Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Salı 21 Şubat 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Cevabınız, oyunuzu ve kimliğinizi belirliyor Hocalığım tuttu yine: Basit, anlaşılır ve samimi bazı sorular sordum, yanıtlar halkoylamasındaki oyumuzu ve kimliğimizi belirleyecek sanıyorum. 1) Çocuğunuzun imam hatip lisesinde mi yoksa normal devlet lisesinde mi okumasını istersiniz? 2) Onların kızerkek karma okulda mı yoksa ayrıştırılmış okullarda mı eğitim görmesini tercih edersiniz? 3) Din ve inanç özgürlüğünün bulunduğu laik bir ülkede mi yoksa dinin (ve şeriatın) esas alındığı bir yerde mi yaşamayı uygun görürsünüz? 4) Bir kişinin ve bir tek partinin her şeye hâkim olduğu ve denetimin bulunmadığı bir yönetim tarzı mı yoksa kuvvetlerin ayrıldığı çok partili, parlamenter bir rejimde mi bulunmayı istersiniz? 5) Bir tek kişinin siyasete, ekonomiye, adalete, dine, kültüre, güvenliğe mutlak egemen olduğu bir Türkiye sizin için uygun mu? 6) Türkiye’de Avrupa’dan ABD’ye, Rusya’dan Japonya’ya her yerden gelen turistler mi yoksa sadece Arap ülkelerinden gelenler mi sizi mutlu eder? 7) Türkiye’nin Avrupa ülkelerine benzemesi mi yoksa Mısır, Ürdün, Afganistan ya da Sudan gibi ülkelere benzemesi mi sizin tercihinizdir? 8) Akademisyen, yazar ve düşünürlerin özgürce yazıp konuşmaları mı, denetim ve sansür altında bulunmaları mı sizi mutlu eder? 9) Siyasetin camiye, orduya, polise, adalete ve ekonomiye girmesini tercih eder misiniz? 10) Türkiye’de cemaat ve tarikatların ülke hayatına hâkim olması hoşunuza gider mi, gitmez mi? 11) Sanatçıların eserlerini yaratırken tamamen özgür ve bağımsız olmaları mı yoksa kısıtlama ve müdahalelerin bulunması mı size uygun gelir? 12) Atatürk ve devrimlerinin oluşturduğu Cumhuriyet Türkiye’si yerine yeniden Osmanlı’nın son dönemine, hilafete dönmek ister misiniz? 13) Çocuğunuzu yurtdışında eğitime gönderme imkânınız olsa İngiltere’yi mi yoksa Ortadoğu ülkelerinden birini mi tercih edersiniz? Önerilen anayasanın teknik hiçbir ayrıntısına girmeden bu basit, sade ve anlaşılır sorulara vereceğimiz “samimi” yanıtlar yalnız oyumuzu değil, kimliğimizi de ortaya çıkaracaktır. Demokrasiden ve çağdaşlıktan yana mıyız? Bilimden ve çağdaş eğitimden yana mıyız? Yoksa faşizmin ve kökten dinciliğin sınırlarında dolaşıp kendi kendimizi mi aldatıyoruz. Ve en önemlisi, “bireysel çıkar ile toplumsal yarar arasında, çelişki içinde olup olmadığımız.” Çağdaş örgütlenmelerin ortadan kaldırıldığı azgelişmiş ülkelerde dincilik, tarikatçılık ve mezhepçilik siyasetin odağına oturtulur. Türkiye, üzülerek söyleyelim, bu kısırdöngünün içine kilitlenmek isteniyor. Oyunuzu buna göre vermek zorundasınız. Canım çok sıkılıyor Şairler sözcüklerini bulamaz oldu ve âşıklar da sevgililerini / Hem de Sevgililer Günü’nde / Çiçekler solgun, kuşlar sessiz / Fazıl bile eserlerini Mezapotamya’da ölüm üzerine besteliyor / Bülbül şakımıyor, Ataol bile suskun, Yılmaz köşesinde çırpınarak faşizmi anlatıyor / Silivri’den Musa’nın çizgileri gelip gönlümde dolanıyor / Kin, nefret, intikam sözcükleri hâkim ortalıkta, sevgi yerine, canım sıkılıyor / Akademisyen dostlarımın cüppeleri de kendileri de postallar altında eziliyor / Televizyonu açamıyorum bir şehit daha görmemek için/ Öyle bunalmışım ki, canım sıkılıyor, hem de nasıl… HHH Troya Derneği’nin Atatürkçülük ödülünü alan değerli dost Meriç Velidedeoğlu ile birlikte kutlamayı, Bahçeşehir Üniversitesi’nde iki gün önce yaptık. 21 ŞUBAT 2017 SAYI: 33375 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.18 06.03 06.26 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.44 13.25 16.22 07.27 13.09 16.08 07.48 13.32 16.33 Akşam 18.53 18.39 19.03 Yatsı 20.12 19.57 20.20 yorum 13 “Kanun Hükmünde Kararname (KHK)” ile 23 “bilim insanı” AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden (SBF) ihraç edildi. “Mektepi Mülkiye (MM)” adıyla, “devleti temsil edecek” görevlilerin yetiştirilmesi amacıyla 1859’da kuruldu. “Kaymakam, vali, mülkiye müfettişi, büyükelçi, maliye müfettişi” görevlerini yüklenmek üzere mezun olanlar bir buçuk yüzyıl boyunca “devletin temel direğini” oluşturdular. Günümüz iktidarı da SBF’yi boy hedefi yaptı! SBF’de yetişmiş bir insan olarak tanık olduğum olayları sizlere sunacağım… HHH 3 Kasım 1956… SBF’de öğrenciliğimin ilk sabahı… Cebeci’de SBF’ye bitişik yurtta, 4050 ranzalı bir salonda gözümü açtığımda, yan yataktaki öğrenci de uyanmıştı. “Günaydın” sözlerinden sonra adlarımızı söyledik. Komşumun adının Yalçın Küçük olduğunu duyunca “Siz, SBF’ye birincilikle giren öğrencisiniz… Kutlarım!” dedim. HHH Aynı gün yeni ders yılı açılış konuşmasını dinlemek üzere konferans salonunda toplandık. 33 yaşında profesör, 34’ünde “dekan” olan Turhan Feyzioğlu’nun yeni ders yılının açılış konuşmasından bazı alıntılar: “Hiçbir milletin tarihi bizimki kadar büyüklüklerle, ama aynı zamanda bizimki kadar acı derslerle dolu değildir. Bu derslerden, bugünün gençleri olarak, bugünün Üniversite mensupları olarak, bugünün ve yarının aydınları, memurları, siyaset adamları olarak, biz Türkler ders almasını bilmezsek; hür düşünceye, bilgiye, hakikatlerin aranmasına ve söylenmesine dört elle sarılmazsak, 18. ve 19. yy’larda Batı ile aramızda açılan mesafe daralmaz, genişlemekte devam eder.” “İlim yok oldu, yerini hurafe aldı. Hür düşünce yok oldu, yerini karanlık aldı. Adalet yok oldu, yerini zulüm aldı…” “Yaptığımız hataların en büyüğü bence asırlarca ilme, müspet bilgiye, hür düşünüşe yer vermeyişimiz ve hakikatlerden habersiz, hurafeler ve hayaller içinde kendimizi avutmamızdır…” “Asla, nabza göre şerbet sunan, kötüye, zararlıya fetva veren bir sözde münevver haline gelmeyelim!” 1 Aralık… Milli Eğitim Bakanı Ahmet Özel, dekanlık gö ÖzAgecanr Kavşak Nazizm… Kemalizm… Rabiaizm… (4) 2 Aralık’ta arkası dönük işaretli benim... revine son verdiği Feyzioğlu’nu “bakanlık emrine” aldı… O gece, Fakültenin tüm ışıklarını söndürdük! Ana sa londaki Atatürk büstünün karanlıkta kalmasına dayanamadım. Yurttaki dolabımdan aldığım 4 mumu yakarak, büstün çevresine diktim. 2 Aralık… Tüm öğrenciler gibi ben de derse girmedim. Kız öğrenciler siyah giysilerle Fakülteye geldiler. Bu tepkiler ertesi günü gazetelere yansıdı… Komşu Hukuk Fakültesi’nin 3. ve 4. sınıf öğrencile ri de üniversiteye yönelik baskılara karşı tepkilerini dile getirmek amacıyla derslere girmediler. 3 Aralık… SBF öğrencileri olarak, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a 221 imzalı şu telgrafı çekildi: Özgen Aca“Dekanımız Profesör Dr. Turhan Feyzioğlu’nun Vekâlet emrine alınması biz, SBF öğrencileri arasında derin bir teessür uyandırmıştır. Bütün yazılarını ve konuşmalarını alaka ve istifade ile takip ettiğimiz kıymetli profesörümüzün politika yaptığına bizler asla kani değiliz. Sizin de aynı düşüncede olduğunuzu ümit ederek, alınan kararın iptali cihetine gidilmesi hususunda tavassutunuzu rica eder, hürmetlerimizi sunarız.” Ancak, öğrencilerin ricasına farklı bir yanıt verildi! O gece, SBF ve Hukuk Fakültesi’nden 300 kadar kız ve erkek öğrenci, yurtlardan, evlerinden toplandı, sabaha kadar Emniyet 1. Şube’de gözdağı verildi. 4 Aralık… SBF’nin kuruluş tarihi 4 Aralık’taki geleneksel törenler de Ankara Valiliği’nce engellendi. Bir genelge ile “AÜ Öğrencileri Disiplin Yönetmeliği’nin 7. maddesi gereğince 4. sınıfların bütün derslerinin, yeni bir iş’ara kadar geçici olarak tatil edilmesine” karar verildi… Aynı gün Başbakan Adnan Menderes, DP grubunda şöyle konuştu: “Üniversitelerimizin ve tahsil müesseselerimizin bu gibi bozguncu siyaset oyunlarının sahnesi haline getirmek teşebbüslerinin kimler olursa olsun behemehâl ve derhal tecziye ve tasfiye edilmelerini karar altına alınmalıdır.” Bazı öğretim görevlilerinin, “öğrencileri tahrik ve hatta ayaklanmaya teşvik ettiklerini” de öne sürerek şöyle devam etti: “Gerek İstanbul, gerek Ankara’da epey zamandır devam eden bu kışkırtmalar nihayet SBF’de meydana getirilmiş olan son hadiselerle fiil ve hareket haline geçmiştir. Hadise SBF’ye inhisar ettirilmeyerek diğer fakültelere de sirayet ettirilmek istenmektedir. Hatta İstanbul Üniversitesi’nde bazı müsait elemanlarla irtibat tesisine de çalışılmaktadır.” Tepki olarak SBF’den Doç. Aydın Yalçın, Doç. Muammer Aksoy, Doç. Coşkun Kırca, Asistan Şerif Mardin, Hukuk Fakültesi’nden Doç. Münci Kapani istifa ettiler. (Devam edecek.) Darbe yaptım, korkmuyorumErdoğan’a suikast davasının sanığı Binbaşı ŞÜKRÜ Seymen: 15Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın iki numaralı sanığı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, görevi kendisine Semih Terzi’nin verdiğini söyledi. Sanıklardan Özel Kuvvetler timinin başındaki Binbaşı Şükrü Seymen ise “Ben hiçbir şeyden korkmuyorum. Ben darbe yaptım. Bunun cezası idam bile olsa hiç canım yanmaz” dedi. FETÖ, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, darbeci askerlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otelde suikast planlamasına ilişkin dava dün Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Davaya 47 sanıktan tutuklu 44 sanık katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dahil olduğu tek dava hakkında bilgi veren Avukat Hüseyin Aydın, davayı sonuna kadar takip edeceklerini söyledi. Mahkeme heyeti, ilk olarak darbe girişiminin başarılı olması halinde atama listesinde “MİT başkanı”olarak görevlendirildiği belirlenen Sönmezateş’in ifadesini aldı. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Sönmezateş, “FETÖ’cü de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Marmaris’te suikast girişimine ilişkin dava dün Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. ğilim. Türk silahlı Kuvvetlerini’nin içerisinde çeşitli tarikatlardan hâlâ devam edenler var” dedi. Suikast girişimine giden timleri kendisinin seçmediğini iddia eden Sönmezateş, “Bütün dünya Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’a gittiğini bilirken, biz tuzağa düşürülerek oraya gönderildik. Ben yaverle görüşmedim. Bu görevi ben planlamış olsay dım, ya başarılı olurduk ya da görevi iptal ederdim. Fethullah Gülen’in ‘mesih’ veya ‘Peygamber’ olduğuna inanmıyorum. Bu sapkın bir düşünce. Şu andaki hesabım ‘Bizi kim yanılttı ve 4 saat bekletti?’ sorusunun cevabını bulabilmek” diye konuştu. Görevden ilk olarak 11 Temmuz’da, açık görevden ise 13 Temmuz’da ha berinin olduğunu anlatan Sönmezateş, Cumhurbaşkanı’nın derdest edilmesi talimatını kimden aldığı sorularına, 15 Temmuz darbe girişiminde Özel Kuvvetler önünde Şehit Astsubay Başcavuş Ömer Halisdemir tarafından vurularak öldürülen darbeci General Semih Terzi’den aldığını söyledi ve ekledi: “Görevi bana Semih Terzi verdi. Uçuş ekibine operasyonla ilgili bilgi vermedim. ‘TSK yönetime el koydu’ dediğimde uçuş ekibi helikopterlerin başındaydı. Görevin Genelkurmay Başkanlığı’ndan geldiğini söyledim. Ekibe sadece koordinatları verdim. Ekipteki herkes görevi kendi komutanlarından alıp gelmişti. Ben de dahil o resmi kafamızda çıkartabilseydik göreve gitmezdik.” Özel Kuvvetler timinin başındaki Binbaşı Şükrü Seymen ise “Ben darbe yaptım. Bunun cezası idam bile olsa hiç canım yanmaz. İntihar olmayacağını bilsem sandalyeyi ben düşürürüm. Benim yaptığım tek şey Gökhan Paşam ve Semih Paşam tarafından bana verilen görevi yapmaktı. Bize verilen görev Cumhurbaşkanı’nı sağ salim Ankara’ya götürmekti” dedi. Koruköy’de muamma MAHMUT ORAL Mardin’in Nusaybin ilçesinin kuzeyi ile Ömerli ilçe sinin güneyindeki Omaryan böl gesinde, Koruköy ve çevresinde 10 günden bu yana kısmen soka ğa çıkma yasağı uygulanıyor. İçiş leri Bakanı Süleyman Soylu’nun birçok bombalama olayının faili nin bu bölgede öldürüldüğü ile il gili açıklamasının ardından, dik katler Koruköy ve çevresine odak landı. PKK yöneticilerinden Murat Karayılan’ın sağ kolu“Behzat” kod HDP heyeti köye giremedi adlı PKK’linin köyde öldürülenler aları üzerine köye heyetler gönderdi. den biri olduğu öne sürüldü. Mardin Heyetlerin köye ve çevresine girişine Devlet Hastanesi morguna getirilen 3 yasak nedeniyle izin verilmedi. cenazenin, PKK’lilere ait olduğu iddia DBP’li Mehmet Arslan, köylülerden edildi. Ancak, cenazelerin kimlikleri aldıkları bilgiler olduğunu söyleyerek konusunda açıklama yapılmadı. HDP, “Köylü yurttaşlardan biri hasta yakı DBP, İHD ve Diyarbakır Barosu; evle nı ile beraber Koruköy’den çıkabil rin yakıldığı ve ahırların içindeki hay miş. Çıkarken bir kadının kayıp oldu vanlarla birlikte ateşe verildiği iddi ğunu söyledi, öldürüldüğünden şüphe ediyor. Köyde yüzlerce insanımızın yaşadığını aktaran diğer yurttaş ise köyde bulunan erkeklerin hepsinin gözaltına alındığını söyledi. Köyde ayrıca katledildiğine dair sosyal medyada fotoğrafları paylaşanların üçünün de sivil olduğunu, o köyün insanları olduğunu söylediler. Evler, ahır ve samanlıkların hepsinde teker teker arama yapıldığını oralarda insanlara işkence edildiğini, bunun sesleri ve haykırışlarıyla anlaşıldığını söyleyenler de var. Anlatılanlar büyük çoğunlukta doğru. Nitekim sorularımız da bütün devlet yetkilileri tarafından yanıtsız kaldı. Orada ikinci bir Cizre katliamı hayata geçirilmeye çalışılıyor” dedi. l DİYARBAKIR Demirtaş ve Yüksekdağ’ın tutukluluğunun KALDIRILMASI İSTENDİ HDP AİHM’ye başvuru yaptı HDP, Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tutukluluğuna karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. HDP yöneticilerinden oluşan bir heyet Strazburg’a giderek HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ’ın tutuklu yargılanmalarına karşı AİHM’ye başvuruda bulundu. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, milletvekilleri Osman Baydemir, Ertuğrul Kürkçü ve Mithat Sancar ile Strazburg Tem silcisi Faik Yağızay ile avukat Reyhan Yalçındağ’dan oluşan heyet, yaptığı başvuruda Anayasa Mahkemesi tarafından 95 gündür bir inceleme yapılmamış olması sebebiyle AİHM’ye başvuru yapma zorunluluğu doğduğunu vurguladı. HDP yöneticileri yapılan başvuruda, Demirtaş ve Yüksekdağ’ın seçmenlerini ve partiyi temsilen katıldıkları eylemler ve düzenledikleri basın açıklamaları nedeniyle özellikle referandum sürecinde tutuklu yargılanmalarının, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan özgürlük ve güvenlik hakkını, ifade özgürlüğünü ve serbest seçim hakkını ihlal ettiğini ifade etti. HDP’ye ait parti binaları ve seçim büroları ve araçlarının 2014 yılından itibaren 164 kez saldırıya uğradığının belirtildiği başvuruda, 2015’ten bu yana HDP’ye yönelik operasyonlar kapsamında 9.796 kişinin gözaltına alınarak 2.906 kişinin tutuklandığı, Temmuz 2016’dan bu yana ise aralarında Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da olduğu 12 milletvekili ile 5.471 kişinin gözaltına alınarak 1.482 kişinin tutuklandığı hatırlatıldı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Cizre ve sur’da operasyonu yürütenler ‘darbe’den tutuklu’ HDP Eş Genel Başkanı Selahattin De mirtaş “Cizre’de operas yonları yürütenler ‘dar beci’ olarak tutuklandı. Sur’da operasyonu yürü Demirtaş ten ordu komutanı bile tutuklandı” dedi. MGK’ya yanıltıcı istihbari raporlar gönderile rek, ordunun tanklarla şehirlere gir mesinin sağlandığını savunan Demir taş, ülkeyi darbe koşullarına götü renlerin, eleştirilerini dikkate alma yan hükümet olduğunu söyledi. Demirtaş’ın 9 Eylül 2015’te düzen lediği basın toplantısındaki konuş masında “Türk milletini, Cumhuriye ti ve TBMM’yi alenen aşağılamak” su çunu işlediği iddiasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Diyarbakır 2’nci Asliye Ce za Mahkemesi’nde başlayan davaya Demirtaş Edirne F Tipi Cezaevi’nden SEGBİS sistemi ile katıldı. ‘Savcıyı ilgilendirmez’ Savunması alınan Demirtaş, “Hükümete yönelttiğim eleştirilerin sertliği veya yumuşaklığı savcıyı ilgilendirmez. Burada açıkça hükümeti koruma kaygısı vardır” dedi. Demirtaş Cizre’de güvenlik güçlerinin uygulamalarının zor kullanma yetkisini aştığını söylediğini ancak hükümetin sürekli oradaki komutanları savunduğunu kaydederek, “O gün bu konuşmayı yaptığımda savcılar soruşturma açacaklarına bu uygulamaları yapan güvenlik güçlerini soruştursalardı, belki de 15 Temmuz darbecileri daha erken ortaya çıkarılacaktı. Darbeci komutanlar ülkede hükümetin yönetim zafiyeti içerisine girdiğini ispatlamak için birçok yerde orantısız güç kullandılar. Ülkeyi adım adım darbe sürecine götürdüler. O günlerde biz hükümeti uyarmışız” diye konuştu. l Haber Merkezi C MY B