve kar deşlik içerisinde kutlanacağını ifade ederek, “Bu yıl nevruzda, çatışmalarla, öldürmekle sonuç alınamayacağının mesajı verilecek” dedi. Baydemir, “2017 yılı nevruzu son 2 yıl içerisinde bu topluma yaşatılan bütün o yaraların sarımı nevrozu olsun. Bütün kardeşlerime çağrımdır; nev roz hepimizindir, herhangi bir siyasi partinin değil, halkın bayramıdır” dedi. Baydemir, bir gazetecinin kutlamalara kayyım olarak atanan belediye başkanları davet edilip edilmeyeceği sorusuna, “Halkımızı davet ettik” diye yanıt verdi. l DİYARABAKIR/DHA ‘Tıp kuşa döndü’ İstanbul Tabip Odası (İTO) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) 14 Mart Tıp Bayramı etkinliklerini dün Taksim Tünel Meydanı’ndan Galatasaray Lisesi önüne yürüyerek sonlandırdı. TTB Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, sağlık hizmetlerinin bozulduğuna dikkat çekerek “Sağlığın ticarileştiği bir dönemden geçiyoruz. Halkın nitelikli sağlık hizmetlerinden yararlanması için yürürlükte olan sağlık politikalarından vazgeçilmelidir” dedi. Nitelikli sağlık hizmetlerinin demokratik bir toplumda verilebileceğini hatırlatan Tükel, referandumda sağlık politikalarına karşı, “Hayır” diyeceklerini açıkladı. İTO ve TTB öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe hekimler beyaz önlükleri ve ellerindeki karanfillerle katıldı. Yürüyüşe, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez, İTO Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda hekim ve tıp öğrencisi katıldı. Hekimler, 14 Mart Tıp Bayramı haftası etkinliklerini “Sağlığın ticarileşmesine hayır” diyerek sonlandırdı Cumhuriyet kazanımları Prof. Dr. Selçuk Erez, Türkiye’de çağdaş anlamda tıp eğitiminin 1827’de başladığını belirterek “Elbette ki bunu kutlamak hakkımız. Kutladığımız zaman tıpta ilerlediğimizi, Cumhuriyet’in ilk yıllarında güzel şeyler yapıldığını hatırlıyoruz. Sosyal tıbbın önde olduğu süreçlerde birçok salgın hastalık yok edildi. Aradan uzun yıllar geçti. Son 15 yılın başlangıcına bakalım. Bir değişiklik oldu. Tıpta devrim ve dönüşüm iddiasıyla bir programla karşılaştık. Tıp kuşa döndü. Tıbbın dönüşümü dedikleri o gün, bir gün gele Hekimler ve sağlık çalışanları tepkilerini taşıdıkları dövizlerle ifade ettiler, sağlığın ticarileşmesinden şikâyet ettiler. cek tıbbın kara günü olarak anılacak” diye konuştu. DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ise, Türkiye’deki baskı politikalarına dikkat çekti. Baskıların arttığı rejimlerde eşitsizliğin de artacağını vurgula yan Çerkezoğlu, “Eşitsizliğin olduğu yerde haksızlık olur. Demokrasiyi, anayasayı, eşitliği ve tüm hakları ortadan kaldıran bu rejime ‘Hayır’ diyoruz” ifadelerini kullandı. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Melahat Cengiz ise Türkiye’de sağlık çalışanları üzerindeki şiddete, baskıya ve çalışma koşullarına dikkat çekti. Cengiz, nitelikli sağlık hizmetinin güvenli ve olumlu çalışma koşullarıyla mümkün olacağını kaydetti. l İSTANBUL/Cumhuriyet Dört hâkim ve savcı, HSYK’nin ihraç ettiği isimler arasında yok ‘Evetçi’ savcı FETÖ toplantısında ALİCAN ULUDAĞ dan biriydi. Hâkim ve savcılarla yapılan toplantı F ya ayrı önem veriliyordu. Örgütün eğitim imamı ETÖ soruşturmalarında yer alan gizli tanıkla olan Şerif Ali Tekalan da bir defa okuldaki toplanrın teşhis ettiği dört hâkim ve savcının hâlâ tıya katılmıştı. Bir müddet sonra bu okuldaki kişi görevde olduğu ortaya çıktı. Gizli tanık Çakıl’ın lerle fikir ayrılığına düştüm ve işsiz kal teşhis ettiği isimler arasında, referandum dım. Daha sonra yine örgüte ait Toros Na da hayır oyu verecekleri PKK’lilerle aynı renciye Koleji’nde işe girdim. Okulda Ata muameleyi görmekle tehdit eden Antalya türk için ‘Veledi zina, ayyaş, içkici, ho Başsavcıvekili Cevdet Kayafoğlu’nun da varda” gibi sözler söylüyorlardı.’ yer aldığı öğrenildi. HSYK’nin önceki gün Gizli tanık Çakıl daha sonra, o dönem ihraç ettiği 202 kişi arasında da gizli tanık Antalya Başsavcıvekili olan H.G. (ha Çakıl’ın teşhis ettiği isimler yer almadı. len istinaf üyesi), Antalya Hâkimi olan Bu isimlerin halen görevde olan Komisyon M.B. (halen İstinaf mahkemesinde dai Başkanı, İstinaf Mahkemesi Üyesi, İstinaf Mahkemesi Daire Başkanı ve Antalya’da Cevdet Kayafoğlu re başkanı) ve O.Ö. (halen Adalet Komisyonu Başkanı) ve halen Antalya Başsav Başsavcıvekili olması ise dikkat çekti. cıvekili olan Cevdet Kayafoğlu’nu toplantıya ka Gizli tanık Çakıl, ifadesinde 2009 yılında Antal tılan isimler olarak teşhis etti. Çakıl ifadesinde ya Toros Koleji’nde çalışmaya başladığını belirte “Bu isim ve şahısları kesin ve net olarak teşhis rek şunları anlattı: ediyorum. Hâkim ve savcılardan teşhis ettiğim “Okulda, yönetim tarafından velilerin katılımıy dört kişiden Cevdet Kayafoğlu’na yemekte ve la düzenlenen toplantılar yapılıyordu. Ayda bir toplantılarda çok büyük hürmet ve saygı göste yapılan bu toplantıya, hâkimler savcılar ve üst dü rilirdi. Ona gösterilen bu saygı benim özellikle zey polisler de katılıyordu. O dönem Antalya Baş dikkatimi çekmişti” ifadelerini kullandı. savcıvekili olan H.G. de bu toplantılara katılanlar l ANKARA / Cumhuriyet ORDUEVİNİ BASANLARA 3’ER KEZ MÜEBBET İSTEMİ 15Temmuz darbe girişiminde 4 zırhlı askeri araçla Fenerbahçe Orduevi’ni basmaya giden 1’i üsteğmen, 3’ü uzman çavuş 40 asker hakkında “Darbeye teşebbüs” suçundan 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle iddianame hazırlandı. İddianamede Fenerbahçe Orduevi’nin işgal girişimi, darbecilerin günler öncesinde yaptığı toplantılarda planlandığı ortaya çıktı. 2. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Özkan Aydoğdu’nun talimatı üzerine Yarbay Fa tih Karakaya’nın emriyle, Üsteğmen Kayhan Korkmaz komutasındaki askerin, 4 adet uçaksavar silahı, 6 adet MG3 ağır makineli tüfek ile 30 adet de piyade tüfeği ve bu silahlara ait 4 bin 500 adet fişekle orduevine gittiği ifade edildi. Üsteğmen Kayhan Korkmaz’ın darbe girişiminde Acıbadem Muhtarı Mete Sertbaş’ı şehit eden, daha sonra da öldürülen darbeci Yüzbaşı Mehmet Karabekir ile 8 kez telefon görüşmesi yaptıkları ve mesajlaştıkları ortaya çıktı. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle