20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Yemen’de ‘pazaryeri vuruldu’ Yemen’de Husi kaynaklar, önceki gün Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon güçlerinin düzenlediği hava saldırısında bir pazaryerinin hedef olduğunu, 20 sivilin yaşamını yitirdiğini iddia etti. Riyad destekli Hadi yönetimi ise Husi isyancıların Houkka bölgesinden kaçmaya çalışırken sivilleri canlı kalkan olarak kullandıklarını savundu. Abbas Abbas Beyaz Saray yolcusu İsrail yanlısı söylemleriyle bilinen ABD Başkanı Donald Trump, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı, barış görüşmelerini konuşmak üzere “yakın zamanda” olacak şekilde Beyaz Saray’a davet etti. Trump’ın göreve gelmesinden bu yana ilk kez telefon açtığı Abbas’a, “İsrailFilistin arasında barışa götürecek bir sürece bağlılığını vurguladığı” kaydedildi. Pazar 12 Mart 2017 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İnsanlık derin krizde [email protected] 7 Sarraf davasının savcısı Preet Bharara görevden alındı ABD Başkanı Trump yönetiminin istifa çağrısına uymayacağını ifade eden Başsavcı Preet Bharara, görevinden alındı. Savcı Bharara ise “istifa etmediğini, kovulduğunu” açıkladı. ABD’de ekibi hakkında basına sızıntılardan kendisine karşı protesto gösterilerine kadar her şeyden selefi Obama’yı sorumlu tutan Başkan Trump, Obama döneminin izlerini silmeye kararlı. Adalet Bakanı Jeff Sessions, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının kilit ismi İran asıllı işadamı Rıza Sarraf davasının savcısı Preet Bharara da dahil 46 savcının istifasını istedi. Başkan seçildikten sonra Trump’la geçen yılın kasım ayında görüşen Bharara, kendisinden görevine devam etmesinin talep edildiğini belirtmişti. Sarraf, kara para aklama, dolandırıcılık ve İran’a uygulanan yaptırımları delme suçlamaları ile ABD’de tutuklu olarak yargılanıyor. Adalet Bakanlığı’nın sözcüsü Sarah Isgur Flores ise bir önceki dönem görev yapmış savcıların bir bölümünün istifa ettiğini, şimdi ise geri kalanların istifasının istendiğini açıkladı. ‘Tüm kartları kaybedebilir’ İran Dışişleri Bakan Yardımcısı İbrahim Rahimpur, Türkiye’nin bazı politikalarını anlamadıklarını belirterek “Çoklu kartlarla oynamanın uzun vadede tüm kartların kaybedilmesine neden olacağına inanıyoruz” dedi. Son dönemde gerilen AnkaraTahran ilişkileri üzerine İran basınına konuşan Rahimpur, DHA’nın haberine göre, Türkiye’nin darbe girişimi sonrası zorlu bir süreçten geçtiğini söyledi. “Belki ihtiyaç ve yaşadığı sorunlar Ankara’nın İsrail, S. Arabistan ve ABD Başkanı Trump’a yönelmesine neden oldu. Türkiye’deki dostlarımızın hesaplamalarını bölgedeki gerçekler ve uzun vadeli hedefler doğrultusunda yapmalarını umut ederiz” diye konuştu. Ankara’dan İran’a yönelik eleştirel söylemler konusunda Tahran’ın Türkiye’nin yaşadığı sorunları dikkate alarak “alttan aldığı” ifadesini kullandı. Park karşıtları vazgeçmiyor Güney Kore’de Anayasa Mahkemesi’nin parlamentonun yolsuzluk ve siyasi nüfuz skandalı nedeniyle Devlet Başkanı Park Geunhye hakkında aldığı azil kararını onaylaması Park karşıtları için yeterli olmadı. Başkent Seul’de başkanlık konutunun önünde toplanan yaklaşık 50 bin kişi Park’ın tutuklanması çağrısı yaptı. Belediye binasının yakınlarında toplanan 20 bin kişilik Park destekçileri ise mahkemenin kararını protesto etti. Polis araya barikatlar kurararak iki tarafı birbirinden ayırdı. Bu arada dünkü olaylarda bir kişinin daha yaşamını yitirdiği, protestolar sırasında ölenlerin sayısının 3’e çıktığı belirtildi. Dünya savaş, çatışma, kıtlıkla boğuşuyor... BM yetkilisi O’Brien, II. Dünya Savaşı sonrasının en büyük insani krizinin yaşandığına dikkat çekiyor Savaş ve kuraklığın vurduğu Afrika’nın çeşitli ülkelerinde milyonlarca kişi için kıtlık uyarıları arka arkaya gelmeye devam ediyor. Son olarak Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF), geçen ay 1.4 milyon çocuğun ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bildirmesinin ardından BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Stephen O’Brien, dünyanın İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana en büyük insani krizi yaşadığını söyledi. Acil yardım çağrısı O’Brien, önceki gün yaptığı açıklamada Yemen, Güney Sudan, Somali ve Nijerya’da 20 milyondan fazla insanın açlıkla karşı karşıya olduğunu belirterek acil yardım çağrısında bulundu. Bu ülkelerde çoğunlukla “insanların yol açtığı” felaketlerle karşı karşıya olanlara yardım için milyarlarca dolarlık fon gerektiğini kaydeden O’Brien, temmuz ayına kadar en az 4.4 milyar dolar toplanması gerektiğinin altını çizdi. Genel Sekreter Yardımcısı “Kritik bir noktadayız. Yardım gelmediği takdirde insanlar açlıktan ölecek. Daha çoğu hastalıktan ölecek. Yaşamlar, gelecekler, umutlar yok olacak” ifadelerini kullandı. Nüfusun üçte ikisinin, 18.8 milyon kişinin acil yardıma ihtiyacı olduğu, 7 Musul’da yokluk... Musul’u IŞİD’den kurtarma operasyonu devam ederken bölgede sı Tyaordpılmu pmakeeztalerribnduelnunaldduı. kışan halkın gıda ve ilaç sıkıntısı sürü Öte yandan dün kent yakınında Baduş yor. Kentin hükümet güçleri tarafın cezaevinde toplu mezar bulunduğu ha dan kurtarılan kesimlerine kamyonlar beri gündeme düştü. Irak güçlerince ya la yardım ulaştırılmaya çalışılıyor. Çar pılan açıklamada, yakın döneme kadar şamba günü örgütten kurtarılan El IŞİD’in elindeki alanda yapılan araştırma Mansur mahallesinde yaşayanlar “yağ, da cihatçılarca katledilen yaklaşık 500 bebek maması, pirinç, şeker” içeren kişinin cesedine ulaşıldığı kaydedildi. milyondan fazla kişinin ise düzenli gıda erişiminin olmadığı Yemen’in “dünyadaki en büyük insani kriz olduğunu” vurguladı. O’Brien Güney Sudan’da ise 7.5 milyondan fazla insanın yardıma ih tiyaç duyduğuna, bir yıl içinde yardıma ihtiyaç duyan insanların sayısının 1.4 milyon arttığına dikkat çekti. 270 bin çocuk risk altında Devam eden savaş sebebiyle 3.4 milyon insanın evlerini terk ettiğini kaydeden O’Brien, 1 milyon çocuğun kötü beslendiğini, 270 bin çocuğun ise zamanında yardım ulaşmaması halinde açlıktan ölme riskiyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Somali’de nüfusun yarıdan fazlasına denk gelen 6.2 milyon insanın yardım ve korunmaya ihtiyacı duyduğu ve 2 milyon 900 bin insanın ise açlık riski ile karşı karşıya bulunduğu ifade edildi. Savaşın hüküm sürdüğü Suriye’de Halep adeta hayalet kente dönüştü. Şii kafilesine saldırı Suriye’nin başkenti Şam’da eski kent bölgesi dün çifte bombalı saldırıya sahne oldu. Çoğu Iraklı Şii hacıların olduğu en az 40 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. İlk bomba Bab el Sağir bölgesinde, Şii mezarlıkların bulunduğu alana doğru ilerleyen içinde hacıların olduğu otobüsün geçtiği sırada patladı. Yola yerleştirilen bombanın infilak etmesi sonrasında ise yine aynı bölgede bir intihar eylemcisi kendisini havaya uçurdu. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, saldırılarda en az 46 kişi öldü. Suriye resmi medyası da olayda en az 40 kişinin yaşamını yitirdiğini, 100 kişinin yaralandığını du yurdu. Saldırının arkasında Nusra, yeni adıyla Fetih el Şam’ın olabileceği yorumları yapılıyor. ‘300 IŞİD’ci aile kaçtı’ Suriye’de siyasi çözüme yönelik gözler bu ay sonuna doğru gerçekleşecek Astana ve Cenevre görüşmelerine çevrilirken muhalif cepheden Astana için erteleme çağrısı geldi. Gerekçe olarak da Şam yönetiminin sahada ateşkese uymaması gösterildi. Öte yandan IŞİD’in kalesi Rakka’ya yönelik operasyon için iç ve dış aktörlerin pazarlıkları sürerken 300 cihatçı militanın ailesinin bölgeden çıktığı iddiası da basına yansıdı. Modi zaferini ilan etti Hindistan’da 2019’da yapılacak olan genel seçimler öncesi bir referandum gibi görülen eyalet seçimlerinin sonuçları belli oldu. Başbakan Narendra Modi’nin Bharatiya Janata Partisi (BJP), kritik önem taşıyan Uttar Pradeş eyaletinde zafer kazandı. Seçim Komisyonu, oyların neredeyse tamamının sayıldığını, buna göre milliyetçi görüşleriyle bilinen BJP’nin 220 milyon nüfuslu Uttar Pradeş’de eyalet meclisinde 403 koltuktan 312’sini kazandığını açıkladı. Eyaletin parlamentonun alt kanadına 80 milletvekili gönderdiği ve bugüne kadar 9 başbakanın bu eyaletten çıktığı biliniyor. Modi’nin partisinin ülkenin kuzeyinde Uttarakhand eyalet meclisinde de 70 koltuktan 54’ünü kazandığı bildirildi. BJP destekçileri kutlamalar için sokak Modi destekçileri sonuçların belli olmasıyla kutlamalar için sokaklara döküldü. lara döküldü. Öte yandan Rahul Gandi’nin genel başkan yardımcılığı görevini yürüttüğü, ana muhalefetteki Kongre Partisi de Pencap eyalet meclisinde 117 koltuktan 69’unun sahibi oldu. ESAD’DAN ABD’YE MINBİÇ TEPKİSİ Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, ABD’nin Mınbiç’teki askeri varlığına rıza göstermediklerini, ülkede IŞİD’le etkili mücadele eden tek gücün Rusya olduğunu söyledi. Çin medyasından Phoenix TV’ye verdiği demeçte Esad, “Suriye’ye bizim davetimiz olmadan gelen tüm yabancı güçler işgalcidir” ifadesini kullandı. Tarih boyunca kara güçleri gönderdikleri hiçbir ülkede ABD’nin başarılı olamadığını kaydeden Esad, “Onların başarılı oldukları tek şey kaos, yıkım ve ölümü tırmandırmak” dedi. ABD Başkanı Trump yönetimiyle ilgili olarak da, teorik açıdan işbirliği olanağı olduğu ancak bunun pratikte bulunmadığı görüşünü dile getirdi. Şu ana kadar Trump’la hiçbir doğrudan bağlantının kurulmadığını belirtti. ABD’nin Mınbiç’e konuşlandırdığı askerlerle ilgili bir soruya ise Esad’ın yanıtı, “Suriye’nin daveti veya izni olmadan Suriye’ye giren her yabancı asker işgalcidir. ABD askeri varlığının mevcut duruma yardımcı olacağını da düşünmüyorum” oldu. Esad, Suriye ordusunun bir sonraki önceliğinin IŞİD’in kalesi durumundaki Rakka’nın özgürleştirilmesi olduğunu söyleyerek buraya çok yaklaştıklarını kaydetti. Ülkede siyasi sistemin Suriyelilere bağlı olduğunu, bunun için referandum olacağına işaret etti. Wilders’ın ekmeğine yağ sürmek Reis, Almanya’dan sonra; Hollanda’ya da “Eyy Hollanda! Bunlar Nazi kalıntısı, bunlar faşist” dedi. Önüne gelene “Nazi” diyor. Bu kez de Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçuş izninin iptal edilmesine atarlandı. “Hitler Almanyası”nı zihnindeki başkanlık sistemine, yakın dönemde “referans” gösteren bir liderin, ona buna şimdi “Nazi” diye çıkışması enteresan. Geçen yıl başında hatırlarsınız “Hitler’in başkanlık sistemini” siyasi konuşmalarında gözünü kırpmadan örnek gösteren RTE, bu nedenle dünya basının diline düşmüştü. Time, “Türkiye Cumhurbaşkanı Adolf Hitler’e benzemek istiyor” diye yazmıştı. Daily Telegraph; Erdoğan’ı “anayasal reformlar için Hitler Almanyası’nı dünyada ilk kez pozitif rol modeli olarak kullanan lider” ilan etmişti. İtalya’da Il Giornale “Erdoğan’ı artık fren tutmuyor. Başkanlık modeli Hitler” demişti. Corriere della Sera daha ileri giderek, “Führer, Sultan’ın hoşuna gidiyor. O, bundan hicap duymuyor” ifadelerini kullanmıştı. Bunlar yaşandı. Rüyamızda görmedik. O zaman da yazmıştım... Şimdi tam.. referanduma sunulan “anayasal reformlar” için Hitler’i vaktiyle örnek vermekten çekinmeyen Erdoğan’ın, bakanlarının/kendisinin konuşmalarını engelleyen ülkelere “Nazi” göndermesiyle saldırması, insana “Bu ne pehriz, ne lahana turşusudur?” dedirtiyor. Her gün “Tanrım aklıma mukayyet ol!” diye uyandığımız bir dönemde, hikmetinden sual olmaz böylesi garip paradokslar da var. Not etmeden geçemedim. Diplomatik tokat Çavuşoğlu’nun uçağının uçuş izninin iptali tabii çok esef verici, diplomatik bir tokat. Bunun bir hamle ötesi, Hollanda büyükelçisinin Ankara’dan geri çekilmesi olabilir ki, restleşme sürerse o da gündeme gelebilir. Hollanda belli ki Çavuşoğlu’nun “Hodri meydan! Kimse beni engelleyemez. Rotterdam’a illa gideceğim!” babalanmasına, “Hele engellemeye kalksınlar, ağır yaptırımlarımız olur” tehditlerine içerlemiş ve bir “had bildirme” mesajı vermiş. Gelinen yer bir “el mi yaman, bey mi yaman!” noktası. “Sen benim kendi ulusumun toprakları üzerindeki egemenlik haklarımı tanımıyorsan, ben seni hiç tanımayrum!” yapıyorlar. “Nazi” diye efelenerek tribünlere oynamak yerine, buraya niye gelindiğini düşünmekte yarar var. Hollanda’da bu çarşamba seçim yapılacak. İslamafobi şampiyonu Wilders seçimin en güçlü liderlerinden. Sandıktan birinci güç çıkması işten değil. “Minare istemiyoruz. Ülkemizi (Müslümanlardan ve yabancılardan) geri istiyoruz!” sloganıyla kampanya yapan Wilders, yarışın ana eksenini belirliyor. Aralarında Başbakan Mark Rutte’nin partisi liberallerin de bulunduğu öteki siyasi güçler, Wilders’le bu hatta yarışıyor. ‘Hayır’ için yeterli neden Rutte’nin şimdi, kritik seçim arifesinde Türk siyasilere, bizzat içinde çok çekişmeli olan bir “referandum kampanyası” için izin vermesi, rakiplerince aleyhinde kullanılabilecek bir koz olarak görülüyor. Diplomasi kökenli Çavuşoğlu bunu bilmez mi? İpleri germenin ve ilişkileri “mors tua, vita mea / senin ölümün, benim yaşamım” raddesinde yıpratmanın manası nedir? AKP’nin ulusal/uluslararası her kutuplaşmadan, restleşme ve “uygarlık çatışmasından” beslendiğini, bu yolla “evet”çileri yanında tutmayı beklediğini elbette biliyoruz. Ama ne pahasına? Yurtdışında Türkiye adına kaydedilen genel itibar kaybı bir yana, Hollanda ve “Nazi” restleşmesiyle gündeme gelen Almanya’da yaşayan milyonlarca Türk’e yazık değil mi? AKP’nin bu “sıfır empati”, “sıfır sağduyu”, “sıfır diplomasi” hamlelerinin ceremesini çeken en büyük kitle onlar. AKP ve Erdoğan’a duyulan alerji, yurtdışındaki vatandaşlarımıza bir antipati tsunamisi olarak geri dönüyor. Almanya, Hollanda gibi ülkelerde “Bunca huzursuzluk kaynağı insanlarla bir arada yaşamaya mecbur muyuz?” duygusu yayılıyor. Yurtdışındaki Türklerin başka hiçbir nedenle olmasa bu nedenle referandumda “Hayır” demeleri gerekir. Türk karşıtlığı ile ırkçılığı hepten azdıran işbaşındaki bu iktidar, bilerek ya da bilmeyerek Wilders’ların ekmeğine yağ sürüyor. AVM’ye saldırı tehdidi Cihatçı saldırı tehdidi nedeniyle diken üstünde olan Almanya’da dün bir alışveriş merkezi saldırı ihbarı nedeniyle kapatıldı. Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Essen kentindeki alışveriş merkezine yönelik polise “somut terör saldırısı” tehdidi bilgisinin ulaştığı duyuruldu. Bölgede yoğun güvenlik önlemleri alındı. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle