20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 17 Mart 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Geleceğe yönelik endişeler yükseldi ekonomi 9 Türkiye’deki aile şirketlerinin yüzde 89’u gelecekle ilgili temkinli. Bu yılın en büyük zorluğunu yüzde 66 ile pazar koşulları oluşturuyor Türkiye’deki şirketlerin yaklaşık yüzde 80’i aile şirketi ve ortalama 1015 yıl ayakta kalabiliyorlar. PwC’nin hazırladığı ‘2016 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’ sonuçlarına göre 2015’te Türkiye’deki aile şirketlerinin yüzde 86’sı satışlar arttı derken bu oran 2016’da yüzde 71’e geriledi. 2016’da şirketlerin yüzde 11’i agrasif büyüme beklerken gelecek 5 yıl için bu oran yüzde 6’ya indi. Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 50 ülkede 2 bin 800’ün üzerinde Türkiye’de ise 500 örneklem şirketten 82 yöneticiyle yapılan araştırmada şu tespitlere yer verildi: 4 Türk aile şirketlerinin yüzde 54’ü henüz halefiyet (yöneticinin yerine kimin geçeceği) planı yapmamış. 4 Şirketin uzun vadede geleceğini garanti altına alma/sürdürülebilir olma Türkiye’deki ve küresel katılımcıların ana hedefi. Türkler büyümede muhafazakÂr PwC ‘2016 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’na göre, gelecek 5 yılda kilit zorluk olarak Türkiye’deki aile şirketlerinin yüzde 78’i genel ekonomik durum derken, küresel ortalama ise yüzde 54’te kaldı. Rapora göre Türkiye’deki aile şirketleri büyümede daha muhafazakâr. Büyümek için yeni şirket alma oranı Türkiye’de yüzde 27 iken dünyada bu oran yüzde 45’lerde çıktı. Uluslararası satışlar şu anda Türkiye’deki aile şirketlerinin cirolarının yüzde 36’sını oluşturuyor ve beş yıl içinde yüzde 44’e çıkması bekleniyor. PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın “Dünya ekonomisinin geleceğine yönelik endişelerin yükseldiği ve sermayenin çok daha ihtiyatlı hareket etmeye başladığı bir dönemde Türkiye açısından boşa geçirecek tek bir saniyemiz bile yok. Jeopolitik riskler ve dünya ekonomisindeki yavaşlığa rağmen, geçen günlerde açıkladığımız PwC’nin “World in 2050” raporunda görülen mükemmel potansiyele erişebilmek ve Türkiye’nin yakalaması muhtemel bu hedeflere ulaşabilmesi için koşması gerek” diye konuştu. 2016’da düşüş var 4 Türkiye’deki aile şirketlerinin performansları 2016’da, daha önceki araştırmaya göre düşüş gösterdi. 2016’da yüzde 71’inin satışları artarken, yüzde 15’inin satışları ise azaldı. Tüm dünyada, aile şirketlerinin yüzde 64’ü büyüdü, yüzde 20’si ise küçüldü. 4 Büyümeyi bekleyen aile şirketlerinin yüzde 65’i büyümeyi desteklemek için dış finansman kullanacak. Bunun yanında, yüzde 85’i öz sermayesinden yararlanacak bu küresel ortalamanın üzerinde. 4 Gelecek 12 ayda Türkiye’deki aile şirketleri karşılaşacakları en büyük zorluğun yüzde 66 ile pazar koşulları, yüzde 25 ile döviz kurları ve yüzde 15 oranla da ihracat olacağını belirtirken küresel olarak en büyük zorluklar pazar koşulları, yetenekli çalışanların işe alınması ve hükümet politikaları şeklinde sıralandı. l Ekonomi Servisi Canikli: Bank Asya tasfiyesi üç yıl sürer Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, “Önümüzdeki günlerde Türkiye’ye çok ciddi ve kalıcı sermaye girişlerinin olacağını göreceğiz” dedi. Canikli Bank Asya’nın tasfiye sürecinin devam ettiğini belirtti ve “Sürecin 2.53 yıl gibi bir süre içerisinde tamamlanacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. FETÖ soruşturmasında TMSF’ye devredilen şirketlerin zarar edenleri satılacak; diğerleri yargılama sonuna kadar yönetilecek. Canikli, “FETÖ” soruşturması sürecinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilen şirketlerin zarar edenlerinin satılacağını, diğerlerini yargılama sonuna kadar TMSF’nin yöneteceğini söyledi. Canikli, televizyonlardan canlı yayımlanan konuşmasında şunları söyledi: TMSF’ye devredilen şirketlere içeriden ve dışarıdan yoğun satın al ma talepleri var. Bunların birçoğu hukuk gereği satılmayacak çünkü bunları ceza yargılamasının sonuna kadar yönetmeliyiz. İçi boşaltılan şirketler var, ya da hassas alanda faaliyette bulunan şirketler bulunuyor; onları elden çıkarmayı düşünüyoruz. Zarardaki şirketlerin devam ettirilmemesi lazım; zarardaki şirketlerin satışını planlıyoruz. Şu ana kadar TMSF’ye devredilen şirketlerin aktif büyüklüğü 40.5 milyar lira, özkaynakları 18.1 milyar lira, TMSF’de 858 şirket var. l Ekonomi Nurettin Canikli Servisi ‘Türkiye’ye yeni yatırım yok’ Alman çimento şirketi HeidelbergCement Üst Yöneticisi (CEO) Bernd Scheifele, Türkiye ile Almanya arasındaki gerilimin ardından Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlediklerini, iki ülkedeki seçimler nedeniyle artan gerilim yüzünden fırsatlar olmasına rağmen şu anda Türkiye’ye yatırım düşünmediklerini belirtti. HeidelbergCement’in Türkiye’de Sabancı Holding ortaklığı ile Akçansa’da payı bulunuyor. Scheifele, gazetecilerin Türkiye ile Almanya arasındaki diplomatik gerilim ve şirketin Türkiye’ye faaliyetlerine etkisi hakkındaki sorusuna yaklaşan seçimler nedeniyle iki başkentten de sert açıklamalar geldiğini ifade ederek şu anda Türkiye’ye yatırım düşünmediğini aktardı. Scheifele HeidelbergCement’in Türkiye’deki gelişmeleri “endişeyle” izlediğini, pazarda “yüksek belirsizlik” gördüğünü belirtti. l Ekonomi Servisi Beyin farkındalığı haftasındaymışız! Yurdum insanının Hollanda’ya öfkesini portakalları çeşitli şekillerde soyarak, Hollanda ineklerini sınır dışı ederek, konsolosluğun çatısına tekbirle Türk bayrağını çekerek, Rotterdam’ı kardeş şehir olmaktan çıkararak uluslararası camiaya yansıttığı şu günler kaderin garip cilvesi önemli bir haftaya denk geliyor: Dünya Beyin Farkındalığı Haftası’na... Biliyorsunuz beyin, insanı diğer canlı türlerinden ayıran en önemli organı. Duyularımızın, duygularımızın ve davranışlarımızın, belleğimizin ana kartı. İşte tüm bu yüzden 1319 Mart tarihleri arasında çeşitli ülkelerde bilim insanları, okullar, aileler, ilgili sivil toplum kuruluşları beynin farkındalığını artırmak için kampanyalar ve çeşitli etkinlikler yapıyorlar. Türkiye’de bu konuda bir şeyler yapılıyor mu bilmiyorum. Belki ihtiyaç bile hissedilmiyor olabilir. Beyin farkındalığı neden önemli? Çünkü beyin sayesinde insan “bilgi”nin sınır tanımayan nitelik, nicelik ve hızını; öğrenmenin ve eğitilebilirliğin sınırsızlığını, birey olmayı, toplumsallaşmayı içselleştirebiliyor. Yine beyin sayesinde demokratikleşme, “insan hakları okuryazarlığı”, özgür irade, etik ve hukuk, estetik algı, dijitalleşme, sanatsal yaratıcılık ve üreticilik ortaya çıkıyor. İnsanlar daha iyiyi, daha güzeli beyin sayesinde arıyorlar. Tabii tüm bunları yapabilmesi için öncelikle kendi beyninin farkında olması gerekiyor. Ayrıca yediğimiz, içtiğimiz, soluduğumuz neredeyse her şey; kaza, düş kırıklığı, gerginlik, yaşadığımız her deneyim ve ortam, beden sağlığımız kadar beynimizi de olumsuz etkiliyor. Beyni sürekli tehdit eden başka neler var? Örneğin, ekonomik eşitsizlik, sınırsız propagandatelkin, terör, savaş ve doğal felaketler nedeniyle artan göçler... Bu çerçeveden baktığımızda bizim yurdun insanının beyninin nasıl büyük bir tehdit altında olduğunu görmemek mümkün değil. Üstelik dahası da var. 10 yıldır özenle ekilen öfke tohumları. Hasat zamanı çoktan geldi, ekinler biçildi. Öfke ar tık yurdun her yerinde; beraberinde kuralsızlık, düşünmeden konuşma, düşünmeden davranma, çıkarcılık, “adam sende”cilik, şiddet ile birlikte... Beynin bu denli tehdit altında olması, sanırım beraberinde insanın kendi beyninin yönetimini başkalarına teslim etmesini de getiriyor. İşte biat tam da buradan çıkıyor. Yoksa sanmıyorum, Aileden Sorumlu Bakanımız Kaya “Eğer ki bana Ankara’dan, Sayın Cumhurbaşkanımızdan ‘Artık dönebilirsin’ denilmeseydi orada ölecektim ve oradan ayrılmayacaktım. Bundan emin olabilirsiniz” asla demezdi. Emine Erdoğan’ın daveti Davet büyük yerden gelmiş bir kere. Reddetmek zor, üstelik bu dönemde. Üstelik zamanlama da müthiş. İç’te ortalık gerim gerim gerilmişken, Dış’ta küresel mihraklar iyice azıtmışken... Referandum bu denli yaklaşmışken... Sayın Emine Erdoğan’ın iş, sanat ve spor dünyasının önemli ve ünlü kadınlarını bir araya getirdiği davetine icabet etmemek yakışık almazdı. Haklılar da. Düşünün her şeyin “tek adamın” ağzından çıkan söze bağlı olduğu bir ülkede tek adamın eşinin davetine mazeret ileri sürerek katılmamak. Alimallah, sonra ayıkla dur pirincin taşını... 2 milyon kişi borçla ev aldı Yurttaş konut sahibi olmak için en çok 100 bin ile 150 bin TL arasında kredi çekiyor. En çok tercih edilen vade ise 8 yıl. Konut kredisini en fazla kullanan yaş aralığı 3141. Konut satışlarını artırmak için firmalar 20 yıl vadeli kredi kullandırmalarına rağmen yurttaşın tercihi daha çok 8 yıldan yana. Konut kredileri 20112016 döneminde yıllık ortalama yüzde 21 artarak 168 milyar TL oldu. Son üç yıla göre yıllık bazda artışlar yüzde 14 seviyesinde gerçekleşti. Yıllık bazda ortalama reel büyüme ise yüzde 12 düzeyinde oldu. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin banka ve finansal kuruluşlardan topladığı kredi bilgileri kullanılarak hazırlanan çalışmaya göre, konut kredisi olan kişi sayısı, stok olarak, 20112016 döneminde yüzde 69 artarak 1.3 milyondan 2.2 milyona ulaştı. Aynı dönemde ortalama kredi miktarı 57 bin TL’den 75 bin TL’ye yükseldi. En çok tercih edilen kredi dilimlerinin 100 bin ile 150 bin TL arasında, en çok tercih edilen vadenin ise 8 yıl olduğunu görüyoruz. Konut kredisini en fazla kullanan yaş aralığı ise 3141 arası. 2016’da 150 bin TL üzeri kredi kullanan kişi sayısı arttı. Bu aralıkta, 2015’te 71 bin kişi 2016’da ise 93 bin kişi konut kredisi kullandı. Sigorta yapılmalı TBB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, konut kredilerinin diğer bireysel kredi türlerine göre daha hızlı arttığına dikkat çekerek, 2016 döneminde bu kredilerin milli gelire oranının 2 puan artarak yüzde 7 seviyesine çıktığını söyledi. Kaynakların kısa vadeli, ancak konut kredilerinin ortalama yedi yıl vadeli olduğunu belirten Aydın, piyasalarda istikrarın sürdürülmesinin çok önemli olduğunu söyledi. TBB Başkanı, kredilerin sağlığı ve müşterilerin öngörülmeyen risklerden korunması açısından krediye ömrü süresince sigorta yapılmasının önemine dikkat çekti. Fiyata her şeyi dahil etti Erguvan İnşaat, Kurtköy’deki son projesi Erguvan Premium Residence’da “fiyata her şey dahil” kampanyası başlattı. KDV, iskân bedelleri, abonelik bedelleri, ankastre ürün gibi sonradan çıkabilecek masrafları iptal eden şirket, peşinat oranını da yüzde 5’e indirdi. Erguvan İnşaat Yönetici Ortağı Emre Maraşlı, “Tek fiyat ile alıcıya sürpriz masraflar çıkarmayacağız. Bu konuda da yatırımcılardan ciddi talep aldık. Rezidanslarımızda masraf da bürokrasi de olmayacak” dedi. LUX* Bodrum Mayısta açılıyor LUX*’ın Avrupa’daki ve Türkiye’deki ilk tesisi LUX* Bodrum Resort & Residences, 19 Mayıs’ta açılıyor. MYC Partners’in 70 milyon dolarlık yatırımıyla hayata geçirilen LUX* Bodrum Resort & Residences, Bodrum Adabükü’nde konumlanıyor. Tesis, 85 otel odası, 19 residence ve 1 adet “beach” villa ile 83 bin metrekarelik satılabilir alan ile hizmet verecek. LUX* Resorts & Hotels Global Satış Müdürü Sydney Pierre, “LUX* konforunu Mauritius, Reunion Adaları, Maldivler ve Çin’den sonra Türkiye’de hizmete sunacağız” dedi. MIPIM’e Adnan Polat (sağda) Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ve Beyoğlu Belediye Başkanı katıldı. 600 katılımcıyla MIPIM çıkarması Türkiye, 1417 Mart 2017’de Fransa Cannes’da gerçekleştirilen dünyanın en büyük gayrimenkul fuarlarından MIPIM 2017’ye 1800 metrekarelik alanda 250 firma, 6 şehir ve 1 ilçe katılımıyla temsil edil edildi. Türkiye’den Cannes’a toplamda katılımcı sayısı ise 600’e ulaştı. Fuara, İstanbul başta olmak üzere Antalya, Balıkesir, Eskişehir, Hatay şehirleri de katılım gösterdi. Beyoğlu Belediyesi’nin öncülüğünde 35 firmayı bir araya getiren Beyoğlu Investors Group (BIG) ile uluslararası yatırımcıların karşısına çıktı. 47 projeyle temsil edilen Beyoğlu’nda öne çıkan projeler ise Galataport, Haliçport, Piyalepaşa İstanbul, Taksim 360, Okmeydanı ve SütlüceÖrnektepe oldu. İstanbul Ticaret Odası, bu yıl B2B görüşmeleri için dizayn ettiği İstanbul Gayrimenkul Çadırı’nda, uluslararası gayrimenkul sektö rünün en büyük 100 yatırımcısını konuk etti. Fuarda Türkiye’den giden şirketlerin açıklamaları ise şöyle: 4 Polat Holding’in, 800 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirdiği Piyalepaşa İstanbul, MIPIM Fuarı’nda yatırımcılarla bir araya geldi. Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, “Ülkemizi MIPIM gibi uluslararası arenalarda temsil etmekten gurur duyuyoruz. Yaptığımız işlerle hem ülkemiz hem de küresel yatırımcılar için değer yaratmaya devam edeceğiz” dedi. 4 Esas Gayrimenkul, MIPIM’de gerçekleştirdiği öğle yemeğinde Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve sektörün önde gelen isimlerini bir araya getirdi. 4 MIPIM’de bu yıl da yerini alan TSKB Gayrimenkul Değerleme AŞ, 15. kuruluş yıldönümü onuruna bir davet düzenledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle