20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 16 Mart 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK kalkHaankalasrıfı ıirçtinolaeyraağnasgTöodihspetlalefaalrnileathdıraicvlkdaekiı 15 ayda 264 barışçıl toplantı ve gösteri engellendi, 5 yılda 116 bin kişi hakkında işlem yapıldı Yücel’in salıverilme talebine ret Alman Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutukluluğuna yapılan itirazı değerlendiren İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliği, tu tuklama kararının usul ve yasaya aykırı olmadığını belirterek, yapılan itirazı reddetti. Mahkeme, kararında “şüphelinin yazılarında gerçekleri kasıtlı ve bilinçli olarak saptırarak Deniz Yücel adeta yasadışı silahlı terör örgütlerinin amacına hizmet eder şekilde hareket ettiği amaç ve kanaatine varıldığına” ifadelerine yer verildi. Öte yandan Alman Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Alman diplomatik yetkililerinin hâlâ Yücel’i ziyaret edemediği ve bu nedenle Yücel’in konsolosluk desteği alamadığı bildirildi. l Haber Merkezi İTÜ öğrencilerine soruşturma İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) akademideki ihraçlara karşı 17 Şubat’ta Taşkışla Kampusu’nda eylem yapan 23 öğrenci hakkında disiplin soruşturması açıldı. Soruşturma belgesinde öğrenciler hakkındaki iddialar şöyle sıralandı: “İTÜ Taşkışla Yerleşkesi ana kapısı önünde, izinsiz olarak toplanan yaklaşık otuz kişilik grup içerisinde yer alarak, slogan attığınız, gösteri yaptığınız, grup içinden bir öğrencinin ders yapılması esnasında dersi bölerek yapılan toplantıya katılma çağrısında bulunduğu, söz konusu grubun saat 14.40’a kadar bahse konu eylemleri gerçekleştirdiği...” l İSTANBUL / Cumhuriyet Hükümet, Hollanda’yı toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ihlal etmekle suçlarken Türkiye’de bu hakkı kullandığı için son 5 yılda 116 bin kişi hakkında işlem yapıldığı ortaya çıktı. Eşit Haklar Için Izleme Derneği’nin raporuna göre sadece son 15 ayda müdahale KEMAL GÖKTAŞ edilen barışçıl gösteri sayısı ise 264 oldu. Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nin Sivil Düşün AB Programı Aktivist Desteği kapsamında yayımla dığı “Toplantı ve Gösteri Hakkı Izleme Raporu”nda hükümetin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı olarak toplantı ve gösteri hakkını defa larca ihlal ettiği gözler önüne serildi. Rapora göre Ekim 2015Aralık 2015 tarihleri arasında, müdahale edildiği tes pit edilebilen barışçıl gösteri sayısı 37 oldu. Güvenlik güçlerinin barışçıl göste rilere biber gazı ve tazyikli su kullana rak müdahale en sık kullanılan müdaha le biçimi oldu. İkinci olarak başvurulan müdahale biçimi ise darp, coplama ve kalkanla itmeyi içeren zor kullanma ol du. 2 olayda gerçek mermi kullanıldı. 1 Ocak ile 10 Kasım 2016 arasın da tespit edilebilen müdahaleye maruz kalan barışçıl gösteri sayısı 227 oldu. Müdahale edilen gösterilerin 160’ı ba İNSAN HAKLARINA AYKIRI Anayasada barışçıl toplantı hakkının tanındığına dikkat çekiler raporda, şu tespitlere yer verildi: “Ancak, hakkın içeriğini düzenleyen Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, hakkı sınırlama yetkilerini geniş tutarak Anayasa ve uluslararası sözleşmelerce korunan hakkı kısıtlamaktadır. Uluslararası standartlar, yalnızca acil bir şiddet tehlikesi yaratan toplantı içeriklerinin engellenmesini uy gun bulmaktadır. Kolluk kuvvetlerinin güç kullanımında orantısızlık ve yaygınlık önemli bir problemdir. Uluslararası standartlara göre şiddet içeren toplantı ve gösterilerde bile şiddeti uygulayan gruplar güvenlik güçlerince toplantıdan ayrıştırılmalı ve toplantıda güvenlik ortamı sağlanmalıdır. AİHM içtihadına göre barışçıl göstericilerin yargılanması toplantı ve gösteri hakkının ihlalidir.” sın açıklaması, oturma eylemi, gösteri yürüyüşü, 28’i kutlama, 16’sı anma, 8’i stand açma, bildiri dağıtma, çadır kurma, 5’i karşıt gösteriler ve 5’i de diğer gösterilerdi. 227 etkinliğin 32’si müdahaleye rağmen gerçekleştirildi, 183’ü ise yapılamadı. İhtara rağmen dağılmamak, yasa dışı slogan atmak gibi müdahale gerekçeleri yanında yapılan basın açıklamasında yer alan ifadeler de müdahale gerekçesi olabildi. Güvenlik kuvvetleri 97 olayda biber gazı ve tazyikli su, 42 olayda ise darp, coplama gibi zor kullanımına başvurdu. Barikat kurarak gösteri alanına erişimin engellenmesi gibi fiili müdahale biçimleri ise 31 olayda kullanıldı. 9 etkinlikte orantısız güç kullanımı ve diğer engelleyici uygulamalar birlikte yer alırken bir olayda gerçek mermi kullanıldı. 7 bin 440 kişi mahkum Adalet Bakanlığı yıllık istatistiklerine göre 2011 ile 2015 yılları arasında 116 bin 804 kişi hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten soruşturma yürütüldü ve 67 bin 453 kişi hakkında dava açıldı. 2011 yılında hakkında soruşturma yürütülen kişi sayısı 16 bin 283 iken bu sayı 2012’de 17 bin 137, 2013’te 25 bin 965, 2014’te 26 bin 151 ve 2015’te 31 bin 268 oldu. Mahkemelerce son 5 yılda bu suçtan hakkında dava açılan 82 bin 924 kişiden 27 bin 278’i beraat etti, 7 bin 408 kişi mahkum oldu. 8 bin 88 kişi hakkında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildi. l ANKARA 16 MART 1978’DE KATLEDİLEN 7 ÖĞRENCİ ANILIYOR Raci Bilici ve 10 kişi gözaltında İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Di yarbakır Şubesi Başkanı Mehmet Raci Bilici, es ki DBP Diyarbakır İl Eş başkan Yardımcısı Eş ref Mamedoğlu ve Sur Raci Bilici Belediyesi Park ev Bahçeler Müdürü Vecihi Aydoğan’ın da aralarında bulunduğu 11 kişi Diyarbakır’da gözaltına alındı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında 11 sivil top lum kuruluşu üyesinin gözaltına alın dığını, 5 kişinin de arandığını açıkladı. Bilici, Yeni Akit tarafından “Devlete ‘katil’ diyen PKK’li göreve iade edildi” sözleriyle hedef gösterilmişti. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet 80 yaşındaki tutukluya sürgün Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki 17 tutuklu, Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi ile Ordu E Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Sevkler habersiz yapıldığı için tutukluların avukatları ve aileleri durumdan görüşe gittiklerinde haberdar oldu. Sevk edilenler arasında 24 gün gözaltında kaldıktan sonra 3 Ocak’ta “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan 80 yaşındaki Hacı İsa Sezek’in de yer aldığı bildirildi. Cezaevinde oğlu ve torunu ile birlikte kalan Sezek, sağlık sorunları yaşıyor. l Yurt Haberleri 18’i çocuk 38 kişi gözaltına alındı Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube ekipleri, dün sabah 40 adrese eşzamanlı operasyon düzenledi. Özel harekât polisleri koçbaşlarıyla demir kapıları kırarak adreslere girerken, HDP İl Yöneticisi İbrahim Yakut ile Seyhan İlçe Eş Başkanı Suzan Kılıç’ın da aralarında bulunduğu 18’i çocuk 38 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar sağlık kontrolünün ardından sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. l ADANA / Cumhuriyet Cezasız kalan katliam Beyazıt’taki İstanbul Üniversitesi (İÜ) Eczacılık Fakültesi önünde, 16 Mart 1978’de, sol görüşlü 7 öğrencinin ölümü ve 41 öğrencinin de yaralanmasına sebep olan bombalı saldırının üzerinden tam 39 yıl geçti. Katliamda yaşamını yitiren İÜ öğrencileri Abdullah Şimşek, A. Turan Ören, Baki Ekiz, Hatice Özen, Cemil Sönmez, Hamit Akıl ve Murat Kurt bugün saat 13.00’te anılacak. 16 Mart 1978 günü solcu öğrenciler olası bir saldırıya karşı okulu toplu halde okulu terk ediyordu. O gün çevrede ki polis sayısı bilinçli olarak azaltılmıştı. Sorumlu emniyet müdürü Reşat Altay’dı. Polisler, saat 13.45’te öğrencileri ana kapıdan dışarıya korumasız çıkmaya zorladılar. Dışarıda görevli yedi polis ise başka bir göreve yönlendirildi. Korumasız bırakılan öğrencilerin üzerine önce bomba atıldı sonra da ateş açıldı. İstanbul Emniyeti’ne geçilen istihbari bilgi notunda, ülkücülerin 810 gün içinde üniversite çıkışında solcu öğrencilerin üzerine dinamit atıp, öğrencileri silahla tarayacaklarının bildirildiği ortaya çıktı. Emni BU YIL SİLİVRİ’DE ANIYORUM Cumhuriyet’e yönelik operasyon kapsamında tutuklanan gazetemizin avukatlarından Bülent Utku, 16 Mart katliamının yıldönümünde şu mesajı paylaştı: “39 yıl önce 16 Mart 1978’de merkez binadan çıkan öğrencilerin üzerine bomba atıldı. 7 arkadaşımız; Ahmet Turan Ören, Murat Kurt, Baki Ekiz, Hatice Özen, Hamit Akıl, Abdullah Şimşek ve Cemil Sönmez yaşamlarını yitirdiler. Her yıl merkez bina önünde onları anardık. Bu yıl Silivri Cezaevi’nde anıları önünde eğiliyorum.” yet arşivine 7 Mart 1978’de 1.D.2.12780 koduyla girilen istihbarat notuna karşın, katliamın önlenmesi için hiçbir adım atılmadı. Bilgi notu, dava dosyasına 22 yıl sonra konuldu. Şükrü Balcı ve Süreyya San’ın aralarında bulunduğu polis şefleri görevlerinde kayıtsız kalmakla, Reşat Altay ise saldırıya uğrayan öğrencileri dağılma noktasına kadar koruma altında tutması gerekirken üniversite kapısında terk etmekle suçlandı. İzmit 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde TCK 230 uyarınca görevi ihmalden yargılanıp, delil yetersizliğinden beraat ettiler. Sanık emniyetçiler hakkında verilen tek ceza polis başmüfettişlerinin önerdiği, disiplin cezası niteliğindeki ‘‘ihtar’’ cezası oldu. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ana dava ise katliamın 30. yıldönümünde zamanaşımı kararıyla düşürüldü. Davada Latif Aktı ile Özgün Koç tutuksuz, eski polis memuru Mustafa Doğan ise gıyabi tutuklu olarak yargılanıyordu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Akademisyenlere Nevruz daveti MAHMUT ORAL HDP, DBP, DTK ve TJA öncülüğünde “Mutlaka Kazanacağız” sloganı ile düzenlenen Nevruz kutlamalarının programı belli oldu. Buna göre bu yıl 33 ayrı merkezde kutlamalar gerçekleştirilecek. KHK ile ihraç edilen akademisyenler, işlerinden atılan gazeteciler, sanatçılar, sendika siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının da aralarında bulunduğu binlerce kişi ve kuruma davetiye gönderildi. Bu yılki Nevruz kutlamaları için sanatçılar Kadir İnanır, Zülfü Livaneli, Sıla, Sezen Aksu, Barış Atay, Ferzan Özpetek, Fı rat Tanış, Ezel Akay, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Hüsnü Arkan, Erkan Oğur, Meltem Cumbul, İsmail Hakkı Demircioğlu, Şevval Sam, Menderes Samancılar, Jülide Kural, Mustafa Alabora, İrfan Değirmenci ile Mert Fırat’ın da arasında olduğu birçok gazeteci ve sanatçıya davetiye gönderildi. Kutlamalar için AKP’ye davetiye gönderilmediği belirtilirken CHP, DSP, SP, EMEP, HAKPAR, KDP, PAK, ÖSP davet edildi. Emek örgütleri de unutulmadı. KESK, Genelİş, Türkİş ve bileşenleri başta olmak üzere 100’den fazla sendika ve sivil toplum kuruluşuna davetiye gitti. Çok sayıda elçilik ve konsolosluk ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nda faaliyet gösteren tüm siyasi partiler de davet edildi. 17 Mart’ta Nusaybin’de, 18 Mart’ta İzmir, Malatya, Doğubayazıt, Manisa ve Kocaeli’nde, 19 Mart’ta İstanbul, Antalya, Şanlıurfa, Konya, Karakoçan, Kars, Hatay, Kızıltepe, Gaziantep ve Ankara’da, 20 Mart’ta Adıyaman, Iğdır, Hakkâri ve Ağrı’da, 21 Mart’ta ise Diyarbakır ve Van’da kutlamalar gerçekleştirilecek. Siirt ve Batman’daki kutlamalara gününde yapılmadığı gerekçesiyle, Aydın’ın Nazilli ilçesindeki kutlamaya ise OHAL gerekçesiyle izin verilmedi. l DİYARBAKIR haber 11 Yumuşak iniş Hollanda Başbakanı Mark Rutte, önümüzdeki haftalarda yapılması beklenen bir zirvede Binali Yıldırım’la görüşmeyi planladıklarını söylemiş. Umarım bu randevu gerçekleşir. Türkiye’nin Avrupa’yla köprüleri atması, kimsenin çıkarına değil. Ne toplum, ne hükümet, ne de ekonomi. Hele muhalif çizgide duran yazar, siyasetçi, düşünür, akademisyenler için, kendini dünyaya kapatmış bir Türkiye, hiç iyi haber değil... Binali Yıldırım, aklı selim sahibi bir siyasetçi. Türkiye’nin ne ekonomik, ne de siyasi olarak artık bu kadar gerilimi kaldıramayacağının farkındadır diye düşünüyorum. İçeride de, dışarıda da sürdürülemez bir gerilim hattında yürüyoruz. Sadece Hollanda, Almanya değil; Amerika’yla da, Irak’la da, Suriye, Mısır’la da aramız limoni. İsrail’le sadece bir ateşkes var. Rusya’yla yaşanan dostluk, Moskova’nın koyduğu kurallar çerçevesinde. Türkiye’nin 10 yıl önce tırnaklarıyla kazıyarak yarattığı imaj, bugün yerlerde. Ve işin kötüsü, bu düşmanlıklar gittikçe yapısal hale geliyor. Peki vatandaş ne diyor? Medyada tek hâkim renk olduğu için bunu ölçmek mümkün değil. Ama hababam pompalanan ‘İkinci Kurtuluş Savaşı!’, ‘Kahpe Batı!’, ‘Hepsi bizi bölmeye çalışıyor’ söylemlerinin, bir noktadan sonra etkisinin azaldığı ortada. İktidar partisinin gençlik kolları ve medyadaki senbenbizim oğlan dışındaki sıradan vatandaş, her gün yedi düvele meydan okuyan Türkiye resmini şaşkınlıkla izliyor. Gel gör ki devlet erkânı o havada değil. ‘Devlet’ denilen yapı son birkaç yıldır yaşanan siyasi travmalarla öyle bir ruh haline girdi ki, kendini her daim savaş halinde sayıyor. Ankara’daki psikoloji, otoriterleşen rejimlerde sıkça gördüğümüz iç ve dış düşmanlarla bitmeyen bir mücadele durumu... Şaka değil; son dönemde konuştuğum birçok bürokrat, Türkiye’nin bir düzine dünya gücüyle örtülü bir ‘savaş’ yaşadığını düşünüyorlar. Hepsi bize düşman, hepsi bizi bölmek istiyor, hepsi Türkiye’yi karıştırıyor. İslamcı gelenekten gelen siyasiler zaten çoktan ‘medeniyetler savaşı’ tezine inanmaya hazır. Darbe sonrası ulusalcılar ve milliyetçiler de işin içine girince, inanılmaz izolasyonist ve Batı karşıtı bir devlet geleneği var karşımızda. Yeni Ankara düsturu bu... ‘Yeni’ dediğim, aslında bildiğimiz, o çok tanıdık eski Türkiye işte... Ama Türkiye gibi yarım asırdır Batı’yla entegre olmuş, halkının ciddi bir bölümü Batı değerleri ve hayat tarzını içselleştirmiş bir toplumda, Batı karşıtlığı üzerinden yeni bir oyun kurgulamak, nereye kadar sürdürülebilir? Onabuna kafa atan ruh hali, kalıcı mı yoksa referandum öncesi taktiksel bir durum mu? Bütün bunların cevabını hep birlikte göreceğiz. Ancak şu net. Hükümet bir noktada hem Avrupa’yla, hem de Irak ve Suriye gibi bölgedeki diğer hasmane bulduğu ülkelerle ‘yumuşak iniş’ yapmak mecburiyeti hissedecek. Ekonomiden savunmaya kadar bir dizi sıkışmışlığı aşmanın başka yolu yok. Türkiye gibi karmaşık sosyolojisi ve kıymetli arazisi olan bir ülkenin, sadece Katar ve Barzani’yle ittifak yapıp bütün dünyaya kafa tutması akılcı değil. Sürdürülebilir değil. Eninde sonunda toparlanmak zorundayız... Umarım o gün gelene kadar her şeyi kırıp dökmüş olmayız... Halepçe’nin acısı hÂl taze İranIrak Savaşı’nın sonlarına doğru gelindiği bir dönemde, Saddam Hüseyin’in emriyle Irak ordusuna ait savaş uçakları 16 Mart 1988’de Halepçe’ye kimyasal gaz bombaları attı. Dünyanın en büyük insanlık trajedilerinden biri olarak tarihe geçen Halepçe Katliamı’nın üzerinden 29 yıl geçti. Katliamda kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan en az 5 bin Kürt yaşamını yitirirken, 7 ile 10 bin arasında kişi de yaralandı. Katliamdan sağ kurtulanlar ise yatağa mahkum kaldı. Katliamın üzerinden yıllar geçmesine rağmen kimsayalın etkisi bir türlü bitmedi. Halen binlerce insan sinir sistemi, deri, akciğer hastalıkları, tümör oluşumu gibi hastalıklarla mücadele ediyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda hayatını kaybedenler Kuzey Irak’ta anılacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle