14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 12 Şubat 2017 6 Laik eğitim çağrısı haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET 25 STK’nİn katılımıyla Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu kuruldU Son 15 yılda laikbilimsel eğitimden verilen ödünler, Cumhuriyet değerlerinin her geçen gün bi raz daha aşındırılması, uzun zamandır “tehlikenin farkında olan” ve eğitim le ilgilenen sivil toplum örgütlerini bir araya getirdi. Beş sivil toplum örgütü nün başkanlarının çağrısı ile bir araya gelen 25 sivil toplum kuruluşu, “Laik ve Bi limsel Eğitim Platfor mu” adıyla bir plat form oluşturdu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne FAigtaelany ği (ÇYDD), Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV), İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) ve Ka dın Araştırmaları Derneği (KAD) çağrı sıyla oluşturulan platformun ilk toplan tısı dün İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri’nde yapıldı. Toplantının açılış konuşması nı yapan ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, “İlk olarak çağdaş eğiti me karşı olan yasa ve uygulamaları dile getirerek temel soruları kamuoyunun ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bilgisine Eğitim üzerine çalışan sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri bir araya gelerek, eğitimde yaşanan sorunları anlattılar. sunmak ve gündemine koy mız için buradayız’’ dedi. mak istedik’’ diye konuştu. Ortak açıklamayı okuyan Asla vazgeçmeyeceğiz KAD Başkanı Prof. Dr. Nec Platformun amacının Cumhu la Arat, ‘’Toplumsal gerili riyet Aydınlanması’nın temel ğin ve yoksulluğun besledi değerlerini korkmadan, bıkıp ği olumsuz bir ortamda irti usanmadan savunmaya devam cai örgütlenmelere karşı hiç etmek olduğunu vurgulayan bir önlem almayan, bilimi Prof. Arat, şöyle devam etti. önemsemeyen, ihtiyaçları Necla Arat “Biz iktidara ve kamuoyuna karşılayamayan, sürekli Ba şu mesajı iletmek istiyoruz: Çağ kan ve sistem değiştiren bir iktidarla daşlaikbilimsel eğitimden asla vazgeç ‘çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği meyeceğiz. Çocuklarımızın özgür dü ne olacak’ kaygısını derinden yaşadığı şünceli bireyler olacak yerde, biat kül türünün kurbanları olmalarına izin vermeyeceğiz. İşte bu ürkütücü sonucu engellemek, yeni nesli daha anaokulundan başlayarak dinsel formasyonla ‘dizayn etmek’ isteyen zihniyete karşı, çağdaş dünyanın çağdaş eğitim normlarını sunan bir program ve stratejiyi oluşturmak üzere bir araya geldik.” Toplantıda daha sonra İKKB Başkanı avukat Nazan Moroğlu ve ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Kaya yönetiminde düzenlenen iki oturumda konuşan STK temsilcileri, eğitim sistemindeki en önemli sorunları anlattılar. ERGp,rotagsrlaamk löağrırneıtim değerlendirdi: ‘Evrim’siz bir bilim olamaz FİGEN ATALAY Eğitim Reformu Girişimi’nce müfredat taslakları üzerinde yapılan değerlendirmede, ‘’Mevcut taslak programlarda adaptasyon, mutasyon ve modifikasyon kavramları ders kazanımları olarak yeniden konarken evrim kuramı eklenmemiştir. Biyoloji, fen bilimleri, coğrafya gibi dersler ancak evrim kuramı kapsanarak işlenebilir’’ denildi. Değerlendirme sonuçlarından bazıları şöyle: Bilimsellik 4 Fen bilimleri dersinin matematikle bağlantılı kısımlarının ünitelerin içeriğinden çıkarıldığı görülmektedir. Örneğin, 6. sınıf programında direnç kavramının birimine ve hesaplanışına yer verilmemektedir ve programda “matematiksel bağıntılara girilmez” uyarısı yer almaktadır. Der sin bütüncül, bilimsel ve disiplinlerarası yaklaşıma ve STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) eğitimine uygun olması için bu konuda düzenleme yapılması gereklidir. Pedagojik yaklaşım 4 Taslak öğretim programlarının genelinde belirli, açık bir pedagojik yaklaşım görülmemektedir. Toplumsal Cinsiyet 4 Bazı taslak öğretim programlarında toplumsal cinsiyet rolleri ve kadın hakları sorunlarına değinilmiştir; ancak toplumsal cinsiyet kavramının ne derinlikte ve hangi örneklerle işleneceği hakkında uzmanların desteği alınarak ayrıntı verilmesine gereksinim vardır. Bunun yanı sıra, toplumsal cinsiyet konusu başlığında kadının değeri dile getirilirken eşitlik kavramının kullanılmadığı ve irdelenmediği görülmektedir. Din Eğitimi 4 Dini değerler 1. sınıf Hayat Bilgisi dersi ile başlayarak taslak öğretim programlarının çoğunluğunda değerler eğitimi kapsamında yer almıştır. 1. sınıf seviyesi çocuk gelişimi ve çocukların soyut kavramları anlayabilmesi açısından çok erkendir. Ayrıca ilkokul Hayat Bilgisi taslak öğretim programı kazanımları arasına yer alan “dini gün ve bayramlara katılmaya istekli” olmak ifadesi laiklik ilkesiyle bağdaşmaz. ‘Hakkından geleceğiz’ Nar Kadın DayanışmaSI ÜYELERİNDEN ‘hayır’ ŞARKISI ‘Çoktandır anladık, senin gözün koltukta. Eskisi gibi rahat değilsin daha, gelmeyiz oyuna, kalmaz bu yanına, güneşler açacak yarına... Güleceğiz, giyeceğiz, birlikte mücadele edeceğiz, bir yerine bin hayırla hakkından geleceğiz senin.’ SEYHAN AVŞAR Can erok Nar Kadın Dayanışması üyesi kadınlar, Ajda Pekkan’ın, “Seveceğim” şarkısını yeniden yorumladılar. Başkanlık sistemine karşı “Bir yerine bin hayır” diyen kadınların klibi, internette izlenme rekorları kırıyor. Şarkıyı, umut versin, dayanışma duygularını harekete geçirsin diye hazırladıklarını söyleyen kadınlar, “Umut biziz. Gücümüze güveniyoruz. Referandumda hayır diyeceğiz” diyor. Şarkı seçimini konservatuvar öğrencisi Dilara Yücetepe yapmış. Şarkı sözlerindeki uyarlamaya hep beraber karar verilmiş.. Yaklaşık 13 kişilik bir ekiple 3 gün boyunca çalışılmış. Klip yayımlandıktan sonra, “Sizinle mücadele edeceğiz” diyen pek çok kişiden destek almışlar. Sena Özcanlı, kahon çalmaktan ellerinin şiştiğini söylüyor. “Provalar yorucuydu ama çok eğlendik. Umutlu olduğumuzu ve geleceğimizin bir olduğunu göstermek istiyorduk. Şiddetin ortasında insanlara umut vermek istedik” diyor. ‘Eğlene eğlene çektik’ Ece Kılıç, klipte solist olarak yer alıyor. Şarkı söylemeyi çocukluktan beri çok sevdiğini söyleyerek devam ediyor: “Beni en çok etkileyen arkadaşlarımın gözünde gördüğüm mutluluk, heyecandı. Kayıt, klip, montaj vs. her şey çok etkileyiciydi. Birbirimize bakarak, gülerek, eğlene eğlene çektik... Merve Ceren Ece Kılıç Eylül Asuman Sena Özcanlı Selin Kurtulmaz Grup üyeleri, Ajda Pekkan’ın ‘Seveceğim’ şarkısını yeniden yorumladılar... AKP iktidarı kadını sindirmeye, eve hapsetmeye çalışıyor. Kadınların sokaklarda özgürce gezebildiği, laik bir ülke için referandumda Hayır.” Merve Ceren, bol bol dans eden ve “Y” harfini taşıyan isim. Video çekimlerini ise büyük bir heyecanla anlatıyor: “Orda hiçbir şey yapmadan durmak bile çok heyecan vericiydi. Bol bol güldük.” Ceren, “Referandumda, ‘ha yır’ demek isteyen AKP’li kadınlar var. Ama eşlerinden korkuyorlar. Eşlerinin, ölümle tehdit ettiği kadınlar var” diyor. Eylül Asuman, boyanmış pet şişeden yaptıkları marakasla şarkıya eşlik ediyor. Lise öğrencisi, solist Selin Kurtulmaz ise şunları söylüyor: “Gerici bir toplumu aydınlatmak için biz kadınlar elimizden geleni yapacağız. Şarkımız da bu mücadelemizin bir parçasıydı.” ‘Hemen barış hemen dostluk’ Aydın, sanatçı ve siyasetçilerden oluşan diyalog grubu Ahmet Türk’ü ziyaret etti Bir süre önce cezaevinden tahliye edilen eski ki gibi bir demokrasiye kavuşmak istiyoruz. Hemen barış, hemen Mardin Büyükşehir Belediye dostluk ve seçilmiş parlamenter Başkanı Ahmet Türk’ü, aile lere özgürlük ve bütün bu amaç sine ait kaldığı Kızıltepe ilçe larımızı ve iyi dileklerimizi belirt sindeki Kasrı Kanco’da, ara mek ve saygılarımızı sunmak üze larında Zülfü Livaneli, Tar re buradayız” ifadelerini kullandı. han Erdem, Akın Birdal Sü Ahmet Türk de “Halklarımız leyman Çelebi, Fikret Ünlü arasında köprüleri yıkmak iste ve Ziya Halis’in de bulundu yenler, bugün bu köprüleri tamir ğu aydın, sanatçı ve siyaset etmek için vicdan sahibi demokrat çilerden oluşan 18 kişilik Di DHA insanları, bu ülkede seslerini gür yalog Grubu ziyaret etti. Basına kapalı gerçekle Diyalog grubu, Ahmet Türk’e geçmiş olsun dileklerinde bulundu. bir şekilde duyurduklarını görüyoruz. Tek seçeneğin barış olduğu şen ziyaretin ardından ga di. Barışın zamanı olmayacağını, barış nu artık herkes görmeli. Barıştan zetecilere konuşan Livaneli, “Ahmet için geç kalındı, kalınmadı denmeyece başka bir seçenek yok” dedi. Elazığ’da Türk, hapishaneye girip, çıkışındaki ğini belirten Livaneli, “Çünkü kan ak hastaneye çıkarılırken, kelepçe takıldı tutumu, davranışları ve özellikle top maya devam ediyorsa orada barış acil ğı iddia edilen fotoğrafı değerlendiren luma verdiği mesajlarda, özellikle say olarak ele alınmalıdır. Dolayısıyla biz Türk, “Resim çok kötü bir resimmiş gi gı topladı. O yüzden Ahmet Türk is Türkiye’de bu sertlik ortamından kur bi oldu. Yerlerde buz vardı. Kaymamak mi Türkiye’de hepimizin özlediği barış tulmak, kan dökülmesinden kurtul içinde koluma girdiler, kelepçeler takıl için çok önemli bir isim, bir simge” de mak ve uygar demokratik ülkelerde madı” dedi. l Haber Merkezi Rusya bizim askeri neden vurdu? Çok basit bir denklem... Rusya’nın bilerek, planlayarak El Bab’da askerlerimizi vurduğu açık ve seçik. Gerisi eveleme gevelemedir. Nitekim Genelkurmay’ın açıklaması bunu kesinleştirdi. Kasımda iki yazım, çatışmanın ve gerilimin nedenini gösteriyordu ki, değişen bir şey yok. (*) Rusya geçen 24 Kasım’da, yani Ankara’nın sınırlarımızı ihlal etti bahanesiyle Rus uçağını düşürmesinin tam yıldönümünde, muhtemelen Suriye pilotlarını kullanarak TSK karargâhını bombalamıştı! 6 aydır temel soru şu: Ankara neden El Bab’da? PKKABD ittifakının Akdeniz’e uzanacak Kürt koridorunu engelleme ötesindeki niyeti nedir? Ortadoğu’da kimse aptal değil. Dünya aptal mı?.. Mesela sormuştum: El Bab’ı neden kurtarmak istiyor Ankara? Şam’ın topraklarını bu beladan kurtarmasına destek olmak için mi, yoksa ÖSO denen güruha Ankara güdümünde bir kurtarılmış bölge oluşturmak ve dolayısıyla Suriye’nin parçalanmasını sağlamak için mi? Kasım yazılarımda şunu da sormuştum: Suriye’de El Bab’da ikisi de kente girdiklerinde veya kent çevresinde çatışacaklar mı, yoksa ne? Ankara fetihten bahsedip durdu bu süre içinde. Hatta lider, topraklar kanla sulanmadıkça vatan toprağı olamaz, biçiminde bile konuştu. Şam’ı, Esad’ı düşman bilmeyi sürdürdü! Dünya aptal mı? Ankara’nın, savaş masasında pay kapma niyetini görmeyecek kadar! Moskova’dan iki büyük işaret Şimdi Rusya, TSK askerlerinin bulunduğu binayı vurdu: 3 şehit. Aynı günlerde başka bir işaret daha verdi Moskova: PKK ve PYD bizim terör örgütleri listemizde yok.. Bunu da mı anlamadınız! Rusya diyor ki: Fırsatçı politikalara bu topraklarda yer yok, bu ilk işaret, arkası gelir, vurur dağıtırım! Suriye’deki cepheleşme O tarafta Suriye’nin birliğini isteyen: Esad + Rusya + İran. Bu tarafta: Ankara... ÖSO’yu kullanarak oldubittiler ve Esad’dan kurtarılmış bölgeler yaratma peşinde. Ankara’nın müttefiki var mı? Yok... Pardon, Amerikan emperyalistlerinin uydusu Körfez ve Suudi Arabistan var (Sünni kamp), dahası onların parası var! Ankara, Suriye’de Şam ile müttefik değil, dolayısıyla İran ve Rusya ile de değil... Niyetleri bu cephe için “karanlık”... Gerilimlerin nedeni bu. Suriye, Rusya’nın at koşturduğu alan. Ankara’ya ancak, kendi politikaları çerçevesinde izin verir. Rusya’nın Ankara’ya bağımlılığı sıfır. Ama Türkiye’nin yüzde yüz! dSaüvşmaşatna aiklgirıclaiknliırd! avranan, Ankara’nın, Rusya’nın bu kez doğrudan kendisinin TSK’yi vurmasına karşı verebileceği tek yanıt yok. Sadece sineye çekebilir. Gerisi de gelebilir: Pardon dostum çok özür dilerim, kaza oldu! Bu ikaz, sonra daha büyük ikazlara dönüşür! TSK’nin orada saldırıya uğramasının ve askerlerimizin şehit olmasının tek nedeni, Ankara’nın Suriye’de ne yapmak istediği konusunda net olmayan, dahası “karanlık” olarak algılanan politikasıdır. Savaşta, ittifak politikasında yalpalama olmaz, yoksa karşı taraf sana “düşman” muamelesi yapar. Yaşadığımız budur! Oysa Ankara’nın yapması gereken Şam ile el sıkışmak, ÖSO gibi güruhları Şam’ın karşısına çıkarmadan, Suriye’nin toprak bütünlüğünü garanti etmektir. Türkiye’nin sınır güvenliği çerçevesinde kalmaktır. Bunu yapmazsanız, yazık olacak askerlerimize ve üstüne üstlük TSK’nin itibarına! Düşünün, Amerikalılar çuval geçirir, Ruslar da istedikleri gibi, oynar durur! Yeni ittifak cephesi kurulur mu? Gelelim ABD’ye... Trump’ın Suriye politikası açık değil. İlk zamanlarda politikası, sanki Rusya ile anlaşıp Suriye’nin bütünlüğünü sağlayacağı yöndeydi. Obama’nın, IŞİD’in karargâhı Rakka’yı PKK güçleriyle fethetme politikasını da iptal etmişti. Ama şimdi sanki “Suriye’yi parçalama” isteği de var gibi. Ankara neden Rakka’yı bize bırak kurtaralım diyor? Bu çok tehlikeli bir oyun. Milletçe buna karşı çıkmalıyız! Ankara şuna inanıyor: Orada savaşıyorsak, sonunda mutlaka Suriye’den bir pay da bize düşer: Boşuna mı savaştık! Rakka’da ABDTürkiye ittifakı, mutlaka karşısında ŞamMoskovaTahran ittifakını bulacaktır! Amerikalıların bölgeyi parçalama, Irak’ta bir milyon insanı öldürme, Suriye’de iç savaşı kışkırtma politikası ve sonuçları, Ankara için yeterli değil mi? Görüyor da imkânsız bir “pay” fırsatçılığı mı yapıyor! sMüorsdküohveamkeanrşı kozunu PKK ve PYD bizim terör listemizde yok! O zaman bölgede bir ABD+Türkiye / Moskova+Şam+Tahran cepheleri mi oluşacak! Türkiye bir adamın iki dudağı arasına sıkışmış, yüksek maceralı ve yıkımlı bu Ortadoğu politikasıyla ancak felakete uğrar. Ülkenin parçalanması bile gündeme gelir. Masada ileri sürülen koz bizim Güneydoğu! (*) (http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2016/11/ ankarasuriyedeuydudevletbolgemi.html) ve (http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2016/11/hukumet icindeayrlk/gercekiktidarn.html) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle