02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 6 Şubat 2017 2 Çevre Mühendisleri Odası’nın hava kirliliği raporu tehlikenin Sıhhİyeboyutunu gözler önüne serdi. Ankara’nın hastaneler bölgesi sınır değerleri tam 245 gün aştı hasta eder İZMİR’de bazı bölgelerde hava kirliliği görüş mesafesinde de sorunlar yaratıyor. Hava kalitesi “hassas”ta seyrediyor. Çevre Mühendisleri Odası’nın hava kirli gün PM 10 sınır değeri aşıldı. 9 gün ölçüm yapılmadı. liği raporu alarm ver Kadıköy’de 91 gün PM 10 de di. Rapora göre birçok kentte ğeri aşıldı. 76 gün ölçüm ya kirlilik Dünya Sağlık Örgütü pılmadı. (DSÖ) sınır değerlerinin çok MUSTAFA l ANKARA Ankara’da tra üzerinde. Örneğin Ankara’nın ÇAKIR fiğin yoğun olduğu bölgelerde hastaneler bölgesi olarak da (Örneğin Sıhhiye, Cebeci, Dik bilinen ve birçok hastanenin de yer men, Demetevler, Sincan, Kayaş, Ke aldığı Sıhhiye bölgesinde tam 245 çiören ve Bahçelievler) kirlilik çok gün kirlilik değerlerinde sınır aşıl fazla arttı. Ankara’da hastaneler böl dı. Rapora göre birçok kentte yılın gesi olarak da bilinen, birçok hasta önemli bir bölümünde ölçüm yapıl nenin yer aldığı Sıhhiye’de PM 10 maması da dikkat çekti. değeri, tam 245 gün yani bir yılın TMMOB Çevre Mühendisleri Oda yaklaşık yüzde 70’inde DSÖ’nün sı sı, “Hava Kirliliği Raporu 2016”yı ya nır değerlerini aştı. 9 gün de ölçüm yımladı. Rapordaki dikkat çeken ve yapılmadı. Keçiören’de 1 yılda 178 riler şöyle: defa, neredeyse yılın yüzde 50’sinde l DÜZCE 24 Aralık’ta kentte PM sınır değerler aşıldı. 10 değeri AB sınır değerininin 7 kat l IĞDIR Kentte kirlilik geçen yıl üzerine çıktı. da devam etti. PM 10 değerinde sınır l BOLU 20 Ocak’ta PM 10 kirleti 242 kez aşıldı. cisinin değeri 330 mikrogram /met l İZMİR Gaziemir ilçesinde bulu reküp olarak ölçüldü. Yani DSÖ ve nan istasyon sonuçlarına göre PM 10 AB sınır değeri olan 50 mikrogram/ değeri sınır değerini 129 defa aştı. metreküpün yaklaşık 7 katı. 1 yılda sınır değer 43 gün aşıldı. l İSTANBUL Yenibosna’da 118 gün PM 10 sınır değer aşıldı. 65 gün PM 10: 10 mikrogramdan küçük partikül madde oranı PM 2.5: 2.5 mikrogramdan küçük ölçüm yapılmadı. Esenyurt’ta 206 partikül madde oranı. KEŞAN’A ACİL ÖNLEM EDİRNE’nin Keşan ilçesindeki kirliliğin nedeni olarak kalitesiz kömür gösteriliyor. Keşan son yıllarda hava kirliliği haberleriyle sıkça gündeme geliyor. l OLMASI GEREKEN DEĞERLER 166 KERE AŞILDI: Kömür kullanımından kaynaklı kükürt dioksit miktarı oldukça fazla. DSÖ ve AB sınır değerleri yoğun bir şekilde aşılıyor. Yönetmelikte yılda sadece 3 kere aşılmasına izin verilen kükürt dioksit değeri 2015 yılında 112 kez, 2016 yılında da 166 kez aşıldı. Grafikler incelendiğinde, Keşan’da meydana gelen kirliliğin ekim ayında Musul’un güneyinde bulunan kükürt üretim tesislerinin IŞİD tarafından ateşe verilmesiyle meydana gelen hava kirliliğinden çok daha ciddi olduğu gözle görülür şekilde ortaya konuldu. Keşan bölgesindeki hava kirliliği konusunda acil önlem alınmalı. Kentte 2016 yılında PM 10 sınır değeri 197 gün aşıldı. 17 gün de ölçüm yapılmadı. Umut için DNA testi Antalya’da 9 yıl önce geçirdiği trafik kazasının ardından tüm vücudu felç olan ve kamuoyunda “Umut” olarak bilinen gencin, oğlu olduğunu iddia eden Azeri asıllı Rus vatandaşı İrade Mustafaoğul, DNA testi için kan örneği verdi. Koruyucu anne Gülsüm Kabadayı ise “Gerçek annesi olsa dahi Umut’u vermem” dedi. Umut’un 9 yıldır bakımını üstlenen Kabadayı, “Kadın, Umut’u oğlu gibi kokladı ve sevdi. Umut da onu görünce elini kaldırdı, gülmeye başladı. İlk defa bir yabancıya böylesine tepki verdi. Kadın uzun süre Umut’un yanından ayrılmadı ve ona kaybettiği oğlunun adıyla Kenan diye seslendi. Bize diğer iki çocuğunun fotoğraflarını da gösterdi. Özellikle büyük oğlu Reşat’ın Umut’a çok benzediğini söyledi” dedi. Umut’un kemik incelemesinde 1992 doğumlu olduğunun belirlendiğini anlatan Gülsüm Kabadayı, “Mustafaoğul’un kaçırıldığını iddia ettiği oğlu da 1993 doğumluymuş. Yaşları birbirine uyuyor. Mustafaoğul, Umut’un oğlu olduğuna inanıyor ve başka bir ihtimalin olmadığını iddia ediyor” diye konuştu. l DHA Aile bütçesine katkı için başladılar şimdi ayda 10 bin ton üretiyorlar Tekirdağ’da mantarda ayda 10 ton üretime ulaşan kadın girişimciler, aile bütçelerine katkı olması maksadıyla başladıkları işte istihdam sağlar hale geldiler. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde kurdukları tesiste istiridye mantarı üretimi işine giren Melek Özdemir ve Hale Nal adlı girişimci iki kadın, ayda 10 ton mantar üretmeye başladı. Melek Özdemir, “İlk başta aile bütçemize katkı sağlaması maksadıyla başladığımız işte şimdi istihdam sağlar konuma geldik. Eşimize destek olmak, aileye katkı sağlamak için. Bunların yanında bir de gerçekten bu mantarı bizim halkımız da tanımalı ve halkımız da yemeli. Çünkü bu mantar protein açısından çok zengin. Çocukların yemesi, büyüklerin yemesi önemli. Şu anda et alamıyoruz belki fiyatlar çok yüksek, bu mantarı alıp her gün yiyebiliriz” şeklinde konuştu. Üretici Hale Nal ise “Bu mantarın en önemli özelliği seratoryum hor monunu salgılaması, mutluluk vermesi. Şu an insanlar mutluluğa, sevgiye aç. Mantar içeriye girdiğiniz zaman bile müthiş bir enerjisi olan bir bitki” dedi. l İHA Tercih etmediği bölüme yerleşince hukuk mücadelesi başlatmıştı Kuzeni geleceğiyle oynamış Mersin’in Anamur ilçesinde LYS’den 357 puan alan ve tercihlerimde böyle bir bölüm de böyle bir şehir de yoktu. Mah tercih etmediği bir bölüme yerle kemeye başvurdum. ÖSYM’nin şen Irmak Uysal’ın üniversite ter sistem hatası olduğunu düşün cihlerinin, kuzeni tarafından de düm. Mahkemeden gelen sonuçta ğiştirildiği ortaya çıktı. ÖSYM’nin bir suçu olmadığı anla ÖSYM tercih sonuçları gelince şıldı ve tercihlerimin kuzenim ta şoka uğrayan Irmak Uysal, isteği rafından değiştirildiği ortaya çık dışında tercihler yapılarak mağ tı. Kuzenim mahkeme sonuçlan dur edildiği iddiasıyla Anamur 2. masına rağmen hala suçunu in Asliye Ceza Mahkemesine başvu kar ediyor. ÖSYM tercihlerimi rarak ÖSYM’ye dava açtı. Yapı tekrar değiştiremeyeceğimi, aynı lan araştırmalar sonucu IP adre bölümde devam etmem gerektiği si tespiti yapılmasıyla gerçek orta Uysal: İstemediğim bir bölümde okuyorum. ni bildirdi. Hâlâ istemediğim bir ya çıktı. ÖSYM giriş şifresini bilen şehirde istemediğim bir bölümde kuzen C.S. tarafından sisteme girilerek tercihlerinin tamamen değiştirildiği tespit edildi. Şok yaşayan Irmak Uysal, başından geçenleri şu şekilde anlattı: “Anamur’da LYS’ye hazırlandım, LYS’den 357 puan aldım. İlk 5 tercihimde ilköğretim matematik bölümü vardı. Ama tercih sonucuna baktığımda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ebelik Bölümü olduğunu gördüm. Benim okumaktayım.” Baba Mehmet Şahap Uysal ise “En yakınınız bile olsa şifrelerinizi kimseye vermeyin. Kızım mağdur oldu, başkası mağdur olmasın” dedi. l İHA haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET DEDAEŞAŞİŞ mi, DADEAŞİŞEŞ mi? Dünkü yazıda bir cümle ile değindik: Cumhurbaşkanı Erdoğan, adının Türkçe karşılığının (“IrakŞam İslâm Devleti”) kısaltması olarak bizim IŞİD’i kullandığımız örgüt için, onun Arapça kendine verdiği ilk ad olan “adDawlah alİslamiyah fi’l‘Irak washSham”ın kısaltması DAİŞ ya da DAEŞ’i yanlış kullanarak “DEAŞ” demeyi ısrarla tercih ediyor. Erdoğan tarafından bu şekilde ilk kullanım, 2014’lerde karşımıza çıkmakta. Kıymetli meslektaşımız, dostumuz, kardeşimiz ve tabii çilekeşimiz Kadri Gürsel’in o zaman çalıştığı Milliyet gazetesinde kaleme aldığı, bu hataya dikkat çeken “DEAŞ yanlışının anlam ve önemi” başlıklı harika yazısından öğreniyoruz. Erdoğan’ın “DEAŞ”ı ilk kullanımı, 31 Ekim 2014’te François Hollande ile görüşmesi sonrası düzenlenen basın toplantısında olmuş: “DEAŞ bir terör örgütüdür. Dikkat edin IŞİD şeyini de kullanmıyorum” demiş orada Cumhurbaşkanı... O gün bugündür Arapça adın (tabii Latin alfabesiyle yazılan) kısaltması DAİŞ ya da DAEŞ, bizde Cumhurbaşkanlığı marifetiyle ısrarla “DEAŞ” diye kullanılır oldu. Evet, “DEAŞ” bizde “sehven” resmileşti!.. HHH Resmileşti ama bu tam anlamıyla bir “terminoloji kaosu”nun da önünü açtı. Özellikle bir kısım basında belki de muktedirin tepesini attırmama çabasıyla onun adeta “küfür” saydığı IŞİD kısaltmasını kullanmaktan kaçınma yolunda ciddi bir karmaşa ve kargaşa zuhur etti. Çarpıcı bir örnek, Hürriyet’ten verilebilir. Gazetenin bir ay kadar önceki bir nüshasında tesadüf etmiştim, günü gelir diye sakladım, işte şimdi geldi!.. 3 Ocak 2017 tarihli Hürriyet’in yan yana 16’ncı ve 17’nci sayfalarını çarşaf gibi önüme açıyorum ve soldan Taha Akyol köşe yazısıyla başlıyorum: Akyol, “Terör ve İslâm” başlıklı yazısında bol bol DAİŞ kullanıyor. Onun hemen yanında gazetenin “Oh diyene soruşturma” başlıklı kendi haberi var ve spotta “İstanbul Ortaköy’deki terör örgütü DEAŞ’ın saldırısı...” şeklinde “DEAŞ” kullanımı geçiyor. Sağ tarafa doğru kayıyorum ve yan sayfanın başında Abdülkadir Selvi’nin yazısına bakıyorum, onda da bol bol DAEŞ geçiyor. HHH DAİŞ, DAEŞ, DEAŞ... DEAŞ, DAİŞ, DAEŞ... Adeta “Yok mu arttıran” cinsinden bu terminolojik keşmekeşin sebebi, Türkçe kısaltmada (IŞİD) bariz biçimde İslâm’ın “İ”sinin geçmesi ve Erdoğan’ın bundan rahatsız olması. Malum, “İslamist terör”ü kabul edemiyor ya... Fakat, hadi DAİŞ’te de aynı sorun (“İ”) var diyelim, DAEŞ’in nesi vardı ki onu “DEAŞ” olarak deklare ve empoze etti?! Kim bilir, belki de dil sürçmesi “keramet belirtisi” sayılmıştır!.. HHH Ne yapıldığının altını bir kez daha çizelim: Kendisini “IrakŞam İslâm Devleti” olarak ilan etmiş terör örgütü için, bu adın Türkçe kısaltmasını kullanmak yerine aynı adın Arapça okunuşunun Latince transkripsiyonu üzerinden yapılan kısaltmayı, üstelik de yanlış şekilde Türkçeye geçirerek kullanmayı tercih ediyorsunuz... Derdiniz, terör ile İslâm yan yana gelmesin!.. İyi de IŞİD’den kaçıp DAİŞ ile DAEŞ’i de ekarte edip “DEAŞ”a takılsanız da durum değişmiyor ki... Siz IŞİD “şey”ini istediğiniz kadar kullanmayın, bunda mahzur yok. Ama DAEŞ’ten bozma “DEAŞ”ın içinde de (tekraren, “adDawlah alİslamiyah fi’l‘Irak washSham”) “İslâm” var. Ha, kendi türettiğiniz “DEAŞ”ın açılımı da farklıysa, onu bilemem tabii!.. HHH Bu arada Hürriyet’e de tekrar baktım, üç gün önceki nüshasına (3 Şubat 2017) ve memnuniyetle gördüm ki Cumhurbaşkanı’nın izinde artık “DEAŞ” kullanımı oturmuş!.. “51 DEAŞ’lı ölü” başlıklı bir haber; içinde “Suriye’de DEAŞ’ın yok edilmesi...” lafzı geçen Hande Fırat haberi; ve yine “terör örgütü DEAŞ’a yönelik...” ifadeli Uğur Ergan haberi... Hepsi aynı sayfada “tutarlıca” karşımızda... Taha Akyol bile daha önce Arapça adın Latin alfabesi üzerinden doğru kısaltması olan DAİŞ kullanımını artık “DEAŞ” olarak “düzeltmiş”. O da aynı sayfada... Tebrikler!.. Mercanlara koruma Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde altı ayrı bölgede bulunan dünyaca ünlü kırmızı mercanların korunmasına yönelik çalışma başlatıldı. Her birinin boyları yaklaşık bir buçuk metreyi bulan ve ortalama 150 yaşında olan mercanların koruma altına alınmasının sualtı yaşamının sürekliliği için önemli olduğu vurgulandı. Projeye destek veren gönüllü dalgıçlar, kırmızı mercanların nefesini kesen ölü ağların tamamını temizledi. l İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle