28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 28 Şubat 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK OK..ozzeml’inikeOmdraiy’dleakgiitsmırliaşr Tanık Yarbay Çidem, Erdoğan’ın attan düşme fotoğraflarının Özel’i sinirlendirdiğini ve ‘beni gülünç duruma düşüreceksiniz’ sözleriyle ‘imajları teslim edin’ dediğini söyledi Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’nun, içinde devle tin çok gizli savaş planlarının yer al dığı Kozmik Odası’ndan alınan bil gisayar imajlarının FETÖ’den tutuk lanan savcı Mustafa Bilgili’ye tes lim edilmesi talimatının bizzat döne min Genelkurmay Başkanı Orgene ral Necdet Özel tarafından verildiği or taya çıktı. 15 Temmuz’un askeri yar gı ayağına ilişkin ha zırlanan iddianame ye göre, 2013’te Genel kurmay Karargâhı’nda Kozmik Oda gündem ALİCAN ULUDAĞ li yapılan toplantıda Özel, imajların içerisinde dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın at tan düşmesine ilişkin fotoğraflarda gö rünce, “Bunun burada ne işi var” diye rek Özel Kuvvetler personeline çıkış tı. Kozmik Oda’dan yine bazı ilgisiz ev raklar çıkması üzerine iyice sinirlenen Orgeneral Özel’in kızgın bir ifadeyle “Bana bunlara devlet sırrı diye itiraz ettirip beni gülünç duruma mı düşü receksiniz” dedi. Özel, toplantı sonun da “Tamam, mahkeme kararıyla iste nen imajları teslim edin” ifadesini kul landı. Bu talimat sonucunda Kozmik Oda’nın imajları savcılığa, oradan da FETÖ’nün eline geçti. 15 Temmuz dar be girişimi kapsamında “Yurtta Sulh Konseyi” tarafından yayımlanan “Sıkı yönetim Mahkemeleri Görevlendirme Listesi”nde yer alan 31 askeri hâkim hakkında “darbeye teşebbüs” suçun dan dava açıldı. İddianamede, Milli Sa vunma Bakanlığı Hukuk Müşavirliği ve Davalar Daire Başkanı Yarbay Ok şan Çidem’in tanık ifadesi yer aldı. Kozmik Oda soruşturması döneminde Genelkurmay Adli Müşavirliği’nde gö revli olan Yarbay Çidem, bu soruştur İmajlar çelik kasada saklandı 2009 yılı Aralık ayının sonlarına doğru “Kozmik Oda” olarak bilinen soruşturma süreci başladı. Ocak 2010’da Kozmik Oda’daki aramalar tamamlandığında aramayı yapan Hâkim Kadir Kayan (firari), bilgisayar imajlarının Cumhuriyet Savcılığı emanetine teslim edilmesine karar verdi. Bunun yanında bazı belgelere de el konulmasına karar verdi. Konu Ad li Müşavirlikte değerlendirildikten sonra Komuta katının da direktifleriyle bu karara itiraz edilmesi emredildi. Mahkeme, bilgisayar imajlarının Genelkurmay Adli Müşavirliği’nce belirlenecek bir yerde muhafaza edilmesine, ancak devlet sırrı olabileceği gerekçesiyle verilmeyen belgelerin Cumhuriyet Savcısına teslimine karar verdi. 2010 yılı Şubat ayı içerisinde akşama doğru Tetkik Kuruluna gittim. Savcı Mustafa Bilgili oradaydı. Mahkeme kararı doğrultusunda savcıya teslim edilmesi gereken belgeler Kozmik Oda’dan çıkartılarak savcıya teslim edildi. Adli Müşavirlikte muhafaza edilecek imaj da Adli Müşavirlik temsilcisi sıfatıyla bana teslim edildi. İmajlar çift kilitli çelik kasaya kapatıldı. ma kapsamında Karargâh’ta yaşananları özetle şöyle anlattı: 3 yıl sonra savcı imajları istedi: 2013 yılı Şubat ayı ortalarından itibaren yine Kozmik Oda soruşturması ile ilgili basında haberler yer almaya başladı. Bir hafta kadar sonra başsavcılıktan, Adli Müşavirliğe bir yazı gönderildi. Ekindeki mahkeme kararı uyarınca bilgisayar imajlarının teslimi isteniyordu. Dönemin Adli Müşaviri olan Albay Muharrem Köse ile görüştüm. Bunun üzerine olayın öncesini özetleyen bir bilgi notu hazırladım. Köse, bilgi notunun sonunda yazılan ve ‘itiraz edilmesinin uygun olacağı’ değerlendirmesini içeren cümlenin çıkartılmasını istedi. Karargâh’ta Kozmik toplantı: Bunun üzerine takip eden iş gününün sabahında Genelkurmay Başkanı başkanlığında toplantı başladı. Genelkurmay Başkanı ‘daha önce devlet sırrı olduğunu belirterek itiraz ettiğiniz belgelerde neler vardı’ diye bir soru sordu. Bunun üzerine Seferberlik Tetkik Kurulu personeli 2010 yılı Ocak ayında devlet sırrı oldukları gerekçesiyle savcılığa teslimine itiraz edilen sanırım 20 civarında belgenin nüshasının yer aldığı klasörü Genelkur may Başkanı’na sundu. Bu evraklardan bir tanesi o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın ata bindiği sırada atın huysuzluk çıkartması üzerine dengesini kaybettiği olayın resimlerini içeren fotoğraflı sunumdu. Genelkurmay Başkanı bu fotoğrafları görünce çok kızdı, ‘Bunun kozmik odada ne işi var’ diyerek Özel Kuvvetler personeline serzenişte bulundu. Genelkurmay Başkanı dosyayı incelemeye devam ederken geçmiş yıllarda yapılan bir seçimde bazı bölgelerde siyasi partilere çıkan oy oranlarına ilişkin bilgileri içeren belgeyi fark etti. Yine biraz kızarak ‘bu ne, bunun ne işi var peki Kozmik Oda’da’ diyerek Özel Kuvvetler personeline tekrar sordu. Nispeten kızgın bir ifadeyle ‘Bana bunlara devlet sırrı diye itiraz ettirip gülünç duruma mı düşüreceksiniz’ dedi. Ayrıca ‘peki ne var bu imajların içerisinde’ diye sordu. Seferberlik Tetkik Kurulu personeli de ‘tam olarak bilmiyoruz, bölge etütlerimiz olabilir” dediler. Akabinde Genelkurmay Başkanı, Özel Kuvvetler personeline ‘peki bu imajları yanlarında bizden (askeri personeli kastederek) birkaç kişi varken inceleseler, suç unsuru gördükle rini alsalar, askeri belgeleri sonrasında iade etseler bir sorun olur mu’ şeklinde bir soru yöneltti. Özel Kuvvetler personeli bu şekilde yapılacak bir incelemenin sorun yaratmayacağını ifade etti. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanı ‘tamam mahkeme kararıyla istenen imajları teslim edin, şeklinde emir verdi. Toplantı sonucunda Gnkur. Başkanının daha önceden devlet sırrı olduğunu belirtilerek itiraz edilen bir kısım belgelerin içeriğini dikkate alarak mahkeme kararına itiraz edilmesini uygun görmediğine dair bir tutanak düzenledim. l ANKARA KHK’YE UYMADI Hikâye çok, icraat yok SİNAN TARTANOĞLU Hükümet, Avrupa Konseyi’nin denetleme sürecine yeniden alınmamak ve 12 yıl geriye ‘resmen’ gitmemek için kurma sözünü verdiği “OHAL işlemlerine itiraz mekanizması”nı yaşama geçiremedi. Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun üyelerinin belirlenmesi için 1 aylık süre koşulu koyan KHK’ye hükümetin kendisi uymadı. Kararname 23 Ocak’ta çıkartıldı ancak kurulacağı söylenen Komisyon kağıt üstünde kaldı; binası, görev yapacak isimler, sekretaryası hâlâ oluşmadı. 23 Ocak’ta yayımlanan KHK ile, OHAL döneminde atılan adımlardan doğan mağduriyetlerin giderilmesi için Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kuruldu. Komisyonun amacı, “Başka bir idari işlem tesis edilmeksizin, doğrudan KHK hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak” olarak belirlendi. 7 kişilik komisyonun üyelerinin üçünün Başbakan, birinin Adalet Bakanı, birinin İçişleri Bakanı, ikisinin ise HSYK tarafından atanacağı ifade edildi. Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş. 13 Şubat’ta da komisyonun kurulup kurulmadığı ile ilgili soruya “Bu mekanizma hızla kuruluyor” yanıtını verdi. Başbakan Binali Yıldırım ise “12 haftaya çalışmaya başlar” dedi. Ancak Başbakan’ın bu sözlerine karşın Cumhuriyet’in ulaştığı Başbakanlık kaynakları, yapılan çalışmalara yönelik bir bilgi vermedi. Halen Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında “denetleme sonrası süreçte” bulunan Türkiye ile ilgili kritik bir oylama ocak ayında AKPM’nin kış oturumunda yapıldı. Hükümet, Türkiye’nin bu oylama ile seviyesinin düşmesini önlemek için son anda çıkarttığı KHK ile Strasbourg’u “tatmin etme” sözü verdi. Başta KHK ile ihraç edilenlerin Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının olmaması nedeniyle, AİHM’de şimdiden “dosya dağı” oluştu, Türkiye aleyhinde yapılan başvurular yüzde 276 oranında artış kaydetti. AİHM’nin bu başvuru yükünün altında kalabileceği endişesiyle Ankara, OHAL komisyonunu bir ara formül olarak kurdu. Dreafrebraenrdaupmorauynaarı AKP’nin referandum öncesi olumsuz etkilenmemek için 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ raporunu açıklamama eğiliminde olduğu dile getiriliyor MAHMUT LICALI 15Temmuz darbe girişimini araştırmak amacıyla kurulan TBMM Darbe Komisyonu’nun çalışmalarını tamamlamasının üzerinden 53 gün geçmesine karşın resmi rapor hâlâ açıklanmadı. Darbe Komisyonu’nun referandum öncesi AKP’nin olumsuz etkilenebileceği kaygısıyla raporu kamuoyuna açıklamama eğiliminde olduğu dillendiriliyor. TBMM’de bütün siyasi partilerin verdiği destekle 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Meclis araştırma komisyonu kurulmuştu. Kurulduğu dönemde kamuoyunda büyük bir beklenti oluşturmasına karşın komisyon AKP’nin uygulamalarıyla muhalefetin darbenin aydınlatılmak istenmediği eleştirilerine neden oldu. AKP önce üye vermeyerek komisyonun çalışmalarına darbenin hemen ardından değil, 3 ay geçtikten sonra başlamasına neden oldu. 4 Ekim 2016 tarihinde çalışmalarına başlayan komisyonun başkanlık divanının tamamı AKP’li üyelerden seçilerek, muhalefete komisyon yönetiminde hak tanınmadı. AKP dinlemelere karşı çıktı 15 Temmuz araştırılırken kimlerin dinleneceği, nasıl bir yöntem izleneceği konularında da komisyon başkanlığına tam yetki verildi. Bu durumda komisyonda dinlenen isimlerin belirlenmesinde muhalefetin taleplerinin gözardı edilmesine neden oldu. Komisyonun çalışma süresi boyunca AKP’li üyelerin darbenin kilit isimlerini dinlenmesine karşı çıkması ve darbeye ilişkin pek çok önemli soruya yanıt bulunamaması kamuoyunda oluşan beklentilerin hayal kırıklığına dönmesine neden oldu. Komisyonun çalışmalarının başında dinlenen eski Genelkurmay Başkanlarının geçmişte hükümetin FETÖ’ye karşı uyarıldığı yönünde açıklamalar yapması da parti içinde rahatsızlık yarattı. Siyasi kulislerde komisyon çalışmalarının AKP’ye zarar verdiği dillendirilerek bugüne kadar çalışma yapan diğer araştırma komisyonlarının aksine bir ay olan ek çalışma süresi de kullanılmadı. Darbe Komisyonu böylece çalış malarını resmen 4 Ocak 2017 tarihinde bitirmiş oldu. Siyasi kulislerde komisyonun resmi çalışma süresinin tamamlanmasının üzerinden bugün itibarıyla 53 gün geçmesine karşın, raporun açıklanmamasının referandum süreciyle ilişkili olduğu dile getiriliyor. AKP’nin özellikle referandum kampanyalarının başladığı bir dönemde Darbe Komisyonu raporunun darbeyi aydınlatma konusunda eksik olması ve partiye yönelik olumsuz değerlendirmelerin yapılabileceği kaygısı taşıdığı ifade ediliyor. Akar yanıtları bekleniyor Muhalefetin bütün taleplerine karşın yoğunluğu gerekçe gösterilerek komisyona davet bile edilmeyen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a 27 Aralık 2016 tarihinde gönderilen sorular da henüz yanıtlanmadı. Komisyon kaynakları, soru yöneltilen Genelkurmay Başkanı Akar’ın yanı sıra 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eski Başbakan Mesut Yılmaz’dan da yanıtların beklendiğini dile getirirken, raporun açıklanacağı tarih konusunda kesin bir yanıt vermiyor. l ANKARA haber 7 ELEŞTİRİ SAYDI BERAAT VERDİ ‘Diktatör hakaret değil’ ALİCAN ULUDAĞ di. Alper’in avukatı Aytaç Can Dündar ve Er dem Gül’ün tu tuklanması üzerine Çorum’da yaptığı açık lamada “Erdoğan dikta törlüğü” diyen KESK’e bağlı Büro Emekçile ri Sendikası’nın (BES) Çorum Şube Başka nı Ertuğrul Alper, “Cumhurbaşkanı’na ha karet” suçundan yar gılandığı davada bera at etti. Mahkeme, be raat gerekçesinde, sa nığın “diktatör” ifa desinin “hakaret” de ğil Cumhurbaşkanı’na eleştiri olduğunu be lirterek, “sanık burada Cumhurbaşkanı’na çok güçlü ve et kili birisi olduğu nu ima etmiştir. Cumhurbaşkanı nı küçük düşüre cek, rencide ede cek, aşağılayacak nitelikte değildir” dedi. Ertuğrul Olay tarihinde Çorum’da KESK dönem sözcüsü olan ve son çı karılan KHK kapsamın da ihraç edilen Ertuğrul Alper; Can Dündar ve Er dem Gül’ün MİT TIR’ları haberi nedeniyle tutuk lanması üzerine, 27 Ka sım 2015 tarihinde ba sın açıklaması yaptı. Al per, tutuklama kararı nı eleştirirken “...Türki ye Cumhuriyeti’nin değil, Erdoğan diktatörlüğü nün savcısı olmaya ter cih eden sözde hukukçu nun talebiyle mahkeme ye sevk edilen Dündar ve Gül, aynı zihniyetin ko ruyucusu ve kollayıcısı hakimin kararı ile tutuk landı” ifadesini kullandı. Emniyetin durumu sav Ünsal da müvekkilinin politik bir tespit yaptığını, kişilik haklarına yönelik olmadığını kaydetti. Yargıç Oğuz Bekar, dava sonunda Cumhurbaşkanı’na hakaretle suçlanan sanığın beraatına karar verdi. Gerekçeli kararda, Türk Dil Kurumu’nda “diktatör”ün “Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse” olarak tanımlandığına dikkat çekilerek, şunlar kaydedildi: “Sanık, bu sözü ile, Cumhurbaşkanı’nın mesleki yönünü, elindeki gücün sınırlarını, elindeki gücü, yetkiyi kullanarak görevi sınırları dışında kalan kamu görevlilerini de etkilediğini ima ederek, Cumhurbaşkanı’nı eleştirmiştir. Bu eleştiriyi de yaparAlper ken, ‘hakaret suçu kapsamında kalacak bir söz söylememiştir, bir imada bulunmamıştır. Bu sözlerin hakaret suçunun unsurları kapsamında kalmadığı, sanığın burada eleştiri hakkını kullanarak Cumhurbaşkanı’na diktatör dediği, bu sözün de mağduru toplum huzurunda küçük düşürecek, rencide edecek, aşağılayacak nitelikte olmadığı, hakaret niteliğinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Tüm bunların aksine, sanık burada, Cumhurbaşkanına çok güçlü ve etkili birisi olduğunu ima etmiştir. Bu gücün sonucunda da, devletin bazı kurumlarını etkilediğini iddia etmiştir. Sanığın, cılığa bildirmesi üze ‘Cumhurbaşkanının, gü rine, Alper hakkında cünü kullanarak, devletin Cumhurbaşkanı’na haka bazı kurumlarını etkiledi ret suçundan dava açıl ği’ iddiasının da, eleştiri dı. Çorum 4. Asliye Ceza sınırları içerisinde oldu Mahkemesi’nde hakim ğu, mağduru aşağılayıcı, karşısına çıkan Alper, küçük düşürücü nitelikte savunmasında “Burada olmadığı, hakaret niteli anayasada geçen eleştiri ğinde olmadığı kanaatine hakkımı kullandım” de varılmıştır.” 31 ŞÜPHELİ İÇİN MÜEBBET İSTENDİ ‘Askeri yargının yüzde 66’sı FETÖ’cü’ Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 15 Temmuz sonrası oluşturulan sözde ‘Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde görevlendirildiği iddia edilen 31 askeri yargı mensubu için iddianame düzenlendi. 31 şüpheli hakkında, ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve ‘örgüt üyesi olmak’ suçlamasıyla birer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 45 yıla kadar hapis cezası istendi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu savcısı Selda Kurtulmuş Binboğa tarafından hazırlanan 480 sayfalık iddianamede, FETÖ’nün TSK’deki askeri yargı içerisindeki yapılanması anlatıldı. Örgütün 2009’daki askeri hâkimsavcı sorularını önceden ele geçirdiğinin yer aldığı iddianamede askeri yargının yüzde 66’sının FETÖ’cü olduğu belirtildi. İddianamede, örgütün askeri yargı yapılanması şu ifadelerle anlatıldı: “Örgüt TSK’daki yapılanmasını askeri yargı daki etkinliğiyle sağlamaya çalışmıştır. Askeri yargı da adli ve idari yargıda olduğu gibi önemli ölçüde FETÖ üyesi olan hâkim ve savcılardan oluşmuştur. Nitekim sıkıyönetim mahkemeleri görevlendirme listesinde yer alan 214 kişi, 20092014 yılları arasında yapılan sınavlarda kopya çektiğine ilişkin kuvvetli şüphe bulunan 217 kişi arasından seçilmiştir.” İddianamede, özellikle 2010 yılından itibaren Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davaları sonucu önemli görevlerdeki askeri hâkimsavcılar ile adli müşavirlere yönelik itibar suikastı yapıldığı ve bu makamların boşaltılarak yerlerine örgüt üyesi hâkim ve savcıların atandığı anlatıldı. İddianamede, “Askeri hâkimlik örgütün mahrem hizmetler sınıfının en üst mertebesi kabul edilmektedir. Örgüt TSK’daki yapılanmasını askeri yargıdaki etkinliğiyle sağlamaya çalışmıştır. Devletine ve milletine bağlı personellerin yerine FETÖ mensupları getirilerek darbeye zemin hazırlanmıştır” denildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle