23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR 11 kız çocuğu anısına 11 kadın oyun yazarı okuyacak Adana’nın Aladağ ilçesindeki kız öğrenci yurdunda çıkan yangında kaybettiğimiz 11 kız çocuğunun anısına, on bir kadın yazarımızın kaleme aldığı metinlerden oluşan “ALADAĞ” okuma tiyatrosu, 8 Mart Dün ya Emekçi Kadınlar Günü’nde saat 20.30’da Ses Tiyatrosu’nda düzenlenecek. Etkinlikte Ahu Öztürk, Berfin Zenderlioğlu, Birgül Oğuz, Ceren Ercan, Deniz Madanoğlu, Ebru Nihan Celkan, Eren Aysan, Firuze Engin, Melisa Kesmez, Mine Söğüt ve Selen Uçer okuma yapacak. Aylin Alıveren ve Berkay Ateş’in tasarladığı etkinlikten elde edilen gelir, Tiyatro D22’nin büyüttüğü ormanda fidana dönüşecek. (0531) 332 85 68. ‘Kültürel soykırım’Salı28Şubat2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Fatih Belediyesi, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ‘nitelikli portatif örtü’ izni verince, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan yüzlerce yıllık tarihi surların üzerine dışarıdan da görülen bir çatı monte etti. Hürriyet ga zetesinden İdris Emen’in haberine göre, 2015’te Fatih Belediyesi’nce sunulan projeyi inceleyen İs tanbul 2 Numaralı Yenile me Alanları Kültür Varlıkla rını Koruma Bölge Kurulu, 12 EZGİ ATABİLEN Mayıs 2016’da tarihi surlara ‘nitelikli portatif örtü’ sistemi kurulabileceğine karar verdi. Bu karar üzerine geçen eylül ayın da sur bölgesine Fatih Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce yaklaşık üç met re yüksekliğinde açılıp kapanabilen bir çatı monte edildi. Belediyeye ait Topkapı Sosyal Tesisleri’nin bitişiğinde bulunan ve açık hava düğün organizasyonların da kullanılan tarihi surlar, İstanbul’un en UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Topkapı’daki tarihi surların üstü Fatih Belediyesi’nce düğün organizasyonları için kullanılmak üzere ‘portatif çatı’yla örtüldü. Konunun uzmanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu onaylı uygulamaya tepkili. eski yapılarından biri ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. ‘Gülerler insana’ Görüşüne başvurduğumuz TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Sami Yılmaztürk, olay üzerine düşüncelerini şöyle özetliyor: “İstanbul 8 bin 500 yıllık geçmişi olan bir kent. Böyle bir mirasın üstünde oturuyoruz. Surlar da o geçmişin simgesi yapılar. Zaten bu nedenle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Surların üzerine bir düğün salonu yapılmış olması abes kaçar, gülerler insana. Kabul edilir bir şey değil. Böyle bir şeyin konuşulu yor olması bile hoş değil. Ama biz maalesef bunları konuşuyoruz.” ‘Belediye marifetini göstermiş’ Geçen hafta “kültürel ve tarihi miras alanında ekol oluşturan katkıları” dolayısıyla kendisine verilen Vehbi Koç Ödülü’nü kucaklayan mimar, restorasyon uzmanı ve mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, “Üzerine tesis yapılan alan tamamen arkeolojik alan. Yapı yasağı olan bir bölge. Fatih Belediyesi yine marifetini göstermiş! Alan başkanı ne yapıyor acaba?” yorumunu yaptı. Ahunbay’ın işaret ettiği İstanbul Sit Alanları Alan Yönetimi Başkanı Halil Onur, aynı zamanda Gezi Parkı’nda yapılması planlanan ‘Topçu Kışlası Projesi’nin mimarı. ‘Görgüsüzlük’ CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ise tarihi kültürel varlıklara yönelik saygısızlığı ve soykırımı TBMM’ye yeniden taşıdıklarını söyleyerek, “Bunun adı görgüsüzlüktür. Tarih bilincinden yoksun olmaktır; tarihe saygısızlıktır. İktidarın para kazanmak ve her şeyden rant elde etmek için yapmayacağı hiçbir şey yok. Tarih bilincinden bahsedip Cumhuriyeti kötüleme yarışına girenler, Cumhuriyetin gözü gibi koruduğu tarihi eserleri ise yok ediyor. Bunun adı kültürel soykırımdır” dedi. Yarkadaş, “Surları düğün salonu olarak gören bir çocuğun tarih bilincine sahip olamayacağını” söyleyerek “Zaten istedikleri nesil tam da bu...” diye konuştu. ‘Üsküdar’dan Sandala Binen Feraceli Cariyeler’ BİR KİTAP: TİYATRO VE Tdiiyjitaatlrloedşma e çağıMULTİMEDYA Zonaro’nun yapıtına 600 bin TL Beyaz Müzayede’nin düzenlediği 5. Özel Koleksiyonlar Müzayedesi’nin ilk bölümü gerçekleşti Geri Benardate’nin 30 yılı aşkın sürede bir araya getirdiği Osmanlı ve Türk klasik sanat eserlerinden, antika ve Osmanlı seramiklerine yaklaşık 480 parça değerli eserin yer aldığı Beyaz Müzayede’nin düzenlediği 5. Özel Koleksiyonlar Müzayedesi’nin ilk bölümü önceki akşam Orjin Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Müzayedede, Fausto Zonaro’nun ‘Üsküdar’dan Sandala Binen Feraceli Cariyeler’ adlı yapıtı 600 bin TL’den alıcı bulurken, ‘Süleymaniye Camii Önünde’ adlı yapıtı ise 275 bin TL’ye satıldı. Müzayedede eserlerin tamamına yakını alıcı buldu. Mahmut Cuda’nın ‘Toprak Vazoda Pembe ve Beyaz Güller’ adlı natürmort eseri 160 bin TL’ye satıldı. 2. Abdülhamid tarafından döne min Avusturya Kralı’nın kızına düğün hediyesi olarak verilen, 35 karat elmas ile bezeli Osmanlı saray işi ‘Sallantılı Çiçekli Dal Üzerinde Zümrüdü Anka Kuşu’ broş 90 bin TL’ye alıcı buldu. Müzayedenin Osmanlı seramiklerinden oluşan ikinci bölümü 5 Mart’ta saat 14.00’te Orjin Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek. l Kültür Servisi ‘Manastır’ üzerine sözlü tarih projesi SALT ve sanatçı Volkan Aslan’ın işbirliğiyle yürütülen ve saltonline. org/projects/manastir adresinde erişime açılan sözlü tarih projesi, ayrıntılı bir tarihçe ile görsel materyallerden oluşuyor. Her geçen gün dijitalleşen dünyamızda tiyatro da çağın diline ayak uyduruyor. Dijital, hatta sanal teknolojileri ve sosyal medyayı kullanan tiyatro çalışmalarının sayısı giderek artıyor. Mekân, ışık, dekor, ses ve hatta oyunculuk gibi pek çok unsurun da dijitalleştiği gözlemleniyor. Ancak tiyatroda dijitalleşmeyle birlikte yaşanan bu dönüşümün sadece bugüne özgü olmadığı da bir gerçek. Burcu Yasemin Şeyben, Habitus Kitap’tan çıkan “Tiyatro ve Multimedya” adlı kitabında, tiyatronun, çağlar boyunca ortaya çıkan her yeni ortamla hesaplaşan, hem onlara etki eden, hem de onlarla birlikte dönüşen bir dinamiğe sahip olduğunu söylüyor. Tiyatrodaki dönüşüm Kitabın ilk bölümünde, yirminci yüzyıldan günümüze ortaya çıkan fonograf, telgraf, telefon, radyo, sinema, internet ve dijital ortam ve teknolojilerin tiyatroyu nasıl dönüştürdüğü örneklerle açıklanıyor. Yazar, tiyatronun her zaman çoklu ortamlı bir sanat olduğunu öne sürerken, kitaptaki tarihçeyi yirminci yüzyılla başlatmasının nedenini, bu dönemde pek çok farklı ortamın ortaya çıkması olarak açıklıyor. Fotoğraf ve gerçekçi tiyatro arasındaki ilişkiyi ve yirminci yüzyıl başındaki avangart tiyatro akımlarının sinemayla nasıl şekillendiğini anlatarak başlayan kitapta, Meyerhold’un oyunculuk ve sahneleme pratiğinden, Piscator’un çoklu ortamlı politik tiyatro deneyimine, Brecht ve epik tiyatroya kadar pek çok tiyatro akımını multimedya kullanımları açısından ele alınıyor. Burcu Yase min Şeyben, yirminci yüzyılın ortalarından itibaren vizyoner yönetmenlerin tiyatronun geleceğinin teknolojiyle bağlantılı olduğu gerçeğini nasıl savunduklarına da işaret ediyor… 1960’larda bir taraftan çoklu ortamlı tiyatro eleştirilirken, öbür taraftan sahnelemede bir teknoloji patlaması yaşandığı görülüyor. Videonun, uydu bağlantılarının ve ardından internet ve dijital teknolojilerin kısa zamanda nasıl tiyatronun parçası haline geldiği aktarılıyor. The Wooster Group’tan (Tiyatro Festivali’nde izlemiştik) Robert Lepage’a çok sayıda yönetmen ve grubun işlerinde multimedyayı nasıl kullandıklarına değiniliyor. Fonograftan holograma Kitabın ikinci bölümünde, yirminci yüzyılda tiyatronun diğer ortam ve teknolojilerle etkileşiminin “canlı” bir sanat olarak nitelendi rilen tiyatroya ne yaptığına bakılıyor ve tiyatronun hâlâ ontolojik olarak canlı bir sanat olup olmadığı sorgulanıyor. Bunu yapmak için de tiyatronun mekân, zaman, metin ve oyunculuk gibi unsurlarının fonograftan holograma, teknoloji ve ortam geçişlerinin her aşamasında kendilerini nasıl adapte ettikleri ve dönüştükleri örneklerle açıklanıyor. Üçüncü bölümde, Şeyben Türkiye’de sahnelemelerinde multimedya kullanan yönetmenlerin oyunlarına odaklanıyor. Berkun Oya’nın Krek’te sahnelediği oyunları, Kerem Kurdoğlu’nun yazdığı ve İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda Celal Kadri Kınoğlu’nun yönettiği “Ve Hep Birlikte Soldan Çıkarlar,” Ahmet Sami Özbudak’ın yazdığı ve Yeşim Özsoy’un yönettiği “İz” ve Gianina Carbunariu’nun yazdığı Zişan Uğurlu’nun sahnelediği “Kebap” oyunlarında multimedya kullanımlarını değerlendiriyor ve multimedya kullanımının sahnelemelere ne katıp katmadığını da sorguluyor. Burcu Yasemin Şeyben’in “Tiyatro ve Multimedya” adlı kitabı tiyatronun dijitalleşmesi veya daha genel anlamda ortamsallaşmasıyla ilgili dünden bugüne zengin bir panorama sunmasıyla ders kitabı olabilecek nitelikte açıklayıcı ve akıcı bir çalışma. Tarlabaşı’nda 18 yıl boyunca çeşitli sanatçı ve derneklerle dans ve tiyatro gruplarının mekânlarına ev sahipliği yapmış olan Manastır (İstanbul Sanat Merkezi) üzerine yürütülen sözlü tarih projesi “www.saltonline.org/projects/manastir” adresinde erişime açıldı. Tarlabaşı’nda yer alan Manastır, 1988’den 2006’ya ev sahipliği yaptığı sanatçı atölyeleri, dans ve performans stüdyoları, tiyatro sahneleri, dernek mekânları ve Yeşilçam set amiri “Godzilla Selahattin” gibi tanınmış karakterlerle İstanbul kültür hayatında belirle yici bir rol oynamıştı. SALT ve sanatçı Volkan Aslan’ın işbirliğiyle yürütülen ve saltonline.org/projects/manastir adresinde erişime açılan sözlü tarih projesi, yapıyı kullanan kişi ve gruplarla söyleşilerin yanı sıra, ses kayıtlarından derlenen miksler ve ayrıntılı bir tarihçe ile görsel materyallerden oluşuyor. Gelecek araştırma konuları arasında “Serotonin 1” ve “Serotonin 2” sergileri, Talimhane’de Ceylan Çaplı’nın işlettiği 14, 19 ve 20 gece kulüpleri ile Taxim Night Park ve Bilsak yer alıyor. l Kültür Servisi Bill Paxton yaşamını yitirdi “Terminator”,”Twister”, “Aliens”, “Titanic”, “Apollo 13” gibi dünyaca ünlü filmlerdeki rolleriyle tanınan ABD’li ünlü aktör Bill Paxton (61) yaşamını yitirdi. “Geçirdiği bir ameliyat sonrası yaşadığı komplikasyon” nedeniyle öldüğü açıklanan aktörün kariyerinde, sinema, televizyon ve dizi oyunculuğunun yanı sıra yönetmenlik de bulunuyordu. İlk olarak 1984’te Terminator’de rol alan Paxton, Aliens’taki performansı sonrası Yönetmen James Cameron’ın vazgeçmediği isimlerden biri oldu. Paxton, 2001’de korku filmi “Frailty” ile birlikte yönetmenliğe de adım attı. “Hatfields and McCoys”taki rolüyle Emmy ödülü alan Paxton’ın ardından Hollywood yıldızlarından Tom Hanks sosyal medyada, “Bill Paxton harika bir adamdı” yazdı. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle