05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Mısır’dan Türkiye’ye ‘casusluk suçlaması’ AnkaraKahire arasında yüksek tansiyon sürerken dün gündeme Mısır’da savcılığın 29 kişi hakkında “Türkiye adına casusluk” suçlamasıyla gözaltına alınmaları kararı çıkardığı haberi yansıdı. Reuters’ın Mısır ajansı MENA’ya dayandırdığı habere göre, İstihbarat Servisi’nin yürüttüğü soruşturma çerçevesinde şüphelilerin “Müslüman Kardeşler’i (İhvan) yeniden iktidara getirme planı uyarınca telefon gö rüşmeleri yapıp, Türk istihbaratına bilgi aktardıkları” iddiasında bulunuldu. Hangi ülke vatandaşı oldukları açıklanmayan şüphelilere “terör örgütü üyeliği, para aklama ve kayıt dışı döviz ticareti” suçlamalarının da yöneltildiği kaydedildi. Kimi yerel kaynak, halihazırda bu kişilerin yakalanarak gözaltına alındığını duyurdu. Mısır’da 2013’te kitlesel protesto gösterileri sonrasında İhvan’ın desteklediği Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi askeri darbeyle iktidardan indirilmiş, İhvan terör örgütü ilan edilmiş, bu gelişmelerin üzerine AnkaraKahire ilişkileri gerilmişti. Perşembe 23 Kasım 2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Fedakârlık zamanı’ [email protected] 7 Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Suriye krizine siyasi çözüm çabaları çerçevesinde kritik bir viraj olan Rusya’nın Soçi kentindeki zirvede dün bir araya geldi. Putin, çatışmasızlık bölgeleri uzlaşına varıldığı Astana sürecinin garantörlerinden Türkiye ve İran’a destekleri için teşekkür ederken diğer yandan da barışın sağlanması için Şam dahil tüm tarafların taviz vermesi gerektiği vurgusu yaptı. Üçlü zirve, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın pazartesi günü Soçi’de Putin ile sürpriz görüşmesinin ardından daha da önem kazanmıştı. Ev sahibi Putin açılış konuşmasında, İran ve Türkiye sayesinde IŞİD’in Suriye’yi ele geçirmesinin engellendiğini, Ankara ve Tahran’ın Suriye’de ateşkes sağlanması ve çatışmasızlık bölgelerinin kurulmasında özel bir rol oynadıklarını söyledi. Sığınmacı yükü Türkiye’de Rus lider, “Yeni bir aşamaya geldik” derken bunun siyasi çözümün önünü açacağını belirtti. Çözümün BM destekli Cenevre sürecinde sonuca ulaştırılacağını; barışçıl çözüm için Şam dahil tüm tarafların taviz vermesi gerektiğini kaydetti. Putin ayrıca milyonlarca sığınmacıya kapısını açan Türkiye’nin rolüne de değindi. “Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, sığınmacılarla ilgili esas yük Türkiye’nin omuzlarında. Milyonlarca Suriyeli Türkiye’de ve bu eşi benzeri olmayan bir durum” dedi. Suriyelilerin ateşkesle birlikte evlerine dönmeye başladığına da dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Vardığımız nokta önemli ama yeterli değil. Tüm tarafların Suriye’de kalıcı ve Soçi’de gerçekleşen Suriye zirvesinde Putin; Erdoğan ve Ruhani’ye, ‘Barışçıl çözüm için Şam hükümeti dahil tüm tarafların tavizde bulunması gerektiği’ mesajını verdi Rusya lideri Putin, dün Soçi’de Erdoğan ile Ruhani’yi ağırladı. kabul edilebilir bir politik çözüm için katkıda bulunması önemli” ifadesini kullandı. İran Cumhurbaşkanı Ruhani de Suriye’de siyasi çözüm için zemin hazırlandığını söylerken yabancı devletlerin askeri varlığının sadece Şam hükümetinin daveti söz konusu olduğunda kabul edileceğini kaydetti. Toprak bütünlüğü vurgusu Soçi’deki görüşmenin sonucunda kabul edilen ortak bildiriden öne çıkan unsurlar şöyle: 4 “Gerilimi azaltma” bölgeleri, siyasi girişimler ülkenin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve bütünlüğünü bozmamalı. 4 Suriye halkının desteğini alacak bir anayasayla sonuçlanmak üzere kapsayıcı, özgür, şeffaf bir süreç ve katılmaya uygun tüm Suriyelilerin BM’nin gözetimi altında oy kullanacağı serbest seçimler vasıtasıyla ihtilafa GÖZLER SURİYE ULUSAL KONGRESİ LİSTESİNDE siyasi çözüm bulmalarında yardımcı olmak hususunda mutabık kalındı. 4 Bildiride üç ülkenin liderlerinin gerekli görülmesi halinde Suriye’de çözüme ilişkin yeni bir görüşme yapma konusunda hemfikir olduğu ifade edildi. Soçi’deki zirvenin Suriye’de iç savaşın, vekâlet savaşlarına çevrildiği altı yılı aşkın süredir devam eden kanlı süreçte siyasi yol haritasına zemin olabileceği yorumları yapılıyor. Liderlerin açıklamasında ve bildiride Suriye Devlet Başkanı Esad’ın geleceğine ilişkin herhangi bir yorum yer almaması da dikkat çekti. Şam’ın yakın müttefiki Tahran ve Moskova’nın aksine Esad’a Ankara’nın muhalefeti biliniyor. Ancak son dönemde Ankara bu tutumunda ısrarcı söylemini bırakmış durumda. Zirveye ve bildiriye ilişkin Şam hükümetinden ise memnuniyet açıklaması geldi. Zirvenin zorlu konularından birinin Ankara’nın terör örgütü kabul ettiği PYD/YPG’nin Rusya tarafından düzenlenmesi planlanan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne davet edilip edilmemesinin olacağı gündeme yansımıştı. Üçlü liderler zirvesinin ortak bildirisinde Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’yle ilgili “Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti temsilcilerini ve Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne ve parçalanamaz karakterine bağlı olan muhalefeti katılım sağlamaya çağırmışlardır. İran, Rusya ve Türkiye Kongre’nin katılımcıları konusunda görüş alışverişinde bulunup karar verecektir” ifadesi yer aldı. Zirvenin açılışında Rusya Devlet Başkanı Putin, Suriye halkının kendi kaderlerini belirleme hakkına işaret etti. “ Rusya, siyasi çözüm bulunması için yapılacak kongreye Suriye’deki istisnasız tüm milliyet ve mezheplerin katılmasından yanadır” dedi. İran Cumhurbaşkanı Ruhani, “Bu kongrede yeni anayasa için zemin oluşacak. Ve yeni anayasa için özgür , adil bir seçim yapılacak” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Terörist unsurların süreçten dışlanması Türkiye olarak önceliklerimiz arasında yer almaya devam etmektedir” vurgusunda bulunarak şöyle devam etti: “Milli güvenliğimize kasteden bir terör örgütü ile aynı çatı altında olmamızı, aynı platformda yer almamızı bizden kimse beklememelidir.” Konuşmasında Suriye’nin toprak bütünlüğüne dikkat çeken Erdoğan, “Bu ülkeyi bölmeye çalışan eli kanlı bir çeteyi meşru bir aktör olarak göremeyiz” ifadesini kullandı. Riyad’da Cenevre hazırlığıSMUUUHDAİLAERFEATBİİSTTOAPNLA’DNADSI URİYE Lübnan Başbakanı’nın Beyrut’a dönmesi destekçilerini sokaklara döktü. Bağımsızlık Günü kutlamalarına Hariri, Aun ile birlikte katıldı. Suriye’de altı yılı aşkındır süren savaşta sona gelindiği yönün yor. El Arabiya’ya konuşan kimi muhalif isim Esad’ın geçiş döneminde de emareler belirirken 28 Kasım’daki koltukta kalmasına karşı çıkışlarını BM liderliğindeki Cenevre görüşmele sürdürdüklerini söyledi. ri öncesinde Suudi Arabistan’dan mu Açılış konuşmasında Cubeyr, halefeti şekillendirme hamlesi dik Suriye’de olası tek çözümün “hal kat çekiyor. Riyad’ın evsahipliğinde dün başlayan 2. Genişletilmiş Suriye Muhalefet Toplantısı üç gün sürecek. Toplantının, gözlerin Soçi’de Rusya kın taleplerini karşılayacak bir uzlaşma” ile sağlanabileceğini söyleyerek yol haritası için siyasi geçiş sürecinin öne çıktığı 1. Cenevre Konfe Hariri Türkiyeİran’ın liderler düzeyinde Suriye zirvesine çevrildiği aynı gün başlamasına da işaret ediliyor. ransı sürecine işaret etti. De Mistura da “muhaliflerin ortak bir noktada buluşmaları gerekir” derken, bugün Rusya’ya giderek Cenevre gö istifasını rüşmeleri üzerine temaslarda bulunacağını açıkladı. Toplantıya Rusya’dan da bir temsilcinin katıldığı bildirildi. rafa kaldırdı Üç gün sürecek toplantıya Suriye muhalefetinden 140 isim davet edildi. Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın geçen ay sarf ettiği “ılımlı İslama döneceğiz” çıkışıyla yeni bir eksenin işaretlerini veren Riyad’ın düzenlediği toplantıya katılan isimlerden biri de Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’ydı. Toplantının açılışında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Katılımcılar arasında İstanbul merkezli Ulusal Konsey ile rakip oldukları yorumları yapılan KahireMoskova eksenli oluşumlardan isimlerin de bulunduğu duyuruldu. İki yıl önce S. Arabistan’ın desteğiyle kurularak bir önceki Cenevre sürecinde etkin rol oynayan ve Rusya’nın “radikal” olarak tanımladığı Yüksek Müzakere Konseyi ise toplantıda liderlik düzeyinde yer almadı. Konseyin genel koordinatörlüğünü yürüten eski Suriye Başbakanı Riyad Hicab’ın da aralarında olduğu kimi isim toplantı öncesinde istifalarını açıklamıştı. Rusya’nın önceki gün Hicab’ın istifasını memnuniyetle karşılayıp Riyad’ın muhalifleri örgütleme çaba Suudi Arabistan’da 4 Kasım’da açıkladığı istifasıyla RiyadBeyrutTahran hattında siyasi krizi tetikleyen ve dün Ulusal Bağımsızlık Günü’nde ülkesine dönen Lübnan Başbakanı Saad Hariri, görevi bırakma kararını askıya aldığını duyurdu. 17 gün sonra döndüğü ülkesinde havalimanında yoğun güvenlik önlemleri altında karşılanan Hariri ilk iş olarak 14 Şubat 2005’te Beyrut’ta düzenlenen suikast sonucu yaşamını yitiren babası Refik Hariri’nin mezarını ziyaret etti. Diyalog çağrısı Bağımsızlık günü kutlamalarına da katılan Hariri, Lübnan Cumhur ‘MESELE MADDİ VARLIĞI’ İsrail istihbarat servislerine yakınlığı ile bilinen DEBKAfile sitesi, Hariri’nin Suudi Arabistan’a, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın, gelmediği takdirde mal varlığına, banka hesaplarına el koymakla tehdit etmesi üzerine gittiğini öne sürdü. Bu çerçevede Riyad’da yürütülen yolsuzluk operasyonlarına, aralarında prenslerin de olduğu onlarca kişinin gözaltına alınmasına işaret edildi. Hariri ailesinin sahibi olduğu inşaat firması Saudi Oger’in Suudi kraliyet ailesinden önemli isimlerle iş bağlantıları olduğu, Selman’ın Hariri’nin Riyad’a borçlu olduğuna karar verdiği savunuldu. Hariri’nin istifasında İran, Hizbullah ile ilgili suçlamalarının ise bir kılıf olarak kullanıldığı belirtildi. el Cubeyr ile yan yana yer aldı. larını desteklediği demecinin yankı Mistura’dan Rusya ziyareti sı sürerken Suriye’de Esad’lı siyasi geçişe yeşil ışık yakan Moskova mer başkanı Mişel Aun ile bir araya geldi. Riyad hükümetinin baskısıyla görevinden ayrıldığı yönünde iddialar lığın yinelenmesi ve ulusal diyaloğa başlangıç oluşturması” umuduyla kabul ettiğini ifade etti. Toplantıya, muhalifler üzerin kezli muhalif grubun temsilcisi Kad ortaya atılan Hariri, istifasını sundu Aun, Riyad’daki istifasını kabul et de siyasi uzlaşma baskısının damga vurması bekleniyor. Ancak mu ri Cemil’den Yüksek Müzakere Konseyi’ndeki ana gruplara tepki yükseldi. ğu Aun’un istifanın sebepleri ve siyasi arka planı hakkında biraz da meyeceğini belirttiği Hariri’nin ülkesine dönmesini bekleyeceğini söyle halifler arasında Devlet Başkanı Beş Cemil, radikal grupları Riyad’ın muşar Esad’ın geleceğine yönelik gö halefeti Cenevre görüşmelerinde tek ha fazla diyalog kurulması için bek mişti. İstifa konuşmasında, “Hizbullemesi talebine olumlu yanıt verdiği lah ve İran’ın bölgeyi istikrarsızlaştır rüş ayrılıklarının nasıl sona erdirileceği konusu bilinmezliğini koru bir delegasyon etrafında toplama gayretini engellemeye çalışmakla suçladı. ni söyledi. Hariri, Aun’un isteğini gö dığını” savunan Hariri, “kendisine surüşmelerin “Taif Anlaşması’na bağlı ikast düzenlenebileceği endişesi ta şıdığını” dile getirmişti. Gözaltı iddi TIllerson ‘çocuk askerlere göz yumuyor’ alarını yalanlayan Hariri, geçen hafta Paris’te Lübnan’daki siyasi krizin ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’a kendi bakanlık çalışanları tarafından bazı ülkelere yönelik “çocuk asker yasağını” ihlâl ettiği suçlaması yöneltildi. Reuters ajansının haberine göre, Dışişleri Bakanlığı’ndan bir grup kıdemli diplomat, Tillerson’ın tersi veriler olmasına karşın geçen haziran ayında Irak, Myanmar ve Afganistan’ın “ordu ya da milis kuvvetlerde çocuk asker kullanan ül kat çekildi. Halihazırda bakanlık çalışanları ile arasında gerilimin sürdüğü yorumlarının merkezindeki eski Exxon Mobil’in CEO’su Tillerson’a yönelik suçlamalar, temmuz ayında bir grup bakanlık çalışanının üst yöneticilerine bu çerçevede bir şikâyet notu göndermesiyle alevlendi. Diplomatların nadiren kullanılan “fikri muhalefet kanalına” başvurarak gönder çözümü içim arabuluculuğa soyunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşmüştü. G. Kıbrıs’a da gitti Paris sonrası Kahire’ye geçerek Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile önceki gün keler listesinden” çıkarılması kararına sert tepki gösterdi. Tillerson, “çocuk savaşçıları silah altına alan bazı ülkelerle ilgili federal yasayı çiğneyip bu ülkeleri korumakla” itham edildi. İlgili yasada “18 yaşın altındakileri askere alan ülke ile askeri ittifakın bitirileceği” maddesine dik dikleri notta bu üç ülkeye askeri yardımı serbest bırakan kararın “çocukların askere alımını önlemedeki diplomatik araçlarından birini zayıflattığı” vurgulandı. Ancak Tillerson cephesi kararın arkasında durduğunu belirtti. bir araya gelen Hariri ardından da Kıbrıs Rum Yönetimi’ne gitti, Cumhurbaşkanı Anastasiades ile buluştu. Anastasiadis’in Riyad tarafından davet edildiği de gündeme yansıdı. Soçi ve eriyen ‘Sünni cephe’ Cumhurbaşkanı Erdoğan Soçi zirvesine geçerken, Ortadoğu’daki son altı yılda yaşanan büyük savrulmaları düşündüm. Altı yıl önce Suriye savaşı başladığında, sözümona bir “Sünni cephe” kurulmuştu; RTE’den “Sünni muhalefeti” destekleyen “Sünni cephenin lideri” diye bahsediliyordu. Washington’u arkasına alan Sünni eksenin RiyadAnkara ayağı hele el üstünde tutuluyor, Suudiler; Esad ve de İran’a karşı sürdürülen bu vekâlet savaşı için kesenin ağzını açmaktan çekinmiyordu. Ortadoğu’daki gelişmeler yıllarca bu “Sünni cephe” merceğinden okundu. Galip belli, ya mağlup? Bugün halbuki Türkiye, Washington’la kanlı bıçaklı. NATO ile tarihi kriz yaşanıyor. Yandaşlar “ABD ile savaşalım!” diyor. “Türkiye makas değiştiriyor; herkes hesabını ona göre yapsın, ona göre ayağını denk alsın!” ayarları veriyorlar. Gerçekten de Türkiye, sahada Esad’ı destekleyen Putin ve İran’ın yanında boy göstererek makas değiştiriyor. 2015’te Ortadoğu oyununa yeniden güçlü şekilde dahil olan Rusya “havadan”, İran da milisleriyle karadan Esad’a arka çıktılar ve savaşı nihayete erdirdiler. Soçi zirvesi öncesi aynı kentte can ciğer kuzu sarması kucaklaşan Esad’la Putin’in fotoğrafları; “Bu savaşın galibi biziz!”i ilan ediyordu. Galipler Esad, Putin ve Ruhani olduğuna göre, mağlup kim? “Sünni cephe” liderliğine oynadığı halde “cephe”yi de, “cephenin liderliğini” de yitiren Erdoğan’ı dünya, bir noktaya dek mağlup görüyor. Süratle “makas değiştirme” hızı ve Soçi’de masaya oturma kabiliyeti sayesinde RTE, zararı da mağlubiyeti de sınırlamış vaziyette. Suriye savaşına “Sünni cephe” ile giren Ankara, sonuçta savaştan Putin’le kol kola çıkıyor. Beri yanda savaşın kesin bir mağlubu var. O da “Sünni cephe”nin baş mimarı Suudi Arabistan. Bir savaş biterken yenisi mi? Suriye Savaşı ve bu savaşın sonucu olan IŞİD’ın bölgeden çekilmesiyle Suudi Arabistan ortada kaldı. Ortadoğu’da kartların yeniden dağılımında Suudi Arabistan’ın bir çıkarı yok. Bilakis etki alanlarını İran’ın kontrolüne kaptırdı. Sadece Suriye’de değil, 2015’ten beri boğazına dek saplandığı Yemen’de de durum böyle. Bu yüzden Suudi Arabistan’ın fabrika ayarları tamamen bozuldu. “En büyük bölgesel güç” olmak iddiasını sürdüren Riyad ısrarla, her şeye rağmen “yeni Ortadoğu”dan pay almak istiyor. Bu nedenle son olarak şimdi “Lübnan fay hattı”nı kurcalıyor. Bu da “Bir savaş Suriye savaşı sonuçlanırken, acaba yeni bir savaş Lübnan vekâlet savaşı mı başlıyor” sorusunun sorulmasına yol açıyor. Suudi baskısıyla gizemli şekilde istifasını sunan, Riyad’da 2 hafta ev hapsinde tutulan, Macron’un aracılığıyla bırakılan ve nihayet “Lübnan’ın bağımsızlık günü”nde ülkesine dönen Hariri’nin maceraları bundan böyle en büyük merak konusu... Hariri ailesinin sponsoru Suudiler, Lübnan’daki piyonlarının; gene İran’ın bu ülkedeki piyonu Hizbullah’a karşı etkili olamadığından şikâyetçiler. Hariri üzerinden Lübnan’ın dengeleriyle oynayarak yeni bir Şii İran karşıtı Sünni cephe yaratmak arayışındalar. Velihat Muhammed bin Salman’ın günlerdir tozu dumana katması, ortalığı karıştırması bundan. Bu yeni SünniŞii cepheleşmenin şansı ne var ki bir öncekinden daha da az. Lübnan’ın “L’OrientLe Jour” gazetesi; “Böyle bir cepheyi bölgede kim destekler” sorusunu sorduktan sonra özetle şunları ekliyor: “Türkiye’nin ajandasında İran’a şu ara hiç cephe almak yok. Aynı şey diğer Sünni güç Mısır için geçerli. Kahire’nin önceliklerini de halihazırda 2018’deki başkanlık seçimleri, iç baskı ve terörle mücadele oluşturuyor.” Suudi Arabistan “Sünni cephe”de bir başına kaldı! Yanında sadece Tel Aviv ile Trump Amerikası var. Bölgeye dışardan bakanlar, bu paylaşım savaşının eski solcuların ağzıyla ifade etmek gerekirse iki “emperyal blok” arasında geçtiğini belirtiyorlar: Bir yanda Suudi Arabistan, İsrail ve ABD; diğer yanda Türkiye, Rusya ve İran. Nereden nereye değil mi? Irak’ta IŞİD vahşeti Irak’ın Sincar (Şengal) bölgesinde IŞİD’in katlettiği onlarca Ezidiye ait cansız bedenlerin olduğu toplu mezar bulundu. Iraklı yetkililer Rambusi’de ortaya çıkarılan toplu mezarda aralarında kadın ve çocukların da olduğu 73 kişinin cansız bedeninin olduğunu, bölgede araştırmaların sürdüğünü duyurdu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle