02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Perşembe 9 Kasım 2017 Servete Britanya’da gizli İsrail temasları krizi Parlamentodaki taciz skandallarının yanı sıra Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ın bitmek bilmeyen gaflarıyla uğraşan Britanya, bu kez de dışişlerine bildirmeden İsrail’e gidip yetkililerle en az 13 temasta bulunduğu ortaya çıkan Uluslararası Kalkınma Bakanı Priti Patel ile çalkalanıyor. İstifası ya da kovulması talepleriyle karşılaşan Patel, Başbakan Theresa May’in görüşme talebi üzerine Afrika ziyaretini yarıda kesip ülkeye döndü. Ağustosta tatil için gittiği İsrail’de gizlice Başbakan Benyamin Netanyahu ile bile görüşen, hatta Haaretz gazetesine göre İsrail işgali altındaki Golan’a giden Patel, haftabaşında özür dilese de tepkileri yatıştıramadı. [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: ZARİFE SELÇUK el konuluyor [email protected] 7 Suudi Veliahtı’nın üst düzey gözaltılarla 800 milyar dolarlık mal varlığına el koymaya çalıştığı söyleniyor. Dondurulan banka hesabı 1700’ü geçti. Yeni gözaltılar yapıldı Suudi Arabistan’da cumartesi gecesi “yolsuzlukla mücadele” gerekçesiyle prensler ve eskiyeni bakanlar dahil gözaltına alınanların sayısını New York Times gaze İran: Suudilerin stratejik hatası tesi yaklaşık 500 olarak verirken dün Reuters haber ajansı operasyonun genişlemesiyle birçok kişinin daha gözaltına alındığını duyurdu. Yeni gözaltına alınanlar arasında 2011’de ölen Savunma Bakanı, Veliaht Prens Sultan bin Abdülaziz’in ailesinden isimler, işadamları ve siyasiler var. Bütçe açığını kapatmak “Aslında servet transferi amaçlanıyor” diye yorumlanan operasyonların başlamasından beri dondurulan banka hesaplarının sayısı dün 1700’ü geçti. Daha önce veliahtlık prenslikten azledilen ve ev hapsine konulduğu ileri sürülen Muhammed in Naif’in de banka hesaplarının dondurulduğu söyleniyor. Wall Street Journal gazetesi, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın (MbS) yönettiği operasyonla 800 milyar dolarlık nakit para ve mal varlığına el konulmasının hedeflendiğini yazdı. Merkez Bankası niteliğindeki Suudi Arap Para Otoritesi’nin başsavcının talebi üzerine tüm zanlılar ve onlarla bağlantılı kişilerin para hesaplarının dondurulduğu açıklamasına yer verilen haberde, bunun devletin boşalan kasasının doldurulmasına yarayacağı belirtildi. Hükümet yolsuzlukla elde edilen mal varlıklarının devlet malı haline geleceğini açıklarken hükümet bu yolla 800 milyar dolarlık (3 trilyon Suudi riyali) mal varlığına el koyabileceğini hesaplıyor. Hükümete yakın bir kaynak “23 milyar riyal toparlayacaklarını hesaplıyorlar, bahsedilen Operasyonu yöneten Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, görevden aldığı komutanların yerine atadıklarının devir teslim törenine katıldı. rakamlar bunlar” dedi. Ancak bu miktarın çoğunun yurt dışında olmasının el koyma çabalarını zorlaştırdığı belirtildi. Yine de 800 milyar doların bir kısmının bile petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanan bütçe açıklarını kapatabilmek için, uluslararası piyasalarda 17.5 milyar dolarlık devlet tahvili satarak borçlanan, ayrıca yedek fonlardaki parayı kullanmak zorunda kalan Suudi Arabistan’ın mali durumunu düzeltmesine yeteceğine dikkat çekildi. Önde gelen politik risk danışmanlığı firmalarından Eurasia Group’un dolaştırdığı notta MbS’nin “ekonominin performansını düzeltmek, devasa yatırım planlarını finanse etmek için paraya ihtiyacı olduğunun” altı çizildi, gözaltına alınmak istemeyen kra liyet üyeleri ve iş adamlarıyla anlaşmalar yapılabileceği belirtildi. ABD: Adil, şeffaf olmalı New York Times, kraliyet ailesiyle devletin içiçe geçtiği Suudi Arabistan’da yolsuzluğun çok yaygın olduğunu, “yolsuzlukla mücadele” soruşturmalarının sadece MbS’nin seçtiği kişilere dokunduğunu, Salmanların işlerinin ise yasal addedildiğini yazdı. ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert, Suudi Arabistan’da gözaltıların “adil ve şeffaf” yapılması gerektiğini söyledi. Suudi yetkililerle “yakın ilişki” vurgusu yapan Nauert, RiyadTahran gerilimi için “Çok yakından ve dikkatlice takip ediyoruz. Suudi Arabistan’la uzun zamana dayanan bir ilişkimiz var” diye konuştu. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Yemen’de Suudilerin öncülüğündeki koalisyon ve desteklediği güçlerle savaşan Şii Husi milislerinin Riyad’a yönelik füze saldırısının “Suudi saldırganlığına” tepki olduğunu söyledi. Ruhani “Yemenliler ülkelerinin bombalanmasına nasıl tepki vermeli? Kendi silahlarını kullanmalarına izin yok mu? Önce siz bombardımanı durdurun ve Yemenlilerin aynısını yapıp yapmadığına bakın” dedi. Suudi Arabistan’ı İran’ın “muazzam gücü” konusunda uyaran, ABD ile müttefiklerinin bile İran’a karşı tüm kabiliyetlerini kullanmasına rağmen hiçbir yere varamadığını söyleyen Ruhani, “ABD ve İsrail’i dost bellemek Suudilerin stratejik hatası” dedi. “Yemen, Irak, Suriye ve Suudi Arabistan’da da refah istiyoruz, Dostluk, kardeşlik, karşılıklı yardımlaşmadan başka yol yok” diye ekledi. Beyaz Saray ise Husilerin Riyad’a füze saldırılarını kınayıp İran’ı suçlarken BM’ye “Tahran’ın Yemen’deki savaşı bölgesel çıkarlarını ilerletmek için sürdürdüğüne dair kanıtların ayrıntılı biçimde incelenmesi” çağrısı yaptı. Bu arada Lübnan cumartesi günü Riyad’da istifa açıklaması yapan Başbakan Saad Hariri’nin geri dönüşünü beklerken ABD ve AB demokratik Lübnan’a destek teyit eden açıklamalar yaptı. Ruhani Şaban Trump’tan Kim’e serenat Şam: Türkiye ve ABD işgalci güç Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın başdanışmanı Buseyna Şaban, Türkiye’yi “sömürgecilik ve işgalcilikle” suçladı. Lübnan’daki El Meyadin televizyonuna konuşan Şaban, “Türkiye günümüzde sömürgeci bir ülkedir, tıpkı Amerikan güçleri gibi topraklarımızda bulunmaları yasadışıdır. Bu konuyu topraklarımızdaki diğer yasadışı işgalci güçlere nasıl yaklaşıyorsak o şekilde ele alacağız” dedi. Ankara’nın “terörist” kabul ettiği YPG’nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından IŞİD’den alınan Rakka’dan Suriye hükümetinin vazgeçmediğini belirten Esad’ın başdanışmanı, Suriye’nin bölünmesi gibi bir durumun tartışmaya açılamayacağını da vurguladı. Şaban, “Her şey Suriyelilere ve Suriyeliler arasındaki tartışma sürecine bağlı. Suriye’nin bölünmesi ya da ülkenin bir bölümünün ayrılması veya federalizm tartışma konusu olamaz” dedi. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) ekimde düzenlediği bağımsızlık referandumu sonrası başına gelenlere dikkat çekerek “Irak’ta yaşananların SDG’ye ders olması gerektiğini” savunan Şaban, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in “Kürtlerle özerkliği müzakere edebiliriz” sözlerinin yanlış yorumlandığını öne sürüp “Hiçbir hükümetin ülkenin bütünlüğü konusunu herhangi bir grupla müzakere edeceğini sanmıyorum” dedi. ‘Suriye ordusu İdlib’i alacak’ Suriye’yi ziyaret eden ve Halep’te anlaşmalara imza atan İran dini liderinin başdanışmanı Ali Ekber Velayeti, Suriye hükümet güçlerinin yakın zamanda Suriye’nin doğusunu ve ardından daha batıdaki İdlib vilayetini yeniden kontrolüne almasını beklediğini söyledi. RusyaİranTürkiye arasındaki çatışmasızlık bölgeleri anlaşması kapsamında, Kaide kolu Nusra’nın kontrolündeki İdlib’e kısmen TSK ve ÖSO konuşlanmış durumda. Bu arada Irak’ın Suriye sınırındaki Kaim’i IŞİD’den kurtarmasının ardından Suriye de Irak sınırındaki Elbu Kemal’i aldı ve iki ordu ortak sınırda buluştu. Asya turundaki ABD Başkanı Donald Trump, Güney Kore’nin ardından Çin’e geçti. Geçen ay yeniden Çin Komünist Partisi lideri ve Devlet Başkanı seçilen, ABD’yi kendi içine kapayan Trump’ın tersine Çin’i küreselleşme şampiyonu yapmaya soyunan Şi Cinping, ABD Başkanı ile görüşmelerinden olumlu ve önemli sonuçlar çıkmasını beklediğini belirtti. Trump, Çin’de yasaklı olmasına rağmen Twitter’dan mesaj atmaya devam edip engelleme için kullanılan ‘Büyük Ateş Duvarı’nı deldi. ‘Zalim diktatöre’ teklif Trump, Güney Kore parlamento sunda yaptığı konuşmada ise Çin ve Rusya’nın Kuzey Kore ile ilgili BM yap tırımlarını tam manasıyla uygulaması nı talep etti. “Kuzey Kore’yi kült şeklinde yöneten zalim diktatör” Kim Jong Un’dan söz eden Trump, “ABD’yi sınamaması” için uyardığı Kim’e şöyle seslendi: “K. Kore senin dedenin hayal ettiği cennet değil, kimsenin hak etmediği bir cehennem. Biz size daha iyi bir geleceğe giden yolu teklif edeceğiz. Ama bu balistik füze geliştirmeyi durdurup nükleer silahları tümüy Yasak Şehir’i gezen Trump, Şi ile görüşmede ABD’nin aleyhine Çin’in aylık 26.6 milyar dolarlık dış ticaret le bırakmanızla başlayabilir.” Güney fazlasını ile Kuzey arasındaki askersizleştirilmiş bölgeyi (DMZ) ziyaretten sis nedeniyle vazgeçtiği açıklanan Trump, K. Kore’yi “terörizm sponsoru devletler” listesine koyup koymamaya Asya’dan dönüşte karar verecek. gündeme getirdi. İki lider 9 milyar dolarlık anlaşmalar imzaladı. Katalonya’da genel grev İspanya’da bağımsızlık ilanının ardından özerk yönetimi feshedilen, yöneticileri hapse atılan ya da sürgüne giden Katalonya dün genel greve gitti. Bağımsızlık yanlısı sendikaların çağrısı uyarınca protestocular sabah bölge çapında otoyolları ve tren hatlarını oturma eylemleri ve barikatlarla trafiğe kapattı. Ardından İspanya Anayasa Mahkemesi, Katalan parlamentosunun 27 Ekim’deki bağımsızlık ilanını geçersiz ve anayasaya aykırı bulduğunu ilan etti. Trump destekçileri seçimleri kaybetti ABD Başkanı Donald Trump’ın seçilmesinden bir yıl sonra yapılan iki eyaletteki valilik ve New York belediye başkanlığı seçimlerini karşı cephedeki Demokrat Partililer kazandı. Doğu kıyısındaki Virginia eyaletindeki valilik seçimlerinde zafer Cumhuriyetçi rakibi Ed Gillespie’yi yüzde 53.15 oyla geri bırakan Demokrat Ralph Northam’ın oldu. Virginia, 2018 Kongre seçimleri öncesinde barometre niteliği taşıyor. New Jersey’de ise ABD’nin eski Almanya Büyükelçisi Phil Murphy, Cumhuriyetçi aday, Vali Yardımcısı Kim Guadagno’yu açık ara farkla geçti. New York’ta belediye başkanlığı seçimlerini yine Demokrat Bill de Blasio kazandı. Kışlık Saray’da son gün “Gün büyük bir heyecan ve karmaşa içindeki şehre doğdu” diye anlatıyor John Reed, Batı’da “7 Kasım”a denk gelen; Rus takvimine de “25 Ekim” diye düşen Bolşevik Devrimi’nin ertesi sabahını. Olayları devrimin büyük tarih sahnesi “St. Petersburg”da yerinden izleyen tek Batılı gazeteci olan Reed, o devirde “Petrograd” diye bilinen başkentin atmosferini şöyle naklediyor: “Her şey görünürde sanki alabildiğine olağan ve sakindi. İnsanlar gece makul bir saatte yatmış, ertesi gün de işbaşı yapmıştı. Dükkânlar ve restoranlar açık, tiyatrolar faaliyette, resim sergilerinin ilanı durmaktaydı. Günlük yaşamın karmaşık ve savaş zamanlarında bile monoton rutini, her değin olduğu gibi geçerliydi. Sosyal organizmaların en büyük felaket anlarında dahi yemekten, içmekten ve eğlenceden vazgeçmeyen bu dayanıklılığı inanılmaz.” Sovyet Devrimi macerası Diane Keaton, Warren Beatty ve Jack Nicholson’un rol aldığı “Kızıllar/Reds” isimli Oscarlı bir filmle ’80’li yıllarda, sonra ölümsüzleşen John Reed’in bıraktığı bu müthiş sıra dışı gazetecilik mirasını unutmuştum. Taa ki “Sovyet Devrimi”nin 100. yılını betimleyen “Project 1917/1917 Projesi” isimli bir siteye girene kadar... Bunu daha önce de yazdım. “Devrimlere” alerjisi olan Putin, dünyayı değiştiren Bolşevik Devrimi’ni büyük vurgularla hatırlamak istemiyor. Bu yüzden Rusya’da “devrim” şaşaalı törenlerden çok sergiler, konferanslar, açık oturumlar gibi entelektüel aktivitelerle anılıyor. Tarihten ‘sosyal medya’ya İşte Rusça ve İngilizce hazırlanan “Project 1917” de, bu entelektüel girişimlerden biri. Hepsi de genç 40 araştırmacı, tarihçi ve gazetecilerden oluşan geniş bir takımın hayata geçirdiği “proje”; 20. yüzyılı tanımlayan “1917”yi, devrimin tüm karakterleri ve olayları ile bir “sosyal medya formatında” önümüze seriyor. Karakterlerin bizzat ağızlarından attıkları “twit”ler şeklinde tasarlanan sitede, son Çar II. Nikola’nın örneğin devrimin ertesi sabahı düştüğü “Hava bugün açık. Sıcaklık güneşte 11 derece. Bu sabah şömine için uzun uzun odun kırdım” notunu okuyoruz. Sabık Çar’ın bunca “alakasız bir twit”le gündeme gelmesinin nedeni, aslında o tarihte çoktan tahttan indirilmiş ve Urallar’ın göbeğindeki kuş uçmaz kervan geçmez Yekaterinburg kentine gönderilmiş olmasından kaynaklanıyor.    Çar’ın, 1917’nin şubat ayında daha tahttan indirilmesi üzerine, yerini St. Petersburg’da Kerenski başkanlığındaki bir geçici hükümet almış... Ancak “7 Kasım sabahı”, Kerenski de Kışlık Saray’dan yabancı delegasyonların arabasıyla kaçmaya zorlanmış... O gece, sonra Kışlık Saray baskına uğruyor ve Bolşevikler saraya girip, geçici hükümetten son kalan temsilcileri de toplayarak tutukluyorlar. Güz güneşi altında Yekaterinburg ormanlarında işte şömine için odun kesen ve ailesiyle kurşuna dizileceği trajik sona doğru hızla yaklaşan devrik Çar’ın olanlardan belli ki o saatlerde haberi yok. O yüzden hâlâ Mars’ta olduğu izlenimi yaratan satırlara imza atıyor.   Nâzım’ın anlattığı gibi Oysa tüm bir gün, o gün, telefon ve telgraf merkezleri, tren istasyonları ve gazete matbaaları gibi hayati güç noktalarını ele geçiren Bolşevikler, Çarlık başkentine hâkim olmuşlar. Lenin’in “Bugün Rusya’da yeni bir tarih başlıyor!” diye anonsladığı konuşması dağıtılmış, askeri birlikler teslim olmuş ve Kerenski hükümetinin devrildiği Bolşeviklerce ilan edilmiş. Bu olayların akışı işte, “Project 1917”de doğrudan tüm büyük aktörlerin bizzat bıraktıkları günlükler ve belgelerden birebir esasa sadık kalarak bir sosyal medya sitesi şeklinde, “flaş...flaş...flaş... son dakika” haberciliği üslubuyla aktarılıyor. Öyle ki “Kışlık Saray” baskınını bugün yaşanıyormuşçasına takip ediyor, gelişmeleri Lenin’in, Troçki’nin ve Kerenski’nin; çaresiz generallerin, dumur halinde olan bakanların, o tarihi doğrudan yaşayan Batılı diplomatların ve dönemin Rus entelektüellerinin penceresinden izliyorsunuz. “Project 1917”ye mutlaka göz atın. Muhteşem bir tarih gezisi yapacaksınız...   Nâzım Hikmet’in “Kışlık Saray”ında tanımladığı gibi tam: “Kışlık Saray’da Kerenski / Smolni’de Sovyetler ve Lenin; sokakta onlar.” Yemen’de Britanya silahı Britanya, Suudi Arabistan’a silah satışlarını Yemen saldırısının başladığı Mart 2015’ten beri yüzde 500 artırmış. The Independent’ın özel haberine göre saldırıların ilk iki yılında 4.6 milyar sterlinlik silah satan Britanya’nın ürettiği bombaların uluslararası hukuka aykırı, savaş suçu niteliğinde hava bombardımanlarında kullanıldığına dair çok sayıda kanıt var. Britanya, Yemen’e saldırı başladıktan sonra Riyad’a füze, bomba satışını yüzde 457 artırarak 1.9 milyar, Eurofighter dahil savaş uçağı satışlarını yüzde 70 artarak 2.6 milyar sterline çıkardı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle