03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 6 Kasım 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İstiklal’i inşaat, Bağdat’ı Kirkzaialramaracndı bıüuuşlzemarkdaeı n dönüşüm vurdu Devam eden yenileme ve inşaat faaliyetlerinin etkisiyle alışveriş caddelerinde uluslararası ve lüks marka sayısı azalırken boş mağaza sayısı da gittikçe artıyor Türkiye’nin önde gelen alışveriş ve sosyalleş veriş caddelerinde işler nasıl gidiyor? Toğrul Gön me alanlarından İstik den: Perakendede lal ve Bağdat caddelerin sıkıntı var. Kiralar de son yıllarda büyük değişim yaşanıyor. İstik Şehriban Kıraç hem caddelerde hem AVM’lerde gerile lal Caddesi’nde cami ve di. Eskiden metreka tramvay inşaatı nedeniyle bir re başına 280 dolar kira alır çok marka kapsına kilit vurur ken şimdi 210 dolarlara düş ken, Bağdat Caddesi’nde de tü. Yüzde 2530 arasında dü kentsel dönüşüm kapsamında şüş var. İstiklal Caddesi’nde 5 binadan biri yıkıldı. İki üç son kiralamaların ortalama yıl öncenin buluşma adresleri sı 70 doların da altına indi. şu anda harabeyi andırıyor. İstiklal’de çok farklı sıkıntı Dünyanın önde gelen tica lar var. Yerler kazılmış, tram ri gayrimenkul danışman vay çalışmıyor, tursit sayı lık şirketlerinden Cushman & sı düştü. Yaptığımız araştır Wakefield’in ortaklarına göre malara göre güvenlik endişe devam eden yenileme faaliyet leri hem ziyaretçiler hem de lerinin etkisiyle bu caddeler perakendeciler üzerinde bas de uluslararası ve lüks marka kı oluşturuyor. Bu durum ya sayısı azalırken, boş mağaza ya trafiğini de olumsuz etki sayısı da artıyor. liyor. İstiklal’in çehresi ulus Cushman & Wakefield Tür lararası markaların çıkmasıy kiye Yönetici Ortakları Tuğ la değişiyor. Yerine daha çok ra Gönden ve Toğrul Gönden yerli markalar geliyor. Bağ ile Türkiye’nin alışveriş cad dat Caddesi’nde kentsel dönü deleri ve sektörün sorunları şümün büyük bir etkisi var. 5 nı konuştuk. binadan biri yıkılmış. Mağa 5 binadan biri yıkılmış zalar boş. İnsanlar bunu sevmiyor. Teşvikiye Caddesin n Perakende sektörün de bile boş mağazalar görü de nasıl bir hava var, yorsunuz. Abdi İpekçi’de boş Türkiye’nin en önemli alış mağazalar var. Bu önemli bir sıkıntı. Kur indirimi veya TL kirası vermeyen bir mülk sa hibi neredeyse kalmadı. Bu nu yapmak zorundalar çün kü mağazalar boş kalacak. Talep düştü En büyük risk kur n Şu anda sektörde en büyük risk nedir? Toğrul Gönden: Risk hep aynı, döviz kuru ve güvenlik. Ama pazar payı kazanmak için en doğru dönem. Bazı perakendeciler Türkiye’de doygunluk noktasına ulaştı. Yurt dışına çıktı. n Cushman & Wakefield olarak Türkiye pazarında neler yapıyorsunuz? Gönden: Şirket olarak ticari gayrimenkulde faaliyet gösteriyoruz. Konut tarafının sadece değerlendirme tarafında varız. Ofis kiralama, perakendecilere hizmet veriyoruz mağaza kiralıyoruz, derleme ve danışmanlık hizmetlerimiz var. Arsa satışları, yatırıma aracılık, yatırım danışmanlığı yapıyoruz. Mağazaların tadilat projelerini yönetiyoruz. Ciddi bir araştırma departmanımız var. Türkiye’de 40 kişiyi aşkın ekibimiz var. n İstiklal’de, mağazaları kiralama süresi uzadı mı? TOĞRUL Gönden: Kesinlikle uzadı. İstiklal’e talep çok ciddi düştü. Perakendecilere oturup da “İstiklal’de mağaza istiyor musunuz” demiyoruz açıkçası. Rumeli Caddesi’ne talep arttı diyebiliriz, Teşvikiye halen iyi. Abdi İpekçi henüz o noktada değil, hâlâ çok durağan bir talep seviyesi var. Diğer taraftan da farklı caddeler ortaya çıkıyor. Sektörde fırsatlar da ciro beklentisi düşmüş olabilir ama kiralar da düşüyor. Kira daha yüksek oranda düştüyse mağazayı daha kârlı hale getirebilirsiniz. n Bu caddelerin eski hareketliliğe ulaşması için ne kadarlık süre gerekiyor? TOĞRUL Gönden: Bağdat Caddesi’nin yenilenmesi gelecek 5 senede bitecek demek durumunda değilim. Ama büyük oranda yenilendiği için daha iyiye gideceğini düşünüyorum. 2018’de yeni mağazalar olacak Bağdat’ta. Bu da yeniden ivme kazandıracaktır. İstiklal için söylemek çok zor. Turizme çok endeksli. Teröre en çok duyarlılık gösteren yer. Yol çalışmalarının gerçekten bitmesi gerekiyor. Gezi’den beri bekleme n Darbe girişiminden sonra yabancılar Türkiye’ye gelmemeye başladı, sizin sektörde yatırım açısından bir çekingenlik oldu mu? TUĞRA Gönden: Tabiki tedirginlik oldu. Ama bu güvenlik durumuyla ilgili bir şey. Uluslararası kurumsal yatırımcılarla sürekli temastayız. Bir örnek vereyim Darbe girişimi oldu, OHAL ilan edildi. Yabancı bir yatırımcı dedi ki “Mevzuat gereği OHAL olan ülkede yatırım yapa mam. Güvenlik gereği elemanlarımı ülkeye yollayamam. Kusura bakmayın seviyorum ama böyle bir ortamda yatırım yapamam.” Güven çok çok önemli. Bilgi ekskliği de var. Darbe girişimini bile ülke olarak çok iyi anlatmış değiliz. Almanya’da fuara gittik karşımıza çıkan şu: Belki seneye gelirim... Temasları sıcak tutmak, yakından bilgilendirmek, elinden tutmak yönlendirmek çok çok önemli. İyi gelişmeler de var çünkü. n Yabancılarda bir beklegör süreci mi var? TUĞRA Gönden: Aslında Gezi’den beri var. Yavaş yavaş artan. Bulunduğumuz güne kadar çok dinamik ve değişken bir ortam var. Her şeye rağmen hala çökmediysek iki çeyrekte yüzde 5’lik büyüme gösterdiysek, iyi şeyler de oluyor. Bunun en büyük destekçisi de inşaat sektörü oldu. Birkça senedir takip ediyoruz, diyelim ki yabancı oyuncu çekildiyse Türk oyuncu gelip dolduruyor. Parlayan yıldızdı n Ofis kiralamada işler nasıl gidiyor? Tuğra Gönden: Ofis ki ralamada işlem hacminde azal ma görüldü. 2015 seviyesini ge çeriz belki bu sene. Yaklaşık 300 bin metrekarelik A sınıfı ofis iş lemi gerçekleşiyor. Kiralamalar yüzde 90 döviz. Kiralamada TL’ye dönmek için sinyaller alı yoruz ama tek tük. İstanbul’un her yerin de projemiz var. Ofis Türkiye için beş yıl önce parlayan yıldız dı. Bu vaatle birlik te bu kadar çok ofis yapıldı. Fakat 2013 te başlayan sıkıntı BYOÜZŞDLUEK21 “Yılın ikinci çeyreğinde İstanbul’daki ofislerin yarısından fazlası Levent, Maslak, Gayrettepe, Zincirlikuyu ve Esenyurt Bölgesi’nde kiralandı. Söz konusu dönemde geçen senenin aynı dönemine göre, yaklaşık iki kat ar tışla 82 bin 774 metrekare yeni ofis alanı tamamlanarak piyasaya girdi. Boşluk oranlarına bakıldığında ise yüzde 21 ile bu yılın birinci çeyreğine göre sabit kaldı.” lar, azalma yaşattı. Düzelirse yine bölgesel üs konumuna gelirsek çok daha farklı şeyleri konuşuruz. Hâlâ çok fazla şirket ŞişliMecidiyeköy’de apartman dairesindeler. n Fiyatlar düştü deniliyor, şu anda ticari gayrimenkul almak için iyi zaman mı? Tuğra Gönden: Türkiye’de ürünle alakalı birtakım sıkıntılar var. Kurumsal yatırımcı açısından söylüyorum, keşke diyebilsem ki elimizde çok iyi ürünler var. Yabancı kurumsal yatırımcıyı ilgilendirecek ürün o kadar az ki. Mülkiyet yapısı bunun sebebi. Kat kat o yerlerle kimse uğraşmaz. Riski de almaz. Ürün sayısıarttıkça cazibe de artacak. Bunları daha çok büyük gayrimenkul yatırım fonları ve yabancı devlet fonları için söylüyorum. n Kriz var diye ofis kiralarında sözleşme süreleri kısaldı mı? Tuğra Gönden: Normal şartlarda 5 yıllık yaparsınız. Kısaltmaya yönelik teklifler yok. Türkiye Singapur’un yatırım radarında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye Singapur İş Konseyi Başkanı ve Akfen Holding Üst Yöneticisi (CEO) Süha Güçsav, kişi başına düşen 55 bin dolarlık gelirle dünyanın en zengin ülkeleri arasında bulunan Singapur’un Türkiye’yi yatırım radarına aldığını söyledi. Güçsav, ilk olarak 2007’de Akfen Holding ile başlayan Singapurlu şirketlerin Türkiye’ye yönelik ilgisinin NEF ve Ağaoğlu projeleri ile devam ettiğini belirterek, iki ülke arasında iki ay önce uygulamaya giren yeni ticaret anlaşması ile bu ilginin daha da arttığını ifade etti. Güçsav, “Büyük olan işler de arkadan gelecek” diyerek, iki ülke arasındaki ticaret hacminin birkaç yıllık süre içerisinde 5 milyar dolar seviyesine ulaşacağını öngördüklerini kaydetti. l Ekonomi Servisi Zeytin üretimi 2 milyonu aşacak Dünyada 15 ila 22 milyon ton arasında değişen zeytin üretiminde İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın gerisinde kalan Türkiye’de, bu yıl 2.1 milyon ton zeytin üretimi yapılması bekleniyor. Türkiye’deki zeytin üretiminde ilk kez 2 milyon tonun aşılacağını belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bu üretimin iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, zeytin ürünleri ihracatına önem verilmesi gerektiğini aktardı. Zeytinin 460 bin tonunun sofralık, 1 milyon 640 bin tonunun ise yağlık olacağını dile getiren Bayraktar, “Hedef yalnızca üretim artışı olmamalı, artan üretimin en iyi şeklide nasıl değerlendirileceği üzerinde de titizlikle durulmalı” dedi. Sadece zeytinyağı ihracatından İtalya’nın 1.6; İspanya’nın ise 3 milyar dolar kazandığına dikkat çeken Bayraktar, Türkiye’nin zeytinin anavatanı olarak 190 milyar doların çok daha üzerinde ihracat yapması gerektiğini ifade etti. l Ekonomi Servisi Mevduatın yarısı milyonerlerde Hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan mudiler, eylül sonu itibarıyla sahip oldukları 863 milyar lira ile toplam mevduatın yüzde 52.8’ini elinde bulunduruyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, yurtiçi ve yurtdışı yerleşik mudilerin bankalardaki toplam mevduatı eylül sonu itibarıyla Aralık 2016’ya göre yüzde 13 artarak 1 trilyon 635 milyar 164 milyon liraya yükseldi. Geçen yıl sonunda toplam mevduat 1 trilyon 453 milyar 192 milyon lira düzeyinde gerçekleşmişti. Geçen yıl sonunda hesabında 1 milyon lira ve üzeri parası olan mudi sayısı 115 bin 896 olurken, bu mudilerin bankalardaki toplam mevduatı 775 milyar 142 milyon lira olarak kayıtlara geçti. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Ilımlı mı dediniz? AKP’de temsil edilen siyasal İslam, radikal İslamdan onun Vahabi, Selefi, IŞİD türü versiyonlarından farklıdır. AKP’nin lideri Cumhurbaşkanı “Biz demokratlar” gibisinden ifadeler kullanıyorsa, ülkede seçimler yapılıyorsa, hatta siyasal İslam seküler bir refleksle kendini milliyetçilik yağına bulamaya çalışıyorsa, laik aydınlanmacı, pozitivist özellikleriyle bilinen Kemalizmin söyleminden kimi parçaları cımbızlayarak kullanmaya, hatta Atatürk adını telaffuz etmeye başlamışsa, AKP’nin yükseliş döneminde vurgulandığı gibi, Türkiye’de ılımlı (liberaldemokratik pratiklerle uyumlu) bir İslamdan, onu temsil eden bir partinin yönetiminden söz edilebilir... diye düşünüyorsanız, yine yanılıyorsunuz? Dün dünle beraber gitti... Dün Büyük Ortadoğu projesinin eşbaşkanıydık. Radikal İslama karşı en iyi güvenceydik. İçerde ve dışarda, liberal, Avrupalı dostlarımıza ılımlıdemokratik bir İslamcı yönetim olabileceğini kanıtlıyorduk. Bunlar dünle beraber gitti. Artık iktidardayız. Ülkenin kültürünü, devletinin yapısını, siyasetinin sınırlarını istediğimiz gibi şekillendiriyoruz. Artık kimliğimizi, projemizi açıkça sergileyebiliriz. Artık, “davranış biçimlerinin bir sonraki kuşağa genetik olmayan yollarla aktarımı” olarak da tanımlayabileceğimiz kültürün yeniden yapılanmasına odaklanabiliriz. Ekonomi, üretim araçlarının yenidenüretimi; siyaset, disiplin ve cezalandırma araçlarının, kadroların yenidenüretimi olmadan yaşatılamıyor. Ekonomide ve siyasette yenidenüretim araçları da ancak kendilerine uygun bir kültür içinde işliyor. Kültür de maddidir ve mutlaka denetlenmesi gerekir. Eğitim sistemi önemli! Cinsiyet, bedenlerin denetimi ve kullanımı önemli. Okullarda müfredat değişmeli, yükseköğretimde dini kültüre yer açılmalı, örneğin, şeytan çıkartmayı öğretebilecek, geliştirebilecek eğitmenlerimiz olmalı. Eski rejimden kalan kadın haklarına, çocukların yetişkinlerin cinselliğinden korunmasına ilişkin kısıtlamalar kaldırılmalı. Örneğin, evlilik ve aile düzenlemeleri artık müftülüğe, anaokulu düzenlemeleri Diyanet’e bırakılmalıdır. 6 yaşından küçüklere evlenmeyi pedofili olarak tanımlamakta ısrar edenler susturulmalı. Yasalar da, geçen hafta Pakistan’da yüksek mahkemenin vurguladığı gibi, kızların evlilik yaşını dini ilkelere göre düzenlemelidir. Artık kadınların sokaklarda istedikleri gibi açık saçık, şortla, kısa etekle, türbansız filan dolaşmasını da, gerek anında fiili müdahalelerle bu bağlamda Mısırlı bir hukukçunun, geçen hafta yırtık kot pantolonla gezenler için söylediklerini anımsamakta yarar olabilir , gerekse örf ve âdetlerimize aykırı giysileri yasaklayan kanunlarla bir son vermek, bu tür davranış tarzlarının gelecek kuşaklara aktarılmasını önlemek gerekir. Evet ama yetmez Ama bunlar yetmez, tüm Ortadoğu bölgesi ve İslam dünyası liderliğimiz altında şekillenirken, artık ılımlı İslam kavramını, bizim projemizin meşruluğunu üzerine gölge düşürecek gelişmeleri, bir ABD komplosu, Büyük Ortadoğu Projesi unsuru olarak tümden ve açıkça mahkum etmeliyiz. Bu ve benzeri komploların cazibesine kapılacak dostlarımızı, örneğin Vahabi İslamdan uzaklaşarak “Ilımlı İslama dönmekten” söz eden Suudi Arabistan Veliahdı Salman’ı uyarmalıyız (Sabah, Yeni Şafak). Bu çok tehlikeli bir oyundur, İsrail’e alet olmaktır. İslam dünyasında büyük tartışmalara kapı açmaktır. “Ilımı İslama dönmek” yönündeki açıklamalardan sonra Suudi rejiminin Selefi akımlara maddi manevi desteği de gerileyecek, bu vb. benzeri akımları destekleyen kimi kayaklar kuruyacaktır. Tüm bunlar, Türkiye’nin yeni Osmanlı rejiminin bölgedeki etkisini sınırlama komplosunun parçalarıdır. Ilımlı İslamı savunan açıklamalar, Arap milliyetçiliğini güçlendirecek, Arap olmayan İslam ülkelerini dışlayacaktır. Ülke içinde projemizi tehdit eden tüm unsurları seçim kazanmak gibi ayrıntılara takılmadan hızla tasfiye etmemiz, ülke dışında liderliğimizi koruyabilmek için Ilımlı İslam projesine şiddetle direnmemiz gerekiyor. KISA...KISA n TAİDER Aile İşletmeleri Derneği’nin “Kuzey Yıldızı: Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik Projesi” kapsamında verilen ödüller sahiplerini buldu. Büyük Ölçekli İşletmelerde Sun Tekstil, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler kategorisinde ISM Makine ödül aldı. n Doğuş Grubu’nun, Soma maden felaketinin ardından başlattığı sosyal yardım projesi tamamlandı. 301 madencinin ailelerine yönelik inşa edilen mahallede, 13 blokta 306 daire sahiplerine teslim edildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle