02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 9 Kasım 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL/ASLAN YILDIZ TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 5 AKP’den offshore’u araştırmaya ret! AKP’li vekiller, HDP’nin verdiği önergenin kabul edilmesini engelledi Başbakan Binali Yıldırım’ın çocukları ve akrabalarıyla ilgili Paradise Papers’ta yer alan konularla ilgili soruşturma açılmasını istemesi üzerine, HDP’nin verdiği önerge TBMM Genel Kurulu’nda AKP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. CHP de dün offshore hesaplarını araştırma önergesi verdi. HDP’nin önergesi TBMM Genel Kurulu’nda dün ele alındı. HDP’li Mithat Sancar, “paradise papers” olarak anılan belgelerde Yıldırım’ın çocuklarına ilişkin belgeler bulunduğunu ifade etti. Sancar, “Ortada iki ihtimal olabilir: Vergi kaçırma ve vergiden kaçınma. Her ikisi bir arada gerçekleşebiliyor” diye konuştu. Vergiden kaçmanın ahlaki bir sorun olduğuna dikkat çeken Sancar, şunları dile getirdi: “Başbakan soruşturma açılsın diyor. Çocuklarımın dokunulmazlığı yok diyor. Ama bu sorulara yanıt verilmeli: Bu yatırımlarla ülkeye verdiği kayıp nedir? Bu ahlaki midir? Bu ilişkileri Türkiye’deki şirketler üzerinden yapsaydı Türkiye’de ödeyecekleri vergi nedir? Malta’da yaptıkları için elde ettikleri kazanç nedir? Şirketlerin faaliyetlerinin ne kadarı Türkiye’yle bağlantılı?” Yıldırım’ın çocuklarının Malta’da faaliyet gösteren bir şirketinin Türkiye’den ihale aldığını da söyleyen Sancar, “Sürekli yerli ve milliden söz eden bir iktidar net açıklama yapmalı. Yoksulun üzerinde vergi varken, Başbakan’ın çocukları vergi vermemek için başka ülkede şirket açıyor. Bunun hesabı verilmeli” diye konuştu. AKP’li Mehmet Şükrü Erdinç ise “AKP’ye ve millete karşı yapılmış bir itibar suikastıdır” di ye konuştu. Önerge AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. CHP’den de önerge CHP de dün konuyla TBMM Başkanlığı’na araştırma önergesi sundu. Önergede “Parti genel başkanları ile başbakan ve bakanların, vergi cennetlerinde bulunması muhtemel servetlerinin ve bunların kaynaklarının araştırılarak tespit edilmesi ve alınması gerekli tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz” denildi. l ANKARA ‘IstIfa etmelI’ Tezcan ‘Cennet Belgeleri’nde yer alan Başbakan Yıldırım’la ilgili bilgilere ilişkin, ‘Millete öbür, kendilerine bu dünyada cennet sunuyorlar’ dedi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, “Türkiye’nin Başbakanı offshore cennetinde çocuklarıyla, dayılarıyla, yeğenleriyle, akraba talukat yedi göbek sülalesi neredeyse off shore hesaplarıyla şirket kuruyor. Bir ülkenin başbakanın böyle bir meseleyi duyulduğu andan itibaren yapması gereken tek bir şey vardır, istifa etmek” dedi. CHP Genel Merkezi’nde Bülent Tezcan’ın gündeme ilişkin konuşmasından dikkat çekenler şöyle: Ahlaki değil: Vergi kaçırmak için, kendi ülkesinde vergi ödememek için çeşitli vergi cenneti ülkelerde şirketler kuruluyor. Başka ülkelerde kimin ne yaptığı onları ilgilendirir ama ne yazık ki Türkiye, bu kara tabloda bayrağı almış ve hükümet sayesinde tabloya girmeyi başarmış. Söz konusu belgelerle Başbakan Binali Yıldırım’ın çocuklarının da Malta’da şirketlerinin olduğu ortaya çıktı. Bazı rakamları hatırlayalım. AK Parti 2002’de iktidara geldi. 19882002 yılları arasında Türkiye’nin cari açığı 17.7 milyar dolar iken, AK Parti iktidarındaki 14 yılda, toplam cari açık 527 milyar 820 milyon dolar. Bu neyin işareti? Türkiye’nin ciddi biçimde paraya ihtiyacı var. Ama Türkiye’nin Başbakanı offshore cennetinde çocuklarıyla, dayılarıyla, yeğenleriyle, akraba talukat yedi göbek sülalesi neredeyse off shore hesaplarıyla şirket kuruyor. Hukuken doğrudur yanlıştır bir başka tartışma ama ahlaken yanlıştır. Ahlaken olmaması gerekir. Zembilli kazanç: Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok mu? Hükümet daha 10 gün önce tasarruf açıklaması yaptı. Ayşe teyzenin bileziğini, berberin, pazarcının dolar bozdurması için kampanya yaptılar. Ayşe teyze için, berber için yerli ve milli mesele ama Başbakan’ın yakınları için Malta’da vergi cennetlerinde zembilli kazanç. Bir ülkenin başbakanın böyle bir meseleyi duyulduğu andan itibaren yapması gereken tek bir şey vardır, istifa etmek. Açlık sınırı 1600 liranın üzerine çıkmış, yoksulluk sınırı 5 bin liranın üzerine çıkmış, ülke yoksulluk içerisinde ülkenin Başbakanı vergi cennetlerinde az vergi ödemek için milyon dolarlık şirketler kuruyor. Enflasyon son 9 yılın en yüksek oranında. Ülke yoksulluk içinde. Başbakan’ın çocukları az vergi ödemek için milyon dolarlık şirketler kuruyor. Bu anlayış başından itibaren dini siyasete alet eden bir anlayıştı. Millete gelince öbür dünyada cennet vaat ediyorlar, kendi kazançları, evlatları söz konusu olunca bu dünyada cennet. Kılıçdaroğlu soruları yanıtlarken ekrana bir karikatür yansıtıldı. Karkitür’de demokrasi durağında bekleyen Kılıçdaroğlu ile “Biz Türkiye’de uzun zamandır bekliyoruz” ifadeleri kullanıldı. ‘2019’da güç birliği yapacağız’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Dünya Demokrasi Formu’nun asıl oturumunda yer alan 4 konuktan biri oldu. Fransa’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Nathalie Loiseau, Yeni Zelanda eski Başbakanı Helen Clark ve Kanada Başbakanı’nın Avrupa Özel Temsilcisi Stephanie Dion ile, Kenyalı gazeteci Uduak Amimo’nun sorularına yanıt veren Kılıçdaroğlu, en çok soru alan konuşmacıydı. 2019 stratejisinin ne olacağı ve farklı güçlerle işbirliği yapıp yapmayaca ğı sorusuna Kılıçdaroğlu “güç birliği yapacağız” diyerek yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Nasıl Marx geçmişte bütün işçilere birleşin demişse, biz de 21. yüzyılda ‘dünyanın bütün demokratları birleşin’ demek zorundayız. Ayrımcı politikalara karşı katkı vermek için dünyanın bütün demokratları birleşmek zorundadır, birleşmezse dünyanın geleceği parlak değildir” dedi. PKK çadırına karşı olduğunu tekrarlayan Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun nasıl çözüleceği sorusuna ise “Daha fazla demokrasi ve özgürlük ile” diye konuştu. Kılıçdaroğlu ardından da “Eğer demokrasi ve özgürlüğü Batı standartlarında getirirseniz Kürt sorununu da çözmüş olursunuz” karşılığını verdi. “Popülizm bir sorun mu” sorusuna yanıt veren Kılıçdaroğlu, popülizmin panzehirinin eğitim olduğunu belirterek “Eğitimin güçlü olduğu toplumlarda demokrasi gelişir, çünkü demokrasilerde inanç ve etnik kimlik üzerinden siyaset yasaktır” diyerek vurguladı. Avrupa Konseyi’ne ‘katkı kesme’ resti! Türkiye’nin AK bütçesine her yıl 20 milyon Avro daha fazla yardım yapması kararından vazgeçildi. Kılıçdaroğlu karara tepki gösterdi Türkiye’nin Avrupa değerlerine verdiği önemi vur gulayarak 2016 yılında, Avrupa Konseyi’nin (AK) bütçesine her yıl 20 milyon Avro daha fazla katkı verme kararı sa dece 2 yıl sürdü. DUYGU GÜVENÇ Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçen günler de AK Genel Sekreteri Jagland’a gönderdiği mektupta Vaclav Havel ödülünün tutuklu bulu nan eski Yarsav Başkanı Murat Aslan’a verilmesi nedeniyle bu katkıyı keseceğini iletti. CHP li deri Kemal Kılıçdaroğlu da ka rarı eleştirdi. Bu kararla birlik te Türkiye’nin AK Parlamen terler Meclisi’ndeki 18’e çıkan milletvekili temsil sayısı yeni den 12’ye düşecek ve Türkçe, konseyin resmi dillerinden biri olmayacak. Avrupa Konseyi’nde dü zenlenen Dünya Demokra si Forumu’na katılan Kılıçda roğlu, Genel Sekreter Thorbjon Jagland’ın yanı sıra Venedik Komisyonu Başkanı Gianni Buchicchio ve Fransa’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Nathalie Loiseau ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Konsey Daimi Temsilcisi Erdoğan İşcan’ın onuruna verdiği yemeğe katıldı. Jagland ile görüşmesine İşcan’ı da alan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin konseye verdiği katkıyı azaltma kararını da eleştirdi. Kılıçdaroğlu ve Jagland, görüşmelerin ardından kameralar karşısına geçti. Jagland, Türkiye’nin kararını anlamaya çalıştığını belirterek şunları söyledi: “Çavuşoğlu’ndan bir mektup aldım. Mektup, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne büyük donör olarak kalmayı sürdürmeyeceğini ifade ediyordu. Şu anda nasıl bir takvim işleyeceğini henüz bilemiyorum. AK’nin ve AİHM’nin finansal açıdan her türlü desteğe ihtiyacı vardır” dedi. ‘Burada öğrendim’ Kılıçdaroğlu da Türkiye’nin şaşırtan bu kararını Strazburg’a gelince öğrendiğini belirterek “Sağduyunun egemen olmasını isterim. Türkiye’nin büyük donör olarak yer alması bizim için çok önemli” dedi. Jagland, Türkiye’nin bu aşamada konseye ve sözleşmeye yönelik taahhütlerine uymayacağına dair bir işaret almadığını söyledi. Jagland, OHAL Komisyonu’nun vereceği kararların, yeterli bir onarım mekanizması olup olmayacağını da göstereceğini belirterek, komisyon’dan sonra AİHM’e başvuru kapısının açık olacağına işaret etti. Bu kararın, Dışişleri Bakanlığı’nda temsil giderlerinin azaltılması için yayınlanan genelgeden kısa bir süre sonra verilmesi de dikkat çekti. Ancak Türkiye, bunu bütçesindeki kısıtlama ile değil, Arslan’a verilen ödüla gösterdiği tepkiyle açıkladı. Kavala çağrısı Jagland ve Kılıçdaroğlu, Osman Kavala’ya yönelik tutuklama kararını eleştirdi ve serbest bırakılmasını istedi. l STRAZBURG Yüzde 3 yeter: Seçim barajı ile ilgili bizim düşüncemiz çok net. Barajlı seçim, barajlı demokrasi demektir. Biz seçim barajı olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Israrla belli bir barajda mutabakat aranıyorsa belki yüzde 3 düşünülebilir ama arzu edilen hiç olmamasıdır. Yüzde 10 kabul edilebilir bir baraj değildir. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’nin adayı Zekeriya Temizel CHP, İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel’i TBMM Başkanlığı’na aday gösterecek. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, adaylık sürecinin başlamasının ardından gelecek hafta grup başkanvekilleri olarak TBMM Başkanlığı için Temizel adına adaylık başvurusunda bulunacaklarını açıkladı. Özel, şöyle konuştu: “Tutuklu milletvekilleri olan bir Meclisin yapa cağı her seçim eksiktir, aksaktır ve sakattır. Bu şartlar altında tüm partilerin milletvekileri tarafından deneyimi ve bilgisiyle saygı duyulan Temizel’in, bu makama tüm milletvekilerimizin tamamının ittifakıyla aday gösterilmesi uygun görülmüştür. Meclis’i yönetirken en adil ve hakkaniyetli davranacak kişi Temizel olduğundan, destek bekliyoruz.” l ANKARA Elde var hüzün... Ateşin sıçradığı yerde bir adam uyuyordu... O saatlerde susmak rüzgâr çığlığı gibiydi ve sıkıntılı bir bulutun unutulmuş aşklar bahçesinde dolaştığı belliydi... Haydarpaşa Garı’nda o sabah görmüştüm adamı... Sonbahar önce ağaçlara vurmuştu ilk darbesini, sonra adama!.. Hani, Oktay Rifat’ın “Sonbaharda Buluşma”sı vardır ya, “bulut urbalar toprak galoşlar giydim”; Sevdalı, deli; yapraklı yollar gibiydi adam... Az sonra Eminönü vapuru kalkacaktı... Adamın gözleri masmaviydi... Ben, onu uzaktan seyrediyordum... Eski bir güneşe doğru bakar bir hali vardı uyandığında; zamansız terk edilişlerden yorgun düşmüştü bakışları... Dün sabah uyandığımda ateşin sıçradığı yerde uyuyan ve sonra uyanan adamı anımsadım... Sonbahar geçmiş, kış gelmişti... Yorgun kış bahçelerini anımsadım, tam bir yıl önce mavi gözlü başka bir adamın Tarabya’da siyah saçlı kadınla tartıştıklarına tanık olmuştum... Hüzünlü bir yakarış vardı adamın gözlerinde... Kadınsa hiç umursamıyordu!.. Adam, kadının elini tutmuştu tartışma sürerken... “Sen beni terk etsen de ben senin peşini bırakmayacağım.” Tam o sırada güneş ve gökyüzü sanki alev alev yanıyordu... Bense bir sesle irkilmiştim: Öyle sevdalar vardır, biter biter başlar; Buruk tatlar vardır, ağızda sürüp giden; Bir aşka vuran güneş kolay batmıyor. HHH Kör bir uykunun içinde ışıkları olmayan geceler siyahın ortasına damlamış bir yeşile benzer!.. Hüzün, coşku, acı, sevinç, umut ve umutsuzluk!.. Behçet Necatigil’in “Sevgilerde” yakaladığı gizli bahçelerde açan çiçekler mevsimlerin telaşlarında çabuk büyürdü eskiden... Haydarpaşa Garı’nda gördüğüm adam, Tarabya’daki kadın ve erkek çekingen, tutuk aşkların, terk edilişlerin türküsünü söylüyorlardı bana sorarsanız... Baharla uyanan ağaç nasıl dal dal açarsa, gizli tazeliğin türküsü, aşk denilen o sözü göz kamaştırıcı bir ışığa dönüştürür... Aşk büyürse eğer tıpkı bulutları arasından gözüken aya benzer!.. Bit, dersin bitmez!.. Git, dersin gitmez!.. O zaman ister istemez Özdemir Asaf gelir aklınıza: Sana gitme demeyeceğim Üşüyorsan ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar Yanımda kal. Bir iç çekiş vardır insanın yüreğinde, kuru bir ayaz ya da fırtına!.. Kadın, “Son kez geliyorum buraya” der, kaçışın hazırlığı içindeyken. İçindeki acı bir düğüm olduğu halde hiç belli etmez... Zaman acımasızdır. Anlatılması güç dayatmalar o kaçışı hızlandırır... Sanırım o sırada en güçlü yanıt Cemal Süreya’dan gelir: Bende tarçın sende ıhlamur kokusu Az mı dolaştık başkentin sokaklarında Ama işte şölenin kaçınılmaz acısı Bizim payımıza düştü sonunda Aşkımız şimdi görklü bir hayatın Yabancıya berbat çevirisi Sen metinde üç beş satır atladın Ben geçmiş zamanda doldurdum fiilleri HHH Ateşin sıçradığı yerde uyuyan adam, Tarabya’daki kadın ve erkek acaba şimdi neredeler?.. Işığın tutkusuyla kırılmış yaşam, hayatın içindeki küçük öykücükler, yalnız aşkta rastlanan o seçkin nokta geriye kalan tüm kelimeleri alıp götürür Cemal Süreya’nın dizelerinde... Cemal Süreya, “Unutma ki” diyor ve ekliyor: “İnsanlarımız gibi aşkımız da kazılarla bulacak kendi güneşini.” Gökyüzü mavilere kuşanmış ve beni kış güneşiyle buluşturuyor!.. Diyorum ki: “Ağzının şafağında volkan gülleri hiç solmasın, korkunç güzellik halkların havasına yayılsın ve aşk hiç bitmesin!” l KAHRAMAN’DAN GARİP YANIT: Email gönderiyoruz internette de var! Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Adalet Bakanlığı’nın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gönderdiği, “Milletvekillerinin cezaevinde bulunmasının yasama faaliyetlerine engel olmadığı” yazısı üzerine, 10 Ekim’de TBMM Başkanlığı’na bir dilekçe vererek, Parlamento üyelerine iletilme yükümlülüğü olan yasama faaliyetleriyle ilgili gündemin, tutuklu bulunan milletvekillerine gönderilmesini istedi. Demirtaş’ın dilekçesine yanıt veren TBMM Başkanı İsmail Kahraman, “Komisyonların toplantı çağrı yazılarının ilgili milletvekillerine teslimi ile komisyon raporlarının (sıra sayısının), Genel Kurul gündeminin, gelen kâğıtların, yazılı ve sözlü soru cevaplarının, sıra sayısı olarak basılmış gensoru önergesinin, Meclis soruşturma sı önergesinin, Karma Komisyon raporunun ve devamsızlık cetvelinin milletvekillerine dağıtımı; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu’nun 12’nci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (ç) bentlerine göre TBMM yerleşkesinde yeni halkla ilişkiler binasında kendilerine tahsis edilen odalardaki sekretaryaya yapılmaktadır. Ayrıca, sayın milletvekilleri ile sekretarya çalışanlarının eposta adreslerine email gönderilmektedir. Bununla birlikte bütün yasama ve denetim dokümanları ‘www. tbmm.gov.tr’ adresinden yayımlanmakta ve ilan tahtasına asılmaktadır. Siyasi parti grup başkanları ile başkanvekillerine ise grup sekretaryalarına istem adedine göre yeterli sayıda yasama dokümanı teslim edilmektedir” dedi. lDHA İYİ Parti’de iki sürpriz istifa Meral Akşener öncülüğünde kurulan İYİ Parti’de istifa sürprizi yaşandı. Partinin Kurucular Kurulu ve Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Cevher Cevheri ile Akşener’in memleketi Kocaeli’den il başkanı olarak seçilen Haluk Ulusoy, istifa etti. Sosyal medya hesabından yaptığı “Devlet Bahçeli, Allah bir an önce senin helvanı yemeyi nasip etsin” paylaşımı nedeniyle MHP tabanının tepki gös terdiği Ulusoy’un “sağlık sorunları nedeniyle istifa ettiği” belirtilirken, Cevheri’nin ise “geçen haftalarda belirlenen partinin Başkanlık Divanı’nda yer almadığı gerekçesiyle istifa ettiği” ileri sürüldü. Öte yandan partinin Ankara Mustafa Kemal Mahallesi’nde bulunan ve henüz inşaat halinde bulunan genel merkez binasının açılışı da 11 Kasım Cumartesi resmen yapılacak. l SELDA GÜNEYSU/ ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle