06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Cumartesi 16 Aralık 2017 40 yıllık Fatih Hacıosmanoğlu’nun filmi ‘On Adım’ vizyonda Fatih Hacıosmanoğlu’nun yazıp yönettiği “On Adım” filmi CGV Arthouse ve Cinemaximum salonlarında gösterime girdi. Oyuncu kadrosunda Diane Caldwell, Fatih Hacıosmanoğlu, Burak Üzümkesici, Zeliha Gürsoy ve Sarper İlhan gibi isimlerin yer aldığı film, yeni sinema filmi için İstanbul’a gelen Amerikalı bir kadın yönetmenin hikâyesini anlatıyor. EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: İLKNUR FİLİZ [email protected] efsanede 15 yeni perde rıanjohnson’ınfilminde luke skywalker merkezde ‘Star Wars The Last Jedi Star Wars Son Jedi’, son 40 yıla damgasına vuran Star Wars efsanesinin zirvelerinden biri olarak anılmayı hak ediyor Geldik mi üçlemenin ikinci filmine? Gerçi artık üçleme diye bir şey de kalmadı, araya giren tekil hikâyeler (Antoloji filmleri de deniyor) Star Wars sagasını pek öyle sayılarla ifade edilmeyecek bir yere doğru götürüyor ama teknik olarak “Star Wars The Last Jedi Star Wars Son Jedi” serisinin üçüncü üçlemesinin ikinci halkası. Tüm seride 8. film olarak anılacak olan “Son Jedi” sırf bu “ikinci halk” pozisyonu sebebiyle serinin beşinci filmi olan “Empire Strikes Back İmparator” ile kıyaslanıyor. Malum, “İmparator” da orijinal üçlemenin ikinci halkasıydı ve hâlâ gelmiş geçmiş en iyi Star Wars filmi olarak anılıyor. Yukarıdaki paragrafın son cümlesinden de anlayacağınız üzere “Son Jedi” maalesef bir “İmparator” değil, hiçbir futbolcunun Alex olmadığı gibi. Zaten bir noktadan sonra bu karşılaştırmanın da bir anlamı kalmayacak ve hatta bu noktayı “Son Jedi”da koyalım derim. Neden derseniz, “İmparator”un 1980 yılında kazandığı popülerlik ve hayranlık Star Wars hadisesinin o yıllardaki muazzam etkisinin de bir tezahürüydü aynı zamanda. Uzay Operası denen (hatta muhtemelen kavramın icat edilmesine sebep olan filmdi) türün ilk örneklerini izleyiciyle buluşturan ve çok kısa bir sürede küresel bir fenomene dönüşen Star Wars serisi bu anlamda da bir ilkti aslında ve bu parametreler hesaba katılmadan üzerinde konuşulması çok anlamlı değil. Öte yandan “Son Jedi” bir Alex değil belki ama dört başı mamur bir sinema olayı, muhtemelen “İmparator”dan sonra serinin en iyisi. Işın kılıçları, tuhaf yaratıklar... Şimdiye kadar ki en uzun (2 saat 32 dakika) Star Wars filmi olmasına rağmen bir an bile izleyiciyi sıkmayan “Son Jedi” tam da J.J. Abrams imzalı “Güç Uyanıyor”un bıraktığı yerden alıyor hikâyeyi ve bizi büyük ölçüde Luke Skywalker’ın peşine takıyor. Hatırlayınız, en son Rey bir uçurumun kenarında duran ve ilk bakışta kapüşonlu peleriniyle tanıyamadığımız Luke Skywalker’ın yanına varmış ve elindeki ışın kılıcını ona vermişti. İşte yine aynı uçurumun kıyısında aynı Rey ve aynı Luke Skywalker’la başlıyor “Son Jedi”. Fazla konuyu anlatıp seyir zevkini bozmayacağım elbette, ama şu kadarını söyleyeyim, bir Star Wars filminde gör FİLMİN NOTU: 8/10 mek isteyeceğiniz her şey var bu filmde; ışın kılıçlarıyla yapılan düellolar, Direniş pilotlarıyla İlk Düzen (İmparatorluk yok artık, İlk Düzen var) filosu arasında geçen kovalamacalar, beklenmedik karakter dönüşleri, trajik hesaplaşmalar, karanlık taraf, güç... Elbette Darth Vader’ın “Ben senin babanım” dediği sahne kadar şok edici bir an yok ama sinema tarihinde de zaten çok enderdir böylesi şok anları, fazla zorlamamak lazım. “Son Jedi”ın güzel sürprizleri arasında yine tuhaf bir kompozisyon çizen Benicio del Toro’nun performansı, Star Wars yaratık departmanının yeni sevimli yaratıkları Porglar ve Yüce Lider Snoke’un muhafızlarının kullandığı, ışın kılıcı teknolojisinin bir hayli gelişmiş versiyonları olan silahla ilk aklıma gelenler. Son birkaç kelamı da Rian Johnson’a ayıralım... Bir Star Wars filminde en büyük riski yönetmen alır ve bunu da en iyi ikinci üçlemeyi yüzüne gözüne bulaştıran George Lucas bilir. Daha önce “Brick” ve “Looper” gibi sinema filmleriyle, daha da önemlisi “Breaking Bad” için çektiği unutulmaz bölümlerle (“Fly” ve “Ozimandias” örneğin) sevdiğimiz Rian Johnson seride Lucas dışında hem senarist hem de yönetmen olarak görev yapan ilk isim ve aldığı riskleri de gayet güzel değerlendirmiş doğrusu. Hikâyede kadınların gitgide daha da ağırlık kazanması ise yine Johnson’ın önceliklerinden biri olarak onun hanesine yazılan bir başka artı. Zaten Lucasfilm de Johnson’ın yeni bir üçleme çekeceğini duyurmuştu geçen ay hatırlarsanız... Rian Johnson ile Star Wars arasındaki kimya tutmuş gibi görünüyor, darısı diğer muhtemel isimlerin başına. Unutulmaz ikili yok artık ‘Hâlâ inanamıyorum’ Normalde 8. film Luke Skywalker’ın, bir sonraki ise Prenses Leia’nın hikâyesi olacaktı. Luke’un filmi (“The Last Jedi”) çekildi çekilmesine de, Carrie Fisher’ın beklenmedik ölümüyle Leia’nın filmi rafa kalktı maalesef. Geçenlerde kendisiyle yapılan bir söyleşide carrie Fisher’ı anan Mark Hamill 40 yıllık arkadaşı için bakın neler söyledi... ‘Çekim aralarında öpüşürdük’ “Hâlâ öldüğüne inanamıyorum... Onu hâlâ şimdiki zamanda düşünüyorum biliyor musunuz? Şimdi burada olsa bana parmak çekerdi, hep eğlenmeye ayarlı biriydi... George Lucas’ın eşi Marcia çekimler bittikten sonra Carrie’nin Harrison Ford ile ilişki yaşadığını söylemişti bana. İyi ki önceden bilmiyormuşum, çünkü herhalde çok kötü etkilenir dim. Carrie ile birbirimizi çekici buluyorduk ama ben daha önceki tecrübelerimden dolayı sette bir romantik ilişkiye girişmenin yanlış olduğuna inanıyordum. Ama Carrie ile hep bahaneler üretirdik. Bir keresinde hatırlıyorum içkinin de etkisi vardı tabii öpüşme tekniklerinden bahsediyorduk ve ben ona iyi öpüştüğümü söyledim. Sonra bir baktık deliler gibi öpüşüyoruz. Çekim aralarında sürekli öpüşürdük.” Ali Tekintüre yaşamını yitirdi “Tanrım Beni Baştan Yarat”, “Senden Vazgeçmem”, “Benim İçin Üzülme” gibi şarkılarıyla tanınan söz yazarı, şair Ali Tekintüre dün sabah hayatını kaybetti. Bir süredir yoğun bakımda kanser tedavisi gören sanatçı, 67 yaşında yaşamını yitirdi. Tekintüre; Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Gülden Karaböcek, Müslüm Gürses, Muazzez Ersoy, Zeki Müren ve Bülent Ersoy gibi isimlerle çalışmıştı. Ayrıca “Gitme” şarkısı 1987’de “Yılın Şarkısı” seçilmişti. 15. İstanbul Bienali Münih’e uzanıyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 15. İstanbul Bienali’nin Pinakothek der Moderne müzesiyle gerçekleştirdiği işbirliği kapsamında, bienalin bu yılki teması “iyi bir komşu (a good neighbour)”, 14 Aralık 29 Nisan 2018 tarihleri arasında Münih’te sanatseverlerle buluşuyor. “a good neighbouron the move (iyi bir komşuyolda)” başlıklı sergide 12 sanatçının ev ve mahalle kavramlarını ele alan yapıtları sergileniyor. 15. İstanbul Bienali’nin küratörleri Elmgreen & Dragset’in yanı sıra, Pinakothek der Moderne’nin güncel sanat bölümü direktörü Bernhart Schwenk küratörlüğünde gerçekleştirilen “iyi bir komşuyolda” sergisi, “iyi bir komşu” başlıklı 15. İstanbul Bienali’nde ele alınan ev, göç, komşuluk gibi aciliyeti hissedilen konularla ilgili diyaloğu sürdürürken, sanatçıların yapıtlarını farklı bir bağlamda sergilemek için yeni bir alan açıyor. Özdemir İnce ile söyleşi Nilüfer Belediyesi’nin “Kütüphane” başlıklı Özdemir İnce’yi ağırlıyor. Kenan Yücel’in etkinliklerinden olan Şairin moderatörlüğünde Şiir Evreni söyleşileri, yapılacak söyleşi, 19 Aralık Türkiye’deki şiir bilincinin Salı günü saat 19.00’da gelişmesine önemli katkılar Nâzım Hikmet Kültürevi’nde sunan şair ve eleştirmen düzenlenecek. Oscar’da yine hüsran En İyi Yabancı Film Oscar’ı için belirlenen 9 aday içinde ‘Ayla’ yok Sinema Sanatları ve Bilimler Akademisi (AMPAS) bu yıl En İyi Yabancı Film Oscar’ı için yola devam eden filmleri açıkladı. Türkiye’nin ödüle aday gösterdiği “Ayla” 9 filmlik listeye alınmazken, Fatih Akın’ın imzasını taşıyan “In The Fade Paramparça” yoluna devam ediyor. 4 Mart 2018’de sahiplerini bulacak 90. Oscar Ödülleri’nin adayları ise 23 Ocak’ta açıklanacak ve En iyi Yabancı Film dalındaki 5 aday da o zaman kesinleşecek. Ödül için yoluna devam eden filmler şöyle sıralandı: n “A Fantastic Woman Muhteşem Kadın” y: Sebastian Lelio (Şili) n “In The Fade Paramparça” y: Fatih Akın (Almanya) n “On Body and Soul Beden ve Ruh” y: Ildiko Enyedi (Macaristan) n “Foxtrot” y: Samuel Maoz (İsrail) n “The Insult” y: Ziad Doueiri (Lübnan) n “Loveless” y: Andrey Zvyagintsev (Rusya) n “Félicité” y: Alain Gomis (Senegal) n “The Wound” y: John Trengove (Güney Afrika) n “The Square Kare” y: Ruben Östlund (İsveç) Verda Erman anılıyor Dünyaca ünlü piyanist, devlet Sanatçısı Verda Erman, doğum gününde Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda anılacak. 21 Temmuz 2014 tarihinde aramızdan ayrılan piyanist, devlet Sanatçısı Verda Erman’ın doğum gününde, 18 Aralık Pazartesi günü, Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda yapılacak anma konseri saat 20.00’de başlayacak. Verda Erman’ın dostları ve öğrencilerinin katılacağı anmada dostları Ayla Erduran, Hüseyin Sermet, Gülsin Onay, öğrencileri İbrahim Yazıcı ve Güray Başol sahne alacak. 18 Kasım’da satışa çıkan olan biletler, Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası gişesinden ve https://kkm.kadikoy.bel.tr/anasayfa.aspx adresinden temin edilebilir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle