Katalog

Cuma 17 Mart 2017 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 7/5 Ankara 6/0 İzmir 14/7 Antalya 15/10 Mersin 17/10 Trabzon 10/2 Diyarbakır 12/0 Bursa Kars Adana 2/9 Artvin 70/2 0 180/9 0 120/3 0 Atina Berlin Girne 180/9 0 110/6 0 160/9 0 Çanakkale 100/6 0 Londra 120/6 0 Balıkesir 100/1 0 Moskova 80/ 2 0 Sivas 50/ 4 0 Paris 140/6 0 Erzurum 30/ 4 0 Madrid 190/2 0 Eskişehir 60/0 0 Amsterdam 100/5 0 Aydın 160/5 0 Roma 170/7 0 Gaziantep 120/2 0 New York 30/ 2 0 Konya 70/1 0 Tokyo 130/3 0 TARİHTE BUGÜN 1912’de bugün İngiliz Güney Kutup Keşif Grubu’ndan Yüzbaşı Lawrance Oates dönüş yolunda donarak ölmüştü. Ünlü kâşif Robert Scott’un ekip arkadaşlarından olan Oates, Güney Kutbu noktasında kâşif Amundsen’in bayrağını bulup geri dönerlerken hastalanmıştı. Arkadaşlarına yük olduğunu düşünen Oates, arkadaşlarının karşı çıkmalarına rağmen çadırı terk etti. Bu bir intihardı. Son sözleri “Biraz çıkayım” oldu, 32. doğum günüydü. Arapça İstiklal Marşı normalmiş Trabzon’un Tonya ilçesinde İstiklal Marşı’nın kabulünün 96. yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma etkinliklerinde Tonya Anadolu İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri İstiklal Marşı’nı Arapça okumuştu. Trabzon Valisi Yücel Yavuz, “İmam hatip ortaokulları ve liselerin müfredatında İstiklal Marşı’nın Arapça okunmasının yer aldığı belirtildi” dedi. l AHMET ŞEFİK MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI’NIN OHAL İZLENİMLERİ Tacize uğrayan çocuğa bugün git yarın gel HİLAL KÖSE Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın OHAL izlenimleri, şiddet ve istismar kıskacındaki çocuklar ve kadınların yaşamlarının 15 Temmuz’dan sonra daha da zorlaştığını ortaya koydu. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na sunulan raporda, “Yetkili kurumların içinde olduğu çıkmaz hem başvuran kadın ve çocuklarda hem kadın örgütlerinde endişe yaratmaktadır” denilerek acil önlem alınması istendi. Mor Çatı gönüllüsü sosyal hizmet uzmanı Hazal Günel ve avukat Perihan Meşeli ile OHAL’i konuştuk. Delil kaybedilir n Çocukların mağdur olduğu soruşturmalarda ne gibi aksaklıklar yaşanıyor? Perihan Meşeli: Çocuğun adli bütün işlemlerini tek çatıda toplayan, bir kez ifade vermesi ve psikolojik destek alması için kurulan Çocuk İzleme Merkezi (ÇİM) İstanbul’da iki hastanede var. Bu sayı yeterli değildi. İşleyiş de zaten istenildiği gibi değildi. Bize son ulaşan bir istismar vakasında, karakol, çocuğu, Şişli Etfal’deki ÇİM’e yönlendiriyor. ÇİM’den, aileye, ‘çok yoğunuz, ertesi gün gelin’ denmiş. Çocuk, ertesi gün de muayene için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ndeki Adli Tıp Polikliniği’ne yönlendirildi. İtiraz ettiğimizde ‘OHAL nedeniyle böyle, işleri yetiştiremiyoruz’ dediler. Hazal Günel: Randevulu sistem delilin kaybına yol açabilir. Bu bir kurum şiddeti n Kadınlar hangi sıkıntılarla karşı karşıya? P.M.: Karakollarda kadına yönelik şiddetle ilgilenen polis sayısı azaldı. Çocuğunu istismar eden bir baba, aleyhe Adli Tıp raporuna rağmen tahliye edildi. Kasten yaralamaya teşebbüs, tecavüz gibi suçlar af kapsamında değil dendi ama bence fiiliyatta böyle yaşamıyoruz. Mahkemelerde hâkim kalmadı. Boşanma davaları süren kadınlar en az altı ay kaybetti. H.G.: İhraçlarla hizmet mekanizması hepten daraldı. OHAL hukuku askıda kalıyor. Bundan şikâyetçiyiz. OHAL bahanesi kadınlara ve çocuklara zarar veriyor. Şiddet mağduru kadın kocam çıkar mı beni öldürür mü? n Kadınların korunma talepleri bu dönemde arttı mı? H.G.: Her zaman çok başvuru var. Kadın yoksulluğu çok fazla. 60 yaş üstü kadınlar sığınaklara kabul edilmiyor. Sokakta kalan yaşlı bir kadına yardım etmeye çalıştık. Huzurevine yerleşmesi için valilikten uygunluk oluru alması gerektiği söylendi. Neden? ‘OHAL nedeniyle’ dendi. O kadının Alo 183 sosyal destek hattına başvurması, görevlilerin kayda geçirmesi ve valiliğin karar vermesi gerekiyor. Sonuç olarak bir kadının maddi manevi bir desteğe ulaşması haftalar sürüyor. P.M: Af meselesi kadınları çok korkuttu. ‘Kocam çıkacak mı? Beni öldürür şimdi’ diye çok telefon aldık. Endişe içinde çok kadın var. karakola gidiyor, sığınağa gitmek istiyor. Büroda bir polis var. Kadını, 12 saat bekletiyorlar. Bu bir kurum şiddeti. Cesaret kırıyor n Siyasi iktidarın bu alandaki politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz? P.M.: OHAL’in gerekçesi ‘terör örgütleriyle’ savaş. Adı ne olursa olsun önce kadınları vuruyor. İkincil sorun OHAL’de üçüncü plana atıldı. Birinin birini gasp etmesi ya da ByLock kullanan birinin alınması o kadının sığınağa yerleştirilmesinden daha acil. Bu iş böyle çözülmez. H.G.: OHAL’le birlikte yasalar uygulanamaz hale gelecekse ek düzenlemeler yapılmalıydı. Aksaklıklar, kadının cesaretini kırabiliyor, hatta şiddet uygulayana dönmesine yol açabilir. Perihan Meşeli (sağda) ve Hazal Günel, OHAL’in kadınlara yansımasını anlattı. diyeNgairmmaehmrişelemrAmnoleraetddazeaayğnra’odçdlaıaeknıçnyoeoycutrluredknulamnraediği TBMM Aladağ’daki Yurt Yangınını Araştırma Komisyonu’na sunum ya pan uzmanların açıklamaları, yan gındaki ihmaller zincirini ortaya koydu. Yangına ilişkin bilirkişi raporu nu hazırlayan yan gın uzmanı yük sek mühendisler SELDA GÜNEYSU Bekir Metin Demir ile Turgut Cılgaoğ lu, Meclis’te Ala dağ’daki Yurt Yangınını Araş tırma Komisyonu’na olayla ilgi li sunum yaptı. Sunumda şu ay rıntılar yer aldı: Kız yurdu olduğu için pek girmiyoruz: Denetimlerde küçük yerlerde dost ve ahbap ilişkileri önem taşıyor. Herhalde bu nedenle o şekilde uygun raporu düzenlemiş oldukları için biz de bunlara tali kusurlu olarak rapor verdik. (...) Burada çok enteresan bir şey daha var: Mesela biz yönetim kurulu üyeleriyle görüşüyoruz. Dedik ki: ‘Yani niye gidip yurdu denetlemiyorsunuz? Niye denetlemediniz yurdu?’ ‘Ya, işte, kız yurdu olduğu için buraya pek uğramıyoruz, girmiyoruz.’ Mesela yangın kapılarına perdeler koymuşlar içe ÇÖP KOVASI HAYATA BAĞLAMIŞ “İkinci kattaki bir kızın ifadesi şöyle: ‘Ben dumandan kapıya çıkmak istedim, kapıyı açtığımda koridor duman içindeydi, tekrar geri geldim.’ 2. kattan tek atlayan bir kişi var, o kız, onun da ayağı kırılıp hastanede falan yatmış, kurtulmuş o da, plastik çöp kovasının üzerine düşmüş, o şekilde kurtulmuş, yoksa kurtulması da bir mucize olmuş.” risi görünmesin diye, tabii hepsi yanmış o perdelerin filan. Bütün bunlar yangını büyüten olaylar. tüpleri nasıl kaldırsınlar: Oradaki çocuklar 1213 yaşında. Yangın tüpleri 6 kilo ve biraz ağırdır, onları nasıl kullanacaklar? Yangında çıkan duman çok zehirli bir dumandır. Dört beş nefes çektiğimiz anda o dumanın içinde bulunan zehirler insanı sersem eder, yani beynini bulandırır, sarhoş eder, dengesini kaybettirir. O yavrular da bilmedikleri için o dumanın içine girmişler ve dumandan aldıkları üç beş nefesle hepsi yerlere düşüp maalesef bayılmışlar. ÇOCUKLARI KURTARABİLİRLERDİ Çocukları ana kapıya yönlendiren yok: Yemekhanede bulunanlar var, 2 kişi. Geç kalmışlar, meyve filan yiyorlar. Onlar orada koku duymuşlar, yukarıya bağırmışlar. Yukarıdaki, tabii eğitimsiz olan etüt görevlileri de çocukları yukarıya çağırıyor. Aslında buradan çok kolay kaçabilirler çünkü yemekhanenin de bir arka kapısı var. Burada da yangın fazla büyümediği için ana kapıdan da kaçabilirlerdi. Kimse çocuk var dememiş: 2. kattan herhangi bir ses duyumu alınmadığından ve bilgilendirme yapılmadığından, yangının 2. katı tam olarak sarmış olmasından dolayı merdivenle yukarı çıkma ve kontrol etme imkânı bulunmadığı anlaşılmış. Orada kurtarma yapanlar bile kimsenin olmadığını fark ediyor, yurttan bir kişi çıkıp da “Burada da çocuklar vardı” falan gibi bir önayak olan da yok. Raydan çıktı KabataşBağcılar seferini yapan tramvay raydan çıkarak bariyere çarptı. Kazada yaralanan olmadı ancak tramvayda maddi hasar meydana geldi. Kaza nedeniyle tramvay seferleri bir süre aksadı. Sorunun giderilmesinin ardından aynı bölgede tramvay ikinci kez raydan çıktı. Metro İstanbul ekiplerinin müdahalesiyle tramvayın raylara döndürülerek sefere devam etmesi sağlandı. Ekipler, tramvayın raydan çıktığı noktada çalışma başlattı. l İSTANBUL Satırı üç gün önce bilemiş SEYHAN AVŞAR Menzil tarikatına mensup eşi Halil Adil Gürses tarafından uyurken kafasına sekiz kez satırla vurulan Necmiye Gürses’in yaşam mücadelesi devam ediyor. 10 çocuk annesi Necmiye Gürses’in oğlu Halit Gürses, “O adam bize namaz kılmamız konusunda baskı kurar, gittiği vakfa gitmemizi isterdi. Biz, gitmeyince annemizle kavga ederdi. Birkaç kez o vakfa gittim. Vakfın mollası sürekli tahrik edici ve kışkırtıcı bir dil kullanıyordu. Duyumlarımıza göre olaydan üç gün önce, annemin kafasına vurduğu satırı bileyletmiş. Vakıfta bu konuşulmuş” dedi. Menzil tarikatı ile ilişkili Süleymaniye Eğitim ve Kültür Dayanışma Derneği’nde şoförlük yapan Halil Adil Gürses, dini bir Şanlıurfa’daki vahşetin altından tarikat ilişkileri çıkıyor. Mollanın kışkırtıcı sözlerini zanlının oğlU ANLATTI sohbetten döndüğü gecenin sabahı eşi Necmiye Gürses’i satırla yaralamıştı. Eşini yaraladıktan sonra telefonu mollasına teslim eden Gürses, karakola giderek teslim olmuştu. Çıkarıldığı mahkeme tarafından, ‘kasten öldürme suçuna teşebbüsten” tutuklanmıştı. ‘Bu adam beni uykuda öldürür’ Halit Gürses, annesi ve babası arasında zaman zaman tartışmalar yaşandığını söyleyerek, “Biz lere namaz kılmamız konusunda baskı kurar, gittiği vakfa gitmemizi isterdi. Bizimle ilgili konularda sürekli annemize saldırırdı. Geçen yıl ramazan ayında küsüp evden ayrıldı. Annemin gönlü bir türlü o yaşta bir adamın ayrı yaşamasına dayanmıyordu. Bir müddet sonra vakfın mollası Mustafa bizi aradı. ‘O, adamı eve getireceğini söyledi.’ Böylelikle eve geri döndü” diye konuştu. Babasının yoğun isteği üzerine birkaç kez vakfın mollasını dinlemeye gittiğini söyle yerek, “Molla sohbetinde, ‘Eşinizin, kız kardeşinin düğünü var. Siz eşinizin gitmesini istemiyorsunuz. O gitmek isterse, onu boşayabilirsiniz’ gibi konular anlatıyordu. Kışkırtıcı bir üslubu vardı. O adam teslim olduktan sonra molla görüşmek için bizi aradı. Kabul etmedik” dedi. Necmiye Gürses’in komşularına, ‘Bu adam beni uykuda öldürür’ dediğini aktaran Gürses, şöyle devam etti: “O adamdan o kadar çok korkuyordu ki bunu söylemiş. Evlilikleri boyunca annem hep kahır çekti. Dün doktoruyla görüştük. Annemizin durumu halen çok ağır.” l İSTANBUL C MY B