29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 28 Kasım 2017 2 Melez sınav sistemiDEĞİŞEN SINAV SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER TEKRAR DEĞİŞTİRİLDİ! haber EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: EMİNE BİLGET Liselere giriş sisteminin son hali, şimdiye kadarki resmi açıklamaların ortası oldu. 135 dakika sürecek sınavda mola yok, inkılap tarihi kadar din dersi sorusu var Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, katıldığı TRT Haber canlı yayınında TEOG’un kaldırılmasının ardından getirilen yeni sisteme ilişkin değişiklikleri açıkladı. Yeni liseye geçiş sisteminde nitelikli okullar için yapılacak sınav 90 soru, süresi 135 dakika olacak. Bu kapsamda çocuklar sınavda 20 fen, 20 matematik, 20 türkçe, 10 inkılap tarihi ve Atatürkçülük, 10 din kültürü ve ahlak Bilgisi, 10 yabancı dil sorusu ile karşılaşacak. Sınavda açık uçlu soru ise olmayacak. Liseye geçişte okul başarı ortalaması dikkate alınmazken, sınav ücretsiz olacak. Bakan Yılmaz’ın canlı yayında yaptığı açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: l Sorular 8. sınıftan: Geçmiş yıllara dönerseniz bu bir şekilde dershaneciliği veya ilave yardımcı kaynakları aramaya iter diye görüş geldi. Dolayısıyla da bu sistemde sadece 8. sınıflardan soru sorulacak. Bizim okullarımızın kitapları, okullarımızda işlenen müfredatlar esas olacak. l 90 soru 135 dakika: Daha önceki açıklamamızda 60 soru sorulacağını söylemiştik. Yükseköğretim Kurulu’nun soru sayısını artırması üzerine biz de soru sayısını 60’tan 90’a çıkardık. 90 soru için 135 dakikalık süre verilecek. 20 fen, 20 matematik, 20 Türkçe, 10 inkılap tarihi ve Atatürkçülük, 10 din kültürü ve ahlak bilgisi, 10 yabancı dil sorusu sorulacak. Sınav tek oturumda yapılacak. Belki arada yaş grubu dikkate alınarak bir 10 dakika ara verilebilir. l Açık uçlu sorulmayacak: Açık uçlu sorulara hazırız ancak toplumda ‘Bunun değerlendirmesini objektif olarak yapabilmek mümkün değildir’ şeklinde bir algı var. Dolayısıyla yeni bir tartışmaya yol açmamak için açık uçlu soru sormamayı kararlaştırdık. l Okul notu etkili olmayacak: Okul notu dikkate alınmayacak. Tercih, ev yakınlığı, ortaokul kaydı esas alındığında öğrenci okula yerleşmiş olur. Güzel sanatlar, spor liseleri eskiden olduğu gibi öğrencilerin yeteneklerini ölçebileceği bir sınavla kayıt alacaklar. 81 güzel sanatlar lisesi var. Toplam öğrenci sayısı 14 bin 743. 93 tane sosyal bilimler lisesi var ve 36 bin 780 öğ İlahİyat’a özel düzenleme TRT’deki açıklamasından sonra Antalya’da Kepez Anadolu Oyuncak Müzesi’ni gezen Milli Eğitim Bakanı, burada gazetecilerin yeni sisteme dair sorularına yanıt vermedi. Ücretliye 5 yıl sonra mülakat Ücretli öğretmenliğin koşullarına ilişkin eleştirilerin ardından çalışma yaptıklarını dile getiren Yılmaz, “Kanuni değişiklik yapacağız. Bizde beş yıl ücretli öğretmenlik yaparak, öğretmenlik tecrübesini kazanmış kimselere, üç katı kontenjana girme şartı olmadan mülakat hakkı konusunda bir imtiyaz tanıyacağız. Bu da onların uğradığı kaybı biraz giderecektir” dedi. renci okuyor. 5 bin 490 öğrencimiz spor lisesine, 5 bin 790 öğrencimiz güzel sanatlara, 9 bin 60 öğrencimiz sosyal bilimlere, 33 bin 810 öğrencimiz de fen lisesine gidebilir. l Sınav ücretsiz: Öğrencinin ikametgâhı değişirse okul da değişecek. Sınav ücretsiz olacak. Örnek sorular aralık ayında yayımlanacak. l Yüzde 90 adrese dayalı: Sınav zorunlu olmayacak, isteyen girecek. Geri kalan yüzde 90 öğrencimiz kendi adresine dayalı, eğitim bölgesi içinde kalan okullara kaydedilecek. Öğrenci sayısı yüzde 10’a tekabül eden bir grubu, biz sınavla öğrenci alan okullar statüsüne getireceğiz. l Kapasitemiz var: Geçmiş yıllardaki öğrencilerimizin ve velilerin tercihini dikkate alırsak, yüzde 12 gibi bir oran imam hatip seçiyor. Meslek lisesini tercih edenlerin oranı yüzde 40. Gerisi de diğer okullara... Bunları da dikkate aldığımızda öğrenci sayımızın üzerinde kapasitemiz var. 1 milyon 180 bin 8. sınıf öğrencimiz var. Toplam lise birlerin kapasitesi bizim 1 milyon 268 bin. Buna özel okullar da dahil değil. 1.5 milyon kapasite var. Böyle bir kapasitenin olduğu yerde kaygı duymaya gerek var mı? Böyle bir şey gerçekleşir mi? Hiç düşünmüyorum. l İstedikleri okula gidecekler: Bir veli, evladını imam hatip lisesine göndermiyorsa kesinlikle Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz onun kaydını imam hatip lisesine yapmayacağız. Meslek lisesine göndermeyecekse, o evladımızı meslek lisesine göndermeyeceğiz. Danıştay’ın din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğine atamalarda ilahiyat fakültesi mezunları arasından atama yapılmasına dair işlemin yürütmesini durdurma kararına ilişkin Yılmaz, “Danıştay kararı diyor ki, ilahiyat fakültelerinden mezun olanlar din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olamaz. Bunu kaldırmak için bir yasal düzenleme de dahil gereğini yapacağız. Danıştay’ın yaptığı kesinlikle yanlış uygulamaydı. Bunu düzeltebilmenin yolu bir yasa çıkarmak” dedi. Mülakatta gerİ adım yok Öğretmen atamalarında tartışma yaratan mülakat sisteminden geri adım atılmayacağını belirten Yılmaz, “Hiç kimse de kendisindeki eksikliği görmüyor. ‘Adamını bulan’ deniyor. Bunu da ortadan kaldırmak için güvenlik soruşturmasından geçtikten sonra çok istisnai olanlar hariç hepsinin yazılı puanını esas alarak bir sıralama, bir atama çerçevesini oluşturacağız. Mülakat kesinlikle olacak” diye konuştu. Eğitim uzmanları tepkili Yeni sınav, molasız 135 dakika olması ve din dersi sorularının çokluğu nedeniyle eleştiriliyor Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından ayrıntıları açıklanan Liseye Geçiş Sınavı’nda din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden 10 soru çıkacak olması, öğrenci ve velileri kaygılandırıyor. İnkılap tarihi ve Atatürkçülük ve yabancı dil dersleri ile eşit sayıda soru sorulacak olan bu dersi iyi bilmeyen öğrencinin, matematik, Türkçe ve fen sorularını tam yapsa bile istediği liseye girme şansı olmayacak. Veliler, şimdiden din dersinden özel ders aldırma telaşına düştü. Molasız olmaz Eğitim uzmanı Alaattin Dinçer de, tek oturumlu sınav süresinin çok uzun olduğunu, arada mutlaka 10 dakikalık mola verilmesi gerektiğini söyledi. Din kültürü ve ahlak bilgisi görmeyen çocukların durumunun da değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Dinçer, eleştiri ve önerilerini şöyle sıraladı: “Hiçbir çocuğun tercih Alaattin etmediği okula yerleşmeDinçer yeceği teorik olarak doğru olmakla birlikte uygulamada sorunlar yaşanabilecek bir tablo karşımıza çıkarabilir. Örneğin kontenjanı az olan okullar daha çok öğrenci tarafından tercih edildiğinde oluşacak yığılma nasıl aşılacaktır? Burada ister istemez okul başarısı devreye girecektir. Ayrıca girmelidir. Yoksa çocuklar istediği okula yerleşmediğinde istemediği okula yerleştirme ya da açık liseye yönlendirme ile karşı karşıya kalabilir. Yüzde 10’luk kontenjan dağılımının okul temelli değil kontenjan temelli yapılması bir zorunluluktur. Okul temelli ya pılacak bir dağılım bazı okul türlerine okul sayısının çokluğundan kaynaklı hak etmediği avantajlar sağlayabilir. O nedenle bu dağılımın yüzde 1’in İmam Hatipler(12 bin) yüzde 22’nin meslek liseleri (24 bin) yüzde 7’nin diğer liseler (84 bin) şeklinde planlanması gerekmektedir. Eğitim bölgeleri yönergesinde bölgede bulunmayan okul türleri için yakın bölgede bulunan okul türlerini tercih edebilme olanağı sağlanmalıdır. Burada yelpaze olabildiğince geniş tutulmalıdır. Gerekirse pansiyon olanakları da bu süreçte devreye sokulmalıdır.” Cevapsız çok soru var Eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, liseye geçiş sı navı (LGS) ile ilgili so ru işaretlerinin devam ettiğine dikkat çekerek, yanıt bekleyen soruları şöyle sıraladı: 4 LGS’ye girmek is Hatice Yılmaz teyen adaylar kendi okullarında mı, farklı bir okulda mı sınava girecek? 4 Puan hesaplama sistemi ile ilgili hiçbir açıklama yapılmadı, sınav puanı nasıl hesaplanacak? 4 Sınavla öğrenci alacak üç ayrı tür lise için (fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ve proje okulları tek puan mı, farklı puan hesabı mı yapılacak? 4 Din kültürü dersinden muaf öğrenciler için nasıl bir uygulama yapılacak? 4 Sınavla ilgiyi ölçmek amacıyla yapılan anketin sonuçlarına göre sınava kaç öğrencinin girmesi bekleniyor? 4 Adrese bağlı yerleştirmede, bir eğitim bölgesindeki okullardan kontenjan boşluğu olan okullara, başka bir eğitim bölgesinden öğrenci gelmek isterse gelebilir mi? 4 Farklı eğitim bölgesinde olsa bile il veya ilçe sınırında evine yakın olan, diğer il veya ilçedeki okullara girebilir mi? ‘Yığılma nasıl aşılacak?’ Eğitimİş Sendikası’nca yapılan açıklamada, sınavdaki soru sayısının derslere göre dağılımının sağlıklı olmadığı vurgulanarak, “Sınavda, haftada 2 saat olan din kültürü ve ahlak bilgisinden de 10 soru, haftada 4 saat olan İngilizce dersinden de 10 soru sorulacaktır. Soru sayısı, haftalık ders saati sayısına göre belirlenmelidir. Ayrıca 135 dakikalık tek oturumlu sınav süresi öğrencilere uzun gelecektir ve mutlaka sınava 10 dakikalık ara verilmelidir’’ denildi. Haksızlık doğuracak Milli Eğitim Bakanı Yılmaz’ın “Hiçbir çocuk tercih etmediği okula yerleşmeyecek” ifadesinin hatırlatıldığı açıklama şöyle: “Ancak fen liselerinin 33 bin, sosyal bilimlerin 10 bin, Anadolu liselerinin 340 bin olmak üzere toplam kontenjan sayısı 380 bindir. Kontenjanı az olan okullar daha çok öğrenci tarafından tercih edildiğinde oluşacak yığılma nasıl aşılacaktır? Burada okul başarı puanı devreye girmesi gerekirken, Bakan başarı puanının dikkate alınmayacağını açıklamıştır. Özel okullarda notların şişirilmesine yıllardır engel olmayan Bakanlığın, şimdi devlet okullarındaki çocuklarımızın gerçek başarılarını yok sayması büyük bir haksızlıktır.” Demokrasiye karşı ‘post modern ortaçağ’ çabaları18 Pazar günü yazdığım yazıda, Sosyolojik kuramlar açısından, Atatürk’ün ve Türk Devrimi’nin niçin İnsanlık tarihi bakımından “İlerici” ve siyasal bakımdan “Devrimci” olarak görüldüğünü açıklamaya çalıştım. Elbette, bir köşe yazısında, bütün büyük Sosyolojik Teorilerin özetlenmesi ve Atatürk ile Türk Devrimi’nin bunlara göre değerlendirilmesi, ancak çok çok kısa bir özet olarak yapılabilirdi. Ben de o yazıda kuramları çok kaba hatlarıyla belirttim ve bu yüzden de elbette pek çok ayrıntıyı dışarda bıraktım. Bu kuramları merak edenler, benim, Sosyolojiyi en temelden, tarihsel açıdan anlamaya ve anlatmaya çalıştığım ilk kitabım olan, sonradan da birçok eklemeyle Türkiye için özel olarak da geliştirdiğim, “Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği”ne bakabilirler. HHH Bu kuramlara göre Türk Devrimi’nin ve Atatürk’ün değerlendirilmesi çok zor ve meşakkatli bir iştir. Türk Devrimi’nin “Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından” değerlendirmesini, ayrıntılı olarak, aynı ismi taşıyan “Atatürk” kitabımda yapmıştım. Bu kitap ilk olarak 1981 yılında İş Bankası Yayınları arasında yayımlandı ve daha yayımlanmadan, Evren Cuntası tarafından matbaada el konulmak istendi. O sırada İş Bankası Yayınları’nı yöneten eski CHP milletvekili İbrahim Cüceoğlu’nun kahramanca direnmesiyle, el konulmaktan kurtuldu ve basılabilerek gün yüzüne çıkabildi. Basıldıktan sonra da, ünlü “Atatürkçü Profesör” İsmet Giritli, (ki güya arkadaştık ve iyi tanışıyorduk) Tercüman Gazetesi’nde “Kemalizme Marksizmi Sokuşturma Çabaları” diye, kitabı, askeri cuntaya ihbar eden bir makale yayımladı. Remzi Kitabevi tarafından yapılan ikinci baskıda kendisine sitem olsun diye adını teşekkür ettiğim yazarlar arasında andım, ama anladı mı pek emin değilim. (Bu yazıyı yazarken düşündüm; kitabın yeni baskılarında, o teşekkürün başına, yeni kuşaklar için, bu ihbar olayını açıklayan bir cümle eklemek gerekiyor herhalde.) HHH Türkiye’de: İslam dini, sözde İslamcılardan... (Müslümanlığı siyaset için sömüren demagoglardan) Marksizm, sözde Marksistlerden... (Hem cahil, hem de hâlâ iddialı olan “Yetmez ama Evet”çilerden) Atatürkçülük, sözde Atatürkçülerden... (Faşistçe baskıları Atatürk adına yaptıklarını iddia eden darbecilerden ve onlara hâlâ destek veren sözde aydınlardan) Çok çekti! HHH Günümüzde yaşanan krizin temel nedeni: Bu üç grubun, NeoEmperyalizm ve NeoLiberalizm ile işbirliği halinde... Ülkenin: Osmanlı döneminde (kimi zaman Padişahların da içinde yer aldığı) “Devletçi Seçkinciler” tarafından başlatılan, Cumhuriyet ile başarıya ulaşan ve 1961 Anayasası ile taçlanan... Demokratikleşme sürecini... Durdurmak ve toplumu Feodal Din/ Tarım aşamasına geriye götürüp “Post Modern Bir Ortaçağa” sokmak istemeleridir. DİREN CUMHURİYET... DİREN DEMOKRASİ! Aleviler tedirgin Alevi Bektaşi Federasyonu eski genel başkanı Fevzi Gümüş, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) konuyla ilgili aldığı kararlar ortadayken liseye geçiş sınavında din sorularının sorulması, zorunlu din dersi uygulamasının katmerlenmesidir. Yani bu uygulama anayasaya ve uluslararası yasalara aykırıdır” dedi. ‘Laikliğe aykırı’ Fevzi Gümüş Alevilerin yıllardır zorunlu din dersine karşı çıktığını, laik bir devlette zorunlu din dersi olamayacağını vurgulayan Gümüş, şöyle devam etti: “Devletin bütün inançlara eşit olması gerektiğini her fırsatta söylemeye devam edeceğiz. Bu ülkede sadece Sünniliğin Hanefi mezhebinden insanlar yaşamıyor. Aleviler, Hıristiyanlar, Yahudiler, Deistler ve ateistler de var. Hem de hiç azımsanmayacak saydılar. MEB bu uygulamadan bir an önce vazgeçmelidir. Ülkenin eğitimi sistemi konusunda onlarca sorun varken bu uygulama ile çağın gerisinde olan sistemimiz daha da geriye gitmektedir. Uygulamaya konulan müfredata da, düşünülen sınav sistemine de laik ve bilimsel eğitimden yana olanlar karşı durmalıdır.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle